Shoryuken

Yönetici
9 Nis 2013
4,044
20,234
Kamlançu
Geçen hafta Ankara seyahatim dolayısıyla dergimizi paylaşamamıştım. Hafta içi de içimden gelmedi. Bundan sonra iki dergimiz kaldı paylaşacağım. Sonrası Allah kerim.




Haluk abiye geçmiş olsun dileklerimle;


 

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,353
Kütahya
Değerli Shoryuken,

Türkiye Çocuk Dergisi paylaşımınız çok güzel.

Bir imkanı olsa da 1983-1984 ve 1985 yıllarının dergilerini de paylaşabilseniz.

Emek için teşekkürler
 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,405
Paylaşım için çok teşekkür ederiz.Emeği geçen herkese çok teşekkürler.
Benimde açıkçası bir şey paylaşmak çok içimden gelmedi.Petranyus la biraz oturduk güncel meselelerden konuştuk.O duman çıkartan nesneden içtik.Tahammül meselesini ele aldık.Hayatta neye kime ve nasıl tahammül etmeliyiz ? Yada tahammül göstermek zorundamıyız.
J.J.Rousseau nun toplum sözleşmesine de baksanız Hoobees uda inceleseniz sonuçta insanlar bir arada yaşamak zorunda ve bu zorunluluk içinde tahammül göstermek zorunda olduğu sonucuna vardık.Demokrasi dediğimiz şeyin temeline inersek aslında tahammül etme / tahammül gösterme sanatı.Hangi anlayışı taşırsanız taşıyın tahammül göstermemenin sonu mutlaka otokrasiye dönüşür.Hukuk Devletinden polis yada jandarma devletine doğru geriye gidiş olur.Bugün kü GIRGIR meselesini ele aldık.Tepeden tırnağa inceledik zaten bir kare.Üstünde bir asır gibi kafa patlattık.Nasıl tepki vermeliydik.Empati yaptık Hazreti Musa olsa nasıl davranırdı.Doğrusunun onun gibi davranmak olduğuna karar verdik.Diğer yandan yazılara geldik.Köşe yazılarının insanlar üzerindeki etkileri ve köşe yazarlığı konusunu irdeledik.Gazetelerde neden köşe yazıları var.Olmazsa bütün gazeteler birbirine benzerdi hiç bir gazete satılmazdı.Niye tahammül edemiyoruz.Yada sınırları neler olmalıdır dedik.Biraz beyin fırtınası yaptık..Üstad la ortak kanaatimiz Hak meselesinde düğümlendi.Hak yenmediği sürece tahammül istenince gösterilecek bir şey değil büyük bir sorumluluk ve zorunluluk.Peki insanlar aslında tahammül edebilecekleri şeylere neden kırılıyor yada tavır koyuyorlar.Bunun nedenide genelde içsel dedik.Alışkanlıklar algı filtreleri hakikatten uzaklaşmak olarak yorumladık.Erich From demiş ya insan tanrı olmaya çabalar.J.J.Roussau nun dediği gibi ilk sorun bir insanın bir toprak parçasını çevirip burası benim demesiyle başladı.Benim demek müthiş bir sorun.İnsanların farklı etkilerle gruplar oluşturması türleşmesi apayrı bir durum.Meslek odaları mesela aslında iyi bir girişim fakat bir süre sonra iç siyasette de etkin olma düşüncesi ağır basıyor ardı sıra sorular sorduk neden kişilik etkileri başka idealizm başka sorumluluk başka ve en sonunda gelip dolaşıp genelde egoda düğümlendi.İdealizm yerini genelde pragmacılığa teslim ediyor.Makyavelin pudralanmış cilalanmış parlatılmış yeniden fontlanmış hali.Yine geliyoruz insan doğası ve hakikatten uzaklaşmak iyide hakikat ne zeka ne akıl ne neyi nasıl sorgulamalıyız.Hakikat insan doğasının olan ancak farkedilmesi gereken alanı.Zeka direkt hakikat ve sevgiyle alakalı akıl ise yol bulma becerisi bilinenin aksine.Diğer etkenleride işin içine kattık sonuçta ne olursa olsun insanın kendinden uzaklaşması aslında hakikatten uzaklaşması.Peki niye bu kadar negatif duygularla doluyuz egomuz neden sürekli güçleniyor.Bir çok etken var ama temelde Maslow un dediği gibi insanlar alışkanlıkları ile yaşarlar.Ego güçlenirse kendimizi güvende hissediyoruz.En büyüğünden en küçüğüne en kompleksinden en primitifine hepsinde karşılaştığımız sorun aynı nesnel gerçeklik bakış açımız algımız algı filtrelerimiz sürekli bizimle aşamıyoruz.Ve en kötüsü kendimizi değiştirme ihtiyacı hissetmiyoruz çünkü kendimizi kendimizde sanıyoruz.Ego katmanlarını soymaya başladıkça aslında anlıyoruz ki ben ben değilim ben sende değilim ne ben benim ne sen ben aslında yabancılaşmış iki değer yargısını sen ve ben sanan çift kişilikli bir anlayışız.Aynaya bakıpta aynayı göremeyen görüntüyü ben sanan bir anlayış.Düşünceleri ben sananlar duygularını ben ve en büyük gerçeklik sananlar elde ettiklerini ben sananlar bulundukları konumu ben sananlar yetkisini ben sananlar etkiyi ben sananlar sahip olduklarını ben sananlar aslında sadece derin bir yanılgı içindeler.İlahi bir öze ve teolojik bir töze sahip olan insanoğlunun beni sadece sevgi , şefkat , merhamet , iyilik , affedicilik ve zekada Krishnamurti nin dediği gibi hakikat her duygunun her düşüncenin her gözyaşının arkasına öyle bir gizlenmişki örtüleri kaldırmadan anlaşılamaz en büyük örtüde ben örtüsü sen örtüsü.Benim örtüsü.Bir insanın sahip olabileceği en büyük gerçeklik hakikati görebilmektir.Hakikati bulabilmektir.Üstadla bir hayli irdeledik bir çok konuyu dışarda bir hayli kalmışız içerden kahve servisi geldi de biraz ısındık.Gece şöyle bir yıldızlara baktım galaksileri düşündüm sonsuz bir karanlıkta seyreden sonsuz gök cisimlerini hayal ettim ben nedirki ben ben neyimki ben çölde bir kum tanesi okyanusta damla bile değil ne kadar insan olursak o kadar iyi ne kadar insan kalırsak o kadar iyi ne kadar az düşmanlıkta birlik olursak o kadar iyi ne kadar çok insanla iyi geçinirsek o kadar iyi
ne kadar iyi düşünürsek o kadar iyi ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi ne kadar çok hakikati ararsak o kadar iyi ne kadar çok iyiden yana olursak o kadar iyi ne kadar az nefret edersek o kadar iyi ne kadar çok tahammül edersek o kadar iyi.
 

gitarisyen

Çeviri & Balonlama
7 Ara 2016
457
3,784
Hiçbir Şey Ülkesi
Ah, ben bu sayıyı çok iyi hatırlıyorum. Verdiğniz örnek resimleri görünce hemen tanıdım. Fakülte 2. sınıftaydım o sıralar... :)

İlkokul-Ortaokul yıllarımın vazgeçilmez dergisi Tercüman Çocuk, Ortaokul-Lise yıllarımın dergisi Milliyet Çocuk ve Lise-Üniversite yıllarımın dergisi de Türkiye Çocuk dergileriydi.

Gerçekten yıllar önce kaybettiğim ve bir daha hiç oynayamayacağım oyuncağımı bulmuş gibi sevindim. Ve çocukken yediğimiz leblebi tozlarının lezzetini alır gibi okuyacağımdan da eminim.

Ellerinize sağlık, Sayın Shoryuken. Çok teşekkürler... Hemen indiriyorum.
 
12 Şub 2010
15,006
543,755
Gıcır gıcır bir Türkiye Çocuk Dergisi daha. Gittikçe bağlanıyorum bunlara.

Çok teşekkür ederim sevgili Murat.
 

prince

Onursal Üye
20 Ağu 2012
4,471
27,003
Her biri ayrı bir güzellik,her biri ayrı birer lezzet.
Teşekkürler üstadım...
 
Üst