Ciguli - Binnaz (1999)

İskenderunlu

Onursal Üye
29 Tem 2012
5,347
12,824
iskenderun-Hatay
Allah rahmet eylesin.31 ekim 2014 günü Ciguli Sofya'da vefat etti.(1957-2014) Bir zamanlar bizi bu şarkı epey eğlendirmişti.
CİGULİ KİMDİR?
Ciguli, 1957 yılında Bulgaristan'da doğmuştur. Bulgaristan resmi kayıtlarına göre adı Angel Jordanov Kapsov'dur. Asıl adı Ahmet'tir. 1991 yılında Çakıl Gazinosu'nda Hülya Avşar'a akordeon çalarak gazino hayatıyla tanıştı. 1998 yazında İzmir Fuarı'nda sahnede İbrahim Tatlıses ve Sibel Can'ın arkasında çaldı. İki sanatçının da sahne programı sırasında sergilediği renkli şovlarla adını müzik camiasında duyurdu. 1999 yılının Ocak ayında ise çıkardığı 'Binnaz' adlı şarkısıyla uzun süre gündemde kaldı. "Bizim Sokak" isimli dizide de rol alan Ciguli, 6. Kral TV Video Müzik Ödüllerinde En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçı ödülüne layık görülmüştür.
..
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231

Ciguli "Little Tramp" (Şarlo) karakterinin Türkiye versiyonuydu

"Hürriyet" gazetesinde 17 Ağustos 1999 tarihinde çıkan Serdar Turgut imzalı köşe yazısının başlığı "Ciguli'den özür dilenmeli" idi.
Yazının özünü veren cümle şu: ....Halbuki ben, Ciguli'yi Charlie Chaplin'in yaratmış olduğu "Little Tramp" (Şarlo) karakterine çok benzetiyorum. Klibine dikatli bakın, Şarlo'nun yürüyüşünü bilinçli olarak taklit ettiğini göreceksiniz...


Yazıdan bir bölüm:
Ciguli_arlo.jpg


Huzur içinde yatsın.

Ciguli: 'Ben de Bir Charlie Chaplin'im'
Deniz Durukan röportajı

Ciguli,1999 yılında Binnaz şarkısı, şapkası, sevimli hareketleri, akordeondaki ustalığı ve kendine has dansı ile bütün Türkiye'nin ilgisini çekmişti. Ardından başka albümler de geldi, ama Binnaz şarkısındaki kadar ilgi çekmedi bu çalışmalar. Geçtiğimiz günlerde de Tersoyum Safinaz'ı çıkaran Ciguli bu sefer Binnaz'ın aksine sıska bir kadın tiplemesiyle Safinaz'la dinleyicilerin karşısına çıkıyor. Ama Ciguli'ye bu sefer çok başka bir yerden yaklaşalım dedik. Onun sinemaya, özellikle de Charlie Chaplin'e olan hayranlığı üzerine konuştuk. Bakın neler anlattı Ciguli:
Sizin Charlie Chaplin hayranlığınız varmış. Üstelik onun gibi bir film yıldızı olmak istiyormuşsunuz.
Yıllardan beri, küçükten beri özenirdim Charlie Chaplin'e. Onun gibi hareketlere başladım yapmaya evde. İçimden gelen bir şey.
En çok Şarlo karakteri mi sizi etkiledi? Ya da onunla aranızda nasıl bir benzerlik kurdunuz?
Yakışan bir şeydi. Çok iyi bir artist, çok iyi sinema, şov yapan bir kişi. Şovmenlerin üstüne şovmen yani. Ben de onun gibi bir adam sanıyorum kendimi. Öyle bir film istiyorum yapmaya, televizyon için çekilen dizi gibi değil. Ama elimden tutan yok.
Charlie Chaplin sadece bir komedyen değil, sosyalist görüşe sahip bir sinemacı. Filmlerinde de yaşadığı sisteme karşı incelikli, ama sert tepkiler vermiş, hatta Hitler'i eleştirmiş, onunla alay etmiş. Bunun yanında aykırı kişiliğiyle de dikkat çekmiş. Bu yönlerini yakın buluyor musunuz kendinize?
(Gülüyor) Hayır, ben sadece komedi tarafına bakıyorum. Öbür taraflarına bakmıyorum. Ama o çok büyük bir şovmen diyorum, onun gibi birisi de gelemez. Ben sanıyorum onun gibiyim. İnsanları neşelendirmek, güldürmek çok istiyorum.
Ama siz hiç neşeli görünmüyorsunuz?
Ben ameliyat oldum biraz, baypas oldum, kalp kapakçığım değişti. Bundan biraz neşem kaçtı. Ama genelde hep neşeliyimdir.
Neşeli insanlar aslında çok hüzünlü insanlarmış gibi gelir bana.
Hüzünlü! Hüzünlü! Bazen üzülüyoruz yani, elimizden tutmuyorlar çünkü. Bakıyorum televizyonda yapılan filmlere, insanları hep ağlatıyorlar, üzüyorlar. İnsanları güldürmek, kahkahadan yerlere yatırmak gerek. Böyle yapmak isterim. Ama bana da öyle yazarlar olsun ki, benim fiziğime, benim yapıma göre yazsınlar. Çünkü on üç bölüm dizide Star'da oynadım; o yapıyı yazamadılar bana. Defalarca da süledim onlara, oyunu yazan senarist -Allah rahmet eylesin vefat etmiş- abi dedim sen yazamamışsın bana. Benim dedim oyunum değil bu. Ben bu değilim. Ben dedim Charlie Chaplin gibi bir adam. Bana lazım iyi yazasınız. Ben güler yüzlü bir kişiyim, ben insanları güldürmeye geldim. Ben insanları neşelendirmek istiyorum. Zaten insanlar beni gördükçe gülüyor. Ama benden bu şeyi bekliyorlar, gülmeyi, ama elimden tutan yok. Bana cesaret veren yok. Arkam yok Türkiye'de. Ben bunları söylemek isterdim zaten. Ama bana şimdiye kadar şu sorular gelmedi. İyi de sizler vardınız, geldiniz, şu soruları soruyorsunuz, ben de söylemek zorundayım yani. Benim oyunlarım değil, o on üç bölümlük dizi.
Niye kabul ettiniz o zaman? Senaryoyu okumadınız mı?
Benim anlaşmam üyledi. Ben sanırdım güzel bir rol verecekler bana. Okurdum senaryoyu ama, ben sanırdım öyle Charlie Chaplin gibi iş vereceklerdi bana. Çıkmadı! Adam kendine yazmış o senaryoyu, kendi üstüne. Hayatta ne yaşadıklarını. Değil benim üstüme. Ben o değilim.
O zaman yanlış olan bir şeyler mi var bu işte? Yazılan oyunla oyuncunun kişiliği uyuşmalı mı?
Var, ben hoşuma gitmedi yani. Evdeki kasetlerde diğer bölümlere baktım, kendimi bulamıyorum orada. Hoşuma gitmediği halde çok defalarca talep geldi çocuklardan. Zaten bu diziyi de çocuklara yönelik yapmıştık. Ama ben bakıyorum tam çocuklara göre olmadı bu dizi. Çok güldüremedik insanları, ben çok güldürmek isterdim, bundan üzülüyorum. Başka bir şeye üzülmüyorum. Ben Charlie Chaplin, Kemal Sunal gibi bir adamım. Ben böyle bir kişiyim. Ama bana böyle yazar yok. Yazar mı yok Türkiye'de yoksam, vaar, ne neşeli şeyler yapan var. Onlar beni de gördüler, ama bana yardımda kimse bulunmuyor. Görsün beni Türkiye, 70 milyon devlet.
Charlie Chaplin kadar cesur hissediyor musunuz kendinizi? Komedi bir anlamda da cesaret işi. Muhalif bir tavrı da olması gerekir insanın.
Cesurum, hissediyorum kendimi. Ondan daha cesur olabilirim.
Belki müzikle birleştirebilirsiniz.
Evet birleştirebilirim. Repliklere müzik girebilir. Akordeon çalarım. İnsanları güldürmek isterim, yapımda ağlatmak yok. Gün gelir belki bu röportaj sebep olur. Ameliyat bitti, sitiresler bitti, er şey bitti. Artık yapabilirim film. İnsanlar yalnız beni biliyor müzisyen olduğuma. Öbür tarafım oyuncu olduğuna tanımıyorlar beni.
Çocukluğunuz çok mu hüzünlü geçti ki, neşeye bu kadar önem veriyorsunuz?
Çocuklukta yaşadım. Babam öldü, beş kardeştik, çok yoksullukla yetiştik, ben okuyamadım. Tek tek kardeşlerim okusun diye kendimi bıraktım. Nota okumak isterdim, onu bilem okuyamadım. Pratik çalıştım, beyinle çalıştım. Ama çok çalışırdım. Çok üzüntülü şeyler yaşadım. Hep yardım ettim anneme. Annem çok az maaş alırdı, beş erkek çocuğa bakamazdı. Okumasa kardeşlerim, yok ekmek Bulgaristan'da. Okumuş insan hamal olamaz, ben de mecbur oldum, bıraktım okulu. Ona göre de o üzüntüyü neşeyle yaşarım. O yüzden hep neşeli şarkılar söyledim. Çocuklar tarafından hep sevildim.
Kimleri çok beğeniyorsunuz Türkiye'de?
Gülben Ergen'i. O çok ustaca oynamış, o dizide.
Dadı mı?
Evet, bir numara. Çok güzel güldürüyor, sözler çok güzel yazılmış. Bana öyle insan lazım. Böyle ustaca yazılan senaryo lazım. Gelelim Türkan Şoray'a. Onunla komedi kim oynadı? Haluk Bilginer. Ha ha şu. Aşağı yukarı Kemal Sunal gibi oynuyor, çok da güldürüyor. Neşe veriyor insanlar. Madem ben gülüyorum , diğer insanlar da çok gülüyor. Türkan Şoray da çok güzel oynamış. Yazarları kim bunların? Tebrik ediyorum o yazarları. İnsanları güldürmek büyük iş demek.
 
Son düzenleme:

Hakan Sait

Süper Üye
14 Ocak 2010
422
5,611
Antalya
Allah rahmet etsin. Mekânı cennet olsun. En son Güldür Güldür Show'a konuk olmuştu ve gayet iyi görünüyordu. Ameliyatta narkozdan uyanamamış.
 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul
Ben onu akordeonu, titrek sesi ve Freddy Kruger tarzında şapkasıyla hatırlayacağım.

Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun..
 
Üst