Topkapı (1964)

agartan

Onursal Üye
28 Haz 2019
1,225
11,296
Topkapı (1964)

Yönetmen: Jules Dassin
Senaryo: Monja Danischewsky, Eric Ambler
Müzik: Manos Hatzidakis
Tür: Macera, Komedi, Suç, Gerilim
Vizyon Tarihi: 02 Eylül 1964 (Fransa)
Dil: İngilizce, Fransızca, Türkçe, Almanca, Yunanca, İtalyanca
Çekim Yeri: İstanbul, Türkiye
Süre: 120 dk
IMDb Rating: 7.0
1 Oscar ödülü. 3 farklı ödül


*

l-topkapi-5p3tg.jpg


*

Topkapı 1964 ABD yapımı bir serüven filmidir.
Film, Türkiye'de ilk kez 1965 yılında İstanbul Beyoğlu Yeni Ar (Sonradan Sinepop) ve Şan sinemalarında gösterime girmişti.
Senaryosunu casus romanları yazarı Eric Ambler'ın 1962 tarihli The Light of Day adlı romanından Monja Danischewsky'nin uyarlayıp yazdığı filmin yapımcılığını ve
yönetmenliğini Jules Dassin yapmış, önemli rollerinde Melina Mercouri, Peter Ustinov, Maximilian Schell, Robert Morley ve Akim Tamiroff oynamıştır.
Ege Ernart, Senih Orkan ve Danyal Topatan gibi Türk sinemasından oyuncuların da yer aldığı filmin müziklerini Manos Hacidakis yapmıştır.

Küçük bir üçkâğıtçı olan Arthur Simpson (Peter Ustinov) biraz para kazanabilmek için, uluslararası çapta mücevher hırsızlığı yapan bir çetenin işini almak zorunda kalır;
Görevi çeteye ait bir otomobili Yunanistan'dan Türkiye'ye geçirmektir.
Çete İstanbul'daki Topkapı Sarayı'nda bulunan çok değerli bir hançeri çalmayı planlamaktadır.
Başlarda soygundan haberi olmayan Simpson, istemeden de olsa çete ile işbirliğine mecbur kalır.
Türk İstihbaratı ise ülkeye silah sokulduğundan ve sonuçta ülkeyi kargaşaya sürükleyebilecek bir suikast yapılacağından kuşkulanarak çeteyi takibe alır,
bir yandan da Simpson'ı işbirliğine zorlayarak çetenin içinden bilgi sağlamaya çalışır.

Eric Ambler'ın romanı Türkiye'de 1963 yılında Gün Işığı adıyla yayımlanmıştı.
Dış mekân çekimlerinin tamamının İstanbul'da gerçekleştirildiği filmde,
uluslararası bir hırsızlık çetesinin Topkapı Sarayı Müzesi'nden kıymetli bir hançeri çalmak üzere geliştirdikleri zekice soygun planını uygulamaya koyarken,
onların silah kaçakçısı ve suikastçı olduklarını düşünen Türk istihbaratı ile aralarındaki kedi fare oyunu anlatılmaktadır.
Peter Ustinov, Arthur Simpson rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Akademi Ödülü'nü kazanmıştı.
Ustinov ve Melina Mercouri aynı zamanda Altın Küre ödüllerine de aday gösterilmişlerdi.

***

Büyük bir bölümü İstanbul’da geçen ve dış mekan çekimlerinin tamamı bu şehirde çekilen, döneminde hayli ilgi görmüş,
zengin oyuncu kadrosuna sahip başarılı bir soygun filmi.
Filmde uygulanan soygun yönteminin, daha sonraki yıllarda “Görevimiz Tehlike/Mission İmpossible” filmine de esin kaynağı olduğunu belirtelim..
Ünlü Hollywood yıldızlarının yanında, Ege Ernart, Senih Orkan ve Danyal Topatan gibi sinemamızın oyuncuları da filmde rol almışlardı.
Ünlü casus romanları yazarı Eric Ambler’in 1962 yılında yazmış olduğu “The Light of Day” adlı romanı, sinema için Monja Danischewsky tarafından senaryolaştırmıştı.
Ambler’in romanı ülkemizde 1963 senesinde “Gün Işığı” adıyla basılmıştı.
Filmin, görüntü yönetmenliğini Henri Alekan yapmış, müzikleri de Manos Hacidakis tarafından gerçekleştirilmiş.


! spoiler içerir:
Filmin başında, Elizabeth Lipp (M.Mercouri) adlı kadının, bizlere Topkapı Sarayı’nı (müzesini) gezdirmesine tanık oluruz.
Asıl amacının zümrütlerle bezeli hançeri çalmak olduğunu da konuşma esnasında açıklar.
Hemen Fransa’ya dönüp eski ortağı ve sevgilisi olan Walter Harper’ı (M. Schell) bu soygun için ikna eder.
Walter soygunu sabıka kaydı olmayan amatörlerden oluşan bir ekiple yapmak istediğini bunun yakalanma ihtimalini en aza indirdiğini söyler.
Günümüzdeki gibi teknolojik imkanların olmadığı dönemde, kendini teknolojik buluşlara adayan Cedric Page (R. Morley) ekibe alınır.
Müzenin zeminindeki alarm tertibatı nedeniyle, tavandan girişin mümkün olduğunu söyler.
Giulio (G. Segal) adlı dilsiz bir akrobat, sonra da onu iple çekecek güçlü bir adam Hans Fisher (J. Hahn) ekibe dahil olur.
Soygun esnasında kullanılacak sis bombaları ve dürbünlü tüfeği bir otomobile gizleyip Türkiye’ye gireceklerdir.
Bunun için iş, kendilerini tanımayan ve aracı İstanbul’a getirecek birini bulmaya kalmıştır.
İngiltere’den sınırdışı edilmiş, Yunanistan’da yaşayan, paraya muhtaç, üçkağıtçı Arthur Simpson (P. Ustinov) tam aradıkları kişidir.
Sınırı geçip, İstanbul Hilton Oteline aracı teslim için yüz dolara anlaşırlar. Sınırda aramada silah ortaya çıkar, Simpson tutuklanır.
Yakın bir tarihte ülkede yapılacak olan askeri toplantıda bir ülke liderine suikast yapılacağını zanneden Türk gizli servis şefi Ali Tufan (Ege Ernart),
Simpson’u kendilerinden yana çalışmaya zorlar ve ikna eder. Silah tekrar araca monte edilir, Simpson Hilton’a doğru yola koyulur.
Türk polisinden bir araç da onu takiptedir. Arabayı otelde Cedric’e teslim edip parasını alır. Cedric ona gitmesini söyler.
Simpson’u casus olarak kullanmak isteyen emniyet teşkilatı, işin bozulmaması için arabayı götürmek isteyen Cedric’e kapıdaki polis tarafından
(bizzat yönetmen Dassin oynuyor bu rolü) “Türk kanunlarına göre aracı ülkeye kim soktuysa sadece onun kullanabileceğini” söyler.
Simpson da ekibe böylece dahil olur. Ekip Boğaz’da kiraladıkları yalıda (Üsküdar Beylerbeyi’ndeki Mabeyinci Faik Bey Yalısı) kalmaktadırlar.
Cedric’in yanında Simpson’la gelmesine bozulurlar. Yalının ayyaş aşçısı Gerven (A. Tamiroff) yalıyı kiralayanlarla sürekli takışmaktadır.
Ekip dikkat çekmemek için ona katlanmaktadır. Hans’la bir itiş kakış sonucu Gerven onun parmaklarını kapıya kıstırır.
Giulio’yu kim sarkıtacak derken Simpson’u bu işe mecburen dahil ederler.
Elizabeth, hançerin tıpatıp aynısını yapmıştır, soygun esnasında aslıyla değiştireceklerdir.
Simpson’un taraf değiştirmesiyle polisleri öğrenen ekip, dikkati başka tarafa çekmek için hep birlikte yağlı güreş müsabakalarını izlemeye giderler.
Peşlerinde polisler vardır, ama bir şekilde onları atlatmaları gerekmektedir. Soygun anı yaklaşmaktadır artık…

“Topkapı” son derece keyifli bir film, bilhassa biz Türk izleyiciler için çok daha sıcak geleceği, nostaljik tatlar bulacağımız kadar,
1964 İstanbuluna adeta bir zaman tünelinden dahil olmak, gizlice 50 küsür sene sonra şehri fotoğraflar dışında, canlı gibi izlemenin bambaşka tatlar vereceği de bir gerçek.
Zamanında özel izinler alınarak, Türk Hükümetinin de çok güçlü desteğiyle çekilen film,
halen yapılan pek çok anket ve listede en beğenilen soygun filmleri arasında gösterilmekte.
Bunda uluslar arası bir oyuncu kadrosunun, filmde Türkiye ve Türklere karşı takınılan olumlu bakışın ve tavrın önemi,
olayların geçtiği tarihi mekanların bolca kullanılışının da etkileri var.

Filmde tüm oyuncu kadrosu çok başarılı, canlandırdığı Arthur Simpson rolüyle Peter Ustinov da ikinci kez En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar ödülünü kazanmıştı.
Daha önce de 1960 da “Spartaküs” teki rolüyle almıştı.

Melina Mercouri, bu filmin yönetmeni Jules Dassin’le 1966'da evlenmişti. 1994'de Mercouri ölene dek evli kaldılar.
Mercouri 1977'de Yunanistan’daki hükümette Kültür Bakanlığı da yapmıştı.

Günümüz sinemasının ünlü yönetmenlerinden Christopher Nolan, vermiş olduğu bir röportajında “Topkapı” filminin en sevdiği filmler arasında olduğunu belirtmişti.

Günümüz aksiyon ve macera filmleri seyir zevkini, tamamen bilgisayar ve teknolojik ürünlerden sağlamakta.
Bırakın aksiyon sahnelerini, olayların geçtiği mekan bile bilgisayar da yaratılıyor artık.
Filmlerin çoğu “bilinmeyen bir yerde ve bilinmeyen bir zaman diliminde” diye başlar oldu.
Herkes ağzı açık izliyor. Senaryo olayları içinden çıkılamaz şekilde karıştırıyor, “nasıl çözülecek bu iş” derken, teknolojik bir aletle, bilimsel yolla iş çözülüveriyor,
bize de bunu kabullenmek düşüyor. Tehlikeli sahne dublörleri bile meslek değiştirdi, kendilerine iş kalmadığından,
filmler masa başında, bilgisayar ekranında yaratıldığından beri.
“Topkapı” filmi tüm bu teknolojiye karşı adeta, bugün en basitinden bir mağaza için bile sıradan bir güvenlik aracı olarak düşünülen kameraların dahi olmadığı
bir dönemde geçiyor filmimiz. İşin merkezinde insan var, o nedenle daha sıcak ve çekici.
Teknolojik alet olarak, müzenin zeminindeki alarm ve hançeri koruyan cam bloğu kaldırmak için kullanılan vantuz var. Ha bir de adamların kollarındaki saatler tabi.
“Topkapı” yı izleyin.
O günleri yaşayanların bile inanmakta zorluk çekeceği “Aaa.. İstanbul böyle miymiş!” diyeceği,
günümüzün 25 milyona yaklaşan şehrinin, cennet sayılan o dönemki görüntülerini izlerken keyifli bir zaman dilimi geçireceksiniz.
Filmi izlemeye başladıktan bir müddet sonra o maceraya sizi de dahil edecektir. “Topkapı”nın sizi tutsak aldığını göreceksiniz. Herkese iyi seyirler.
Serdar Demirkıran

**

Türkiye de -eğer bir ulusal film arşivi varsa- bu film muhafaza edilmeli.
Osmanlı ve eski Anadolu medeniyetlerinden kalan eserleri yeterince muhafaza edemedik ne yazık ki.
Filmde her şey o kadar saf ve doğal işlenmiş ki.
60'lı yılların İstanbulundan büyüleyici görüntüler, camiler, mehter marşı, yağlı güreşler, Türk bayrakları, festival ve bayram havası.
Kameranın zoomladığı Bafra sigarası arkadaş. En ufak bir ayrıntı bile atlanmamış. Basit ve sade ama bir o kadar güzel.

**
Eserlerimizi zamanında korumadık, elimizden kaçırdık. Şimdi ise restorasyon adı altında tarihi yerlerimiz eciş-bücüş şekillere sokuluyor.
Bu film vasıtasıyla bunu söyleyip rahatladım. Oh!

1964 yılının İstanbulunda geziyoruz filmde. (gökdelenler filan yok.)
Ben çok beğendim şahsım adına; şehri güzel yansıtmışlar.
Film başarılı; tam bir macera filmi. Bazı ufak tefek mantıksızlıkları var, ancak bunlar izlerken gözümüzün içine batmıyor.
Aslında filmin en büyük rahatsız edici yanı -bence- Melina Mercouri'nin ses tonu.
Ayrıca Türk Sinemasının isimsiz kahramanlarından Ege Ernart, Senih Orkan ve Ahmet Danyal Topatan'ı görmek bu filmde ayrı bir keyif oldu benim için.

**

agartan: Filmin künyesinde belirtilmeyen; 007 From Russia with Love (1963) filminde de benzer bir rolü oynayan (Türk polis memuru - bu filmin de künyesinde yoktur)
Bedri Çavuşoğlu da (1900 - 1973) oynamış. Ayşecik ve Turist Ömer serilerinin çoğunda rol almıştır.
Ayrıca; Topkapı filminde "Josef" karakterini Jules Dassin'in oğlu, ünlü şarkıcı Joe Dassin oynamış.

Topkapı'nın bir Zeki - Metin filmi olan Vay Başımıza Gelenler 1979 (Yönetmen Zeki Alasya) filmine de esin kaynağı olduğunu düşünüyorum.

Film 900 MB hacminde, 720p çözünürlük kalitesinde, orijinal dilde ve Türkçe altyazı üstündedir.

"rar" dosyasının şifresi: agartan

buradan indirebilirsiniz:

Keyifli seyirler dilerim.
 
Son düzenleme:

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231
Soğuk Savaş'ın ilk yıllarında Komünist oldukları veya Komünüzme sempati duydukları gerekçesiyle Hollywood'daki yüzlerce aktör, yönetmen, senarist, müzisyen vs kara listeye alınmış, stüdyolar tarafından boykot edilmişler, hiçbirine iş verilmemişti. Amerikalı Senatör Joseph McCarthy'nin canını yaktığı sanatçılar saymakla bitmez ama kısaca aralarında Charlie Chaplin, Richard Attenborough, Orson Welles, Edward Dmytryk gibi büyük isimler de vardı. İşte bu çok uzun listede Jules Dassin de yer alıyordu. Dassin işsiz kalınca Fransa'ya göçtü, orada çok daha fazla ün yaptı. Dassin'in ana babası Odessa'dan göçmüş Yahudilerdendi. 1966'da sonradan Yunanistan Kültür Bakanı olacak olan Melina Mercouri ile evlendi. Oğlu Joe Dassin Fransa'nın ünlü şarkıcıları arasında yer aldı, şarkıları harikadır (O da 1980'de 41 yaşındayken öldü).

Topkapı, birçokları gibi benim de kült filmlerimin başında gelir.
Film için teşekkürler "agartan".
 
Üst