scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,318

Ripley's Believe It or Not! - 06/01/2018
Ripley'den İster İnan İster İnanma

6 Ocak 2018 tarihli "Ripley'den, İster İnan İster İnanma" (Ripley's Believe It or Not!) çizgi bandını genelde yaptığım gibi yine harici balonlarla çevirdim, zira elle yazılmış olan kendine has ilginç kaligrafisi yerine, fazlasıyla suni duracak olan bilgisayar fontlarını koymak istemedim. Çeviri lafın gelişi, birkaç satırlık önemsiz çeviriyi kendi ÇB forumuma koymak biraz tuhaf kaçıyor, ama asıl maksat planştaki konular üzerinde fikir yürütebilmek, diyardaşların merak duygularını harekete geçirmek, anılara yolculuk etmek vs. vs.

Believe_It_Or_Not_2018_01_Oca_06_B.jpg


"Jell-O", adı üstünde jelatinli bir tatlı markası. Eski bir marka, ben 50'lerin dergilerinde reklamlarını görürdüm ama firmasının geçmişi aslında 1897 yılına kadar gidiyormuş. Bu da sanırım aynı zamanda ürün adı olmuş marka adlarından bir diğeri. Her tıraş bıçağına "jilet", her sakıza "ciklet" dediğimiz gibi, kendi ülkesinde her jelatinli tatlıya da "Jell-O" deniyordu. Jelatin malumunuz hayvan kemiklerinin kaynatılmasıyla ortaya çıkan kollajenden elde edilen bir protein. Jelatinin tarihi daha da eskiye, 15. yy'a kadar gidiyor. Jelatinli tatlılar bizde de çok yaygındı (mutlaka şimdi de vardır), çocukken çok yerdik, bizde bunlara "jöle" denirdi. Bunlar kutularda toz halinde satılırdı, biz çocuklar toz halini de kaşık kaşık yerdik. Rengarenk çeşitleri vardı. Sıcak suda eritilip süslü bir kalıba dökülür, bir süre beklendiğinde katılaşır, ama şeffaf kalırdı. Bir de kalıptan tabağa alındığında titrerdi (Cem Yılmaz'ın deyişiyle, keşkül titretmesi!). Zaten yukarıda adı geçen filmin özel efektçileri Kızıldeniz'in ortadan yarılması sahnesini bu mamulü kullanarak hazırlarlarken jölenin bu titreme özelliğinden yararlanmışlar.

1920'li yıllara ait "Jell-0" reklamları.
jell-o_reklam1.jpg


Jell-O şirketi reklam verirken grafik tasarımcıların yanı sıra
karikatüristlerden de epey yararlanmış. Bunlar da 1950 ve 60'lardan.

jell-o_reklam2.jpg


1925 yapımı sessiz siyah-beyaz film "On Emir"i "Cecil B. DeMille" yönetmişti. Filmin bazı kısımları "Technicolor Process 2" denen bir teknikle renkli çekilmişti, bazı kısımlar da anilin boya kullanılarak elle boyanmıştı, buna da "Handschiegl reklendirme" deniyor. Kızıldeniz'in ayrılma sahnesi de Handschiegl sisteminin kullanıldığı renkli kısımlardan biriydi (sahne anilin boyayla renklendirilmiş, sepya renginde). Filme o tarihte gişede büyük başarı getiren bu yeni "iki şeritli ve iki renkli Technicolor" sistemiydi. (3 şeritli, ful renkli "Technicolor Process 4"in gelmesine daha vakit vardır, o 50'li yıllarda yaygınlaşacaktır). Döneminin çok pahalı bir filmiydi.

jell-o_10emir_de.jpg


Videoda 1923, 1956, 1974, 1994, 1998 vs tarihlerine ait birkaç tarihi filmde
Kızıldeniz'in yarılması sahnelerinin özel efektlerinin nasıl yapıldığı anlatılıyor (4 dakika)
Videonun yarısı 1923 tarihli "Cecil B. DeMille" filmine ayrılmış. 1956'daki yeniden yapım filmi de o yönetmişti.

Yıllar çinde çeşitli filmlerde Kızıldeniz'in yarılması

Denizin ikiye ayrılması sahnesi videoda 2:52'de
On Emir (1923) Kızıldeniz'İn Yarılma Saynesi

 
Son düzenleme:

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,405
Genetik ortaklık meselesi diğer türlerle artan oranlarda devam ediyor.Örneğin sineği örnek alacak olursak gen ortaklığımız yaklaşık % 55 civarında kurt köpeği ile % 80 ler dolayında ,yine Şempanze ile gen ortaklığı % 99 civarında buda doğal olarak evrimin / tekamülün bir parçası.Kızıldenizin yarılması olayı ise böyle bir durum söz konusu değil aslında Yaratıcının arada bir bilimi ortadan kaldırıp müdahale ettiğine ilişkin yazılı tarihte hiç bir örneği bulunmayan bir anlayış.Bu durum aslında denizin gelgit lerin etkisiyle geri çekilmesi olayıdır.Hz.Musa bunun bilgisine sahipti çünkü Amon rahipleri tarafından özel olarak yetiştirilmişti.Son dönem ilahiyatçıların bir kısmı bu durumu gündeme getirmeye başladılar zaten.Hz.İsa'nın babasız dünyaya gelmesi olayı gibi.Haliyle babasız dünyaya gelebilen kimse olmaz.Hz.İsa'nın babasıda anneside Hz.Meryemdir.Buda nereden çıktı derseniz son dönem ilahiyatçıların bu konuda ki çalışmalarından.Hz.Meryem'in özel bir yaratılışta ve hermofrodit olduğu fikri ağır basıyor artık.Konu ile ilgili bende farklı düşünmüyorum zaten.Arada bir bilimsel esler veren bir teolojik anlayışın kutsal kitapta yeri yok.Kaldı ki başka bir boyuttan gelen Hz.Adem fikrinin Kitabı Mukaddeste yeri olabilir ancak Kuran da bu durum yer almaz.Kuran Hz.Ademin dünyada yaratıldığını söyler yasak ağaç ise mülkiyet kavgası ve günah işlenmesi sonucu insanların ayrılmasını anlatır.Yoksa Yaratıcı Cennetten kimseyi kovmaz.Yada Cennette şeytan olmaz yada günah işlenmez bu mantığa oturmaz.
Benim araştırmalarım sonucu edindiğim fikirler bilimsel olmayan hiç bir şeyi asla kabul etmem.Açıklanabilir olmayan bilimsel denetim dışında bulunan düşünceleri hemen selekte ederim.
Paylaşım için teşekkür ederim.
 
Üst