Doktor Kim
Aktif Üye
- 17 Mar 2011
- 325
- 14,122
Arkady & Boris STRUGATSKY _ UZAYDA PİKNİK / PDF & EPUB/
“Canlı, özgün bir tada sahip ve hoş… olay bakımından grift, ayrıntı bakımından iyi planlanmış, standart ve fikri bakımdan mükemmel.” —Ursula K. Le Guin
“Eğer sadece tek bir Sovyet dönemi Rus bilimkurgu romanı okuyacaksanız, bu Arkadi ve Boris Strugatski’nin esrarlı, sorularla dolu Roadside Picnic’i olmalıdır.” —io9
“Hiç şüphesiz, güçlü, klasik bir bilim kurgu eseri. Kesinlikle tavsiye edilir.” —The Complete Review
“Hikaye, bir dakika duraksamayan kontrollü bir yoğunlukla seyrediyor. ” —Kirkus Reviews
Harika ve güzel bir şekilde kaleme alınmış… hakikaten enfes bir bilimkurgu eseri. —Infinity Plus
“Acayip… Strugatskilerin sadakat ve ihtirası, dostluk ve sevgiyi, umutsuzluk, hayal kırıklığı ve yalnızlığı ustaca ve kıvrak şekilde ele alışı hakikaten enfes bir hikaye ortaya çıkarıyor. … Tadı damağınızda kalacak.” —Theodore Sturgeon
En önemli Rus bilimkurgu yazarları olan Arkadi ve Boris Strugatski’nin en önemli kitabı şu an elinizde. 1971 yılında yazılan Uzayda Piknik, 1979 yılında Andrei Tarkovski tarafından çekilen Stalker filmine kaynaklık etmiştir. Geçtiğimiz yıllarda ise S.T.A.L.K.E.R adlı bilgisayar oyunu yapılmıştır.
Uzayda Piknik
Arkadi ve Boris Ştrugatski kardeşlerin Roadside Picnic adlı romanının türkçe çevirisine verilen isim Uzayda Piknik. İyi bilimkurgunun nasıl bir şey olduğunu öğretebilecek seviyede bir eser. İlk kez karşıma garip bir şekilde çıkmıştı ПИКНИК НА ОБОЧИНЕ. Yani Roadside Picnic. Yani Uzayda Piknik.
Uzayda piknik aslında bir bilimkurgu yazarının kafasının nasıl çalıştığına dair çok güzel bir ipucu veriyor. Gelin bir tahminde bulunma oyunu oynayalım. Hayal kuralım. Arkadi ve Boris kardeşler bu öyküyü nasıl kurmuş olabilirler? Ben kendi adıma aynı oyunu Asimov için de sıklıkla oynamışımdır.
Uzayda Piknik, kabaca, insanlığın eriştiği bilgi ve teknoloji düzeyinden çok üstün bir uygarlığın dünyamıza yaptığı "öylesine" bir seyahati konu alıyor. Bu "uzaylılar" dünyamızda bazı bölgelerde ziyaretlerine dair izler bırakıyor. (büyük ihtimalle de gayri ihtiyari). Ve bir grup bilimadamı bazen tehlikeli olabilen fenomenleri de içeren bu izleri, yani "bölge"leri araştırmaya başlıyor ve elde ettikleri bilgileri sınıflandırıp mantıklı yargılara varmak için çabalıyorlar. Ancak hayat seviyesi bizlerden fersah fersah üstün bir uygarlığın arkasında bıraktıklarını anlamak o kadar da kolay olmuyor. Seyredenler hatırlayacaktır, Matrix üçlemesinden daha çok sempatimizi kazanan Animatrix'tekiBeyond adlı kısa animasyonda da bir "bölge" kavramı mevcuttu. Algı ve mantık, gördüklerimiz ve mantığımız, çıkarımlarımız, tercihlerimiz üzerine bir hayli felsefi derinliği olan konuları tartışan kitap, bu yönüyle mistik filozof sinemacı Andrey Tarkovski'nin de ilgisini çekiyor ve Ştrugatski kardeşlerle birlikte filmleştirmek için kolları sıvıyor, senaryoyu birlikte kuruyorlar. Ortaya çıkan film metal sütyenli kızlar, lazer tabancaları, pörtlek gözlü canavarlar olmadan çekilen bir bilimkurgu filmi olarak sinemaseverlerin ve bilimkurguseverlerin kalbinde taht kuruyor: Stalker.
Bir fotoğraf hayal edin: İki aileden oluşan bir grup insan bir otoyolun kenarında bir yerlerde sermişler örtülerini ve piknik yapıyorlar. Otoyol ve otomobillerin teknolojik dünyasından uzakta, vızıldayan arılar, böcü börtü, parlayan bir güneş, yemyeşil çimler. Bu iki ailenin beyleri çoluk çocuğun gürültüsü arasında, ilkin pek bir düşünceli görünüyorlar. Sonra kendi aralarında, diğerlerini ve çevrelerindeki doğayı unutmuşcasına hararetli bir sohbete başlıyorlar. Sohbetin konusunu oluşturan şey ise karınca kadar bir şey! Hatta bir karınca! Plastik piknik bıçağının tam da ağzında güçlükle yürümeye çalışan bir karınca... Belki bu iki bey'den birisi (belki Arkadi) o plastik bıçağın o karınca için ne acayip ve ne muhteşem bir şey olduğunu söylüyor. Diğer beyefendi (belki Boris) itiraz ediyor: "Bence muhteşem değil, tehlikeli... Baksana pek de hoşnut görünmüyor, güçlükle yol alıyor!" Kendilerini karıncanın yerine koymakla geldikleri nokta ise uygarlık düzeyleri arasındaki farkın, algı ve düşünce üzerine etkileri... Ve bu, pek bir hoşnut olduğumuz, kendimize ait düşünce ve algıların, "acziyet durumunda" nasıl bir hal alabileceğini tartışmaya kadar gidiyor, sohbet uzadıkça tartışmaya dönüşüyor, çocuklar kan ter içinde pikniğin tadını çıkarırken, dönüş saatini bile çoktan unutan yazar babaları Uzayda Piknik adında bir romanın temelini atmış oluyorlar.
Bilimkurgu-kurgu denememiz burada kalsın. Modern fiziğin şaşırtıcı bulguları, bilim dünyasında tam anlamıyla bir "Uzayda Piknik" etkisi yapmıştı. Halen de yapmakta. Uzayda Piknik Einstein'in şu sözünü de derin derin düşünmemize imkan tanıyor belki: "Kainatın en anlaşılmaz özelliği, anlaşılabilir oluşudur". Öyle ya, koskoca evren, karınca kadar bile büyüklüğü olmayan insanoğlunun zihni için neden "anlaşılabilir" olsun? Bizden çok çok üst düzey bir uygarlığa ait boş bir kola kutusu, bir plastik çatal bulsak, algımızı ve aklımızı acaba hala kutsallaştırır mıydık? "Rasyonalizm iyi hoş ama nereye kadar?" mı derdik?
Don Quijote'la her ne kadar Asimov konusunda anlaşamasakta bu yazısını beğendim ve tanıtıma eklemeye karar verdim.
Uzayda Piknik Eski Sayfalı PDF 2 Mb:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Uzayda Piknik Byz Sayfalı PDF 1 Mb:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Uzayda Piknik EPUB:
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.