Neden Çizgi Filmlerde Yalnızca 4 Parmak Olur?

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,311

Neden Çizgi Filmlerde Yalnızca 4 Parmak Olur?
Bir Youtube Videosu ve Ses Kuşağının Çevirisi
1950 sözcük, video 10 dakika

Daha önce de bir Youtube videosu çevirmiş ve Çizgi Karakterler Neden Eldiven Giyerler? başlığıyla sunmuştum. Bu kez de "Neden Çizgi Filmlerde Yalnızca 4 Parmak Olur?" sorusunu cevaplamaya çalışan başka bir Youtube videosunu ve onun ses kuşağının çevirisini sunuyorum. Youtube videosu çevirisi deyip geçmemeli, hem gündelik konuşma diliyle, informal bir üslupla belki de alelacele yazılmış/okunmuş. Youtuber'ın özellikle de Walt Disney'e yaptığı dokundurmalar var. Üstelik de sesi yazıya aktarınca ortaya 1950 kelime çıktı, baştan gözüme az gözükmüştü oysa. Çok sayıda özel ad var, altyazı kendi altyazısı değildi, konuşmanın makine tarafından otomatik olarak İngilizceye çevrilmiş hali olduğu için altyazıda saçma sapan karşılıkları vardı, bu nedenle defalarca videoyu geriye sarıp dinlemek zorunda kaldım. Her özel adın doğrularını ansiklopedilerden arayıp buldum. Bu da epey zamanımı aldı. Önce yazıyı okuyup sonra videoyu izlerseniz daha yararlı olur kanaatindeyim. Saygılarımla.

Mickey Mouse, Homer Simpson, Spongebob Squarepants ve görünen o ki Looney Tunes karakterlerinin hemen hepsi. Şayet yeterince çok çizgi film izlediyseniz sevdiğiniz karakterlerin çoğunun oldukça tuhaf bir benzerliği olduğuna dikkat etmişsinizdir, hepsinin de yalnızca "dört parmağı" vardır. Bu durumu kolayca gözden kaçırabilirsiniz, ancak bir kez farkettiğinizde de artık görmemezlikten gelemezsiniz. Bir başparmak ve üç diğer parmak. Sanki temel insan anatomisi çiziminde pek de iyi olmayan birisi tarafından çizilmiş de arkadaşları bunu ona söylemeye kıyamamışlar gibi. Dikkatinizi konuya ve karakterlere veriyorken eksik parmağı kolayca umursamayabilirsiniz. Fakat unutmayın animasyonlarda hiçbir şey tesadüfen olmaz. Düzinelerce ve düzinelerce yaratıcı insanın hepsi birden bir parmak eklemeyi unutmuş olamazlar. Bu, tekrar tekrar yapılan yaratıcı ve bilinçli bir seçimdir. Peki ama nasıl böyle oldu? Neden bu kadar çok çizgi film karakterinin bir parmağı eksik? Bu bir çizgi film geleneği mi yoksa daha başka nedenleri de mi var? Biz burada bu dört parmak gizeminin kapılarını ardına kadar açmak üzere bulunuyoruz, öyleyse hemen olayın içine dalalım. İlk olarak "tekinsiz vadi"den bahsetmemiz gerekiyor, bu çok önemli. "Tekinsiz vadi" ilk defa 1970'de ileri sürülen bir psikoloji teorisidir. Buna göre şayet bir şey gerçeğine ne kadar çok benziyorsa ama onun birebir de aynısı değilse, insanlar o şeyden rahatsızlık duyarlar ve bir ürperme reaksiyonu gösterirler. Eğer taklit edilmiş olan şey başka bir şahsın replikası olarak üretildiyse bu varsayım daha da gerçeğe yaklaşmaktadır. İnsan beyni, doğası gereği diğer insanları otomatik olarak tanıma ve algılama sistemiyle donatılmıştır, bu nedenle insana benzeyen bir şeyler gördüğümüzde, şayet o şeyin aklımıza yatmayan çok ufak bazı yönleri varsa bize sevimsiz gelir. Çelişkili bir biçimde bu "tekinsiz vadi"nin etrafında bulunan alanlar da vardır, bunlardan anlıyoruz ki insan olduğu farzedilen ama gerçek hayatta tam anlamıyla da insana benzemeyen karakterler bize daha çekici gelir. Hangi nedenle olursa olsun karakterler ne kadar az gerçekçi olurlarsa bize daha cazip gelirler.

Tekinsiz_Vadi.jpg

İşte bu nedenle birçok karton karakter abartılmış ayrıntılara sahiptir. "Jimmy Neutron"un kocaman bir kafası, Japon animelerindeki "Moe"lerin yüzlerinin yarısını kaplayan gözleri verdır ve "As Told by Ginger" dizisinin Ginger karakteri adeta bir yaratık gibi gözükmektedir, dürüst olmak gerekirse dizinin genelde çok iyi yazılmış bir senaryosu var fakat... Her neyse, bu hâlâ parmakları tam olarak açıklamıyor. Yaklaşık 30 farklı eklem ve kemiği sayesinde eller vücudun en zor çizilebilen kısmlarıdır. Dört parmak çizmenin zamandan kazanmak için alınmış bir tedbir olduğunu düşünmek mantıklı olabilir, peki ama öyleyse neden bunu üç parmağa indirgememişler? İnsan vücudunun orantıları söz konusu olunca üç parmak çok belirgin bir şekilde sahte ve uydurma gözükmektedir. Mesela "Invader Zim"i ele alalım. O ve diğer "Irken"li istilacıların üçer parmağı vardır, bir başparmak ve iki de diğer parmaklardan. Bu durum "Irken"lileri biraz daha fazla "yabancı" (uzaylı) göstermek için alttan alta işe yarar. Yani incelendiğinde Jhonen Vasquez'in ("Invader Zim"in yaratıcısı ÇN) "tekinsiz vadi"yi kendi avantajına kullandığını görürsünüz, hattâ "Ninja Kaplumbağalar"da da bu böyledir, çünkü onların mutasyona uğramış kaplumbağalar olduğunu bilirsiniz. Başka seriler de bununla uğraşmışlardı. Simpsons dizisindeki Tanrı karakteri, açıkça beş parmağa sahip olan olan yegâne karakter gibi gözükmektedir. Hattâ "Adventure Time" ve "Gravity Falls" dizileri bazı karakterlere altı parmak verme cüretini gösterdi. Dört parmak hâlâ standartlardan uzaktadır. Dört parmak beynimize o tedirginlik duygusunun oluşmadığıyla ilgili yeterince bilgiyi yollar ve bize oyun oynayarak bütün bu olup bitenlerin bir karikatürden ibaret olduğu gibi bir düşünceye kapılmamızı sağlar. Bu beni rahatsız etmiyor, hattâ eski siyah beyaz çizgi filmlerin yapmaya çabaladığı bir miktar stilize edilmiş mizahi zerafeti de işin içine katıyor.

Dört parmak tekniğinin geçmişi, kabaca 1920'lere, animasyon endüstrisinin öncülüğünü yapmış ilk Amerikan çizgi film stüdyolarından biri olan "Bray Stüdyoları"na kadar gider. Beş parmak çiziminden dört parmak çizimine ilk kez Bray Stüdyoları'nın geçmiş olduğu çok da açık değildir, zira filmlerinin çoğu zaman içinde hasara uğramış veya kaybolmuştur. Ama bunun yaygınlaştırılıp sevdirilmesinde katkıları olduğu kesindir. 1928 yılında Steamboat Willie ortaya çıktığı zaman dört parmaklı karakterlere rastlamak çok da olağandışı değildi. Miki Maus, çizimlerde çemberlerin temel şekiller olarak kullanıldığı, hatları yuvarlatılmış karakter tasarımları çağında yaratıldı. Bu yuvarlak tasarım etiği, yine dört parmaklı başka bir çizgi film karakteri olan "Kedi Felix" tarafından halka sevdirildi. Bu zaman diliminde tasarlanmış olduğu için Miki'nin parmakları biraz daha tombul görünüyordu, tıpkı birer Hardy sosisi gibi! Gerçekte bu yuvarlatılmış tasarım estetiği, dört parmak tasarımından kısmen sorumluydu. 5 ve daha çok sayıda parmak çizilmesi karakterlerin ellerinin hantal ve acayip bir görünüm almasıyla sonuçlandı. Walt Disney'in kendisi bile beş parmaklı olarak çizmenin, Miki'nin ellerini bir muz hevengi gibi göstereceğini söylemişti. Şunu da belirtmekte yarar var, bu dönemin klasik animasyon karakterleri açık bir biçimde antropomorfik (insansı özellikleri olan) hayvanlardı. Miki Fare, Kedi Felix, Tavşan Oswald hattâ Betty Boop aslında bu acayip rahatsızlık verici tipiyle, kaniş gibi bir şeydi, bilemiyorum, bildiğim tek şey ondan hoşlanmadığım, her neyse bunların hepsi de birer hayvandı. öyle değil mi? Bu da dört parmak yararına bir durumdur.

Parmaklarla pençelerin ayırt edilmesi zordur ve geride gizlenmiş beşinci bir parmağın olması onlar için alışılmadık bir durum değildir. Bu durum antropomorfik karakterlerin sadece dört parmaklı oluşlarının yanlarına kâr kalmasının pekala nedeni olabilir, çünkü beşinci parmak sinsice gizlenmiş de olabilirdi. Her halükarda, o zamandan beri bu durum Gumball, Judy Hopps, Prince Naveen gibi karakterlere de devredildi, bu liste uzar gider. Buna ilâveten dört parmak, eskiden olduğu gibi hâlâ daha ucuza maloluyordu. Geleneksel animasyon, akıcı bir canlandırma oluşturabilmek için her saniye başına 24 çizim yapmayı gerektiriyordu, bu da 10 dakikalık kısa bir çizgi filmde bile karakterlerin binlerce, onbinlerce kez tekrar tekrar çizilmesi gerektiği anlamına geliyordu. Bu 10 dakika az gibi görülebilir, ama daha az parmak, animatörlerin hata yapma paylarının azaltılması demekti ve onlara epeyce de zaman kazandırıyordu, ve tabii ki animatörlere her çizdikleri iş için ödeme yapılması gerektiğinden epeyce de para tasarrufu sağlıyordu. Walt Disney şirketinin 6,5 dakikalık kısa çizgi filmlerinin tamamında sadece dört parmak çizmenin stüdyoya milyonlarca dolar kazandırdığını ileri sürmüştü. Biraz abartmış olabilir, ama yine de bunda bir gerçeklik payı vardır. Bu gibi konularda Walt'a güvenirim, zira görünüşte para odaklı adamın tekiydi, pardon, yani hayallerinin peşinde olan bir adamdı demek istedim! Walt'ın parayı değil de düşleri sevdiğiyle ilgili bir şöhreti var, yemin ederim! İnanmıyorsanız Pocahontas'a sorun ya da "Lilo ve Stiç" animasyonuna, size garanti ederim asla böyle bir şey işitmediniz, bu gerçek, az buz değil, bir gerçek, tıpkı Walt amcanın hedeflemiş olduğu gibi!

Anime demişken, şayet Amerikan çizgi filmi dört parmağı çok uzun bir zamandır kullanıyorsa, Japonya'dan gelen anime filmlerde durum nedir? Orada da benzer bir durum var mı? Çoğu kez Japon animesindeki karakterlerin beş parmağı da eksiksiz olarak yerindedir. Şayet dört parmak o kadar çok zaman ve para tasarrufu sağlıyorsa neden onlar da dört parmak kullanmıyorlar? Simpsons, Bob's Burgers ve Batı animasyonundaki sayısız diğer insan karakterlerde işe yarıyorsa, Japonların Naruto, Goku, Aaron veya Madoka'sında neden işe yaramasın? Uzun yüzyıllara dayanan kültürel tarih, işte nedeni bu. Birlikte keşfedelim.

Japon çizgi filminde dört yerine beş parmak kullanılmasının ilk nedeni, aynı zamanda da en basit olanıdır. Birçok Doğu Asya kültüründe olduğu gibi Japonya'da da dört rakamı aynı zamanda ölümü de temsil eder. Bu, kayıtlı Japon tarihinin ilk zamanlarına kadar dayanan batıl bir inanıştır ve kısmen de hem dört rakamına karşılık gelen hem de ölüm kavramını ifade eden "şi" kelimesinden gelmektedir. Bunu Batı dünyasında uğursuz kabul edilen 13 rakamı gibi düşünebilirsiniz. Bildiğiniz gibi Batı'da birçok binada ve gökdelende 13'üncü kat bulunmaz, bu kat atlanmıştır, bunu güvenlik nedenleriyle değil, binaya uğursuzluk filan getirmesin diye yapmışlardır. Her ikisinin de nedeni aynıdır, New York'un yüksek katlı binalarında hayalet istemedikleri gibi Japonlar da ölümün elini istememektedirler.

İkinci neden ise serçe parmakları ile verilen sözlerle ilgilidir, yani bir bakıma! (pinky promises: serçe parmaklarını birbirine sarıp "söz mü" demek). Japon mafyası yani "Yakuza" üyeleri arasında sıkça rastlanan ve "Yubitsume" adı verilen bir tür cezalandırma yönteminde, cezalandırılacak olan kişi kendisini ampute eder. Bir ritüelle yapılan bu işlemde Yakuza üyesi bir parmağının ilk boğumuna kadar olan kısmını keser atar, bu parmak genelde serçe parmağıdır. Yakuza'nın diğer üyelerine karşı yaptığı bir haksızlıktan sonra onlardan özür dilemenin bir işareti olarak muamele görür. 1993 yılında yapılan bir ankette Yakuza üyelerin yaklaşık yarısının parmaklarının eksik olduğu saptanmıştı. Deyim yerindeyse eksik parmağın bu kadar güçlü bir biçimde suçu çağrıştırıyor olması, Japonların hayal güçlerini bu derece de zorlamış olmalı. Eminim ki Nintendo'da çalışanlardan hiçbirisi, seyircilerinden herhangi birinin Ash'in ek iş olarak Yakuza'da kiralık katil olarak çalışıyor olduğunu düşünmesini istemez.

Üçüncü ve son neden biraz daha politik ve karmaşık. Japonya'da Edo Döneminde var olan ve Eta olarak bilinen bir sosyal sınıf mevcuttu. Eta'lar bir şekilde ekonomik olarak gettolarda yaşamaya zorlanmış bir sınıftı ve çoklarının pis veya insani olmadığını düşündüğü işleri yapıyorlardı: kasaplık, çöpçülük, cellatlık ve mezar kazıcılığı gibi. Bunların hepsi de düzensiz işlerdi. Bu insanların da tıpkı hayvanlar gibi dört ayağı olduğunu ima etmek ister gibi, dört rakamı bu insanların üzerine küçültücü bir niteleme olarak atılmıştı. Bu gerçekten de zor olan işleri yaparken parmaklardan birini kaybetmeleri hiç de sıradışı bir durum değildi ve daha önce tartıştığımız ölüm çağrışımını da bu terimin içine taşıma amacı güdülerek daha da ileri gidilmiş ve kültürel olarak lanetli bir rakamla ilişkilendirilerek, yani dört parmaklı oldukları söylenerek bu incitmeye bir de hakaret unsuru eklenmişti. Bu sosyal kastın günümüzdeki devamı olan ve kendilerine Burakumin diyen bir grup insan vardır. Bu ad yoksullaşmış topluluklar olan eta ve hinin'in birleşmesinden oluşmuştur. Kelime olarak "mezralarda yaşayan insanlar" anlamına gelir. Bunlar hâlâ Japonya'da çokça ayrımcılığa maruz kalmaktadırlar ve bunlardan bazıları seslerini yükseltmekten hiç çekinmeyen politik eylemcilerdir. Bunların en aşırı uçta olanları ve laflarını sakınmayanları, animelerde dört parmağı olan karakterlerin gösterilmesinin aslında bir ayrımcılık olduğunu ve atalarına hakaret oluşturacağını ileri sürmüşlerdi. Buna diğer ülkelerden ithal edilen dört parmaklı animasyonlar da dahildi. Yabancılar dört parmaklı yayınlarını Japonya'ya sokabilmek için önceden lobici gruplara ceza kabilinden bir ödeme yapmaya zorlanmaktadırlar. Disney'in bir dönem bu gruplara yılda 5 milyon dolar ödeme yaptığına dair bir söylenti vardı, karşılığında da Miki Fare'nin Japonya'da dört parmaklı olarak kalabilmesi için bu grupların onayını elde edecekti. Bu bize çok şey anlatıyor, özellikle de hepimiz Walt Disney'in "düşleri" ne kadar çok sevdiğini bildiğimiz için(!)

Sonuçta doğal olarak içerisinde dört parmaklı insan karakterler olan, çocuklar için yapılmış çizgi filmlerdeki karakterler düzeltilerek beşinci bir parmağa kavuştular. Bunlar arasında Nick Juniors, Bob the Builder ve 1994 İngiliz yapımı olan Postman Pat de vardı. Bazen büyük yapımlar bu yaptırımlardan kurtulabiliyordu, ama The Simpsons gibi çok tanınmış bir yapımın bile az sayıdaki bazı Japon video oyunu sürümlerinde parmaklarında düzeltmeye gidildi. Bu oldukça önemli bir mesele sayılabilir. Bütün bu nedenlerden dolayı animeler için daha insani olan beş parmaklı karakterleri muhafaza etmek gerçekten daha güvenli ve daha ucuzdu. Buna rağmen bazı Japon ressamlar ara sıra bu geleneği bozarak basitleştirilmiş dört parmaklı el çizimlerine yöneldiler. Mesela Astro Boy'da olduğu gibi. Karakterlerin çoğu Miki Fare'yle aynı nedenden dolayı böyle çizildi, yani beş parmaklı olduğunda eller çok kalabalık gözüküyordu. Ama sonunda Osamu Tezuka, Astro Boy'u kuralına uygun olarak beş parmaklı ellerle çizmeye başladı. Nedeni mi? Ona, bunu reklamlar için yapması gerektiği söylenmişti, böylece hiç kimseyi rencide etmemiş olacaklardı. Tabii ki animelerde "Chibi" gibi fazlasıyla basitleştirilmiş karakterlerin veya son derece deforme edilmiş karakterlerin parmaklarından biri eksik olabilirdi veya hiç parmakları olmayabilirdi, bilirsiniz "The Powerpuff Girls"ün yüzgeç benzeri elleri vardı. Bu kızlar gerçekten de kabul görmüşler miydi, evet gerçekten de gördüler, belki de kimyaları uyuşmuştur.

Batı animasyonunda dört parmak kullanımı hâlâ yaygındır, ama bu, beş parmaklı karakterlerimizin olmadığı anlamına da gelmez. "King of the Hill"in oyuncularına bakın, "Codename: Kids Next Door"a, "Samurai Jack"e, "Avatar: The Last Airbender"e ve diğerlerine bakın, tıpkı bizler gibi onların hepsi de tam takım, eksiksiz parmaklarla iş yapıyorlar. Ve "Rio Kastle"a bakın, bu videoyu kim seyreder onu da bilmiyorum ya. Sonuçta, dört parmak muammasının çözümü basit olmaktan çok uzaktadır. Bunun kökleri, gelenekler, para ve kültüre dayanır ve hattâ beyinlerimizin insana tam benzemeyen şeyleri nasıl algıladığıyla ilgilidir. Ve evet, dört parmak çizmenin kolaylığı vardır ama bilgisayar destekli animasyon alanında meydana gelen bütün o gelişmelerin animatörlere sağladığı kolaylıklarla, birkaç yıl içerisinde dört parmağın artık bir norm olmaktan bile çıkması mümkündür. Kendimizi cesur yeni bir dünyada bulabiliriz. (...Bundan sonraki bir iki satır Youtuber'ın kendi reklam anonsuydu, çeviriye koymadım)

 
Son düzenleme:

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,044
75,440
hiçbiryerde :)
Yine oldukça uzun ve kapsamlı
bir makale gibi olmuş videonun
çevirisi. Tabii yazılı kaynaktan
çeviriye göre çok daha zor olmuştur.
Uçak şirketlerinin ikramlarındaki
tek bir zeytin tanesini kısmalarıyla
milyon dolarlar tasarruf etmeleri
gibi olmuş bu dört parmak hikayesinin
bir boyutu. Japonya'da ise çok farklı
anlamları varmış.
Keyifli konu ve emekleriniz için
teşekkürler üstadım.
 

gitarisyen

Çeviri & Balonlama
7 Ara 2016
457
3,783
Hiçbir Şey Ülkesi
Bu kadar emeğe, bu kadar titiz çalışmaya ve video ses kuşağını çevirirken olayı bu kadar araştırıp konuya bu kadar hakim oluşunuza ne demek gerekir, bilmiyorum. Hani derler ya: "Şapka çıkarıyorum!" diye... Sanıyorum bu ayrıntılı çalışmaya şapka çıkarmak da yetmez. Kendi adıma bu kadar büyük bir emeği heba etmemek ve bizlerle paylaşma inceliği gösterdiğiniz kendi çeviri aktarımınızdan bir şeyler öğrenmek adına yazıyı sindire sindire okudum.

Orijinal alt yazısı olmayan konuşmalı bir videoyu çevirmenin ne kadar zor olduğunun farkındayım. Üstelik böyle uzun ve içinde yabancı / özel isimler olan bir videoysa... Üstüne üstlük videoda -kendi orijinal alt yazısı olmadığından- durak noktaları da bulunmuyor. Bunları ayırmak, düzenlemek, cümle hâline sokmak gerçekten büyük emek, sabır ve titiz bir çalışma istiyor. Bütün bu zorlukları tereyağından kıl çeker gibi halledip, bu -çoğunu ilk defa duyduğum- bilgileri bize üst düzeyde bir yetkinlikle aktardığınız için ne kadar teşekkür etsem az gelecek, biliyorum. Ama ben yine de teşekkür ediyorum.

Ellerinize sağlık, sevgili scanfan... İyi ki varsınız...
 
Üst