Türkiye'de Yayınlanmış Unutulmaz Teks Maceraları.

caretta

Onursal Üye
24 Ağu 2011
2,943
23,713
Kıbrıs
Türkiye’de Yayınlanmış Unutulmaz Teks Maceraları.
Bu başlık altında Türkiye’de çeşitli yayınevleri tarafından yayınlanan çizimi,konusu,senaryo kurgusu,karakterleri bakımından unutulmayan,defalarca okunulacak maceralardan sözedeceğim.Şüphesiz bunlar benim seçkilerim ve herkesin bunları kabul etmesini bekleyemem.Ama uzun yıllardır Teks okuyan ve Teks hakkında yazılar yazan birisi olarak bu seçtiklerimi hatırlayacağınızı,yorumlarınızı yazacağınızı,belki de okumadıysanız okuyacağınızı umarım.
Oğlak Yayınları Seri Teks dizisinden Haziran-Temmuz 2011 tarihlerinde çıkan 144 ve 145.sayılar.Orijinal 544-545 sayılar.”Klondike’da Entrika ve “Kuzeye Kaçış”başlıklarıyla yayınlanmış.Senaryo Mauro Boselli,çizim Miguel Angel Repetto.Güney Batı Amerika’da soygun yapan bir çete bir sürü insan öldürür.Cedarville kasabasında yeralan çatışmada çetenin çoğu öldürülür.Sadece iki tanesi kurtulur.Yaralı Carson’u bırakamayan Teks,haydutları izleyemez.Kayalık dağları aşan haydutlar San Francisco’ya ulaşırlar.Oradan da gemiyle Alaska’ya kaçarlar.Ama peşlerinde işlerini asla yarım bırakmayan Teks ve Carson ile.
Kanada’ya ulaşan Teks ve Carson burada başka bir olayla karşılaşırlar.İlginç bir şekilde iki kaçak da bu olaya dahil olurlar.Öldürülen bir Kanada’lı Atlı Polis yüzbaşısının katil zanlısı olarak bir İnuit Eskimo’su olan Ayaklut tutuklanır.Ayaklut lehine tanıklık edecek olan Atlı Polis Onbaşı Ryan da iki kaçak Bones ve Pollard tarafından öldürülür.Olayı soruşturma çavuş Lafferty’nin görevidir.
Caribou kasabasında karanlık işler çeviren Henry Fitzgerald aslında yüzbaşıyı öldürten ve şuçu Ayaklut’un üzerine atan kişidir.Bu arada Albay Jim Brandon da olaya karışır.Linç edilmek istenen Ayaklut bir fırsatını bularak kaçar.Karlı ormanlarda müthiş bir kovalamaca başlar.Ayaklut’un peşinde Fitzgerald’ın adamları ve gönüllüler,yine Ayaklut’un peşinde Jim Brandon ve hepsinin peşinde Teks,Carson ve çavuş Lafferty!Neticede haydutlar öldürülür.
Caribou’da bulunan Bones ve Pollard Fitzgerald’ı hapisten kurtarırlar.Bütün parasını yanına alan Fitgerald da yolda öldürülür.Yine müthiş bir kovalamaca başlar.İki haydut sağ olarak yakalanırlar.
Ben bu macerada bazı ilginç şeyler gözlemledim.Kovalanan iki haydutla başlayan macera Kanada’da başka bir olayla bütünleşiyor.Çok az Teks macerasında Bones ve Pollard gibi acımasız hayduda rastladım.Jim Brandon,Yüzbaşı Montgomery,Çavuş Lafferty,Onbaşı Ryan gibi İngiliz disiplini ile görevlerine son derece bağlı dürüst ,Atlı Polisler.Teks ve Carson gibi görev aşkıyla zorlu kış şartlarında Kanada’da haydut kovalayan rangerler.
Teks’in Kanada maceraları çok güzeldirler.Hemen hemen hepsi de Jim Brandon’un daveti üzerine başlar.Macera konuları da genellikle isyancı kızılderililer veya ayrılıkçı asilerdir.Çete,örgüt lideri genellikle Fransız asıllıdır.Bu macera bu açılardan da farklı idi.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
Sayın Caretta, sözünü ettiğiniz sayıları okuyacağım.Sizin Tex hakındaki görüş ve bilgileriniz önemli.
Ben mesela "Navajo Kanı" (Altn Klasik sayı:51) adlı macerada, masum navajo gençlerini eğlenmek
için öldürenleri "Gallup Dispatch" gazetesinde yayımlayan Gazete Sahibi Floyd'un Matbaası
tahrip edildikten sonra Şerif'le konuşmasında, zararın ödenmesi ve yeni makinelerin gelmesiyle
yayımlanmaktan söz eden Şerife, "HAYIR! İKİ NEDENLE...BİRİNCİSİ:ZARARIN ÖDENMESİ İMKÂNSIZ.BUNU SİZ DE İYİ BİLİYORSUNUZ...İKİNCİSİ:GERÇEKLER KARSISINDA BİR KASABA
BÖYLE CEVAP VERİYORSA, ONLAR İÇİN MÜREKKEP HARCAMAYA DEĞMEZ." demesi. Tex'in
teklifi ile gazeteciğe geri dönerken aralarındaki diyalog. Floyd: "ELİNİZİ VERİN WİLLER!... BU
ANDAN İTİBAREN MARTİN FLOYD EMRİNİZDE". Tex:"EMRİMDE DEĞİL FLOYD. GERÇEĞİN
HİZMETİNDESİNİZ." Tex Sadece bir Western değildir tüm temel insan dramları vardır.
 

İskenderunlu

Onursal Üye
29 Tem 2012
5,347
12,822
iskenderun-Hatay
Caretta dostumuzun bahsettiği macerayı okudum ve güzel olduğunu söyleyebilirim..Teks 186'lık seri galiba 71'den başlayan maceranın ise benim en beğendiğim Tex macerası olduğunu söyleyebilrim.Macerayı 30 yıl kadar önce vefat eden bence Tex'in en iyi çizeri E. Nicolo çizmiş..Macera çok uzun sürüyor kahramanlarımızdan başka macerada İrlandalı Pat var..Ayrıca Shady Bill adlı çok acımasız bir haydut da ilerleyen sayfalarda ortaya çıkıyor.Okumayan hemen derhal okusun!(Bert Morley'in itirafı.Fakat macera bir önceki sayının sonlarından başlıyor-186 lık seri sayı 70'in sonları)
 
Son düzenleme:

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
"Vahşi Batı Yollarında" (Maxi Tex13-efsanevi Tex maceraları 11) adlı macerayı
Segura yazmış, Ortiz çizmiş.Western türünün tüm klişelerini barındıran senaryo UBC sitesinden tam not almış(7/7).Macerada: Göç, öncüler, düello,posta arabası soygunu, kızılderili saldırıları, Birleşik Devletlerin orta ve batısındaki
yol hikayesi ve takip, ırklar ve türler arasındaki dostuklar,doğal afetler(hortum,çığ,fırtına,bataklık), yaşam mücadelesi, aşk, suç kasabaları ve hayalet kasabalar, altın hırsı, ihanet, vahşet temaları işlenmiş.Senaryoda, Antony Mann'in güzel filmi "Winchester 73"ten esinlenilmiş.Western yazarı Louis L'Amour'un maceralarındaki "Yalnız Atlı" temasına yaslanılmış.Ute kızılderilisi Kara Ayı:"onları gerçekten bırakmak niyetindemisin?Topraklarımıza hakaret ettiler." Babası olan Şef Bizon Kafa şöyle der:"Asıl şeref, insanları öldürmekte değil affetmekte yatar".Ahde vefa, sadakat, affetmek ve merhamet etmek güzel erdemler.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
488 ve 489 (Oğlak aylık seri 88-89) sayılarındaki "Matador" macerası, benim son zamanlarda okuduğum en iyi Tex macerası.Kişisel Top 10 listeme girer.Maceranın çizimlerini gerçekleştiren Sanatçı Aldo Capitano 2001 yılında vefat etti.Huzur içinde yatsın.Aylık seri'de çizdiği tek macera bu. Bir Özel Albüm (No:8) bir de Almanak (1997) resimledi.Nick Raider ve Blek çalışmalarında her milimi dolu sinematografik çizimler gerçekleştirdi."Bana göre çizgi roman düşleri anlatmanın en iyi yolu"diyor.Sergio Bonelli, çok sevilen,tevazu içinde çalışan bir kişi olduğunu söylüyor.Titiz,ayrıntılara önem veren sağlam çizgilerinden yansıyan dinamizm "Matador" macerasının sonuna kadar sürüyor.Zaten çizim tam puan almış (7/7).Belki de bu kadar mükemmelliyetçi olması sonucu 49 yaşında sevenlerinden ayrılmıştır, kimbilir.Boselli'nin de araştırmaya dayalı sürprizli senaryosu çok iyi.Bence senaryo da tam puana layık.Boğa güreşleri ile ilgili bir çok şey var.Örneğin: Diz altına kadar gelen altın işlemeli pantolona "Talequilla",Matadorların ışıltılı elbisesine "taje de Luces",matadorun boğayı öldürmesinin hemen öncesinde yaptığı hareketlere "Faena" diyorlar.Bu macerada aşk ve duygusallık dozu da fazla olduğundan ayrıksı bir Tex macerası.Bizim Türk melodramlarına veya Brezilya dizilerine de benziyor biraz.Tüm Tex severlere, ayrıca Tex okuru olmayıp da iyi bir macera okumak isteyenlere mutlaka okumalarını öneriyorum.Sevgiler&Selamlar.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
Sergio Bonelli: "Berardi, çizgi romanların şairidir.Müthiş bir tekniğe, tarza ve duyarlılığa sahiptir." demiş.Ken Parker ve Julia'nın yaratıcısı Berardi'nin yazdığı tek Tex macerası olan "Oklahoma"; eksenine, batıya göç ve arazi kapma yarışını, göçmenleri ve onların maceralarını alan müthiş bir serüven.Hırslı ve amaçlarına ulaşmak için cinayet dahil herşeyi yapan işadamları, serüvenciler, kiralık silahşörler, kumarbazlar, entrikalar, göçmenlerin umutları, aşkları, acıları hepsi bu serüvende.Berardi yine bir melezle ırkçılığa dokunuyor.İnsanların birbirlerini tanıdıkça önyargılarının nasıl yıkıldığını anlatıyor.Komplo ve gerilim gibi polisiye unsurları da kullanıyor."land Rush" denilen büyük yarışta Devlet tarafından hazırlanan parselleri ilk ele geçiren oranın sahibi oluyor.Ayrıca, Oklahoma Eyaletinin başkenti "Guthrie"Şehrinin doğuşuna, yani Boom-Town olayı denilen hızla bir şehrin kuruluşuna da tanıklık ediyoruz.Berardi'nin muhteşem senaryosu tam puan(7/7) almış.Macerayı Usta Çizer Letteri resimlemiş.Berardi, Gazeteci Dick Neville karakterinde biraz kendini yazmış gibi.Dick, Saloon hakkında "Orası varoluş hastalığına birebir gelen, acılarını unutmanı sağlayacak bir vaha!"; batıya göç macerasına atılması ile ilgili olarak da "Bir filozofun dediği gibi 'Hayat yeni şeyler öğrendikçe güzeldir' "diyor.Sevgiler&Selamlar
 

caretta

Onursal Üye
24 Ağu 2011
2,943
23,713
Kıbrıs
Bu güzel macerayı Oğlak Efsanevi Teks Macaraları 4.ciltte okuyabilirsiniz.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
Ben unutmuştum, maceranın yayımlandığı serinin adını ve numarasını hatırlattığınız için teşekkürler Caretta Üstâd.Sergio Bonelli "mini dev albüm" olarak tanımladığı "Oklahoma" için: "Az bulunur, çok özel.Çünkü tek ve diğerlerinden farklı" demiş."Oklahoma" 1991 Yılında "Maxi" üst başlığını taşımadan yayımlanmış. 1997'de yayımlanan "Fosil Avcıları" "Maxi" başlığının yer aldığı ilk macera imiş.
 

İskenderunlu

Onursal Üye
29 Tem 2012
5,347
12,822
iskenderun-Hatay
Teks'in Çin Mahallesi macerası da unutulmazlar arasında gösterilebilir, galiba çizer Letteri idi.Bir de çizerini hatırlamadığım Hakim Madoks macerası da yediden yetmişe Tekskoliklerın hafızalarına kazınmıştır..
 

caretta

Onursal Üye
24 Ağu 2011
2,943
23,713
Kıbrıs
Hakim Madoks'un çizeri Fernando Fusco.Fusco'nun çizdiği 2.Teks macerası.Andy Wilson adlı gencin asılması ile sonuçlanan ve Teks'in
tek başına olduğu nefis macera.Teks'in insan yönünü öne çıkaran,kendisini 2 kez öldürme fırsatı yakaladığı halde bunu yapmayan Andy'nin adilce yargılanması için büyük gayret gösterdiği macera.
1976'da Karakoç fasikül Teks'lerde 338-346 sayılarda ve 186'lık
Ceylan Teks'lerin 25-27 sayılarında yayınlandı.Çizgi Düşler Klasik Teks
dizisinin 8.sayısında Ocak 2015'de yayınlanacak.Villa bu maceraya tam
4 kartpostal ayırdı.105-108 numaralı kartpostallar bu maceradan
enstantaneler içeriyor.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
Vahşi Batının ilk fosil avcıları.Paleontoloji:Fosilleri veri olarak kullanarak Dünyada yaşamın tarihini yazmak amacını taşıyan bilim dalı.Fosilbilimi ya da eski varlık bilimi.Paleontologlar fosiller üzerinden yaşamın köklerini araştırıyor.Fosil avcılarından paleontolog Edward Cope iyi, Charles Sutter kötü adam.Annesi bir beyazla evlendiği için beyazların içinde büyüyen Four Bears (dört ayı) adlı kızılderili genç; Üvey babasından ve kardeşinden, beyaz topluluktan gördüğü şiddet ve ırkçılık sonucunda kendisi de beyazlara nefret duyan şiddet düşkünü psikopat biri olur.Doroty Law Nolte ne demişti:"Eğer bir çocuk kin ortamında büyüyorsa kavga etmeyi öğrenir." Kit Carson da"İntikam kötü bir yol arkadaşıdır.insanın içinde iyiliğin zerresini bırakmaz"diyor, Tex:"Haklısın, yaşlı kır filozofu hem de çok haklısın."karşılığını veriyor.Four Bears'in dağa çıkması ve kaçışı,fosil avcıları arasındaki mücadele, takip, gelmiş geçmiş en büyük etobur olan Tirannozor Reks'in bulunması ana öykü yapısını oluşturuyor.Yazar Segura Red Barnum isminde ödül avcısı bir unutulmaz karakter yaratmış.Yazar maceralarında insan -hayvan dostluğuna dokunuyor.Bu macerada da Salomon adlı yaşlı bir altın arayıcısı ile katırı Metuşelah'ın dostluğu var.Birlikte viski içiyorlar.Dengelerin ve tarafların her an değiştiği, bazı kötülerin iyiye dönüşebildiği macera konu ve ana fikir bazında tam puan (7/7) almış. Ortiz'in çizgileri de güzel.Sadece Oğlak baskısının bazı sayfaları soluk.Sevgiler&Selamlar.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
Maxi Tex 3/a "İntikamın iki yüzü/Teks'in Hiddeti" adlı macera; Segura'nın güzel senaryosu ve Repetto'nun beğendiğim çizgileriyle iz bırakan maceralardan biri.217 sayfa uzunluğunda.Repetto Tex'i Ticci ve Fusco sentezi bir tarzda yorumluyor.Bu macerayı da oldukça sert çizmiş. Gatling marka mitralyözle Navajo kızılderililerinin topluca taranması sahnesi gibi. Bir de unutulmaz düş sahnesi var.Tex'in yüksek ateş altında iken,gökyüzü maviliğindeki vadilerde Eşi Lilyth ile buluşması duyguluydu.Tekrar sarıldılar birbirlerine. Repetto her zamanki gibi doğayı hayvanları iyi çizmiş.Irkçılık ve nefret kişilerde, toplumlarda bazan da tüm Dünyada acılara neden oluyor. Öç alma duygusundan doğan intikam, yıkıcı ve kötü sonuçlara yol açan bir duygu.Kişi aslında intikam aldım zannederken kendisine de kötülük yapar.Schiller."Merhamet ve affetmek iyilerin intikamıdır demiş."Çizgi romansız kalmayın.Sevgiler&Selamlar.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
HOWDY(How do you do-napıyorsun, Naber'in kısaltılmışı.)Kovboylar Vahşi Batı'da böyle selamlaşıyorlarmış.
Maxi Tex 3 "Güneyin Altınları" adlı macera Amerikan İç Savaşının hemen ertesinde geçiyor.Konfederasyon (Güney) yenilmiştir.Civil War (iç savaş'ın)nedeni ekonomik-politikti.Kölelik karşıtı Kuzey (Birlik), ekonomisi büyük ölçüde tarıma ve siyah kölelerin oluşturduğu ucuz işgücüne dayalı Güney için tehdit oluşturmaktaydı.1861-1865 arasındaki yaklaşık dört yıl süren iç savaşta 620 bin kişi çarpışmalar sırasında, bunun iki katı sayıdaki insan ise hastalıklar ve olumsuz hayat koşulları yüzünden hayatını kaybetmiştir.Maceramızda; gizli bir yerde saklanan 30 sandık altını ortaya çıkartıp Güneyin savaşı yeniden kazanması için bir grup eski asker harekete geçer.Kimisi vatanseverlik duygularıyla bazıları da şahsi çıkarı için altınların peşindedir.Tabii Tex ve Carson da onların peşinde.Güney yenilmesine rağmen beyazların egemen olduğu eski düzeni sürdürmek isteyen bazı Konfederasyon ordusu gazileri Ku Klux Klan örgütünü kurdu.Dehşet ve korku verici eylemler yapan bu örgütün ismi Yunanca'daki "kuklos-çember" ve İngilizce'deki "Clan"sözcüklerinden türetilmişti.Örgütün ilk lideri, Konfederasyon ordusunda general olan Nathan Bedford Forrest'ti. Maceranın başında Ressam Ortiz,General Bedford'u resimlemiş.Maceranın bir yerinde siyah köleler Ku Klux Klan üyesi Portman'ı asmak üzere ata bindirir. Porman:"Bırakın Merhamet!"der.Siyah köle:"'Merhamet'. Bu kelimeyi ağzına almamalısın Klan üyesi"der.Tex şu sözlerle duruma müdahale eder:"Bu ülkede her vatandaşın dürüst yargılanması için kanlı savaşlar yapıldı.Bu ideal için ölenlere saygı gösterin.".İç savaş böyledir.İnsanlar cinnet halindedir. Kamboçya, El Salvador, Irak, Yugoslavya, halen Suriye...Birbirinden limon,yumurta isteyen komşular birbirlerinin ayrı yönlerini görmeye başlarlar.Kin ve düşmanlık şiddet ateşini harlandırır.Segura'nın ayrıntılı senaryosu da iç savaş ertesini iyi yansıtmış.Jet Li'nin başrolünü oynadığı "Hero-kahraman" Flminde Kırık Kılıç iki kelime yazmıştı. "Our Land- Bizim Ülkemiz.Her şey aynı cennet altında."Aynı bayrak altında birbirimizi kardeşçe severek yaşayacağımız bir yıl dilerim.Sevgiler&Selamlar.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
"Katil Mondego" (613-615)macerası, "iyi, kötü ve çirkin"filminin girişi gibi spaghetti western tadında müthiş bir açılışla başlıyor.Cenazesine gelenler Mondego'nun ne kadar tehlikeli bir kiralık silahşor olduğunu anlıyorlar ama ne fayda...Boselli senaryoları sürprizlidir.Kötü olarak bilinen iyi, kanunları temsil edenler kötü olabilir ve güzelliğin ardında tehlikeler gizlenebilir.Bethanie Marsh ve Xavier Mondego maceranın unutulmaz kahramanları.Kit Carson kadınlara çok düşkün olmasına rağmen Bethanie'den uzak durmasını; "Bethanie Marsh sert ve acımasız bir kadın gibi görünüyor.Ben daha narin ve itaatkâr kadınları tercih ederim."sözleriyle açıklıyor. 42 yaşındaki Roma'lı sanatçı Massimiliano Leonardo (Leomacs) bu maceranın dışında bir de Tex Almanak çizdi.Aksiyonu ve duyguları iyi yansıtan başarılı bir çizer.Bir de bloğu var.Porno çizimleri mevcut.Maceradaki güzel diyaloglardan biri.
tex:"Biz rangeriz.Sözümüz saf altın kadar değerlidir.Adım Tex Willer.Arkadaşım da..."
Carson:"Kit Carson!"
Neyin etik olduğu duruma göre değişir.Kanun adamları adaleti bozarken, kiralık katiller adaletin yerini bulmasına hizmet edebilir.Önemli olan ilkeler.Mondego özgürlüğüne düşkün bir kiralık katil."Müşterilerimi seçme özgürlüğüne sahibim" diyor.263 sayfalık macera müthiş bir finalle sona eriyor.G.L.Bonelli'nin unutulmaz intikamcı kızılderili haydutu "Lucero"(152-154) gibi Xavier Mondego karakteri de unutulmaz bir iz bırakıyor.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
"Çöldeki Hayaletler" adlı macera (177, 178, 179 -Çizgi Düşler Klasik seri 5,6);diğer TEX maceralarından farklı ve ilginç bir macera.Orhan Berent'in sözleriyle:"Macera da macera ha! Gianluigi Bonelli'nin usta işi hikayesi ve çizer Nicolo'nun pitoresk(tablo konusu kadar güzel)tasvirleri oldukça çarpıcıdır".Maceraya gerçek bir olay esin kaynağı olmuş.Savunma bakanı Jefferson Davis 1800'lü yıllarda, Amerikan kongresini güney eyaletlerindeki askerlerin yararlanması için Osmanlı İmparatorluğundan deve getirtmeye ikna etmiş. Çöl koşullarında yaşamaya elverişli bu hayvanların çok işe yarayacağı düşünülerek yüz kadar deve getirtilmiş. Develerle ABD'ye gelen deve bakıcısı Tuareg'lerin başı Prens Ahmet, bir süre sonra aldatılarak orta yerde terkedilen tuareg'lerle birlikte; Amerika-Meksika sınır bölgesinde dehşet saçarak bir "İslam Devleti" kurmak ve İslamiyeti yaymak için harekete geçer.Karşısında da Tex ve tayfası ile Cochise önderliğindeki apaçileri bulur.Diğer Tex maceraları gibi başlayan öykü giderek bir din savaşına doğru evrilir.Prens Ahmet bazı papago kızılderililerini Müslüman olmaya ikna eder. Hristiyanlık, müslümanlık ve kızılderililerin dini inancı(Şamanizm-Paganizm)çatışır.Macerada karşılıklı aşagılayıcı sıfatlar bolca kullanılır.Yayımlanan sansürlü edisyon olmasına rağmen; Müslüman tuaregler için "kara köpekler","deliler", "kara kafalılar", "korkuluklar" gibi sözler söylenir.Tuaregler de, Tex ve arkadaşları için "kafir köpek" der.Bu önyargılı sözler Müslümanlığı derinlemesine bilmemekten ve tasavvuftan bihaber olmaktan kaynaklanır.Ancak, önyargılar karşılıklıdır.Örneğin: Karaoğlan "Baybora'nın Oğlu II" (Lal yay.No:14) adlı maceranın girişindeki "Mağrur Bizans, yamacına sokulmuş bu iyi at binen kılıç kuşanan yabanıl müslüman göçmenlerden pek hoşnuttu.Bu Türkler, Bizans halkı gibi kavgacı, yalancı, dolancı değillerdi.Az konuşur, çok çalışırlardı" sözleri; tarihi gerçeklere aykırı,ırkçı duyguları okşayarak parsayı toplama amaçlıdır.Gani Müjde "kahpe Bizans" filminde bu önyargıları mizahi bir dille anlatır.Einstein:"Önyargıları yok etmek, atom çekirdeğini parçalamaktan daha zordur." demiş.Önemli olan tüm erdem ve değerleriyle İNSAN OLMAK ve İNSAN KALMAK.
Maceraya dönersek, Carson'un deveyle ilk karşılaşmasında ürken devenin "Snack"diye elini ısırmaya çalışması ve Carson'un devenin bacaklarına doğru ateş etmesi gibi komik sahneler de var.Esaslı stratejik silahlı çatışmalar da.G.L.Bonelli önyargı ile birlikte öngörü de barındıran bir senaryo yazmış.Maceranın sonunu da oldukça iyimser bir finalle noktalamış.Işid terörünün vahşetini yaşadığımız ve köle ticareti yapılan bir 21. yüzyıl, çizgi romandan daha fantastik.Tex'e de şunları söyletmiş (aslında konuşan Baba Bonelli):"Bir tür din savaşı öyle mi? İnsanlık tarihi böyle büyük hatalarla doludur.Yüce amaçlar uğruna yola çıkılmış olabilir ama insan, mantığını yitirdiği an geriye sadece iğrenç savaşlar kalır.".Bu çizgi ve sıra dışı macerayı Tex koleksiyonerlerinin edinmesi gerekir.Önyargıdan, nefretten ve şiddetten arınmış bir Dünya dileğiyle sevgiler&selamlar.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
Tex Sayı 441-442 (Oğlak aylık seri 41-42) "58 Kalibre Springfield" adlı macerada:Amerikan İç Savaşı sırasında kısa bir süre üretilen 58 kalibre springfield marka karabina tüfekler Komançilerin ellerindedir.İç savaş sırasında bir nehir gemisinde battığı sanılan bu silahlar nasıl tekrar ortaya çıkmıştır?Kinkaid ve Ketchum adlarında iki Komançero silah satışının içindedir.Komançerolar, en vahşi kızılderili kabilelerine silah ve viski satan,bazen de köle haline getirdikleri insanları satan aşağılık tiplerdir.Olayı araştıran Tex ve Carson, Vera Lopez adlı kurnaz ve ihtiraslı kadının da denkleme dahil olduğu adeta bir satranç maçında bulurlar kendilerini.Kinkaid adlı komançero her seferinde paçayı kurtarmayı başarır.Final Düello...Winchester mi Colt mu kazanacak?Colt'u kimin tuttuğuna bağlı.Nizzi senaryoyu aynen G.L.Bonelli gibi yazmış. Mizah dozu da yerinde.Vera Lopez'in yerinde karınlarını doyurduktan sonra:"Yemek umduklarından daha iyi geçmiş ve uzun bir aradan sonra iyice karnını doyuran Carson, pantolon kemerini gevşetmek zorunda kalmıştı...
-Tex:'Şu haline bak!..Bütün bir kuzuyu yutan piton yılanına benziyorsun!'
-Carson:"Suç sende, beni öğün atlamak zorunda bırakıyorsun.' "
Tex'e çizgi ve senaryoları ile katkı yapan ispanyollar:Jesus Blasco, Jose Ortiz, Jordi Bernet, Alfonso Font, Antonio Segura ve bu maceranın çizeri Victor De La Fuente.Manfred Sommer'i de Ana tarafından ispanya/endülüslü olduğu ve Jesus Blasco'nun çıraklığını yaptığı için bu sanatçıların arasında sayabiliriz.De la Fuente'nin etkileyici, sert ve gerçekçi bir Tex yorumu var.Kasabanın günlük hayatını; işini yapan insanlar,köpeğiyle uzanan adam,üstü-başı dökülen çocuklar, dönemin alet-edavatı vb. çizimlerle adeta bir belgesel gibi resimlemiş.Doğa tasvirleri güzel.Kanlı çarpışma sahneleri,geniş planda Tex ve Carson'un atlarla birlikte nehre düşmesi ve savaş çizimleri ile aksiyonu da başarıyla yansıtmış.Ayrıntılı ve gerçekçi çizgileri Tex'e çok yakışmış.Tam bir Western tadı veren bu güzel macerayı tavsiye ediyorum.Sevgiler&Selamlar.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
"Carson" macerası (407-409).Bu macerayı Marcello 1994'te çizmiş.Aynı yıl Zagor için "Kuzeybatı Geçidi"(345-348)adlı macerayı resimlemiş.Her iki macera da kendi serileri için dönüm noktası niteliğinde çok önemli maceralar.Ayrıca her iki macerayı da Boselli yazdı."Carson" macerası,UBC sitesine göre senaryo ve hikaye olarak Top Ten Tex'de birinci oldu.Maceraya gelirsek:"Masumlar Çetesi" Montana'da çıkarılan altınları çalmaktadır.Bannack da altın madenine bağlı olarak ortaya çıkan "boomtown"lardandır.Bu kasaba halen Amerika'da turistik gezi noktalarından biri.Maceradaki adıyla Bannock Şerifi Raymond (Ray)Clemmons Kit Carson'un yakın arkadaşıdır.flashback ile geçmişe gideriz.25 yıl öncedir.Kit Carson'un gençliğini görürüz.Marcello'nun genç Kit Carson yorumu yaratıcısı Galeppini'den bile daha iyi.Kit Carson ve Ray Clemmons aynı kadından hoşlanmaktadır:Lena Parker.Carson,Bannock'da bara yaslanmış Güzel Lena'nın sahnede şarkısını icra edişini izler.Şarkı şöyledir:"Eğer peşimdekileri atlatırsam, kızılderililer bulamazsa beni, ardımda bırakığım kıza kavuşmak için mutlaka geri döneceğim. Ardımda bıraktığım, o tatlı, o içten ve küçük kıza.".Ray, bir seferinde Carson'un hayatını kurtarır.Carson:"Sağ ol Ray!". Ray(gülümseyerek):"Dostlar bunun için değilmidir?".O dönemde özellikle Montana'da "Vigilanteler" vardır.Bunlar,yeterli kanun adamının bulunmadığı bir ortamda, güvenlik ve adalet için iş yapıyor gibi görünüyorlardı.Fakat, mahkemeleri devre dışı bırakarak, yüzlerini maskeyle örterek infaz yapan çetelere dönüşmüşlerdi.Suça bulaşmışlardı."Masumlar Çetesi" birbirini tanımak için bazı parolalar kullanıyordu: -Soru:"Altın Buldunuz mu?"
-Parola:"Hayır ama altından daha değerli dostlar buldum". Ya da,
-Soru:"Kimsin?".-Parola:"Ben...masumum" gibi.Yıllar sonra, "Masumlar Çetesi" yeniden toplanıyor.Tex ve dostları da Bannock'a gidiyor ve ölümcül bir hesaplaşma yaşanıyor.Aşk,arkadaşlık,ihanet, altın hırsı ögelerini taşıyan bu "Başyapıt"ı, nostaljik konuların usta ressamı Marcello mükemmel resimlemiş.
"Yedi Caniler" macerası (463-465), "Carson" Macerasının devamı da sayılabilir.Bu macera, Boselli'nin güzel senaryosu ve diyalogları ile öne çıkıyor.Shakespeare'den yararlanmış. III.Richard'dan alıntılar ve göndermeler var.Boselli karakter yaratmada çok usta.Tex, yedi caniler'i şöyle tarif ediyor:"Bir kör,bir kambur, iki katil köpeği olan bir manyak, dev bir zenci,kundakçı bir kızılderili ve bir maskeli...".Carson'un tabiriyle "sanki cambazhane kadrosu".Sadece içlerinden biri, Kid Rodelo; 17 yaşında yakışıklı bir genç, fakat masum yüzünün arkasında acımasız bir katil var.Sevimli suçlu denebilecek, iyi-kötü geçişkenliği olan Jim Lane ve kardeşi Branco Lane, yedi canilerin yanında melek gibi kalıyorlar.Yedi caniler, masumlar çetesinin altınlarının peşindedir.Carson'un eski aşkı Lena Parker, güzel kızı Donna ile "Heaven-Cennet" kasabasında bir pansiyon işletmektedirler.Jim Lane'i kovalayan Tex ve dostlarının yolu tekrar Lena ile ve kasabaya gelen yedi canilerle kesişir.Carson'un kulaklarında hâlâ,Lena'nın"ardımda bıraktığım o tatlı, o içten ve küçük kıza kavuşmak için mutlaka geri döneceğim" şarkısını söyleyen Lena'nın sesi vardır.Oysa Amansız Jack Thunder ve yedi caniler Çetesi, kasabanın girişindei "Heaven-Cennet"yazısını "Helltown-Cehennem" olarak değiştirmiştir bile.Gittikleri her yeri yakıp-yıkan, herkesi öldüren ucubelerden oluşan bu çeteden, Lena ve Donna'yı kurtarabileceklermidir?İyi senaryo , güzel çizimler ve başlayanın elinden bırakamayacağı bir macera...
Her iki maceranın da sinematografik yapısı çok güçlü."Carson"Amerikan Westerni gibi."Yedi Caniler" spaghetti western tadında.
Çizgi Diyarı sakinleri de, hep iyilerin kazandığına inanan içindeki masum çocuğu kaybetmeyenlerden oluştuğu için, keşke "masumlar çetesi"nin parolaları giriş şifresi olsa.
-Soru:"Kimsin?".-Parola:"Ben masumum!" veya
-Soru."Altın buldunuz mu?".-Parola:"Hayır ama altından daha değerli dostlar buldum!". Sevgiler&Selamlar.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
"Gururlu Navajo" adlı macerada (Orj.sayılar:384-387.Aksoy yayıncılık:5-8); Tex, ateşin başında tiger Jack ile ilk tanışmalarının hikayesinin anlatır dostlarına.Tiger Jack, Tex serisinde ilk defa 8. sayıdaki "Dalton Çetesi" adlı maceranın 125. sayfasında Galleppini çizimiyle arz-ı endam eder yani görünür.Tex, onu anlatırken "Onunla dolaşmak bir gölgeyle dolaşmaktan farksız.Az konuşur ama beceriklidir" der.İşte bu bahsettiğimiz macera flashback ile daha da geriye, tex ile ilk karşılaşma anlarına kadar gidiyor.Şef Gri Ayı'nın köyünde yaşayan Navajo genci Tiger Jack, güzel Taniah'ın taliplileri arasındadır.Yapılan yarışmayı kazanarak Taniah ile nişanlanır.Fakat, silah-viski-insan kaçakçılığı yapan komançerolarla iş tutan uteler tarafından kaçırılan genç kız; önce yüzü yaralı Cardenas'a götürülür.Sonra da komançeroların başı olan New Mexico'nun sabık valisi Torres'e.Tiger Jack hemen izleri sürer ve uteleri bulur.Acımasızdır.Kaplan kadar çevik ve güçlüdür.Taammüden öldürür.Mutlaka taniah'ı bulacaktır.Gerekirse yoluna çıkan herkesi temizleyerek...Komançeroların peşindeki Tex ile yolları Santa Fe'de kesişir.Bu kanlı ve duygusal hikayenin devamı macerada...
Nizzi senaryoyu gerçekten çok güzel yazmış.New Mexico'nun eski valisinin,bölge A.B.D'ye katılınca, kaçakçılığa yönelmesi ile işlenen suçların bir intikam kasırgası estirmesi ve maceranın sonundaki duygusal final;ustaca örülmüş bağlantılarla anlatılıyor.Ünlü sanatçı Claudio Villa, Nizzi'yi şöyle anlatır:"Nizzi western konusunda bir tür canlı ansiklopedi gibidir; silahları, kostümleri, her şeyi bilir".
Maceranın çizeri Ticci zaten bir efsane.Aksiyonu çok iyi veriyor.Fakat Tex'in gençliğini biraz daha genç çizseydi keşke.
Maceranın sonuna doğru Tex ve Tiger Jack Merkez navajo köyüne dönerler.Onları Lilyth karşılar.Tex 7. sayı "Kanlı Anlaşma" adlı maceranın 79.sayfasında: Navajo büyücüsünün, "damarlarında dolaşan aşk ve ateş"i bir kâsede birleştirip içirdiği kanla, "kutsal kan anlaşması" ile evlendiği güzel navajo kadını Lilyth.Tex ve Lilyth özlem ve sevgiyle sarılırlar birbirlerine.Tex, daha sonra Lilyth'in ölüm haberini aldığını anlatır dostlarına.Tex'i Lilyth'in kayadan mezarı başında, elinde mızrak, saçları rüzgarda savrulurken ve derin bir keder içinde görürüz.Lilyth'in bulutların arasındaki yüzünün yanında, rüzgarın yalçın kayalıklardan aşırarak getirdiği sesi:"Elveda erkeğim...elveda" der.Carson hikayenin burasında mendiliyle gözünü silerken;
-tex:"Neyin var yaşlı deve?"
-Carson:"Pöh!Gözüme kahrolası bir sinek kaçtı." der.Tex'den viski matarasını uzatmasını ister büyük bir yudum alır ve Kit'e verirken "Elden ele geçir evlat.Böyle durumlarda insanın boğazında oluşan düğümü çözmek için en iyi tedavi yöntemi onu sert bir içkiyle yumuşatmaktır" diye filozofça konuşur.tex de "yaşlı bir bilgeye yakışan sözler bunlar" diyerek onaylar.Villa, Tiger Jack'i şöyle tanımlar:"tiger Jack 'normal olmayan' bir kızılderili,eğer başındaki tüyü ve bandı çıkartıp saçlarının keserseniz tex'e çok benzeyecektir".Tex maceranın içinde Tiger'a verdiği giysiler için 'kendi öiçülerine göre aldığını, onun üzerine de tam uyacagını' söyler. Yani fiziği de Tex'e benzer.Tex için, 'dışı beyaz içi kızılderili' der yerliler.Tiger Jack,Tex'in içindeki kızılderili mi? yoksa alter ego'su mu? gibi teoriler gelştirilebilir.Sevgiler&Selamlar.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
"Kara Kaplan" macerası (Orj.sayı:381-384.Aksoy Yayıncılık:2-5), En iyi 10 tex macerasında çizim kategorisinde üçüncü olmuştur.İtalyanca adı"Un Artiglio Nel Buio".Karanlığın Pençesi anlamına gelebilir.Bizde macera "Öldüren Pençe" adıyla başladı.Senaryo Claudio Nizzi, çizimler Claudio Villa.
Colorado'daki madenci kenti Leadville'de birtakım cinayetler işlenmekte ve maktûllerin mülkleri el değiştirmektedir.Pinkerton Ajanı Mac Parland,Tex ve Carson olayları araştırdıklarında karşılarında gizemli Kara kaplan tarikatını bulurlar.Tarikat maddi çıkar sağlayarak örgüte bağladığı kentin önde gelen güçlü kişilerini de "ihanet" gerekçesiyle temizlemeye başlar.Tarikatın başında Malezyadaki Borneo Adasının Prensi Sumankan vardır.Ada'yı avrupalıların sömürgeleştirmesine karşı çıktığı için götürüldüğü Amerika'da zamanla bu tarikatı oluşturmuştur.Fakat Kara Kaplan'ın gerçek kimliğini kimse bilmemektedir.Sonunda Tex ve Carson Kara Kaplan'ın gizli sığınağını bulup giderler fakat onları orada büyük bir çete beklemektedir...Kara Kaplan yani Prens Sumankan şöyle der:"Çılgın mı? Doğrudur! Ama tarihe geçmiş büyük adamların hepsi biraz çılgındır!Delilik bir bakıma deha demektir ve insanı ulaşılması en zor hedeflere götürür!".Bu macerada hiç bir Tex macerasında bulunmayan bir aksiyon sahnesi var.Villa bu sahneleri çizerken karate vuruşlarını araştırmış.Tex ve Carson sonunda Kara Kaplan'ı kıstırırlar.Fakat odaya girdiklerine insan azmanı ikiz kardeşler arkalarındadı.Kel kafalı ve tepelerinde birer saç örgüsü, üstleri çıplak, altlarında pamuklu kısa pantolonlar.İriyarı Tex yanlarında mektep çocuğu gibi kalıyor.Azmanın biri Carson'a uçan tekme (yoko tobi geri) atıyor.Katır tepmişe dönen Carson Winceshter'ine uzanmak istiyor, Azman deve tabanıyla tüfeğin üstüne basıyor sonra alıp dizinde dal gibi kırıyor tüfeği.Arkasından da Carson'un ensesine bir kılıç el vuruşu (shuto-uchi) yapıyor ve Carson yüzükoyun derin istirahate çekiliyor.Diğeri Tex'e yarım dairesel ayak içi tekmesini (ura mawashi geri)yapıştırıyor.Yere yapışan Tex "Lanet goril" diyerek temiz dövüşü bırakıyor.içinde korların bulunduğu sehpayı tekmeyle azmanın üstüne deviriyor.Diğeri Tex'i boğmak için boğazından yakalıyor. Fakat Tex'in yumurtalarına vurduğu diz darbesi azmanın erkekliğini bitirip acıyla eğilmesini sağlar ve Tex'in sağlı sollu kroşelerini yer.O sırada sehpanın üzerine devrildiği azman yaklaşarak Tex'e bir yarım dairesel tekme (mawashi geri) vurur.Tex güçlerin eşit olmadığı bu kavgada bir sürpriz yapar...o da macerada.Nizzi, senaryoyu bir polisiye roman örgüsüyle ilmek ilmek örmüş.Eğlenceli diyaloglar da var.Otelci:"Kentimize 'Hamlet' geldi beyler" der.Tex:"Kim?"diye sorar.Dünyanın kritik kavşak noktalarından birinde yer alan önemli bir ülkede,Kara Kaplan Tarikatı gibi gizli örgütlenmiş bir tarikat, taa kılcal damarlarına kadar nüfûz edecek şekilde devleti ele geçirse ve çeşitli komplolarla kendisine karşı insanları hapse koysaydı; hayat çizgi romanı taklit etmiş olurdu.Nizzi bile bu kadarını hayal edip yazamazdı.
Villa'nın sinemasal çizgileri tek kelimeyle muhteşem.Karakterleri oluşturmada ve onların ifadelerini yansıtmakta çok usta.Siyah-beyaz kontrastlarla acayip derinlik hissi yaratmış, özellikle 384. sayının 18. ve 31.sayfalarında insanın bakarken başı dönüyor.Villa'ya bu konuda sorulan bir soru ve cavabı.Soru:"Bir sahnedeki derinliği nasıl yaratıyorsunuz?".Cevap:"En önemlisi basitliktir. Eğer bir ön 'plan' çok açıksa, arkası ve ötesi karanlık olmalıdır".Villa bu maceradaki grafik çalışmasıyla 9.sanatın zirvelerine tırmanmış.En iyisi bu olmakla beraber iki kara kaplan macerası daha var.Kara Kaplan'ın Dönüşü (443-445).Nizzi yazmış.Civitelli resimlemiş.Bu sefer Luisiana/New Orleans'da çıkar ortaya Kara Kaplan.Şerif Nat Mac Kennet'in yardımına koşar dostlarımız.Diğeri de, Kaplan Pençesi (587-588).Senaryoyu yine Nizzi yazmış.Venturi çizmiş.San Francisco ve Polis Şefi Tom Devlin var macerada.Sevgiler&Selamlar
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
"Geçmişi Olmayan Adam" (Orj.sayılar:423-425, Oğlak Yayıncılık yeni seri 23-25):Tex ve dostları, silah kaçakçılığı yapan Joe Galvez adındaki melezi, Arizona'nın güneyindeki Tuba City'de bir barda bulurlar.Kaçması için tezgah kurulan Melez kurtulduğunu zanneder fakat Tiger Jack peşindedir.Arkalarında da Tex,Carson ve Kit.Fakat ne yazık ki çetenin depolarının bulunduğu yere ve elebaşları Simon Gentry'ye ulaşan Tiger yakalanır ve esir düşer.Tex,Carson ve Kit üçlüsü akıllı bir müdahale yaparlar.Bir çatışma ve ardından gelen düello.Kit, yaralı olarak Little Colorado nehrine düşer. Kit başına aldığı darbe nedeniyle hafızasını kaybeder.O artık "geçmişi olmayan adam"dır. Ute kabilesinin Reisi Basık Burun'un kızı Ay Çiçeği Kit'i yaralı olarak bulur ve iyileştirir. Ona "Tonkawa-Suların Getirdiği" adını verir.Ay çiçeği suların getirdiği bu yakışıklı genci sever ancak onunla evlanmek isteyen Kara Şahin adında atak ve karanlık ruhlu bir Ute genci vardır.Tex ise, anısına bile sadık kaldığı sevgili eşi Lilyth'in mezarı başında, yüreğinde kasırgalar koparak, oğlunu bulacağına ve Simon Gentry'den intikam alacagına yemin eder.Simon Gentry, Ute kabilesindeki kötü yerliler.Hepsinin yolu bir noktada kesişir.Simon Gentry'yi takip eden Tex'n karşısına Tonkawa yani oğlu Kit çıkar.Kit,Basık Burun'u öldürdüğüne inandığı bu yabancıya öldürmek için ateş eder.Çünkü geçmişi silinmiştir...Devamı macerada.
Bu macerada müthiş sahneler var.Birincisi, Melez ile Tex'in düello sahnesi: Melez'in kurşunuyla başından vurularak Kit'in nehre düştüğünü gören Tex siperden fırlar fakat Melez onu da sol omuzundan gagalar.Tex, sol eli kanlar içinde yere düşer.Carson ateş etmek üzereyken Tex ayağa kalkarak:"Sakın ateş etme Kit Joe Galvez benimdir" der.Melez şaşırır.Tex:"Ayağa kalk kalleş çakal" diye bağırır.Melez, "Delirmiş olmalısın Amigo!" diye düşünerek sindiği siperden çıkar. İki adam karşı karşıyadır.Üç kare resim yanyana.1.Tex'in, şapkasının gölgesi burnuna kadar inmiş yüzünde ölümü göze almış insanların kararlılığını yansıtan sertlikte bir ifade.2.Carson'un endişeli yüzü.3.Melez ise"Sen öldün Ranger" diye pis pis sırıtıyor. Villa:"Tex'in dillere destan sert tavırlarını, özellikle çene ve ağız yapısı üzerinde durarak yansıtmaya çalıştım"der.Düello sahnesindeki çizim bunun örneğidir.Maceranın ressamı Villa, senarist Nizzi'den izin alarak düello sahnesini yaniden yazmış."Gerçekten çok hissettiğim bir sahneydi"diyor.
Bu macera, çizim ve ortak çalışma kategorilerinde en iyi 10 Tex macerası arasına girmiş.Villa'nın resimlediği 6 Tex macerasının en iyilerinden.Ay çiçeği,Basık Burun ve Kara Şahin; hepsi de gerçek birer şahsiyet olarak çizilmiş.Tex Maceralarında şöyle konuşmalar geçer: -"Sen misin Tex?".Tex cevap verir."Etiyle kemiğiyle".İşte Villa öyle bir Tex çizer ki, etiyle kemiğiyle karşımızdadır.Tex'in Colt'unu, aksiyon sahnelerini de muhteşem çizmiş.Villa,"Eagle Pass-Kartal Geçidi" adında Tex One(Devalbüm-özel albüm) çiziyor.Senaryoyu Boselli yazmış.İtalya'da 2022 yılında yayımlanması planlanmış.O tarihe kim öle kim kala.Türkiye'de kimbilir ne zaman yayımlanır.Villa keşke daha çok Tex çizse.Çok yetenekli bir ressam.Bu arada, "Eagle Pass", Texas/Maverick Contry'ye bsğlı bir şehir.Rio Grande Nehri üzerindeki ilk Amerikan yerleşimlerinden. Kasabada doğan Connie Dougles Reeves adındaki Cowgirl 102 yaşında 2003'te ölmüş.
Maceradaki unutulmaz sahnelerden bir diğeri:Carson nehirde Kit'i arar ama bulamaz.Yaralı yatmakta olan Tex'in yanına gelir ve "Üzgünüm Tex...Onu bulamadım."der.Tex hiç cevap vermeden sadece başını sol yana çevirir.Baba ile oğulun çatışma ve kavga sahneleri de unutulmaz.Nizzi acaba bu sahneyi yazarken Freud'un "Oedipus Kompleksi"(Odipus Karmaşası da denir)teorisini düşündü mü? Bu teoriye göre; çocuklar aynı cinsten olduğu ebeveyne düşmanlık beslerler.Erkek çocuklarda, anneye duyulan aşırı sevgi sonucunda babanın yerine geçme isteği saplantı halini alır.Benim sevgili oğlum da küçükken bana kızdığı için aile resminde benim gözlerimi kalemle oymuştu.Sophokles'in eserinde bu büyük bir trajedidir.Babayı öldürme isteği.Maceranın sonunda bir de Kit ile Kara Şahin arasında kanlı bıçak düellosu var.Kit yani Tonkawa ile Ay çiçeği arasındaki duygusal aşk sahneleri ile de maceradaki sertlik dengelenmiş.Yıllarca unutulmayacak güzellikte bir Tex macerası.Sevgiler&Selamlar.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
"EL MUERTO" macerası (Orj.190-191):Ülkemizde Süper Teks 361-367, Ceylan 186'lık seri 33-34,Oğlak yayıncılık Efsanevi Tex maceraları 1, Çizgi Düşler Klasik Seri'de içinde bulunduğumuz 2015'te 11-12 ciltlerde yayımlandı.Hemen söyleyeyim, Çizgi Düşler yayını; kağıt,baskı kalitesi vb.her yönden oğlak yayınından daha üstün.
Tiger Jack ve navajo arkadaşı Asentah, merkez navajo köyüne malzeme götürürlerken bir grup haydutun saldırısına uğrar.Asentah öldürülür.Tiger, kemikleri kırılana kadar dövülür.Haydutların Şefi El Muerto (İspanyolca:"ölü adam" veya "ceset" anlamında) denilen korkunç görünüşlü biridir.Tiger'a 'Haftaya Pueblo Feliz'in "Boot Hill"ine (çizme tepesi-mezarlık) Tex'i düelloya davet ettiği mesajını götürmesini ister.Ardından, yaralı vaziyette Kit de aynı mesajla gelir.El Muerto çetesi etraflarına ölüm saçarak Pueblo Feliz'e gitmektedir.Yol üzerindeki Sunsetville Şerifi Larkham'ı da öldürürler.Pueblo Feliz, zamanında gümüş madeni çıkartılan bir madenci kasabası iken madenin bitmesi ile bir hayalet kasaba olmuştur.Tex ve sonradan ona katılan Tiger Jack Pueblo Feliz'e varırlar.Boot Hill'de El Muerto, kendince haklı olduğu bir intikam arzusunun gerilimi ile alev alev yanmaktadır.Tex, gün batımında Boot Hill'e çıkar.Mezarlıkta; taze kazılmış bir mezar, korkunç yüzlü bir silahşorun intikam arzusu, müzikli bir madalyonun sesiyle start alacak ölümcül bir düello Tex'i beklemektedir...
Holywood'un klasik olgun Westerni Tex'in esin kaynağı olmuş ve sonra da Tex ile spaghetti western, karşılıklı birbirini etkileyerek ve besleyerek 1960'larda ve 1970'lerin başında unutulmaz eserler vermiştir.Bu filmlerde; insanlar çizmeleriyle gömüldüğü için mezarlıklara "Boot Hill-Çizme tepesi" deniyordu ve insan yaşamının değeri "Bir Avuç Dolar"dan daha azdı.El Muerto macerasında, düello; müzikli madalyonun sesiyle başlar.Sergio Leone'nin 1965 yapımı "for a few dollars more" adlı, Türkiye'de "Birkaç dolar için" adıyla gösterilen filminde ise, düello müziğin bitmesiyle başlar.Bu kez düelloyu başlatacak olan müzikli bir saattir.Müzik biter ve Colt'ların ölümcül müziği başlar.Başına büyük ödül konan azılı haydut El İndio(Gian Maria Volonte), ödül avcısı eski Albay Douglas Mortimer'in (Lee Van Cleef)omuza yaslayarak da ateş edilebilen kabzası uzatmalı tabancasını düşürerek, saatin kapağını açar ve müzik başlar.El İndio:"Silahını al ve ateş et amigo" der.Mortimer yerdeki tabancasına bakar.Şartlar eşit değildir.Kapağında bir kızın resmi olan saatin müziği sona yaklaşırken,El İndio'nun eli -öldüreceğinden emin olarak- tabancasına uzanır.Ancak, beklenmedik birşey olur ve müzik bittiği anda yeniden başlar.Devreye genç ödül avcısı Monco (Clint Eastwood) girer ve müziği yeniden başlatır.Mortimer, köstekli saatini arar.Yelek cebine bakar.Kösteğin ucu boştur.El İndio'nun zamanında gaspettiği saatin bir eşi Monco'nun elndedir.Sert bakışlı, ağzında puro, elinde namlusu El İndio'ya çevrilmiş Winchester bulunan Monco, kemerini çıkararak Mortimer'e verir.Kılıfında Colt bulunan kemeri Mortimer kuşanır.Şimdi şartlar eşitlenmiştir. Çember şeklindeki alçak duvarın oluşturduğu dairenin içinde haydut ve ödül avcısı karşı karşıyadır.Duvara oturan Monco adil düellonun hakemi gibidir.Ennio Morricone'nin gitarla başlayan tema müziği nefesli çalgı trombonun da devreye girmesiyle gerilimi artırır...Saatin sesi azalır...Eller silahlara gider ve El İndio vurulur...Dönerek yere yapışır.Silahını son bir gayretle ateşlemek ister ama boynu yana devrilir.Mortimer, El İndio'nun elinden saati alır, kapağındaki kızkardeşinin resmini elinin baş parmağı ile okşar.İntikamı alınmıştır.Ödül parasını da Monco'ya bırakır.Çünkü o intikam peşindedir.Yine benzer bir intikam teması da, Sergio Leone'nin 1968 yapımı "once upon a time in the West" adlı, Ülkemizde "Batıda Kan Var" adıyla oynayan filminde işlenir.Yeni bir ülkenin inşası, demiryolu, boom town'lar, insanların gelecek arayışları, silahşorlerin küçük çocukları bile vurabilen öldürücü sertliğinin yerini işadamlarının her türlü sahtekârlığı yapabilecek hırsının aldığı bir fonda anlatılır intikam öyküsü.Küçük bir Meksikalı çocuğun cılız bacakları, omuzları üzerindeki ağabeyinin sadece vücudunu değil kaderini de taşıyacaktır çünkü ağabeyinin boynu yağlı bir ilmeğin içindedir...Silahşor Frank (Henry Fonda) çocuğun ağzına bir agız mızıkası (Harmonica) tıkar...Bacaklar çözülür...Ağabey ipin ucunda sallanır.Çocuk büyür ve Harmonica Man (Charles Bronson)olur.Boynunda Harmonica asılı, soğukkanlı ve öldürücü derecede hızlı bu silahşor, filmin muhteşem açılışında ortalığı kana bular.Harmonica Man, ağabeyinin intikamının alınacağı düello için Frank adlı silahşorun karşısına çıkar.Bu silahşorların zaten devri geçmiştir...İnsanlar sonradan onları bile arayacaktır.
Sinema ve çizgi roman bu ilgi çekici temadan vazgeçmedi ve hiç vazgeçmeyecek.Maceraya dönersek.En iyi on Tex macerasında; çizim kategorisinde 2. ve senaryo kategorisinde 4. olmuş müthiş bir macera.Sergio Bonelli'nin (Nolitta) yazdığı, "yargıç Maddox" ile birlikte en iyi Tex maceralarından.Unutulmaz.Sevgiler&Selamlar.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
"Custer'a Komplo" (Oğlak yayıncılık aylık seri 90-92.Orj.490-492).Bu macera tarihi gerçeklerin ve olayların içine kahramanlarımız monte edilerek kurgulanmış.Tex, dostları ile beraber bir gazeteciye, General Custer ve Little Bighorn(Küçük ulu boynuz anlamına geliyor) savaşı ile olan ilişkisini anlatır.Kızılderililer Little Bighorn Nehrine "Küçük Yaban Kuzuları Irmağı" adını vermişler.90. sayıda Tex ve Carson,Custer'a yapılacak suikasti önlemeye çalışırlar.General Davis tarafından Custer'a eşlik etmekle görevlendirilmişlerdir.Carson ile yola çıkarlar ve nehir gemisinde General Custer'a bir komplo düzenleneceğini öğrenirler.Bismark'ta Vahşi Batının efsanevi kanun adamı Wyatt Earp ve kardeşleri Virgil ve Frank Earp şöyle bir arz-ı endam ederler.Wyatt Earp, 26 Ekim 1881'de Arizona Tombstone'daki O.K.Corral denilen yerde yapılan, bir dakikadan kısa sürede 3 ölü 2 yaralı ile sonuçlanan ve 57 atış yapılan efsanevi düellonun kahramanıdır.72-75 sayfalarında Wyatt Earp kendini tanıtmadan yer alır.Bismark geçici yerleşim yeri statüsünde olduğundan Şerif yoktur.Wyatt Earp, demiryolu şirketi adına düzeni koruma görevi yaptığını söyler.Maceranın hoşluklarından.Tex, Koşan Kurt adlı Sioux'u linç edilmekten kurtarır.Koşan Kurt maceranın sonunda önemli bir rolle tekrar belirir.Tex'in müdahalesiyle çıkan karışıklığa Wyatt Earp gelir ve durumu sakinleştirir.Tex ve Carson, Sioux kızılderili şefi Oturan Boğa ve Oglalaların Şefi Çılgın At'ı bulurlar.Olayların öncesinden başlayarak değerlendirirler.1868 kışında General Custer, Kearny ve Smith kalelerinin yakılıp yıkılmasının intikamını, Washita Nehri kıyısında Kara Kazan adlı Reisin himayesindeki silahsız Cheyenne kabilesini katlederek almıştı.Katliam sona erdiğinde, karla kaplı toprakta 105 yerlinin cesedi vardı.Daha sonra 1874'te Ordu, kızılderililerce kutsal kabul edilerek "Paha Sapa" adı verilen Black Hills'te (Kara Dağlar)altın olup olmadığını araştırmak için sefer düzenlemişti.İşte Tex ,Oturan Boğa ve Çılgın At'ı bu keşif seferine karşı silah kullanmamaya ikna ederler.Washington Hükümeti 1868'de yapılan bir anlaşmayla, Güney Dakota arazisinin, Missouri Nehrinin batısında kalan bölümünü -ki içinde Black Hills de yer alır- Siouxlar'a bırakmıştı.Fakat beyaz adam için büyük hırsların karşısında imzaların ne önemi vardı ki.Keşif gezisinde Black Hills'te altın bulunduğu haberi tüm ülkeye yayılır ve buraya akın başlar. Kızılderilileri buradan sürmek için çeşitli kumpaslar tezgahlanır.Madencilik Şirketi sahibi Baxter, kızılderili rehbere bir sioux okuyla Custer'ı öldürtmek ister.Böylece suç Sioux'ların üstüne kalacak ve savaş başlayacaktır.Tex ve Carson bu suikaste son anda müdahale ederek engel olurlar.Hükümet önce Black Hills'in işletme hakkı için para teklif eder. Sonra da sert bir ültimatomla, 31 Ocak 1876 tarihine kadar kızılderililerin rezervlerine girmelerini aksi halde düşman kabul edilerek zor kullanılacağını bildirir.Ultimatom, verilen süre dolduktan sonra kızılderililere ulaşır.Hükümet yaz aylarında bir askeri harekat planlar.Savaş gelmektedir.Tex ve Carson, General Davis'in isteğiyle tekrar yola çıkarlar.92. sayıda, Little Bighorn Savaşı tüm ayrıntılarıyla anlatılır.Tex, Oturan Boğa'yı savaştan vazgeçiremez.Oturan Boğa, Wakan Tanka'dan işaret almıştır.Bu savaş yapılacak ve düşman yenilecektir.Yetenekli bir komutan ve savaşçı olan Çılgın At, General Crook'a ilk yenilgiyi tattırır.General Custer, 26 Haziran 1876'da General Terry ve General Gibbon'la birleşilerek yapılacak büyük saldırıyı beklemeden, zafer kazanma hırsına kapılarak, 25 Haziran 1876'da kendi birliği ile saldırmaya karar verir.Çok büyük bir hata yaparak, kızılderililerin çok kalabalık olduğunu göz önüne almadan kendi kuvvetlerinin bölmüştür.Sun Tzu'nun Savaş Sanatı kitabında 36.strateji olarak:"Kaçmak en iyisidir.Sizi ezdikleri zaman savaşmayın.Teslim olmak tam yenilgidir.Uzlaşmak yarı yenilgidir.Kaçmak yenilgi değildir.Yenilmediğiniz sürece, bir kazanma şansınız daha vardır."der.General Custer ya da kızılderililerin taktığı adla "Pahuska"yani "Uzun Saçlı", savaşmaya karar verir.Binbaşı Reno'nun takımı yenilir.Custer ise kalan askerleriyle bir tepeye çekilir.Çılgın At'ın yönettiği binlerce kızılderili tarafından etrafı sarılır."Son kahramanca direniş" olarak adlandırılan Little Bighorn savaşı, Custer'ın "fanatik" duruşuyla sonlanarak tarihe geçer.Zamanla efsaneleşir.Tex ise olanlara engel olamaz ancak tanık olur.
"Vahşi Batı peyzajcısı" denilen Ticci, çizmekten hoşlandığı geniş düzlükleri, çayırları, ormanları, dağları, nehirleri, bizon sürülerini ve kızılderilileri başarıyla resimlemiş.Tex serisine unutulmaz maceralar çizdi.Bunların önemli olanlarını yorumlamaya çalışacağım.
Oturan Boğa Little Bighorn'dan sonra soykırım korkusuyla kabilesini Kanada'ya göç ettirdi ve 1881 yılına kadar orada yaşadı.Buffalo Bill'in Vahşi Batı Sirki'ne katılarak ömür tüketti.15 Aralık 1890'da 59 yaşında, kendisini tutuklamaya gelen polislerle çatışırken öldürüldü.İşin ironik tarafı, bu polisler zamanında onunla beyazlara karşı savaşan ancak sonradan "yerli polisi" olan kızılderililerdir. Oturan Boğa, beyazlar için şöyle demiş:"Sahip olma isteği onlarda bir hastalık olmuş.Bizim annemizin yani toprağın, kendilerinin olduğunu söylüyorlar, komşularını çitler yaparak kendilerinden uzaklaştırıyorlar; toprağı binalarıyla ve öteki süprüntüleriyle çirkinleştiriyorlar.Bu millet, baharda yatağından taşarak, yoluna çıkan herşeyi yok eden bir ırmağa benziyor".Kızılderililer yaşama bilgece bakan ve yaşama felsefeleri güzel insanlardı.Greenberg,Turner ve Zegura tarafından geliştirilen "üç dalga hipotezine" göre: M.Ö. 13.000 yıllarında buzulların daha yoğın olduğu son buzul çağı yaşanırken Bering Boğazı sular altında kalmamıştı.Asya'dan gelen insanlar, Bering'i kullanarak Amerika kıtasına geçmişlerdir.İşte ilk dalga ile gelenler buğün kızılderili dediğimiz Amerikan yerlilerini oluşturmuştur.Kolomb Amerika'ya geldiğinde, Hindistan'ın doğusuna geldiğine emin olarak bu halka "Indians=Hindistanlılar" dedi.Bu yanlış isimlendirme hâlâ sürüyor.1735'te İsveçli Botanikçi Carlvan Linne onlara "kızıl derili ırk" adını taktı.Kolomb günlüğünde bu insanları şöyle anlatır:"Her zaman gülüyorlar.Kötülüğün ne olduğunu bilmiyorlar.Son derece sade, dürüst ve aşırı düzeyde eli açık insanlar.Herhangi birinden sahip olduğu herhangi bir şey istenince hemen veriyorlar." Kendilerine göre töreleri, sosyal yaşamları, dinsel inanışları olan bu halk doğaya uygun ve onun kurallarına saygılı bir yaşam sürüyordu.Sioux kabilesinden Ayakta Duran Ayı'nın sözü:"Biz hiçbir yaratığa hor bakmayız.Hepsi aynı kandan, aynı el ile yapılmış, aynı ruh ile doldurulmuştur".Kutsal sözler değil mi? Şunu da belirtelim,Edward Curtis ve Timoty O'Sullivan gibi beyazlar olmasaydı bugün kızılderililer hakkındaki bilgilerin çoğu olmayacaktı.
Kızılderililere yapılan katliamın bir örneği, "Soldier Blue=Mavi Askerler"(1970-Ralp Nelson) adlı Revizyonist Western filminde çarpıcı olarak yansıtılır.1864 tarihli "Sand Creek Katliamı", grafiksel olarak şiddet en ince ayrıntısıyla verilerek perdeye yansıtılır.Revizyonist Western, klasik Westernlerin ideallerini ve stillerini sorgulayan Western türüdür.Bu türün bir başka örneği "Little Big Man=Küçük Dev Adam" (Arthur Penn-1970).Vietnam Savaşındaki May-Li katliamından sonra çekilen bu filmler Amerikalıların bir anlamda kendi tarhleri ile yüzleşmesidir.Ken Parker 32 sayı "Efsane General" de bence revizyonist western türündedir.
Şahane bir maceradır.Sevgiler&Selamlar.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
"Red Hill Katliamı" adlı bu macera, oğlak yayınları aylık seri 31-35. sayılarda (orj.431-435) yayımlandı. Tex ve tayfası tam kadro, Washington Hükümeti tarafından verilen gizli bir görevle, Montana'dan Kanada'nın Saskatchewan bölgesine gelirler.Bu gizli görev sırasında Tex, Rick Mailer; Carson, Benny Clark takma adlarını kullanırlar.Eğer görev sırasında ölürlerse hükümetin hiçbir sorumluluğu bulunmayacaktır.Whoop-Up (birden gelişmek anlamında) Kalesinde, Jason Dacaux adlı Fransız, çevresine topladığı ve "Wolfer"(Kurt Avcıları) dediği katil sürüsüyle, her türlü katliamı yapmakta, "Bug-Juice"(Böcek suyu) denilen viskiyi kızılderililere satarak onları bağımlı hale getirmekte ve karşılığında kürk almaktadır.Bug-Juice;viskiye, su, ezilmiş tütün, kırmızı biber hatta mürekkep katılarak imal adilmektedir.Bizim tabirle tam "köpek öldüren" türünden bir içki.Benim erkek kardeşim de, böyle kaçak üretilen ve "boğma rakı" denilen bir içkiden vefat etmişti.Huzurla uyusun.
Tex ve dostları, Assiniboine kızılderililerinin köyünde mola verirler.Assiniboine'ler Dakotaların(Sioux) Yanktonai kolundan olup kendilerine Nakoda diyorlar.Kuzey Amerika düzlüklerinde yaşamışlar.Kanada'da Stoney diye adlandırılmışlar.Bugün kendi kültürlerini korumak için bir organizasyon ve internet sitesi kurmuşlar.Kit ve Carson, kızılderililerle Bizon avına çıkarlar.Tex ve Tiger köyde kalır.Aniden, başlarında Jason olan Wolfer'lar köye saldırır.431. sayıda tam 25 sayfada anlatılan bir katliam yaşanır.Sadece Tex ve ağır yaralı olarak Tiger, bu katliamdan kurtulurlar.Büyük Usta Alberto Giolitti (Gilbert); katliamı, çocukların ve kadınların acı dolu yüz ifadeleriyle vurulmalarından, gerçekçi çatışma sahnelerine, katliamdan sonra ölülerin ve yakılmış köyün üstüne yağan yağmura kadar çok gerçekçi çizimlerle resimlemiş.Ayrıca, Gilbert'in (1923-1993) son çizimleri olmasına rağmen net ve kaliteli.Kanada doğası,kızılderililer hatta Jim Brandon çok iyi yorumlanmış.
Sergio Bonelli'nin (Nolitta) başarılı hikayesine dönersek: Tex ve Carson, Kit ve Tiger'ı katı ahlâkçı Martha Mc Dougal'ın bulunduğu bir çiftlikte, Tiger'ın tedavisi için bırakarak Jim Brandon ile buluşurlar.Jim Brandon Albay olmuştur.Durumu birlikte değerlendirirler.Ancak gerçek kimliklerini açığa vurmazlar.Jason, Whoop-Up Kalesine, kırmızı ceketlilerin(atlı polisler) müdahalesini önlemek için Amerikan Bayrağı çekmiştir.O dönemde İngiltere'ye bağlı olan Kanada, gerekli izinlerin alınmasının zorluğundan dolayı eli kolu bağlı durumdadır. Birlikte kararlaştırdıkları üzere, Tex ve Carson, yani takma adlarıyla Rick ve Benny avcı olarak kaleye sızarlar ve Jason'un güvenini kazanırlar.
Birleşik Devletlerden kaçarak gelen Sioux'ların Şefi Ska-Wom-Dee ile görüşmek için kamplarına giderken; Tex ve Carson, Hayoka adlı genç ve iki arkadaşından oluşan üç Sioux'nun saldırısına uğrarlar.Hayoka'nın amacı silahlarına sahip olamaktır.Ancak, durumu sezen Tex ve Carson, gençleri etkisiz hale getirip bağlayarak köye giderler.Ska-Wom-Dee gençlere "Koşu" cezası verir.Bir yol boyunca dizili kadınlar ve gençler, ellerindeki sopa, kırbaç gibi gereçlerle, aralarından geçmeye çalışan gençlere vururlar.Kan-revan içinde gençler koşuyu tamamlarlar. Koşudan sonra Şef Ska-Wom-Dee, Hayoka'nın oğlu olduğunu söyler.Cezasını çektiği için onunla gurur duyduğunu ifade ederek "Saygımızı kazandılar" der. Dünyada bazı ülkelerde, Ska-Wom-Dee'nin adalet anlayışına sahip olmayan, çocuklarını kendi suçlarına ortak eden, açığa çıkan suçlamalardan ve yargılanmaktan çocuklarını kurtarmak için gücünü kulanarak emniyete ve adalete müdahale eden liderler ve bu durumu onaylayan toplumlar da var.Bir kızılderili özdeyişi:"Bizim inancımıza göre, mal-mülk sevgisi alt edilmesi gereken bir zaaftır" der.
Tex, Büyük Beyaz Ana'nın (İngiltere Kraliçesi) memnuniyeti ve bu yeni topraklarda huzur içinde yaşamaları ihtimalinden, kale içinde kendilerinin de yardımcı olacağından bahsederek, Ska-Wom-Dee'yi, Whoop-Up kalesine saldırmaya ikna eder. Kaleye saldırı sırasında genç Hayoka, Tex'in hayatını kurtarır. Tex, gömleğini çıkarır, kutsal Wampum'u başına bağlar ve vücudunun üstü çıplak olarak: "Yaeee! Geliyorum Jason!" diye bağırarak bir kızılderili gibi savaşır.Kale imha edilir ve saldırı zaferle sonuçlanır. Ancak, Nolitta son bölüme birçok trajedi koyarak macerayı tamamlamış. Hayoka'ya ne oldu? Sioux'ların sonu nasıl oldu?Kuzeyde huzur içinde barınabildiler mi? Jason'a ne oldu? Kit ve Tiger'ı çiftlikten aldıktan sonra sınırda Amerikalı Binbaşı Donald Taylor yönetimindeki süvarilere rastlayan Tex'in yüzü neden asıldı? Carson niçin mahzunlaştı? Spoiler olmasın diye yazmadım.Olayların sona bağlanışı maceraya güçlü bir dramatik yapı sağlamış.
Bu maceranın 200 sayfadan fazlasını çizen Gilbert'in vefatı üzerine Sergio Bonelli'nin isteğiyle Ticci macerayı tamamlamış.Gilbert'in kurduğu Ç.R.Stüdyosunun öğrencisi ve onun arkadaşı olan Ticci de görevini başarıyla yerine getirmiş.Ticci 2015 itibariyle 75 yaşında. Sergio Bonelli'nin sözleriyle:"Macera asla yarım kalmaz; bunu hiçbir şey engelleyemez.Nitekim macera Kırmızı Ceketliler'in at sürdüğü büyük kuzey topraklarında hâlâ sürüyor!"
Sevgiler&Selamlar.
 
Son düzenleme:

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
"Wickenburg Şerifi"Macerası (Orj.373-374,AD-DE Yayınları:20-21).Yazan:Nizzi, Çizen:Gilbert.
Jubal Lancey ve üç adamı, bir bankayı soyduktan sonra Prescott Şerifi Jenkins'i, silahını aldıkları halde öldürerek kaçmışlardır.Çünkü Jubal'in, kendini yakalayıp on yıl Yuma Hapishanesinde yatmasına neden olan Şerif Jenkins'e husumeti vardır.Şerif Jenkins'in dostları Tex, Carson ve Tiger Jack, Arizona'da Prescott'un güneyindeki Weawer dağlarında soyguncuların peşindedirler.İzleri kaybettikleri için üç ayrı yöne giderek Wickenburg kasabasında buluşmak üzere sözleşirler.Bu macerada başrolde olan Tiger izleri takip ederek kasabaya varır.Saloon'a girmeden önce tedirgindir, çünkü daha önce bir kasabada kötü bir tecrübesi vardır(Sayı:139-141); "Helltown" kasabasında öldüresiye dövülmüş, kolu-bacağı kırılmış, atla sürüklenmiş ve ırmağa atılmıştır. Kötü birşey olmamasını dileyerek Saloon'a girer girmez bir masada oturan Jubal ve adamlarını görünce bir an şaşırır. Farkedildiklerini farkeden Jubal'in masasında suç ortağı Wickenburg Şerifi Whitaker da bulunmaktadır. Şerif, ayağa kalkarak barda bira içen Tiger'a yaklaşarak onu aşagılar ve tahrik eder.Bela artık Tiger'ın arkasında belirmiştir.Tex'in daha önce patakladığı türden bir teneke yıldızlı hakaretler ederek arkasında durmaktadır.Şerif Whitaker'ın elinde 44 kalibrelik bir Colt Remington bulunmaktadır ve o mesafeden bir file ateş etse fil bile ölür.Whitaker önce Tiger'ın elindeki bira bardağına ateş eder ve bardak tuz-buz olur.Sonra da Tiger'ı sağ bacağından vurur.Tiger'ın Winchester'i bar tezgahının üzerinde durmaktadır. Şerif Whitaker tam Tiger'ı vurmak üzereyken, Tiger tüfeğini alır ve hızla dönerek kendini savunmak amacıyla Şerifi öldürür.Tüfeği elinde topallayarak atına biner ve Weawer dağlarına doğru kaçar. Jubal, Tiger Tex'e haber vermeden onu ortadan kaldırmak için kasabanın ileri gelenlerinden bir gönüllü grubu oluşturur.Güya Şerifi öldüren bir kızılderiliyi yakalayacaklardır.Görünürdeki bu sebep erkeklik gururuna yenik düşen kasabalıları ikna etmeye yetmiştir.İşadamı,doktor, belediye başkanı ve bir kasabalıdan oluşan dört gönüllü, Jubal çetesini oluşturan dörtlüye eklenir ve sekiz kişi "insan avı"na başlar.Avın çok kolay olacağını düşünmektedirler.Oysa kasabalılar erkekliklerini göstermek için hayatlarına mal olacak dağ gibi belaya bulaşmışlardır."Chato's Land=Chato'nun Toprakları" (1972) filminde: Charles Bronson'un başarıyla canlandırdığı izcilik yapan Apaçi Chato, kendini savunmak için bir kanun adamını öldürüp kaçmıştı. Onu öldürmenin kolay bir av olacağını düşünen eski bir iç savaş gazisi (Jack Palance) Subay önderliğindeki Posse (Gönüllüler grubu) kızılderili topraklarında Chato'nun peşine düşmüştü."Posse" sözcüğü, "bölgenin gücü" anlamına gelen Latince "Posse Comitatus" teriminin kısaltılmışıdır.Grup, onu öldürüp geceyi evlerinde geçireceğini ummaktadır.Lâkin, iz sürdükleri topraklar Chato'nun topraklarıdır ve Chato; çıngıraklı yılanın kafasını keserek derisini yüzüp, çıngırağına dolayıp güneşte kurutarak çocuğuna ses çıkaran oyuncak yapan bir adamdır.Az konuşur.Yapar.Posse, zaman geçtikçe herkesin kendi sınırlarını gördüğü bir tuzak içinde debelenerek birbirine düşer.Hepsi bu avın bedelini canlarıyla öder.Bu macera da filmden esinlenerek yazılmış.Tiger da dağlarda dolaşarak Tex ve Carson'un kendisini bulmalarını bekleyecektir.Tex'in düşündüğü gibi, yaralı olmasına rağmen bu durumlara dayanıklı ve kurnazdır.Beyazlara özgü tüm hileleri bildiği gibi kendi ırkının deneyimlerine de sahiptir.Önce grubun atlarını çalıp onları atsız bırakır. Grup içinde bazı anlaşmazlıklar başgöstermeye başlar.Kasabalılar, cesaretlerinin, zaaflarının, karakterlerinin sınanacağı bir dizi olayla karşı karşıya kalırlar.Carson ve daha sonra Tex'in de büyük hesaplaşmaya dahil olmasıyla tam bir can pazarı yaşanır...
Maceranın çizeri Alberto Giolitti (Gilbert) için Ticci, 'bir Mit, gerçek bir vahşi batı efsanesi ve çizgi romanın ta kendisi' tanımlaması yapıyor.1923'te Roma'da doğan Giolitti 1946'da Arjantin'e gider.Orada üç yıl kaldıktan sonra New York'a geçer.Dell Yayınevinde çalışır."Indian Chief", "Tonto", Sergeant Preston of Yukon" ve "Gunsmoke" serilerini resimler. 1955 yılında A.B.D vatandaşlığına geçer.Aynı yıl çok önemli olan Edison Ödülünü kazanır.1960'ta Roma'ya dönerek "Stüdyo Giolitti"yi kurar.1985'ten sonra Tex çizmeye başlar.Bir özel albüm, aylık seriden 2 macera çizer.Son çizdiği macera yarım kalır ve 1993'te hayata gözlerini yumar.Tam bir Western uzmanıdır."Westernlerde görmek istediğim herşeyi bulmuşumdur:Hareket, hayvanlar, yolculuklar.Western, macera demektir" diyor. Bu maceranın çizimleri tek kelimeyle "mükemmel". Maceradaki, Jubal Lancey'i Jack Palance'den, sadist yardımcısı Keith'i de Klaus Kinski'den esinlenerek çizmiş.
1991 yılında İtalya'da yayımlanan maceranın senaryosunu Nizzi yazmış.O tarihlerde henüz sağ olan Tex'in yaratıcısı Gianluigi Bonelli, danışmanlık ve denetim görevi yapmış.Baba Bonelli'nin yazdığı (biraz gülümseten) seçmece Tex diyalogları:
1.-Tex:"Bana öyle bakanların çoğunluğu, şu anda mezarlıklarda daimi adres sahibi ya da iyi günüme denk geldilerse tekerlekli sandalyede oturuyorlar".
2.-Tex(Redrock şerifine):"Eğer kasabaya dönüşümde seni etrafta görürsem, en büyük parçan bir kedi yavrusunu bile doyurmaz".
3.-Tex(bir subaya):"Üniformanıza saygım var ama eğer çıkarırsanız, sizi öyle pataklarım ki, bıyığınız kaşınız; kaşlarınız bıyığınız olur".
Tex Willer, 'Kavgaya girmek için düşmanlarını asla saymayan, sırf Şeytanın kuyruğunu çekmek için cehenneme inecek cesarette ve sigarasını yakmak için cehenneme ateş almaya gidebilecek kadar yetenekli' birisi, yapar mı? Yapar! Sevgiler&Selamlar.
 

mustafa34

Yeni Üye
16 Ocak 2012
91
236
İstanbul
(Hay Allah başlıkta bir an unutulmaz seks maceraları yazıyor sandım, uykum gelmiş demekki)

Elinize sağlık, paylaşım için teşekkürler.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
"Kayadaki El" adlı maceranın (orj.357-358, AD-DE Yayıncılık 4-5), Senaryosu Nizzi'ye, çizimleri Gilbert'e (Alberto Giolitti)ait.Macera, Giolitti'nin aylık Tex serisinden tam olarak çizdiği ilk macera ve İtalya'da 1990 yılında yayımlanmış.Bu macera, Nizzi'nin, diyaloglar ve konu olarak iyi yazılmış senaryolarından biri.Büyük Sanatçı (Art'ist) Gilbert'in çizimleri muhteşem. Vahşi batı manzaraları, çöldeki kum fırtınası, silahlar, çatışma sahnelerinin çizimlerine bakmaya doyulmuyor.Macera bir tren vagonunda başlıyor.Soyguncu Joe Fraser'i Gilbert unutulmaz kötü adam Lee Van Cleef olarak resimlemiş. Arizona/Gallup'a yaklaşan trendeki bir vagonda Şerif Beckman'ın koluna kelepçeli Haydut Joe Fraser Santa Fe hapishanesine götürülmektedir.Aynı vagonda, Gallup'ta Tex ve Carson'la buluşacak olan Kit ve Tiger Jack de bulunmaktadır.Thorpe adındaki haydutun önderlik ettiği küçük bir çete, vagonu diğer kompartımanlardan ayırır.Çıkan çatışmada Kit yaralanır. Thorpe ve çetesi Joe Fraser'i kaçırırlar.Şerif Beckman'ı da rehin olarak yanlarında götürürler. Issız bir yerde durduklarında Şerif'in de işbirlikçi olduğu ortaya çıkar.Ancak maceranın sonunda Tex ve Carson bu durumu anlayamazlar.5-6 ay önce Winslow Bankası Joe fraser ve üç adamı tarafından 50.000 Dolar çalınarak soyulmuş, iki soyguncu öldürülmüş, birkaç hafta sonra Joe Fraser de yakalanmış ancak dördüncü soyguncu toz olmuştur.Şimdi saklanan ganimet bulunup paylaşılacaktır.Tex ve Carson, ayrılan vagonu bulur sonra da haydutların peşine düşerler. Paranın tamamına sahip olma hırsı, birbirlerine duydukları şüphe ve güvensizlikle birleşince haydutlar arasında cinayetler başlar.Amos adlı ihtiyar madenci ve karısının kulübesinde kurulan kumpasta Şerif de ölür.Amos Quincy ve meymenetsiz suratlı karısı Lizzy Quincy, kulübelerine uğrayanları öldüren ve soyan cehennem kaçkını tiplerdir.Tex ve Carson kulübelerine geldiğinde; Carson, ölen Şerif Beckman'ın yere düşen yıldızını tesadüfen bulur ve silahlar konuşur.Buradaki çatışma sırasında konuşmalar şahanedir.
-Carson(Ateş ederek Lizzy'nin tüfeğini düşürür):"Bırak o tüfeği Cadı!"
-Lizzy Quincy (yere yığılır):"Yaşlı Piç..."
-Carson:"Şunu söyleyene bak!Kafanı karpuz gibi patlatmadığıma şükret mendebur karı!"
-Lizzy Quincy:"Piç...Piç...Piç..."
-Tex:"Nefesini boşa tüketme Kit!Gözlerinin donuklaştığına bakılırsa kadın tırlattı!".
Joe Fraser ve Thorpe çölü geçerek Silver Hole adlı hayalet kasabaya vardıklarında; boş kasabada sadece Saloon tabelasının rüzgarın etkisiyle sundurma direğine çarparak çıkardığı "Tac...Tac...Tac..." sesleri duyulmaktadır.Bir de, kayıp dördüncü soyguncu olan Martin Lomax'ın "Ha! Ha! Ha!" diye çınlayan "Deli" kahkahaları.Joe Fraser, soygundan sonra Silver Hole'e geldiklerinde; paranın tümüne sahip olma hırsıyla arkadaşına kürekle vurup kuyuya atmıştır.Öldü diye bildiği Martin sağ kalmış fakat yalnızlıktan kayışları koparmıştır.Tex ve Carson da çatışmanın başladığı hayalet kasabaya ulaşırlar.Deli Martin Lomax, Thorpe'u öldürür.Asıl amacı Joe Fraser'i yakalayıp, ihanetinin intikamını almaktır.Fakat madende, Joe Fraser tekrar Martin Lomax'ı kürekle vurarak esir alır.Tex ve Carson da madene gelirler.Daha önce, paraların yerini değiştiren Martin, Joe fraser'in tüfeğinin namlusu üzerine çevrili olmasına rağmen gülerek kahkaha atmaktadır.
-Carson:"Bu daha ziyade, bir çılgının gülüşüydü!"
-Tex:"Quien Sabe? para insanın aklını başından alır" der.
Bundan sonraki gelişmelerle kaderin oyunu adaleti sağlayacakmıdır?
"Quien Sabe? : Kim bilir?".
Bu maceraya benzer bir temanın ele alındığı ve John Huston'un yönettiği 1948 tarihli "The Treasure of the Sierra Madre : Sierra Madre'nin Hazineleri" filmi; altın bulma hırsı ve bu konudaki insan psikolojisi üzerine yapılmış belki de en iyi film.1925 yılı Meksika'da Tampico Şehri.Fred C.Dobbs (Humphrey Bogard) beş parasızdır.Piyango listesine bakar ve biletini yırtar atar.İyi giyimli, Amerikalıya benzeyen adamlardan para ister.Hatta birinin attığı izmariti yerden alacakken bir çocuk ondan önce davranır.parkta tanıştığı kendisi gibi işsiz curtin ile geçici bir iş bulurlar, Lâkin işi veren adam amerikalıları çalıştırıp ödeme yapmayan bir dolandırıcıdır.Adamı tesadüfen yolda görürler ve gittikleri bir barda kavga ederek 300 Dolar alırlar.Ucuz bir yatakhaneye giderler. Topluca yatılan bu yerde, yaşlı bir eski maden arayıcısı olan Howard anlatır:"Altın onu bulmak için sarfedilen emek yüzünden bu kadar değerlidir.Altın, mücevher ve diş yapımı dışında bir işe yaramaz.Altın şeytani bir şeydir.Dünyanın her yerinde altın aradım.Altın, insan ruhuna neler yapar bilirim.Zengin ölen bir maden arayıcısı şimdiye dek duyulmamıştır.Yalnız gitmek en iyisi.Fakat yalnız gitmek yürek ister.Bazıları kafayı yer. Bir ortakla gitmek tehlikelidir.Ortaklar her hata için birbirlerini suçlarlar.Birşey bulunmadığı sürece soylu kardeşlik sürer.Ama altın çoğaldığında belalar da başlar.Böyle belalar da küçük olmaz."der. Gerçekten de umduklarından fazla altın bulurlar ancak Howard'ın dedikleri bir bir gerçekleşir.Altın, insanı değiştirip kişiliğini bozar. Dobbs deliliğin eşiğine gelir.Paranoya başlar ve kendi kendine konuşur.Altının kokusunu alıp yanlarına gelen texas/dallas'tan Cody adlı Amerikalı, onu takip eden Bandidos saldırısı sonunda ölür.Ardında küçük bir erkek yetim çocuk ve dul bir eş bırakarak.Kaderin şakası sonucu; haydutların bilemediği altınlar rüzgarla geldikleri yere, doğaya döner, en hırslı Dobbs, haydutlar tarafından machete(geniş ağızlı pala) ile parçalanır;curtin, cody'nin eşyalarını alarak Texas'a gider, onun dul eşini bulmaya.İhtiyar Howard ise yerlilerin köyünde Şaman olarak kalır.Saygı görür.Karnı doyar.Tekila ile içi ısınır...
Arzunun cazibesinin oluşturduğu tutku, açgözlülük ve ihtiras durumu, insan doğasının sağlıksız bir hali olup; öfke, cehalet, şüphe ve kibirle de birleşince daima acı ve ıstıraba neden olur.Doğru işler yapmalı ve doğru bir hayat yolu seçmeliyiz.Sevgiler&Selamlar.
 
Son düzenleme:

uzung

Yönetici
Yönetici
14 Ağu 2009
3,396
26,011
İstanbul
Sayın Carson10, incelemeleriniz çok değerli.
Birçoğunda fark etmediğim noktaları sayenizde görebiliyorum. Yazılarınızı worde aktarıp saklıyorum.
Teşekkürlerimle.
 

HACILI

Onursal Üye
14 Kas 2012
2,170
7,981
Sayın Carson10, incelemeleriniz çok değerli.
Birçoğunda fark etmediğim noktaları sayenizde görebiliyorum. Yazılarınızı worde aktarıp saklıyorum.
Teşekkürlerimle.
Bu güzel bilgileri ben de ayrı bir klasörde saklıyor ve zaman zaman okuyarak yararlanıyorum.
Ayrıca adı geçen tüm teks maceralarını fırsat buldukça TAM MACERA olarak derleyip muhafaza ediyorum.
Belki ileride forumda nasıl paylaşım yapıldığını öğrenirsem ben paylaşarak katkıda bulunurum.
(Sanırım bu konuda bi kurs görmem gerekecek.)
Değerli carson 10 dostum değerli bilgilendirmeleriniz için çok çok teşekkürler.
Selam,sevgi ve saygılarımla.
HACILI
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
"KIZILDERİLİ İNTİKAMI" .Oğlak Yayıncılık Altın Seri Sayı:91.Gianluigi Bonelli,ıssız bir adaya düşse götüreceği on Tex macerası arasında bu macera ile 108-109. sayılardaki "Katliam" adlı macerayı da sayıyor.Baba Bonelli tek sayılık bu macerada,trajik bir olayın ve yol açtığı sonuçların hikayesini ustaca yazmış.Giovanni Ticci'nin resimlediği ilk Tex olan bu güzel macera İtalya'da 1968'de yayımlanmış.O yıllar Tex'in ve çizgi romanın altın yılları.Bizim de çocukluğumuz.Sinema önlerinde, kitapları alıp sattığımız, birbirimizin elindekilerle takas ettiğimiz, heyecanla alıp incelediğimiz yıllar.Hatta Tarsus'ta bir çizgi roman seyyar satıcısı vardı.Dolaplı arabasının her yeri çizgi roman doluydu.Ticci'nin çizdiği bu "ilk macera", adeta gelecek yıllarda çizeceği muhteşem maceraların müjdecisi gibi.Ertesi yıl, 1969'da yine Ticci'nin mükemmel olarak resimlediği 108 ve 109. sayılarda; "Katliam" veya "Apaçi Toprakları" adıyla bilinen macera yayımlandı.Kasım 2015'te İtalya'da "Kütüphane" dizisinden; 91. sayıdaki macera, 108 ve 109. sayılardaki macera ile topluca bir kitapta "Kızılderili Katliamı" adıyla yayımlandı. Maceramıza gelirsek:
"Colorado'nun güney doğusundaki Lewis Kalesi Komutanı Albay Arlington; Westpoint Askeri Akademisi mezunu, hırslı, öfkeli mizaçlı, ırkçı, savaş tecrübesi olmayan ve kendini kanıtlamak isteyen bir şahsiyettir.Tex'in dostu ihtiyar Black Elk'in Ute köyüne baskın yapmak istemektedir.Gerekçe: Konvoylara saldıran asi kızılderililerdir.Oysa, Black Elk beyazlarla barış anlaşması yapmıştır.Ne yazık ki, Black Elk'in deyişiyle:"beyazların verdiği sözler havadaki duman gibidir".İnsanların derin uykusunda olduğu bir seher vakti, Albay Arlington birliği ve toplarıyla Ute kampına saldırarak; kadın, çocuk ihtiyar demeden katliam yapar.Black Elk öldürülür. Navajo Büyücüsü Kırmızı Bulut'un kızı Nashiya'nın kocası Shedar da öldürülenler arasındadır. Nashiya, sırtına sarılı bebeğiyle, Shedar'ın fırtına gibi hızlı atı Blanco'ya atlar ve katliamdan kurtulur. Navajo köyüne giderken bir Ute gencine şöyle der:"Gece Kartalını tanımıyorsun. O asla karşısındaki adamın derisinin rengine bakmaz...Kalplerini görür". Tex, aldığı bilgilerden sonra Albay Arlington ile konuşmak için Lewis Kalesine gider. Aralarında geçen şiddetli konuşma sonucunda Albay, Tex'in tutuklanması emrini verir.Tex, Albaya dönerek:"Boş versene! beni hapse atmakla; işin bittiğini sanmayın! Hayır Efendim! Tex Willer'den bu kadar kolay kurtulunmaz tıpkı bir insana ve askere yakışmayan bir emirle döktürdüğün masum yerlilerin kanlarının silinmeyeceği gibi.Albay Arlington, gözümde mikrop kadar değerin yok.Gücünüzü kötü kullanıyorsunuz ve ben karşı koymuyorum, çünkü üzerinizdeki üniformaya saygım var...Ama size söyleyeceklerimi iyi dinleyin Albay. O üniformayı giymeyeceğiniz gün gelecek, o zaman bıyıklarınızı ve dişlerinizi size yutturacağım." der.Tex, Yaşar Ustanınkine benzer tiradını bitirdikten sonra hücrenin yolunu tutar.Yolda Yüzbaşı Granger ile anlaşarak gece hücreden çıktığında, gerçekten de yatağından kaldırdığı Albaya dediğini yapar.Bu sırada diğer subaylar yan odadan Albayın dayak yemesini dinler.Kaleden kaçan Tex, Uteleri ve Piuteleri toplantıya çağırır. Albay Arlington ise yediği dayağın da hıncıyla Tex'e ve kızılderililere unutamayacakları bir ders vermek amacıyla kalede az sayıda asker bırakarak birliğiyle ve toplarıyla araziye çıkar. Delgado'nun önderlik ettiği Piuteler Mesa Verde'nin güneyindeki antik kızılderili şehri Cliff House'a (Ölü Şehir) doğru askerleri sürüklerler. Tex ise adamlarıyla geride kalan topları kullanılamaz hale getirir. Gece ölü şehirde kamp ateşleri yanar.Albay Ölü Şehri kuşatır.Sabah saldırdıklarında battaniyeye sarılmış kayaları bulurlar.Ölü Şehir geceleyin gizlice boşaltılmıştır çünkü.O sırada ise Tex, Lewis Kalesini kızılderililerin yangın oklarıyla yakar fakat hiçbir askeri öldürmez. Askerlerin hepsini Kit ile Garland kalesine gönderir.Carson da bu kalede bulunmaktadır. General Denver, Albay Arlington'un rütbelerinin sökülmesi ve askeri mahkemede yargılanması emrini imzalar.Bizzat Tex'in bulunduğu bir sırada Albay'a tebligat yapılır. Aradan altı ay geçer.İnsanların gücü ele geçirince sergileyecekleri davranışlardan daha önemlisi makamlarını kaybedince dengelerini koruyabilmesi ve insan kalabilmesidir.Alkolik olan sabık Albay Arlington, Durango'dan La Plata'ya giden posta arabasına biner.Bir boğazda, maskeli adamlar arabayı durdururlar.Arlington'u alıkoyup arabayı serbest bırakırlar.Beyaz adam giysileri giyenler üzerindekileri çıkartınca bunların kızılderili olduğu ortaya çıkar.Kayaların arkasından gelen Nashiya'ya, Arlington'u teslim ederler.Dul kadın, kocası Shedar'ın atı Blanco'ya biner. Albay'ın elleri bağlıdır...İntikam alınmadan adalet sağlanabilir mi?İntikam mı önemlidir yoksa adalet mi? Tex şöyle der:"İntikam alınacak! ama masumların kanı başka masumların kanına karışmayacak".Batman Begins filminde:Bruce Wayne, Annesini ve babasını öldüren katili yeniden yargılama sırasında öldürmek ister ancak mafya infaz eder.Çocukluk arkadaşı olan savcı yardımcısı Rachel."adalet düzeltmeyle ilgili, intikam ise kişisel tatminle"der.Yıllar geçer Bruce Wayne adalet savaşçısı Batman olur.Fikirleri gelişir ve değişir.Şöyle der Batman:"Adalet, intikamdan daha önemli".Bir bilge de şunu söyler:"İntikam onu her arayanı kör eden karanlık bir ışıktır.Sakin ruhlar intikamda adalet olmadığını bilirler.Sakin Ruhlar intikam aramanın yıkım aramak olduğunu bilirler".
Tex'in doğuş öyküsü çok ilginçtir.Tex'in adının önce "Tex Killer"olarak konulmak istendiğini biliyormusunuz? Hikayesi:
TEX KILLER
Tex'in yaratıcısı Gianluigi Bonelli, 1948 yılının Nisan ayında güzel bir bahar günü otomobiliyle İtalya'da kalabalık Milano sokaklarında gezerken, yeni kahramanına hangi ismi vereceğini düşünüyordu.Dükkanlardan birinde "Tex Moda" yazılı bir afiş gördü ve not aldı.Çok sert bir kişi olarak tasarladığı kahramanın soyadının da "Killer=Katil" olmasını istiyordu fakat dizinin editörü, II.Dünya Savaşının hemen sonrası olan dönemin koşullarını düşünerek bunun uygun bir soyadı olmayacağını belirtti. Bunun üzerine sözcüğün başındaki "K", "W"ye dönüştü ve "Killer", "Willer" oldu. Tex Willer adı böyle doğdu.Aurelio Galleppini (Galep) de Tex'in grafik tasarımını yaptı.1948 yılının sonbaharında, Sergio Bonelli (Nolitta) ortaokul öğrencisidir.Galep, Sardunya'daki evinden ayrılarak Milano'ya Gianluigi Bonelli'nin aynı zamanda yeni kurduğu yayınevinin idarehanesi olan evine yerleşmiştir.Çünkü II.Dünya Savaşından hemen sonra onca yoksulluk varken başını sokacak bir yer bulamamıştır. Yıllar geçse de Sergio Bonelli, geceleri Galep'in odasından sızan ışığı hiç unutamaz.Çünkü O sabaha kadar çalışmaktadır. Sergio Bonelli yatağına yatıyor, kitap okuyor, sonra hayallere dalıyordu kendi yaratacağı kahramanlara dair.Korkunç canavarların ve iblislerin eksik olmadığı hayali bir ormanda yaşayan, göğsünde bir sembol taşıyan, ırklar arasında barış sağlamak için mücadele eden, Tarzan gibi daldan dala atlayan adeta "Baltalı bir ilah" gibi olan; ya da maceracı ve asi ruhlu, içkiye ve kadına düşkün, tam 24 ayar bir serseri olan Pilot gibi kahramanlar yaratabilirdi "Canına Yandığım". Saat bir olunca ışığı söndürüyor, kapının eşiğindeki aralıktan Galep'in odasındaki ışığın hâlâ yandığını görüyordu. Aralarındaki on yaş farka rağmen iyice arkadaş oldukları Galep , bu sabahlardan birinde "Buongiorno Sergio" dedikten sonra Sergio'ya çizgileriyle can verdiği yeni çizgi roman kahramanını tanıttı.İlk karede: Üzerine oturan dar bir "jeans" giymiş genç bir kovboy vardı ve balonun içinde şu sözler yazılıydı:"Lanet olsun! Hâlâ peşimdeler mi?". Galep, dönemin ünlü oyuncusu Gary Cooper'dan esinlenerek Tex'i genç ve dinamik bir kovboy olarak yarattı.Daha sonra Tex geçirdiği onca olaydan sonra olgunlaştı.Galep'in vefatıyla kapak çizimlerini üstlenen Caudio Villa, Tex'i ünlü spaghetti Western oyuncusu Giuliano Gemma'nın (Ringo) fiziğine uygun olarak daha kaslı ve yapılı bir formda çizdi.Gianluigi Bonelli'nin senaryoları ve diyalogları öylesine sertti ki sonraki yıllarda yapılan yeni basımlarda ancak sansürlü versiyonları yayımlanabildi.Mesela: 14.12.1959'da Ceylan yayınları kinowa-Tex 1. seri sayı 46'da Tex 'in 1. sayısında yer alan diyalog. Tex'in kurtardığı kızılderili kız Tesah ile diyaloğu:
-tesah:"Ama sen kimsin?"
-Tex:"Sen hiç Teks Viller adını duydun mu?"
-Tesah:"Zayıflara yardım eden Teks mi?"
-Tex :"Evet. Yalnız benim hak edenleri öldürdüğümü de duydun mu?".Oğlak yayınları 2003 yayını 1. sayıda Tex şöyle cevap verir:"Madem tanıyorsun, yalnızca mecbur kaldığımda adam öldürdüğümü de biliyor olmalısın".
Nizzi'nin yazdığı senaryolarda Tex daha sağduyuludur.Konuşmaları daha düzgündür.G.L.Bonelli'nin yazdığı Tex senaryolarında daha fazla "Tex Ruhu" vardır.İşte baba Bonelli'nin "Organik Tex"inden bir örnek:Teksas'da, Karen Riley'in içinde petrol yatakları bulunan topraklarını ele geçirmek için saldıran Standish kardeşlerin Avukatı Bernett, Tex'e 'Standish'lerin yüksek mevkilerde yakın dostları olduğunu' söyleyince, Tex elini kemerine atar bir kurşun çıkarır ve avucunun içinde uzatırken:"Benimkiler kadar olamaz!Sayısız dostlarım var.Onları harekete geçirdiğim zaman cehennem gibi sıcak oluyorlar ve hizmet için buz gibi durup bekliyorlar...İşte birkaçı Barnett!BAY 45!Buyurun!Ayıldığı zaman Bay Standish'e gösterin ve benim kişisel hediyem olduğunu belirtin"der.Baba Bonelli'nin Tex'i "Yürekli ve Ciğerlidir".
Sevgiler&Selamlar.
 
Son düzenleme:

caretta

Onursal Üye
24 Ağu 2011
2,943
23,713
Kıbrıs
Unutulmaz Teks Maceraları:Colorado Belle
Oğlak Teks Aylık Seri 138-139 sayılar.Senaryo :Mauro Boselli.Çizim:Alfonso Font.
Bu iki kitaplık macerada bar kadını ve şarkıcı Alice Morrow (Colorado Belle)un hüzünlü hikayesi anlatılıyor.Colorado eyaletinin Sangre de Cristo dağları eteklerinde kurulmuş olan Yellow Sky kasabası artık hayalet bir “boomtown”dır.Zira dağlarda bulunan gümüş madenlerinin tükenmesi ile kasaba terk edilmiş ve hayalet kasabaya dönüşmüştür.Deadman Dick çetesinin peşinde olan Kit Willer bu kasabaya uğrar.Fırtına kopması üzerine de bu ürkütücü kasabada geceler.Düşünde veya bilinçaltında sarışın,genç bir kadın görür.
Başka bir yönde aynı çetenin izinde olan Teks ise doğudan gelen bir papazı haydutlardan kurtarır.Papaz,Colorado Belle’in ağabeyi Charles’tır ve kızkardeşini aramaktadır.Bir başka yerde Deadman Dick çetesi bir kervanı pusuya düşürerek iki genç kız ve bir genç erkek hariç herkesi acımasızca katlederler.İkiye ayrılan çetenin bir kolu Ute yerlilerinin bölgesine;diğer grup ise dağlara yönelir.Teks,Kit ve Charles kızılderililere giden grubu izlerler.Zorlu bir mücadeleden sonra iki genci kurtarırlar.
Hayalet kasabaya ulaşan haydutlar başka üç haydutla birleşirler.Amaçları Colorado Spring bankasını soymaktır.Peşlerinde olan Ute’leri defetmek için Teks ve Kit geride kalarak gençleri ve papazı önden kasabaya yollarlar.Ne var ki üçü de orada olan haydutlara yakalanırlar.Genç Mark bir şekilde kurtulur ve haydutları oyalar.Bu arada Teks ve Kit yetişirler.Silahlı çatışma sonucu haydutlar öldürülür.
Vahşi Batı’nın klişe konuları kervan,hayalet kasaba,kızılderililer,sahte iksir satıcısı,haydut çetesi,şarkıcı bu macerada çok güzel harmanlanmış.Boselli,kesinlikle Teks’in en iyi senaristlerinden birisi.Font ise geri planı,hayalet kasabanın kırık dökük kapı pencerelerini,eski tabelaları çok güzel tasvir etmiş.Teks ve oğlunun birlikte oldukları nadir maceralardan birisi.Font,Teks’i de çok güzel çizmiş.Karson’un olmadığı bu macerada olaylar hızlı ve gayet ciddi bir ortamda gelişiyor.Teks hiç gülmüyor.Haydutların suratlarının acımasızlığı çok güzel çizilmiş.Uğursuz suratlı Deadman Dick,Kızılderili Blackbird,sırıtkan Beresford,melek yüzlü ama gaddar Çinli Lee Yong.Ekipte bir zenci,bir Çinli bir de Kızılderili var.Boselli niye bu tiplere yer verdi çözemedim.
Genç Mark’ın ölüm kalım mücadelesi,sakin,mütedeyyin papaz Charles’ın maceranın finalinde Deadman’in gırtlağına çökmesi ne kadar çarpıcı.Hele Colorado Belle’in tam zamanında bir illüzyon,hayal olarak görünmesi çok ilginç idi.Uzun zaman önce Deadman tarafından vurularak kuyuya atılan Colorado Belle’nin kalıntılarının bulunması maceranın en hüzünlü kısmı idi.Zavallı kız!Huzursuz ruhu ancak tüm katillerinin öbür dünyayı boylaması ile huzur buldu.
Teks tutkunlarının koleksiyonunda bu macera mutlaka vardır.Ben,bu macerayı bir kez daha sindire sindire okuyunca bu kanaatlere vardım.Okumadıysanız okuyun!Okuduysanız bir daha okuyun.Gayet samimi söylüyorum maceranın finalinde Teks ‘in,“O hep buradaydı.Kardeşinin Yellow Sky’dan hiç ayrılmadı” demesine gözlerim yaşardı.
 

kartal

Onursal Üye
17 Şub 2011
4,290
4,461
Benim en çok etkilendiğim Teks macerası,Oğlak yayıncılığın 7.sayısı ile başlayıp 9.sayı sonunda biten ''Carson'' macerası.Carson'un geçmişinde olan bir bayan ile konuşurken söylediği ''Evet,sen o zaman kızının babasını korumaya çalışıyordun''cümlesine karşılık o bayanın ''Evet öyle idi'cevabını verirken Karson'a bakışı.Gerçekten unutamayacağım bir macera idi,ama sizin söylediğiniz o macera da hakikaten çok güzeldi.Tekrar mı okusam ne?...
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
Yıl 1969. "Her türlü ırk ayrımcılığının kaldırılmasına dair uluslararası sözleşme" kabul edildi. Türkiye, ancak 32 yıl sonra 2001 yılında bu sözleşmeyi onayladı. Türkiye'de hâlâ hergün binlerce ağır nefret suçları işleniyor. Ne yazık ki Türk Ceza kanununda bu suçu cezalandıran bir madde yok. 1969 yılında İtalya'da;
"Katliam" veya "Goldena Katliamı"
adıyla bilinen Tex macerası 108. ve 109.sayılarda yayımlandı.Gianluigi Bonelli'nin yazdığı ve Giovanni Ticci'nin resimlediği bu macera, o yıllarda adeta peşpeşe yayınlanan müthiş maceralardan biri. Özet:
Arizona ile Meksika arasındaki sınır bölgesinde bir silah kaçakçısının izini süren Tex, Goldena Kasabasına gelir. O sırada Red Ace Saloon'da, Jim Fraser adlı kumarbazın sürekli kazanması üzerine diğer poker oyuncuları onu hile yapmakla suçlayınca Frazer silahına davranır. Tex'in Colt'undan çıkan kurşun Fraser'in tabancasını düşürür. Çift kanatlı bar kapısında güçlü bir el'in tuttuğu henüz dumanı tüten bir Colt belirir.Saloon'a giren Tex topluluğun Fraser'i asmak istediğini görünce onlara bir öneride bulunur. Tex'in önerisini kabul eden kasabalılar, Fraser'in elbiselerini soyarlar, ceplerini boşaltırlar, tüm parasını kaybedenlere pay ederler ve bir ata bindirip kırbaçlayarak kasabadan atarlar. Fraser, öfkeden gözleri büyüyerek, bu aşağılanmanın intikamını korkunç bir şekilde alacağına dair yemin eder. O sıralarda Chiricahua bölgesindaki apaçiler hareketlenmiştir. Bazı saldırılar olmaktadır ve toplu bir isyandan korkulmaktadır. Asi apaçilerin Şefi Wo-Ha-Tah ile buluşan Fraser, ona yağma vaad ederek korkunç bir katliam plânlar. Aynı zamanda silah kaçakçısı olan Fraser yeni silahlar bulur. Yüzbaşı Hebert'in ranger birliği ile gelen Carson'la buluşan Tex, Fraser'i bıraktığına pişmandır.Carson ile bu konuyu at üstünde giderken konuşurlar:
-Tex:"Hiç hata yapmadın mı Kit?"
-Carson:"Yaptım! Canyon City'de pansiyon işleten sarışın bir kızla nişanlandım ama onu hesap pusulasıyla başbaşa bırakıp ilk trene atlayarak Colorado sınırına gittim ve hatamı düzelttim."
Kahramanlarımız, Fraser'in ensesindedirler bundan sonra.Ancak, bazı apaçileri yanıltma amacıyla farklı bir yöne gönderen Fraser ile Wo-Ha-tah öncülüğündeki apaçiler, gece karanlığında usulca Goldena'ya sızarlar. Tex ve rangerler ise yanlış iz üzerindedirler. Goldena'da büyük bir katliam olur.Şerif Jonah Elkins ve karısı, mağaza sahipleri ile birçok masum ölür. Mallar yağmalanır. Goldena alevler içinde yanarken Tex, manzarayı uzaktan görebilir ancak. Fraser ve apaçiler, ganimetleri ve esirleri yanlarına alarak Meksika'ya gitmek üzere yola koyulurlar. Tex, Cedar Creek geçidinden Meksika'ya geçeceklerini tahmin ederek oraya önceden gider; yanındaki rangerlerle birlikte.Bir rangeri de takviye kuvvet için Huachua Kalesine gönderir. Tesadüfen yolda askeri bir keşif birliğine rastlayan ranger ve askeri birlik de geçide yönelir.Fraser ile apaçiler geçide vardıklarında çatışma başlar.Arkalarından da gelen askerlerin arasında sıkışıp kalırlar. Wo-Ha-Tah vurulur.Fraser, Kanyonun yamacından ormanın başladığı tepeye tırmanır.Tex de peşinden gider.Av başlamıştır. Telaş içinde kaçan Fraser'in sinirlerini altüst edecek şeyler yapar Tex. Korku içindeki Fraser'i çeşitli yerlerinden yaralar.Kumarbaz Derringer'ini çeker, Tex onu da düşürür. Fraser: "Öldür beni Willer" diyerek yalvarır. Tex:"Hayır! ama sana bir hediye vereceğim Fraser.Bak bu senin." diyerek içinde tek kurşun olan tabancayı yere koyarak, Fraser'i vicdanıyla ve ormanın karanlığıyla başbaşa bırakır...
Bu macera bence Ticci'nin en başarılı Tex çizimi.Daha az taramayla tertemiz net çizimler var. Karakterler çok iyi çizilmiş.Örneğin: Şerif Jonah Elkins bile sahici bir tip; John Ford'un 1962 yılında çektiği "The Man Who Shot Libery Valance=Libery Valance'ı vuran adam" filminde Andy Divine'ın oynadığı korkak ve sakar Şerif Link Appleyard karakteri olarak çizilmiş.Ticci, Amerika'ya hiç gitmediği halde gözde Western mekanlarını başarıyla resimlemiş.Binlerce yıl esen rüzgarın yontarak yuvarlaklaştırdığı dev kaya kütleleri, az bitki bulunan toz-toprağıyla ünlü Manument Valley=Anıtlar Vadisi de macerada Tex'in dolaştığı mekanlardan.Baba Bonelli'nin senaryosu ve diyalogları da tam puanı hak ediyor.Belki de Katolik olmasından dolayı, yazdığı maceralarda ruhsal-manevi unsurlar yer alır.Maceraların sonunda, "ilahi adalet", "vicdan azabı", "Kader", "Kaderin eli", "Büyük Ruh'un isteği" etkili olur.201-202 :Colorado Altını ve 215-217:Santa Cruz maceralarının sonu gibi.Bu macerada da benzer bir final vardır.
Büyük Martial Art'ist Bruce Lee'nin fikrini ve ana hikayesini çalan Holywood'un başarıyla kotardığı "Kung-Fu" TV Dizisinin 1973 yılında gösterilen 4. ve "An eye for an eye=Göze göz" adlı bölümde de nefret ve intikam teması çok güzel işlenir. Amerikan iç savaşının ardından galip kuzey birliklerinin güneyde talan ve tecavüz suçunu işledikleri bilinir. Güneyli verem hastası eski bir subayın kızı olan Annie, kuzeyli üç sarhoş askerin tecavüzü sonunda hamile kalır. Caine, tesadüfen tanıştığı kızı askerlerin karargahına götürür.Tecavüzcü Çavuş Straight'i teşhis etmesine rağmen, komutan hiçbir ceza vermez. Bunun üzerine ağabeyi, Çavuş Straight'i düello'ya davet eder.Düello bir şafak vakti yapılır.Caine'in aklına Ustası ile Shaolin Manastırındaki konuşması gelir.
-Usta Po:"Çekirge, intikam delikli su kabı gibidir. İçinde boşluktan başka bir şey tutmaz."
-Çekirge:"Öyleyse incitildiğimde iyilikle mi karşılık vermeliyim?"
-Usta Po:"İncitildiğinde adalet ve bağışlayıcılıkla ama iyiliğe her zaman iyilikle karşılık ver."
Düelloda Çavuş Straight kalleşlik yapar ve 6. adımdan önce 5'te ateş eder ve Ağabeyi vurur.Caine'in "Yeter" diyerek araya girmesiyle, yerde yatan Ağabey de Çavuş'u vurur. İkisi de ölürler.Fakat Annie'nin intikam arzusu dinmemektedir.Cotton ve Bar adlı diğer tecavüzcü askerlerin de öldürülmesini istemektedir.Çocuğunu, Caine'in yardımıyla doğurur fakat bir günlük bebek ölür. Caine, ölen yavrunun mezarına yeni açmış dallarıyla bir tohum diker. Cotton ve Bar, çavuşlarını öldürenlerin peşine düşerler.Caine ise Annie'nin nefretini yenmesi için ona şunları söyler:"Nefret tuzlu su içmek gibidir. İçindeki susuzluğu artırır. İpek böceğini gördüm. Güvende olacağını sanarak koza örer. Oysa koza onun mezarıdır. Nefret de senin ördüğün mezar.Seni acı çekmekten kurtarmaz. Nefretini bebeğin mezarına göm." Annie, babasının verdiği değerli kılıcı atarak intikamdan vazgeçip gülerek evine koşar. Fakat evde babası ve Caine, Cotton ve Bar adlı iki tecavüzcü askerle boğuşmaktadır. Annie kapıdan aniden girer ve askerlerden birinin açtığı ateşle yaralanır. Askerler de yaptıklarından pişman olup evden ayrılırlar.Baba, elinde kılıç intikam alması için Kılıcı Caine verir. Caine kılıcı kırar ve baba konuşur:"Eğer benim de intikam almaya hakkım yoksa kimin var?".Uzaklaşmakta olan Caine durur ve dönerek sakince şöyle der: "Hiç kimsenin". Sevgiler&Selamlar.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153
Sayı:121-124 "Uğursuz Haç" adlı 358 sayfalık bu saga İtalya'da 1970-1971 yıllarında yayımlandı.Yazar G.L.Bonelli, grafik sanatçı Giovanni Ticci işbirliğinden doğan "Kızılderili İntikamı(Sayı:91)" adlı macerada;Amerikan askerlerinin yaptığı bir kızılderili katliamı ve intikam öyküsü vardı."Katliam (Sayı:108-109)" adlı macerada ise; silah kaçakçılarıyla işbirliği yapan kızılderililerin Goldena Kasabasında beyazları katlatmesi ve Tex'in adaleti sağlaması anlatılıyordu.Bu macerada ise aynı ikili bu defa, hem beyazların hem de kızılderililerin içindeki; çıkarcı, sahtekâr ve şerefsizleri cezalandırmak için savaşıyorlar.G.L.Bonelli senaryoyu yazarken iki filmden esinlenmiş.İlki, Cecil B.De Wille'nin yönettiği 1940 yapımı "Nort West Mounted Police" adlı film.Tex'in bazı maceralarında da yer alan "Koca Ayı=Big Bear" karakteri bu filmdendir.İkincisi yine 1940 tarihli, John English'in yönettiği "King of the Royal Mounted" adlı filmdir.
Top Ten Tex'de, en iyi hikaye kategorisinda 9. ve en iyi çizim kategorisinde 6. olan bu macera UBC Sitesinden %100 tam puan almış nadir Tex maceralarındandır.
Maceranın başında, bir şelalenin üzerindeki doğal taş köprüye asılmış bir haç (Yerliler "sus-be-ca"diyor) ve haça bağlanmış bir adam görürüz. Bir kızılderili siyah bir okla adamı kalbinden vurarak öldürür.Sonra haçı sulara bırakırlar.Bir süredir Kanada'nın Saskatchewan platosundaki yüz göller bölgesinde garip cinayetler işlenmektedir. Bu cinayet de onlardan biridir.Ölüm haçı ile insan kurban edilen tören alanında gördüğümüz tipler:Fox yerlilerinin Şamanı Ho-Kuan.Bu cinayetleri planlayan ve işleten kişidir.Ho-Kuan, omuzunda bir karga bulunan, kritik durumlarda kargayı konuşturan (Ho-Kuan aslında karnından kendisi konuşan bir Vantrilok'tur)insanları etkileme ve aldatma gücüne sahip bir illüzyonisttir.Metaforik olarak günümüzde güç delisi bazı diktatör özentileri, karga yerine satılmış medya mensuplarını konuşturmaktadırlar.Aslında konuşan kişi onları konuşturan etkili şahsiyettir. Sokami adlı hırslı (Kuzeydeki kızılderililerin Lideri olmayı istemektedir) yerli Şefi ile Stan Jordan adlı, yasadışı ticareti gerçekleştiren kişi de bu törenlerde hazır bulunmaktadır.Altın olarak ödenen bir silah ticareti sözkonusudur.Tabii Ho-Kuan'ı sarhoş edecek viskiyi de tekneyle getirmektedir Jordan.Bu pis ticaret, altın bulunan toprakların ele geçirilmesi ve iktidar hırsı nedeniyle yapılmaktadır.Günümüzde de sermayesi kan ve gözyaşı olan silah sevkiyatlarının sırf daha büyük bir güç ve egemenlik elde etmek için yapılması gibi.Bu ticaretin perde arkasında bulunan kişi ise Paul Bonnet adlı tüccardır.Paul Bonnet Winnipeg'dedir. Bir de ortağı vardır. Henry Maxon adındaki bu adam zaman zaman Winnipeg'e gelir, esas olarak Hudson körfezindeki depodan sorumludur.
Bu yasadışı ticareti engellemek ve işlenen cinayetleri çözmek için Kanada Atlı Polisinden Yüzbaşı Jim Brandon, eski dostu Tex ve ekibini yardıma çağırır.Tex ve tayfası tam kadro yola çıkarlar.Dört kahramanın bir arada bulunduğu maceraları çizmek büyük emek ister.Ticci 4/4'lük olarak bu işin hakkını vermiş.
Bonnet'in, Winnipeg atlı polis komutanlığında Çavuş Mendes adında bir muhbiri vardır. Cafe de Paris'in Sahibi Madam Duchesne Çavuş Mendes'i, Bonnet için muhbirlik yapmaya ikna etmiştir.Her türlü rüşvet karşılığında...Bu sayede Bonnet kaçakçılık işlerinin daha güvenli olarak yapmaktadır.Winnipeg atlı polis kumandanlığından çekilen telgraftan Mendes vasıtasıyla haberdar olan Bonnet iki adamını kahramanlarımızı takip etmekle görevlendirir.Takip edildiklerinin anlayan Tiger, Vic adlı adamı yakalayarak komutanlığa götürür.Tex kendine has sert yöntemlerle adamı sorgular ve daha sonra sorgu sonucunu Big Tom'un barında Vic şöyle anlatır:"Albay olaya karışmasaydı bu saatte burada olamaz, mumya gibi sarılmış vaziyette yatağımda olurdum.Silahından beter yumrukları var."
Bonnet, adamı Dermott'a kahramanlarımız için bir tuzak hazırlatırken, Tex de Muhbir Çavuş Mendes'i itiraf ettirir. Akşam saatlerinde bizim dörtlü ana yola çıkınca, bir kapalı atlı arabanın içindeki Dermott ve üç adamı onları görürler. Bonnet'in adamlarının elinde tabancalar, bizim 12'lik horozlu çift kırma dediğimiz Scattergun tüfekler vardır.Tiger tehlikenin kokusunu alır ve içgüdüleri sayesinde saldırıya çok sert bir karşılık verirler.Ölüler, yaralılar ve devrilen bir araba...Winnipeg'de hareket ve heyecan başlamıştır.Tex, Albay Strobel'den 24 saatliğine kendi yöntemleriyle araştırma yapma iznini almıştır.Sırada Madam Rita Duchesne'nin Cafe de Paris ziyareti vardır.Aksiyon dolu gece başlamıştır ve kuzeyde esen Tex fırtınası hızını artırarak devam edecektir. Barda cıngar kopar.Her şey altüst olur.Hatta Tex Madam'a 'biliyorsun burayı yağmalarız' der.Sonuçta Madam Duchesne konuşmaya razı olur fakat onu öldürmek isteyen Bonnet'in adamı Jess Hardy ölen kişi olur.Jess'in öldüğünü öğrenen uzun favorili, toplu yüzlü, pis bıyıklı, kısık gözlü çıkarcı Tüccar Paul Bonnet kaçakçılık belgelerini sobada yakar.Tex ise son anda Bonnet'in odasına girer. Tex, şu sözleri söyleyerek tüccarı duvardan duvara çarpar:"Kanunları iyi biliyorsun ha!Bundan hiç kuşkum yok soytarı ama burada kırmızı ceketlilerin kurallar kitabından yararlanacağını sanma, benim kırmızı ceketim yok...".Bonnet'in pestili çıkar.Carson'un deyimiyle "pelte gibi" olur.Sonrasında,
-Tex:"Bunun gibileri, dolar kaybetmemek için dayak yemeye razıdırlar.O yüzden onları ciddi yaralamak istiyorsan hassas noktalarından vurmalısın:paradan!"
-Carson:"Devam et!Kükürt kokuları alıyorum" der.
Carson yanılmaz.Bonnet bodruma indirilir.Depo ateşe verilir ve ekip sessizce La Prairie Hotelindeki yataklarına uzanırlar.Winnipeg ahalisi yangını görerek koşarlar ve yarı baygın haldeki Bonnet'i kurtarırlar. Tex ve Carson odanın camını açıp; 'Ne yaygara koparıyorsunuz, halkı ayağa kaldırmanız mı gerekiyordu? Uyuyoruz burada' minvalinde konuşurlar. Bonnet komutanlıkta, Tex ve arkadaşlarını suçlar.Tex ise, Bonnet'i daha önce hiç görmediğini söyler.Bonnet'in "Sen pis bir yalancısın" sözleri üzerine tekrar onu bir kroşeyle havalandırır. Tex, Albay Strobel'e, Bonnet için "Tanıyorsam ne olayım" derken; Tiger 'ihtiyar Squaw gibi yalan söylüyor' diye düşünerek gülümser. Tex, sabahleyin Black Kalesine gideceklerini söyler.Bonnet'in suçlamaları kanıt olamdığı için çöker. Atlı polis komutanlığından çıktıktan sonra;
-Carson:"Senin kadar usta bir yalancıya rastlamadım" deyince,
-Tex:"Her şey adalet için" der.
Tex'in adalet anlayışı biraz farklıdır.O bazen bizatihi kendisi yasa koyucu gibi davranır.Polis-Şerif-Asker diğer kanun adamlarına hep "Sizin yasalarla eliniz kolunuz bağlı.Benim yöntemlerim farklı" der.Ona göre adaletin üstünde yol da vardır. Bu anlamda biçimsel adalet onun için yetersizdir. Bazen kader kurbanıysa suçluyu serbest bırakır.Bazen insanlara ikinci bir şans tanır.Bazen de yasalar etkisiz kalırsa "Yargıç Colt" yasasına başvurur. "Çekerim emaneti, ....rim adaleti" der ve adaleti kendisi yerine getirir.
Tex ve tayfası Black Kalesine giderken iki farklı saldırıya uğrarlar. Cree kızılderililerinin saldırısında Kit esir düşer.Ölüm haçına asılma sırası Kit'e gelmiştir.Tiger, Kit'in izini sürerken epey kızılderiliyi Manitu'ya kavuşturur.Carson:"Tiger için endişelenecek bir şey yok.O ayaklarını yakmadan Cehenneme gidip geri dönecek biridir" der. Black Kalesinde buluşurlar.Jim Brandon'un önerisiyle yanlarına keskin nişancıları da alarak sivil kıyafetlerle kaleden ayrılırlar.Mert,dürüst, Clark Gable bıyıklı, iyi süvari Jim Brandon tam bir gringo gibi giyinir.Tex oğlunu dolunay gecesinde kurban edecek fanatiklerin elinden kurtarmaya çalışmaktadır.Yolda, ormanlık bölgede giderken at üzerinde Tex ve Jim Brandon konuşurlar.Jim, 'Şaman Ho-Kuan'ın bir misyonerlik okulundan illüzyon numaraları öğrenmek için kaçtığını, daha sonra sirkte çalıştığını ve sonra da halkının arasına döndüğünü; bazı mucizeler gösterdiğine onları inandıran berbat bir sahtekâr olduğunu' söyler. Bunun üzerine Tex:"...Hep aynı hikaye tekrarlanıyor:Cahillik, birkaç alçak tarafından yararlanılan cahillik"der. Dünyanın birçok ülkesinde bazı dönemlerde, illüzyon numaralarıyla halkı kandıran, halkın inançlarını kullanarak zenginleşen ve otoriterleşen sahtekârlar olur. Mesele; uyanık olup bunlara kanmamaktır.İnsanların uygar ve bilgili olmasıdır.Toplumlarını de felakete sürükleyen bu sahtekârlar o zaman saraylarda değil hakettikleri demir parmaklıkların ardında yaşarlar. Kötülük toplumu haline gelmiş bazı toplumlar kendi dehalarının ve kazanımlarının dahi farkında değildirler.Bunların değerini bilmezler.Büyük adamlar yetiştirmiş milletler küçük adamları anlamakta gecikmez. Küçük adamlarla dolmuş milletler ise büyük adamlarını anlamakta gecikir. Jim Brandon, Sokami adlı Şefi de hırslı ve kibirli biri olarak anlatır.Biraz da şanslarının yardımıyla üç Mohawk yerlisinden Kit'in kurban edileceği yeri öğrenirler. Tiger'ı mohawk yerlisi kılığında Sokami'nin kampına gönderirler. Pek çok kurşın yakılır, çantalardaki dinamitlerin de yardımıyla Kit'i kurtarmayı başarırlar. Çarpışmalar sırasında Sokami de ölür. Şaman Ho-Kuan kaçakçıların teknesine sığınır.Winnipeg'e gitmek istemektedir; ancak o da kargasıyla beraber can verir. Son hesplaşma Hudson Körfezinde yaşanır.Macera sona erer fakat efsane sürer:
"Kuzeyden esen soğuk hava gibi geldiği söylenir.
Adı kuzeyde korku ile çağrılır.
Tex'in yasasını çiğneyeni ölüm anında bulur.
Tarih ile efsane, gerçek ve gerçeküstünün birleştiği yerde Tex vardır"
Çünkü. Sevgiler&Selamlar.
 

carson10

Aktif Üye
16 Ara 2012
388
1,153

Orijinal 309 ve 310. Sayılardaki “Şanghay Leydi’nin trajedisi ya da diğer ismiyle “Görünmez Tehlike” macerası, Türkiye’de Ceylan Yayınları beşli serinin 5. Sayısında eksik sayfalarla yayımlandı; yarım kalan macera Alfa Yayınlarının 1. Sayısı ile tamamlandı. Diyarımızın sakinleri “Daltas” Üstâdın 309. Sayıyı renkli ve tam olarak yayınlamasıyla okuyabildiler.
San Francisco Körfezi, Sausalito açıklarında hafif bir rüzgarın etkisiyle sakin suyun üzerinde “Şanghay Leydi” Adındaki bir yelkenli gemi süzülmektedir.Güvertede hiçbir ışık yoktur ve sadece birbirine çarpan yelken iplerinin sesleri duyulmaktadır.Macera böyle başlar. İki balıkçı merak ederek gemiye çıktığında, dümenin başında kapaklanmış kaptanın cesedini bulur.Yüzü yamru yumru olmuş ve korkunç bir görünümdedir.Kayalara oturmuş gemi şehir için ilk tehdittir.Ardından, kendine “Maestro” diyen ve mesajlarını “M” olarak imzalayan esrarengiz kişinin diğer tehditleri gelir. Tercüman “Usta” olarak çevirmiş, ancak orkestra şefi veya besteci anlamındaki İtalyanca kelimeyi olduğu gibi “Maestro” olarak kullansalar daha doğru olurmuş.Usta, ciddiyetini göstermek için sokağa aynı şekilde öldürdüğü birinin şişmiş cesedini bırakır. Ardından, şehrin ileri gelenlerinden Bankacı Symond’un verdiği davette saat beşe kadar partiye katılan dört kişinin öldürüleceğini bildiren mesajı Emniyet Müdürü Tom Devlin’in masasına bırakır. Muhtemel cinayetlere karşı her türlü önlem alınır.Adeta kuş uçurtulmaz. Ancak, Usta’nın yardımcısı Volker binanın planını çıkartmıştır.Evin ötesinde kapalı bir araba durur. Usta’nın Malezyalı Uşağı Kalang, arabanın tabanındaki bir kapağı açarak kanalizasyon logarını kaldırır ve kanalizasyon sistemine girer. Oradan evin mahzenine ulaşır. Mutfağa gizlenerek uygun bir anda dört adet bardağın kenarlarına eldivenle zehir sürer. Konuklara şampanya servis edilir.Dört kadeh öldürücüdür.Bankacı Symond’un ortağı konuşma yapmak için şampanyadan bir yudum aldıktan sonra kürsüye çıkar.Kadehte kalan şampanyayı bir polis memuru içer.Sonuçta Usta tahdidini fazlasıyla yerine getirir.Dört yerine beş kişi ölür.
Emniyet Müdürü Tom Devlin, bunalarak Tex’den yardım ister.Tex ve Carson’u maceranın başında bir saunanın içinde görürüz.Carson, Tex’e dönerek;”Seni dinlediğim için lanet olsun bana!..Beni Finli mi sandın? Oralarda böyle yıkanıyor olabilirler ama ben cehennemdeki bir odayı bile buna tercih ederim” der.Dışarı çıkıp bir havana purosu yakar, derin bir nefes çekip “Oh be!” der demez yüzüne bir kova su yer.Kung-Fu bilen Çinli bir görevli burada sigara içmenin yasak olduğunu belirtir. Carson “yinmi yimenmi” diye Çinliye girişeceğı sırada “Hercules Cymnasium”un sahibi Lefty gelir.Bizimkilerin eski dostlarıdır. Sauna da spor salonuna aittir.Kel kafalı, bıyıklı ve sağlam yapılı Lefty, Carson’a ; ‘masaj kanepesine uzanmasını, az sonra küçük bir Çinli kızın yumuşak elleriyle onu gevşeteceğini’ söyler.Gönüllü olarak yüzüstü uzanan Carson’u, eski dostlarından İrlandalı pat Mac Ryan, kocaman ve sert elleriyle ovalamaya başlayınca Carson, ‘Noluyor Lan!’ diye irkilir ve başını çevirince eski dostunu görür.Şaka bittikten sonra bastonu ve tek camlı “Monokl” denilen gözlüğüyle Angelo gelir. O da dövüş sanatlarında uzmandır.İrlandalı da boksa başlamıştır.Dostlarımızın Frisco’daki ekibi sağlam adamlardır.Şehri alt üst ettikleri, bol bol adam patakladıkları, batakhane yaktıkları pek çok maceraları olmuştur.
Tom Devlin’le yapılan görüşmelerden ve yapılan kovuşturmalardan varılan sonuç:Deforme olmuş vücut ve korkunç bir yüzle varılan ölüm vak’aları.Gemiye yaptıkları ziyarette kaptanın günlüğünü bulmayı başarırlar. “Şanghay Leydi”nin Kaptanı Richard Davis’in günlüğünden: Gemide bilinmeyen bir hastalıktan dolayı personelin peşpeşe öldüğü, gemide yolcu Bay Falkner ile Malezyalı Uşağı Kalang dışında kimsenin sağ kalmadığı, odasında yapılan araştırmada Boston’lu Andrew Liddel adına gelen mektuplar bulunduğu, Liddel’in Tıp Fakültesi Mezunu ve Tropikal hastalıklar konusunda uzman olduğu, sonunda kaptan’ın da bir el ateş ettikten sonra kasılmalarla dümene kapaklanarak korkunç bir yüzle öldüğü anlaşılır.Maestro denilen “Usta” Andrew Liddel’dir ve Malezyalı Uşağı Kalang ile birlikte gemiye sahte isim olan “Falkner” olarak binmiştir.Hedefi ise daha da büyüktür:Tüm Şehir…Usta, Frisco Emniyet Müdürü Tom Devlin’in masasına bir mektup bırakmıştır ve hedef tüm San Francisco’dur. “Sana tüm San Francisco halkının ölüm fermanını yolluyorum.Bu fermanı ancak bir milyon doları ödediğinde ertelettirebilirsin” diyerek 7 gün süre vermiştir.”Şanghay Leydi” Gemisinden alınan içme suyu örneklerini inceleyen Bilge Çinli Su-Ling ve Doktor Wayt, suda öldürücü basiller tespit ederler.Bu gözle “Görünmez Tehlike” en öldürücü silahtan bile daha etkilidir ve şehrin içme suyu deposuna karıştırılırsa hızla üreyerek toplu ölümlere yol açabilecektir.Kendisine “Usta” denilenler de toplumlar için ölümcül olabilir.Suyu zehirleyen basiller gibi; Uzun,kısa,şişman;badem,kirpi,muhtar veya pos bıyıklı; ya da bıyıksız dazlak kafalı v.s. “Usta”lar;ırkçılık, ötekileştirme,rüşvet,yolsuzluk,yozlaşma,mezhepçilik,fanatizm,bölücülük,nefret mikroplarıyla tüm toplumu enfekte ederek zehirleyebilirler.Sonuç:Terör,yıkım,acı,kan ve gözyaşı…Kamplara bölünmüş,birbirinden nefret eden ve kimsenin kimseye güvenmediği bir toplum ve parçalanmış bir ülke.İşte bu ülke, bölge hatta Dünya için “Görünür ve Somut Tehlike”dir.”Usta” ya karşı her bireyin yasal haklarını,yaşam tarzını ve özgürlüklerini koruması gerekir; gerekirse bedelini ödemeyi göze alarak…
Tex ve Carson, ustanın yardımcısı Volker’in düzenlediği tuzaktan tekneden suya atlayarak zor kurtulurlar.Sıra, Ustanın sırf kendi güvenliği için adamlarını harcamaya gelmiştir.Usta’lar kendi ikballeri ve hırsları için önce adamlarını harcarlar sonra ülkeyi ateşe atarlar.Usta, Malezyalı Uşağı Kalang’ı, Yardımcısı Volker’i öldürmesi için görevlendirir.Fakat mücadele sonunda Kalang ölür; ucu zehirli bıçakla kolundan yaralanan Volker son bir gayretle Tex ve ekibini Usta’nın gizli sığınağına götürmeyi başarır.Bu sığınak, içinde arkeolojik eserler ve minyatür bir hayvanat bahçesi bulunan 13 yıldır açılmayı bekleyen San Francisco Müzesidir.Müzenin koruyucusu Thomas, Usta’yı korumak için kafesteki leoparları ve orangutanı salar.Müze bahçesinde vahşi hayvanların ölümüyle sonuçlanan mücadeleden Tex ve Carson sağ çıkarlar.Usta yaralanır ve kaçar.Tex ve Carson, ana su deposunun sorumlusu olarak daha önce görüştükleri Mühendis Stone’un aslında Andrew Liddel yani Maestro olduğunu anlarlar.Gerçek mühendisi yolda öldürerek yerini almıştır.Maestro, elinde zehir çantası ana depoya gider.Basilleri suya karıştırarak intikam almayı istemektedir.Fakat işler hiç ummadığı şekilde gelişir çünkü Tex ve Carson peşindedir bir de talihi ondan yana değildir…
Bu macera bazı ilkleri barındırır.Konu ve ana hikaye Mauro Boselli’nindir.Senaryoyu G.L.Bonelli ile birlikte yazmışlardır yani Tex’in babası ile.Boselli’nin yazdığı ilk Tex senaryosudur.İlk defa bu macerada ortaya çıkan “Maestro” karakterini Boselli yaratmıştır.Karakter yaratmakta ve gizemli öyküler kurmakta ne kadar başarılı olduğınu daha ilk hikayesinde gösterir. Maestro, daha sonra 435-436. Sayılardaki “Vahşi Batı Gösterisi” adlı macerada tekrar ortaya çıkar.O da kaliteli ve güzel bir maceradır.Maceranın Ressamı Letteri’yi beğenler çok olduğu gibi beğenmeyenler de var.Ben beğenenlerdenim.Çizgi Düşler yayınevinin Tex yayınlarının editoryal yazılarını başarıyla hazırlayan Orhan Berent: “Alex Raymond stilinde temiz ve net çizgilere sahip olan Letteri’nin”, bu maceradaki resimlerinin en temiz çizimlerinden olduğunu söylüyor.
“Macera” ne sihirli bir sözcük.Çizgi Roman sevenler aslında içindeki maceraperest çocuğun macera ihtiyacını da tatmin ederler.Bir Tenten macerasında Kaptan Haddock şöyle der:”Turnesol’u kaçıranlar gemiye binmiş olmalı…Biz de bineriz canına okuyayım!Ve onu kurtarırız.Bir düşünsenize;Saint-Nazaire, Liman, rıhtımlar, okyanus, açık denizden esen rüzgar, yüzünüzü kamçılayan dalga serpintileri…” Macera, işte böyle bir şey.
Boselli’nin yazdığı neşeli!bir diyalog:
-Tex:”Selam Doktor.Yanımızda bir yaralı var.”
-Doktor:”Selam, Willer. Her zamanki gibi sıcak kurşun hazımsızlığı mı?”
Sevgiler&Selamlar.




 

caretta

Onursal Üye
24 Ağu 2011
2,943
23,713
Kıbrıs
Çok güzel bir yazı olmuş Carson10 dostum.Sizin de belirttiğiniz gibi
Ceylan Yayınları'nın son serisi olan 5 sayılık fasikül serisinde bu macera
yarım kalmıştı.Alfa da macerayı eksik sayfalı olarak bitirmişti.Daltas
sayesinde maceranın tamamını okuyabilmiştik.
Andrew Liddel de Teks'in kayıtlı düşmanlarından.İki macerada görüldü.Proteus ve Kara Kaplan ise üçer kez.Kara Kaplan öldü.Proteus
son macerada ağır yaralıydı.Liddel kapatıldığı akıl hastanesinden
bir macerada tekrar görülebilir.
San Francisco,polis şefi Tom Devlin,Lefty Potrero ve yıkım ekibi
hatta Pat McRyan'ın yeraldığı bu ilginç macerayı okuyun.Liddel'in görüldüğü ikinci macera da Letteri çizimi idi.
 

Yakub Cemil

Yeni Üye
1 Eki 2017
42
150
En çok sevdiğim sayı Yenilmezlerdi. Teks çocukluk arkadaşı Hutch'un Meksika'da İrlandalılardan oluşan bir çeteyle birlikte soygunlar yaptığını öğrenir ve onları Amerika'ya getirip asılmaktan kurtarmak ister. Bu sırada İrlanda'nın bağımsızlığı için savaş veren Shane adında bir İrlandalı da çeteyi bulur ve onlara eski Meksika İmparatoru Maximilian'ın hazinesinden bahseder. Hazine'nin yeri Avusturyalı bir subay ve onun Meksikalı haydut patronu tarafından bilinmektedir ve önüne bir kale inşa edilmiştir. 7 İrlandalı, 1 Sudanlıdan oluşan İrlandalılar Çetesi kaleye gider. Teks, Carson, Kit, Tiger, Pat Macryan da onları bulmaya çalışıyordur. En sonunda kalede büyük bir çatışma çıkar. İrlandalılar ve Teksler tek başlarına bir orduyu temizler. En sonunda çoğu ölür ama Montales yetişip kahramanları kurtarır. Tabii bundan sonra daha dramatik bir olay olur ama bundan bahsetmeyelim. Okuyun kendiniz görün.
 
Üst