Yeşilçam'ın Mecnunları, Karakter Oyuncuları

[scanfan]

Karakter Oyuncuları
Yeşilçam'ın Mecnunları
Sinemaya Adanmış Kırık Hayatlar

Çoğunun isimlerini öğrenemeden göçüp gittiler bu dünyadan. "Yeşilçam" filmlerinde yardımcı rollerde oynayan, filmin jönünden sürekli dayak yiyen karakter oyuncuları yani figüranlar. Genelde kötü adamları canlandırırlardı. Belirli bir mekânları olmazdı bunların. Menajerleri filan hiç olmadı. Genelde Yeşilçam sokağındaki kahvelerde oturur, iş beklerlerdi. Çoğunun yatacak yeri bile yoktu. Sigorta filan hak getire. Yadigar Ejder, Süheyl Eğriboz, Celal Yonat, Danyal Topatan, Sami Hazinses, Seyfettin Karadayı, Sönmez Yıkılmaz, Hakkı Kıvanç, Çetin Başaran, Ali Kemal İskender, İbrahim Kurt, Cevdet Özalaş, Zeki Sezer, Yavuz Karakaş bunlardan sadece birkaçı. Yüzlerce hatta binlerce filmde rol almalarına rağmen çoğunun iki yakası bir araya gelmemiştir. Birçoğu sefalet içinde bu dünyadan göçüp gittiler. 800 filmde oynayan Yadigar Ejder Taksim Parkı'nda donarak ölmüş. Akciğer kanserine yakalanan Danyal Topatan sosyal güvencesi olmadığı için tedavi olamadı ve evinde kimsesiz öldü. Bizler onların yüzlerini çok iyi hatırlarız, hattâ lâkaplarını da biliriz, ama gerçek adlarını bir türlü öğrenmek zahmetine katlanmadık. Onlara vefa gösteremedik.

Aşağıdaki yazı "Nokta" dergisinin 2 Şubat 1992 tarihli sayısından. Demek ki o zaman bu muhteşem insanlardan bazıları hayattaymış.

​

 

[Beymelikli18]

scanfan üstadım nerden buluyorsun bu yazı dizilerini çok güzel bilgiler Yeşiçam'ın ruh var burada.. Teşekkür ederiz ellerinize sağlık.

 

[kandraks53]

Bu acilar sadece Yeşilçam sektöründe yaşanmadı..Tiyatroda,sporda,edebiyatta velhasıl birçok sektörde yaşandı..Türkiye'nin kanayan bir yarası bunlar..Üzülüyoruz başka birşey yapamıyoruz..Teşekkürler scanfan Bukonuları unutturmaamak lazım..

 

[Lichtenberg]

Ben şahsen de hepsinin yüzünü, hatta sesini biliyorum, hatırlıyorum, ama çoğunun gerek gerçek, gerekse sahne adını çok sonraları, imdb veya sinematurk gibi internet sayfalarından; yada ancak başlarına bir şey geldikten sonra gazete, medya haberlerinden öğrendiğimi itiraf etmeliyim...

 

[Lichtenberg]

Yalnız, ben Yadıgar Ejder'in parkta donarak ölmediğini, bunun bir internet efsanesi olup, gercekte ufak bir restoranda yemek yerken kalp krizi geçirerek vefat ettiğini okumuştum. Bilmiyorum hangisi doğru. Bundan öte, gerçek adı hakkında da farklı farklı söylentiler vardı.

 

[scanfan]

Yalnız, ben Yadıgar Ejder'in parkta donarak ölmediğini, bunun bir internet efsanesi olup, gercekte ufak bir restoranda yemek yerken kalp krizi geçirerek vefat ettiğini okumuştum. Bilmiyorum hangisi doğru. Bundan öte, gerçek adı hakkında da farklı farklı söylentiler vardı.

Bu konuda haklı olma ihtimaliniz yüksek, sevgili "Lichtenberg" dostum. Her ne kadar değerleri bilinmemiş olsa da, hatta isimleri hatırlanmasa da, toplumda bu karakter oyuncularına fazlaca sempati duyulmaktadır (bizim insanımız genelde mağdurun tarafında yer alır). Bu nedenle de hayranları onlar için internette akla gelmedik "dramatik sonlar" yazmışlar. Bunların bazıları doğru, bazıları da abartılı ya da uydurmadır. Örneğin bu yazıyı çeşitli kaynaklardan derlerken önce "Danyal Topatan'ın sokakta kaldırımda soğuktan düşüp öldüğü, otopsi sonucunda iki gündür bir şey yememiş olduğunun anlaşıldığı, midesinden bolca ispirto çıktığı" gibi bilgilere rastladım. Yaşam tarzını takip ettiğim için önce bunlar bana inandırıcı geldi, çünkü dipsomani derecesinde alkol alırdı. Bilgileri tam o şekilde giriyordum ki, içime bir kurt düştü ve eski gazete arşivlerine baktım, öyle değilmiş, yukarıda yazdığım gibiymiş: yani terminal safhada akciğer kanseriymiş, sigortası olmadığı ve düzgün tıbbi yardım alamadığı ve bakılmadığı için görece az yaşamış. Evinde ölmüş. "Yadigar Ejder"le ilgili de nette çelişkili bilgiler vardı. Ama ne yazık ki bu bilgileri gazete arşivlerinden doğrulatamadım. O yüzden nette en çok yazılan akibetini buraya aldım. Sizin yazdığınız 'son' da internette vardı ama ben nedense öteki sonu tercih etmişim (belki ben de dramatik bir sonu uygun bulmuşum!)

​

 

[direnc11]

Bu hüzünlü tablo değişmeden devam ediyor. Sinema ve dizi işlerinde hâlâ sigortasız ya da herhangi bir güvence olmaksızın, üstelik çok uzun mesailerde ve zorlu koşullarda çalışmak bir gelenek halini almış durumda. Acı, çok acı. Bu üzücü durum maalesef sanatın her alanında çok yaygın.

Belki Türkiye'nin en önemli müzik insanlarından birisi olan ve hayatını birkaç gün önce kaybeden Ergüder Yoldaş'ın cenaze töreni çok hazin, sanatçı dostları bile yalnız bırakmış onu bu son yolculuğunda:

Sanatçıya, insana verilen değerin arttığı günler görebilmek dileğiyle scanfan üstadıma teşekkür ediyorum.

 

[İskenderunlu]

2011 yılında vefat eden İskenderunlu Yeşilçam sanatçısı Cem Erman'ın da cenazesine 13 kişi civarında katılmış ve kendisine büyük vefasızlık yapılmıştı.Cem Erman yaş olarak benden büyüktü ama en iyi arkadaşlarımdan biriydi.Mekanı cennet olsun..

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için Giriş yap veya üye ol.

 

[büyük beyaz]

Hepsi de dünyaya erken gelmiş.
20 yıl geç gelselerdi tv onlara çok daha iyi bir hayat sunardı.

 

[Baltimora]

Sevgili scanfan, her zamanki gibi bu paylaşımınızı da bir solukta ve de beğenerek okudum. Merhum Yadigar Ejder ile ilgili bir yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum.. Bu vesileyle tüm Yeşilçam emekçilerini saygıyla anıyor, Allah'tan ruhlarının şad olmasını diliyorum..

ALINTIDIR..

Herhangi biri.
Ya da çok özel biri.
Yüzleri çok tanıdık ama adları bilinmeyen insanlar vardır hayatın bir yerinde. Varlıkları sadece başkalarının varlığını güçlendirmekle tanımlanan insanlar vardır. Herhangi birileri, falanca ya da filanca. Adı, soyadı hiç önemli değil. Başkalarının statüleri uğruna aşağılanan, itilen, hırpalanan gerektiğinde ölümlere gidip gelen insanlar.

Ya da figüranlar diyelim biz bunlara.

Perdenin hazin yüzleri.

Adları sinema afişlerine yazılmayanlar. Yüzleri tanıdık, isimleri bilinmeyen insanlar. Belki de kahvedekilere en çok benzeyenler. Yeşilçam'da da kahvede oturmazlar mı iş beklemek için. İnşaat işçilerine ne çok benzerler. Bir yapımcının kahveye girip de iş dağıtmasını beklemek.

Makyajsızlar...

Senaryoyu okuma ihtiyacı olmayanlar. Filmin bir yerinden girip, öylece yok olanlar. Dayak yiyip, ölüp, çay dağıtıp, durakta bekleyip filmden kopup gidenler. Hayatın ıssız sokaklarında gezip, filmin ayrıntı karelerinde yer bulanlar. Makyaja ihtiyaç duymayan figüranlar.

Onlardan biriydi Yadigar...

İri gövdeli, uzun boylu, seyrek dişli, çirkin bir adam. Kötüler hep çirkin olmalıdır değil mi?

Filmlerde eşşek sudan gelinceye kadar dayak yerken tanıdık bu iri adamı. Bazen Cüneyt Arkın dövüyordu bazen de Kemal Sunal. Şaban'dan dayak yemesi ne kadar da trajiktir. Eğer günlük hayatta olsa hepsini dövebilecek niteliktedir Yadigar. Gel gör ki dayak yemek için para almaktadır. O da dayağın en iyisini yer.

O dayak yerdi biz gülerdik. Kahramanımız gözümüzde büyürdü ona dayak atarken. O kadar iri bir adamı dövebilmesine hayran olurduk kahramanımızın. O ise sesini çıkarmadan içtenlikle yerdi dayağı. Hep kötü bir babanın adamıydı Yadigar. İyi insanlara saldırır, kötülüğe hizmet eder, haince kahkahalarla gülümserdi.

Sahiden o kadar kötü olabilir miydi?

Diğer figüranlar onun kadar iri olmadığı için onun dayak yemesinin ayrı bir anlamı olurdu. İşi daha önemli hale getirirdi. En son o dayak yerdi. Final döğüşü olurdu. Onu dövmenin önemi hepsinden çoktu. Çünkü en dövülemez olanı oydu.

Bu sahneler hiç değişmedi. Yani onun bir kez olsun dövebildiğini ve böylece filmin bittiğini görmedik. Senaristler hiç sürpriz yapmadılar bu iri adama. Günlük hayatın akışı, kaderin tecellisi hiç değişmedi. İsmi anılmayanlar, makyajsızlar hiç finalde tutunamadılar. Filmin acı karelerine malzeme olup, yitip gittiler öylece.

Yeşilçam'ın figüranlar kahvesinin kasvetli havası sinmişti Yadigar'ın üzerine. Gülümsemiyordu koca adam. Günler boyu iş beklemek sonra filme girip bir ton dayak yiyip çekip gitmek. Yediremiyordu kendine ama ekmek parası işte. Emekçisi olmuştu sinemanın. Öyle bar köşelerinde değil filmin içinde emeğini konuşturuyordu Yadigar. Türk sinemasının binlerce karesine görüntü vermişti. Varsın ismi de bilinmesindi.

Gerçi hayat zordu. İki film yapıp imaj yapanlar, soyunanlar, dünkü çocuklar parayla oynarken yılların sinema emekçisinin karnı günlük doyuyordu.

Bugün doyuyor yarını bekliyordu koca adam.

Son zamanlarda işleri iyi değildi Yadigar'ın. Parasızlık çekiyordu. Birileri ün, para, imaj peşinde koşarken Yadigar'ın durumu gitgide kötülüyordu.

Hey gidi koca adam.

Her yanını utanç kaplamıştı. Dayak yemekten büyük bir utanç. İyice parasız kalmış karnını doyurmakta güçlük çekiyordu. Kirasını ödemeyeli çok zaman olmuştu. Tek göz bir odaydı kaldığı. Buna rağmen kira parası bulmakta güçlük çekiyordu.

Bir gün evinden çıkardılar Yadigar'ı. Kimi kimsesi yoktu İstanbul'da. Buz gibi soğuk bir gece vakti Taksim'e çıktı birkaç parça eşyasıyla.

Havada hain bir soğuk kol geziyordu. Kimsecikler yoktu koca meydanda.

Buralarda ne kadar çok dolaşmıştı.

Bir banka uzandı. Ellerini bacaklarının arasında ısıtmaya çalıştı.

Öksürüyordu epeydir koca adam. Uyku girmedi önce gözlerine. Yarını düşünüyordu.

Sonra yorgunluk çöktü. Ağır ağır kapandı gözleri.

Bir uyudu, bir daha uyanmadı.

Bir uyudu, bir daha dayak yemedi kimseden.

Bir uyudu kimseler bilmedi ismini.

Bir öldü yalnız Taksim Meydanı ağladı koca adama. Sokak köpekleri tuttu yasını.

Yaşamın son karesini asillere yakışır bir onurla oynadı adam.

Bir figüran gibi öldü; kimsesiz, yalnız, gözyaşı dökmeden....

Yazan: Tarık Tufan

 

[Dedecan 61]

Yadigar Ejder, Mesut Engin ve daha niceleri ama kaderleri hep aynı be kardeş, hüzünlü ve dram bir yazıydı her hâlikarda.. Yeşilçamcının (eğer star değilse) sonu hep aynı oluyo maalesef.. Bu hassas ve önemli konu için teşekkür..

 

[abolardis]

Yadigar Ejder çok yakın akrabamdır.
Onun hikâyesi çok dramatiktir.

 

[abolardis]

Bizim aileden epeyi siyasetçi,sanatçı,bilim adamı,burjuva ,olimpiyat şampiyonu vardır laf aramızda.Bende bu anlamda ünlü sayıyorum kendimi.

 

[yeryüzü]

Yadigar Ejder çok yakın akrabamdır.
Onun hikâyesi çok dramatiktir.

Yadigar Ejder bizim kuşağın çok iyi
tanıdığı, mahallemizden biriydi tabiri
caizse. Onun hakkında daha çok şey
bilmek isterdim sizin akrabanız imiş üstelik...
Yıllar önce olsa asla tahmin edemezdim o
filmlerdeki yarı kahramanımızın böyle bir
yakınlığı olan bir dostla aynı platformda olacağımı...

Hayat çok ilginç, iki ay sonra Çernobil'e
bir ziyaret planımız var, halbuki 30 yıl önce,
o meşum olay olduğunda, hayal bile edemezdim;
tıpkı Mister No, Revolution serisinin son
sayısında bahsedildiği gibi: Bazen "tarih"
(gerçek) ile "ütopya" (hayal) arasındaki
çizginin aslında ne kadar ince olduğunu
yaşayarak öğreniyoruz...

 

[abolardis]

Dayımın oğlu olur Rahmetli.
Dayım yurtdışında oda rahmetli oldu.
Anneleri genç yaşta vefat etmişti.
Dayımda çok iri yarıydı.
Bir o kadar insancıl bir insandı.
Çok büyük yokluklar ,anne eksikliği,yurt dışında bir süre Yadigâr bugünki anlamda bodyguardlık yapıyor.
Birgün saldırıya uğruyor kalabalık bir grup 11 kişi kadar dayımın anlattığı hepsini hastanelik edince Almanlar biz bunla uğraşamayız diyerek sınırdışı ediyorlar.
İnanılmaz bir kuvveti vardı.
Kentte gezerken bir otomobil sahibi ile münakaşa ediyorlar.
Yadigar tamam sen haklısın diyerek arabanın ön tarafından kaldırıp aracı ters çeviriyor.
Tek elle iddia üzerine 90 kiloluk birisini kaldırıp askıya asmıştı.
Çok iyi yürekliydi.
Kardeşi Almanya da Mühendis halen..
Basından uzak yaşamayı tercih ediyor.
Bir gün rahmetli Cüneyt Arkın la şakalaşıyor.
Tabi sonuç malum tek elinde Cüneyt havada askıda kalıyor.
Şimdi ismini vermeyelim meşhur siyasilerden biriylede kuzendir.
Yeşilçam tarafından keşfedilmesi,ailesinde ki rahatsızlıklar gerçekten film olur.
Yeşilçam da bir Yadigâr....

 

[Baltimora]

Dayımın oğlu olur Rahmetli.
Dayım yurtdışında oda rahmetli oldu.
Anneleri genç yaşta vefat etmişti.
Dayımda çok iri yarıydı.
Bir o kadar insancıl bir insandı.
Çok büyük yokluklar ,anne eksikliği,yurt dışında bir süre Yadigâr bugünki anlamda bodyguardlık yapıyor.
Birgün saldırıya uğruyor kalabalık bir grup 11 kişi kadar dayımın anlattığı hepsini hastanelik edince Almanlar biz bunla uğraşamayız diyerek sınırdışı ediyorlar.
İnanılmaz bir kuvveti vardı.
Kentte gezerken bir otomobil sahibi ile münakaşa ediyorlar.
Yadigar tamam sen haklısın diyerek arabanın ön tarafından kaldırıp aracı ters çeviriyor.
Tek elle iddia üzerine 90 kiloluk birisini kaldırıp askıya asmıştı.
Çok iyi yürekliydi.
Kardeşi Almanya da Mühendis halen..
Basından uzak yaşamayı tercih ediyor.
Bir gün rahmetli Cüneyt Arkın la şakalaşıyor.
Tabi sonuç malum tek elinde Cüneyt havada askıda kalıyor.
Şimdi ismini vermeyelim meşhur siyasilerden biriylede kuzendir.
Yeşilçam tarafından keşfedilmesi,ailesinde ki rahatsızlıklar gerçekten film olur.
Yeşilçam da bir Yadigâr....

Çok hüzünlü bir hikaye.. Maalesef sonu da öyle bitti.. Ruhu şad, mekanı cennet olsun. Bu özel paylaşımınız için teşekkür ederim sevgili abolardis..

 

[Dedecan 61]

Dayımın oğlu olur Rahmetli.
Dayım yurtdışında oda rahmetli oldu.

Yeşilçam da bir Yadigâr....

Evvelâ forumdaki tek akrabası olduğun için başın sağolsun diyorum dostum.. Gelellim sadede.. Ben burada nacizane bir yeşilçam araştırmacısı ve hayranıyım fakat yıllardır üstadın vefat sebebini herkes gibi taksim veya Gülhane parklarından birinde donarak öldü diye duyduk-okuduk ve biliyoruz.. Pekii sen reelde gördüysen en doğrusunu sen bilirsin artık.. İşin aslını bilmemizde fayda var yani rica ederim...

Bu arada mübarek Cuma gecesinede denk gelmişken bütün dostlardan (Adnan abi merhumun) ruhuna 1 fatiha ve dua okumasını rica edecem, Ruhu şaad Mekanı nur olsun İnşallah..

 

[abolardis]

Öncelikle çok teşekkür ederim.
Beyin kanaması ile vefat etmişti.
Onların ve yakın akrabaların yaşam mücadelesini,felaketleri,zorlu imtihanlarını inanın yazmak istemiyorum çok üzüntü verici olaylar.
İnsanın dayanamayacağı kadar zor kazalar,hastalıklar,genç ölümler..
Kendi hayatı film olabilecek bir durumdaydı.
Çoğu zaman Yerli yapımları onu görmemek için izlemekten kaçınmışımdır.
Onun yakın akrabalarından biriside Arka Sokaklar dizisinde oynuyor.