Tommiks Ceylan Yayınları (6.Seri) Fasikül 06 (26.07.1966)

palio68

Guest
4 Ağu 2012
1,338
26,070
Bursa
gbWxI2.jpg



1 Haziran 1966'da yayınına başlayan 6 serisininTom Miks'in kapağında
Yeni Kitap ibaresi vardı Yeni olmasının nedeni birçok kez yayınlanmış olan
EsseGesse maceralarının yerine Fransız çizimlerine yer vermesi idi.
32 sayfa ve 75 kuruşa yayınlanan bu serinin ömrü fazla uzun olmadı.
1967 yılının başlarına kadar sürdükten sonra yeni bir seri başladı.
Forumda Tommiks serilerindeki listelerin tümüm elden geçmesi gerekecek,
Tüm serilerden örnekleri çoğalmaya başladı arada olmayan diğer serilerdende örnekler görmek dilekleriyle.
ozanbarış & palio68 çalışması ile tüm dostlarımıza keyifli okumalar dileriz.



 

serdary67

Onursal Üye
18 Eki 2009
8,731
25,950
ordu-turkey
Olmayan olmayacak lafı sizin gibi bir ikili için söz konusu değil eminim ki daha nice seri siz muhteşem ikili elinde bitecek sizlerl olmak bir keyif sağolun.
 

palio68

Guest
4 Ağu 2012
1,338
26,070
Bursa
EsseGesse İtalyan olduğuna göre; Fransızlar çakma çalışmışlar demek ki, bizim Tenten ler gibi :D ellerinize sağlık üstadlar :)

EsseGesse telif ve yayın haklarını Fransız'lara devrettiği için çakma sayılmıyor fındıkfındık dostum. Fransız çizimleri Tommiks ve Teksas kısmında tarafımdan sıkı bir şekilde takip edilmektedir. Konuya vakıf olan çizer üstadlarımızdan Talat Güreli'de Fransız çizimlerinin takipçisi.
 

R.Türkmen

Çizgi Roman Ustası
12 Şub 2012
763
2,979
Ee Fransızlar çizgi romanda birinci sınıf kategorisine giriyorlar da ondan.:)
İtalyanların çizimleri gibi çocuksu değil ki çizimleri, hikayesi, çizimleri, renklendirmesi ile sanat icra ediyorlar.
Fakat İtalyanlar da çok aktif insanlar ve Amerika'dan sonra bu işte en geniş kitleye hitap edenler de onlar. Ama resimleri ikinci sınıftır. Hem Amerikan yapımı Mandrake, Kızılmaske, sonradan gelen Marvel, Örümcek Adam, Süperman, Batman vs. hem de İtalyanların Teksas Tommiks'lerinin hikayeleri çocuksudur. Büyük kitlelere hitap etmeleri de bu yüzdendir.
Fransızlar birinci sınıf çizgi romancılar ama onlarda geniş kitlelere hitap edemiyorlar, elit bir kitle takip ediyor..
Bir Hugo Pratt, bir Gir'in Blueberry'sinin tablo gibi resimlerinin ve iyi kurulmuş hikayelerinin yanında Teksas Tommiks çok çocuksu kalıyor.

Fransa-Belçika ekolü bir çok çizerimizi bu nedenle çok etkilemiştir.

Velhasılı kelam Palio dostum, bende takip ettiğin Fransız çizimlerini tercih ederim.:)
 
Son düzenleme:
12 Şub 2010
15,006
543,715
Sevgili Ramazan Türkmen'in değerlendirmelerine büyük oranda katılmakla birlikte katılmadığım noktalar da var.

Frankofonların kurgu ve senaryolarının gerçekten güzel olması ve özellikle kentlerin görkemini yansıtan tablo güzelliğinde çizimlerinin cazibesi hepimizi büyüler.

Yalnız son yıllardaki bonelli çizgi romanlarındaki çizimlerin de birinci sınıf olduğunu vurgulamak lazım. En yaygın ve çok satan Teks'i ele alalım örneğin. Bizzat sevgili Ramazan'ın da bu yeni çizimleri uzun uzun incelediğini ve çok beğendiğini hatırlıyorum. Elli yıldan beri yayınlanan Teks'in ilk dönem çizgileriyle şimdiki çizimleri kıyaslanamaz bile. Senaryoları da fena değil.

İtalyanlar son yıllarda kendilerini oldukça geliştirdiler. Amerikan piyasası ile rekabet edebilmek için çok yetenekli hemen her ulustan çizer istihdam ediyorlar. Bonelli endüstrisinin geleceğe sağlam yatırımlar yapmakta olduğunu gözlüyorum.

Zaten İtalyanların genetiğinde resim ve güzel sanatlara yatkınlık, yetenek mevcut. Rönesansı başlatan, resim ve heykelde emsalsiz eserler veren bir ulus olduğu malum. Leonardo Da Vinci, Mikelanj gibi referanslara sahipler.

Gelelim Teksas Tommiks ve essegesse'ye
Her vesile ile bu fikrimi belirtiyorum. Essegesse olmayan Teksas ve Tommiks'i ancak başka okuyacak bir şey bulamazsam veya çok çok istisnai durumlarda okuyorum. Fransızların bunların telifine sahip olmaları benim için bir şey ifade etmiyor. Kinova için bir şey demiyorum. Ama Teksas ve Tommiks benim için essegesse'dir. Kargadan başka kuş, Şişhaneden başka yokuş tanımam diye bir söz vardır ya:) onun gibi...

Essegesse dışında Teksas ve Tommiks'i sadece ve sadece samim Utkun kapaklarında beğeniyorum. Bir de Fatih Okta'nın Hoz Comics için çizmiş olduğu kapaklarda beğendiğimi söylemeliyim. Onun çizgilerinin sevimliliği de Teksas Tommiks'e çok yakışıyor.

Laf uzayınca sevgili Ozanbarış&Palio68 dostlara teşekkürü unutacaktım az daha:)
 

R.Türkmen

Çizgi Roman Ustası
12 Şub 2012
763
2,979
Abi tabi ki çok beğendiğim İtalyan çizerler ve çizgi romanlar var. İtalya'da Ken Parker'ın kendinden sonraki antikahramanlara yol açan liderliğini nasıl göz ardı edebiliriz.:) Satış rekorunu halen elinde tutan Teks'e nasıl laf edebilriz.:) ‘Saklı Yüz’ Volto Nascosto mesela. En önemli çizerleri topladı, iyi çizerlere ayrı ayrı maceralar çizdirildi. Nasıl ses getirdi. Bonelli üstüne düştü çünkü. Çizerlerinden biri de Ersin Burak'tı..:)

Değerlendirmem tamamen çizgi romanın akademik seviyesi, çağdaş sanat bağlamındaydı...:) Ekol sıralaması yaptım bir nevi.
Bu bakımdan Fransa hep bir adım önde.:) A kategorisinde.
HERGE ile birlikte Fransa-Belçika ekolünün kuran Kovboy maceralarının tartışmasız en büyük ustası JİJE ve dolayısıyla öğrencisi Jean GİRAUD MOEBİUS (GİR) varken...:) (Bugün avrupalı klasik çizerlerin çoğu ne çizerlerse çizsinler Gir'in getirdiği western çizgi stilini ve onun getirdiği anlayışı taklit ederler.)
Mesela aklıma gelmişken söyleyeyim. Thorgal'da okurun dikkatinden kaçabilecek öykünün ayrıntılarına da yer verilerek, konunun az bilinen özelliklerine okurun dikkati çekiliyor. Viking Sözlüğü bile var albümde yavvv.:)

Klasik dönemlerden bu yana Dünya çizgi romanında ciddi değişiklikler oldu. Okur-yazar oranı arttı. Goethe; “göz ancak, o kişinin bildiği kadarını görür” diyor. Göz zevki eğitilmiş nitelikli insanlar, yazar, çizer, okuyucu var. Bonelli'de İtalya'da belirginleşen yeni okuyucu kitlesine göre hamle yapıyor. Sonuçta sosyolojik ve kültürel bir olgu bu. Avrupa'da Çağdaş çizgi romanın anayurdu olduğu düşünülen (apolitilk, yaşamı sorgulamayan, donuk, kısaca küreselleşme diyeyim) Amerikan tarzı giderek hissediliyor. İtalya'da haliyle Nathan Never gibi 3. kuşak kahramanlarla, hatta eskilerin de yer yer güncellenmesiyle bilimkurgu-fantastik Amerikan süperhero'larına öykündü. çizgi romanın geniş kitlelerce 1930'larda Amerika'da Hal Foster, Alex Raymond ve Hogart üçlüsüyle benimsenmesinden sonra, Rich Corben, Giraud gibi bayrağı taşıyanlarla 60'lardan 80'lere uzanan altın yıllardan günümüze Çizgi romanın mecrası gelişti, rekabet büyüdü. Teknoloji çok gelişti. Eskisi gibi yalın değil, gerçeklik düzeyi yüksek, görsel kusursuzluğu ile daha iddialı eserler verilmek zorunda. Öykülerde yap boz gibi, okuyucuyu daha da içine çeken bir tarzda artık. Bugün resimleri ne kadar güzel olursa olsun, hikayeleri sürükleyici ve çekici değilse tutmuyor. Bu da ayrı bir konu.:)
Amerikan süperherolarının da Stan Lee'nin yaklaşımıyla birlikte insani yönleri ortaya çıktı, zayıflıklarına değinildi. Bunu da söyleyeyim. Çağdaş sanatta da çizgili anlatımın son yıllarda dikkat çekiciliğini görüyoruz. Sırf bu yüzden... Entellektüel, elit kitlenin ilgi duyduğu tür olması çizgi romanın bunlardan ötürü işte hep...

Sözüm meclisten dışarı ama bu bakış açımı akademiden geçmiş çizerler daha iyi yorumlayacaklardır.:)

İyileri, artistik olanları, sonsuz bir hayal gücüyle çağımızı canlandırıken, gelecekteki teknik gelişmelere doğru da uzanmaktadır. Dinlendirici, öğretici, yeni ufuklar açıcı çizgi romanlar önemli yaratıcıları ile her gün milyonlarca kişiye ulaşmaya devam edecek.

Türkiye'de mi? Türkiye'de sanatın alıcısı yok, çok ucuz...
 
Son düzenleme:
12 Şub 2010
15,006
543,715
Mmmmmmmm:)

Mükemmel bir açıklama,
Akademik ders diye buna derim

İyi etmişim de essegesse fanatikliğim tutmuş, sevgili Ramazan'a pas vermişim
Yoksa bu güzel dersten mahrum kalacaktık

Sevgili Ramazan biliyorsun, sen kitabın resimlerine, çizgilerine bakarsın daha ziyade, ben ise senaryo, kurguya öncelik veririm ve elbette çizgiler de çok önemli. Çünkü adı üstünde, çizgi roman...

Benim eleştiri ve görüşlerime gelince, çizgiyi severim ama o kadar
Yoksa hele seninle çizgi üzerine söz söylemek bana düşmez
Ama benim de okuyucu olarak haklarım var, o hakkımı kullanıyorum:)

Benim görevim b konuda sana pas vermek
Bu görevimi de yapmaya devam edeceğim sevgili dostum
Sen de bizi aydınlatmaya, bilgilendirmeye devam et lütfen
 

Gabby

Onursal Üye
18 Haz 2012
264
1,449
...Teksas ve Tommiks benim için essegesse'dir. Kargadan başka kuş, Şişhaneden başka yokuş tanımam diye bir söz vardır ya:) onun gibi...

:)...

Kimin çizdiğini bırak nerede üretildiklerini bile bilmeden sevdik biz EsseGesse çizimlerini. Sonra çizgilerdeki büyü kaybolup iyice garipleşmeye başlayınca da bıraktık Teksas-Tommiks okumayı. Hiç kimse de bize bunlar Fransız çizimleri dememişti oysa.

Yani Talat Güreli’nin “EsseGesse ekibi çizgiromanı çıkabileceği en yüksek doruğa tırmandırdı. Bu yüzden kimse EsseGesse’yi taklit edemedi, etmeye çalıştılarsa da edemediler” tesbitini biz yıllar önce çocuk yaşta zaten test edip çoktan onaylamıştık. :)

EsseGesse üretimi işlerde dev cüsseli Blek, tıknaz-tombul Profesör ve çocuk Rodi tiplemelerinde muhteşem bir anatomik oran vardır. Oysa işin Fransa ayağında, tüm iyi niyetiyle EsseGesse’ye teğet geçmeye çalışan Carlo Cedroni çizimlerinde bile Rodi, oran olarak çocuktan ziyade cüce görünümünden kurtulamamıştır.
 
12 Şub 2010
15,006
543,715
ve essegesse çizimlerindeki hep mütebessim yüz ifadeleriyle tanıyıp sevdiğimiz Blek ve arkadaşları, Tom ve arkadaşları, essegesse olmayanlarda genelde hep asık suratlı ve sevimsizdirler...
 

ertuğrul

Admin
5 Nis 2009
24,851
137,092
Muhabbet derinleşmiş.
Aydınlatıcı bilgiler çok önemli.
Paylaşım yapan ve bilgilerini sunan değerli dostlara teşekkür ederim.
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,044
75,439
hiçbiryerde :)
Çocukken o kadar teksas tommiks okuduk, "NewLand"
üstadın dediği gibi kim çizmiş, nerde çizilmiş hiç
düşünmedik. Şimdi yorumlayabiliyoruz ancak.

Ramazan Türkmen üstadın yazısını keyifle okudum,
tümüyle katılıyorum. Frankofon çizgi romanı ilerde
çünkü renklerin olanaklarını daha iyi kullanıyorlar.
İtalyanlar ya da bonelli diyelim, siyah beyaz, hızlı
üretimle düşük maliyet ve daha yüzeysel senaryolarla
bizim gibi ülkelere ulaşmış, fransız ekolü ise kalıpları
kıran senaryoları ve çizimleriyle sanatsal yönden hep daha önde olmuştur.

Ayrıntıları bilmeden, bize yakın gelen kahramanları
sevip okumuşuz yıllarca ( kültürel açıdan da- öpüşmeyen,
büyüklerine saygılı, zayıfları koruyan, vatanını seven
kahramanlar, Teksas, Tommiks, Zagor vb. bize çok yakın
gelmiştir). Halen Kemal Sunal filmlerinin çok izlenmesi gibi.
Çok zayıf ya da çok iyi demiyorum, seviyoruz işte diyorum:)

"Sanat"ın ülkemizde alıcısı olmaması çok kötü;
yeniliğe, ilerlemeye, çağdaş yaşama ulaşmak için
"tabu"ların yıkılması için gereken "sanat" yönetenlerce
hep aşağılanmış, topluma yayılması engellenegelmiştir maalesef...

Tüm güzellikler için ozanbarış ve palio68 dostlara teşekkürler.
 
Üst