Biz babalarimizdan guzel bir Istanbul bulduk ya cocuklarimiz ne bulacak ?

mimar777

Süper Üye
1 Tem 2013
586
3,435
Gecen gunu Zagor ile bir konuda Polonezkoy'un yakinda imara acilacagi dolayisiyla talan baslayacagi haberi vardi . Oraya bir cevap yazacaktim sonra bunun Istanbul geneli ile ilgili oldugundan ayri bir baslik ile acmayi tercih ettim . Istanbul hepimizin ... Tum Turkiye'nin sehirleri onemli bizim icin ama Istanbul'un apayri bir onemi var hepimiz icin ... Ben dogma buyume Istanbulluyum demek ayri bir onur gibidir cogumuz icin ... Bu sayfada Istanbul'un tarih icindeki nufus acisindan seyrini yazdim ; birde nostaljik fotograflar ... Fotolar kucuk olcek ama internet ortaminda buyuk ebatta bulunabilir. Simdi Istanbul'un ilk onemli problemi nufustan baslayacagim. 1970'lerde 2-2,5 milyonluk bir Istanbul'da Polonezkoy guzel bir ayricalikti ama o zamanlar Kazlicesme ve Halic disinda hemen heryer temiz ve bakirdi yani dokunulmamisti yada az dokunulmustu . Bugun hayal bile edemeyeceginiz yerlerde piknik yapabilirdiniz . Trafikte bu nufusa ve o gunlerin teknolojisine paralel cok azdi ve zahmetsizdi. Ve Istanbul'da Avrupa yakasinda Topkapi'dan cikinca Istanbul'dan ayrildiginizi hissederdiniz ; Asya yakasi da zaten Pendik'e kadar birbirinden kopuk kucuk tatil beldeleri gibiydi Feneryolu ; Idealtepe ; Suadiye ; Bostanci gibi ....Bugun neredeyse 7-8 misli nufusa erisen ve bir ucu Silivri'den diger ucu Gebze'ye dayanmis koca ve yasli sehir Istanbul'da geriye donusu olmayan kararlarla Polonezkoy gibi birkac az dokunulmus yere tecavuz etmek yerine akli basinda kararlar alip kalici cozumler bulmali. Kim bulacak peki ? Orada bir duralim ... Burada bence en onemli sorunlardan birini yazacagim belki biliyorsunuz belki bilmiyorsunuz ... Bugun Mimarlar Odasi bir insan olsa ve olse vede cenaze namazinda hoca NASIL BILIRDINIZ diye sorsa ben VALLA HOCA EFENDI HIC IYI BILMEZDIM derdim ... Kizginmiyim ? Evet ! Niye mi ? Anlatayim ... Gezi olaylarina doneyim gecenlerde gezi olaylarinin ilk gununden itibaren gezide olan yasitim mimar arkadasimdan dinledigim gercek su idi : Taksim Gezi Parkinda agac sokme hadisesini ilk duyan ve duyuran Taksim Mimarlar Odasi subesinden 10-15 arkadasin olay yerine mudahale edip sonrada sosyal medya ve telefon yoluyla diger meslekdas ve cevre duyarlisi arkadaslara ulasip oradaki direnisin buyumesini saglamasi ... Sonrasi malum ; bir yana duyarli insanlarin direnisi ; bir yanda bu olayi provoke eden illegaller ; bir yanda polis ; bir yanda ...bir yanda ... Simdi burada elbette iki-uc agac onemli ...Onemli de ; dunyanin tum buyuk sehirlerinde kamunun kullandigi genel alanlarda ; onemli ve meshur yerlerdeki her turlu duzenlemeyi oranin ya sorumlu MIMAR ODALARI yada MIMAR KURULUSLARI ; onemli ve tecrubeli mimarlarin gorusleri cercevesinde vede juriligi ile ulusal yada uluslararasi PROJE YARISMALARI ile belirler ve de uygulamasini saglar ... Bu oncelikle etik geregi ODALARIN gorevi vede sorumlulugundadir. Haa sonunda uygulayip uygulamamak yerel yonetimlerin yada ilgili bakanliklarin tasarrufundadir. O zaman yaygara baslar yaptindi yapmadindi diye ? Simdi lutfen bir vatandas olarak gidin sorun ; MIMARLAR ODASI TAKSIM ICIN NE YAPMIS YADA YAPTIRMIS ? Ben soyleyeyim : BIR HIC !
Birde Polonezkoy'u sorun : Onun icinde bir calismasi yoktur .
Sen ODA olarak Istanbulumuza sahiplenmezsen ; onune gelen Taksim'e camide yapar kilisede ... Yarinda bakarsin Polonezkoy ; sanayi sitesi ve fabrikalara gebe kalir ; o zamanda onune aslanlar gibi dikilir heryer Polonezkoy heryer direnis diye baslarsin...
Ne guzel bir sozumuz var : CUVALDIZI KENDINE ; IGNEYI BASKASINA BATIR diye ... Fazla bas agritmayayim cozum oncelikle SEHIR PLANLAMACILARI ; MIMAR-MUHENDISLER ve dolayisiyle TURKIYE MIMAR MUHENDISLERI ODASI'ndan geciyor eger biraz yuruyus ve harici siyaset yapmayi birakip ISTANBUL'a projelerle ve fikirlerle sahip cikarlarsa ; Istanbul'a tecavuze yeltenenler onlerinde kapi gibi PROJELER bulurlar. O zaman yapsinlar bakalim kafalarina gore projeler gorelim !....
BIZLER BABALARIMIZDAN YASANILABILIR BIR ISTANBUL BULDUK VE GUZEL YASADIK AMA COCUKLARIMIZI DUSUNUYORUM ACABA ONLARA NE BIRAKACAGIZ ?
SAYGILARIMLA ...

istanbul1qvq.jpg

istanbul2psp.jpg
 

gandor08

Yönetici
6 Ocak 2013
18,364
141,486
Abi çok güzel yazmışsın teşekkür ederim. Ama bu dert sadece İstanbulda yok. Hemen hemen her yerde bir işgalcilik devam ediyor. Kala kala dedik güzelim bakir Karadenizimiz var diyorduk, son 10 yıla baktığınızda oralarıda kaybetemeye başlandı. Şimdilerde de yaylalara ulaşım amaçlı yol planlarının olduğunu duyuyoruz. İyimi kötümü kafamız pek basmıyor ama şunu biliyorumki, yabancılar bizi bizden iyi biliyor, neyi nerden alacaklarınıda iyi biliyorlar. Her şey bir oyun.

7 yıl önce köydeydim. (Artvin) 3 tane Fransız öğrencisi sırtlarında çantaları ile kapımızdan geçerken çevirdik, misafir ettik. Fransada spronsorları vasıtasıyla dünyayı ana yollar haricinde yürüyerek dolaşmaya çıkmışlar. Birisi maden mühendisliği son sınıf, birisi bilgisayar mühendisi, öbürünü hatırlayamadım. Yol güzergahlarına baktım, yaylalar, uç tepelerin ara yolları yani bizlerin pek dikkat etmediği alanlar. Ellerinde her tür imkanları var. Devletten izin almışlar proplem yok ama, ne amaçla geziyorlar. Endemik bitkiler bizde, hayvanlar bizde, madenin envai cinsi bizde ve en önemlisi su kaynakları bizde baya bir var. Kafam basmadı ama biz gene misafirperverliğimizi gösterip karınlarını doyurduktan sonra bir tanede sıcak köy ekmeği verip yolcu ettik.

Şimdilerde Artvinde büyük barajları geçtim hesler baya baya fazlalaşmaya başladı. Sonuç ne olacak ? Meçhul?

Bir ton madeni çıkartmak için 4 ton suya ihtiyaç varmış. Sonuç bu, ne kadar insanlarımızı buralarda insansızlaştırabilirlerse o kadar onların işine gelecek heme suya hemde madene ulaşabilecekler.

Bizde kimselere derdimizi anlatamıyoruz bile.
 

mimar777

Süper Üye
1 Tem 2013
586
3,435
sorumluluk ...

Abi çok güzel yazmışsın teşekkür ederim. Ama bu dert sadece İstanbulda yok. Hemen hemen her yerde bir işgalcilik devam ediyor. Kala kala dedik güzelim bakir Karadenizimiz var diyorduk, son 10 yıla baktığınızda oralarıda kaybetemeye başlandı. Şimdilerde de yaylalara ulaşım amaçlı yol planlarının olduğunu duyuyoruz. İyimi kötümü kafamız pek basmıyor ama şunu biliyorumki, yabancılar bizi bizden iyi biliyor, neyi nerden alacaklarınıda iyi biliyorlar. Her şey bir oyun.

7 yıl önce köydeydim. (Artvin) 3 tane Fransız öğrencisi sırtlarında çantaları ile kapımızdan geçerken çevirdik, misafir ettik. Fransada spronsorları vasıtasıyla dünyayı ana yollar haricinde yürüyerek dolaşmaya çıkmışlar. Birisi maden mühendisliği son sınıf, birisi bilgisayar mühendisi, öbürünü hatırlayamadım. Yol güzergahlarına baktım, yaylalar, uç tepelerin ara yolları yani bizlerin pek dikkat etmediği alanlar. Ellerinde her tür imkanları var. Devletten izin almışlar proplem yok ama, ne amaçla geziyorlar. Endemik bitkiler bizde, hayvanlar bizde, madenin envai cinsi bizde ve en önemlisi su kaynakları bizde baya bir var. Kafam basmadı ama biz gene misafirperverliğimizi gösterip karınlarını doyurduktan sonra bir tanede sıcak köy ekmeği verip yolcu ettik.

Şimdilerde Artvinde büyük barajları geçtim hesler baya baya fazlalaşmaya başladı. Sonuç ne olacak ? Meçhul?

Bir ton madeni çıkartmak için 4 ton suya ihtiyaç varmış. Sonuç bu, ne kadar insanlarımızı buralarda insansızlaştırabilirlerse o kadar onların işine gelecek heme suya hemde madene ulaşabilecekler.

Bizde kimselere derdimizi anlatamıyoruz bile.

Avrupa'da bircok ulke kendi iclerindeki problemi cozmus orada takip ettigim kadari ile bircok isin sorumlulugunu hukumet degil sivil toplum kuruluslari ; meslek odalari ustleniyor vede onlarin aldigi kararlar cogu zaman hukumetleri bile baglayici oluyor. Birlesmis Milletler her nekadar genel yapisi itibari ile iflas etmis bir kurulus olsada bazi alt kuruluslari gercekten guzel calisiyor. Mesela U.N.O.P.S. diye bir bolumleri var ; dunya uzerinde siyasi ve idari belirsizlikleri olan ulke yada bolgelerde [ ornegin , Kosova , Kibris , Filistin, Afganistan gibi ...] onemli yerlerin restorasyonlarini yada duzenlemelerini yada okul ; hastane gibi ihtiyac gerektiren projeleri internet ortaminda actigi ihalelerle uluslararasi sirketlere yaptiriyor finansini da kendi sagliyor. Benim Italyan ortagimla Sudan'da bazi projeler yapmistik . Bunu yazmamin nedeni artik dunya globallesti yani kimse kabul etmesede bir gun gelecek sinirlar kalkacak ; belki bizler gormeyecegiz ama bir gun dunyada herkesin olacak . Evet belki bir ruya ama bu dunyada baris istiyorsak ; bu olmali ... Ve bu bugunden baslamali ; tek bir agaci bile korumaliyiz ama bir agaci korumak icinde koca bir sehiri yakmayacagiz . Bunun boyle olmasi gerektiginide hukumetlerden once STK'lar yapmali. CUNKU HUKUMETLER DEGISIR AMA STK'LAR HEP OLMAK ZORUNDA AMA SIYASETEN DEGIL HALK ICIN ... VATAN ICIN ... Merak etme bir gun bir Fransiz sunu yazacak : " .... önce köydeydim. 3 tane Turk öğrencisi sırtlarında çantaları ile kapımızdan geçerken ..." diye ...! Tabii eger hepimiz ayni bilincle bu vatana sahip cikarsak ... :wbtr:
 

gandor08

Yönetici
6 Ocak 2013
18,364
141,486
Abi olay bir bakıma çok hoşuma gitti, hatta sordum çat pat izniniz varmı diye, öyle durumlarla karşılaşıyoruz ki anlatamam.

Ama sizin dediğiniz gibi S.T.K.lar çok önemli de, onlarda ne yazıkki yeşili görünce su koyuveriyorlar.

Fransaya gitmesine gerek yok çocuklarımızın Vatanımızı dolaşsalar bu amaçlarla o bile yeter. Ama çok zor. Güçler dengesi sürekli değişen bir ülkede yaşıyoruz, bu geçmiştede böyleydi gelecektede böyle olur. Değişmez bir cografyanın tam ortasındayız. Elimizdekine sahip çıkalım başka bir şey istemem.

ama bir yüzyılın bitmesine az kaldı. Bu millet her yüzyılda önemli bir uğraşıya girmiş ve yüzünün akıyla çıkmıştır. Zaman her şey zamana bağlı.

Bizlere düşen sadece ve sadece doğru bir insan olmak doğru bir baba anne olarak çocuklarımızı yetiştirmek. Her şey ailede bitiyor.
 

mimar777

Süper Üye
1 Tem 2013
586
3,435
Dogru

[sıze="3"]abi olay bir bakıma çok hoşuma gitti, hatta sordum çat pat izniniz varmı diye, öyle durumlarla karşılaşıyoruz ki anlatamam.

Ama sizin dediğiniz gibi s.t.k.lar çok önemli de, onlarda ne yazıkki yeşili görünce su koyuveriyorlar.

Fransaya gitmesine gerek yok çocuklarımızın vatanımızı dolaşsalar bu amaçlarla o bile yeter. Ama çok zor. Güçler dengesi sürekli değişen bir ülkede yaşıyoruz, bu geçmiştede böyleydi gelecektede böyle olur. Değişmez bir cografyanın tam ortasındayız. Elimizdekine sahip çıkalım başka bir şey istemem.

Ama bir yüzyılın bitmesine az kaldı. Bu millet her yüzyılda önemli bir uğraşıya girmiş ve yüzünün akıyla çıkmıştır. Zaman her şey zamana bağlı.

Bizlere düşen sadece ve sadece doğru bir insan olmak doğru bir baba anne olarak çocuklarımızı yetiştirmek. Her şey ailede bitiyor.
[/sıze]

cok dogru soyluyorsun ... Turkıyemız bıze yeter ...oylesıne zengınlıklere sahıp bır ulkeyız kı... Galıba bır tek bu topraklarda yasayanlar bunu ıyı ıdrak etmıyor. Tum dunyanın gozlerı bu topraklarda ; o yuzden kırlı eller hep uzerımızde ... Tek cozum : Bırlık ve beraberlık ıle ıyı ve bayragını-vatanını seven nesıller yetıstırmek ...
 

denizkara

Yeni Üye
28 Mar 2010
61
44
denizci
“Depreme karşı yeniden yapılanma projesi”, yani eski evleri yıkma projesi, aslında “Ayakkabı kutularını doldurma” projesi ve depremle falan hiç alakalı değil, deprem paravan, hırsızlık devasa boyutta ve organize, deprem meprem tamamen palavra, gerçekten yıkılması gerekenler var, ama tamamını yıkıp avantayı arttırma yolundalar, üstelik mahkemeye bile veremiyorsun, yani tam anlamıyla Veba, “Ekonomi iyi, olsun benim karnım doyuyor ya; hırsızlık varsa var, bana ne” diyenlerden olamıyorum, İstanbul’un talanı; asrın en büyük soygunu şu anda, üstelik dünyada.

Yakalananlar; hiç ama hiç bir şey, asıl babaları her gün seyrediyoruz, o gökdelenler çok değil; 30-40 sene sonra başa bela olacak, olsun ama, avantalar akmaya devam ediyor, “Şirket” çalışıyor, acımasızca.
 

tabure

Guest
14 Eki 2011
621
2,016
Bastiani Kalesi
Ben size bir olay anlatayım, Avrupalı ile aramızdaki fark nereden kaynaklanıyor anlayın, çevre bilinci neymiş öğrenin.

Fransa'nın güneylerinde kırsal bir kesimde 5-6 kişilik bir grupla birlikte yürüyoruz, ben 18-19 yaşlarındayım. Hepimizde sırt çantası. Pet şişeden su içtim, şişe bitti. Genciz ya, düşünmüyoruz o kadarını, taşımamak için şişeyi yol kenarına attım. Benden birkaç yaş küçük bir İtalyan kızı, gitti şişeyi aldı, kendi çantasına koydu. Bana hareket yaptı ya, ben de alkışladım. O da döndü, burası çöplük değil doğa dedi... İşte onlarla aramızdaki fark, bundan kaynaklanıyor, yetiştirilme tarzından, doğayla içiçe yetişerek, ya da şehirde yaşıyorlarsa bile çocukları, gençleri sürekli doğayla haşır neşir olacak aktivitelere göndererek dimağlarında çevre bilinci oluşturuyorlar küçük yaşlardan.

Bizim eğitimimiz ise bu değerleri kazandırmıyor, her iş bizde iş olsun diye yapılıyor, olması gerektiği gibi değil...Köşe dönücülük ya da üniversiteye bir şekilde kapağı atma öğretiliyor okullarda, ondan sonra da ortalıkta çevre bilinci olmayan, birbirinin üstüne basarak, ortalığı talan ederek zengin olmaya çalışan, ben köyden geldim diyen ama bir şirket kurup müteahhit olduktan sonra doğayı katlederek birbirinin aynı kişiliksiz siteler yapıp, ilk fırsatta 30 tane lüks araba, uçaklar yatlar alıp caka satan görgüsüz şark kurnazlarıyla doluyor etrafımız....
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,039
75,338
hiçbiryerde :)
715, Arap saldırıları ile İstanbul nüfusunun yarısı,
1200, Haçlı seferleri ile üçte ikisi,
1453, İstanbul'un fethi ile beşte dördü,
1927, Cumhuriyet kurulurken üçte biri "GİTMİŞ"...
1980'den sonra beş yılda nüfus iki katına çıkmış...
Tarihsel olaylar nasıl da dramatik olarak etkilemiş şehirde yaşayanları...
Şehir hayatı konusundaki tespitleriniz çok yerinde,
biz de kendimize çuvaldızı sokup, o 10-15 kişinin
yanında olduk mu yeterince diye sormalıyız...
 
Son düzenleme:

mimar777

Süper Üye
1 Tem 2013
586
3,435
Dogru

715, Arap saldırıları ile nüfusun yarısı,
1200, Haçlı seferleri ile nüfusun üçte ikisi,
1453, İstanbul'un fethi ile nüfusun beşte dördü,
1927, Cumhuriyet kurulurken nüfusun üçte biri "GİTMİŞ"...
1980'den sonra beş yılda nüfus iki katına çıkmış...
Tarihsel olaylar nasıl da dramatik olarak etkilemiş nüfusu...
Şehir hayatı konusundaki tespitleriniz çok yerinde,
biz de kendimize çuvaldızı sokup, o 10-15 kişinin
yanında olduk mu yeterince diye sormalıyız...

Dogru ustadim elestirmeye gelince mangalda kul birakmayiz ama destek lazim olunca televizyon ekranindan seyrederek destek oluruz.
 

KARAOĞLAN

Onursal Üye
2 Şub 2010
3,004
20,630
Gaziantep
1453 İstanbul'un Fethi

1453 Yılında İstanbul'un nüfusuna dikkatinizi çekerim.Yani; Kadını,erkeği,çocuğu,yaşlısı,sakatı ve askeriyle 36.000 kişi. "Fatih"in 200.000 yeniçeri ile saldırıp zar zor aldığı şehirin nufusu sadece bu kadar. Bu istilayı resmi tarih, bu ülkenin insanlarına çağ açıp kapayan büyük fetih gibi ,her yıl 29 Mayıs günü yutturmaya devam ediyor.
 

Shoryuken

Yönetici
9 Nis 2013
4,043
20,204
Kamlançu
1453 Yılında İstanbul'un nüfusuna dikkatinizi çekerim.Yani; Kadını,erkeği,çocuğu,yaşlısı,sakatı ve askeriyle 36.000 kişi. "Fatih"in 200.000 yeniçeri ile saldırıp zar zor aldığı şehirin nufusu sadece bu kadar. Bu istilayı resmi tarih, bu ülkenin insanlarına çağ açıp kapayan büyük fetih gibi ,her yıl 29 Mayıs günü yutturmaya devam ediyor.

Üstadım böyle düşünüyorsunuz, iyi hoş güzel de kimsenin burnu da mı kanamadı o tarihte? O kadar dehşetli çarpışmalardan sonra nüfusun beklenenden düşük olması normal değil mi? Çağ açıp çağ kapama mevzusu da sadece bir şehirin alınmasını ifade etmiyor. Bu tarih kale savunmalarının toplar karşısında artık iflas ettiği, derebeyliklerin ortadan kaldırılıp merkezi devletlerin güçlenmeye başladığı, bilimin, felsefenin, teknolojinin doğudan batıya doğru yola çıktığı tarihtir. Her ne kadar beğenmesek te Avrupa 1453 tarihini Orta Çağ için önemli bir tarih olarak kabul eder. Wikipedia Orta Çağ (Middle Ages) makalesine bakılabilir.



Her ne kadar çağları son dönem tarihçileri belirlemiş olsa da ben de bu tarihlendirmeleri kabul edemiyorum. O çağdan çıkılıp şu çağa girildi denilen dönemlerde bu durumdan etkilenen sadece belirli bir bölge oluyorsa neden cihanşümul bir tarihlendirme yapılıyor? Bunun gibi onlarca soru ortada duruyor. Velhasıl üzerinde konuşulması, tartışılması gereken konular bunlar. Bir taraf sıkı bir şekilde "Çağ açıp çağ kapattık" derken, bir başka taraf "Ne çağı be, olsa olsa musluk kapatmışsınızdır" gibi olayı basitleştirirse işin içinden çıkılmaz, hatta daha ileri gidilirse kamplaşmaya neden olabilir.
Sözü fazla uzatmayayım, konu İstanbul ve sorunları olmaktan çıkıp tarih tartışmasına dönmesin. İstanbullu arkadaşların "çözüm" önerileri konuyu daha renklendirecektir diye düşünüyorum. Biz Anadolu'dan ne kadar konuşursak konuşalım sonuçta onlar belirliyor rotayı :)
 

tabure

Guest
14 Eki 2011
621
2,016
Bastiani Kalesi
İstanbul, Anadolu'da yaşayanlar için cazibe merkezi olmaya devam ettikçe, ülkeyi ve şehri yönetenler de göçü durdurmak, alternatif cazibe merkezleri ve yerleşimler inşa etmeyi düşünmedikçe İstanbul'un mahvoluşu ve talanı sürecektir. Hani ekonomide meşhur bir yöntem vardır, onu İstanbul'da "Bırakınız Gelsinler, Bırakınız yerleşsinler" olarak uyguluyor yönetimler. Bunun sonu gelir mi, nüfusu hızla artan ve bu konuda hiçbir önlem alınmayan bir şehir yaşanılamayacak hale gelir, geldi de. Bir de şimdi Suriyeliler çıktı, sokaklarda mezbeleliklerde yaşayan, nasıl geliyorsun, burada ne yapacaksın diyen yok, sınır açılmış elini kolunu sallayan geçiyor, İstanbul'a kadar gelebiliyor.

Benim ailem bu şehre 1700'lerde gelmiş, ben de 100 dönüm arazi üzerindeki aileye ait 4 katlı bir evde doğdum, çocukluğum doğa ile içiçe geçti, şu anda ise betondan ucube binalar içinde sıkışmış kalmış durumdayız ve artık bu şehirden kaçıp gitme kararını vermek üzereyiz.
Zülfü Livaneli'nin Leyla'nın evi romanı da tam da bu konuları anlatır, İstanbul'daki bu durmayan nüfus hareketini, göçü ve evlerin sürekli el değiştirmesini...

Bir arkadaşım var, sohbet ediyorduk geçenlerde. Çalıştığı şirkette iki sene önce, buna Güney Anadolu bölgesini vermişler, morali çok bozulmuş, en kısır bölge diye düşünmüş, diğerlerinde Marmara, Ege, Akdeniz vs gelişmiş bölgeler var, primleri onlar götürecek diye. Ama ilginç bir şey olmuş, sene sonunda tahsilatta birinci olmuş o bölgeyle. Abi diyor, para oradakilerde imiş meğer, devletin kuralları orada biraz yumuşak işliyor, ticaret yapan çoğu kişi akaryakıt ve diğer kaçakçılık türleri vs iyi para kazanıyormuş. Zaten baktığında diye ekledi, örneğin bir kasabada ilçede, büyük bir bayilik almış aile, diyelim ki bir Coca-Cola, ya da bir araba markası bayiiliği, veya bir petrol istasyonu milyonlar kazanıyorlar, zaten abisi, amcası belediye başkanı veya parti ilçe başkanı, araziler, iskanlar vs cepte, sıkıştıkları zaman arazi satıyorlar, gene düzlüğe çıkıyorlar, ayrıca aynı aşiret içinde acayip bir dayanışma var, kolay kolay kimseyi batırtmıyorlar dedi.
Peki dedim bu kadar parayı ne yapıyorlar diye sordum, ne yapacaklar dedi, İstanbul'da ve diğer büyük şehirlerde yatırım yapıyorlar, iş kuruyorlar veya emlak alıyorlar. Sen İstanbul'da yapılan bu kadar büyük site, gökdelen'deki yüz binlerce daireyi İstanbul'lular mı alıyor zannediyorsun dedi. Yok dedim alamıyoruz, doğayı katledip İstanbul'u çirkinleştiren bu yapılardan almak da istemem zaten diye cevap verdim

Olayın özü bu işte, Anadolu'da bir şekilde kazanılan paralar çoğu zaman Anadolu'da kalmıyor, oraların refahı için harcanmıyor, rant amaçlı olarak, büyük şehirlere özellikle de İstanbul'a akıyor.
Bugün 81 ilde üniversite var deniyor, ama millet İstanbul'da okumak için birbirini yiyecek neredeyse, zaten Üniversite bittikten sonra da burada iş bulup yerleşmek varken kafada, Anadolu ancak, bayramlarda büyükleri ziyaret etmek için gidilen bir fon olarak kalıyor sadece.
 

kral911

Süper Üye
12 Ocak 2010
3,050
1,503
sean connery kısmında hata var..resimdeki film sahnesi agatha cristienin doğu expresinde cinayet filmine ait..sean amca bondu hiç bıyıklı canlandırmadı..:)
 

KARAOĞLAN

Onursal Üye
2 Şub 2010
3,004
20,630
Gaziantep
Üstadım böyle düşünüyorsunuz, iyi hoş güzel de kimsenin burnu da mı kanamadı o tarihte?

Elbette" burnu kanayan" çok olmuş. Baksana 1477 yılında nüfus 14.803 e düşmüş.
 

mimar777

Süper Üye
1 Tem 2013
586
3,435
biyikli bond

sean connery kısmında hata var..resimdeki film sahnesi agatha cristienin doğu expresinde cinayet filmine ait..sean amca bondu hiç bıyıklı canlandırmadı..:)

dogru soyluyorsun Kral ; ama bende netin yalancisiyim :9 Istanbul icin dokuman bakarken ekrana takildigi icin ekledim ama sonucta adamimiz ayni : SEAN CONNERY
Severim Irlandali hemserimizi ...
Birde bu arada ISTANBUL'un fethi esnasinda ; oncesinde ve sonrasindaki Istanbul nufusu ile ilgili arkadaslarimiz polemige girecek gibi gorunuyor bence hic girmesinler . Buradaki rakamlar ilk resmi nufus sayimi olana kadar tamamen hayali ... Yani birisi nete bir koseye 1453'te nufus bir milyondu diye yazsa altinada kelli felli bir Ingiliz profesorunun adini yazsa vede dostlarimiz ona inansa o zaman Fatih Sultan Mehmed'imiz bir milyona yakin insani oldurme unu ile mi tarihe gececek . Bak ne guzel azicik insani oldurup tarihe gecmis... Arkadaslar olen insana yada ne olmus bitmise bakmayin . Bugun ISTANBUL bizim ve onun vede onu bize fethederek armagan edenlerin kiymetini bilelim. ATAMIZ ILE OVUNMEYELIM DE KIMINLE OVUNELIM ? :D
 
Üst