Sipru sayı 02_ 16 Mart 1971 Tek Sayfa Tarama ve Düzenleme

Doktor Kim

Aktif Üye
17 Mar 2011
325
14,124
Sipru sayı 02_ 16 Mart 1971 Tek Sayfa Tarama ve Düzenleme

Sevgili dostum Caretta tarayıp bana gönderdi.Bende tek sayfa olarak düzenledim.
Bu Bir CARETTA_ZAMANGEZGİNİ ortak çalışmasıdır.
2. ve 3.sayılarınıda paylaşacağız.Sırada Kinova 4 ve Tombraks cilt 253 bekliyor.Sürprizlerimiz devam edecek..

Arka fona kağıt dokusu ekledim.
Ressam Hayri kapak resmine imzasını atmış ama, kapak resmi Franquintarafından çizilmiş...

Bir Serüven Klasiği, Spirou/Sipru/

Spirou, kendi kuşağımın adlandırmasıyla Sipru, Fransa-Belçika çizgi roman ekolünün gerçekten önemli çalışmalarından biri. Özellikle Batı Avrupa’da Tenten, Asteriks ya da Red Kit ölçüsünde tanınırlığı olan, taklit edilen, takdir gören bir çizgi roman dizisinden söz ediyoruz. Spirou, tarihsel geçmişleri nedeniyle daha çok Tenten ile kıyaslanır (ki burada yerel üretimlere kaynaklık eden Tintin ve Spirou dergileri arasındaki rekabeti de hesap etmemiz gerekiyor). Belçikalı çizgi roman tarihçileri, Tenten ya da Spirou fanları arasında hayli komik münakaşalar yaşandığını belirtiyorlar. Spirou’nun Tenten’i modelleyerek üretildiği iddia ediliyor örneğin… Spirou’nun daha yerel bir karakteristik taşıdığı da söyleniyor, millilik vurgusu dahi yapılıyor. Türkiyeli okurlar olarak biz bu iddia ve rekabetten pek haberdar olmadık. Uzun yıllar Tenten ve Sipru, küçük yayınevlerinde kopyalanarak siyah beyaz yayınlandığı için eserlerin özgün niteliklerini de bilemiyorduk. Bizi sürükleyen her iki çizgi romandaki serüvenci yöndü.

Spirou’nun serüvenleri ekseriyetle dünyaya, haliyle Paris’e yönelik büyük bir tehdide karşı verilen mücadeleye dayanır. Çılgın bir bilim adamı, intikamcı bir kötü, yeni bir enerji kaynağı, tehlikeli bir silah, büyülü bir sıvı, tekinsiz yolculuklar, büyük sırlar, dünya tarihini değiştirecek keşifler, Spirou evreninin eksilmez unsurlarıdır. Onu ve arkadaşlarını olağandışı bir gelişmenin içinde biteviye hareket halinde görürüz. Her şey kıyametvari bir finale doğru gider ve yine her şey, hiçbir şey olmamışçasına kendi olağan seyri içinde durulur. Dünya, Fransa, Paris, doğa, insanlık ve bazen küçük bir kabile ölümden, dönüşü olmayan bir sondan kurtulur. Serüvenin bitiş karelerinde Spirou ve yakın arkadaşı Fantasio’yu güneşlenirken, meyve kokteyli içerken veya tatil havasında vakit geçirirken görürüz…

Kuşkusuz böylesi bir serüven klişesinin en ünlü imgesi James Bond’tur… Onu yeni araçlarla, pahalı ve eksantrik mekanlarla hatırlarız genellikle… Sarkastik ve iyimserdir, narsistik ifadeleri ve sınırsız bir özgüveni vardır. Bond’un popülerleştiği yılların nükleer savaş ihtimali ve endişesiyle yaşandığını hatırlayalım. Sadece Bond değil o yıllardaki hemen tüm serüven külliyatı global tehditlerle, milyoner kötülerle, ileri teknoloji ürünü araç ve silahlarla uğraşıyordu. Anlatılarda garip örgütler ortaya çıkıyor, Amerika ile Sovyetler arasındaki kutuplaşmadan faydalanarak günbegün büyüyordu. Örgüt üyelerinin tek tip kıyafetleri, Nazileri andıran hiyerarşileri, güçlü sadakatleri ve ölümcül eylemleri vardı. Nükleer başlıklı füzeleri, denizaltıları, metruk bir adada sönmüş bir yanardağ içinde konuşlanmış dehşetengiz üsleri vardı. Bilim adamlarını ya satın almışlardı ya da önemli bir tanesini şantajla tutsak etmişlerdi. Füze(ler), Kremlin, Beyaz Saray ya da Eyfel Kulesine çevrilmişti işte!. Televizyonlarda başkanlar, profesörler, siyasetçiler konuşuyordu; dünyanın sonu geliyordu vs… Bugün serüven hikâyeleri borsa spekülasyonları, internet şifreleri, banka hesaplarının boşaltılması, uydular, download edilen bilgiler, cep telefonları, mobese kameralar vs üzerinden geliştiriliyor… Bond hikâyeleri bu yeni döneme ayak uydurmuş durumda…

Spirou, geçmişine bakılırsa, o denli değiştirmedi kendini… Klasik sayılması, nostaljiyle hatırlanması değişim eksenini ister istemez daralttı diye düşünüyorum. Tenten, Asteriks ya da Red Kit gibi bir dönem hikâyesi değildi Spirou. Hep “bugünü” anlatan, teknoloji ile doğayı, silah ile ruhu, makine ile duyguyu çatıştıran serüvenlere sahipti. Günümüzde geçen futuristik öğeler içeren bir anlatı, “yarın” arkaik kalma riskini taşır. Bugün normal gelen bir ışın tabancası on yıl sonra komik kaçabilir. Türkiye’de Spirou’yu modellediğini düşündüğüm Bülent Arabacıoğlu da En Kahraman Rıdvan dizisinde en çok bu sorunla karşılaştı. Bir western çizgi romanında bilim kurgu ya da fantastik öğeler kullanabilirsiniz. Araçlar, ayrıntılar ve tiplemeler arkaik, sakil, demode olabilir, çünkü hikâye zaten tarihte yaşanıyordur. Oysa bugüne geldiğimizde ayrıntıların eskiliği bir gerçeklik sorunu yaratabilir. Naif ve komik görünebilirsiniz… Spirou, naif veya komik olmak için futuristik ögeler kullanmıyordu. Hatta ilk tasarımlarına bakılırsa öncüydü, anaakım çizgi romanları etkileyecek kadar yenilikçiydi. Bu yenilenme sürdürülmedi, tersi oldu, süper silahlar, devasa araçlar ve alelacayip diğer şeyler nostalji ve sevimlilik adına sahiplenildi. Spirou, neşeli bir futuristik evrende serüvenlerini yaşamaya devam ediyor. Eskisi kadar bugünü yakalamak derdinde olunmadığı görülebiliyor.

En başta söylenmesi gerekenleri sona ayırdık. Spirou, farklı yazar ve çizerlerce üretilmesi nedeniyle ayrıca ilginçtir. Bugün bilinen anlamıyla araştırmacı gazeteci Spirou’nun serüvenci dünyasını, diziyi 1948-1968 yılları arasında üreten Franquin yarattı denebilir. Bir önceki on yılda ünlü auteur Jijé’nin katkısını, çıkardığı altı albümü göz ardı ediyor değilim ama diziyi temellendiren asıl olarak Franquin bana göre. Türkçede yayınlanan Sipru serüvenlerinin çoğunluğu onun üretimleridir. Fournier’in 1970-80 yılları arasındaki kimi üretimleri de kopyalanarak kullanıldı bizde. Nic & Cauvin (1983-4), Tome & Janry (1984-1998) diziyi devam ettiren diğer üreticiler. Desen Yayıncılıktan çıkan iki albüm ise dizinin 2004-8 arasındaki üreticileri olan Morvan & Munuera’nın çalışmaları. Bu kadar çok isim olunca yayınevi ile üreticiler arasında telifle ilgili anlaşmazlıklar olması kaçınılmazdır. Franquin, Spirou’dan ayrıldıktan sonra dizideki tiplemelerden birini, Marsupilami’yi bağımsız albümlerle çizmeye başladı. Tome & Janry, Küçük Spirou adlı bir başka diziye kalkıştılar vs. Yine yakın dönemlerde Fransa’da Spirou’nun manga biçiminde çizilerek sürdürülmesi gündeme gelmişti. Oshima manga tarzında kısa bir Spirou çizdi hatta…

Özetle, Spirou Avrupa çizgi roman tarihinin önemli bir kilometretaşıdır. Farklılaşması, arayışları, başarıları, yeknesaklaşması, telif tartışmaları, endüstriyel bir tasarıma dönüştürülmesi gibi yönleriyle çizgi romanın estetik ve ticari deveranlarını da iyi yansıtır. Çizgi roman sanatının ne zaman biçim değiştirdiğini, bazen nasıl iddialı çıkışlar yapabildiğini ve neden muhafazakâr davrandığını irdelemek için bakılması gereken bir klasiktir de…
Levent Cantek
Radikal Kitap, 28.1.2011

DEMİRKIRAN/BENOİT BRİSEFER

Bu tatlı eser Peyo'nun insanüstü bir güce sahip, iyi yürekli bir erkek çocuğun polisiye olaylar çerçevesindeki maceralarını konu alan Benoit Brisefer/Demirkıran adlı çalışmasıydı. Olayların en heyecanlı yerinde Demirkıran nezleye yakalanınca bütün kuvvetini kaybediyor, çocuklara çok cazip gelen bir heyecan başlıyordu. Bu seri de Tif ve Tontü gibi çok sevilmiş ancak sürekli
olarak Red Kit gibi serilerin bulunduğu dergilerin arka kısmında dolgu malzemesi olarak yer bulabilmişti.

Orjinal adı Benoit Brisefer olan çizgi romanı Belçikalı çizer Peyo çizmiş.
"Açıl Susam Açıl" isimli, Hürriyet Gazetesi'nin 1973 yılında Cumhuriyet'in 50.Yıldönümü sebebiyle Türk çocuklarına ücretsiz verdiği bir ünite dergisinde 5.sınıflar için verdiği fasiküllerinin son sayfasında, bu çizgi roman Tunç Bilek adıyla yayınlanmış.
Tunçbilek için: .
Anılarım net sitesine çok müteşekkirim.Sitede nostaljik güzel paylaşımlar var,tavsiye ederim.Bende üyesi oldum.
Dergimizin yarısı bu minik kahramana ayrılmış bu nedenden dolayı arka kapağı onun için düzenledim.Zamangezgini.



Sipru sayı 02 _16 Mart 1971 Tek Sayfa Tarama ve Düzenleme:



Sipru sayı 02 _16 Mart 1971 Tek Sayfa Tarama ve Düzenleme:


newpdfdocument3pdf000pwp.jpg


newpdfdocument3pdf003glg.jpg


newpdfdocument3pdf010gjg.jpg


newpdfdocument3pdf052ulu.jpg


benotbrisefert03lesdouzetravauxdebenotbrisefer019qqq.jpg


ZAMANGEZGİNİ_BAYHUN ÖNTÜRK_VARÜLKE'DEN
 

pandora1972

Süper Üye
1 Ağu 2012
2,229
4,833
açıkcası meraktan indiriyorum, siz bu kadar üstünde durduğunuza göre vardır bir hikmeti mantığı. Bana bir türlü sevimli , okunası gelmeyen bir havası var; bakalım fikrim değişecek mi ? Sevenleri için ve her zamanki kaliteli ön sunum çok teşekkürler :)
 

Melih41

Yönetici
4 Ağu 2012
3,698
47,924
Spirou'nun oldukça eski hayranlarındanım, 80 li yıllarda dergiye abone bile
olmuştum o yıllarda yurt dışı aboneliği oldukça zahmetli bir işti. Ama hiç aksatmadan
aboneliğim bittiğinden sonra bile bir süre gönderdiler sağolsunlar.
Taraman düzenlemen ve hele hele yazıların oldukça ilgimi çekiyor.
Renklendirmen de oldukça iyi olmuş bu arada.
Caretta'ya ve sana çok teşekkürler..
 

caretta

Onursal Üye
24 Ağu 2011
2,945
23,743
Kıbrıs
Zamangezgini dostum yine paylaşımda zirveyi yakalamış.Hele orijinal
maceradaki'Barasson' şehrinin bizde 'Bursa' olması detayını çok iyi
yakalamış.Emeğine teşekkürler dostum...
 

dynamo

Onursal Üye
3 Eyl 2009
3,180
4,077
Sipru'lar için minnettarız.Umarım 3 taneyle kalmaz daha fazla paylaşım olur.:47:

9782800100036-G.JPG


Sipru Ringte: Quatre aventures de Spirou et Fantasio albümünden 2. macera.Franquine'in ilk Sipru çizimlerinden biri.

Mahalle kabadayısı olan Poldür,mekteplilere güç gösterisi yapmakta,onlara eziyet etmektedir.Sipru,ringte onunla boks müsabakasına çıkarak,hak ettiği cezayı vermek istiyor
 
Son düzenleme:

Doktor Kim

Aktif Üye
17 Mar 2011
325
14,124
HİÇ YAŞLANMAYAN KAHRAMANLAR:SPİROU ve FANTASİO

HİÇ YAŞLANMAYAN KAHRAMANLAR:SPİROU ve FANTASİO
08/07/2011

Çizgi roman diyarı Belçika kökenli Spirou ve Fantasio serisinin Türkçedeki albümleri dörde tamamlandı. İki kafadar, farklı kötü adamlarla ya da diktatörlerle ve hatta çatlak profesörlerle mücadele etmekteler yıllardır. Çözmeye talip oldukları, sürekli değişen sorunlar içinde, paha biçilemez bir hayat bilgisi sunuyorlar

fft5mf759769.jpg


Spirou ve Fantasio, çizgi roman diyarı Belçika menşeli, çok popüler bir çizgi roman klasiği. İflah olmaz maceraperestler olan iki arkadaş −sincap Spip’in de eşliğinde− yetmiş yıldan uzun süredir dünyanın dört yanında maceradan maceraya koşuyor. Spirou, çizgi roman dünyasında pek de alışıldık olmadığı üzere, yaratıcısı tarafından yayıncısına satılmış; bu da farklı yazar ve çizerler tarafından yaratılmaya devam etmesini ve çizgi dizinin devamlılığını sağlamış.
‘Paris Sular Altında’ ve ‘Ölmek İstemeyen Adam’dan sonra, serinin güncel yazar ve çizeri Morvan ve Munuera tarafından yaratılan iki yeni albüm daha Desen Yayınları tarafından dilimize kazandırıldı: ‘Spirou ve Fantasio Tokyo’da adlı kitapta, kahramanlarımız dostları Itoh’dan aldıkları telefon üzerine Tokyo’ya gidiyorlar. Görevleri, kötü adamların kötü emelleri için kullandıkları doğaüstü yetenekleri olan iki kardeşi kurtarmak. Albüm, başarılı olay örgüsü ve özgün mizah anlayışı sunmakla birlikte, benzersiz bir Tokyo seyahati olarak da okunabilir.
Şehrin tarihi, önemli anıtları ve bu anıtların hikâyeleri; insanlar, insanların alışkanlıkları ve gündelik hayata yansıyan geleneksel kültür, şehir hayatı gibi, bir yetişkinin de ilgisini cezbeden birçok konu maceranın içine ustalıkla yedirilmiş; hem de asla çocuksuluk tuzağına düşmeden. Albümde, aynı zamanda, Doğu/Batı ikilemi de ‘Tokyo’da iki Avrupalı’ fikriyle ortaya koyulmuş. Albümde, sokakta konuşan bir Japon’un ters köşeden gelen tanıdık sesini duyuyorsunuz: “Bu yabancıların hepsi barbar. Gençlerin aklı fikri Batılıları taklitte! Geleneklerimiz öldü artık!” Manga’nın anavatanında geçen macerada, yazar ve çizer, çizgi dizinin ruhunu korumuş, ama ona ince bir manga dokunuşu ve modernizm de katmış.
‘Z’nin Kaynaklarına Yolculuk’ ise olay örgüsü içinde, zaman paradoksu, kelebek etkisi, kuantum mekaniği gibi popüler bilimsel ve felsefi tartışmalara da yer vererek okuyucuyu bu kavramlar üzerine akıl yürütmeye davet ediyor. Didaktik olacak belki ama bu albüm çocukların bu kavramlarla tanışmaları ve üzerinde kafa yormaya başlamaları için çok uygun. Örneğin, ‘kelebek etkisi’ kahramanlar tarafından şu şekilde tanımlanıyor: “Eğer biri Honolulu’da papyonunu kurcalarsa, bu Vladikovska’da korkunç bir gelgite yol açabilir.”
Kahramanlarımız, ölüm döşeğindeki eski dostları Bayan Flanner’ın hayatını kurtarmak amacıyla olayların akışına (radyasyona maruz kalmasını engelleyerek) bir parça müdahil olmak üzere maceraya yelken açıyorlar. Biraz yamuk bakarsanız bilimsel etik tartışmaları bile seçebilirsiniz!
Çizgiden hayata
Spirou ve Fantasio’nun farklı yaratıcıların elinden çıkmaya devam etmesi, dil ve içerik açısından güncelliği yakalamasına fırsat sunmuş ve bu durum, çizgi serinin bir kültürel vintage/bu serüvenin hala güncelliğini yitirmediği vurgulanmak istenmiş/ olmaktan ziyade güçlü ve sağlam bir yapı üzerine oturmasını sağlıyor. Aynı zamanda oldukça ‘yeni’ ve güncel tartışmalarla arasına mesafe koymayan bir okuma/görme deneyimi vaat ediyor.
İlk olarak Rob-Vel tarafından 1938 yılında yaratılan, Franquin tarafından en genel özellikleri eklenerek geliştirilen çizgi dizi, o günden beri zaman zaman kısa aralar vererek de olsa, dergisi ve albümleriyle varlığını sürdürüyor. Spirou ve Fantasio, 1960’lı yıllarda içeriğini tamamen Spirou dergisinden alan Arkadaş dergisindeki varlığı dışında, Türkiye’de pek bilinmez. Bu dizi, ülkemizde, yine Belçikalı olan Tenten’in, Red Kit’in ya da Şirinler’in tahtına erişemese de dünyada önemli bir başarı kazanmıştır. Anavatanında ise hemen her evde mutlaka birkaç Spirou kitabı bulabilirsiniz. Çocuklar, anne babaları, hatta büyükanne ve büyükbabaları gibi, Spirou ve Fantasio’nun maceralarını okuyor.
Çizgi roman, gerçek anlamda bir kültürel fenomen. Öyle ki Brüksel’deki birçok binanın duvarı Tenten’den sahnelerle süslenmiştir. Şehir aynı zamanda dünyanın en büyük çizgi roman kütüphanesine ev sahipliği yapmaktadır. Spirou’nun memleketi sayılan Charleroi şehrinin göbeğindeki dev Spirou ve Fantasio heykeli (yanında sincap Spip; elinde futbol topuyla arkadaşı Fantasio’ya poz veren Spirou) çocukları olduğu kadar büyükleri de büyülemektedir. Charleroi basketbol takımının maskotu da Spirou’nun ta kendisidir. Ancak bu sizi şaşırtmasın, çünkü başlı başına bir sanat dalı olarak algılanan çizgi roman, sunduğu kendine has ifade şekliyle hayatın her alanına işlemiş.
Bu durum bizi, ders kitaplarının arasına saklayıp okumaya yeltenebildiğimiz çizgi romanla kurduğumuz aşk ve nefret ilişkisi üzerine tekrar düşünmeye yöneltiyor. Çünkü çizgi roman, onu okuma tembelliği yaratan boş bir safsata olarak algılayan genel inanışın aksine, okuru farklı alanlara sürükleyerek farklı kapılar açan, az sözle çok şey anlatmanın inceliğine eriştiğinde zoru başaran ve kurduğu imgelemle hayal gücünü besleyen bir tür. Aynı zamanda belirtmek gerekir ki sadece eğlenceli olması bile bir eseri çok değerli kılabilir.
Basit derinlik önemlidir

Farklı kapılar açmak, farklı dünyalarla tanışmak demişken, biraz kahramanlarımızdan bahsetmenin de vaktidir: Spirou ve Fantasio birbirlerinin eksiklerini tamamlayan iki zıt karakter. Öyle ki, Tokyo’daki boş zamanını Spirou elinde fotoğraf makinesiyle tarihi yerleri gezerek harcarken, Fantasio tekno-marketlerden çılgınca alışveriş yapmayı tercih ediyor. Otobüste soyulduklarında, Spirou yakınırken Fantasio durumu şu şekilde değerlendiriyor: “Başımıza bir şey gelmeseydi sıkılırdık!” Şöyle tanımlıyor kendini Spirou: “Dünyayı anlayamasa da daima onu kurtarmaya hazır biri…” Doğu-Batı ikilemi içinde kaldığında, “Ben dünya vatandaşıyım,” deyiveriyor. (Altı onlarca cilt dolu bu cümlelerin ama oldukça basitler.)
Aslına bakılırsa Spirou yola yalnız çıkmış, çünkü yaratıcısı Spirou’yu (Valonca’da sincap ve yaramaz çocuk anlamına gelir) ilk çizdiğinde, onu Le Moustique Oteli’nde çalışan bir asansör görevlisi olarak tasarlamış. Amacı, kahramanına dünyanın faklı yerlerindeki farklı otellerde maceralar yaşatmakmış. Fantasio ise ancak 1944 yılında başka bir çizer olan Jijé eliyle Spirou’ya katılmış. İki kafadar, farklı kötü adamlarla ya da diktatörlerle ve hatta çatlak profesörlerle mücadele etmekteler yıllardır. Çözmeye talip oldukları, sürekli değişen sorunlar içinde, paha biçilemez bir hayat bilgisi sunuyorlar.
MERAL TAŞDELEN

integralespirou10.jpg
 

recocore

Süper Üye
26 Nis 2009
1,563
847
Tunçbilek'i severek okurdum ama kaynağı neydi hatırlayamıyorum. :(

Bize nostalji yaşattığınız için ve çok değerli emekleriniz için gönülden teşekkürler sevgili caretta ve sevgili zamangezgini...:)
 
Son düzenleme:

Gulyabani

Yönetici
15 Ara 2010
5,003
22,066
Sarıyer
Yandan düğmeli giysisi ile sipru gazeteciden ziyade otellerde asansör işleten çocukları hatırlatırdı. Nasıl Tenten'de mizah öğesi kaptan'ın üzerinden yürüyorsa burada da Fantasio'nun sakarlıkları serüvenin neşe katsayısını arttırır.

Teşekkürler, dostum.
 
Üst