abartman

Onursal Üye
13 Ocak 2011
1,998
11,871
Şu günlerde Star Wars filmlerine nur yağıyor, malum olduğu üzere. Aralık 2015'te serinin 7. bölüm başlığını oluşturan Güç Uyanıyor (Force Awakens) filmi ile bilim kurgu severleri yeniden avucuna almayı başardı Star Wars endüstrisi. Aynen isminin çağrıştırdığı gibi bir uyanış yaşıyor Star Wars camiası. Film dünya çapında 2 milyar doların üstünde gişe hasılatıyla serinin en çok para getiren ürünü olmakla kalmadı, aynı zamanda, bugüne kadar beyaz perdeye yansıtılmış tüm yapımlar arasında gelir bakımından 3. sıraya yerleşti.

star-wars-g%25C3%25BC%25C3%25A7-uyan%25C4%25B1yor-full-hd-t%25C3%25BCrk%25C3%25A7e-dublaj-izle-Kopya.jpg

Yapımcılar da "yağarken dolduracaksın" felsefesinin ehli kişiler olsa gerek ki, demiri tavında dövüp hemen hemen bu filmden bir yıl sonra yine Aralık ayında Rogue One'ı piyasaya sürdüler.


rough%2Bone.jpg

Star Wars evreninin tarih çizgisinde Sith'in İntikamı (3.bölüm) ile Yeni Bir Umut (4. bölüm) filmlerinde anlatılan sürecin ortalarında bir yere denk gelen zaman diliminde geçen ve ana temadan kısmen bağımsız olayları anlatan yapım (bi nevi "üçbuçuk"uncu Star Wars) vizyona girer girmez dünya çapında 653 milyon dolardan fazla hasılata ulaştı. "Rough One atın çiftesi pek olurmuş", :) bakarsınız, gişede tüm beklentilerin üstünde bir gelir rakamına ulaşır. Zira, tam da vizyona girdiği sıralarda Star Wars filmlerinin unutulmaz aktristi, Prenses Leia rolünün hakkını veren Carrie Fisher 27 Aralık'ta kalp krizi geçirip hakkın rahmetine kavuştu. Tanrı Lucas'a tekrar "yürü ya kulum" komutunu vermiş anlaşılan; Fisher'in vefatından bir gün sonra, yine efsanevi bir yıldız olan annesi Debbie Reynolds da onu takip etti...

carrie%2Bfisher.jpg

Adeta tüm gözler tekrar Star Wars'a çevrilsin diye özel olarak kurgulasan olmayacak işler oluverdi. Yapımcıların istediği bir göz, Tanrı verdi iki göz, gibi bir durum...

Star Wars serisi 2011'de hayli hasar almış ve özgünlüğü konusunda şüpheler oluşması nedeniyle sanki bir parça gözden düşmüştü.

Konuyu hatırlarsınız, Star Wars'ın esin kaynakları arasında Flash Gordon'dan tut, Fritz Lang’in sessiz filmi Metropolis'e (1927), Victor Fleming'in Wizard of Oz'una (1939), Akira Kurosava'nın sonraları tekrar tekrar perdeye uyarlanan filmi Seven Samurai'a (1954) kadar, çizgili çizgisiz bir yığın eser zikredilmişti de nedense birinden hiç bahsedilmemişti. Çizer Jean-Claude Mézières ve senarist Pierre Christin'in 1969'da yarattıkları Valérian!

val-stwrs.jpg

Efenim? Hiç duymadınız mı? Yok yani, Valérian 'ı biliyorsunuz da duymadığınız Star Wars ile paralellikleri, öyle mi? Peki, madem öyle, sizi 'na alalım, konuyu derli toplu anlatan bir metin var burada.

Neyse efendim, bu tür intihalleri açıklamanın bir yolu da "saygı duruşu" kisvesidir, bilindiği üzere. "Taklit ettik, yürüttük", demek yakışmaz büyük adamlara. Sıkışınca da, "herkes yapıyor, biz yapınca mı göze battı" filan denir.

Aslında "herkes yapıyor" söylemi mazeret uydurmak gibi görünse de haklılık payı var. Doğruya doğru, bilim nasıl kendinden önce üretilen bilgiyi referans alan yeni buluşlarla ilerliyorsa, sanat da taklidin izinden gidip bu yolun sonuna ulaştığında daha ileriye hamle yapabilmek için kendi patikasını açmak zorunda galiba... Böylece geriden gelen takip-taklitçiler de o patikayı geliştirip asfalt döşesin...

İlk sanatçıların doğayı taklit edenler olduğunu hatırlamak faydalı olabilir bu görüşe hak vermek için. Hatta, Tanrı bile taklit yoluna başvurmuş değil mi insanı kendi suretinde yaratarak?! ("Yaratarak" derken dahi arak'ı zikretmiyor muyuz zaten!.. Türkçenin gücü efenim! :)) Gariban insan ne yapsın?! Alimallah şirke girmek var işin içinde! :)

Lafı uzattık yine... Velhasıl-ı kelâm, sanatçının ürününde yer verdiği bir "alıntı", ne kadar esin, ne kadar taklit veya ne kadar "saygı duruşu", her zaman kestirmek mümkün olmuyor.

Mézières ve Christin'in Valérian'ından bahsetmişken, en azından "saygı duruşu" niteliğinde bir alıntı nasıl olur, ondan bir örnek verip konuyu bağlayalım.

Serinin 7 kitabı; Sur les Terres Truquées'in son karesine bir göz atalım. ( * )

valerian%2B-%2Besrarengiz%2Btopraklar%252C%2Bson%2Bkare.jpg

Mézières ve Christin öyle hoş bir "numara" yapmış ki, hem saygı duruşunda bulunmuş, hem de uzay-zaman gezgini Valérian ve kankası Laureline'ın zorlu bir görevi yerine getirdikten sonra tatile çıkmak için hangi tarihi, hangi ülkeyi, hangi şehri ve orada hangi mekanı seçtiğini neredeyse nokta atışı kıvamında bizlere aktarmayı başarmış.

Nasıl mı?

renoir.jpg

Dışavurumcu (ekspresyonist) Fransız ressam Pierre-Auguste Renoir'in 1881'de "çiziktirdiği" 130 × 173 cm. ebatlarındaki Le Dejeuner des Canotiers (Sandalcıların Öğle Yemeği) isimli yağlı boya bu tablo Seine nehri üzerindeki Maison Fournaise Restaurant'tan bir sahneyi canlandırıyor. Resmedilenlerin her biri Renoir'in arkadaşları olan gerçek karakterler.

Mézières ve Christin bu tabloyu GPS keskinliğinde "konum atmak", üç aşağı beş yukarı tarih belirlemek için kullanmışlar, orası belli. Lakin "hangi dönemde çizildiği ve nereyi resmettiği bilinen bir başkası değil de neden Renoir'in bu tablosu?" diye sorduğumuzda, verilebilecek tek yanıt var: Saygı Duruşu!

Bu durumda bize de, Mézières ve Christin'e şapka çıkarmak kalıyor galiba...

Yeni Yılınız güzel geçsin... (**)


( * ) Valérian'ın Sur les Terres Truquées isimli serüveni de, diğerleri gibi, Türkçe olarak Esattr-Sensei ortaklığıyla gerçekleşmiş taraviri (scanlation) çalışmaları halinde Çizgidiyarı'nda ve Filmistik'te bulunabilir...

(**) Bu metin 1 Ocak 2017'de yayımlanmıştır..
 
Son düzenleme:

Tarantula

Onursal Üye
9 Ağu 2010
663
2,941
Sevgili Abartman yine muhteşem bir ayrıntı yakalamış, inanılmaz güzel, hoş bir paylaşımda bulunmuş. Çok güzeldi gerçekten. Hadi ben de konuyla belki alakasız görebilirsiniz ama bence alakalı bir saygı duruşunda bulunayım. Aslında forum ana soyfasında görünce niyeyse ona saygı duruşu sandım, kime mi ?

Efendim bugün 09.03.2017 tarihi uzaya ilk çıkan insan Yuri Gagarin'in doğum günü aynı zamanda. İnsanlığın bu büyük evladını 34 yaşında bir test uçuşunda kaybettik. Adını insanlık tarihinde ölümsüzler arasına yazdıran Yuri Gagarin'i saygıyla anıyorum.

Huzur İçinde Uyu

Per Aspera, Ad Astra !!!

xcqijm.jpg
 

abartman

Onursal Üye
13 Ocak 2011
1,998
11,871
Madem laf lafı açıyor, Gagarin ile ilgili bir hatıramı anlatayım: Yıllar önce Hitnet (Türkiye'nin internet öncesi ilk bilgisayar ağı) üzerinden tanıdığım bir arkadaş vardı, Çağdaş Koçyiğit'ti ismi yanlış hatırlamıyorsam. Gagarin hayranıydı. Yazışmalarımızdan birinde, "kız olsam Gagarin'e verirdim," deyip beni çok güldürmüştü. Üstünden neredeyse 25 yıl geçmiş olmasına karşın belleğimde yer etmeyi başarmış, kerata... Herhalde şimdi 40lı yaşların sonundadır, tabi eğer idolü Gagarin'i izleyip genç yaşta aramızdan ayrılmadıysa....
 

Tarantula

Onursal Üye
9 Ağu 2010
663
2,941
Madem laf lafı açıyor, Gagarin ile ilgili bir hatıramı anlatayım: Yıllar önce Hitnet (Türkiye'nin internet öncesi ilk bilgisayar ağı) üzerinden tanıdığım bir arkadaş vardı, Çağdaş Koçyiğit'ti ismi yanlış hatırlamıyorsam. Gagarin hayranıydı. Yazışmalarımızdan birinde, "kız olsam Gagarin'e verirdim," deyip beni çok güldürmüştü. Üstünden neredeyse 25 yıl geçmiş olmasına karşın belleğimde yer etmeyi başarmış, kerata... Herhalde şimdi 40lı yaşların sonundadır, tabi eğer idolü Gagarin'i izleyip genç yaşta aramızdan ayrılmadıysa....

:)

Dün bir video seyretmiştim, bugün de doğum günü olan kişiler listesinde Yuri Gagarin'i görünce, üstüne de sizin paylaşıma rastlayınca anayım dedim. Peki seyrettiğim video neydi, Isaac Asimov'un Amerikan Hümanistleri Birliğinde yapmış olduğu bir konuşma. Türkçe Altyazılı. 19 dakikalık bir video kesinlikle ilham verici bir konuşma. İnsanlığı içinde bulunduğu kısırdöngüden kurtaracak yolu veriyor. Dünya eminim ki değişecek ama bu zor mu olacak, kolay mı bunu biz belirleyeceğiz. Mümkün olduğunca bu düşünceyi yaymaya çalışarak tabi ki.

 
Moderatör tarafında düzenlendi:

abartman

Onursal Üye
13 Ocak 2011
1,998
11,871


Dünya eminim ki değişecek ama bu zor mu olacak, kolay mı bunu biz belirleyeceğiz. Mümkün olduğunca bu düşünceyi yaymaya çalışarak tabi ki.


Asimov'un umudu olsa dünyaya Rama'yı göndermezdi diyorum.. :) Aslında umut çağrılarının da tam tersi bir his taşınması nedeniyle seslendirildiği yönünde pesimist bir bakışım var.. Bilmem neden.. :)

Aklıma gelen bir senaryo iliştirip küresel ısınma konusuyla bağlayayım.. :)

Dünya nüfusu hızla artmakta, ruhların dünyada doğacak bir bebeğin bedenine girmeden önce bekledikleri yer olan ve "Ruh ve Madde"cilerin Spatyom dedikleri mekandaki ruh sayısı doğumlara yetmemektedir.

İblisler bu darboğazı fırsat bilir, en meşhur hackerleri olan Satan'ı göreve çağırıp, ilahi sistemi hackler ve yeni doğan bir çok bedene kendileri yerleşmeye başlarlar.

Bölylece dünya kötülüğün hüküm sürdüğü, kin ve nefretin kol gezdiği, en kutsal bilinen değerlerin çıkarlara alet edildiği, yüksek ideallerin kişisel çıkarlar uğruna bozuk para gibi harcandığı, berbat mı berbat bir yere dönüşmekte, mutluluğun tüketim ile elde edilebildiği propagandasının yapıldığı, yalanlar ve ihanetler düzeninin geçerli olduğu bir yer haline hızla gelmektedir.

Bu tüketim çılgınlığının aslında tükeniş olduğunu, küresel ısınma, içilebilir su kaynaklarının azalması, denizlerin kirlenmesi, solunacak havanın kalitesinin gitgide düşmesi, bir yanda sefahat ve zenginlik almış başını giderken öteki yanda açlık ve sefaletin patlama yapması gibi gözle görülebilir belirtilerini insan ruhu taşıyan herkes sezebilmekte, bir şeyler yapmaya çalışmakta, çaresizlik ve yetersizliğinden utanç duymakta, ama olumlu yöne doğru bir hamle yapılması çağrılarına yanıt alamamaktadır.

İblisler dünyayı kendi habitatlarına çevirme, cehenneme dönüştürme yolunda geri dönülemez bir noktaya gelecek kadar başarılı olmuşlardır.. İnsan ruhu taşıyanlar da gözlerini gökyüzüne diker, Tanrı'dan medet umarlar. Ama bakalım Rama'nın gelişine kadar onları daha ne felaketler beklemektedir?! :)


Bence Rama mama gelmez.. Ama bakarsın bir çizgiroman yaparlar bundan. :)
 
Son düzenleme:

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,039
75,338
hiçbiryerde :)
Tekrar büyük bir zevkle okudum şimdi konuyu.
"Tablo gibi" :) saygı duruşu ve Star Wars
yazıları için "abartman" üstadıma ve katkıları
için "tarantula" dostuma çok teşekkür ederim.
 

savok

Admin
30 Eki 2009
19,988
83,571
Kasımpaşa
Bende şu kararntina günlerinde önce 10 filmlik tüm star wars serisini izledim önce, sonra star wars klon savaşları ve rebels serileri toplam 11 sezon hepsini izledim...
Artık yataren çocuklara may be force with you diyerek yatağa gidiyordum...
 

melih_

Onursal Üye
24 Ara 2015
1,206
3,846
Osmaniye
Yazı harika !

Bu arada bu kadın güzel olmamasına rağmen hayatımda gördüğüm en güzel kadınlardan birisi...

b2AOPA.jpg
 

Dindar Diker

Çeviri & Balonlama
11 Nis 2009
2,444
8,365
İzmir
Bayılıyorum böyle bilgilendirici ve şaşırtıcı yazılara.
Çizgi roman konusunda hiçbir şey bilmediğimi zannediyorum.
 

abartman

Onursal Üye
13 Ocak 2011
1,998
11,871
Bende şu kararntina günlerinde önce 10 filmlik tüm star wars serisini izledim önce, sonra star wars klon savaşları ve rebels serileri toplam 11 sezon hepsini izledim...
Artık yataren çocuklara may be force with you diyerek yatağa gidiyordum...

izlemediysen mutlaka seyret, Savaş. Star Wars'ı o pek de matah olmayan Disney kalıplarının dışında, eski havasına yakın bir tatta geçen yıl tekrar gündeme getiren mini dizi...

Müzikleriyle de çok hoş bir western havası estiriyor..

Yazı harika !

Bu arada bu kadın güzel olmamasına rağmen hayatımda gördüğüm en güzel kadınlardan birisi...

Rahmetli Carrie Fisher o dönemlerde meşhur müzisyen Paul Simon ile evliydi, yanlış hatırlamıyorsam. Güzellik konusunda bir şey diyemeyeceğim ama "boy" açısından biraz ketum davranmış Tanrı, lakin P. Simon ile yakışmışlardı, iki ufak tefek..
 

savok

Admin
30 Eki 2009
19,988
83,571
Kasımpaşa
izlemediysen mutlaka seyret, Savaş. Star Wars'ı o pek de matah olmayan Disney kalıplarının dışında, eski havasına yakın bir tatta geçen yıl tekrar gündeme getiren mini dizi...

Müzikleriyle de çok hoş bir western havası estiriyor..



Rahmetli Carrie Fisher o dönemlerde meşhur müzisyen Paul Simon ile evliydi, yanlış hatırlamıyorsam. Güzellik konusunda bir şey diyemeyeceğim ama "boy" açısından biraz ketum davranmış Tanrı, lakin P. Simon ile yakışmışlardı, iki ufak tefek..

İzlemem mi, her şey öyle başladı...
 

GüvenGüven

Süper Üye
19 Ocak 2010
1,093
5,322
Bandırma
Ben de şöyle bir detay vererek konuya magazin boyutu kazandırayım; 1976 yılında tam da A New Hope'un çekimlerinin başlayacağı dönemde Harrison Ford ile Carrie Fisher ortak dostlarının davetlisi olarak bir ev partisinde tanışmışlar ve aralarında romantik bir ilişki başlamış. Bu aşk film setine de taşınmış taşınmasına, ancak kısa sürmüş...

Bu arada Değerli Abartman Üstadım, konu hayli eğlenceli bir yere gelmişken, limon sıkmadan kısacık bir dip not girmek istiyorum. Paylaştığınız senaryoyu hayranlık ve beğeni ile okudum ancak bir ekleme yapmak isterim. Spatyom'da negatif tesirlerin var olması mümkün değildir.


Neyse, güzel kadındı şimdi, Allah için;

 

abartman

Onursal Üye
13 Ocak 2011
1,998
11,871

Bu arada Değerli Abartman Üstadım, konu hayli eğlenceli bir yere gelmişken, limon sıkmadan kısacık bir dip not girmek istiyorum. Paylaştığınız senaryoyu hayranlık ve beğeni ile okudum ancak bir ekleme yapmak isterim. Spatyom'da negatif tesirlerin var olması mümkün değildir.


Film hilesi işte.. :)
 
Üst