Kübra'nın Günlüğü Listesi - Mehmet Serdar ATEŞ

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
KÜBRANIN GÜNLÜĞÜ LİSTESİ

Hikaye 01 : Ormanlar Yanmasın Çamlıca Çocuk Eylül 2016 Sayı 8
Hikaye 02 : Uçurtmanın Gözleri Çamlıca Çocuk Temmuz-Ağustos 2016 Sayı 7
Hikaye 03 : Duvardaki Resim Çamlıca Çocuk Mart 2016 Sayı 3
Hikaye 04 : Gökkuşağının Renkleri Karışmış
Hikaye 05 : Evimize Gelen Misafir İnsan ve Hayat Şubat 2013 Sayı 36
Hikaye 06 : Güneşi Takip Eden Yıldızlar İnsan ve Hayat Ocak 2013 Sayı 35
Hikaye 07 : Akıl mı, Zekâ mı? İnsan ve Hayat Aralık 2012 Sayı 34
Hikaye 08 : Büyükler Nasıl Mutlu Olur? İnsan ve Hayat Ekim 2012 Sayı 32
Hikaye 09 : Mekân Aynı Ziyaretçiler Farklı İnsan ve Hayat Eylül 2012 Sayı 31
Hikaye 10 : En Güzel Miras
Hikaye 11 : Bizim Köydeki Yardımlaşma
Hikaye 12 : Büyük Ninemin Oyuncakları
Hikaye 13 : Temiz Kalp
Hikaye 14 : Hayatı Görmek İnsan ve Hayat Aralık 2011 Sayı 22
Hikaye 15 : Çocukların Suçu Ne? İnsan ve Hayat Kasım 2011 Sayı 21
Hikaye 16 : Babalar Ne Zaman Duyar? İnsan ve Hayat Ekim 2011 Sayı 20
Hikaye 17 : Her Şeyde Bir Hayır Vardır İnsan ve Hayat Eylül 2011 Sayı 19
Hikaye 18 : Evliya Çelebi’nin İzinde İnsan ve Hayat Ağustos 2011 Sayı 18
Hikaye 19 : Paylaşmanın Mutluluğu
Hikaye 20 : Herkesin Bir Derdi Var
Hikaye 21 : Aile Toplantısı İnsan ve Hayat Mayıs 2011 Sayı 15
Hikaye 22 : Sınırsız Özgürlük
Hikaye 23 : Bir Musibet Bin Nasihattan İyidir İnsan ve Hayat Mart 2011 Sayı 13
Hikaye 24 : Kirlenmemek Güzeldir
Hikaye 25 : Bizi de Düşünün İnsan ve Hayat Mart 2012 Sayı 25
Hikaye 26 : Yolu Kısaltan Sohbet
Hikaye 27 : Yere Düşünce Kalkmasını Bilenler Rüzgargülü Dergisi Sayı 7 Nisan 2013
Hikaye 28 : Yavru Aslan Rüzgargülü Dergisi Sayı 2 Kasım 2012
http://www.cizgidiyari.com/forum/si...hikaye-29-kaybolan-iki-kardes.html#post493793 Rüzgargülü Dergisi Sayı 5 Şubat 2013
Hikaye 30 : Küçük Yunus Balığı Çocukça Dergisi Sayı 62 Mart-Nisan 2013
Hikaye 31 : Akıllı Çocuk ve Sadık At Çocukça Dergisi Sayı 73 Ocak-Şubat 2015
Hikaye 32 : Kral Sıkılırsa Çocukça Dergisi Sayı 72 Kasım-Aralık 2014
Hikaye 33 : Tembel Oğlanın Pişmanlığı Çocukça Dergisi Sayı 67 Ocak-Şubat 2014
Hikaye 34 : Serçe ile Küçük Fil Rüzgargülü Dergisi Sayı 3 Aralık 2012
Hikaye 35 : Hayat Kurtaran Bilgi Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 25, Mart 2018
Hikaye 36 : Asalet Çocukça Dergisi Sayı 68 Mart-Nisan 2014
Hikaye 37 : Çoban Ali ve Yavru Kurt
Hikaye 38 : Sercan'ın Bilemediği Soru
Hikaye 39 : Göle Taş Atmak Çocukça Dergisi Sayı 65 Eylül-Ekim 2013
Hikaye 40 : İnsanlar ve Ayılar Çocukça Dergisi Sayı 64 Temmuz-Ağustos 2013
Hikaye 41 : Zamanın Değeri Nerde Saklı İnsan ve Hayat Ocak 2011 Sayı 11
Hikaye 42 : Kuş Yemliği Projem Çamlıca Çocuk Kasım 2016 Sayı 10
Hikaye 43 : İşlem Sırası ve Planlı Hayat Çamlıca Çocuk Ekim 2016 Sayı 9
Hikaye 44 : Tilkinin Payı Çocukça Dergisi Sayı 74
Hikaye 45 : Boncuk Göz Rüzgargülü Dergisi Sayı 4 Ocak 2013
Hikaye 46 : Her Anımız Kayıt Altında Çamlıca Çocuk Ekim 2016 Sayı 11
Hikaye 47 : Kübra'nın Yönetim Şekli İnsan ve Hayat Mayıs 2012 Sayı 27
Hikaye 48 : Tahtına Oturmayan Kral Çocukça Dergisi Sayı 70 Temmuz-Ağustos 2014
Hikaye 49 : Ninemin Dua Hikayesi Rüzgargülü Dergisi Sayı 11 Ağustos 2013
Hikaye 50 : Yaşı Küçük Cesareti Büyük Kral Çocukça Dergisi Sayı 75-76
Hikaye 51 : Ağlayan Musluk Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 12 Ocak 2017
Hikaye 52 : Benim Babam Bir Kahraman Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 13, Şubat 2017
Hikaye 53 : Hayvanların Sesini Duyabilmek Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 14, Mart 2017
Hikaye 54 : Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 16, Mayıs 2017
Hikaye 55 : Taklacı Güvercinler Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 17, Haziran 2017
Hikaye 56 : İnsan Tatilde de Öğrenir Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 18, Temmuz-Ağustos 2017
Hikaye 57 : İki Göz, İki Kulak ve bir Ağız Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 20, Ekim 2017
Hikaye 58 : Köy Ekmeği Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 15, Nisan 2017
Hikaye 59 : Halil İbrahim Bereketi Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 21, Kasım 2017
Hikaye 60 : Akıl ile Ölçmek, Biçmek Lazım Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 22, Aralık 2017
Hikaye 61 : İyilik Kartopu Gibidir Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 23, Ocak 2018
Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 26/ Nisan 2018
Hikaye 63 : Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 30, Eylül 2018
Hikaye 64 : Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 38, Mayıs 2019
Hikaye 65 : Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 39, Haziran 2019
Hikaye 66 : Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 40, Temmuz-Ağustos 2019
Hikaye 67 : Çamlıca Çocuk Dergisi Sayı 41, Eylül 2019



MR5Erk.jpg





Hikayeler içerisinde vurgulamak istediğim konular
Erdem,
Güvenilir olmak,
itimat,
saygınlık,
Dürüstlük,
ilkeli olmak
Fazilet,
Sabırlı olmak,
Merhametli ve yardım sever olmak

Emanete hıyanet etmemek
Haksızlık ve adaletsizlik yapmamak

kanaat sahibi olmak
komşuları ile iyi geçinmek, komşuluk hakkı
ahde vefa sahibi olmak
hamiyetperver olmak



 
Son düzenleme:

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır

Değerli Dostlar,

Yazdığım her hikaye, yaşadığım, duyduğum yada okuduğum bir olayın kafamda oluşturduğu duyguların bir zaman sonra kurgulanması sonucu hikaye olarak ortaya çıkıyor.

Hikayelerimin çoğunluğu, hayatta yaşadıklarımdan oluşuyor.
Bazıları çocukların hayal dünyasının gelişmesi amacıyla yazılıyor.
Bazıları da dost sohbetlerinden ortaya çıkıyor.


İlk çocuk hikayem "Beyaz Kedi" 1988 yılında bir zorunluluk üzerine doğaçlama olarak kurgulandı. Bu hikaye ile süt içmeyen ve sütü sevmeyen birçok çocuk süt içti.
Ancak pedogojik olarak içinde şiddet içerdiğinden İnsan ve Hayat Dergisinde yayınlanmadı. Bu olay bana çocuk hikayesi yazmanın inceliklerini öğretti.

Çocukların yaş seviyesi, onların temiz dünyası, kelime dağarcığı, hayal dünyaları gibi bir çok etken çocuk edebiyatında önemliydi.

Her yazdığım hikayede bu konulara önem vermem gerekiyordu.
Konu seçiminin ilginç olması tek başına yeterli değildi.

Günümüzde giderek değer kazanan "ÇOCUK GELİŞİMİ ve EĞİTİMİ" hikaye yazarken çok önemli olmaya başladı.

İşyerinde ücretsiz dağıtılan 4 adet hikaye benim bu konuda doğru yolda olduğumu görmeme yardımcı oldu.

Bir iş adamı kendi çocukları ve torunları için 4 adet hikaye yazmış ve bunları resimletip ücretsiz olarak dağıtmıştı. Bizim iş yerindeki bayanlara da bu kitaplar verilmişti.

İş arkadaşım bayan "Bu kitaplar çocuklara göre değil, kızıma okudum ve onun soruları, gözündeki korku ifadesini görünce kitabı okumakla hata yaptığımı anladım." demişti.

Yazar cami havlusuna bırakılan ve polis tarafından sahiplenilen bir bebeğin gerçek yaşam hikayesini filtrelemeden yazmıştı. Yetişkinler için doğal bir konuydu.

Ancak hikayeyi dinleyen çocuk, polisin güzel hareketlerini değil de doğrudan kendisini örneklemişti.

"Anne bebeği neden annesi cami bahçesine bırakmış?"
"Bebeği sevmiyor muymuş?"

Dikkat kilit soru geliyor.
"Sen beni bırakmazsın değil mi?"
"Sen beni seviyorsun değil mi?"
"Sen ve babam beni bırakmaz değil mi?"

...
...
İşte hikaye konusu ve seviye bu sebeple önemli...

Dil ve kelime dağarcığı, hikayeyi çocuğa okuyan tarafından telafi edilebilir.

Hiç kimse doğuştan yazar olmuyor elbet.
Biz de öğrenmeye devam ediyoruz.

Burada bazı hikayelerimin hikayelerini sizlerle paylaşmayı amaçlıyorum.
Şuana kadar yazdığım bütün hikayeleri burada paylaşamayabilirim. Hikayelerimin bütün haklarını "Çamlıca Basım Yayın ve Tic. A.Ş." devrediyorum. Bu sebeple izin almam gerekebilir. Bazılarının sadece isimlerini vereceğim. Ancak hikayenin hikayesini yazabilirim.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocukça Dergisinde yayınlananlarda sıkıntı yok. Onların tüm hakları bana ait.

Güzel ve faydalı olacağını ümit ediyorum.

Mehmet Serdar ATEŞ


295186_4131209731421_745331634_n.jpg
 
Son düzenleme:

Lobador

Çeviri & Balonlama
21 Tem 2015
1,263
9,896
Sayın Mehmet Serdar Ateş,

Öncelikle yazmış olduğunuz çocuk hikayelerinden dolayı sizi tebrik etmek isterim. Gerçekten hikayelerin küçük çocukların hayal dünyasında çok önemli yeri oluyor ve bana göre gelecek kişiliklerinin oluşmasında da bu hikayeler, masallar, kitaplar çok önemli yer oynuyor. Bu yüzden yapmış olduğunuz işin çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Bu hikayeleri ve hikayelerin de hikayelerini bizimle paylaştığınız için de teşekkür eder, başarılarınızın artarak devam etmesini dilerim.

Saygılarımla..
 

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Sevgili Mehmet,
Çizimlerinizin telif haklarını da "Çamlıca Yayınevine"mi devrediyor sunuz. Yoksa sadece hikayeler mi?

Yoksa hikayeye göre ortaya çıkan karakterlerin yayın hakları otomatik olarak mı yayınevine devroluyor...

Nasıl bir anlaşmanız var?

Dolayısıyla yapmış olduğunuz işte hem karakterler hem de hikaye için ayrı ayrı telif hakkınız var...

Saygılar üstadım...

Değerli dostum Motion,

Çizimleri ben yapmıyorum. Ben sadece hikayeyi yazıp elektronik ortamda gönderiyorum. Hikaye yayın kurulunca inceleniyor. Yayın kurulunca çocuk gelişimi uzmanları, edebiyatçılar ve pedegoglar var. Uygun görülürse önce tashihi yapılıyor. Bazen tashihle ilgili benden teyid alınıyor. Daha sonra anlaşmalı çizerlere gönderiliyor. Bu arada tarafımla yayın hakkı devri ile sözleşme imzalanıyor." Yazarlarda olduğu gibi çizerlerle de yayın hakkı anlaşması yaptıklarını biliyorum. Ben çizim işini profesyonel olarak yapmıyorum. Sadece amatörce, çizerken huzur bulduğum için yapıyorum. İş temposu bazen beni bunaltıyor. Çizimle rahatlıyorum.
 
Son düzenleme:

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır: Ormanlar Yanmasın

Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır
Haber Kaynağı :

Ormanlar Yanmasın

14502696_782962345179630_6359301745831916946_n.jpg


Hikaye 01 : Ormanlar Yanmasın Çamlıca Çocuk Eylül 2016 Sayı 8


Kütahya Orman Bölge Müdürlüğü İzin İrtifak Şube Müdürlüğü görevini yürüten Savaş(Mehmet) Serdar Ateş, çocukları anlamayı seviyor ve hayatı kurguladığı hikayelerle onlara aktarmayı da Hikayeleri İnsan ve Hayat, Rüzgargülü, Ankara Büyükşehir Belediyesi Çocukça ve Çamlıca Çocuk dergilerinde yayınlanıyor.

Kütahya Orman Bölge Müdürlüğünde İzin ve İrtifak Şube Müdürlüğü görevini yürüten Savaş(Mehmet) Serdar Ateş çocuklara güzel mesajlar vermeyi amaçlayan “Ormanlar “Yanmasın” başlıklı hikayesi hakkında şunları söyledi:

“Hikaye konularımda kendi tecrübelerim gibi etrafımdaki arkadaşlarımın yaşadıkları da etkili oluyor. Görev yaptığım Kütahya Orman Bölge Müdürlüğünde iş gereği etkileşimde olduğum orman mühendisi arkadaşlarımla konuşurken onların orman yangınları hakkında anlattıklarından bir konu dikkatimi çekti. Hikaye özelliği vardı. Yanan alanların yeniden orman yapılması yasal bir zorunluluk. Bu işlem sırasında yangın öncesi yanan alanda yaşayan hayvanların bir şekilde yangından kurtulduktan sonra evlerine, habitatlarına geri dönme arzularına yardımcı olacak bir uygulama anlatıldı. Orman teşkilatının bu uygulaması ilginçti ve özeldi. Yönetici konumundaki bu arkadaşların anlattıkları içerisinde benim hikayeye konu edebileceğim husus; yanan ormanlar yeniden dikim için hazırlanırken, yanık bile olsa ara ara yanık ağaç bırakılmasıydı. Kuşlar, atmacalar, şahinler, doğanlar ve sincap gibi hayvanların bölgelerini yeniden yurt edinebilmeleri için çok önemliydi.

Çamlıca Çocuk Dergisinin Eylül 2016 sayısında yayınlanan Ormanlar Yanmasın hikayemi yazmama en büyük etken, Orman Teşkilatının bu incelik anlayışı oldu. İnsan çalıştığı kuruma karşı kurumsal aidiyet ile bağlı olmalı. Orman teşkilatı aidiyet duygusu olarak, etkileşim içerisinde olduğu gerek ağaçlar olsun gerekse hayvanlar olsun çok özel. Bu sebeple ormancılıkla ilgili ilginç bulduğum konuları hikayelerimde paylaşmaya gayret ediyorum. Kütahya Orman Bölge Müdürlüğünde çalışmamım hikayelerimde avantajı da var. Orman teşkilatı çocuklarla etkileşimi çok olan bir kurum. Çocuk tiyatrosu olan ender kurumlardan birisi, Sincap Tiyatrosu var, Sincap çocuk dergisi var fidan bayramını çocuk merkezli icra ediyor. Bu açıdan da çok şanlıyım. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza orman sevgisini aşılama noktasında sürekli çalışmalar yapan Kütahya Orman Bölge Müdürlüğü, yaptığı etkinliklerle çocuklarda çevre bilinci, doğa sevgisi, ağaç ve orman sevgisi konularında belli bir bilincin oluşmasına katkı sağlıyor.”

Kütahya Orman Bölge Müdürlüğünde Şube Müdürü olarak görev yapan Savaş (Mehmet) Serdar Ateş’te yazdığı hikayeler ile çocukların çevreye ve doğaya karşı duyarlı bireyler olarak yetişmesinde anlamlı bir çaba harcıyor.


14462974_782962348512963_1658106936419895647_n.jpg


14494632_782962351846296_8614587418180388760_n.jpg


14390631_782962375179627_936427148440593112_n.jpg
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır: Akıllı Çocuk ve Sadık At

Hikaye 31 : Akıllı Çocuk ve Sadık At Çocukça Dergisi Sayı 73 Ocak-Şubat 2015


Bu hikayeyi 2002 yılında yazmıştım. Çocuklarım henüz küçüktü. Onlara sürekli hikaye kitapları alıyordum. Onların kişisel gelişiminin ve geleceğinin doğru bir şekilde şekillenmesi benim önceliklerim arasındaydı.
İşte bu yıllarda çocuk edebiyatı konularını çok iyi bilmemekle birlikte ilk hikayelerimi yazmaya başladım.

Bu hikayedeki konu çetin geçen bir kış, karlarla kaplı orman ve "kurt" saldırısı üzerine kuruldu.

giphy.gif


1980'li yılların başında okuduğum bir çizgi roman beni çok etkilemişti.
Bir dağ evine sığınan kahramanımıza kurtlar saldırıyordu. Bu macera benim hafızamda yer tutmuş, hikayeme ilham kaynağı olmuştu.

Sadece bu mu?
Tabi ki hayır. Bir de çocukken annemin anlattığı kurt saldırısı ile ilgili hikaye vardı.

Kış günü aç kalan kurtlar obadaki evlerine bir gece saldırmış, kapılarını sıkıca desteklemişler... Ateş yakarak, yanan ağaçlarla kurtları kovmuşlar.

15965128_1234687259919758_7512240955249968044_n.jpg


Ayrıca orman köylüleri kışlık yakacak odunlarını kış gelmeden ormandan getirmek zorundaymışlar. Şuan da öyle. Orman idaresinden izin almak şartıyla ihtiyaç adı altında odun alıyorlar.

İşte bu üç konu birleşti ve yukarıda size sunduğum hikaye ortaya çıktı.

İyi Okumalar

 
Son düzenleme:

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır: Her Ânımız Kayıt Altında

Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır: Her Ânımız Kayıt Altında

15622746_1816031592018926_9009886130531886761_n.jpg


Çağımızda teknoloji son suratla gelişirken, hayatımızı da çepeçevre çevrelemektedir. Bu hızlı ilerleme yaşamımıza güzellikler katmakta ancak bazı güzelliklerimizi de alıp götürmektedir.

Anne ve babalar olarak çocuklarımızı bu teknolojik gelişimin zararlarından korumak, onların kişisel gelişimine olumlu etkide bulunmak en önemli görevlerimiz arasında yer almaktadır.
Çocuğun gelişiminde oyun çok önemli yer tutar.
Oyun arkadaşlıktır, yardımlaşmadır, takım çalışmasıdır, liderliktir, hayatı tanımaktır, insanları tanımak ve anlamaktır, düşene el uzatmaktır, bazen arkadaşını sırtına almak birlikte başarıya koşmaktır. Bu tanımlamalar uzar gider...

Teknolojik oyunların çocuklara, onların temiz dünyasına ne çok zararlar verebileceğini uzmanlar anlatıyor.

Bu hikayede amaç, anne ve babanın çocuklarla ilgilenmesi, onlara arkadaşları ile birlikte mutlu olacakları, düşünecekleri, keşif yapacakları bir oyunu oynatması ve çocukların isterlerse her konudan kendilerine oyun üretebileceklerinini öğretmesi.

Çocuklar yada ebevynler bu ve benzeri birçok oyun üretebilir.
Büyüklere biçilen görev, onlarla çocuk olmak değil. Onlara hedef verebilme...

Hikaye okununca belki başka bir anlam yüklenebilir. Her ânımızın kayıt altında olması da var işin içinde.

Ancak benim hikayede amaçladığım; çocuklar için oyun üretmek, yada onların oyun üretmesi.
Onların zihinsel ve bedensel gelişimlerine faydalı olacak oyunları oynamalarını sağlamak.

Buraya kadar anlattıklarım işin büyükler bölümü.

Hikaye çocukların okuması için yazıldığına göre, "çocuklar için ne var?" sorusuna gelince.

Sonunda ödül olan her oyun çocuklar için güzeldir. Kazanmak, yenmek, öne çıkmak ve "mutlu olmak" oyunun temel amacını oluşturur.

Hikayemizde oyun oynamak için çocuklara görev olarak; "bizim her ânımızı kayıt eden ve takip eden teknoljik cihazları saymayı" verdik.
Çok eğlendiler, eğlenirken de düşündüler,düşünürken de öğrendiler.

Gerçi hikayemizde oyunun bir kazananı olmadı. Ancak onlar mutlu oldular. Oyunun bir amacı da oyun oynayanları mutlu etmek değil miydi?

Amaç hasıl oldu.

Bundan yaklaşık kırk yıl önce. Karlı bir günde abim ve ben eve hapis olmuştuk. Dışarı çıkamıyorduk. Bir oyun bulmalıydık. üretici zekamızı devreye soktuk ve buğulanan camı silip, "sağ taraf senin, sol taraf benim."
dedik.

Sağdan gelen arabalar benim ve ben sayıyordum. Soldan gelen arabalar da onun. O da soldan gelen arabaları sayıyordu.

Evin içi cıvıl, cıvıl olmuştu. "Üç oldu, işte dört de geliyor. Seni geçtim. Oleyyyy!"
"Hayatta en çok sevdiğim şeylerdendir; çocukların oyun oynarken çıkardıkları sesler. Bazıları sevmese de ben severim. Evimizin önündeki çocukların sesleri, sitenin bahçesindeki oyun oynayan çocuk sesleri hep ilgimi çekmiştir. Gülümsememe ve mutlu olmama sebep olmuştur. Belki de bu yüzden çocuk hikayesi yazmayı seviyorum. Onlar mutlu olsunlar diye. Ağlayan, üzülen çocuk görmek istemiyorum. Onlar hep gülsün. Onlara gülmek, mutlu olmak yakışıyor." (anti parantez anlatayım dedim.)

40 yılı geçkin zaman oldu.

Hâla hatırlıyorsam abimle oynadığımız bu araba sayma oyununu, demek ki güzel bir oyun olmuş. İnternetsiz, Laptopsuz, tabletsiz, akıllı telefonsuz günlerdi o günler.

Ne güzel günlerdi o günler. İnsanlardan kaçmaz, mahallede oyun oynayan birlerini görsek hemen biz de dahil olurduk. Sosyaldik. Şimdiki gibi sosyal olmayan "sosyal medyalar" gibi değil.

Gülerken güldüğümüzü herkes görürdü. Üzüntümüzü de görür, dert ortağı olurlardı.

Şimdi sosyal medyada 3000 arkadaşın olsa ne yazar. Hastalanınca elini tutamıyorsa...

İYİ OKUMALAR

 
Son düzenleme:

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır: Kuş Yemliği Projem

Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır: Kuş Yemliği Projem

15095600_1801108570177895_6171300352046771093_n.jpg



Her yer beton, her yer taş,
Bulabiliyor mu kuşlar bir tas aş,
Dili yok ki garibim, söylesin,
Lisanı olmuş gözünden akan yaş.


Her sabah işe giderken bakmadan geçemem, Belediyenin kapattığı bir kanalın havalandırma betonuna...

Betonun üzerine duyarlı insanlar ekmek, buğday, bazen yemeklerinden artan bulgur pilavı ve kap kap su koyarlar... Ürkek bakışlı kuşlar gelip buradan açlıklarını giderirler.

İşte "kuş yemliği projem" isimli hikayemi yazmamı sağlayan sebep budur.

Birkaç defa ben de bulgur, çekirdek getirdim. Ertesi gün ilk işim kuşlar getirdiklerimi yiyorlar mı diye bakmak oldu.

İşte böyle duygularla kurgulandı hikaye...

Beraber yaşamak zorunda olduğumuz canlıları düşünmek insani bir görevdir.

Bu bilinçle yetişen ve yetişecek nesillere katkı sağlamak dileğiyle...
 
Son düzenleme:

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır: İşlem Sırası ve Planlı Hayat

Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır: İşlem Sırası ve Planlı Hayat

11220904_1778632722425480_7371892332537861149_n.jpg


Dünyada var olan her şeyin bir sistematiği vardır. Yüce Yaradan sistemler üzerine kurulu alemler yaratmıştır. Etrafımızdaki her nesnede bir sitem ve plan görürüz. İster makro ölçekte olsun ister mikro ölçekte. Gelişi güzel bir şey yoktur.

Hâl böyle olunca yaşamdaki faaliyetlerimiz de bir plan üzere olmalı dedik çocuklarla.

Altıncı sınıf matematik konularında çocuklar matematikte işlem sırasını görürler.

Birçoğu işlem sırasının gerekliliğini anlayamadığından başarılı olamaz. Oysa ki bu konu matematiğin temellerindendir. İleriki yıllarda hep karşısına çıkacaktır.

Sosyal medyada sıklıkla karşılaşırsınız.

"Aşağıdaki soruyu şuana kadar bilen çıkmadı!!!"

Bu sorular genelde işlem sırası ile ilgilidir.
Mesela : 5 + 2 x -2 + 1 x -6 + 3 x 0 gibi,

15823482_1850246611919903_6898191792307338063_n.jpg


İşlemi doğru yapanlar yazsın :)

Ya da aşağıdaki kuralı uygulasın

Matematikte Standart İşlem Sırası
-Çoklu işlemlerde işlem öncelikle, soldan sağa doğru yapılır. Parantez var ise ilk önce üslü sayılar sonra ise parantez içindeki işlem yapılır. Sonra çarpma-bölme, son olarak da toplama-çıkarma şeklindedir.

Tabi ki hikayedeki amacımız çocuklara matematikte işlem sırası konusunu öğretmek değildi.
Bu hikayede çocuklara hayatta da işlem sırası olduğunu göstermeye çalıştık.

Araba yıkarken her seferinde aynı sıranın takip edildiğini gözlemledik.

İnşaat mühendisi plan çizip ev yaparken hiç çatıdan başlar mı? inşaata dedik.

Kısacası; onları düşünmeye ve anlamaya sevk ettik.

Matematikte işlem sırasını somut örneklerle anlamlandırmasına yardımcı olmaya çalıştık.

Hikayeden kısa bir parağraf;
"İŞLEM SIRASI VE PLANLI HAYAT

Bugün okulda matematik öğretmenimiz işlem sırası konusunu anlattı. Matematik işlemlerinde belli bir sıra takip edilmezse sonuç doğru çıkmazmış. Konuyu akşam babama sordum. Babam "Bir konuyu anlamak için onun neden gerekli olduğunu bilmek gerekir. Aslında hayatımızın her aşamasında işlem sırası vardır. Mesela ben kapıdan eve girerken anahtarla kapıyı açmasam içeri girebilir miyim ? ... "


İYİ OKUMALAR


14484588_1773831496238936_8853578738385455825_n.jpg
 
Son düzenleme:

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır: Uçurtmanın Gözleri

Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır: Uçurtmanın Gözleri

13886270_1741552256133527_7108731955735334196_n.jpg


Her insanın içerisinde bir uhdedir uçmak.

Kuşlar gibi göklere çıkıp, süzülmek, sorti yapmak, yer çekim kuvvetine meydan okumak.

Bu hikayemde çocukların hayal dünyasına uçurtma ile dokunmak istedim.

Her çocuğun geleceğinde, kişilik oluşumunda önemli yer tutacak anne ve babanın onlarla birlikte olması, değer vermesi, fedakarlık yapması, uçurtma uçurması...

Aile olmanın güzelliği... Her çocuk bu içtenliği ve samimiyeti tatmak ister.

Anne ve babasının yanında olmasının verdiği güven ile kırlara uzanıp hayal kurdu kızımız Kübra...

Uçurtmada göz oldu. Kartalla arkadaş oldu.

İyi de oldu hani.

İyi Okumalar

Hikaye 02 : Uçurtmanın Gözlerihttp://www.cizgidiyari.com/forum/sizden-gelenler/104925-hikaye-2-ucurtmanin-gozleri.html Çamlıca Çocuk Temmuz-Ağustos 2016 Sayı 7

 
Son düzenleme:

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır: Taklacı Güvercinler

Çocukken komşumuz teras katında taklacı güvercinleri beslerdi. Ben de bazen onları imrenerek seyrederdim. Havada takla atışları çok güzel olurdu. Bazen onlara yaban güvercinleri de imrenir takla atmaya kalkalardı. Tabi ki beceremezlerdi. Onların bu hali bana komik gelirdi.

Çamlıca Çocuk Dergisi nin Haziran 2017 sayısında bu konuya bizim Kübra değinmiş. Güzel okumalar dileğimle...


18813445_10211460528621740_3946049792799661844_n.jpg
 

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır: Hayatı Görmek

2011 yılında gerçek bir olaydan hareketle yazdığım bu hikaye bugün yine tekraralandı. Ne ilginçtir ki yine bir karga yavrusu ağaçtan düşmüş, bir kedinin saldırısına uğramıştı. Bu seferki olay Kütahya'nın merkezinde Alopaşa Camii bahçesinde meydana geldi. Kalabalık bir topluluk camii bahçesine bakıyordu. Saat 09:30 civarıydı. Kedinin karğa yavrusuna yaptığı hamleye anne ve baba kargalar canları pahasına karşılık vermiş ve yavrularını kedinin ağzından kurtarmışlardı.

İlk raundu kazanan ve kediyi yavrularının yanından kovan kargaların sesleri o kadar şiddetliydi ki Sevgi yolundan geçen insanlar "Ne oldu? Ne oluyor?" diye sormadan geçemiyorlardı.

Doğal yaşama müdahale konusunda tecrübelerim, temkinli davranmamı gerektiyor. İçimden bir duygu yavruya yardım et derken, bir başka tecrübe ise anne, baba kargaya ve Allah'a havale et. Doğrusu bu diyor.

İnşaAllah kazanan kargalar olur.



06.06.2017
Mehmet Serdar ATEŞ
 

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır

Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır; Ben Affederim Ama Hücrelerim Affetmez

camlicacocuk_dergisi_Kubra-Gunlugu.jpg


Çok sevdiğim değer verdiğim bir arkadaşım ile işten çıkmış onun arabası ile mesai sonrası simit çay eşliğinde muhabbet yapacaktık. Şoför koltuğunda o, hemen yanına da ben bindim. Henüz ülkemizde sigara konusunda yasaklamalar yapılmamıştı. Araçta sigara içmek serbestti. Ve arkadaşım büyük bir keyifle sigarasını çıkardı tam yakacakken bana "Abi hakkını helal eder misin? Arabada, yanında sigara içsem" dedi.
Başta da söylediğim gibi çok değer verdiğim bir arkadaşımdı. Nasıl helal etmem diyebilirdim. Onun kalbini kıramazdım. Nasıl kendim sigara içmiyorsam onun da içmesini ve sigara nedeniyle sağlığından olmasını istemediğim için "Ben hakkımı helal ederim ama hücrelerim helal eder mi onu bilemem" dedim.
Bu söz arkadaşımın çok hoşuna gitmişti. Kırmadan incitmeden onu ikaz etmek istediğimi anlamış ve methiyeler dizmişti.
Bu sözü hiç unutmadı. Ben unutsam da o hep hatırlattı. Şimdilerde sigarayı bırakmış. Bu beni çok mutlu etti.

İşte bu hikayenin kurgu temeli böyle bir anı ile başladı.

Geçenlerde bu hikayeyi sosyal medyada paylaşınca görmüş ve bana mesaj yollamış. "Bu sözü hatırlıyorum. :)" diye...

Hikayeyi yazmama sebep sadece bu olay değil tabi ki...

Sigara yüzünden yiten hayatlar gördüm,
Bazen pasif içici olarak duman altı oldum, boğuldum,

Kızımız Kübra Günlüğünde sigara konusunda bir hikaye daha yazmıştı. 2011 yılı olması lazım.
Bu hikaye okuyucu tarafından altına en çok yorum yazılan hikaye olmuştu. İnsan ve hayat Dergisinde yayınlanmıştı.



Bu hikaye yaşanmış gerçek bir olaydan hareketle yazılmıştı.



Bir nesli kaybettik belki, ancak geleceğimiz, gözümüzün nuru olan çocuklarımızı bari bulaştırmayalım diye yazıldı bu hikaye...


 
Son düzenleme:

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır; Aslımız Yörükmüş

Her Hikayenin Bir Hikayesi Vardır;

Haziran_754x500-Site_754x500-Site_4.jpg


Çamlıca Çocuk Dergisinin Eylül 2019 Sayısında yayınlanan "Aslımız Yörükmüş" hikayesinin konusu, Kütahya'nın Simav İlçesinde bir Orman Mühendisi ile, toplumun, gençlerimizin giderek başkalaşması, özenti gençliği haline dönüşmesi muhabbeti esnasında ortaya çıkmıştı.

Biz Türklerin yörük kültüründen uzaklaşmamamız gerektiğini, yörük kültüründe mücadele ruhunun olduğunu, kıl çadırlarda, zor şartlarda yetişen atalarımızın boyunduruk altına alınamadığını, o dönemde gençlerimizin savaşçı ve mücadeleci olarak yetiştiğini anlatmıştı.

İşte o gün kendisine "bu anlattıklarını çok beğendiğimi ve bu konu üzerinden bir çocuk hikayesi yazacağımı" söylemiştim.

Bir süre sonra da yazdım. Tarkan'ın kurtların üzerine bindiği gibi, yörük çocukların koçların üzerine binişini yazdım. Yazarken çocukluğumu yaşadım. Bizlerde köyde koyun gütmüş, merkebe binmiş, çok küçükken koç sırtına çıkmıştık.


İ
 
Son düzenleme:

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,325
Köy denilince başka bir boyuta geçerim.Zamanında kağnı sürmüş, düvene binmiş ,koyun ,sığır gütmüş,çoban köpeğiyle azığını paylaşmış biri olarak.
Aristokrat bir aileden gelmedik nede zengin ve varlıklı bir ailenin ekonomik koşullarından çıktık.
Alın teri ve bileğin hakkıyla bir yerlere geldik.
Şehirli olmanın romantizmini yıllar sonra tattık.
Ama köyün ,idarenin,gecenin,karanlıktaki yalnızlığın , bir köpek havlamasının bende yarattığı güven hissini hiç unutmadım.
Köy benim için doğa demektir.
Huzurun binbir rengi,ışığın yedi rengi demektir.
Kocaman dağların,yıldızlı akşamların ve yanındaki ateşin anlamını bilmektir.
Çok teşekkür ederim.
Başarılarınızın devamını dilerim.
 

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Köy denilince başka bir boyuta geçerim.Zamanında kağnı sürmüş, düvene binmiş ,koyun ,sığır gütmüş,çoban köpeğiyle azığını paylaşmış biri olarak.
Aristokrat bir aileden gelmedik nede zengin ve varlıklı bir ailenin ekonomik koşullarından çıktık.
Alın teri ve bileğin hakkıyla bir yerlere geldik.
Şehirli olmanın romantizmini yıllar sonra tattık.
Ama köyün ,idarenin,gecenin,karanlıktaki yalnızlığın , bir köpek havlamasının bende yarattığı güven hissini hiç unutmadım.
Köy benim için doğa demektir.
Huzurun binbir rengi,ışığın yedi rengi demektir.
Kocaman dağların,yıldızlı akşamların ve yanındaki ateşin anlamını bilmektir.
Çok teşekkür ederim.
Başarılarınızın devamını dilerim.

Değerli abolardis,

Köy yaşamını çok güzel özetlemişsin. Ben her sene kış ve yaz tatilimde bir fırsatını bulur köye kaçardım.
Orada arkadaşlıklar bir başkaydı. Bir emeği bölüşür, her yeri gezerdik.

Su akan çayın önüne bent yapar, yaptığımız suni gölette yüzerdik yada köyümüz tabiri ile çimerdik :)

Biz büyüdük,
çay kurudu.
Su akmaz oldu,
sel gelmez oldu.
Çocuklar çimmez oldu,
Kahkaha sesleri sustu,
Üzüm bağları söküldü,
Bağ bozumu unutuldu.
Hakiki üzüm pekmezinin yerini,
Nişasta bazlı pekmez aldı.
Şimdi insanların yüzü soldu,
Nerede sıksan kan çıkacak yanaklar,
Hepimiz soluk benizli olduk.

Çocuklarımız ve torunlarımız için hayırlısı
 

Mehmet Serdar Ateş

Onursal Üye
4 Ara 2009
969
3,351
Kütahya
Kübra'nın Günlüğü İçimdeki İyilik İsimli Kitaptan

ORMANLAR YANMASIN


[URL="www.youtube.com/watch?v=MRhgxJ7irgY&list=TLPQMTAwMTIwMjFa2gHFi3Q_Pw&index=2"
[/URL]
 
Üst