İnanılmaz Örümcek Adam

mkurt

Süper Üye
26 May 2010
1,829
467
İnanılmaz Örümcek Adam: Kahramanlarla ördük Hollywood’u dört baştan

Amerikalı yazar Willa Carther, “Aslına bakarsanız insana ait sadece birkaç değişik öykü var ve bu öyküler çağlar boyunca, sanki daha önce hiç anlatılmamış gibi anlatılmaya devam ediyor.” diyor; dramanın temel arketiplerini tanımlayan Jung ise, “Kendimizi bildiğimizden beri dinlediğimiz hikâyeler, düşlerimiz ve inançlarımız, hayal dünyamızın imgeleri, korkularımız ve endişelerimiz zihnimizin derinliklerinde bir yerde birikir. Tüm bu birikimimiz, ‘ortak bilinçaltımızı’ oluşturur.”

Ve esasen bu ortak havuzdur, izlediğimiz bir filmin, okuduğumuz bir romanın başka kültürlerden olmasına rağmen bize tanıdık gelmesine sebep. Gustav Jung ‘Analitik psikoloji’nin temel ilkelerini kendi kültürü etrafında derleyip toparladığında, bu kolektif bilinçaltını teorisinin üçüncü bölümüne oturtur.

Robert Moore ise işi bir adım ileri götürerek, Jung’un ‘neredeyse insan sayısı kadar arketip vardır’ teorisini daha da disipline eder ve 4 ana modele hapseder: Kral, savaşçı, büyücü, âşık. Bu teoriye göre her insan mutlaka bu dört ana arketipten biridir. Mesele çok derinlikli ve çetrefilli. O yüzden burada kesiyorum.

Roman ve hikâye kahramanları da –özellikle Batılı- bu dört ana arketip üzerinden yürütülür. Dolayısıyla çizgi-roman ve sinema da bu yolun yolcusudur. Çizgi roman –ve dahi animasyon sineması- bu arketipleri biraz daha sivrileştirir hatta karikatürleştirir. Kahramanları daha kahraman, kralları daha gösterişli, âşıkları daha destansıdır.

50 yıl gibi bir kısa bir sürede neredeyse her öyküyü ve kahramanı tükettiği için sinemanın kendine yepyeni ve bakir bir alan olarak çizgi-roman sektörünü bulması bu döneme rastlar. Çizgi ya da fantastik edebiyatın kahramanlarından bazılarının sinemada kült olmayı başarmasının nedeni, sadece teknik ve estetik performanstan kaynaklanmaz. Mesele biraz da Jung’un teorisine milimi milimine uyabilme meselesidir. Bakın son Örümcek Adam’ı canlandıran 28 yaşındaki aktör Andrew Garfield ne diyor: “Üç yaşımdan beri, ‘Örümcek Adam’ en sevdiğim kahramanlardan biri. Kendimi ona her zaman yakın hissettim. Peter Parker bir çocuk ve genç olarak her zaman deneyimlerimin aynası oldu. Her zaman onu hayal ettim. Bence zaten, küçük çocukların Örümcek Adam’ı bu kadar sevmesinin nedeni de onu kendilerine yakın hissetmeleri. Onun dünyası bize çok yakın.”

İşbu Spider-Man / Örümcek Adam, beyazperdede yaşadığı döngüyü tamamladı ve yine başa döndü: The Amazing Spider-Man/İnanılmaz Örümcek Adam. Türe meraklı ya da seriyi bilen sinemaseverlerin hemen hatırlayacağı gibi, Sam Raimi’nin 3 filmiyle bir noktaya gelmişti. Ve artık izleyiciye yeni bir şey veremeyeceği düşünülmüş olacak ki, hem öykü tazeleniyor hem de yönetmen ve oyuncu değişikliğiyle kan.

Hikayesini hâlâ bilmeyen var mı bilmem ama şöyle: Lisede dışlanmış, annesi babası tarafından terk edilmiş ve dayısı ve yengesi tarafından büyütülen Peter Parker birçok ergen gibi kim olduğunu ve bugünlere nasıl geldiğini çözmeye çalışmaktadır. Aynı zamanda ilk aşkı olan Gwen ile aşk, bağlılık ve sırlarla ilgili mücadelesini de veren Peter, babasına ait bir evrak çantası bulduğunda, anne ve babasının kayboluş nedenini anlamak için araştırmalara başlar.

İnanılmaz Örümcek Adam, sadece bir çizgi kahramanın döngüsünü değil, aynı zamanda bir film endüstrisinin de döngüsünü gösteriyor bize. Hollywood, kahraman ve hikâye açısından tıkandığı anda hemen bu yönteme başvurur ve daha önce denenmiş, başarılı sonuç alınmış hikâye ve kahramanları tekrar tekrar önümüze sunar. Bunlardan bazılarında büyük başarı yakalar, bazıları ise nafile bir çaba olarak başarısızlıkla sonuçlanır. İnanılmaz Örümcek Adam her ne kadar ikincisine yakın gibi dursa da, bu tür fantastik kahramanları, iyi ve güncel görsel efekt ve 3 boyut ile verdiğinizde işe yarıyor gibi. Gerçi bu satırları yazdığım anda 215 milyon dolara mal olan filmin, ilk hafta gişesi henüz açıklanmamıştı ama ilk gün hâsılatı olarak listeye tepeden girmişti.

Özellikle Amerika gibi, her daim ‘birlik ve beraberliğe ihtiyacı olan’ ülkelerde bu tür kahramanlar hep iş yapar. Lakin küresel ölçekte ne tür bir başarı elde eder inanın bilmiyorum. Bildiğim şu; inanılmaz Örümcek Adam, sinema olarak bildik bir yerde duran, meraklılarını sonuna kadar tatmin edebilecek bir film. Sadece bu kadar ama.

Tüm bunlar içimizdeki Örümcek Adam’ı gıdıklayıp kahramanı çıkarmaya yetmiyor elbette

M. Nedim Hazar
AKSİYON
9-7-2012
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,047
75,620
hiçbiryerde :)
benim sevdiğim zagor,teks ve mister no hangi sınıfa giriyor acaba; :)
savok'un bahsettiği 'drama halkın afyonudur'la başlayan manifestosu olan sitesi ile
Tardı'nin yazıp çizdiği 'siperlerdeydik' kitabında da benzer çağrışım yapan düşünceler görünce sormadan edemedim
 
Üst