Spiru ve Fantasio -01- Paris Sular Altında

Doktor Kim

Aktif Üye
17 Mar 2011
325
14,064
Spiru ve Fantasio _ Paris Sular Altında

spirupsa000.jpg


SİPRU
(Spirou et Fantasio)
Tiplemenin yaratıcısı olan Fransız çizer Rob(ert) Vel(ter) tarafından ilk kez haftalık Spirou dergisinin 21 Nisan 1938 tarihli sayfalarında yayınlanmak üzere tasarladığı Spirou/Sipru adlı çizgiroman karakteri, ortalıktaki işleri yapması için genç bir hizmetli arayan Moustic Hotel'in yöneticisinin talebi üzerine ortaya çıkmıştır. Bu amaçla genç bir erkek çocuğunun siluetinin taslağını hazırlarken oluşan tesadüfi bir aksilik eseri eskizin üstüne su dökülmüş ve olan olmuştur. Çizgi karakter canlanmıştır, böylece altın sarısı iri düğmelerle süslü kırmızı kostümüyle Spirou ortaya çıkmıştır.

Sonraki yıllarda tam anlamıyla bir fenomene dönüşecek olan Spirou karakteri, ilk maceralarında yanından ayrılmayan Spip isimli bir sincaba sahiptir. İlk maceralar ilgi görmesine karşı rutin bir konu işleyişine hapsolmuş gibidir, ancak yine de karikatürize çizgisine denk düşen mizahi öğeler oldukça eğlendiricidir. Spirou çizgiromanı yayına başladıktan yaklaşık iki sene sonra bitme noktasına gelmiştir, zira yaratıcısı Rob Vel'in işgal altındaki Paris'den alınıp baskıcı Nazi rejiminin bir uygulamasına maruz kalarak hapsedilmesi söz konusuydu. Gerçekten de tam bir sene boyunca Almanya'da hapis yatan çizer, ülkesine ve çalışmalarına geri dönünceye değin ressam arkadaşı Jijé seriyi onun adına çizmeye devam etmiştir. 1943 yılındaysa Rob Vel, küçük otel uşağının maceralarının telifini, yayınlandığı dergi olan Spirou'nun da sahibi olan Dupuis yayınlarına satar ve seriyi bırakır. Böylece Jijé, Spirou karakterini yeniden ele almış, ve ilk olarak seriye hareket kazandırmak amacıyla, kendisiyle çok övünen ve duyduğu herşeye itiraz eden bir tipleme olan Fantasio'yu yaratmıştır.
1946 yılında 'Prefabrike Ev' isimli bölümle beraber Jijé, başlığa ondan sonra 23 yıldan fazla emek verecek ve varolan tüm karakterlere kalıcı özellikler kazandıracak olan André Franquin'e fırçasını devretmiştir. Franquin, 1950 yılındaki bir Spirou macerasında hiç bitmeyen nutuklar çeken bir belediye başkanının ve sürekli buluşlar yapan garip ve çok zeki bir bilgin olan Champignac Kontu'nun yaşadığı Champignac şehrini ve halkını seriye eklemiştir. Bu birbirinden sevimli ve eğlenceli karakterleriyle bu küçük kent daha sonraki sayısız Spirou sayfasında gözüküp, seriye dinamizm kazandıracaktır.

Çizgiromanın 1951 yılındaki 'Spirou veMirasçılar''adlı bölümdeyse bu kez, hayali ülke Palombie'ye yolculuk ve gerçekte varolmayan bir hayvan olan Marsupilami'nin keşfi konu alınmıştır. Daha sonra da kuzen Zantafio, sevimli Seccotine ve 1960'da da geleceğin dünyası Zorglub'u yazar Greg'in işbirliğiyle başlığın karakterizasyonuna eklemiştir. Franquin, ayrıca senaryo için Rosy ve Greg'den, çizimlerde ise kendisine aistanlık yapması için Will, Roba ve Jidehem'den ara sıra yardım almıştır. 1969 yılında Franquin yerini, karaktere daha farklı bir hava katacak olan Jean-Claude Fournier'e bırakmıştır. Onun on senelik çabalarından sonra başlık ilginç bir gelişmeye daha sahne olmuş ve iki ayrı ekip tarafından maceraları hazırlanır olmuştur.
Spirou çizgiromanının geleneksel yapısını korumaya çalıştıkları halde fazla rağbet görmeyen Raoul Cauvin ve Nic Broca ilk ekibi meydana getirirken, diğer taraftan ise gelişen çağa ayak uydurmayı birinci amaçları olarak saptayan Philippe Tome ve Janry'nin oluşturduğu diğer ikili de gündemdedir. Spirou ve Fantasio'nun maceraları günümüzde de devam etmekte olup, geçmişte yaratılan karakterlerden vazgeçilmeden ve sürekli yenileri eklenerek zenginleşmektedir. Sadece Franquin'in yarattığı ve 1988 yılından itibaren kendi özel başlığı ve albümleriyle bağımsız maceralar yaşayacak olan Marsupilami istisnai bir durum teşkil etmektedir.
Spirou karakterinin değişen çizerleriyle birlikte zaman içinde geçirdiği evrim.
izgiromanansiklopedisi528adud.jpg

Spirou ve Fantasio'nun maceraları ülkemizde de özel albüm maceraları halinde yayınlanmıştır. İlk kez Bilge Şakrak tarafından 1959 yılında ve sekiz sene sonra, 1967 yılı sonunda kendi adına çıkarılan küçük boy bir seride gözükmüştür. Bunları ilk sayısı 9 Mart 1971 tarihinde küçük boy haftalık fasikül olarak basılan bir diğer Sipru serisi izlemiş, ertesi yıl Şilliler Yayınevi'nden cildi bir başka serisi de kervana katılmıştır. 1973 yılında ise Doğan Kardeş dergisinde Sipru adıyla çıkmış ve daha sonraki yıllarda sayısız dergide dolgu çizgiromanı olarak yayınlanmıştır. Ancak Sipru'yu orijinaline sadık kalarak yayınlayanlar haricinde, ilk kez kendi başlığına sahip bir dergi olarak Alfa Yayınları tarafından 1980 yılı başında basılmıştır. Bu dergi çok uzun ömürlü olmamakla birlikte 1990'ların ortasında Milliyet Gazetesi tarafından bazı Sipru maceraları büyük ve küçük boylar halinde saman kağıda basılı olarak ilave formatında okuyucuya sunulmuştur.
Ancak 1994 yılında İnkılâp Yayınları tarafından basılmaya başlanan maceralar, kaligrafilerini Ferdi Sayışman'ın yaptığı ve Tome ile Janry tarafından hazırlanmış albümler Türkiye'de yayınlanan en gözde en kaliteli Sipru baskıları olmuştur.

Basım tarihi 2010 olan bu çizgiromanı 2 yıl bekleme kuralımızı uzatarak 3 yıl sonra paylaşıyorum. Taramayı yeniden tam sayfa olarak düzenledim. İyi okumalar.

Sugarsync.com'dan
Spiru ve Fantasio _ Paris Sular Altında 42 mb CBR:


Mediafire.com'dan
Spiru ve Fantasio _ Paris Sular Altında 42 mb CB:


spirupsa001.jpg


spirupsa005.jpg


spirupsa036.jpg


cdeze.jpg

ZAMANGEZGİNİ
BAYHUN ÖNTÜRK
 

Doktor Kim

Aktif Üye
17 Mar 2011
325
14,064
Bir Serüven Klasiği, Spirou

Bir Serüven Klasiği, Spirou
spirou.jpg

Spirou, kendi kuşağımın adlandırmasıyla Sipru, Fransa-Belçika çizgi roman ekolünün gerçekten önemli çalışmalarından biri. Özellikle Batı Avrupa’da Tenten, Asteriks ya da Red Kit ölçüsünde tanınırlığı olan, taklit edilen, takdir gören bir çizgi roman dizisinden söz ediyoruz. Spirou, tarihsel geçmişleri nedeniyle daha çok Tenten ile kıyaslanır (ki burada yerel üretimlere kaynaklık eden Tintin ve Spirou dergileri arasındaki rekabeti de hesap etmemiz gerekiyor). Belçikalı çizgi roman tarihçileri, Tenten ya da Spirou fanları arasında hayli komik münakaşalar yaşandığını belirtiyorlar. Spirou’nun Tenten’i modelleyerek üretildiği iddia ediliyor örneğin… Spirou’nun daha yerel bir karakteristik taşıdığı da söyleniyor, millilik vurgusu dahi yapılıyor. Türkiyeli okurlar olarak biz bu iddia ve rekabetten pek haberdar olmadık. Uzun yıllar Tenten ve Sipru, küçük yayınevlerinde kopyalanarak siyah beyaz yayınlandığı için eserlerin özgün niteliklerini de bilemiyorduk. Bizi sürükleyen her iki çizgi romandaki serüvenci yöndü.

Spirou’nun serüvenleri ekseriyetle dünyaya, haliyle Paris’e yönelik büyük bir tehdide karşı verilen mücadeleye dayanır. Çılgın bir bilim adamı, intikamcı bir kötü, yeni bir enerji kaynağı, tehlikeli bir silah, büyülü bir sıvı, tekinsiz yolculuklar, büyük sırlar, dünya tarihini değiştirecek keşifler, Spirou evreninin eksilmez unsurlarıdır. Onu ve arkadaşlarını olağandışı bir gelişmenin içinde biteviye hareket halinde görürüz. Her şey kıyametvari bir finale doğru gider ve yine her şey, hiçbir şey olmamışçasına kendi olağan seyri içinde durulur. Dünya, Fransa, Paris, doğa, insanlık ve bazen küçük bir kabile ölümden, dönüşü olmayan bir sondan kurtulur. Serüvenin bitiş karelerinde Spirou ve yakın arkadaşı Fantasio’yu güneşlenirken, meyve kokteyli içerken veya tatil havasında vakit geçirirken görürüz…

Kuşkusuz böylesi bir serüven klişesinin en ünlü imgesi James Bond’tur… Onu yeni araçlarla, pahalı ve eksantrik mekanlarla hatırlarız genellikle… Sarkastik ve iyimserdir, narsistik ifadeleri ve sınırsız bir özgüveni vardır. Bond’un popülerleştiği yılların nükleer savaş ihtimali ve endişesiyle yaşandığını hatırlayalım. Sadece Bond değil o yıllardaki hemen tüm serüven külliyatı global tehditlerle, milyoner kötülerle, ileri teknoloji ürünü araç ve silahlarla uğraşıyordu. Anlatılarda garip örgütler ortaya çıkıyor, Amerika ile Sovyetler arasındaki kutuplaşmadan faydalanarak günbegün büyüyordu. Örgüt üyelerinin tek tip kıyafetleri, Nazileri andıran hiyerarşileri, güçlü sadakatleri ve ölümcül eylemleri vardı. Nükleer başlıklı füzeleri, denizaltıları, metruk bir adada sönmüş bir yanardağ içinde konuşlanmış dehşetengiz üsleri vardı. Bilim adamlarını ya satın almışlardı ya da önemli bir tanesini şantajla tutsak etmişlerdi. Füze(ler), Kremlin, Beyaz Saray ya da Eyfel Kulesine çevrilmişti işte!. Televizyonlarda başkanlar, profesörler, siyasetçiler konuşuyordu; dünyanın sonu geliyordu vs… Bugün serüven hikâyeleri borsa spekülasyonları, internet şifreleri, banka hesaplarının boşaltılması, uydular, download edilen bilgiler, cep telefonları, mobese kameralar vs üzerinden geliştiriliyor… Bond hikâyeleri bu yeni döneme ayak uydurmuş durumda…

Spirou, geçmişine bakılırsa, o denli değiştirmedi kendini… Klasik sayılması, nostaljiyle hatırlanması değişim eksenini ister istemez daralttı diye düşünüyorum. Tenten, Asteriks ya da Red Kit gibi bir dönem hikâyesi değildi Spirou. Hep “bugünü” anlatan, teknoloji ile doğayı, silah ile ruhu, makine ile duyguyu çatıştıran serüvenlere sahipti. Günümüzde geçen futuristik öğeler içeren bir anlatı, “yarın” arkaik kalma riskini taşır. Bugün normal gelen bir ışın tabancası on yıl sonra komik kaçabilir. Türkiye’de Spirou’yu modellediğini düşündüğüm Bülent Arabacıoğlu da En Kahraman Rıdvan dizisinde en çok bu sorunla karşılaştı. Bir western çizgi romanında bilim kurgu ya da fantastik öğeler kullanabilirsiniz. Araçlar, ayrıntılar ve tiplemeler arkaik, sakil, demode olabilir, çünkü hikâye zaten tarihte yaşanıyordur. Oysa bugüne geldiğimizde ayrıntıların eskiliği bir gerçeklik sorunu yaratabilir. Naif ve komik görünebilirsiniz… Spirou, naif veya komik olmak için futuristik ögeler kullanmıyordu. Hatta ilk tasarımlarına bakılırsa öncüydü, anaakım çizgi romanları etkileyecek kadar yenilikçiydi. Bu yenilenme sürdürülmedi, tersi oldu, süper silahlar, devasa araçlar ve alelacayip diğer şeyler nostalji ve sevimlilik adına sahiplenildi. Spirou, neşeli bir futuristik evrende serüvenlerini yaşamaya devam ediyor. Eskisi kadar bugünü yakalamak derdinde olunmadığı görülebiliyor.

En başta söylenmesi gerekenleri sona ayırdık. Spirou, farklı yazar ve çizerlerce üretilmesi nedeniyle ayrıca ilginçtir. Bugün bilinen anlamıyla araştırmacı gazeteci Spirou’nun serüvenci dünyasını, diziyi 1948-1968 yılları arasında üreten Franquin yarattı denebilir. Bir önceki on yılda ünlü auteur Jijé’nin katkısını, çıkardığı altı albümü göz ardı ediyor değilim ama diziyi temellendiren asıl olarak Franquin bana göre. Türkçede yayınlanan Sipru serüvenlerinin çoğunluğu onun üretimleridir. Fournier’in 1970-80 yılları arasındaki kimi üretimleri de kopyalanarak kullanıldı bizde. Nic & Cauvin (1983-4), Tome & Janry (1984-1998) diziyi devam ettiren diğer üreticiler. Desen Yayıncılıktan çıkan iki albüm ise dizinin 2004-8 arasındaki üreticileri olan Morvan & Munuera’nın çalışmaları. Bu kadar çok isim olunca yayınevi ile üreticiler arasında telifle ilgili anlaşmazlıklar olması kaçınılmazdır. Franquin, Spirou’dan ayrıldıktan sonra dizideki tiplemelerden birini, Marsupilami’yi bağımsız albümlerle çizmeye başladı. Tome & Janry, Küçük Spirou adlı bir başka diziye kalkıştılar vs. Yine yakın dönemlerde Fransa’da Spirou’nun manga biçiminde çizilerek sürdürülmesi gündeme gelmişti. Oshima manga tarzında kısa bir Spirou çizdi hatta…

Özetle, Spirou Avrupa çizgi roman tarihinin önemli bir kilometretaşıdır. Farklılaşması, arayışları, başarıları, yeknesaklaşması, telif tartışmaları, endüstriyel bir tasarıma dönüştürülmesi gibi yönleriyle çizgi romanın estetik ve ticari deveranlarını da iyi yansıtır. Çizgi roman sanatının ne zaman biçim değiştirdiğini, bazen nasıl iddialı çıkışlar yapabildiğini ve neden muhafazakâr davrandığını irdelemek için bakılması gereken bir klasiktir de…
Radikal Kitap, 28.1.2011
 

lotoloto

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
6 Kas 2009
4,131
20,696
çok güzel bir anlatım la spiru tekrar bizlerle.
teşekkür ederim.
 

sarkomer

Yönetici
18 Ağu 2009
13,336
302,071
Bu paylaşımın son derece detaylı olan bilgilendirme yazısını hazırlamanın,
kitabı paylaşıma hazırlamaktan daha uzun bir zaman ve emek gerektirdiğine inanıyorum.
Dolayısıyla çifte emek harcanmış,
ve harcanan emek de büyük olmuş.
Bu büyük emeğe yürekten teşekkür ediyor,
sevgi ve saygılarımı iletiyorum.

bayrakzaf.gif
 

ilkhantok

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
6 Ara 2010
1,981
28,983
Mersin
işte paylaşım böyle olur, bilgilendirme süper, düzenleme zaten şahane ve paylaşanda müthiş olunca
tadından yenmez ,tek kelime ile bravo
 
Üst