Davul Fırın

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231

Davul Fırın

Davlfr_n.jpg

Bir "Davul Fırın". Buradaki günümüzde üretilmiş bir model. Ama 50 yıl önce de tıpkı bugünkü gibiydi. Modeli hiç değişmedi.

Silindirik şekilli, kapakları yanlarda yer alan, küçük bir cam gözlem penceresi olan ve özellikle de büyük çaplı yuvarlak metal börek tepsilerini içine alacak şekilde tasarlanmış portatif elektrikli fırınlardır. Şekil olarak gerçekten bir "Ramazan davuluna" benzer. Yuvarlak büyük börek tepsileri Anadolu'da klasik odunlu fırınlarda veya evlerdeki tandırlarda çok eskiden beri yaygın olarak kullanıldığı için, bu model "Davul Fırın" ların sadece Türkiye'ye has olduğu söylenir, Avrupa ülkelerinde ve Amerika'da hiç bilinmediği rivayet edilirdi. Hattâ körü körüne Batı hayranı olan bazıları daha da ileri giderek, alaycı bir tavırla bu "Davul Fırınların" alafranga tuvaletlere sonradan eklemlenmiş "taharet muslukları"yla birlikte Türk tasarım endüstrisinin dünya endüstrisine bir armağanı olduğunu ileri sürerlerdi. Bu küçümseyici önermeye katılmamakla birlikte, o tarihlerde yabancı tüketim kataloglarını karıştırırken bu model fırınların satıldığına da şahit olmazdık.

Kendimizi bildik bileli bu fırınlar evlerde vardı. Başlangıç tarihinin, odun ateşiyle çalışan köy ve mahalle fırınlarının gittikçe azaldığı, şehirleşmenin hızlanmaya başladığı "1960'lı yıllar" olduğu hususunda mutabık kalırsak, "Davul Fırınların" bir ihtiyaçtan doğduğu kabul edilebilir. Modern şehir yaşamında evlerin mutfaklarına giren "ilk fırınlar" gazla çalışıyordu ve yuvarlak tepsilerdeki börekleri, baklavaları düzenli pişiremiyordu. Henüz ilkel bir yapıya sahip, ağır, üstelik pek de ucuz olmayan bu gazlı fırınlar böreklerin bir kısmını yakarken, bir kısmını da çiğ bırakıyordu, gaz tüplerini de çabucak tükettiği için de ekonomik bir pişirme yapamıyordu. Bu dezavantajı aşmak için börekler küçük tepsilerde yapılsa da, bu kez pişenler kalabalık ev ahalisine yetmiyordu. Tam bu sırada imdada "Davul Fırınlar" yetişti. Sağlı sollu kanat gibi açılan kapakları sayesinde koca koca tepsileri kolaylıkla içine aldığı gibi, fiziksel yapısı gereği içerideki ısıyı eşit derecede dağıtıyor ve baklavalar, börekler tam kıvamında ve her tarafı eşit bir biçimde pişiyordu. Üstelik ucuzdu. Mutfakta çok yer kaplayan bu fırınlar portatif ve oldukça hafif oldukları için, kullanılmadıkları zaman mutfaktaki bir dolabın üstüne kolayca kaldırılabiliyordu. Hatta yer darlığı varsa bazı aileler "Davul Fırınları"nı yatak odasındaki "gardırop"un üzerine kaldırırlardı. Bir de evlerde bu fırına sıcakken dokunup kazayla bir yerlerini yakmamış çocuk yok gibiydi.

Bugün modern ocaklı mutfak fırınları çok gelişme kaydetmiş olsalar da bazı ev hanımları klasik "Davul Fırınları"nı asla terketmezler ve onlarda yapılan yemeklerin daha lezzetli olduğunu iddia ederler. Zaten bu pratik mutfak aleti ülkemizde halâ üretilip satılmaktadır. Bir de benim gördüğüm "Davul Fırınlar"ın rengi çoğunlukla kırmızı ve kırmızının farklı tonlarında olurdu nedense. Şimdikilerde de kırmızı renk hakimiyeti var.

 
Son düzenleme:

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,039
75,336
hiçbiryerde :)
Bizim işyerinde de aynı bu renkten
bir davul fırın var ve becerikli arkadaşımızın
yaptığı yemekleri afiyetle tüketmekteyiz :)

Düzeltme: Şimdi baktım da kahverengiymiş,
işi bitince konulduğu buzdolabının
üzerinde duruyor aslanlar gibi:)
 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul
Herhalde bu fırınların olmadığı ev yoktu eskiden.. Bizde de vardı ama metal renginde idi. Ayrıca komşularımızda da bu renkte olduğunu hatırlıyorum. Acaba benim mi aklımda yanlış kalmış, yoksa geçmişte (80lerin ilk yarısı ve öncesi) sadece metal renginde mi üretiliyordu.

Bu arada sevgili Scanfan yazdıklarınızı büyük bir keyifle okudum. Şayet ileride burada yazılanları kitaplaştırma imkanım olursa, kaynak göstererekk bu tarz keyifli yazıları eklemek isterim.. Tekrardan elinize sağlık üstadım..
 

gandor08

Yönetici
6 Ocak 2013
18,364
141,481
Abi biz daha hala gri aliminyum çinko karışımı olan bu davulu kullanıyoruz. Aynı eskiden olduğu gibi. Ankarada almıştım, burda da kayınvalideye aldık. Bizim çok işimizi görüyor.
 

Baltimora

Yönetici
16 Nis 2009
9,577
34,703
İstanbul
Abi biz daha hala gri alüminyum çinko karışımı olan bu davulu kullanıyoruz. Aynı eskiden olduğu gibi. Ankarada almıştım, burda da kayınvalideye aldık. Bizim çok işimizi görüyor.

Hehhhhh!.. İşte esas tabir buydu!!.. Gri alüminyum çinko karışımı.. :)

Bu arada sonradan çıkan fırınlı ocaklar ve de ankastre fırınlar aynı görevi görmüyorlar zira tepsileri daha küçük.. Hele ki günümüzün modası olan ankastre fırının tepsileri nerdeyse çay tepsisi gibi.. :D
 

kicker

Süper Üye
14 Nis 2010
637
1,445
Bu fırınlardan bizim evde de vardı. Bizimki boyasız parlak alüminyumdan yapılma idi. Fırın çalışırken eğilip içinin üst tarafına baktığınızda, akkor hale gelmiş rezistans telini görürdünüz. İlk modellerin ısıtıcı telleri meydanda idi, tıpkı ilk elektrik sobaları gibi... Bu nedenle telleri kolayca bozulur ve kopardı. Özellikle sıcakken fazla sarsmamak gerekirdi. Bizim evde herkes iştahlı ve kilolu olduğu için, sık kullanılır ve çabucak bozulurdu. Benim çocukluk ve ergenlik yıllarımda bunlardan 6-7 tanesini eskitip yeniden almışlığımız vardır. Eski modellerde ısı ayarı bulunmazdı, o ayarlar 90 lı yıllarda bu fırınlara eklendi. Bazı modellerin çift katlı ve iki tepsiyi birden aynı anda pişirme kabiliyetli olduğunu hatırlıyorum. Bu iki katlı olanlarda, börek sinilerinin belirli aralıklarla çıkarılarak yer değiştirmesi gerekirdi, yoksa birer yüzleri fazla kızarır ve yanabilirdi. Bu fırında pişen dökme böreklerin tadı hala damağımdadır...
 
Son düzenleme:
Üst