Suat Yalaz, İsmail Gülgeç'in İçindeki Cevheri Çok Önceden Görmüş

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,324

Suat Yalaz, İsmail Gülgeç'in İçindeki Cevheri Çok Önceden Görmüş
1964'te İsmail Gülgeç Henüz 17 Yaşındadır

Her şeyden önce şunu söylemeliyim: Bu konuyu görselleriyle birlikte hazırlayıp bitirdiğimde benzer konular var mı diye forumu arattığımda sevgili "KARAOĞLAN" dostumuzun iki yıl önce zaten bu görselleri ortaya çıkartıp paylaşmış olduğunu gördüm. İlgili dergiler önceki yıl ÇD forumunda paylaşıldığı zaman derginin içinde yer alan fotoğrafı ve yazıyı konunun altına alıntılamıştı, şurada:Karaoğlan Haftalık Resimli Kahramanlık Dergisi 100 - Tiyen-Şan Canavarı (29.12.1965). Yani sevgili "KARAOĞLAN" bu haberi benden daha önce farketmiş. Benim bundan 2 yıl sonra haberim oldu. Hazırladıklarımı da atmaya kıyamadım, bu ilginç haberin yüzlerce derginin arasında kaybolup gitmesine gönlüm razı olmadı. Onun da adını zikrederek ayrı bir başlık altında yayınlamaya karar verdim. Konu daha geniş bir biçimiyle "Suat Yalaz" forumunda da bulunsun istedim. Öncekilerin görselleri oldukça soluk çıkmıştı. Ben ilgili 2 sayfayı dergilerin başka nüshalarından yeniden taradım. Bu yeni taramalar daha yüksek çözünürlükteydi. Haliyle konuyu da biraz genişlettim ve süsledim!

Bu iki görsel Karaoğlan dergisinin sırasıyla 1964 Mayıs tarihli 17. sayısı ve 1965 Aralık ayına ait 100. sayısından alındı. Buradaki iki kupüre göz attığımızda büyük usta Suat Yalaz'ın büyük bir sanatçı oluşunun yanı sıra, aynı zamanda da bir insan sarrafı olduğunu görebiliyoruz. Çocuk yaşta bir İsmail Gülgeç'in içindeki cevheri ta o zamandan görebilmiş. Onun ileride çok değerli bir çizer olacağını anlamış gibi ona özel bir yakınlık göstermiş. Bu tarihlerde İsmail Gülgeç henüz 17 yaşında bir gençmiş. Suat Yalaz, Karaoğlan dergisinin Mayıs 1964 tarihli 17. sayısında, okuyucularla iletişim kurduğu "Biz Bize" sayfasında, 17 yaşındaki İsmail Gülgeç'in mektubunu cevaplamış. O sırada İsmail Gülgeç kendisini koltuk değneklerine mahkum eden hastalığı nedeniyle eğitimini yarım bırakmak zorunda kalmış ve evde kendi kendini yetiştirmeye başlamıştır, bu arada resme de yönelmiştir. O günlerde galiba bir de resimli roman çizmeye çalışıyormuş ve bu konuda fikrini almak için Suat Yalaz ustaya bir mektup yazmış, ve muhtemelen bazı konularda ondan bilgi istemiş. Üstat da dergideki kösesinde yer alan açık mektubundaki cevabında onu yüreklendirecek bazı şeyler yazmış ve ona ayrıca resimli roman çizmede işine yarayacak gerekli malzemelerle bazı bilgileri içeren bir mektup gönderdiğini yazmış. 1965 Aralık ayına ait 100. sayısındaki fotoğraflı haberde ise Suat Yalaz'ın, İzmir'de oturan genç okuyucusu İsmail Gülgeç'i evinde ziyaret ederek resimleriyle ilgilendiği ve resimli romanından dolayı onu tebrik ettiğini yazıyor. İsmail Gülgeç artık 18 yaşındadır ve hâlâ okula gidememekte, eve bağlı olarak yaşamını sürdürmektedir.

Suat Yalaz ustanın kendisine mektupla ulaşan bir okuyucusuyla bu kadar ilgilenmiş olması, çizgilerini inceledikten sonra ona çizgi roman çizimi ile ilgili tüyolar vermesi ve birtakım çizim malzemeleri satın alıp evine göndermesi, sonra da çizdiklerini kontrol etmek ve belki de onu yüreklendirmek için, evinden çıkamayacak durumdaki genç okuyucusunun evine kadar giderek onu ziyaret etmesi... Bütün bunlar Suat Yalaz'ın, İsmail Gülgeç'in içindeki sanat cevherini o daha 17 yaşındayken keşfetmiş olduğunu gösteriyor. Bu cevherin yitip gitmemesi için de elinden gelen her şeyi yapıyor.

"Karaoğlan dergisi" 1964 Mayıs tarihli 17. sayısı, "Biz Bize" sayfası
file


"Karaoğlan dergisi" 1965 Aralık ayına ait 100. sayısı
file


file

İsmail Gülgeç Kimdir?
1947 yılında Gaziantep'te dünyaya geldi. İlkokuldayken geçirdiği bir hastalık onu öğrenim hayatından kopardı, artık ömür boyu koltuk değneklerine mahkum kalmıştı. Ama yılmadı ve evinde kendi kendini yetiştirmeye başladı. İlk çizgileri 1968'de Yeni İzmir gazetesinde çıkmaya başladı (Suat Yalaz ustanın onu yüreklendirmesinden 4 yıl sonra). Daha sonra sırasıyla Demokrat İzmir, Ege Ekspres, Devir ve Milliyet gazetelerinde çizdi. Milliyet Çocuk dergisinde çizdiği "Ormangiller" karikatür bandı onu meşhur etti. 1979'da aynı dergide çizdiği "İnce Memed" çizgi romanı ile ünü pekişti, bu roman yurt dışında da yayımlanacaktır. 1980'de Cumhuriyet gazetesine geçti. Mücadeleci kişiliği muhalif duruşu daha da keskinleşmişti, ‘Memo’, ‘İnsanlar’, ‘Hayvanlar’, ‘Entelektüel Ayı’ gibi pek çok bant karikatür yarattı. Milliyet'in haftalık mizah eki Kirpi'de de çizdi. Son olarak Ahmet Ümit’in ünlü roman kahramanı Başkomser Nevzat’ı resimledi. 2005'te ‘Çiçekçinin Ölümü’, sonra da ‘Tapınak Şövalyeleri’ maceralarını da resimledi. 1988, 1989 ve 1991 yıllarında "Karikatürcüler Derneği" Başkanlığı yaptı. Yakalandığı kan kanserini ve beyin tümörünü yendi ama 15 Şubat 2011'de kalp krizine yenildi.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

ekenciz

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
13 Eyl 2009
2,993
13,518
Suat Yalaz'ı bir kere daha takdir ettim. Büyük insan olunmadan büyük sanatçı olunmuyor.
 

savok

Admin
30 Eki 2009
19,991
83,664
Kasımpaşa
İsmail Gülgeç'i uzun yıllar okuduktan sonra hastalıklarını ve engelini öğrenmiştim...
Çok severdim.
mekanı cennet olsun.
Teşekkürler dostum scanfan..
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,047
75,623
hiçbiryerde :)
Suat Yalaz üstadın bir değil iki özelliğini
daha öğrenmiş oldum. Birincisi yetenekten
ne kadar iyi anladığı, ikincisi ise 17 yaşında,
gencecik bir çizer adayını evine gidip ziyaret
ederek belki de onun geleceğine en büyük katkıyı
yapmış olması; ekenciz dostumun belirttiği
gibi böyle büyük bir yüreğe sahip olması.
Duygulanmamak elde değil. Bu özel konu
için teşekkür ederim scanfan üstadım.
 

All4all

Kıdemli Üye
23 Haz 2016
189
577
Manaus
Sayin Scanfan, gercekten cok nadide bir bilgiyi bulup paylasmissiniz. Sağolun. Hem cizerlerimizi şükranla takdir etmek hemde karikatür tarihimizi, kültürümüzü anlamak icin cok güzel bir bilgi. SAyin Kolibri size de cok teşekkürler, hemen sayın Gulgecin eski yapıtlarından birini bizlerle paylasmissiniz. Hüzünle dolu bir gurur hissediyor insan bu yapıtları görünce ve tarihi öğrenince
 

comicist

Süper Üye
1 May 2016
591
4,783
Rahmetli İsmail Gülgeç ustanın çizgileri ve mizahı çok kuvvetliydi, tam müptelasıydım.Nur içinde yatsın.
Scanfan arkadışımızın bu güzel yazısında bir şey dikkatimi çekti...
Gerçi bu konuyu başka bir yerde açabilirdim, neyse yeri gelmişken:
Yazısında kanseri yenip kalp krizinden öldüğünü belirtmiş...
Kayıtlara böyle geçilmiş...
Sağlık bakanlığının manipülasyonunden başka bir şey değil...
Gerçek kanserden ölüm vakalarının sayısını az göstermek için
kayıtlara bu şekilde işleniyor...
Aşağıdaki alıntı haberimi dikkatlice okuyun, ne demek istediğimi anlayacaksınızdır...

---Hasta tedaviden bahis edilen 5 yıldan sonra tekrar kanser olursa, hatta ölürse, istatistiklere yine de: “tamamen tedavi edildi ve tamamen iyileşti “ olarak kayıtlara geçiyor! Son derece zeki kelime oyunları ile bu tedavilerin sözde başarı oranı bu şekilde insanlara aktarılıyor. Başlangıç noktasında olan kanser hastalıkları, hayati tehlikesi olmayan kanser hastalıkları, dolayısı ile tedavisi zaten kolay olan kanser hastalıkları, bu istatistiklere ilk olarak kayıt edilen vakalardır. İleri seviyede kanser olup erken ölen vakalar hiç bir şekilde istatistiklerde kayıda geçmiyor. 1997 de alınan yeni bir kararla, kemo terapiden kaynaklanan ölümlerin, istatistiklere organ / kalp yetmezliği sonucu oluşan ölüm olarak kayıtlara geçiyor. Bu sinsi manipülasyon kemo, ışın, radyo terapi gibi geleneksel ve zararlı yöntemlerle kanser vakalarının başarısız tedavi edilmesi sonucu oluşan ölüm sayısını kamufle etmek amaçlıdır!----
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,324

Suat Yalaz üstadımız bu konuyu okuduktan sonra aşağıdaki mesajı göndermiş. Mesajına bir de gazete kupürü eklemiş. Ustanın mesajını ve kupürü sizlerle paylaşıyorum:

Selam, sevgi, tebrik ve kocaman
bir teşekkür, Nadir Bey...
Çok aratıp bulduramadığım,
"Anılar" kitap dizim için
çok önemsediğim bir olaydı;
" Özürlü bir okuyucusunu taaa İzmir'lere
gidip evinde ziyaret eden Suat Yalaz.."



Sizlerle , "zaman Tüneli"ne giriryorum sanki...
İyi ki varsınız... Ve, varolasınız... SY

Suat Yalaz ustanın ekte gönderdiği 17 Şubat 2011 tarihli gazete kupürü:
file


 
Moderatör tarafında düzenlendi:

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,406
Yine bir üstad Scanfan klasiği olarak nitelenebilecek özel bir yazı olmuş.Sevgili Karaoğlan üstadımızın konu ile ilgili çalışmasından dolayıda ayrıca tebrik ederim.
Üstadın Okuyucusu ile bizzat ilgilenmesi ise beni oldukça duygulandırdı.Bir dünya sanatçısından başka bir şeyde beklenemezdi zaten beni bu nedenle şaşırtmadı.
Ancak diğer okur yazıları ile ilgili olarak yazdıkları da bir o kadar ilginç ve kayda değer özellikle
"Bayırgülü'ne Türk işi güzel bir fistan giydirme " şeklinde ki cevabi yazıya da tebessüm etmedim desem yalan olur.
Üstadın mizahi yeteneği burada da kendisini göstermiş yine.
Saygılarımla.
 

Önder Çakı

Onursal Üye
E-Dergi Takımı
5 Ağu 2012
263
1,734
Karaoğlan'ın cesareti,becerisi,adaleti,vicdanı,mantığı,aklı v.b.. yüzüne vurmuş.
Yakışikli,yağız bir delikanlı çıkmış ortaya.

Suat abide de farkli bir durum beklenemezdi.
Hiç şaşırmadım.
Büyüklük böyle oluyor..
 
Üst