Bu Nedir?

hadon

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
10 Mar 2010
3,056
9,085
Kastamonu
Bu gördüğünüz reklamı, Murtaza Abi'nin paylaştığı Tv'de 7 Gün dergisinin arka kapağından aldım. Yaratıcı bir reklam; "Kendinizi masaya hapsetmeyin, halının üzerinde de çalışabilirsiniz!" diyor. Bunu yapmayı deneyenler olmuştur eminim. Herhalde on dakika sonra masaya geri dönmüşlerdir.

Ben, masadan yere indirilenlerin arasındaki bir şeyin ne olduğunu anlayamadım. Fotoğrafta mavi oklarla işaretlediğim bu nesnenin ne olduğunu bilen var mı?

İlk aklınıza gelen şeyi söylemeden önce derginin tarihine dikkatinizi çekeyim: 02.10.1978


 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231
Bir ihtimal elektrikli kurşunkalem açacağı olmalı. Aşağıdaki fotoda başka bir modelin önden görünüşü yer alıyor.
X-Acto-Helix-Office-Electric-Pencil-Sharpener-Silver-Black.jpg

 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul
Bir ihtimal elektrikli kurşunkalem açacağı olmalı. Aşağıdaki fotoda başka bir modelin önden görünüşü yer alıyor.
X-Acto-Helix-Office-Electric-Pencil-Sharpener-Silver-Black.jpg

Sanırım en mantıklı önerme sizinki sevgili Scanfan zira o dönemlerde Türkiye'de evinde bilgisayar olan kaç kişi vardır ki? Kaldı ki olsaydı dahi bunu da reklamlarda belirtmezler miydi? Zira daktiloyu bile belirtmişler...
 

ekenciz

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
13 Eyl 2009
2,988
13,484
1978'de fare biliniyor ama kullanılmıyordu, Dünya'da bile yaygın değildi. Scanfan'ın tahmini en mantıklı geleni. daktilo ve elektrikli kurşunkalem açacağı bana daha mantıklı bir ihtimal gibi geliyor.
 

Peter Banner

Kıdemli Üye
6 Haz 2016
141
542
1978'i bilemem; ama sevgili hadon'un paylaştığı reklamın hatırlattıklarıyla ilgili bir şeyler yazayım dedim. :)

Sevgili hadon'un da değindiği gibi; reklamlarda şöyle bir sıkıntı var: Ürünler, kendi alakaları olmadığı, deyim yerindeyse "üzerlerine vazife olmayan" şeyleri vaat edebiliyorlar. Günümüzde bunun çok örneği var, 1978'de de durumun böyle olduğuna şahit oldum bu paylaşım sayesinde :D

Halı, halılık vazifesini üstlenmelidir. Reklamdaki halı ise masaya, sandalyeye sataşıyor ve insanlara masadan daha konforlu bir çalışma alanı sağlamayı vaat ediyor. Ne gerek var, ayrıca ne mümkün? Bir de halıda çalışmanın rahatlıkla ilgisi olsa da yaratıcılıkla pek ilgisi olacağını sanmıyorum. "Prangadan kurtulmak" da bir halıyla olacak iş değil :Ğ

Marka ismi vermeden bugünkü durumu düşünelim: Örneğin bir çikolata veya içecek; hazzı, mutluluğu vaat ediyor. Bir dondurma; ilk kez görülüp hoşlanılan kişiye hediye edildiğinde karşı tarafın hemen bizle gönül bağı kuracağı mesajını veriyor. Burada kavramların ve görgü kurallarının bilerek veya bilmeyerek çarpıtılması / yozlaştırılması da söz konusu. Feyza Hepçilingirler; Türkçe Off kitabında şöyle der mesela:

Her türlü değeri büyük bir hızla eskitiyoruz ya, kavramlarımız da nasibini alıyor bundan. Yoz çağrışımların kurbanı ediyoruz onları. Gerçek yerlerini aşındırıp bozuyoruz, işe yaramaz, kof boşluklara dönüştürüyoruz.

Kavramları eskitmede en büyük pay televizyonun. Özellikle kimi reklamlar, önceleri çok önemli bulduğumuz kavramları çocuk oyuncağına çevirdi. Hemen aklınıza geliverecek bir tanesi her gün, kim bilir kaç kez "Altları kuru, bebekler mutlu" deyip duruyor. "Bebeklerin sağlıklı ve mutlu olması, tabii ki altlarının kuru olmasına bağlıdır" diye dönüp dönüp pekiştiriyor. "Sağlık" ve "mutluluk" kavramları, yalnızca "altların kuru" olmasına bağlı olabilir mi? Herkesin, var olduğu sürece peşinden koştuğu, tam ele geçirdiğini sandığı anda yitirdiği ve yeniden aramaya koyulduğu o büyülü "mutluluk" kavramı, bir çocuk bezine feda edilir mi? Edildi bile. Böylece, "mutlu" kavramı, hafıfledi, eridi (...)
("Kavramların Eskimesi" başlıklı yazıdan. Kitabın ilk baskısı 1997'de yapılmış.)

Bir de görgü kurallarının / ahlâkın yozlaşmasından bahsettim. Normalde; tanımadağımız birine gidip herhangi bir şey hediye etmek uygun değildir. Çocuklara bile "Yabancılardan bir şey alma." diye tembihleyip duruyoruz. Şu hâlde, tanımadığımız bir insana -üstelik reklamdaki gibi "ilişki kurmak" maksadıyla- bir şey ikram ettiğimizde alacağımız tepki reklamdaki gibi olabilir mi Allah aşkına? :) Velev ki bazı kişilerin dünyasında olaylar öyle gelişebiliyor olsun; ürünün öyle lanse edilmesine yine gerek yok. Canım dondurma isterse alırım; tanımadığım biriyle tanışmama vesile olmasına hiç gerek yok ki :D

Konudan bayağı saptım; ama neticede "Sizlere İlginç Gelenler" başlığı olduğu için gündeme getirmekte sakınca olmadığını düşündüm. İşin sosyolojik, psikolojik, ideolojik yönü ayrıca tartışma konusu olabilir tabii :)
 

hadon

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
10 Mar 2010
3,056
9,085
Kastamonu
Bir ihtimal elektrikli kurşunkalem açacağı olmalı.
Sevgili Scanfan, masa kenarına monte edilen kurşun kalem açacağı görmüştüm ama yine de bu aklıma gelmemişti. Ben, belki slayt veya film makinesi oynatıcısı olabilir diye düşünmüştüm.

Bir de görgü kurallarının / ahlâkın yozlaşmasından bahsettim.
Sevgili Peter Banner, bir ara şöyle bir reklam vardı: Çocuk, bir spor dalında (yüzme idi sanıyorum) madalya kazanmış. Ancak, çocuğun yarışmadan önce falanca çikolatadan yediği tespit edildiği için, bunu doping olarak kabul eden hakem heyeti madalyayı geri istiyor. Çocuk "Yaa, madem bu benim değil, alın öyleyse!" diyerek, falanca çikolatasının kollarına verdiği güçle madalyayı cehennemin dibine kadar fırlatıyor.

Çocuklarımıza o..... çocukluğunu öğreten bu reklama tepki gösteren bile olmamıştı. Güya, RTÜK diye bir kurum var!

Ama reklam konusu açıldığında, ülkemizde koca koca reklam ajansları, anlı şanlı reklamcılar olduğu halde, kimsenin bu işten yeterince anlamadığını kanıtlayan bir örnek daha var ki, yakın zamana kadar gösterildiği için eminim siz de hatırlayacaksınız:

"D....o Pişmanlar Korosu"

Ülkemizin en büyük holdingine bağlı bir şirketin ürettiği ticari aracın reklamını "D....o Pişmanlar Korosu" diye yapmışlardı. :) :) :)

Firma durumu fark edip reklama bir iki kere takla attırarak "D....o Almadığı İçin Pişman Olanlar Korosu" falan yaptı ama anlayan anlayacağını anlamıştı bir kere. Haa! aracın satışına bir etkisi olmuş mudur derseniz, "sanmıyorum" derim.
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231

Söz konusu aletin kordonunun geri kalanını da hesaba katarsak (daha önce dikkatimden kaçmış), bir başka ihtimal de bunun bir telefon olması. Tıpkı "tanko"nun yukarıdaki tahmininde olduğu gibi.
telefon sanırım
70'li 80'li yıllarda bunların envai çeşidi üretilmişti. Sonradan hatırladım, bende de vardı bunlardan birkaç tane, bitpazarında çok ucuza satılıyordu. Farklı odalarda bulunur, hat üstündeki diğer telefonlara paralel olarak bağlanırdı
Yumurta-phone.jpg


 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,039
75,338
hiçbiryerde :)
Ben de konudan biraz sapıp,
sevgili Peter Banner gibi
reklamlar konusunda bir şey söyleyeyim.
Hemen ilk aklıma gelen örnek, on
yıllardır değişmeyen bir klasik :
çocukluğumdan beri isim
vermeyeyim, içecek reklamlarında
hep oluyor; bir yudum içiyorsun ve
dünyan değişiyor!!?? Gelsin kızlar,
erkekler, hemen partiye geçelim!!
Yıllardır hep bu temayı kullanıyorlar... :(:mad::8:

İkincisi de "banka" reklamları. Onlar
daha yaratıcı, çünkü iyi para ödüyorlar
ajanslara, çünkü herkesin parası onlarda! :)
Bankadan kredi aldın mı, tamamdır bütün
dertlerin bitti, o para senin artık diye beyin
yıkamaya çalışıyorlar...

Reklamlar sayesinde pantolon değil,
"Levis" giydiğimizi, cep telefonu değil,
"i-phone bilmem kaç" kullandığımızı
söylüyoruz, istenen şey de bu zaten...
 
Son düzenleme:

Gabby

Onursal Üye
18 Haz 2012
262
1,442
Reklamlar sayesinde pantolon değil "Levis" giydiğimizi...
:)...

Giydikleri tişörtün göğüs kısmını neredeyse tamamen kapatan büyük puntolu
GAP yazısıyla havalı havalı dolaşan gençleri görünce hayretler içinde kalıyorum.
Adamların malına hem bi' dolu para öde hem de bedava ayaklı reklamını yap...

Nasıl bir beyin yıkama, nasıl bir ruh haliyse artık.
 
Üst