Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
İlk çıktığı zaman bir arkadaş kasete sadece bu parçayı doldurtmuştu. Her iki yüz de bu şarkıdan ibaret idi ve sürekli dinleyen arkadaşım intihar etmedi.
Zaman zaman intihara sürükleyen şarkılar gibi şehir efsaneleri çıkar, hüznü içerisinde yoğun olan şarkıları suçlarlar, şarkılar da bu sayede daha fazla bilinirlik kazanırlar. Bir dönem Zafer Peker'in Sensiz Sabah Olmuyor şarkısı için de aynısını söylemişlerdi. Reha Muhtar fazla ciddiye almamış olmalı ki ona kızmamış. Yoksa Türkiye'nin muhtarı olarak fırça attığı videoyu kesin izlerdik
Şarkı hakkında bir kelam da ben edeyim. İlk versiyonu çok güzeldir. Radyolarda, çarşı-pazarda her yerde duyulmaya başlanınca ikinci kasete de yeni bir aranjman ile şarkıyı eklediler. Yanılmıyorsam bunu Ahmet Koç yapmıştı. İlkini aratan bu şarkı albümü epey de sattırdı. Hala Kekilli bu şarkının ekmeğini yemiyorsa ben de hiçbir şey bilmiyorum.
Polonyalı "Mieczyslaw Fogg"un 1936 tarihli "To Ostatnia Niedziela"(Bu Son Pazar Günüdür) adlı tangosu, hüzünlü melodisi ve iç karartıcı sözlerinden ötürü "intihar tangosu" olarak bilinir. Stalin döneminin baskılarını anlatan 1994 tarihli Rus filmi "Burnt by the Sun"da da kullanılmıştı (Film, İstanbul Film Festivali'nde "Güneş Yanığı" adıyla gösterildi). Bu tangoları dinleyip etkilenen çok sayıda kişinin intihar ettiği ileri sürülüyor. BBC'nin bu şarkıyı uzun süre yasakladığı da iddialar arasında. Biz sözlerini pek anlamadığımız için fazla etkilenmedik oysa! (melodisi bayağı iç karartıcı ama.)