Turhan Oğuzbaş

bortecinefb

Süper Üye
12 Ara 2009
2,815
4,396
Deliler Köyü
Belkide pekçok sevdiğimiz şarkının güftekarı ama çoğunluk şarkıların söz yazarlarını bilmediği için köşede kalan bir değer. Birde küçük anektod, ünlü şair Ümit yaşar Oğuzcan'ında kayınbiraderidir.

oguzbas.jpg

1933 - 1997

1933'te Mersin'de doğdu. İlköğrenimini Mersin İsmet Paşa İlkokulu’nda, ortaöğrenimini Mersin Lisesi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu. Serbest avukatlık yaptı. Reklam şirketlerinde yönetici, prodüktör ve hukuk müşaviri olarak görev aldı. Yeni Vatan, Milliyet, ABC gibi dergi ve gazetelerde yazdı, sanat sayfalarını yönetti. Sanatçı ve siyasetçilerle yaptığı söyleşiler Yelpaze dergisinde yayımlandı. Şiirleri ve yazıları; Akdeniz, Yelpaze, Varlık, Yeditepe, Hisar, Kaynak, Türk Dili gibi dergi ve gazetelerde yayınlandı. 15 Mayıs 1997'de İstanbul'da öldü.​
 

bortecinefb

Süper Üye
12 Ara 2009
2,815
4,396
Deliler Köyü
İspanyol Meyhanesinde Seni Aradım

Bu akşam
Bütün meyhanelerini dolaştım İstanbul'un
Seni aradım kadehlerdeki dudak izlerinde
Sonra akvaryumlu meyhanede balıklara sordum seni
Canım kıyasıya sarhoş olmak istiyordu
Yokluğun bir karanlık gibiydi içimde
Ağır ve dayanılmaz
İspanyol meyhanesinde
Seni içtim toprak kadehlerden yudum yudum
önce bir serinlik sardı kanımı
İliklerime kadar üşüdüm
Sonra bir orman yangınında eridi dudaklarım
Ve bütün sokaklarında İstanbul'un
Gece sabahlara dek seni aradım
Ne yana baksam karanlıktı
Oysa güzel kadınlar vardı masamda
Kendinden emin kadınlar
İnce uzun parmaklı, beyaz kadınlar vardı.
Şarap bir yerde o kadınlar gibiydi
İçtikçe başım dönüyordu
Şimdi bütün meyhanelerde kadehler
Senin için uzanır yıldızlara
Bir gitar alaca karanlıkta ilk seranadı
Senin için yapar Madrid'te
Madrid'te şarap renkli horozlar ötüyordu
Seni görür gibi oluyordum
Boğazıma bir şeyler düğümleniyordu
Üşüyordum, yorgundum üstelik
Soğuktu İspanyol Meyhanesi, loştu.
Ve şimdi bütün meyhanelerinde İstanbul'un
Sevenler sarhoştu.
İstanbul meyhanesinde
Ne şömine vardı, ne beyaz halılar
Ama içtiğim her kadehe kokun sinmişti
Başım dönüyordu
İstanbul'u yıkmak geliyordu içimden
İstanbul meyhanesi şarap şarap kokuyordu

Ben gayesizliğin böyle korkunç olduğunu
Bilmezdim... Meyhaneye düşmeden önce
Bir garson halime bakıp
Anladı yıkılmış olduğumu
Canım yeşil şarap istedi-sordum;
'Yok' dediler
Sonra gözlerin aklıma geldi
Oturup ağladım
İspanyol meyhanesinde kadehlerde seni yaşadım
En güzeli seni sevmekmiş meğer
Ölesiye, delice, korkunç
Fırınlarda seni aramakmış ekmek diye
Seni beklemekmiş en iyisi
Ölümü bekleyen hastalara inat
Eski bir meyhane şarkısı vardı
Bir türlü anımsayamadım
Sonra gözlerini düşünüp
Kadehlerde yeşil yeşil yandım
Biliyorum...
Bir gün sende geleceksin İspanyol Meyhanesi'ne
Bir gün sen de çılgıncasına sarhoş olacaksın
Sevdiğimiz şarkıları söyliyeceksin sabahlara dek
Yeşilköy'de bir güneş doğacak
Şarapsı gecelerimizden
Ama yanımda kadınlar varmış
Ama inceymiş, ama beyazmış, üstelik güzelmiş
Sen yoksun ya, ellerini tutmuyorum ya!
Şarabı aynı kadehten içmiyorum ya!
İspanyol Meyhanesinde seninle ölmek varmış
Vız gelir dünya!
Yorgunum şimdi, bitkinim
Beni unut artık
Söyle garsonlara
Kırılmış bir kadeh gibi bıraksınlar beni
Şimdi ispanyol meyhanesinde bir tahta masada kaldı adım
Yere dökülmüş şaraplara güneş doğuyordu,
Seni unutmadım! ...
 

bortecinefb

Süper Üye
12 Ara 2009
2,815
4,396
Deliler Köyü
4:35 Treni

Bir tren sesi duysam
İçim burkulur
Bilki perme perişanım
Bilki seni trene getiren
Ben değilim
Öylesine büyürki kederden
Istanbula sığmaz yüreğim

Bu 4:35 treni var ya
Sebebim olacak göreceksin
Ve bir gün rayların ortasında
Paramparça bulup beni
Ölen ' O ' mu? diyeceksin

Her akşam yeniden doğarım
Sen gelirken
Yeniden ölürüm her sabah sen giderken
Ama umurumda değil şimdi
Dünyanın ne geleni ne gideni
Allah belanı versin 4:35 Treni
 

bortecinefb

Süper Üye
12 Ara 2009
2,815
4,396
Deliler Köyü
Sonbahar Akşamları

Ne zaman Emirgana yağmur yağsa
Sen geçersin aklımdan gözlerin geçer
Bir rüzgar saçlarını dağıtır çınaraltında
Sonra bir yığın sararmış yaprak hüzün dolu
Derken akşam olur içini efkar basar insanın
Sonra ver elini İstinye yolu.

Ne zaman Sonbahar gelse hüzünlü yapraklarla
Ne zaman Aşiyanda otursam denize karşı
Ellerin geçer aklımdan içim burkulur
Sonra sevdiğimiz şarkılar açık saçık
Bu Sonbahar akşamları böyledir zaten
Sevmek bir roman gibidir artık.
 
Üst