Livaneli'nin Romanı Çalınmış...

Gabby

Onursal Üye
18 Haz 2012
265
1,450
30j7ejd.jpg





Zülfü Livaneli'nin Kardeşimin Hikâyesi adlı romanının, Kıyamet Çiçeği adıyla Nurşen Karayanız imzasıyla çalındığı ortaya çıkmış.

Hürriyet Gazetesi yazarı İhsan Yılmaz'ın köşesinde "yayıncılık tarihinde örnek vaka" yazısıyla ortaya çıkardığı şaşırtıcı olay,
yine yazarın dünkü "çalıntı kitap toplatılıyor" haberiyle yeni bir boyuta evrilmiş.

Daha önceden Livaneli kitabının yayıncısı konuyu yargıya taşımış sanırım, şimdi de karakter isimleri değiştirilip satır satır kopyalanarak
yayınlandığı söylenen kitabın yayıncısı da hem kamuoyundan özür dilemiş hem de Nurşen Karayanız ile sözleşmelerini iptal edip intihal
olayına adları karıştırıldığı için Samsun'lu bayan yazara dava açacaklarını da dile getirmiş.

Köşe yazarının “Çok satan bir romanı kendi ismimle yayımlayarak bir deney yaptım. Zülfü Livaneli adı mı çok satıyor
yoksa okur iyi romanın izini mi sürüyor
” gibi bir açıklamayla karşı karşıya kalır mıyız? tesbiti de düşündürücü.

Garip gerçekten...
 

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,326

Bu haberi okuyunca aklıma hemen şu gerçek olay geldi: "Dünyaca ünlü keman virtüözü Joshua Bell, 2007 yılında sıradışı bir deney yapmak istedi. Bell, tam 4 milyon dolarlık Stradivarus kemanıyla insanların ilgisini çekip çekemeyeceğini ölçmek için, Washington DC metrosunun bir durağında sabahın erken saatlerinde bir resital vermeye karar verir. 45 dakika boyunca Bach’ın ünlü eserlerini çalan Joshua Bell’i metro durağından aceleyle geçen birkaç kişi dışında kimse durup dinlemez. Kemancı çaldığı süre içinde 32 dolar toplar. (Oysa Bell'in konser biletleri ortalama 100 dolardan yok satmaktadır) Çalmayı bitirdiğinde ise sessizlik hakim olur ve kimse onun durduğunu fark etmez, akışlamaz." (Gazetelerden)

İntihalci yazarın eninde sonunda ortaya çıkacağını bile bile böyle bir hataya düşeceğini sanmam. Gabby'nin de aktardığı gibi, köşe yazarının “Çok satan bir romanı kendi ismimle yayımlayarak bir deney yaptım. Zülfü Livaneli adı mı çok satıyor yoksa okur iyi romanın izini mi sürüyor” gibi bir açıklamayla karşı karşıya kalır mıyız?" tesbiti de bana daha mantıklı geldi. Riskli bir deney, ama akla yatkın bir açıklama.

 

akrep069

Süper Üye
14 Ara 2009
524
646
burda birde şu var yayınevinin editörü ne halt yıyordu ..
o bile anlamadı mı ?
birde yazar kıtabı noterden tasdik edip notere gıttı ise yayınevi anladı mı anlamadı mı
demekki...gündeme gelmek için
yazar ve yayınevi bilerek bu iş yaptılar..
 

ekenciz

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
13 Eyl 2009
2,993
13,519
Ben bir sosyal deney olduğunu düşünüyorum. Hürriyet muhabirine bile kitap yazar ya da yayınevi tarafından gönderilmiş olabilir. Yabancı bir yazarın değil de çok bilinen bir Türk yazarın kitabının aynen, adı değiştirilerek kullanılması bu ihtimali güçlendiriyor, amaç orijinal kitabı kullanarak kendi kitabı gibi sunmak olsaydı bu kadar bariz ve bilinen bir yazarın kitabını seçmezdi. Sayın scanfan'ın bahsettiği olay ile paralellik taşıyan bir vaka ile karşı karşıyayız. Bakalım davanın sonucu ne olacak?
 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,406
Akademisyenlerinde böyle sosyal deney konusu yaptıkları tezler oldukça fazladır.Onlarda acaba eser sahibi ne diyecek sorusuna cevap aramak için bir çok sosyal deney yapmışlıkları vardır.Bu deneylerde başarılı sonuçlar aldıkları kesin.:)
Benimde şahsen yazdığım makalem sosyal deneye konu olmuştu.Bende ne güzel deney demiş ve çok sevinmiştim gerçekten.:)

Lİvaneli'nin kitabının özel olarak seçilmesinin birden fazla açıklaması vardır elbette.Ancak sosyal deney sonucunda elde edilecek gelir sosyal deney yapanları yaptırma ve yaşatma derneğine mi gidecek o bende merak konusu oldu aslında.:) O amaçla harcanaksa elbette sorun yada sıkıntı yok.

Ama kimseler çakmadan el alem anlamadan yeni bir edebi tosun vakası ise o zaman ciddi bir sorun var demektir.Bunlarda YAZAR kasa gibi bir nevi YAZAR BANK kurmuşlar.

BİR HATIRLATMA :
İnternetten Hürriyet Gazetesinden O zamanlar Doğan grubuna ait olan gazeteden alıntıdır.
LİSE mezunu Elazığlı 65 yaşındaki Bülent Ayberk, geçmiş yıllarda çeşitli gazetelerde Prof. Hans Von Aiberg takma adıyla Danimarka asıllı Alman fizikçi kimliğini kullanarak astronomi, astroloji, burçlarla ilgili yazılar yazmaya başladı. Ayberk, yazdığı kitaplarda, İskandinav asıllı Alman bilim adamı, araştırmacı, düşünür, mucit, yazar ve gazeteci olduğuna dair özgeçmiş uydurdu. Ayberk’in, 1980’li yıllarda “Arz’dan Arşa” adı altında “atom ve tanecik fiziği, karadelikler, ışınlanan insanlar, kafdağı cinleri, kuantum fiziği, hızır tezkireleri” gibi konularda yazdığı seri kitaplarıyla İslam dini ve bilime ilgi duyan insanlar arasında tanınır oldu.
Bir televizyon kanalında da canlı yayınlara çıkarak dini görüşlerini paylaşan Ayberk, internet sitesinde de görüşlerini dile getirdi.
Yurt dışından da okuyucuları olan Ayberk, internet sitesinde “Allah’ın şura (jüri) kurulmasını emrettiğini” söyledi ve 4 kişilik jüri oluşturdu. Ayberk, taraftarlarını, “Hızır” ile görüştüğüne, kendisine iyiliklerinde yardım eden, kötülüklerden koruyan 2300’lü yıllardan gelmiş “J” adlı hayali yaratığın yardımcısı olduğuna da inandırdı.
Kendisini bazen “Dabbetül-arz” bazen de “Zülkarneyn” olarak tanıtan Ayberk, taraftarlarından sürekli para topladı. Ayberk, hayali düşmanlar oluşturarak grup üyelerinin dikkatlerini istediği yönde yoğunlaştırdı. Taraftarlarını, sağlık sorunlarının olduğu, deniz kenarında bol oksijenli bir yerde ev alması halinde iyileşeceğine inandıran Bülent Ayberk, topladığı paralarla Altınoluk’ta yazlık aldı. Yoksul öğrencilere burs, yoksullara para verilmesi, ‘yardımcım’ dediği hayali yaratık “J”nin masrafları ve maaşı için de sık sık taraftarlarından para isteyen Ayberk, Balıkesir’de polisin düzenlediği operasyonda 2006 Haziran’ında yakalandı. Ayberk’e Ocak 2005-Mayıs 2006 arasında 128 bin 870 lira gönderildiği belirlendi.

Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesi, Bülent Ayberk ve eşi Mesude Ayberk’e, “dini inanç ve duyguları istismar suretiyle nitelikli dolandırıcılık”tan hapis ve para cezası verdi. Sanıklar lehine takdir indirimi uygulayan mahkeme, Ayberk’i 1 yıl 4 ay 20 gün hapis ve 208 gün para, eşini ise 8 ay 10 gün hapis ve 103 gün para cezasıyla cezalandırdı. Cezalar paraya çevrildi. Mahkeme, diş hekimi ve avukatların da bulunduğu tamamı üniversite mezunu mağdurların şikâyetçi olmaması ve “Yine istese yine veririz” demeleri üzerine, para toplanmasını da Yardım Toplama Kanunu’na muhalefet etme kabahati olarak değerlendirdi.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 15. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını oybirliğiyle bozdu. Hilenin nitelikli bir yalan olduğu vurgulanan kararda, dolandırıcılık suçunun dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlendiği ve bunun ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektirdiği vurgulandı.
----------------------------------------------------------
Bende bu mübarek profesörün kitaplarını epey yıllar önce okumuştum.Bu değerli kardeşimiz zamanında dönemin ünlü siyasetçilerine ( Rahmetli Turgut ÖZAL beyin ) danışmanlık dahi yapmış hatta ilahiyatçılarla birlikte televizyon proğramlarına bile katılmıştı.Kendisi parçacık ve partikül fiziğinde uzman zerre kimyasında ise masterdı.Ancak özellikle para ve dolar fiziği konusunda ihtisas yapmıştı.
Uzay zaman ve 3 vakte kadar gibi parametapsişik ve anglosakson tosuncuk döngüsü konusunda bilhassa müthiş ilim sahibi birisiydi.
O kadar ilmi vardı ki ilim damlaları geçtiği her yerde iz bırakırdı.İnternet sitesinde takipçileriyle sohbet eder SELAM & SELAM derdi.

Böyle değerli bir ilim adamı olmakla kalmayan , fen , matematik , fizik , makyaj , saç kesme , favori kırpma , fenni sünnet etme , galericilik , kaportacılık konularında da o biçim uzmandı.
Sakar ŞAKİR filminde ki gibi " YANIYOSUN FUAT ABİ ".


 
Son düzenleme:

akrep069

Süper Üye
14 Ara 2009
524
646
Ben bir sosyal deney olduğunu düşünüyorum. Hürriyet muhabirine bile kitap yazar ya da yayınevi tarafından gönderilmiş olabilir. Yabancı bir yazarın değil de çok bilinen bir Türk yazarın kitabının aynen, adı değiştirilerek kullanılması bu ihtimali güçlendiriyor, amaç orijinal kitabı kullanarak kendi kitabı gibi sunmak olsaydı bu kadar bariz ve bilinen bir yazarın kitabını seçmezdi. Sayın scanfan'ın bahsettiği olay ile paralellik taşıyan bir vaka ile karşı karşıyayız. Bakalım davanın sonucu ne olacak?

belki hiç yayınlamadı sadece kapak yapıldı alıp okuyan oldumu acaba?
 
Üst