Biz Yaşlı Kartallara

Beymelikli18

Onursal Üye
26 Eyl 2014
18,882
52,471
Kendi Koltuğunda
Biz Yaşlı Kartallara
Bir zamanlar kartaldın
Şimdi ise bir serçe oldun
Uçamıyordun yükselemiyordun
Ne kadar uçmak istesende
Sanki boğazın düğümleniyordu
Düşündüğün eski geçmişinde
O saygıyı,sevgiyi,hürmet ve zenginliği
Geçmişte kalmıştı,unutulmuştu geçen zamanda
Artık tabiri caizse serçe gibisin dur artık kendi yolunda
Olamazsın,bulamazsın artık geçti bir ömür, her şey
Geri gelmez gençliğin yaşadın uzun yıllar
Yaşlandın artık dur bir kenarda
A minik serçe bey…

Beymelikli18
 

akyıldız

Süper Üye
15 Nis 2010
1,779
2,640
O kadarda karamsar olma dostum, her yaşın kendine özel yaşama biçimi var. Rölantiye al yavaş yavaş güzellikleri seyrederek git. Yada bir değişik söylem ile alçaktan yavaş uç güzellikleri daha iyi görürsün.
 

Beymelikli18

Onursal Üye
26 Eyl 2014
18,882
52,471
Kendi Koltuğunda
Akyıldız beğenmemiş vesselam şiiri
Nasihat vereyim demiş gör güzellikleri..
İnsanların rahatsızlıklardan tükendikleri
Ancak yaşayan bilir demiş ermiş bildikleri
Olsada bazen mutlu tebesüm ettikleri
Oluyormuş geçen zamanda belki
Murtaza üstadım çok sevdiğim
Oda şiiri beğenmemiş,varsın olsun
Kara günde belli olur dost bildikleri
Selam sizlere kardeşlerim dostlarım
Allah sağlık versin bizlere ,hepinize duacıyım.
 
Son düzenleme:

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,047
75,623
hiçbiryerde :)
Dünya böyle gelmiş diyenler,
Derler bunları da, bir çare
olur mu yaramıza, erenler?

Böyle acı acı yazma n'olur,
Kalp kırıldıktan sonra
yen içinde kalsa n'olur?

Yeryüzü der ki dost Beymelikli,
Selamlar, saygılar ve sevgiler
Zamanla şifa olsun bu kelimeler :)
 

murtaza5

Yönetici
15 Tem 2009
12,048
318,584
üstadım beymelikli18,
yürekden kopan şiirini çok begendim,
ama bu saatde beton döküyorum bu akşam paylaşım yapamayacagım,
darılma diye yazıyorum.
Bu adaletsiz dünyada 36 senelik inşaat mühendisi çok zor şartlar altında hayat mücadelesi verirken,
gelecek nesillere eser bırakmaya çalışırken,
kimileride ....
 

İskenderunlu

Onursal Üye
29 Tem 2012
5,361
12,903
iskenderun-Hatay
Hayat kısadır. Geçmişi bırakıp içinde bulunduğumuz anı güzel ve verimli geçirmeye bakalım. Daha dün çocuktuk şimdi 45 yaşındayım. Ama üzülmüyorum yaşlandım diye ..Sağlıklı ve mutlu bir ömür dilerim beymelikli dostum...
 

Kozmos

Kıdemli Üye
9 Tem 2016
213
2,324
Bence siz serçe değil Bilge Baykuş olmuşsunuz azizim. Eh bilge olmak kolay mı? Tabi serçe de kendine göre bilge bir kanatlı olabilir üstüne düşünmek lazım :)
Bizim semtin baş belası saksağanları var. Mandalları hoşlarına giden parlak eşyaları çalarlar. İşin ilginci mandalları çalan onlar azarı işiten ben.
Sadece hırsızlık yapsalar iyi sabahın köründe ötmeye başlarlar o bet sesleriyle amma pek yakışıklılar.
İngilizin kuşu o kadar kanat çırpıp gelmiş bizim bozkıra ne diyeyim şimdi ben onlara.
 
Son düzenleme:

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,406
Üreten insanlar için yaş sorun değildir.
Tek amacım hayata gözlerimi yummadan daha çok bilgiye ulaşmak.
Hayattan tad almaya çalışmak genelde beyhude çabaların ritmik tekrarıdır.
Tad bilgiyle alınır.
Bütün ömrünü kömür madeninde yer altında geçiren birisine tad mefhumu el kalır.
Bilgi yoksa bereket olmaz ,bilgi açlığı yoksa hayatın bir anlamı yok.
Bizim kuşağında zamanı yaklaşıyor.
Eskiden de kartal değildim.
Şimdilerde serçede olmadım.
Ben her zaman doğru bildiğimi uyguladım ,bilgiyi kullanmaya çalıştım.
Benim için çizgi dünyası bilgiye ilham verdiği sürece caridir.
Orada istediğim motifleri göremediğim anda uzaklaşırım.
Yaşadıkça insanlığımı büyütmeye uğraşıyorum.
Yaşamda on kaplan gücünde olmaya çalışıyorum.
Kimseyi kırmamaya özen göstererek ,insanlara adaletli davranarak , örnek olup yardımcı olmaya çalışarak yaşamaya çalışıyorum.
Yaşlanmak doğal bir süreç ve sonuç önemli olan bugün ne öğrendin?
Huysuz,insanlardan nefret eden ,kimseyi sevmeyen,insanlara güvenmeyen bir ihtiyar olacağıma ,insanlığa değer veren bir yaşlı olarak yaşamayı tercih ederim..
 

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,353
Kütahya
Ömür dediğin nedir ki,
Şairin dediği gibi, "İki kapılı bir han",
Su gibi geçen zaman,
Damarda devir daim eden kan,
...
Kum saatinden akan, tane tane kum gibi,
Yaşadığın veya yaşayamadığın an,
...
Bazen mutlu, bazen hüzün,
Ağlamayla başlayıp, ağlayanlarla biten,
Her insana özel tek gösterimlik film gibi,
Başlayıp biten bir ömür.
...
Her insan ister;
Önce emeklemek, sonra yürümek,
Koşmak ve özgürce uçmak,
Bir kuş gibi,
Aslında kartal gibi ...
Kim uçar, kim uçamaz bilinmez,
Hedefi kartal olmak isteyenlerin,
Kartal olabilmek için geçen ömrü,
Hangisi doğru, hangisi yanlış,
Bir bilinmezdir hayat.
Kimine göre çok bilinmeyenli,
Kimine göre tek bilinmeyenli basit bir denklem.
Sonunda kazanan olmak,
herkesin ortak dileği.
 

Beymelikli18

Onursal Üye
26 Eyl 2014
18,882
52,471
Kendi Koltuğunda
Bu sadece bir şiir yani insan yaşlandıkça rahatsızlıkları artıyor ve yapmak istediklerini yapamıyor tabiri caizse üşengeçlik yani tenbellik geliyor.Eskiden öylemiydi tazı gibi koşar bir solukta istediğimiz yere varırdık.Her işe koşardık.30 sene memurluk hayatı beni hem tembelleştirdi ve çok hareketsiz kalmamı sağladı.
Murtaza üstadımızın MaşaAllahı var her yer gidiyor çalışıyor,tarıyor, paylaşıyor.
Selamlar dostlar sizlere.
 

baybora

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
16 Şub 2012
893
4,656
İzmir
Beymelikli dostum, demek siz de benim gibi emekli memursunuz. Memurluk iş icabı hareketsiz bir çalışma biçimi. Emekli olunca daha da insan hareketsiz ve isteksiz oluyor. Ama insanı gençlikteki gibi canlı, diri ve her şeyi yapabileceğine dair faal kılan şey moral ve biraz da geçmişte yaşanıp da gerçekleştiremediğimiz türlü türlü şeyleri yaşlılıkta fazla kafaya takmak bence.
Ben bu olayı yaşadım. Yıllar önce yaptığım ve hayatımı olumsuz yönde etkileyen yanlış kararlardan dolayı, hep kafam oraya takılı kalmıştı. Bu durum insanın enerjisini, her gün değişik bir şeyler yaparak kendini aşmasını engelliyor. Tabii bunun sonucu daha fazla hareketsiz bir yaşam. Bilhassa bilgisayara kene gibi yapışma hastalığı da bunu katmerleştiriyor. En sonunda kalp sorunları yaşayıp, bypass'a kadar giden bir durumum oluştu.
Ama bu hareketsizlikten kastınız, bedenen ise, hiç durmayın, günde azar azar tüm saatlere yayılmış onar dakikalık beş veya altı yürüyüş bizi mutlaka sağlıklı yapar. Benim hatam günde bir kere yürüyüşle herşey tamam diye düşünmem oldu. Günün geri kalan onlarca saatlerde ise hep oturdum. Bu büyük hata tabii.
Hareketsizlikten kastınız faal olamamak, bir şeyler üretip, Murtaza Bey gibi paylaşamamak ise, bu da içinizdeki ben bunları onlar gibi yapamam diye kendinizi küçük görmektendir. Her birimizin başkalarında olmayan nice üstün özelliklerimiz vardır kimbilir. Bunlardan en önemlisi sabırdır bence. Ben bir şeyleri değiştireceğim diyeceksiniz ve harekete geçeceksiniz sadece. Ondan sonra tek yapmamız gereken doğru bildiğimiz yolda sabretmek.
 

Beymelikli18

Onursal Üye
26 Eyl 2014
18,882
52,471
Kendi Koltuğunda
Beymelikli dostum, demek siz de benim gibi emekli memursunuz. Memurluk iş icabı hareketsiz bir çalışma biçimi. Emekli olunca daha da insan hareketsiz ve isteksiz oluyor. Ama insanı gençlikteki gibi canlı, diri ve her şeyi yapabileceğine dair faal kılan şey moral ve biraz da geçmişte yaşanıp da gerçekleştiremediğimiz türlü türlü şeyleri yaşlılıkta fazla kafaya takmak bence.
Ben bu olayı yaşadım. Yıllar önce yaptığım ve hayatımı olumsuz yönde etkileyen yanlış kararlardan dolayı, hep kafam oraya takılı kalmıştı. Bu durum insanın enerjisini, her gün değişik bir şeyler yaparak kendini aşmasını engelliyor. Tabii bunun sonucu daha fazla hareketsiz bir yaşam. Bilhassa bilgisayara kene gibi yapışma hastalığı da bunu katmerleştiriyor. En sonunda kalp sorunları yaşayıp, bypass'a kadar giden bir durumum oluştu.
Ama bu hareketsizlikten kastınız, bedenen ise, hiç durmayın, günde azar azar tüm saatlere yayılmış onar dakikalık beş veya altı yürüyüş bizi mutlaka sağlıklı yapar. Benim hatam günde bir kere yürüyüşle herşey tamam diye düşünmem oldu. Günün geri kalan onlarca saatlerde ise hep oturdum. Bu büyük hata tabii.
Hareketsizlikten kastınız faal olamamak, bir şeyler üretip, Murtaza Bey gibi paylaşamamak ise, bu da içinizdeki ben bunları onlar gibi yapamam diye kendinizi küçük görmektendir. Her birimizin başkalarında olmayan nice üstün özelliklerimiz vardır kimbilir. Bunlardan en önemlisi sabırdır bence. Ben bir şeyleri değiştireceğim diyeceksiniz ve harekete geçeceksiniz sadece. Ondan sonra tek yapmamız gereken doğru bildiğimiz yolda sabretmek.
Aynen dediğiniz gibi pc ye kene gibi yapışık kaldım, hatta ben klavye o ekran içiçe yaşıyoruz.hiç yürüyüş yapamıyorum kendimi devamlı uykulu ve yorgun hissediyorum tabi bunlar hep şeker hastalığından oluyor.Ayrıca bir çuval ilaç da artısı..
Siz siz olun hareketsiz kalmayın.
 
Son düzenleme:

baybora

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
16 Şub 2012
893
4,656
İzmir
Bende pc'ye zaman zaman adeta yapışıyorum. Ama başıma gelenlerden sonra yoğurdu üfleyerek yiyorum. Bir saat geçtikten sonra hop kalkıp, bazen dışarıda, bazen de evin içinde bir on beş dakika hızlı yürüyorum. Bir saat sonra yine aynı şeyi yapıyorum. Bu yürüyüşlerimi özellikle de her yirmidört saatte beş altı defa tekrarlıyorum. Yorulursanız iki günde bir de yapsanız faydalı olur.
Sağlığınız için sizler de böyle yapın tavsiye ederim.
Şeker hastalığı sorununa gelince, bu konuda internetten önemli bilgiler edindim. Yürüyüşte devamlı olmak ve bazı gıdaları azaltıp, "özellikle GDO'lu olanları" hayatımızdan kaldırınca şeker sorun olmaktan çıkabiliyormuş. Tabii zaman alacaktır. Yine öteki mesajımdaki gibi burada da her şeyin başı sabır.
İnanmıyorsanız araştırın gerçek payı olduğunu göreceksiniz.
 

Beymelikli18

Onursal Üye
26 Eyl 2014
18,882
52,471
Kendi Koltuğunda
Bende pc'ye zaman zaman adeta yapışıyorum. Ama başıma gelenlerden sonra yoğurdu üfleyerek yiyorum. Bir saat geçtikten sonra hop kalkıp, bazen dışarıda, bazen de evin içinde bir on beş dakika hızlı yürüyorum. Bir saat sonra yine aynı şeyi yapıyorum. Bu yürüyüşlerimi özellikle de her yirmidört saatte beş altı defa tekrarlıyorum. Yorulursanız iki günde bir de yapsanız faydalı olur.
Sağlığınız için sizler de böyle yapın tavsiye ederim.
Şeker hastalığı sorununa gelince, bu konuda internetten önemli bilgiler edindim. Yürüyüşte devamlı olmak ve bazı gıdaları azaltıp, "özellikle GDO'lu olanları" hayatımızdan kaldırınca şeker sorun olmaktan çıkabiliyormuş. Tabii zaman alacaktır. Yine öteki mesajımdaki gibi burada da her şeyin başı sabır.
İnanmıyorsanız araştırın gerçek payı olduğunu göreceksiniz.
Günde 4 defa insülin iğnesi + şeker hapı kullanıyorum diğer hapları saymıyorum.
Eskiden sabahlardım pc başında.Şimdi pc benim başımda sabahlıyor tabletle birlikte..
Tablette 5-10 sayfa çizgi roman okuyorum arkadaş hemen uykum geliyor..
 

baybora

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
16 Şub 2012
893
4,656
İzmir
AŞAĞIDAKİ YAZI ALINTI OLUP, TAM SİZE GÖRE BİLGİLER:

10 adımda ilaçsız diyabet tedavisi
Diyabet ve Zayıflama Kürleri kitabında Dr. Ümit Aktaş çok net konuşuyor: Tip 2 diyabeti 3 ay içinde, 10 basit adımı izleyerek ilaçsız tedavi etmek mümkün.
Diyabet Türkiye'de patladı! 2010 verilerine göre tam 20,3 milyon Türk vatandaşı diyabet ve prediyabet hastası. Bugün bu rakamın daha da yüksek olduğu tahmin ediliyor. Modern tıp bu sorunu dozu artan ilaç ve işe yaramayan beslenme önerileriyle çözemeye dursun, Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş yazdığı kitapla olaya son noktayı koydu. Hayykitap'tan yayımlanan Diyabet ve Zayıflama Kürleri kitabında Dr. Ümit Aktaş çok net konuşuyor: Tip 2 diyabeti 3 ay içinde, 10 basit adımı izleyerek tam şifa ile tedavi etmek mümkün. Üstelik hiç ilaç kullanmadan!
2010 yılında yapılan TURDEP II Çalışması'na göre Türkiye'de 20 yaş üstü nüfus içinde 6,5 milyon diyabet, 13,8 milyon prediyabet hastası var. Bu çalışmaya göre, ülkemizde diyabet oranı %13,7, prediyabet oranı ise %28,7 olmuştu. 1998 yılında yapılan TURDEP 1 Çalışması'nda ise diyabet hastalarının oranı %7,2, prediyabet dediğimiz diyabete aday hastaların oranı ise %6,7 idi. Yani 12 sene içinde ülkemizde diyabet hastalığı iki katına çıkmıştı! Daha da vahim olanı, diyabete aday hasta sayısı tam dört kat artmıştı!
Bu rakamların yorumu çok basit:
•Diyabet ülkemizde hızla artıyor, hatta patlıyor!
•Son 50-60 senedir uygulanan Tip 2 diyabet tedavisi, diyabet hastalarına verilen beslenme önerileri hiçbir işe yaramıyor, hastaları daha çok hasta ediyor.
•Hastalık daha da ilerliyor, vücutta yaptığı tahribat giderek artıyor.
Tehlike Büyük, İlaçsız Tedavi Mümkün!
Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş yıllardır bu gerçeğin altını çizen, diyabetin ilaçlarla değil doğru beslenmeye dayalı bir yaşam modeli ile tedavi edilebileceğini iddia eden bir hekim. Aktaş'ın bu iddiasını birkaç ay önce tıp dünyasının en prestijli yayınlarından biri olan Lancet’ta yayınlanan bir çalışma da doğruladı. Bu çalışmanın bulguları tip 2 diyabetin ilaç kullanmadan, sadece diyet ve egzersizle iyileştiğini gösteriyordu.
Türkiye’de fitoterapi alanında eğitim alan ilk tıp doktorlarından biri olan Dr. Ümit Aktaş'a göre, eğer sağlıklı beslenmeye geri dönmezsek 40 yıl içinde nüfusun tamamı diyabetli olacak.
Aktaş, gelişen tehlikeyi şöyle tarif etti:
"Diyabet tedavisi için kılavuzlar, tedavi protokolleri vardır. Hastanın kan şekeri değerleri yüksekse hemen ilaç verilir. İlaçla birlikte hasta diyetisyene yönlendirilir. “Diyabet diyeti” adı altında bol bol tam tahıl ürünü içeren bir diyet başlanır. Hastaya, ‘siz diyabet hastasısınız, günde en az 130 gr. karbonhidrat içeren diyetlerle beslenmelisiniz’ denilir. Bir süre sonra verilen ilaç hastanın kan şekerini dengelemeye yetmez olur, ilacın dozu artırılır. Yetmez, başka diyabet ilaçları eklenir. O da yetmeyince insülin iğnesine geçilir. Hatta öyle bir noktaya gelinir ki, pankreas artık insülin üretememeye başlar. Tip 2 diyabet hastası, artık tip 1 diyabete terfi etmiştir!"
10 Adımda Tip 2 Diyabete İlaçsız Çözüm
Uyguladığı ilaçsız tedavi ile yüzlerce Tip 2 diyabet hastasına şifa veren Dr. Ümit Aktaş yılların birikim ve deneyimini Diyabet ve Zayıflama Kürleri kitabında topladı. İşte kitapta detaylarıyla anlatılan ve diyabeti ilaçsız tedavi eden 10 adımın özeti:
1. Şekerden uzak dur
Bir Tip 2 diyabet hastası tatlıdan, şekerden, hatta meyveden bile uzak durmalı. Bu bir hastalık ve pek çok diyetisyenin, doktorun önerdiği gibi azar azar her şeyden yiyerek Tip 2 diyabeti yenemez, olsa olsa daha da hasta olursunuz.
2. Ekmek ve tüm buğday ürünleri yasak
Vücut tatlı ile ekmek arasındaki farkı bilmez! Ekmek, makarna gibi tüm buğday ürünlerinin tamamı vücut tarafından şeker olarak algılanır. Üstelik modern buğdayın içindeki gluten molekülü de vücuttaki enflamasyonu artırarak diyabeti derinleştirir. Tip 2 diyabetten kurtulmak istiyorsanız ekmeği, buğday ürünlerini tamamen keseceksiniz.
3. İşlenmiş yiyecekleri hayatından çıkar
Endüstriyel olarak üretilmiş tüm yiyecekler katkı maddeleri, boyalar, kimyasallarla doludur. Vücuttaki enflamasyonu artıran bu toksik bombardıman, insülin direncini tetikler, Tip 2 diyabete zemin hazırlar, hastalığın ilerlemesine neden olur.
4. Bol bol sağlıklı yağ tüket
Sizi diyabetten koruyacak, Tip 2 diyabeti yenmenizi sağlayacak bir şey varsa o da sağlıklı yağlardır. Dengeli bir kan şekeri için diyetinizin başköşesinde tereyağı, soğuk sıkma zeytinyağı ve ceviz, fındık, badem gibi yağlı kuruyemişler olmalı. Eğer Tip 2 diyabeti yenmek, kilo vermek istiyorsanız sağlıklı yağlar tüketmelisiniz. Hem de bol bol.
5. Sebzeleri mevsiminde ye
Serada yetişmiş sebzeler, bitkiler bol miktarda tarım ilacı, hormon içerirler. Bu besinler yoluyla vücudunuza aldığınız toksik maddeler tüm hücresel fonksiyonları olumsuz etkiler, diyabeti derinleştirir. Sebzeleri doğanın size sunduğu mevsimde tüketin.
6. Probiyotik zengini beslen
Bol bol fermente gıda -ev yoğurdu, ev sirkesi , evde kurulmuş turşu, şirden mayasıyla yapılmış peynir- tüketin. Bağırsak floranızdaki dost bakterileri artırmak, kilo vermenize, insülin direncini kırarak tip 2 diyabetten kurtulmanıza yardımcı olur.
7. Omega-3 yağ asitlerinden faydalan
Tip 2 diyabet hastalığının tedavisinde etkisi kanıtlanmış besin takviyelerinden biri de omega-3 yağ asitleridir. Kilo kontrolüne yardımcı olan, insülin direncini kıran omega-3 yağ asitlerinden sağlıklı bir yaşam sürmek isteyen herkes faydalanmalı.
8. D Vitamini rezervini dolu tut
Tüm hücreleri etkileyen ve tüm metabolik fonksiyonlarda rol alan bu hormonun eksikliği insülin direncini artırır. Tip 2 diyabetle savaşta esas hedef bu direnci kırmak olduğuna göre, D vitamini değerlerinizin 80-150 nmol/L arasında olmasına dikkat etmelisiniz -güneşlenin, D vitamini zengini besinler tüketin ve gerekirse D vitamini takviyesi alın.
9. Bitkisel takviyelerden destek al
Diyetinizi insülin dalgalanmalarını, açlık ataklarını kontrol altına almaya yardımcı olan çörek otu takviyesi; diyabetle savaşan zeytinyağı özü ile destekleyin. Bu bitkisel güçlerin Tip 2 diyabetin tedavisindeki etkisi pek çok bilimsel araştırmayla kanıtlanmıştır.
10. Hareketli bir yaşam sür
Kan şekerini dengelemekte en önemli yardımcınız hareketli bir yaşam sürmektir. Anti-diyabet bir beslenme modelini egzersizle desteklediğinizde insülin direnciniz kırılacak, kan şekeriniz daha çabuk düzene girecektir.

Bu bilgileri Dr. Ümit Aktaş'ın aşağıdaki sitesinden aldım.



İyice inceleyin. Bunlarla size bir faydam olacaksa sevinirim.
Allah sabırla bu zorlu hastalıktan sizi kurtarsın.
 

Beymelikli18

Onursal Üye
26 Eyl 2014
18,882
52,471
Kendi Koltuğunda
AŞAĞIDAKİ

Bu bilgileri Dr. Ümit Aktaş'ın aşağıdaki sitesinden aldım.



İyice inceleyin. Bunlarla size bir faydam olacaksa sevinirim.
Allah sabırla bu zorlu hastalıktan sizi kurtarsın.
Çok teşekkür ederim sevgili dostum.Selamlar,saygılar.
 
Üst