Kurnaz Zannettiğin Aslında Salağın önde Gidenidir!.. Yılmaz ÖZDİL 4 Mayıs 2018 Sözcü

savok

Admin
30 Eki 2009
19,991
83,647
Kasımpaşa
Tommiks.
Mevzu Dakota'da geçiyor ama…
Aslında İtalyan'dır.

*

Teksas.
Zagor.
Kaptan Swing.
Mister No.
Teks.
Hepsi “kurtarıcı” öyküleridir, hepsi adalet, özgürlük savunucularıdır.
Hepsi İtalyan orijinlidir.

*

Çünkü düpedüz, örtülü Amerikan propagandasıdır… Hepsinin İtalya'da, hepsinin aynı tarihlerde üretilmiş olması tesadüf değildir. İkinci dünya savaşı'ndan sonra, ABD'nin ve NATO'nun merkez üssü'dür.
Superman, Batman, Spiderman gibi efsane karakterleri yaratan Amerikan çizgi roman sektörü, Tommiks'i Zagor'u beceremez miydi? Elbette hasosunu becerirdi. Ama, kültür transferini bu kadar kısa sürede, böylesine yaygınlaştıramazdı. Avrupa kaynaklı olunca, Türkiye başta olmak üzere tüm kıtaya salgın gibi yayılıverdi.

*

Red Kit neden Belçika doğumludur sizce?
Dünyanın en sevimli Amerikalı kovboyu neden Belçika üretimidir?
İlk yayın tarihi 1946.
Savaş bittikten hemen bir yıl sonra.

*

Bazen, hiçbir şey göründüğü gibi değildir.

*

Mesela, Temel Reis.
Ispanak yiyor, pazuları şişiyor, Kabasakal'ı bir yumrukta uçuruyordu, televizyonda Temel Reis'i seyreden annelerimiz de habire ağzımıza ıspanak sokuşturuyordu.
Halbuki, 85 yıl önce ilk çizildiği döneme ait “virgül hatası”ydı. Bir kilo ıspanakta 30 miligram demir var diye biliniyordu. Sonradan anlaşıldı ki, sadece üç milligram var. Mercimekte, yumurtada katbekat fazla demir vardı. Yani, haybeye yemiştik onca ıspanağı!

*

La Fontaine mağduru olan karga'ya da oldum olası çok üzülürüm doğrusu… Malum, kurnaz tilki zekasını kullanmış, sesin ne güzel demiş, şarkı söylemesini istemiş, ağacın dalında tüneyen saftirik karga inanmış, ağzındaki peyniri düşürmüş, tilki peyniri kapmış filan.

*

Peki, bunun böyle yaşanmış olabilmesi mümkün müdür?
Bilimsel olarak değildir.
Aptal muamelesi yapılan karga, deneylerle ispatlanmıştır ki, yunus ve şempanzeden sonra en zeki üçüncü hayvandır. Kurnaz zannedilen tilki ise, zeka seviyesiyle ilk 10 hayvan arasında bile yoktur.

*

Bir başka iftiranın kurbanı olan ağustosböceği de birkaç sene önce nihayet aklandı.
Karınca bütün yaz harıl harıl çalışırken, tembel ağustosböceğinin ağaç gölgesinde püfür püfür yan gelip yattığı, kış gelince de aç bilaç kalıp karıncaya yalvardığı falan zannediliyordu.
Meğer araştırmalar gösterdi ki, toprak altında yaşayan ağustosböceklerinin yeryüzüne çıktıktan sonra sadece dört haftalık ömürleri var. Sadece ağustos ayında yaşıyorlar. İsmi de oradan geliyor. Ağustos ayından sonra hayatta kalamıyorlar. Dolayısıyla, kış ayları için yiyecek biriktirmelerinin zaten hiç manası yok.

*

Kıssadan hisse…
...
 

altan

Yönetici
23 Eyl 2011
2,984
105,711
Bu yaşa kadar okuduk birşey olmadı aksine faydası oldu. İyi ki okuyoruz.:)))
 

bergill

Çeviri & Balonlama
23 Nis 2012
594
5,490
tumblr_m4h5vmi5WT1qky7vf.jpg
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,316

Meşhur fıkranın sonunda adam "Hırsızın hiç mi suçu yok, hakim bey?" diye soruyordu ya! Ben de onu tersten söylüyorum: "Ev sahibinin hiç mi suçu yoktu?" Bu tür yayınlar savaştan sonra niye Sovyetler Birliği'ne sokulmadı, ya da Çin'e? Öyle yapılsaydı belki de milli çizgi romanlarımız bugün olduğundan çok daha iyi bir durumda olacaktı. Hiç sokulmaması demokratik bir ülkede olmaz, ama devlet el altından milli çizerlere öyle bir yardım yapardı ki, ötekiler marjinal kalır giderlerdi.

 

Gabby

Onursal Üye
18 Haz 2012
264
1,450
Bu tür yayınlar savaştan sonra niye Sovyetler Birliği'ne sokulmadı, ya da Çin'e?
Öyle yapılsaydı belki de milli çizgi romanlarımız bugün olduğundan çok daha iyi bir durumda olacaktı.


Scanfan'ın yazdıklarını okurken Ethem Mahmut Ziya imzalı Hey Amigo! başlıklı eğlenceli köşe yazısı aklıma geldi.
Amerikan comicsleri ve Fumettilere de değindiği yazıda, Milli ÇR'larla ilgili kısmında aşağıdaki enteresan tesbiti yapmış.

Aslında 2012 tarihli ve geçen sene tesadüfen rastladığım bir köşe yazısı ama bi' solukta okunacak cinsten. Dileyen arkadaş,
yazının tamamına yukarıda verdiğim yazar adıyla Hey Amigo! başlığını aratarak kolayca ulaşabilir.




Sen misin İsteyen?

"Amerikan çizgi romanlarının gençleri peşine taktığı yıllarda hep "niye" derdik, "niye bizim bir kahramanımız yok acaba?"
Bir adalet savaşçısı da Asya Bozkırlarından kopup gelseydi ya! Geldiler... Gelmez olaydılar...
Sözüm ona Bizans saraylarına sızdılar, habire yatak sahnesi, sabah akşam prenseslerle düşüp kalktılar.
Şayet çocuğunuzun elinde Teksas Tommix görürseniz korkmayın, ne Türk İslam düşmanı bir ibare bulunur, ne de ofsaytlı manzara...
Ama Tarkan, Karaoğlan, Malkoçoğlu ise müteyakkız durun, nerede ne çıkacağı hiiiç belli olmaz."
 

İskenderunlu

Onursal Üye
29 Tem 2012
5,358
12,893
iskenderun-Hatay
Ne yalan söyleyeyim yazarın çoğu yazısını beğenirim ama bunu beğenmedim..Belki de çizgi romanımızı itibarsızlaştırıyor algısı oluşması bunun nedeni..
 

bergill

Çeviri & Balonlama
23 Nis 2012
594
5,490
Bayılıyorum bu bizim milletteki büyük resmi bir ben gördüm mantığına. Ülkede herkes ayrı bir komplo teorisyeni zaten. Yetmez ama Marvel, DC gibi çİzgİ roman şirketlerinin de arkasında İlluminati var ve amaçları da çizgi roman yoluyla dünyanın beynini yıkamak. Ya işte öyle, büyük resim filan...
 

Enver Yılmaz

Çeviri & Balonlama
11 Ocak 2018
696
6,507
Kocaeli
Ben onu bunu bilmem sonuçta faydalı eserler bunlar, kişisel gelişim için güzeller, he Amerikan veya bilmem ne menşeili, bizim yerli ve milli niye yerlerde sürünüyor, siz de yapın kardeşim bakın misal Japonya da Manga var, Korede Webtoon Çinde Manhua diye kendi Çizgi Roman kültürlerini oluşturdular ve geliştiriyorlar, yerli ve milli derdiniz varsa siz de yapın, bakın kendi çizgi dizi ve Animasyonlarımız emekleyerekte olsa gelişiyor, bu çizgi romanda ise malesef sanki sektör komada, eğer olursa takip edilir olmazsa artık bu işler evrenselleşti, nereden geldiği değil ne sunduğuna bakılıyor.
 

Shoryuken

Yönetici
9 Nis 2013
4,044
20,227
Kamlançu
Yılmaz beyin bu yazısı çok "boş" bir yazı.
Komplo teorilerine bayılanlar beğenir ancak.
Belki de onlar için yazılmıştır :)
Yılmaz Özdil'i de mi "bantlasak", ne yapsak acaba? :Ğ:Ğ:Ğ
 

savok

Admin
30 Eki 2009
19,991
83,647
Kasımpaşa
Sene 1976-77 tam hatırlamıyorum...
Bende hafiften solcu damar yol bulmuş gidiyor...
14 yaşımın tüm hızı ile Parkayı çekmişim sırtıma bir cebimde sosyalizmin alfabesi diğer cebimde çizgi roman takılıp gittiğim günlerde yazları okul tatil olunca tüm köy kökenli memur ailelerinin çocukları gibi doğruca köyün yolunu tutardık...
Ordu, Gölköy İlçesi aydoğan köyündeniz biz... Rakım 1000 civarı...
Fındık bahçeleri, patates, fasulye, dere kenarı, balık o şekilde geçiyor günler...
Tabi siyasette var...
Tüm hızımla köy çocuklarına sosyalizm diyorum, halkın kurtuluşu diyorum arkadaş onlar inadına biz milliyetçiyiz diyorlar...
Bir iki hep aynı şey, dayanamadım sordum peki niye milliyetçisiniz...
İçlerinden biri sen çizgi roman okuyor musun dedi...
Okumam mı dedim...
peki Çelik Blek bilir misin diye sordu.
Çok severim dedim...
Biz de severiz dediler...
Hatta o kadar severiz ki Çelik Blek milliyetçi olduğu için bizler de milliyetçiyiz dediler...
Şimdi sen gel sınıfsal ayrılıktan bahset, köylüden bahset, emek de hepsi hikaye...
Ulan düşündüm çelik blek, swing hakket miliyetçi...
Ben ne halt ediyorum...
Gel inanma komplo teorilerine...
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,728
Kdz. Ereğli


Teksas.
Zagor.
Kaptan Swing.
Mister No.
Teks.
Hepsi “kurtarıcı” öyküleridir, hepsi adalet, özgürlük savunucularıdır.
Hepsi İtalyan orijinlidir.

*

Çünkü düpedüz, örtülü Amerikan propagandasıdır… Hepsinin İtalya'da, hepsinin aynı tarihlerde üretilmiş olması tesadüf değildir. İkinci dünya savaşı'ndan sonra, ABD'nin ve NATO'nun merkez üssü'dür.
Superman, Batman, Spiderman gibi efsane karakterleri yaratan Amerikan çizgi roman sektörü, Tommiks'i Zagor'u beceremez miydi? Elbette hasosunu becerirdi. Ama, kültür transferini bu kadar kısa sürede, böylesine yaygınlaştıramazdı. Avrupa kaynaklı olunca, Türkiye başta olmak üzere tüm kıtaya salgın gibi yayılıverdi.

*

Red Kit neden Belçika doğumludur sizce?
Dünyanın en sevimli Amerikalı kovboyu neden Belçika üretimidir?
İlk yayın tarihi 1946.
Savaş bittikten hemen bir yıl sonra.

*

Bazen, hiçbir şey göründüğü gibi değildir.

...

Bazen hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı fikrine katılırım. Bu yazı da onlardan biri... Bir kere tüm bu sayılan karakterlerin aynı torbanın içine sokulması bu konudaki bilgi eksikliğinin göstergesinden başka bir şey değil.

Zagor ve Teks için propaganda koktuğunu söylerse Özdil'e katılırım. Kaptan Swing ve Teksas bu iki karakterin biraz daha "Light" versiyonlarıdır ama ilk ikisi "İtaat" telkin ederken, sonraki ikisi "İsyan" telkin ederler. Yine de bu grubu "Amerikan Propagandası" eleştirisi açısından savunmayı tercih etmem.

Fakat örneğin Mister No'nun Amerikan propagandası olduğunu söyleyince, her şeyin Özdil'in söylediği gibi de olmadığını teslim etmek gerekir. Zira Jerry Drake her ne kadar savaş yıllarında Amerikan ordusu saflarında harbe katılırsa da, Amerikan büyüklüğünden, Amerikan tarzından, iş görme biçimlerinden nefret eder. Amerikan tarzı olana açık bir eleştiridir aynı zamanda.

Ayrıca Fumetti tarzında Özdil'in yaklaşımının stereotipik yakıştırma olduğunu gösteren bir de Ken Parker örneği var. Amerikan kapitalizmi ve oryantalizmine en sert eleştiriler getiren bir örnek bu da... Özdil "Grev", "Adah" adlı Parker öykülerini okumamış. Çizgi Roman kültürü sinema önlerinde kitapların üstüne para atıldığı o eski güzel günlerden sonrayı yok sayıyor. Mantığı da çizgi roman okuyor diye çocuklarını azarlayan yetmişli yılların ebeveynlerininkini hiç geçememiş.

Red Kit'in--Şanslı Luke--Amerikan tarzı hayatın propagandası değil, parodisi olarak görülebilir sadece. Bu parodinin propaganda eseri olduğunu söyleyen Özdil, aynı yazar çizer takımının antiemperyalist Asteriks'inden söz etmemesi, bir grup içinde bazı örnekleri seçerek, özelleştirilmiş bir grup üzerinden genelleme yaptığını göstermiyor mu? Bunlar sadece an itibarıyla ilk aklıma gelenler. Siz bu satırları okurken örneklerinizi genişletebilirsiniz.

Umberto Eco, James Bond romanlarının--ve yazarı Ian Fleming'in--gerici olduğunu söylüyor. Bunun nedeni olarak İngiliz--ve Anglosakson--üstünlüğünü değil, şablon kullanmasını gösteriyor. Gerçekten Fleming'in Bond'ları çok basit bir şablona dayanır. Bond kötü ile karşılaşır, onu mağlup eder, Bond kız ile tanışır, kızlar frijittir, Bond'u tersler, Bond kötü ile karşılaşır, kötü Bond'u mağlup eder, Bond Kızla karşılaşır, onunla yakınlaşır, Bond Kötü ile karşılaşır ve onu nihai olarak yener. Tüm kötüler birtakım fiziksel kusurlara sahiptir, hepsi aynı zamanda Anglosakson kavminin husumet içinde olduğu ırkların karakteristiklerine sahiptir. Alman, Çinli, Japon, Rus vb...

Özdil'in yazısı, Fleming'in romanları kadar sürükleyici ama bir o kadar da şablonlar içeriyor bence... Tüm çizgiroman dünyasını tek bir totaliter bakışla ele alarak bunların özgürleştirici yönlerine gözlerini kapatmayı tercih ediyor.

Bu totaliter yaklaşımdan Fumetti veya Comics okurları "Amerikan Hayranı" gibi bir sonuç çıkıyor ki bunları okuyan herkesin ta içinde hissedebileceği gibi tam tersi daha doğrudur.

Yılmaz Özdil'i severek okurum. Fakat bence bu yazıda kendisine yabancı topraklara sürmüş kalemini...Bence bunlar ona göründüğü gibi de değil.

Belki bu işler benim gördüğüm gibi de değildir...
 

kudretsabancı

Onursal Üye
E-Dergi Takımı
3 May 2011
1,245
34,813
Canına yandığım!!!
Görüyon mu sen... Bizim Bonelli'yle Essegesse gladyoymuş meğer...
:Z:Z:Z
Mister No'daki Alman herifi de kesin Göbels koydurmuştur oraya..

Caramba carambita!!!

Şimdi bilader çizgiroman okuycaz mı okumuycaz mı? Sakata gelmeyelim sonra...

 

altan

Yönetici
23 Eyl 2011
2,984
105,711
Eskiden maçlarda maç gazetesi dağıtılırdı satanların sloganı oku oku minder yap!
idi. Ama iş çizgi romana gelince oku oku bir daha oku ve okut! olmalı bence.
 

Lobador

Çeviri & Balonlama
21 Tem 2015
1,263
9,898
Yazıyı da tüm yorumları da tek tek keyifle okudum.

Benim şahşi fikrim de
Yılmaz beyin bu yazısı çok "boş" bir yazı.
diyen Shoryuken

ve

Bir kere tüm bu sayılan karakterlerin aynı torbanın içine sokulması bu konudaki bilgi eksikliğinin göstergesinden başka bir şey değil.
diyen sayın hüseyin aksakal ile daha paralel..

Öncelikle kendimden örnek vermem gerekirse çocukluğumda en sevdiğim 3 çizgi romanın ikisi kesinlike hiç düşünmeden zagor ve mister no idi.

Ve ben Zagor ve Mister No sayesinde ciddi ciddi Amerikan kültürüne düşman olarak büyüdüm.

Zagor sayesinde yeni bir ülkeyi sömürmeye gelen vahşi beyazların o ülkeyi kurmak adına ne kadar acımasızca o ülkenin yerlilerini katlettiğine maceralarca kere şahit oldum.

Mister No ise tamamen tek başına bir Amerikan anti propagandasıdır. Kahramanı Amerikalı olsa bile kendi ülkesinin her türlü politikasını acımasızca eleştirip, ülken adına bunu yapmalısın diyen CIA görevlilerine bol bol küfür etmişliğine ben şahitimdir :)

Kısaca ben de deli gibi çizgi roman okuyarak büyüyeyen bir çocuk olarak okuduğum çizgiler beni Amerikan sempatizanı değil tam tersi olarak büyütmüştür. (Bu arada bu tamamen benim aptal ve okuduğunu anlayamayan bir çocuk olmamdan kaynaklanan bireysel bir problem de olabilir :D:D)

Kısaca bu yazıdaki Sayın Yılmaz Özdil'in yorumunu "Kürk Mantolu Madonna" için "kitabı okudum ve şarkıcı Madonna'nın bir Türk yazar tarafından anlatıldığından bahsetmiş." diyen Funda Özkalyoncu minvalinde bir yorum olduğunu düşünüyorum. :)
 
Son düzenleme:

ertuğrul

Admin
5 Nis 2009
24,851
137,097
Ben ne olursa olsun okumaya devam ediyorum.
Tüm tehlikeleri göze alıyorum.:Ğ
300-600 dpi lik arşive devam diyorum.
 

md35

Kıdemli Üye
28 Haz 2013
202
708
Kültür ve sanatta binlerce yıllık birikimi olana bir ülkenin (İtalya) nasıl oluyor da çizgi romanda kendi birikimine dayalı popüler kahramanlar üretmek yerine dünyanın öbür ucundaki bir ülkeye dayalı kahramanlar üretmesini ben de hep sorgulamışımdır. Emperyalist Amerika’nın sempatik gösterilmesi noktasında Yılmaz Özdil’le paralel düşündüğümü belirtmeliyim. Bu resimli romanlarda birden fazla amaç güdüldüğünü düşünüyorum. Bunlar; ABD yi sempatik göstermek, ABD’nin Kızılderili soykırımını örtmek ve yine Emperyalist amaçlar doğrultusunda subliminal mesajlarla dejenerasyon sağlamak. Bu iddiaları somutlaştırmak gerekir ki bunları aşağıda sıralayacağım.

Zagor: Zagor adalet savaşçısıdır. Kızılderililer ve beyazlara eşit mesafededir.Ama anlatılan hikayelerde Kızılderililer her zaman şiddete yatkın görünürler. Cahildirler. Havai fişekler içinde show yapan Zagor’u hemen ilah (tanrı) olarak kabul ederler. Gerçekte Kızılderililerin bilgeliğe dayalı derin bir kültüre sahip olduklarını, derin bilgelerinin olduğunu biliyoruz.

Teks: Teks’te adalet savaşçısıdır. Kızılderililer aşağılanmaz. Hatta Teks Kızılderili bir kadınla evlenmiştir. Bu nedenle Kızılderililerin damatıdır. Esasen bu damatlık ta bir propagandadır. En şöhretli kahraman Kızılderililerle akraba yapılmakla; biz Kızılderilileri aslında katletmedik, onlarla evlilik yaptık ama onlar vahşilikten vazgeçmediler, biz onları yok etmedik, onlar kendi kendilerini yok ettiler (!) mesajı verilmektedir. Bu hikayelerde Teks damat olduğu Kızılderili köyünden bahsederken, “rezerv” kelimesini kullanmaktadır. Bu rezerv denilen yerler, 19. yüzyılın sonlarında Kızılderililerin sahip oldukları sulak ve otlak alanlardan sürülerek, yaşanması imkansız bataklıklıklarla, otun bile bitmediği ıssız ve çorak alanlardır. Yüzyıllarca katliama uğrayan bu ulusun son fertleri de bu rezerv alanlarda ölüme yolcu edilmiş, soyları kurutulmuştur.

Tommiks ve Teksas: Kızılderililer uyumsuz, gelişmemiş ve maraza çıkartacak cahil bir toplum olarak gösterilmiştir. Tommiks'te ise sürekli subliminal mesaj verilmiştir. Tommiks’in iki yakın dostu ilk fırsatta alkol alırlar. Bu iki kafadar daima alkol alırlar, sempatik ve sevimlidirler. Ama hiç sarhoş olmazlar, silah bile kullanırlar. Sadece çok neşelidirler. Hadi yetişkinler için bir şey demiyorum ama vaktiyle çocukların yoğun olarak okuduğu bir resimli romanda yoğun alkol alımını normal bir halmiş gibi gösterilmesinin doğru olmadığını belirtmek isterim.

Hikayesinin temelini Kızılderililere olan kine ve intikam eylemine dayalı Kinova hikayesini irdelemeye bile gerek duymuyorum. Efendim Fumetti Amerikan propagandası taşımayan başka resimli romanlar da üretilmiştir, itirazı yapılmıştır. Doğrudur. Ama Fumetti büyük çıkışını Teksas, Tommiks, Teks, Zagor ve diğer benzerleri ile yapmış, adeta bir sanayi haline gelmiştir. Sanayi haline gelen bu akım tabii ki zaman içinde ana çizgi dışında değişik tarzda çizgi romanlar da üretmiştir.

Asıl garabet Afrika’da olmuştur. Halkını yüzyıllarca katlettikleri, yeraltı ve yerüstü kaynaklarını vahşice yağmaladıkları bunlar yetmiyormuş gibi sürek avları düzenleyerek avladıkları milyonlarca Afrika’lıyı köleleştirerek Amerika kıtasına taşıdıkları, halen de yeraltı ve yerüstü kaynaklarını acımasızca yağmaladıkları, sözde bağımsız dedikleri Afrika ülkelerindeki uçsuz bucaksız çiftliklerin sahiplerinin halen beyaz adam olduğu, yerli halkın üç kuruş paraya amele olarak çalıştığı bu kıtada, adaletin en büyük savunucuları ne tuhaftır ki efsanevi hikayeleri Çin’e Maçin’e uzanmış iki şöhretli kahramandır. Bunlar hepimizin bildiği gibi kara kıtanın beyaz efendileri Tarzan ve (Phantom) Kızılmaske’dir.

Çizgiroman Emperyalizmin sübliminal mesaj verme amacından da yakasını kurtaramamıştır. Bununla ilgili yazı ve bilgilere yazılı ve sanal medyada çokça karşılaşmaktayız. Subliminal mesajlar pek çok konuda verilmektedir. Ancak cinsel içerikli olanlar daha çok öne çıkmaktadır. Walt Disney bu konuda en çok eleştiri alanların başında gelmektedir. Benim de bu konuda gözlemlerim olmuştur. Daha geçenlerde paylaşılan Fatoş çizgiromanunda karşılaştığım bir kareyi örnek olarak vermek isterim.


vjOYVR.jpg

Basri’nin patronunun elinin nereye uzandığına dikkat buyurunuz. Bu elin bu şekilde uzatılmasının ne anlamı vardır? Bu konuya dair örnekleri çoğaltabilirim. Ancak yazımız da çok uzatacaktır. Peki sonuç olarak ben bir çizgiroman karşıtı mıyım? Cevabım kocaman bir hayırdır. Çizgiromanın bir sanat olduğuna inananlardanım. Okumalarımın ağırlığı kültürel okumaya dayalıdır. Ara ara indirdiğim çizgiromanların bazılarını da okurum. Çoğuna göz atarım. Ama her gün Çizgidiyarına girerim. Çizgiroman sever değerli dostların yazışmalarını okurum. Çizgiromanın okunmasını da isterim. Ancak bu sanat dalında da sorunlu alanların bulunduğunu bilelim isterim. Selam, sevgi ve saygılarımla.
 
Üst