Tarihi canlandırmalar...

scanfan

Yönetici
25 Eyl 2013
7,211
75,231

Tarihi Canlandırmalar
(Historical Reenactment)

Bugün "İstanbul'un fethinin 563. yıldönümü" ve ilgililer bugüne kadar görülmemiş bir harcama ve çabayla her yıl yapılagelenlerden daha görkemli bir kutlama töreni hazırlamışlar. Törenlerin bir parçası olarak da inşa edilen devasa sur maketleri üzerinden fetih canlandırımış. Canlandırmada kalabalık bir kostümlü figüran ordusu, tarihi toplar, aksesuarlar, özel efektler, müzik, ışık gösterileri vb kullanılmış. TV'den hazırlıklarını izlediğim kadarı ile bu gösteriler ülkemizde şimdiye kadar gördüklerimin en gösterişlisi olacak.

Hatırlanacağı gibi birçok kentin "kurtuluş günleri" benzer törenlerle kutlanırdı (eski coşkusu olmasa da hâlâ kutlanıyor). Bu kutlamalarda bir grup kostümlü figüran yerel kuvvetleri temsil ederken, bir başka grup da işgalcileri temsil ederdi (hattâ malum nedenlerden işgal güçlerini temsil edecek figüran bulmada zorlanılırdı, zira kimse düşman kılığına girmek istemezdi). Bu gösteriler maddi imkânsızlıklar ve profesyonelce davranılmaması nedeniyle nispeten daha sönük olurdu. Kıyafetler ve aksesuarlar (silah, fişeklik, matara vb) genelde aslına uygun olmazdı (spor ayakkabı giyen bile vardı, gözlüğünü çıkartmayan, ya da kolunda modern saat taşıyan). Koreografi de olmayınca çatışma sahneleri müsamere kıvamında kalırdı. Ama bütün bunlar bizim bu canlandırmaları seyrederken heyecanlanıp gözlerimizin yaşarmasını engellemezdi. Hüngür hüngür ağlayan yaşlılar, kendini kortejin önüne atıp figüranlara sarılarak öpenleri bile görürdük (düşman kuvvetlerine gönül koyanları da! İşte ondan kimse düşman kılığına girmek istemezdi, ücretiyle bile!)

Bazı arkadaşlarımız (hattâ bazı gazete yazarları bile) snob bir tavırla bu tür gösterilerin medeni ülkelerde olmadığından, bunun eski yıllardan kalan bir alışkanlık, ilkel ve hamasi bir gösteri olduğundan filan bahseder, duygularımıza limon sıkarlardı. Oysa Batı ülkelerinde de bu tür uygulamalar çok eskilerden beri yapılıyormuş, hem de en alâ şekliyle. Olayın adına onlar "historical reenactment" ya da sadece "reenactment" diyorlar. Bu işi yapanlar genelde amatörlerden oluşmuş kişiler ve oluşturdukları "reenactment grupları"yla zaman zaman biraraya gelip ciddi çalışmalar yapıyorlar. Her yaştan ve meslekten insan bu işi hobi olarak yapıyor. Kostüm ve aksesuararını kendileri yapıyorlar, masraflarını kendi ceplerinden karşılıyorlar. Üstelik her bir grup farklı bir tema üzerinde uzmanlaşmış. Kimisi Amerikan İç Savaşı, kimisi 1. ve 2. Dünya Savaşları, kimi de Orta Çağ savaşları, Roma Dönemi, Vikingler vs gibi temaları işliyorlar. Bu işi çok ciddiye aldıklarını söylememe gerek yok sanırım. Hattâ o kadar çok ciddiye alanlar var ki rakip grupların hatalarını arayıp buluyorlarmış. Kostümlerdeki dikiş hatalarına kadar didikledikleri için de bunlara "dikiş sayanlar" da diyorlarmış. Bu insanlar en azından tarihlerine sahip çıkıyorlar ve geçmişle olan bağlarını kopartmıyorlar.

Tabii biz bunların varlığını internet çağından sonra öğrendik. Bu tür şeyleri tu kaka eden arkadaşlarımıza bir karşılık verememiştik o zamanlar. Elimizin altında bu imkânlar olsaydı hemen referans gösterirdik. Geçenlerde bir başka kendini bilmez köşe yazarı da askeri geçit törenlerinin Batı'da olmadığını yazmış! Resmi geçitte yürüyen kalpaklı temsili Kuvayı Milli askerlerinin-ki bunlar hep yaşlı olurlar- yaşlarının tutmadığı gibi komik savlarda bulunmuş. Yani ona kalırsa bugün yapılan İstanbul'un fethi canlandırmasında da 580 yaşında figüranlar bulmamız gerekecek!

Bundan sonra bir kurtuluş günü töreni canlandırmasına denk gelirsem bütün gücümle alkışlayacağım, mümkün olursa aralarına katılacağım, olmazsa da duygularımı saklamayıp hiç çekinmeden göz yaşlarımı tutmayacağım. Bu arada en çok 9 Eylül'deki İzmir'in kurtuluş günü kutlamalarını ve orada yapılan tarihi canlandırmayı severim. Atlı askerlerin hükümet konağı önüne gelişleri ve bayrağı değiştirmeleri görmeye değer. Şimdi biraz değiştirmişler galiba, daha sönük gibi geldi bana. Eskiden atların nallarından kıvılcımlar mı çıkardı, yoksa bize mi öyle gelirdi.

İzmir'in kurtuluş günü törenlerinden tarihi canlandırmalar:
file


Muhtelif Batı ülkelerinden tarihi canlandırmalar
file


Eski Roma Dönemine Ait Bir Canlandırma
Eski Roma Dönemine Ait Bir Canlandırma

 
Moderatör tarafında düzenlendi:

sarkomer

Yönetici
18 Ağu 2009
13,336
302,071
Yorumunuzu keyifle okudum,
resimleri de keyifle izledim.

Ne demiş milli şairimiz;
"Zulmü alkışlayamam, zâlimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem."

Teşekkür ediyorum değerli kardeşim;
saygılarımla...

52308R.gif
 

serdary67

Onursal Üye
18 Eki 2009
8,726
25,910
ordu-turkey
Aslında İstanbul 2 kez alındı. İlki Fatih döneminde, 2. ise 1.Dünya savaşından yenik çıkan Osmanlının mihfer devletlerce işgalinde... İzmir ve İstanbu'lun işgalinden sonra başlayan Kurtuluş harbimizin sonunda tekrar elimize geçmesiyle 2. Fetih de başarılı olmuştur. Bence asıl 2. Fetih çok daha önemlidir.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

KARAOĞLAN

Onursal Üye
2 Şub 2010
3,004
20,630
Gaziantep
Ben olaya şöyle bakıyorum; Şehirlerimizin kurtuluş şenlikleri ile İstanbul'un Osmanlılar tarafından işgali aynı kategoride değerlendirilemez.
60 bin nüfusu olan bir şehri 150 bin askerle kuşat, 2 ayı aşkın bir süre topa tut, sonrada şehri kan gölüne döndürüp, birikimlerini yağmala, yaşlıları sakatları öldür, gençleri ve kadınları esir pazarında sat. Aradan bunca yıl geçtikten sonrada "zafer" diye kutlama yap.
O zaman günümüzdeki bütün emperyalist işgalleri de kutsamamız gerek.

Bu vesileyle köhne, yıkılmaya yüz tutmuş Bizans'ın fethini içeriden, hüzünlü bir bakışla anlatan Mika Waltari'nin "BİZANSLI AŞIKLAR" adlı romanının okunmasını salık veririm.
 

md35

Kıdemli Üye
28 Haz 2013
202
708
Çizgi Diyarında daha önce de siyasi yorumlar yapanlar oldu, hatta marjinal siyasi yorumlar yapanlar da. Anlık huzursuzluklar yaşansa da yönetimin kararlı tutumu ile bu huzursuzluklar aşıldı. Çizgi Diyarı bütün Türkiye’yi kucaklamaktadır. Bütün çeşitliliği ile Türkiye profilidir. Her hangi bir kulüp aidiyeti aramamaktadır. Koşulsuz olarak üye kabulü yapmaktadır. Böyle yaparak çok iyi bir işi başarmaktadır. Bütün farklılıklarımıza rağmen bir arada olabileceğimizi, bunu başarabileceğimizi hepimize göstermektedir.

Elbette hepimiz farklıyız. Farklı düşüncelerimiz olacak. Farkı felsefi ve siyasi görüşlerimiz olacak. Farklılıklarımıza rağmen bir aradayız. Farklılıklarımıza rağmen birbirimizi sevebiliyoruz. Olması gereken ideal durum ve medeni duruş budur. Bunun bozulmaması lazım geldiğini düşünüyorum.

Zaman zaman kendi hayat görüşünüzü yansıtan siyasi,felsefi mesajlar verme çabası içinde oluyorsunuz. Şimdi de benzer bir çaba içindesiniz. Osmanlı’yı sevmemek, nefret etmek hakkına mutlaka ve elbette sahipsiniz. Ama Çizgi Diyarı bu düşüncelerinizi ifade edeceğiniz yer olmadığını düşünüyorum.

Yorumunuz bazı marjinal marksist çevrelere ait düşünceleri yansıtıyor. Osmanlı’yı işgalci olarak nitelendiriyorsunuz. Düşüncelerinize katılmıyorum. Bu düşüncenizi kınamakla yetinmek istiyorum. Bakın bazı şehirlerimizin isimleri Bizans’tan olduğu gibi bize gelmiştir. İznik İz-nikea'dan, İzmir Smirne’den, Edirne Hadrian-a-polis’ten, Bursa Brusa’dan, Konya İ-konya’dan, Kayseri Kayzer’den, Erzurum Arz-ı Rum’dan gelir. Bu liste böyle uzar gider. Sizin mantığınıza göre biz buraları da işgal etmiş olan işgalcileriz öyle mi? Sizin mantığınıza göre sadece İstanbul’u değil saydığım yerlerin tümünü ve dahasını, Bizans’ın varisi olduğunu iddia eden Rum’lara mı vereceğiz? Ermeniler de doğu ve güney doğu Anadolu’nun kendilerine ait olduğunu ve bizim işgalci olduğumuzu iddia ediyorlar. Sizce ne yapmamız gerekiyor? Doğu ve güneydoğu Anadolu’yu işgalci olarak sadece Ermeniler görmüyor. Türkiye’nin baş belası lanetli terör örgütü de öyle görüyor. Onları da mı haklı görüyorsunuz? Vatan sever olmayı kusurlu, absürd bir duruş olarak mı görüyorsunuz? Umarım siyasi ve felsefi içerikli bu türden şahsi düşüncelerinizi burada paylaşmazsınız. Çizgi diyarı sevgi diyarı, dostluk ve kardeşlik diyarı. Farklılıklara rağmen bir arada olma, birbirini sevme ve sayma diyarı. Çizgi Diyarı’nın sadece bizim değil gelecek nesillerin de muhabbet ve dostluk içinde buluştuğu uzun ömürlü bir yer olarak kalmasını diliyorum. Tüm Çizgi Diyarı dostlarına selam, sevgi ve saygılarımla.
 

mustibey

Süper Üye
23 Ara 2010
2,161
4,968
"Çizgi Diyarı" sevgi diyarı, "Çizgi Diyarı" dostluk diyarı "Birlikte, bir arada vs vs..."
Birlikte "üniformik"!, tek ses, tek vücut; zinhar arada farklı ses olmaya... Farklı seslermiş, farklı renklermiş, farklılık güzellikmiş bunlar sözde şeyler. Öyle deriz ama sakın farklı lakırdılar etmeyin sonra "öcüler" kapar!!!
 
Üst