Haluk Ağabeyimin Ardından

The_DarknesS

Yönetici
Çeviri & Balonlama
17 Nis 2010
9,538
28,575
İzmir
“Bazı insanlar hayatınıza girerler ve çıkarlar,
Bazı insanlar ise kalbinize küçük ayak izleri bırakırlar.
Bir daha aynı kişi olamazsınız.”


image.jpg


Çok değer verdiğimiz dostumuzu, ağabeyimizi, babamızı kaybettik. Haluk abim ile telefonda tanışmıştık yine vefat haberi de bir telefonla geldi. O andan itibaren canım hiçbir şey yapmak istemedi. Zar zor taziye yazısı yazabildim, boş sayfaya uzun uzun baktıktan sonra. Vefat ettiği günden itibaren her gün ağabeyimle bir anım aklıma geliyor. Sonunda bunları yazıya dökmek istedim. Bu benim bir efsane ile tanışmamın öyküsü.

Forumda moderatör olduğum ve yeni yeni palazlandığım zamanlardı. Yavaş yavaş forumdaki arkadaşlar ile mahlas ve avatarlarımız olmadan gerçekte tanışıp konuşmaya başlamıştık. Önce İzmir’deki dostlar ile tanışmaya başladık. İzmir dışındakiler ile de telefonda… İşte o zamanlar bir telefon geldi. Telefonun karşısındaki beyefendi çok kibar bir tonda “Merhaba, ben Haluk... Çizgi Diyarın’dan... Siz Darkness mısınız?” diyordu… Böylece tanıştık. İlk defa telefonda konuştuk. Bana hangi çizgi romanları sevdiğimi sordu tabi comics dedim. Kendisi comics tarzını çok fazla sevmiyormuş ara ara okuyormuş. Elindeki olanlardan bana gönderebileceğini söyledi. Önce almak istemedim. Tarama yapmayı bilmiyorum falan dedim. Henüz tanıştığım (hem de sadece telefonda konuştuğum) birisine adresimi verip kitap göndermesini nasıl kabul edebilirdim ki? Haluk abim yine aynı kibarlıkla “Tarama yapmana gerek yok, okuman için göndereceğim. Okuyunca geri gönderirsin.” deyince kabul ettim.

İşte böyle tanıştık. İşte böyle başladı dostluğumuz. Bir telefonla.

Aradan bir hafta geçmişti ki, evime bir koli dolusu çizgi roman geldi. İçinden Wolverine’den X-Men’e, Witchblade’den Spawn’a bir sürü comics çıktı. Çoğu elimde olmayan çizgi romanlardı. Sanki özel seçilmiş gibiydi… Arkası arkasına hepsini okudum. Kitaplar bitince Haluk ağabeyi aradım ve kitapları geri göndereceğimi söyledim. Kabul etmedi. Bana hediye olduğunu, bende kalmasını istediğini söyledi. Bir kez daha şaşırdım. Hiç tanımadığım bir adam bana bir koli çizgi roman göndermişti, hem de hiçbir şey beklemeden, hem de karşılığında bir şey istemeden.

İşte karşılıksız paylaşım dedikleri buydu. Haluk ağabeyim hem forumda hem de yaşamda paylaşıyordu. Karşılık istemeden… Sonra biz de paylaşmaya başladık. Ondan öğrenmiştik, talebesi olmuştuk. O zamandan itibaren dostluğumuzu paylaştık.

2_Foto_raf0120.jpg

Daha sonrasında defalarca kez İzmir’de buluştuk. İlkinde Mehmet Ali ile Haluk ağabeyi Konak Pier’e götürmüştük. Çok sevdi Pier’i. Kadehleri tokuştururken üst üste sigara yakıyordu. İlk defa orda çok içiyorsun abi demiştim. “İki şeye kimseyi karıştırmam Muratcığım, bir sigarama bir de çizgi romanıma.” demişti. Kimseyi karıştırtmadı da…

Bana hep Muratcığım derdi. Bir abi gibi, bir baba gibi…

20150426_142255.jpg


Ondan sonra da gerek baş başa gerekse dostlarla birlikte birçok defalar İzmir’de buluştuk. Her seferinde gülümseyen yüzüyle o kadar çok şey anlattı ki bize hepimiz keyifle dinledik… Seferlerinin arasında hiç unutmadığım İzmir Kitap Fuarında Nuri Kurtçebe’ye imza günü organize etmesiydi. Birçok dostun katıldığı organizasyon çok güzel olmuştu. Haluk abim arı gibi çalışıyordu. Hepimizden fazla koşturuyordu, hepimizden gençti… Her an gülümsüyordu…

20150926_143757.jpg
received_974482985927120.jpg


Daha sonraları da İzmir’de buluştuk. Daha sonraları da defalarca görüştük. Kaç defa bir yere oturduysak hep hesabı kendi ödemek isterdi. “Abi sen misafirsin, olmaz…” derdik ama dinlemezdi. Hatta bir seferinde Haluk abinin masadan ayrılmasını fırsat bilip hesabı ödediğimizde bize kızmıştı. Gönlü zengin adamdı. Almayı sevmezdi, hep verirdi. Hep paylaşırdı.

20160710_144624.jpg


İşte bizimle de dostluğunu paylaştı…

Haluk Yücesoy; dostumdu, abimdi.

Bizim için baba gibiydi…

Haluk Yücesoy; soyadı gibi yüce bir adamdı…

Haluk Yücesoy asla unutmayacağım bir adam.

Mekanın cennet olsun değerli ağabeyim, her zaman kalbimizde olacaksın.
 
Son düzenleme:

vefalı

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
16 May 2009
3,906
71,895
zJQJl6.jpg



Sevgili murat haluğum'u öyle güzel anlatmışsınki yazdıklarında sizinle berabermişiz gibi hissettim kendimi,son derece cömert bir dostumuzdu. kadıköyde 4 arkadaş beraber yemek yedik aynı savetkarlığı,cömertliği bizde gördük,hesabı ödemişti bile.
Artık o benim dualarımda,hatıralarımızda.
 
Son düzenleme:

caretta

Onursal Üye
24 Ağu 2011
2,944
23,719
Kıbrıs
Baybora dostumun paylaştığı iilk resimde Mehmet Ali Ersivri'nin yanında oturan beyaz saçlı beyi çoğunuz tanımazsınız.Türk Sanat Müziği sanatçısı Turhan Öge.Kendisi Uşak'lı ve Haluk Bey'in dostu.Büyük ihtimalle memleketi ziyaret ederken Haluk Bey kendisini İzmir'e davet etmiş.
Geçen sene Eylül ayında kızımla beraber Haluk Bey'i ziyaret etmiştik.Bir ara oturduğum koltuktan kalktım Haluk Bey'in masasına yaklaştım.Baktım Turhan Öge'nin Cd'si."Haluk Bey ben Turhan Öge'nin davudi sesini pek severim"dedim.Biraz sonra Haluk Bey cepten Turhan Öge'yi aramaz mı?Adam kalktı geldi.Tanıştık.Sofra zaten hazırdı.Sofrada adını unuttuğum yumurtalı çok hoş bir de Urfa yemeği vardı.
Çizgi romandan,TSM'ye mükemmel bir sohbetle saatler geçirmiştik.Birçok TSM bayan sanatçının da Haluk Bey'e işi düşmüş."Zaten mutlu,mesut olanlar beni aramaz ki!"demişti.
İşte böyle bir gönül adamını yitirdik.Fotoğrafı görünce bu anekdotu hatırladım...
 

ekenciz

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
13 Eyl 2009
2,988
13,484
Burda Haluk abimiz hakkında söylenenler hep doğru. Güzel insandı, kısa da olsa tanıma bahtiyarlığına erdik, ne mutlu bize.
 

prince

Onursal Üye
20 Ağu 2012
4,464
26,954
O kadar çok şey öğretti ki Haluk abi,anlatmakla bitmez.
O koca yürek ne üç beş kelimeye sığar ne de kısacık anılara.
Mekanı cennet olsun,nurlar içinde uyusun...
 
Üst