scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231

Karaoğlan Bir Bilim Adamına
İlham Veriyor

Celal Şengör'ün Orta Asya Ekspedisyonu

Tüm dünyaca tanınan Türk jeoloji profesörü "Celâl Şengör"le 4 yıl boyunca yapılmış bir nehir söyleşi sonucunda ortaya çıkan "Bir Bilim Adamının Serüveni, Celâl Şengör Kitabı" başlıklı kitaptan bir alıntı. Sefa Kaplan'ın hazırladığı 2010 tarihli hacimli kitapta "Suat Yalaz"ın ünlü çizgi romanı "Karaoğlan"ın bilim adamını nasıl etkilediğini anlatan bir bölümü buraya aktardım. Çocukluğunda, daha Akşam gazetesinde tefrika edilirken Karaoğlan'dan etkilendiğinden bahseden Şengör, onun serüven ve aksiyonlarından ziyade üzerinde gezdiği topraklara, manzaraya hayran olduğunu söylüyor. Zaten okulda ilgiyle okuduğu coğrafyacı "Faik Sabri Duran"ın "Kâşifler Âlemi" kitabından tanıdığı ve hayran olduğu "Taklamakan Çölü, Altay Dağları, Tien Şan" (Tanrı Dağları) vs gibi yerleri ilk kez Karaoğlan maceralarında görüp sevdiğini anlatıyor ve Orta Asya jeolojisini hayâlinde ilk kez canlandıran Suat Yalaz'a hayranlığını belirtiyor. Yazıya resimleri ben ilâve ettim (biraz da süsledim)


file

 
Moderatör tarafında düzenlendi:

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,039
75,336
hiçbiryerde :)
Sevgili üstadım, sunumunuz bana bir
"resimli romanı" çağrıştırdı: "Kraliçe
Loana'nın Gizemli Ateşi". Hemen
onunla ilgili bir iki şey ekleyeyim dedim
ama kolay bulunsun diye ayrı konu
olarak açtım. Celal Şengör'ün etkilendiği
gibi Umberto Eco da çizgi romanın,
çocukluğumuzda gördüğümüz
her türlü objenin bizi nasıl etkilediğini
anlatmış bu romanında.
Bizi farklı coğrafyalarda gezdiren yazı
için teşekkürler sevgili üstat.
 

hemşinli

Aktif Üye
11 Eki 2014
224
677
Karaoğlan'da; gerçekten serüven ve aksiyonun yanında, orta asya tarihi, hatta daha geniş asya tarihi ile ilgili zengin bilgiler ve coğrafi yerler vardır. üstat, tarihi hikayeyle serüven kalıbını çok ustaca birleştirmiştir..

Güçlü hikayesi, zengin tarihi bilgi ve anlatımından dolayı, karaoğlan'ı normal çizgi romanın üstünde görmüşümdür her zaman. :)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

bes5uc3

Süper Üye
11 Ara 2011
965
1,972
Kırşehirli
Bir yerbilimcinin gözünde Karaoğlan çizimli resimsel enstantanelerin bellek yapan izlekliğinin yerbilimci dünyasındaki anlayışa göre oturmuş olması; bendeki Karaoğlan duygusuyla eşleşen bir karşılaşma olmakla beni duygulandırdı.

Her manzara çiziminde değil de, illa Üstat Yalaz'ın çizimlerinden; her çizgiroman okunmasında değilde illa Üstad Yalaz'ın çizilerinde bu tür duygulara kapılmak işin ilginç olan yanıdır. Bir çok resimli roman okudum, beğendim ama hiç biri Yalaz çizimi kadar bende kopmazlık yaratan bir duygu ve hoşlanma olmadı.

Üstelik hiç bir çizgi roman çizimindeki hatalar beni enterese etmedi. Ama Karaoğlan'daki savrukluklar kızgnlıkla üzerinde durduğum düşünmeler oldu hep iyi çizmlere bakarak (bana iyi gelen çizimlere bakarak) kötü çizimleri görmezden gelmişimdir.

Kötü çizimler belleğimde olsa da sayfaları gezerken karşıma çıkan durum olaydı. Yalaz üstadın toplumsal kültür tanımlı çizimleri eserlerdeki eksiklik olsa da sosyal kültürü betimler coğrafya alanının Değerli Şengör'ü etkilemesi beni hedeften etkilemektedir.

Bir soğan ekmek yiyip Ayran içen Çalık, Baybora, Karaoğlan figürü beni mest eden figürler olup Tibet'teki, Sayan dağları eteklerindeki yaşam ve sözlü anlatımlarla, sosyal kültürlü giyim kuşam ve konuşma olan anlatım bantları arkaik bilincimi groteski oluşla heyecena boğmaktadır.

Diyorum ya aynı intibaları diğer çizer ve yazar kitaplarında duymam olası bile olmuyordu. Dikkat ediniz değerli Şengör belki öylesine çizilmiş bir yeryüzü ve dağ resmi içinde; üstadın kendi bilinç altı belirimlerini eklemesini okumakla bize görünmeyen bizim gözümüzde kaçan bu ayrıntılar Değerli Şengör'ü müthiş bir tehaşşüte götürüyor.

Karaoğlan sayfalarında beni hiç etkilemeyen çizimler de vardı. Üstad buraya dugu katmamış mıydı? Elbetteki katmıştı. Ne var ki Karaoğlan sayfalarında görülmesi gereken ayrıntılar bunlar değildi. Karaoğlan'ı Karaoğlan yapan da bunlar değildi.

Karaoğlan'da pisikolojide çok farklıydı. Rakibi olan, düşmanını aşağılamıyor. Üstelik bunların ne yaman bir cengaver olduğu nasıl anlamalarla bu hallere getirilidiği gibi bilincimiz derinliğine uzanan göndermeler yapan vurgularını kafasında dolaştırması, çizgilerin ve eserin; bizlerle bire bir örtüşen şeytan tüyleri! olmaktadırlar.

Bu nedenle diğer tür ister yerli olsun ister yabancı olsun bu çizimler çok keyfle, isteyerek okuduğum eserler olmaktan öte hiç bir zaman bende bir bağ ve duygu olmadılar. Kafamın içinde her anımla birlikte benle olan bir eşleşme olmadılar. Bu durumlar illa ki Karaoğlan sayfalarında da vardı.

Sözgelimi; Karaoğlan'ın karşı cins serüveni benim hiç takılıp üzerinde durduğum bir anlama ve mana etkisi olmadığı gibi sıradan bir durum geçişi gibi geriye itilen bir kuru yavanlık oldu.

Çift süren Baybora, Kılıç tutan Baybora'yla birlikte müthiş bir bir kırılma indsi içinde akılları meşgul eden zamanlar içine göndermeler yapması sizde bambaşka tutku ve düşünmelerin berektlenmesine neden olmaktaır. hele Karaoğlanı bir de değerli şengör'ün gözüyle okuyamamak ne büyük kayıp.

Karaoğlanın okunup oraya buraya atılması değil okuyanına duyarlılıkla; akıllarda kalırlınıya biz okurlarına hitap etmesi yeter. Karaoğlan okumakla sizlere sirayet eden bu geçişme ve tılsım; Yalaz'ın duygu, zekâ ve bilinç enginliği olmakla okurların ortak düzlem buluşması olmakla okurların kendilerine göre paylaşabildiği zenginlikti.

Bu çalışmayı sayfalara taşıyan değerli scanfan üstada teşekürler.
 
Son düzenleme:

The_DarknesS

Yönetici
Çeviri & Balonlama
17 Nis 2010
9,538
28,575
İzmir
Çizgi romanı çoluk çocuk işi olarak gören, çizgi roman okuyan adam olmaz mantığı güden, çizgi roman okumayı yasaklamaya çalışan, çizgi roman okurunu küçümsiyenlerin gözüne sokulası bir derleme yazı olmuş. Bu yönüyle çok önemli.

Bir çok dost sohbetinde de konuştuğumuz gibi çizgi romanın arka planında eğitici, öğretici, ufuk açıcı, yol gösterici pek çok gönderme mevcuttur. Hatta bazı yazarlar meşhur kitap ve filmlere göndermeler yaptığı gibi bazı hikayelerde değişik ülkelerin folklörüne işaret eder. Bu yönü ile çizgi roman mutlaka okunması gereken edebi bir dal olması yanından aynı zamanda bir sanat ürünüdürde.

Her zaman derim: çizgi roman okuyandan zarar gelmez. Çizgi roman okuyan kültürlü insandır diye. Nitekim bu ve benzeri pek çok röportaj ilim irfan sahibi kişilerin sıkı çizgi roman okuru olduklarının delilidir.

Teşekkürler üstat scanfan.
 

ertekin

Süper Üye
22 Ağu 2009
1,913
4,843
Navajo Köyü
Blek'in, Zagor'un ve Zempla'nın ormanda geçen maceraları beni de etkilemiş olacak ki mesleği gereği sürekli dağlarda, arazilerde bir meslek olan Harita ve Kadastro Mühendisliğini seçmişim.
Evet bu ÇR'ların hayatımıza etkisi çok fazla.
 
Son düzenleme:

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231


Celâl Şengör'ün söyleşi kitabına tekrar göz atarken bana, Gürcü asıllı Rus besteci "Alexander Borodin"in (1833-1887) "Prens İgor" operasından "Poloveç Dansları" bölümünü çağrıştırdı ben de bu konunun altına eklemek istedim. Poloveç, eski Rus halklarının 11. yy'da Orta Asya'daki eski Türk halklarından "Kıpçaklar" ve "Kumanlar"a verdiği addır. Günümüz Türkçesinde Kumanca'dan izler de var, bir örnek: "Bizim atamız kim-szing kökte" (Bizim atamız ki sensin gökte). Yaşadıkları coğrafya itibariyle Karaoğlan maceralarında adlarının geçtiğini tahmin ediyorum, konunun uzmanı dostlarımız bileceklerdir mutlaka. Tamamı 11 dakika kadar süren bu "Poloveç Danslarını"nın "Bolşoy Balesi" tarafından sahnelenen bir versiyonunu buldum. Dekor, kostüm, ışık, koreografi vb müthiş. Müzik zaten insanı alıp götürüyor. Dekor olarak bununki kadar güzel olanları da vardı internette, ama her şeyiyle güzel olanı buydu. Bu performansı sizlerle de paylaşmak istedim. Rus Prensi İgor ve oğlu Vladimir, Poloveç Hanı Könçek tarafından esir edilir. Han onları eğlendirmek için kölelerini çağırır. Köleler de nefes kesici danslarını icra ederler. "Poloveç Dansları" operanın kendisinden daha da meşhur oldu ve popüler kültürde defalarca yer aldı, mesela 1953 tarihli Amerikan müzikali "Kısmet" ve onun ve 1955 tarihli sinema uyarlamasının ünlü tema şarkısı "Strangers in Paradise" (Cennetteki Yabancılar) ve diğer şarkıları Borodin'in müziğinden alınmıştır. Bir de Sovyet yapımı opera filmi vardı, ama koreografilerini beğenmedim.

file


Borodin'in Prens İgor Operası'ndan Poloveç Dansları-Bolşoy Balesi

 
Son düzenleme:

hadon

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
10 Mar 2010
3,056
9,085
Kastamonu
Karaoğlan'ı çok seviyorum...

Onu diğerlerinlerinden 'başka' hissettiğimi ilk olarak Suat Yalaz'la yapılan bir röportajı okuduğumda fark etmiş, üstadın anlattıklarından bu başkalığın nedenini de anlamıştım. Yalaz kahramanını yaratmadan önce, yaşadığı dönemi, bölgeyi, tarihsel olayları, dili; tüm sosyal etkenleri çok iyi araştırdığını, öğrendiğini anlatıyordu. Böyle bir işe kalkışıyorsanız, bunu zaten yapmak zorundasınız ama biz herhangi bir işte bu duyarlılığı görmeye alışkın değiliz.

Sonra, değerli hocamız Haluk Abi bir sohbette bazı maceraların senaryosunu Kemal Tahir'in yazdığını söylediğinde, Karaoğlan'ın üzerindeki büyünün nedeni iyice anlam kazanmıştı.

Şimdi Sevgili Scanfan'ın paylaştıklarını okuyunca görüyoruz ki yaratıcısının kahramanına gösterdiği özen sayesinde Karaoğlan farklı derinliklere de ulaşabiliyor. Biz bu uzun kılıçlı çocuğu boşuna sevmiyoruz...

Teşekkürler Scanfan.
 

R.Türkmen

Çizgi Roman Ustası
12 Şub 2012
763
2,979
Suat Yalaz üstat da Celal Şengör hocayı çok sever. Telefon konuşmalarımızda bana hep bahseder. Paylaşım için çok teşekkürler.

Sevgili yeryüzü "Kraliçe Loana'nın Gizemli Ateşi"ni paylaşırsan memnun olurum.
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,039
75,336
hiçbiryerde :)

Umberto ECO - Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi
Türkçe, Doğan Kitap
Çeviren: Şemsa Gezgin
449 sayfa, 11 MB, pdf


...En çok ilgimi çeken kitaplar bu türden kitaplardır. Hemen nette aradım, buldum. Eziyetli "Turbobit" linkini daha bir düzgün link olan olan "MediaFire" linkine çevirdim, sıcağı sıcağına bu konunun altında sunuyorum:

Umberto_ECO_Krali_e_Loana_n_n_Gizemli_Alevi.jpg

(MediaFire)


Scanfan üstadım paylaşmıştı daha önce:
İyi okumalar sevgili dostlar.​
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

KARAOĞLAN

Onursal Üye
2 Şub 2010
3,004
20,630
Gaziantep
Umberto Eco adının çekiciliğinden "Kraliçe Loana'nın Gizemli Alevi" ni almış, okumuştum ama doğrusu hiç hoşuma gitmemişti. O yıllarda (2005) çizgiromanla aram pek sıcak değildi. Belki ondandır.
Şimdi sevgili yeryüzü ve scanfan kitabı anımsatınca, meraklandım. Hele bir daha okuyayım. Belki bu kez hoşuma gider.
Bu arada çok satan, sonuna kadar okuyanın ender olduğu "Gülün Adı" nı bir kaç sefer 250. sayfalara kadar okumuştum.
Nereden aklıma düşürdünüz bunları. :)
Ne güzel çizgiromanla günlerimiz yorulmadan geçip gidiyordu. :)



Adı geçen kitaptan iki sayfa.
 
Son düzenleme:
Üst