Dinozorlar gerçekten yaşadı mı?

tabure

Guest
14 Eki 2011
621
2,016
Bastiani Kalesi
Evet Tabure, komplo teorilerine devam ediyor hâlâ!!!

Ama bu sefer ben suçsuzum valla, Uludağ sözlüğü okuyordum, bir arkadaş başlık açmış, orayı okuyunca ben de forumda bir başlık açasım ve aramızda beyin fırtınası yapasım geldi...

Aha da dinozorlar yaşamadı diyenin yazdıkları aşağıda. Ben de kendi görüşümü aktarayım:
Arkadaş okuyacağınız üzere dinozorlar yaşamadı demiş ama tezini herhangi bir veri ya da kanıtla desteklememiş. Ben sonuçta bilimsel ve rasyonel verilere göre konuşmaya çalışan birisi olduğumdan, dinozorların neden yaşamış olamayacağını da bildiğim kadarıyla ilave edeyim.
Yerçekim kanunlarına göre dünya üzerinde yaşayabilen en büyük varlık balina'dır, o da suyun kaldırma kuvvetinden yararlanarak hareket edebilmektedir. Kara üzerinde ise, yerçekime karşı koyarak hareket edebilen en büyük varlık bildiğimiz fildir.
Bunun üzerindeki büyüklükte bir canlı eğer karada var olduysa hareket edemez ve olduğu yere yığılırdı. Peki nasıl oluyor da koskoca büyüklükteki o dinozorlar hareket edebiliyordu.
Eğer gerçekten yaşamadılarsa, bazı müzelerdeki koskocaman iskeletler neyin nesi? Dünyanın ilk zamanlarında yerçekimi şimdikinden farklı mıydı? Ben şahsen herhangi bir yayında dinozorların (büyük olanlarının) var olduğunu iddia edenlerin bu sorulara doyurucu bir cevap verdiğini izlemedim.

Siz ne diyorsunuz bu konuda?

attachment.php
 

Ekli dosyalar

  • dinozor.jpg
    dinozor.jpg
    60.1 KB · Görüntü: 205
Son düzenleme:

Hellblazer

Onursal Üye
31 Mar 2012
751
1,583
Gotham
Biyomühendislik okuyorum. Şahsen bu tür konulara doğuştan ilgiliyim. Fikirlerimi şöyle açıklayayım :

1-) Yerçekimi konusu bence - Dünya'nın yaptığı hareketler , devasa doğal afetler , levha hareketleri , volkanik aktiviteler ve çekirdek sıcaklığının / boyutunun değişmesiyle yerçekimi değerleri değişiklik göstermiştir diye düşünüyorum.

2-) Başka hayvan cinsinin fosili yok derken şaka mı yapmış acaba ? Çok sayıda memeli , kuş , eklembacaklı , böcek , yumuşakça ve solungaçlı hayvanın fosilleri günümüzde keşfedilmiş durumda.

3-) Bazı hayvanların , köpekbalığı , sürüngenler ve özellikle kara kaplumbağalarının soyu milyonlarca yıl öncesine Jura Dönemi'ne dayanmaktadır. Tarih öncesi hayvanlarla aralarındaki benzerlikleri farkedeceksiniz.

4-) Steven Spielberg'ün Jurrasic Park filminden kaç küsur yıl önce dinozorların varlığı bulunan fosillerle ve bilimsel verilerle kanıtlanmıştı. Bence tüm dünyaca kabul edilen , üstüne meslek dalları ve bilimsel kitaplar çıkmış olan bu büyük yaratıklar sadece bir film için olamayacak kadar geniş bir konu.



Benim fikirlerim böyle :)
 

Doktor Kim

Aktif Üye
17 Mar 2011
325
14,122
Dinozorlar konusuna bende kuşkuyla yaklaşıyorum ama söylediğin gibi tezini herhangi bir veri ya da kanıtla desteklememiş. Dinozor konusu Spilberg'ten çok çok öncesinden gündemdeydi. Ciddi argümanlarla desteklenmiş karşı iddialar, bu tür atmasyon fikirler ekleyerek sulandıranlar yüzünden zaten komplo teorisi yaftası yiyor.

Yerçekimi Dinozorların yaşadığı dönemlerde bir değişim göstermez, çünkü dünyanın kütlesi aynıydı ama yerçekimine katkı yapan dünyanın kendi etrafında dönüşüyle oluşan merkezkaç etkisi, o zamanlar dünya biraz daha hızlı döndüğü için, eser miktarda daha fazlaydı.

Dinozorlarla ilgili kısa bilgi aynı soruyu kendine sormuş Jeolog Yıldırım Güngör'den yanıtı alalım:

DİNOZORLAR GERÇEKTEN YAŞADI MI ?

Son birkaç yıldır Dinozorlar epey gündeme gelmeye başladı. Son iki yıl içinde iki alışveriş merkezi Dinozor sergisi açtı. Bunlardan Forum İstanbul’dakine iki kez gittim. Bir yazımda bu sergiyi daha ayrıntılı anlatacağım. Bu devasa yaratıkların son yıllarda bu kadar çok ilgi çekmesinin nedeni, teknolojinin bu muhteşem hayvanların görüntülerinin çok gerçekçi bir şekilde izlenmesini sağlaması oldu. Bilgisayarlarda yapılan animasyonların gerçeklerinden bir farkı yok. Ben uzun yıllardır bu gelişmeleri ilgiyle izlediğim için, Yeryuvarı üzerinde yaklaşık 160 milyon yıl tek başına egemen olmuş bu canlıları herkesin bildiğini, hele de jeologların çok çok iyi bildiğini sanıyordum. Ne yazık ki biraz irdeleyince Dinozor kelimesinin “Bir işte iyice eskimiş, verimli olmayan ama arkadan gelenlerin de önünü tıkayan insanlar†için kullanıldığını gördüm sadece. Ejderha diyenler bile vardı. Bir jeolog akademisyen arkadaşımın bir gün “ Yıldırım dinozorlar gerçekten de yaşadı mı ? diye sorması ile birlikte birkaç hafta üst üste Dinozor yazısı yazmaya karar verdim.
Dinozorları anlatırken çok fazla bilimsel laflar etmeyeceğim. Dinozor ismi Yunanca’da korkunç kertenkele anlamına geliyor. Çünkü ilk dinozor çalışanlar bu hayvanların bir tür kertenkele olduğunu düşünüyorlardı.
Evet dinozorlar gerçekten yaşadı. İkinci jeolojik zaman olan Mesozoyik döneminin üç katı vardır. Triyas, Jura ve Kretase. Bu üç dönem yeryuvarı tarihinin 186 milyon yıllık bir süresini kapsıyor. İşte bu sürenin yaklaşık 160 milyon yıllık diliminde, bu muhteşem hayvanlar yeryuvarının tek egemen canlıları oldular. Öyle sadece filmlerde gördüğümüz üç beş tür de değiller. Yaklaşık 1000 civarında dinozor türü olduğu düşünülüyor. Yapılan araştırmalar ve yeni fosil bulguları hem bu sayıyı artırıyor hem de yeni bilgiler elde etmemize sağlıyor. Bu olağan üstü hayvanların neredeyse tümü karada yaşıyordu ama denizler de de Predetot- x gibi dev boyutlara sahip yırtıcılar da vardı. Bariyoniks ve Spinosaurus gibi bazı dinozorlar ise karada yaşamalarına rağmen balık avlamayı tercih ediyorlardı. Bu iki tür çok zorlanmadıkça karada avlanmıyorlardı. Spinosaurus, bilinenin aksine T-Rex’ten 3 metre daha iriydi.
Etobur dinozorların büyük bir kısmının çok güçlü olan iki arka ayağı ve iki de küçük kolları vardı. Bilinen en büyük Dinozor olan Brachiosaurus’un boyu 13 , uzunluğu ise 25 metre civarındaydı. Ağırlığı mı? Çok değil 50 -70 ton arasında değişiyordu. Spinosaurus bulununcaya kadar bilinen en büyük etobur olan Tyranosaurus ailesinden T-Rex in ayak izlerinin kuşların ayak izlerine benzemesi ise ilginçtir.
Boyutları bir güvercinden, bir aparman büyüklüğüne kadar büyük farklılıklar gösteren dinozorlar, Yeryuvarı üzerinde bu denli uzun bir yaşamalarını ve levha tektoniği kuramının belki de tek canlı tanıkları olmalarını neye borçluydular. Bir kere çok güçlüydüler ve kendilerinden başka canlı türlerine yaşam hakkı tanımıyorlardı. Yumurtaları çok sertti bu nedenle kolay kolay zarar görmüyor ve çok fazla yavruları oluyordu. Bir tavuğun civcivleri neyse dinozorların yavruları da o idi. Devasa boyutlarına rağmen yumurtaları bir tavuk yumurtasının en fazla 5 katı büyüklüğündeydi. Özellikle etoburlar çok güçlüydüler ve yavruları çok fazla ürüyordu. Yürüyebiliyor, avcı türlerden kaçabiliyor, avlarının peşine düşebiliyorlardı. Ayrıca uçabilen türleri de vardı ve bir kertenkeleden daha çok bir kuşu andırıyorlardı. Tüylü bir çok dinozor türü de keşfedilmiştir.
Peki ne oldu da birden Yeryuvarı tarihi sahnesinden çekildiler. Yapılan çalışmalar Üst Kretase’de yani günümüzden 65 milyon yıl önce meydana gelen bir meteor çarpması bu olağanüstü hayvanların soylarının kısa bir süre içinde neredeyse tamamen tükendiğini gösteriyor. Eğer bu meteor çarpması olmasaydı ne olurdu? Dinozorlar yok olmazdı. Dolayısıyla biz de var olamazdık. Bu çarpışma Yeryuvarının tek egemen canlısını ortadan kaldırınca, geriye kalan ve dinozorların korkusundan deliklerde yaşayan memeliler ortaya çıkıp, ormanlarda korkusuzca dolaşmaya başladılar. Bunların ardından da yavaş yavaş primatlar ortaya çıkmaya başladı. Yani eğer bu çarpışma olmasaydı biz de olmayacaktık.
Peki dinozorlar tamamen yok mu oldu. Etrafınıza bir bakın bir tavuğun veya horozun 15 metre uzunluğunda 4 metre yükseklikte bir canlı (canavar mı desek ) olduğunu düşünün. Kafasını her yere uzattığında mutlaka bir yiyecek kapan bir horozu böylesine devasa düşünmek bile ürpertiyor insanı. Tam bir çerez olurduk onlar için.
Gelecek yazımda bu olağanüstü hayvanları biraz daha yakından tanıtmaya çalışacağım.

DİNOZORLAR GERÇEKTEN YAŞADI MI? - 2

Geçen hafta yazdığım dinozor yazısı bir çok meslektaşımın da bu konuda ne kadar cahil olduğunu göz önüne serdi ne yazık ki. Bu nedenle ikinci yazıma az da olsa bilimsel veriler de katmaya çalışacağım. Böylece hem konuya uzak olanları hem de jeolog olup ta dinozorlar hakkında bilgisi olmayan meslektaşlarımı aydınlatmaya çalışacağım.*
Son yüz yıldır dinozorlar hakkında edindiğimiz bilgilerin büyük bir çoğunluğu Amerika ve Avrupa’da bulunan fosillerden elde edilmişti ama son yıllarda Çin’de ardarda bulunan dinozor fosilleri, bu olağanüstü canlılar hakkında bildiklerimizin ne kadar kısıtlı olduğunu gösterdi. Dinozor dünyası tam bir okyanus. Bu yazımda okyanustan sadece bir damla anlatmaya çalışacağım.
Dinozorlar ikinci jeolojik zaman olan Mesozoyik çağının tek egemen canlılarıydı. Yeryuvarı üzerinde her türlü değişimin gözlendiği önemli bir zaman olan bu zamanı üç farklı döneme ayırıyoruz.

Triyas Dönemi : Yeryuvarının günümüze doğru 245 – 208 milyon yıllık dönemini kapsıyordu. Yani bu dönem tam 35 milyon yıl sürmüştür. Günümüzdeki gibi bir çok kıta yoktu. Tek bir kıta vardı. Pangea adı verilen bu kıta üzerinde çok sıcak bir iklim egemendi ve çok büyük çöller vardı. Ancak bu dönemin sonlarına doğru Pangea ayrılmaya başlamış ve Lavrasya ve Gonduvana isimli iki kıtanın izleri görülmeye başlamıştı.

Jura Dönemi : Yeryuvarının günümüze doğru 208- 144 milyon yıllık zaman aralığını kapsıyor. Bu dönem tam 64 milyon yıl sürmüş, daha küçük kıtalar oluşmaya başlamıştı. Bu parçalanma doğal olarak İklim değişikliklerinde de yol açacaktı. Jeolojik süreçte ani değişimler çok az olduğu için iklim hâlâ kuraktı ama nemlenmeyle birlikte çayırlıklar ve ormanlar ve bunlarla birlikte çok büyük etobur ve Otobur dinozorlar da ortaya çıkmaya başlamıştı.

Kretase Dönemi : Dinozorların altın çağı da denilebilecek bu dönem 144- 65 milyon yılları arasını kapsıyor. Kıtaların ayrılması devam etmiş ve kıtaların günümüze yakın şekilleri ortaya çıkmıştı. Kıtalar arası seyahat de sona ermiş ve her kıtanın kendine özgü iklim koşulları farklı dinozor türlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştı. Dinozorların altın çağı denen Kretase döneminin sonlarında meydana gelen büyük meteor çarpması, dinozor türleri ile birlikte önemli bir hayvan ve bitki türünün de hızla yok olmasına neden oldu.

Dinozorlardan önce dünya üzerinde canlı yok muydu?

Olmaz olur mu . Günümüzden yaklaşık 570 milyon önce Kambriyen patlaması gerçekleşti. Kambriyen, birinci Jeolojik zaman olan Paleozoyik’in en alt katıdır. İşte bu dönemde atmosferdeki oksijen oranı canlıların yaşaması için uygun hale geldi ve dünya üzerinde farklı canlı türleri ortaya çıkmaya başladı. Önce omurgasızlar devri başladı. Bu devir yaklaşık 138 milyon yıl sürdü. Ardından balıklar devri başladı ve yaklaşık 80 milyon yıl sürdü. Paleozyik döneminin son iki katı olan Karbonifer ve Permiyen ise amfibiler devri olarak anılır. Bu devirde denize yaşayan omurgalı organizmalar karaya da çıkmaya başladılar. Canlıların bazıları hem karada hem de denizde yaşamayı öğrenmişti. İlk sürüngenler bu dönemde görüldü. Ardında da dinozorlar ortaya çıktı.

Dinozorların milyonlarca yıl önce yaşadıkları nasıl anlayabiliyoruz?

Jeolojinin bir alt dalı olan Paleontoloji Fosil Bilim demektir. Paleontologlar kayaların içinde bulunan fosilleri inceleyerek kayaların katılaştığı dönemlerdeki canlı yaşamı hakkında detaylı bilgiler elde edebiliyorlar. Bu çalışmalar sonucunda bulunan fosiller sayesinde dünya üzerinde yaklaşık 1000 civarında dinozor türünün yaşadığı anlaşılmış. Bu çeşitliliğin artmasındaki en önemli neden ise kıtaların sayısının artması. Her kıtadaki farklı iklim koşulları, dinozorların farklı evrim süreçlerinden geçmesine neden olmuş.

Dinozorlar çok mu büyüktü?

Her boyutta dinozor vardı aslında. Yani tümü çok da büyük değildi. Uzunluğu 25 metre, ağırlığı 70 ton olan Brachiosaurus da bir dinozordu, bir güvercin büyüklüğünde olan Epidexipteryx de. Anatomileri sürüngenlerden farklıydı. Arka ayakları üzerinde durabilecek, hatta hızlı koşabilecek bir anatomik yapıya sahiplerdi. Etobur dinozorların kol yerine kullandıkları küçük pençeleri avlarını tutmaya, bazen de kavga sırasında rakibine zarar vermeye yarıyordu. Otobur dinozorların bazıları dört ayak üzerinde de yürüyebiliyorlardı.


Nasıl ürerlerdi?

Tüm dinozorlar yumurtlarlardı. Yumurtaların büyüklüğü 4-5 santimetre ile 35-40 cm santimetre arasında değişiyordu.

Uçan dinozorlar var mıydı?

Dinzorlarla birlikte aynı dönemlerde yaşamış uçan sürüngenler vardı. Ancak bunlara dinozor demek çok doğru olmaz. Eudimorphodon ilk uçan sürüngen olarak bilinir. Diğer uçan sürüngenlere oranla küçüktü. Triyas sonlarında yaşamış olan bu canlının kanat açıklığı 1 metre civarındaydı. Uçan sürüngenler arasında en ünlüsü Pterenedon’dur. Kanat açıklığı 8 metre civarındaydı. Plaentologlar kuşlarla dinozorla arasında bir bağ kurmaya çalışıyorlar. Bu bağın tek halkası ise Archaeopteryx’tir. Jura sonlarında yaşayan bu canlının sürüngenlerle kuşlar arasında bir geçiş türü olduğu düşünülüyor. Archaeopteryx uçamıyor ama tüylü kanatları sayesinde süzülebiliyordu. Ancak son dönemlerde Çin’de bulunan Microraptor ve Sinornithosaurus fosilleri, bu hayvanların da süzülebildiğini gösteriyor.

Denizlerde dinozorlar var mıydı?

Çok büyük boyutlu devler denizlerde yaşıyordu. Bunlar karada da yaşayabiliyor ama avlanmak için denize giriyorlardı. Jura devrinin sonlarında yaşayan 3 metre boyundaki Plesiosaurus, Orta Jura – Üst Jura arasında yaşayan 15 metre uzunluğundaki Liepleurodon, Jura sonlarında yaşayan 14 metre uzunluğundaki Elosmosaurus bu deniz sürüngenlerinin en ünlüleriydiler. Ancak 2006 yılında keşfedilen bir deniz sürüngeni Jura sonlarında okyanuslarda 15 metre uzunluğunda, 45 ton ağırlığındaydı. Predetor-x ismi verilen bu dev deniz sürüngeni denizlerde rakipsizdi.

En Ünlü Etobur Dinozorlar Hangileridir?
Tyrannosaurus – Rex (T-Rex): Dinzorların kralı olarak isimlendirilir. Üst Kretase’de (90-65 milyon yıl önce) egemen olan bu yırtıcı kuzey Amerika’da yaşamıştı. Boyu 14 -15, yüksekliği de yaklaşık 6- 6.5 metre olan bu olağanüstü dinozor karadaki en yırtıcı dinozordu. Kafatasının uzunluğu 1.5 metreden fazlaydı. Ağırlığı ise 5-7 ton arasında değişiyordu. Dişlerinin uzunluğu yaklaşık 20 santimetre civarındaydı. Bu tür meteor çarpması sonunda diğer dinozorlarla birlikte yok oldu.

Allosaurus: Oldukça geniş bir yayılma alanı vardı. Kuzey Amerika, Afrika, Avustralya ve Asya (Çin) fosilleri bulunmuştur. Uzunluğu 9, yüksekliği de 3 metre civarında olan bu yırtıcı Üst Jura’da (160-140 milyon yıl önce) yaşamış.

Giganotosaurus: Güney Amerika’nın tartışmasız en büyük yırtıcısıydı. T-Rex’in Güney Amerika temsilcisi de de denilebilir. Üst Kretase’de (90-65 milyon yıl önce) yaşamış olan bu yırtıcının uzunluğu 13, yüksekliği 5-6 metre, ağırlığı ise 7-8 ton civarındaydı.

Tarbosaurus : T-Rex’in Moğolistan ve Çin versiyonu olan bu olağanüstü yırtıcı T-Rex ile aynı dönemde ama farklı coğrafyalarda yaşamış. Uzunluğu 10- 12 metre, ağırlığı ise 5 ton civarındaydı.

Carnotaurus: Diğer yırtıcı dinozorların genellikle ibikleri olurdu. Carnotaurus’un ise iki boynuzu vardı. Üst Kretase’de (90-65 milyon yıl önce), Güney Amerika’da yaşamış olan bu dinozor 7- 8 metre boyunda 3-4 metre yüksekliğindeydi.

Carcharodontosorus : Yaklaşık 95 milyon yıl önce Kuzey Afrika’da görülen bu dev yaratık Spinosaurus ile aynı dönemde ve aynı bölgelerde yaşamış. Boyu 13 – 14 metre ağırlığı ise 7-8 ton civarındaydı. Dişleri köpekbalığı dişlerini andırdığı için Carcharodontosorus ismi verilmiş.

Spinosaurus: Bu tür 95 milyon yıl önce Kuzey Afrika’da yaşamış olan en büyük yırtıcı dinozordur. Kısa bir süre öncesine kadar T-rex’in en büyük yırtıcı dinozor olduğu düşünülüyordu ama son bulgular Spinosaurus’un T-Rex’ten daha iri olduğunu gösteriyor. Kafatasının uzunluğu 2 metre, Boyu 17 metreydi. Yani T- Rex’ten 3-4 metre daha uzundu. Ancak onun kadar iyi bir avcı olduğu söylenemez. Aslında Spinosaurus daha çok suda avlanan, çok sıkıştığı zaman Karada avlanmayı tercih eden bir yırtıcıydı. Deniz veya nehir kenarlarında durarak uzun çenesi sayesinde önünden geçen 2-3 metre uzunluğundaki balıkları avlıyordu. Bazen suda yüzdüğü de olurdu. Bu haliyle günümüz balıkçıllarından hiçbir farkı yok aslında.

Velociraptor: En hızlı etobur dinozor denilebilir. Kretase çağının sonlarında (90- 65 milyon yıl önce) yaşamış, boyu 1.5 metre, ağırlığı ise 300-500 kilogram arasında değişen bir yırtıcıydı. Guruplar halinde avlanıyor, avlarını yakalamak için taktikler geliştiriyorlardı.

En Ünlü Otobur Dinozorlar Hangileridir?

Böylesine yırtıcı dinozorlarla aynı dönemde yaşayan Otobur dinozorların yaşam koşulları çok zordu. Bir kısmı kaçarak kurtulurken, daha yavaş olanlar ise farklı savunma sistemleri geliştirmişlerdi. Yırtıcı dinozorlar da daha çok sürünün en zayıf ve yaşlı olanına saldırdıkları ise kendiliğinden bir doğal ayıklama sistemi de gelişmişti.

Stagosaurus: Jura döneminin sonlarında yaşayan bu dinozorun özel bir savunma sistemi vardı. Uzunluğu 9 metre ağırlığı ise 2 ton olan bu dev dinozor sert zırhı ve kuyruğundaki dikenleri sayesinde kendini koruyabiliyordu.

Ankylosaurus: Üst Kretase’nin sonlarında (70-65 milyon yıl önce) yaşamış olan bu otobur’un uzunluğu 7-10 metre, ağırlığı ise 5-7 ton civarındaydı. En büyük düşmanı T-Rex’ten kuyruğunda bulunan büyük topuzu sayesinde kurtulabiliyordu. Topuzu en büyük silahıydı.

Çok büyük dinozorlar : Uzunluğu 25 metre, ağırlığı 70 tona kadar çıkabilen Brachiosaurus tüm dinozorlar içinde en büyük dinozordur. Jura sonu – Kretase başında (150-130 milyon yıl önce) yaşayan bu dev, ağaç yapraklarını yiyerek yaşıyordu. Seismosaursus da en az onun kadar görkemli bir gövdeye sahiptir. Uzunluğu 25 metre, ve ağırlığı 10 ton olan Diplodocus, 20 metre uzunluğundaki Camararasaurus, 25 metre uzunluğundaki Apatasosaurus ve 12 metre uzunluğundaki Saltasaurus çok iri otobur dinozorlardan sadece birkaç tanesi.

Boynuzlu Dinozorlar: Bazı otobur dinozorlar ise günümüzdeki gergedan benziyorlardı. Sert zırhları ve kafalarındaki boynuzları sayesinde avcılardan kurtulmayı başarabiliyorlardı. Bunlardan 5 metre uzunluğundaki Chasmosaurus, 7 metre uzunluğundaki Pentaceratops ve yeryüzünden en son görülen boynuzlu dinozor türü olan 9 metre uzunluğundaki Triceratops en çok bilinen türlerdir.

YILDIRIM GÜNGÖR
 
Son düzenleme:

tabure

Guest
14 Eki 2011
621
2,016
Bastiani Kalesi
Rahmetli Mina Urgan hocanın (Türk, İngiliz dili edebiyatı profesörü, yazar) kitabı vardır. "Bir dinazorun anıları" diye, ama o alçakgönüllü bir şekilde bunu kabul eden değerli bir hocaydı. Tabii arkadaşlarımız dinozor olduklarını kabul etmeyen şahısları belirtmişler mesajlarında :) Ben üniversitede bir dinozor hoca hatırlarım, adam derse gelir koca anfide ders boyunca yüzümüze bakmadan, kitaptan okuyarak dersi anlatır, zil çalınca da çıkar giderdi.

Neyse esas konumuza gelirsek, hellblazer beni en çok düşündüren yerçekim konusunu açıklamış, dinazorların yaşadığı dönemlerde yerçekiminin farklılık arzedebileceğini belirtmiş bir biyomühendis adayı olarak.
Zamangezgini de güzel bir paylaşım da bulunmuş, Jeolog Yıldırım Güngör doyurucu bir şekilde anlatmış konuyu. Hoca 70 tondan bahsediyor, şu anki en büyük kara canlısı filin ağırlığının ortalama 7,5 ton olduğu düşünülürse, onun neredeyse 10 katı bir ağırlıktan bahsediyoruz. Güngör yerçekim konusuna değinmemiş, sadece bilimsel araştırmaları ve bulguları güzelce, anlayabileceğimiz şekilde aktarmış.

Bu arada aşağıdaki fotoda benim taş koleksiyonumdan iki fosil parçası görünmekte. Diyeceksiniz ki ortadaki fosil dinozor kemiği, inanmıyorsan niye aldın o dinozor fosilini? :) Normal boyutlardaki dinazorların yaşamış olduğunda hemfikirim de, büyük boyutlu olanların varlığını tartışmaya açmak istedim sadece. En soldaki dinazor yumurtası değil, quartz sadece :Ğ
Taşların başındaki Hopdediks de onlara bakıp, yenip yenmeyeceklerini düşünüyor olabilir :p

attachment.php
 

Ekli dosyalar

  • fosil.jpg
    fosil.jpg
    92.7 KB · Görüntü: 111

tabure

Guest
14 Eki 2011
621
2,016
Bastiani Kalesi
Aşağıdaki arkadaş da dinozorlar ve yerçekimi bağlamında, şakayla karışık ilginç bir teori ortaya atmış...


attachment.php

attachment.php
 

Ekli dosyalar

  • dino1.jpg
    dino1.jpg
    96.1 KB · Görüntü: 58
  • dino2.jpg
    dino2.jpg
    62.4 KB · Görüntü: 58

gandor08

Yönetici
6 Ocak 2013
18,367
141,608
Valla bende bu konuda cengiz üstadıma katılmadan edemiyeceğim, gayet güzel bir şekilde aramızda yaşayan bir sürü tipini görmek mümkün.
 

KARAOĞLAN

Onursal Üye
2 Şub 2010
3,004
20,645
Gaziantep
Tartışmaya konu olan yazıyı yazan "geyik muhabbeti" yapmıyorsa ya salak ya da bilimle hiç tanışıklığı yok. Dinozorların yok olduğu çağda insan -benzeri, ilk atalarımız- canlılar olmadığı gibi, büyük yok oluştan sonra yeni yaşam formlarının ortaya çıktığından da haberdar değil. O arkadaşa söyleyin yüzlerce yeni yaşam formları ortaya çıkıp bir o kadarı da yok oluyor. (Yazdıklarını ciddiye aldığımız için bu yazılanları okuyup gülüyor mu acaba)
 

mango39

banned
17 Eki 2014
26
30
Dinazor denilen sey kesinlikle bir gercektir fakat bugunku dinazorlar eskilerden daha tehlikeli ve yirticidirlar adami yirtarlar yanii cok dikkatli olmak lazim her an bir dinazorla karsilasmak tehlikesi mevcut bunlarin kimi alkolik ayyas kimi silahli kimi pisikopat sex manyagi kimi basbakan kimi polis kimi mafya kimi haci hoca kimi kavat kimi pezo kimi pedo kimi terkerlek kimi deli beden soylemesi
 

mango39

banned
17 Eki 2014
26
30
Asil yok olanlar dinazorlar degil insanlar in kendisi yani insanlik yok olmus vaziyette mesele bu bunu anlayamamak daltonluktur
 

tabure

Guest
14 Eki 2011
621
2,016
Bastiani Kalesi
Bir de dinozorlarla ilgili tartışılan başka bir konu var. Madem dinozorlar dünya üzerinde insandan önce de vardı, o zamanlar dünyanın tek hakimiydiler, sonra bir şekilde asteroit çarpması vs ortadan kayboldular da, neden dinozorlar ve kayboluşları hakkında kutsal kitaplarda bir satır bile bilgi yok, sanki dinozorlar es geçilmiş... Bir hocaya sormak lazım bunu, vereceği cevabı merak ediyorum doğrusu.
 

Hellblazer

Onursal Üye
31 Mar 2012
751
1,583
Gotham
Bir de dinozorlarla ilgili tartışılan başka bir konu var. Madem dinozorlar dünya üzerinde insandan önce de vardı, o zamanlar dünyanın tek hakimiydiler, sonra bir şekilde asteroit çarpması vs ortadan kayboldular da, neden dinozorlar ve kayboluşları hakkında kutsal kitaplarda bir satır bile bilgi yok, sanki dinozorlar es geçilmiş... Bir hocaya sormak lazım bunu, vereceği cevabı merak ediyorum doğrusu.

Çok çok muallakta bırakan bir konu daha. Verilecek cevaplar dine karşıt düşer. Zor soru dostum :D
 

tabure

Guest
14 Eki 2011
621
2,016
Bastiani Kalesi
Bilim adamlarına göre dinozorlar yeryüzünde 140 milyon yıl boyunca hüküm sürüp, yaklaşık 65 milyon yıl önce yok oldular ve yaşadıkları dönemde yeryüzünde insan yoktu.
Kutsal kitaplara göre ise Tanrı, tüm karada yaşayan hayvanları yaratılışın altıncı gününde yaratıyor, dinozorlar da bu bağlamda Adem ile Havva gibi altıncı günde yaratılmış olmalılar. Dolayısıyla bilimsel tezlere bir tezatlık ortaya çıkıyor.
Ayrıca dünyanın başlangıcından bu yana geçmiş süre konusunda da büyük bir fark var, bir tarafta milyon yıllar, diğer tarafta yaklaşık 6 bin yıldan filan bahsediyoruz.

Belki de dinozorlar vardı ama Büyük Tufan sırasında Nuh'un gemisine sığmadıkları için dışarıda kalıp boğuldular. Teolojik düşünce açısından böyle bir tez aslında daha uygun olmaz mı?
 

Hellblazer

Onursal Üye
31 Mar 2012
751
1,583
Gotham
Bilim adamlarına göre dinozorlar yeryüzünde 140 milyon yıl boyunca hüküm sürüp, yaklaşık 65 milyon yıl önce yok oldular ve yaşadıkları dönemde yeryüzünde insan yoktu.
Kutsal kitaplara göre ise Tanrı, tüm karada yaşayan hayvanları yaratılışın altıncı gününde yaratıyor, dinozorlar da bu bağlamda Adem ile Havva gibi altıncı günde yaratılmış olmalılar. Dolayısıyla bilimsel tezlere bir tezatlık ortaya çıkıyor.
Ayrıca dünyanın başlangıcından bu yana geçmiş süre konusunda da büyük bir fark var, bir tarafta milyon yıllar, diğer tarafta yaklaşık 6 bin yıldan filan bahsediyoruz.

Belki de dinozorlar vardı ama Büyük Tufan sırasında Nuh'un gemisine sığmadıkları için dışarıda kalıp boğuldular. Teolojik düşünce açısından böyle bir tez aslında daha uygun olmaz mı?

Mantıklı. Nesil devam etmediği için bahsedilmemiş olabilir.
 
Üst