Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Bir çocuk dünyanın neresinde ölürse/öldürülürse azıcık insan olan üzülür... Yalnız zamanede öyle bi adet çıktı, Mısırlı bir çocuk öldüğünde kameralar önünde hüngür hüngür ağlayanlar, kendi ülkesindeki çocuk ölümlerine neredeyse "iyi olmuş" diyecekler. Berkin Elvan'a üzüldüklerini hiç sanmıyorum ama üzülsünler diye de (sanki burayı okuyacaklarmış gibi) Mısır'da öldürülen bir çocuğa yazılan şiiri paylaşıyorum. Mansur'la Berkin'in aynı çocuk olduğunu anlayacak zekaları olmadığını bile bile...
Port-Said'li Mansur'um on üç on dört yaşında.
Yalnayak, başıkabak, oturur boya boyar
aynalı, çıngıraklı sandığının başında.
İskarpinler, papuçlar, postallar, kunduralar,
tozlu, çamurlu,umutsuz,
çıkar aynalı sandığa.
Fırçalar kanatlanır, parlar kızıl kadife.
İskarpinler, papuçlar, postallar, kunduralar,
sevinçli, dipdiri, genç,
umutlu, pırıl pırıl,
iner aynalı sandıktan.
Mansur'um kara kuru,
hurma çekirdeği gibi.
Mansur'um tatlı.
Mansur'um hep aynı şarkıyı söyler:
ya ayni, ya habibi!..
Port Said'i yaktılar, öldürdüler Mansur'u.
Bu sabah gazetede gördüm:
ölülerin arasında bir küçük ölü.
Ya ayni ya habibi!
Hurma çekirdeği gibi...