Malkoçoğlu

DELİ BALTA

Yeni Üye
5 Eyl 2010
91
109
Malkoçoğulları Sülalesi

Osmanlılar zamanında yaptıkları hizmetleri ve kahramanlıklarıyla meşhur akıncı ailesinin adıdır. Yıldırım Bayezid, Fatih Sultan Mehmet, ikinci Bayezid ve Yavuz Sultan Selim Han zamanlarında önemli hizmet ve Kahramanlıkları olan bu ailenin atası Malkoç Mustafa Bey’dir. Turhan Beyoğluları, Mihaloğulları ve Evrenosoğulları gibi, Rumeli’ye sefer yaparak ve akınlar düzenleyen Malkoçoğulları, çok kısa bir zaman içerisinde unvan sahibi oldular. Yıldırım Bayezid Han, Çelebi Süleyman yerine Malkoçoğlu Mustafa Bey’i Sivas valiliğine getirdi. 1402’de Timur Han’ın Anadolu’ya düzenlediği sefer sırasında Sivas’ı 18 gün boyunca savunan Malkoçoğlu Mustafa Bey sonunda kaleyi teslim etti. Buna rağmen Timur Han’ın askerleri tarafından şehit edildi. Malkoçoğlu Mustafa Bey’in oğlu Safi Bey sayesinde, ailenin ünü Fatih Sultan Mehmet Han ve sultan ikinci Bayezid Han zamanında da devam etti.
Fatih Sultan Mehmet Han tarafından Eflak prensliğine tayin edilen ve Kazıklı Voyvoda, padişaha bağlı kalacağına dair söz verdiği halde, sözünde cayarak Osmanlıların aleyhine Macarlarla anlaştı. Fatih Sultan Mehmet Han’ın Trabzon seferini fırsat bildi, Tuna’yı geçti ve Bulgaristan topraklarını yağmaladı. Sonraki bir zamanda da Tuna kenarında bulunan Osmanlılar üzerine baskın düzenleyerek, kumandanlarından Yunus Bey’i şehit ederek Hamza Bey’i de esir aldı. Daha sonra da Hamza Bey’i şehit ederek başını Macar kralına gönderdi. Aldığı esirlerin tamamını kazığa geçirdikten sonra, Osmanlıların yönetiminde bulunan bazı kasabalara ve şehirlere zarar vererek 25000 esir ile geri döndü.
Hamza Bey’in ve birçok Türk’ün pek vahşice şehit edildiğini öğrenen Fatih Sultan Mehmet Han, Voyvoda üzerine yürümeye karar verdi. 1462’de Widin’e kadar nehir yolu ile geldi. Fakat Kazıklı Voyvoda’ya rastlamadı. Bunun üzerine Evrenosoğlu Ali Bey’in oğlu Ali Bey’i Eflak içlerine akına görevlendirdi. Kazıklı Voyvoda Osmanlı akıncılarını vurmak üzere kuvvetler gönderdi. Mahmut Paşa tarafından şavaş düzenine sokulan ve sağ tarafta Malkoçoğlu Bali Bey’e bağlı birliklerin de yer aldığı akıncı kuvvetleri, ağaçlıklar altından ansızın ortaya çıkarak Eflâklıları yendi. Yapılan savaşta, yedi bin kişi olduğu düşünülen bu kuvvetlerin çok azı kurtulabildi. Daha sonra yapılan savaşlarda da Eflak tamamen Osmanlı hâkimiyetine girdi.
Fatih Sultan Mehmet Han Malkoçoğlu Bali Bey’e Macaristan üzerine akın düzenlemekle görevlendirdi. Semendire ve yakın yerlerin muhafızı Malkoçoğlu’nun emrine kapu halkından iki bölük yiğit ile Rumeli beylerinden Hasan Beyoğlu İsa Bey de verildi. Malkoçoğlu Semendire yakınlarından Tuna nehrini geçti, Szerem ovasına, Tuna ve Sava arasında bulunan zengin bölgeye girerek akınlar düzenledi. Geri dönecekleri vakit yollarının üstünde Macar kuvvetlerinin toplandığını haberini aldı. On bin kişi kadar olan Macarlılar, Türk akıncılarının yorulmasını bekliyorlardı. Malkoçoğlu şavaşa girip girmemekte hiç kararsız kalmadı. Akıncıların bir kısmı Malkoçoğlu Bali Bey’in komutası altında pusuya yatarken diğer kısmı Hasan Beyoğlu İsa Bey’in komutasında savaşa katıldılar. Fakat savaş Türklerin aleyhine doğru ilerledi. Hatta savaşı idare eden Hasan Beyoğlu İsa Bey atından düşürülürken tam bu anda; “Hay Bali! Hay Bali!” diye haykırdığında bu sesi duyan Malkoçoğlu Bali Bey kuvvetleri pusuya yattıkları yerlerinden bir anda çıkarak Macarları hiç te beklemedikleri bir zamanda bozguna uğrattılar. Fâtih Sultan Mehmed Han’ın İşkodra seferine katılan ve Venedik yakınlarına akınlarda bulunan Malkoçoğlu Bali Bey, Macaristan seferinde kahramanlıklar gösterdi ve önemli hizmetlerde bulundu.
İkinci Bayezid Han zamanında Kili ve Akkerman ele geçirildiğinden, Osmanlılar Sağdan Prensliğiyle Karadeniz arasına girdiğinden, Boğdan’ın deniz yolunu kapamışlar, bu sebeple prensliğin ekonomik durumu zora girdi. Boğdanlılar bu iki kalenin geri alınmasını gerektiğinde karar kıldılar. Kalenin zaptedildikten sonra, Akkerman’da kalmış olan bazı Boğdanlılar, Boğdan prensine haber ulaştırıp, ona kalenin alınması için davet gönderdiler. Boğdanlılar, kale muhafızlarının yarı uykulu hallerinden istifade ile ipler atarak bir kısmı kaleye çıktı. Bir kısmi tam da iplerin üzerinde iken muhafızlar haber aldı, kaleye girenleri yakaladılar ve diğerlerinin de iplerini kopardılar. Boğdan beyinin yaptığı bu fiil üzerine Rumeli beylerbeyi Hacim Ali Paşa’ya Boğdan üzerine sefer düzenlemesi emredildi. Hadım Ali Paşa 1485 Eylülünde Boğdan’a girdi. Boğdan prensi ise daha fazla dayanamayacağını anlayarak, yardım istemek ve hayatını kurtarmak için Lehistan kralı Kazimir’in yanına gitti. Hadım Ali Paşa yanındaki kuvvetleri ile birlikte döndükten sonra tekrar memleketine varan prens, Kili ve Akkerman taraflarına tekrar taarruz etti.
Bunun üzerine akıncı kumandanı ve Silistre sancakbeyi görevinde olan Malkoçoğlu Bali Bey’e, Boğdan harekâtına çıkması emri verildi. Malkoçoğlu Bali Bey’in Boğdan’a girmesi üzerine Boğdan prensi Stefan Çel Mare, Leh ve Macar krallarından yardım talep etti. Prut nehri üzerine köprü kuran Malkoçoğlu Bali Bey, kendi akıncılarıyla orada durdu ve tımarlı sipahi kuvvetlerini ileri gönderdi. Bu arada düşmana bağlı gözcü kuvvetleri, Malkoçoğlu’na doğru baskın yaptıysa da hiç telaş göstermeyen bu tecrübeli kumandan, bir taraftan hücumlara karşılık verirken, bir taraftan da bazı kuvvetlerini bayrakları ve mızraklarıyla beraber pusuya yatırarak yanındaki az sayıdaki askerle bir müddet çarpıştı. Sonunda, pusuya yatmış olan askerlerini birdenbire çıkardı ve takviye kuvvet geldi hissiyle düşmanın psikolojisini bozup, onları bozguna uğrattı ve çok sayıda ganimet topladı. Stefan Cel Mare, Osmanlılarla başa çıkamayacağını kabul ederek; 4000 altın vergi vermek suretiyle Osmanlı hâkimiyetini kabul etti.
Lehistan kralı Jan Albert, Osmanlı hâkimiyetindeki Boğdan üzerine 1497 senesinde savaş ilan etti. Osmanlı ise önceden Lehlilerle imzalanmış antlaşmanın hükmü kalmadığını bildirdi, Silistre sancakbeyi ve akıncıbeyi Malkoçoğlu Bali Bey’i kırk bin kişilik bir kuvvetle Lehistan’a yolladı.
Malkoçoğlu’nun komutasında Osmanlı kuvvetleri, Turla’yı nehir gemileri üzerine kurdukları köprüden geçerek Lehistan’a girdiler. Bali Bey büyük oğlu Ali Bey’i askerlerin arkasına ve küçük oğlu Tur Ali Bey’i de önüne katarak Leh topraklarında ilerledi. Dinyester, Sorukhisarı daha içeride Leh kralının sayfiyesi olan Braklav kaleleri ile birlikte birçok yeri fethetti. Muhkem bir kale özeliği taşıyan Radimin hisarı ele geçirilemedi. Bali Bey burada kaldı, oğlu Tur Ali Bey ile Yahyapaşazade ise bazı yerleri ele geçirerek geri döndüler. Hasan Voyvoda ismindeki bir akıncı bey de, bir günlük yere akın yaptı ve birçok ganimet ele geçirerek geri döndü. Bu sırada düşman, Dinyester nehri üzerindeki köprüyü yıktı, köprüden sonra geçilecek olan dar vadiyi tahkim etti ve Bali Bey’in dönüş yolunu kapattı. Mevsimin ilerlemesi sebebiyle geri dönme hazırlıklarında bulunan ve köprünün yıkıldığı haberini alan Bali Bey, Hasan Voyvoda’yı görevlendirip Dinyester nehri üzerine yeni bir köprü yaptırdı. Köprü geçildikten hemen sonraki iki gün içinde gerçekleşen çarpışmalar neticesinde derbent zaptedilerek, asker orayı selâmetle geçti. Daha sonra, birçok zor durumu da tecrübesi ve cesâretiyle aşan Malkoçoğlu Bali Bey, Akkerman yoluyla sınırdan içeri girdi. Bu sefer de pek çok ganimet elde edilmiş, sefer esnasında hizmet ve sadakat gösteren Boğdan voyvodası Stefan Çel Mare, hilat, beylerbeyliği rütbesi ile iki tuğla sancak ve bir de başına giymek üzere yeniçeri orta kumandanlarının serpuşu olan ve kuka denilen tüylü serpuş ile taltif olundu.
Yavuz Sultan Selim Han’ın Çaldıran seferine katılan Malkoçoğlu Bali Bey’in iki oğlu Ali ve Tur Ali Beyler önemli kahramanlıklarda bulundular. Bali Bey’in küçük oğlu Silistre beyi Tur Ali Bey, savaş sırasında bizzat Şah İsmail tarafından şehit edildi. Sofya sancak beyi olan Ali Bey de bu savaşta şehit düştü.
Malkoçoğulları’nın son nesillerinden en önemlisi Yavuz sıfatıyla meşhur, Malkoçoğlu Ali Paşa’dır. Yemişci Hasan Paşa’nın yerine sadrazamlık ile görevlendirildi. Mısır’da bulunan Malkoçoğlu Ali Paşa, kırk günde İstanbul’a gelerek görevine başladı. İlk iş olarak İran meselesini ele aldı. O sırada kaptanpaşa olan Cağalzade Sinan Paşa’yı kaptanpaşalığı üzerinde kalmak üzere serdarlığa getirerek, İran üzerine göderdi. Ertesi sene de kendisi, ordusu ile birlikte, orduya serdar olarak Macaristan seferine çıktı. Sofya’ya ulaşıldığı sırada sağlığı giderek bozuldu. Belgrad’a vardığının dördüncü veya beşinci günü vefat etti. Böylece Malkoçoğulları sülâlesinin ünü sona erdi. Geriye ise nesilden nesile aktarılan hikâyeleri kaldı.Osmanlılar zamanında yaptıkları hizmetleri ve kahramanlıklarıyla meşhur akıncı ailesinin adıdır. Yıldırım Bayezid, Fatih Sultan Mehmet, ikinci Bayezid ve Yavuz Sultan Selim Han zamanlarında önemli hizmet ve Kahramanlıkları olan bu ailenin atası Malkoç Mustafa Bey’dir. Turhan Beyoğluları, Mihaloğulları ve Evrenosoğulları gibi, Rumeli’ye sefer yaparak ve akınlar düzenleyen Malkoçoğulları, çok kısa bir zaman içerisinde unvan sahibi oldular. Yıldırım Bayezid Han, Çelebi Süleyman yerine Malkoçoğlu Mustafa Bey’i Sivas valiliğine getirdi. 1402’de Timur Han’ın Anadolu’ya düzenlediği sefer sırasında Sivas’ı 18 gün boyunca savunan Malkoçoğlu Mustafa Bey sonunda kaleyi teslim etti. Buna rağmen Timur Han’ın askerleri tarafından şehit edildi. Malkoçoğlu Mustafa Bey’in oğlu Safi Bey sayesinde, ailenin ünü Fatih Sultan Mehmet Han ve sultan ikinci Bayezid Han zamanında da devam etti.
Fatih Sultan Mehmet Han tarafından Eflak prensliğine tayin edilen ve Kazıklı Voyvoda, padişaha bağlı kalacağına dair söz verdiği halde, sözünde cayarak Osmanlıların aleyhine Macarlarla anlaştı. Fatih Sultan Mehmet Han’ın Trabzon seferini fırsat bildi, Tuna’yı geçti ve Bulgaristan topraklarını yağmaladı. Sonraki bir zamanda da Tuna kenarında bulunan Osmanlılar üzerine baskın düzenleyerek, kumandanlarından Yunus Bey’i şehit ederek Hamza Bey’i de esir aldı. Daha sonra da Hamza Bey’i şehit ederek başını Macar kralına gönderdi. Aldığı esirlerin tamamını kazığa geçirdikten sonra, Osmanlıların yönetiminde bulunan bazı kasabalara ve şehirlere zarar vererek 25000 esir ile geri döndü.
Hamza Bey’in ve birçok Türk’ün pek vahşice şehit edildiğini öğrenen Fatih Sultan Mehmet Han, Voyvoda üzerine yürümeye karar verdi. 1462’de Widin’e kadar nehir yolu ile geldi. Fakat Kazıklı Voyvoda’ya rastlamadı. Bunun üzerine Evrenosoğlu Ali Bey’in oğlu Ali Bey’i Eflak içlerine akına görevlendirdi. Kazıklı Voyvoda Osmanlı akıncılarını vurmak üzere kuvvetler gönderdi. Mahmut Paşa tarafından şavaş düzenine sokulan ve sağ tarafta Malkoçoğlu Bali Bey’e bağlı birliklerin de yer aldığı akıncı kuvvetleri, ağaçlıklar altından ansızın ortaya çıkarak Eflâklıları yendi. Yapılan savaşta, yedi bin kişi olduğu düşünülen bu kuvvetlerin çok azı kurtulabildi. Daha sonra yapılan savaşlarda da Eflak tamamen Osmanlı hâkimiyetine girdi.
Fatih Sultan Mehmet Han Malkoçoğlu Bali Bey’e Macaristan üzerine akın düzenlemekle görevlendirdi. Semendire ve yakın yerlerin muhafızı Malkoçoğlu’nun emrine kapu halkından iki bölük yiğit ile Rumeli beylerinden Hasan Beyoğlu İsa Bey de verildi. Malkoçoğlu Semendire yakınlarından Tuna nehrini geçti, Szerem ovasına, Tuna ve Sava arasında bulunan zengin bölgeye girerek akınlar düzenledi. Geri dönecekleri vakit yollarının üstünde Macar kuvvetlerinin toplandığını haberini aldı. On bin kişi kadar olan Macarlılar, Türk akıncılarının yorulmasını bekliyorlardı. Malkoçoğlu şavaşa girip girmemekte hiç kararsız kalmadı. Akıncıların bir kısmı Malkoçoğlu Bali Bey’in komutası altında pusuya yatarken diğer kısmı Hasan Beyoğlu İsa Bey’in komutasında savaşa katıldılar. Fakat savaş Türklerin aleyhine doğru ilerledi. Hatta savaşı idare eden Hasan Beyoğlu İsa Bey atından düşürülürken tam bu anda; “Hay Bali! Hay Bali!” diye haykırdığında bu sesi duyan Malkoçoğlu Bali Bey kuvvetleri pusuya yattıkları yerlerinden bir anda çıkarak Macarları hiç te beklemedikleri bir zamanda bozguna uğrattılar. Fâtih Sultan Mehmed Han’ın İşkodra seferine katılan ve Venedik yakınlarına akınlarda bulunan Malkoçoğlu Bali Bey, Macaristan seferinde kahramanlıklar gösterdi ve önemli hizmetlerde bulundu.
İkinci Bayezid Han zamanında Kili ve Akkerman ele geçirildiğinden, Osmanlılar Sağdan Prensliğiyle Karadeniz arasına girdiğinden, Boğdan’ın deniz yolunu kapamışlar, bu sebeple prensliğin ekonomik durumu zora girdi. Boğdanlılar bu iki kalenin geri alınmasını gerektiğinde karar kıldılar. Kalenin zaptedildikten sonra, Akkerman’da kalmış olan bazı Boğdanlılar, Boğdan prensine haber ulaştırıp, ona kalenin alınması için davet gönderdiler. Boğdanlılar, kale muhafızlarının yarı uykulu hallerinden istifade ile ipler atarak bir kısmı kaleye çıktı. Bir kısmi tam da iplerin üzerinde iken muhafızlar haber aldı, kaleye girenleri yakaladılar ve diğerlerinin de iplerini kopardılar. Boğdan beyinin yaptığı bu fiil üzerine Rumeli beylerbeyi Hacim Ali Paşa’ya Boğdan üzerine sefer düzenlemesi emredildi. Hadım Ali Paşa 1485 Eylülünde Boğdan’a girdi. Boğdan prensi ise daha fazla dayanamayacağını anlayarak, yardım istemek ve hayatını kurtarmak için Lehistan kralı Kazimir’in yanına gitti. Hadım Ali Paşa yanındaki kuvvetleri ile birlikte döndükten sonra tekrar memleketine varan prens, Kili ve Akkerman taraflarına tekrar taarruz etti.
Bunun üzerine akıncı kumandanı ve Silistre sancakbeyi görevinde olan Malkoçoğlu Bali Bey’e, Boğdan harekâtına çıkması emri verildi. Malkoçoğlu Bali Bey’in Boğdan’a girmesi üzerine Boğdan prensi Stefan Çel Mare, Leh ve Macar krallarından yardım talep etti. Prut nehri üzerine köprü kuran Malkoçoğlu Bali Bey, kendi akıncılarıyla orada durdu ve tımarlı sipahi kuvvetlerini ileri gönderdi. Bu arada düşmana bağlı gözcü kuvvetleri, Malkoçoğlu’na doğru baskın yaptıysa da hiç telaş göstermeyen bu tecrübeli kumandan, bir taraftan hücumlara karşılık verirken, bir taraftan da bazı kuvvetlerini bayrakları ve mızraklarıyla beraber pusuya yatırarak yanındaki az sayıdaki askerle bir müddet çarpıştı. Sonunda, pusuya yatmış olan askerlerini birdenbire çıkardı ve takviye kuvvet geldi hissiyle düşmanın psikolojisini bozup, onları bozguna uğrattı ve çok sayıda ganimet topladı. Stefan Cel Mare, Osmanlılarla başa çıkamayacağını kabul ederek; 4000 altın vergi vermek suretiyle Osmanlı hâkimiyetini kabul etti.
Lehistan kralı Jan Albert, Osmanlı hâkimiyetindeki Boğdan üzerine 1497 senesinde savaş ilan etti. Osmanlı ise önceden Lehlilerle imzalanmış antlaşmanın hükmü kalmadığını bildirdi, Silistre sancakbeyi ve akıncıbeyi Malkoçoğlu Bali Bey’i kırk bin kişilik bir kuvvetle Lehistan’a yolladı.
Malkoçoğlu’nun komutasında Osmanlı kuvvetleri, Turla’yı nehir gemileri üzerine kurdukları köprüden geçerek Lehistan’a girdiler. Bali Bey büyük oğlu Ali Bey’i askerlerin arkasına ve küçük oğlu Tur Ali Bey’i de önüne katarak Leh topraklarında ilerledi. Dinyester, Sorukhisarı daha içeride Leh kralının sayfiyesi olan Braklav kaleleri ile birlikte birçok yeri fethetti. Muhkem bir kale özeliği taşıyan Radimin hisarı ele geçirilemedi. Bali Bey burada kaldı, oğlu Tur Ali Bey ile Yahyapaşazade ise bazı yerleri ele geçirerek geri döndüler. Hasan Voyvoda ismindeki bir akıncı bey de, bir günlük yere akın yaptı ve birçok ganimet ele geçirerek geri döndü. Bu sırada düşman, Dinyester nehri üzerindeki köprüyü yıktı, köprüden sonra geçilecek olan dar vadiyi tahkim etti ve Bali Bey’in dönüş yolunu kapattı. Mevsimin ilerlemesi sebebiyle geri dönme hazırlıklarında bulunan ve köprünün yıkıldığı haberini alan Bali Bey, Hasan Voyvoda’yı görevlendirip Dinyester nehri üzerine yeni bir köprü yaptırdı. Köprü geçildikten hemen sonraki iki gün içinde gerçekleşen çarpışmalar neticesinde derbent zaptedilerek, asker orayı selâmetle geçti. Daha sonra, birçok zor durumu da tecrübesi ve cesâretiyle aşan Malkoçoğlu Bali Bey, Akkerman yoluyla sınırdan içeri girdi. Bu sefer de pek çok ganimet elde edilmiş, sefer esnasında hizmet ve sadakat gösteren Boğdan voyvodası Stefan Çel Mare, hilat, beylerbeyliği rütbesi ile iki tuğla sancak ve bir de başına giymek üzere yeniçeri orta kumandanlarının serpuşu olan ve kuka denilen tüylü serpuş ile taltif olundu.
Yavuz Sultan Selim Han’ın Çaldıran seferine katılan Malkoçoğlu Bali Bey’in iki oğlu Ali ve Tur Ali Beyler önemli kahramanlıklarda bulundular. Bali Bey’in küçük oğlu Silistre beyi Tur Ali Bey, savaş sırasında bizzat Şah İsmail tarafından şehit edildi. Sofya sancak beyi olan Ali Bey de bu savaşta şehit düştü.
Malkoçoğulları’nın son nesillerinden en önemlisi Yavuz sıfatıyla meşhur, Malkoçoğlu Ali Paşa’dır. Yemişci Hasan Paşa’nın yerine sadrazamlık ile görevlendirildi. Mısır’da bulunan Malkoçoğlu Ali Paşa, kırk günde İstanbul’a gelerek görevine başladı. İlk iş olarak İran meselesini ele aldı. O sırada kaptanpaşa olan Cağalzade Sinan Paşa’yı kaptanpaşalığı üzerinde kalmak üzere serdarlığa getirerek, İran üzerine göderdi. Ertesi sene de kendisi, ordusu ile birlikte, orduya serdar olarak Macaristan seferine çıktı. Sofya’ya ulaşıldığı sırada sağlığı giderek bozuldu. Belgrad’a vardığının dördüncü veya beşinci günü vefat etti. Böylece Malkoçoğulları sülâlesinin ünü sona erdi. Geriye ise nesilden nesile aktarılan hikâyeleri kaldı.
Onlar imparatorluğun Balkan fethi esas görev yaptı. ailenin üyeleri genellikle beyleri, sancak-beylerinden, beylerbeys, Paşalar ve kale komutanları olarak görev yaptı. Daha sonra çeşitli görevlerde Osmanlı Ordusu saflarına katıldı ve soyundan biri Sadrazamı oldu.

Malkoçoğulları, adı Malkoç Bey olan ve I. Murad döneminden itibaren özellikle Balkan ülkelerine yapılan akınlarda görev yapmış, Türk kökenli bir akıncı beyinin soyundan gelen aile mensuplarına verilen addır. Malkoçoğulları 14. - 15. ve 16. yüzyıllarda etkin olmuş ve yaptıkları başarılı akınlarla tanınmışlardır. Malkoçoğlu akıncıları Silistre civarında bulunurdu
Bilinen Malkoçoğlu Beyleri akrabalık bağına göre şu şekildedir.
Malkoç Bey
Sultan I. Murad ve Yıldırım Bayezid zamanının komutanlarındandır. 1389 yılında 1. Kosova savaşında sağ cenah okçu kumandanı olarak savaşmış bu savaşta oğlu Mustafa bey de sol cenah okçu kumandanı olarak görev yapmıştır. Tarih sayfalarında bu savaşta adı Hamidoğlu Malkoç olarak geçmiştir.1396 yılında Niğbolu savaşında Osmanlı ordusunun sol kanadında komutan olarak görev yapmıştır. Malkoç Beyin türbesi şu an Bulgaristan sınırları içerisinde bulunan Burya' dadır (eski adıyla Malkoçova). Malkoç Bey'in Malkoçoğlu Mustafa Bey ve Malkoçoğlu Mehmet Bey adlarında bilinen iki oğlu vardır.
Malkoçoğlu Mustafa Bey
Malkoç Bey'in oğludur. İlk olarak 1389 yılında 1.Kosova savaşında babası Malkoç beyin sağ cenahta savaştığı orduda, sol cenah okçu komutanı olarak görev yaparak adını duyurmuştur.Timur'un Anadolu'yu işgali sırasında Sivas kalesi komutanıdır. 1400 yılında Timur'un Sivası kuşatmasında 3.000 kişiyle 200.000 kişilik Timur ordusuna karşı kaleyi 18 gün yiğitçe savunan Mustafa Bey açlık ve susuzluğa dayanamayıp Timur'un canlarının bağışlanacağı vaadi üzerine kaleyi teslim etmiştir. Fakat Timur sözünde durmayıp kale teslim edildikten sonra bütün askerlerle beraber Malkoçoğlu Mustafa Bey'i de öldürmüştür.
Malkoçoğlu Mehmet Bey
Malkoç Bey'in oğludur. Rumeli'nin fethinde babası Malkoç Bey ile beraber görev yaptığı düşünülmektedir. Türbesi Gebze’de olup 1385 yılında vefat ettiği bilinmektedir. Türbesi babası Malkoç Bey tarafından yapılmıştır. Genç yaşta babasından önce vefat etmiştir.
Malkoçoğlu Bali Bey
Fatih Sultan Mehmet Han'ın kurdurmuş olduğu, Enderun-ı Hümayün adlı Saray Üniversitesinde yetişen meşhur akıncı beyi. Sultan İkinci Bayezid Han devrinde Silistre Beylerbeyliği yaptı. Fevkalade cesur, sadık ve kabiliyetli bir kumandandı. Pek çok ve büyük hizmetlerde bulundu.Kendisi Silistre Beylerbeyi bulunduğu sıralarda isyan eden Eflak Voyvodasına karşı gönderilen Osmanlı ordusunda yararlıklar gösterdi. Yine aynı beylerbeyliği sırasında Macaristana ordu sevkederek Varadin Kalesi ile diğer pek çok yeri zaptetti. Daha sonra Prut Nehrini geçerek Akkerman Kalesini ele geçirmek isteyen Buğdan Voyvodasını ordusu ile hezimete uğrattı. 1498 yılında 40.000 kişilik ordusu ile Lehistan üzerine akınlar yaparak Varşova şehrine kadar uzanmış ve büyük bir zafer kazanmıştı. Bu akınları sırasında tam 10.000 esir ve pek çok harp ganimeti ile dönmüştü. Bu ganimet ve esirlerden bir kısmını seçerek, Kethüdası Mustafa Bey ile Sultan İkinci Bayezid Hana gönderdi. Oğulları Ali ve Tur Ali Beyler de kendisi gibi cesur, silahşor ve kahraman idiler.
Büyük oğlu Ali Bey, Sofya Sancakbeyliği yaptı. Küçük oğlu Tur Ali Bey ise, babasından sonra Silistre Sancakbeyliği hizmetinde bulundu. Sinan bey adında bir oğlu da Aydın sancakbeyliği yapmıştır. Hamza bey adındaki küçük oğlu da alaybeyi iken 1501 yılında genç yaşta çatışmada öldü. Bali Bey 1513 yılında vefat etti.
Malkoçoğlu Ali Bey
Malkoçoğlu Bali Bey'in oğludur. Sofya sancak beyi olan Ali Bey de kardesi Tur Ali Bey gibi bu muharebede ölmüştür.
Malkoçoğlu Turali Bey
Malkoçoğlu Bali Bey'in oğludur. Silistre sancakbeyi olarak görev yapmış, 1514 yılında Çaldıran Savaşı'nda bizzat Şah İsmail tarafından öldürülmüştür.
Malkoçoğlu Damat Yahya Paşa
1501 yılında II. Beyazıt'ın kızı Hüma Hatunla evlendiğinde Bali Bey adında bir oğlu vardı. II. Beyazıt'ın kızı Hüma Hatun'dan da Malkoçoğlu Ahmet Bey ile Malkoçoğlu Mehmet Bey olmuştur. 1480'de Bosna Beyi, 1481'de Rumeli Beylerbeyi, 1504 yılında Kubbe Veziri oldu ve 1506 yılında vefat etti. Bilinen 3 oğlu Malkoçoğlu Bali Bey (Silistre beylerbeyi olan Bali Bey en büyükleridir), Malkoçoğlu Mehmet Bey, Malkoçoğlu Ahmet Bey'dir. Bu komutanlardan aynı zamanda Yahyapaşazadeler diye bahsedilir.
Malkoçoğlu Yahyapaşazade Bali Bey
Malkoçoğlu Yahya Paşa'nın oğludur. Koca Bali Paşa şeklinde de anılır. 1495'te doğmuş olup, Kanuni Sultan Süleyman'ın çağdaşıdır. II. Bayezit'in kızı hûma sultanın oğludur. Semendire sancak beyi olmuş, 1521 yılında Belgrad'ın fethinde görev yapmıştır. Daha sonra Belgrad sancakbeyi ve Bosna Beylerbeyi oldu. 1526 yılında Mohaç Muharebesi'nde çok üstün başarılar gösterdi. Bir hafta gibi kısa bir sürede ordunun nehirden gecip Mohaç ovasına ulaşmasını sağlayacak şekilde bir köprü inşa ettirmiş Mohaç Muharebesi'nde oldukça yararlı olmakla birlikte Mohaç Muharebesi'nde Sağ Ordu komutanıydı. Budin'in (Budapeşte) ikinci beylerbeyi ve Vezir oldu. 1548 yılında vefat etti. Budapeşte'nin en büyük meydanının adı Osmanlıların Budapeşteyi kaybettiği zamana kadar Gazi Bali Paşa Meydanıdır. Mehmet Bey adında bir oğlu vardır.
Yahyapaşazade Malkoçoğlu Mehmet Bey
Malkoçoğlu Damat Yahya Paşa’nın torunu, Bali Beyin oğludur. Enderunda yetişti. Varat sancakbeyi oldu. 1548'de Anadolu valisi oldu.1563 yılında Kanuni'nin Zigetvar seferinde Gyula kalesini fethetmekle görevli Pertev Paşa ile beraber 59 günde kaleyi teslim aldı. Aynı yıl Babofça kalesini fethetti. 1567 yılında Lala Mustafa Paşa ile beraber Yemen'de savaştı. 1570 yılında Kıbrıs'ın fethinde Magosa kuşatmasında vurularak öldürüldü.
Gazi Kızan Mehmet Paşa
Malkoçoğlu Damat Yahya Paşa’nın oğludur. Gazi Sultanzade Mehmet Paşa şeklinde de geçer. Kanuni Sultan Süleyman'ın halasının oğludur. 1526'da Mohaç alaybeyi, 1527'de Semendire sancakbeyi, ve aynı yıl Belgrad sancakbeyi oldu. 1529'da 1. Viyana Kuşatmasında Bavyera'nın merkezi Regensburg ve Morova'nın başkenti Brünn'ü fiilen zaptetti. Çekoslavakya bölgesini işgal etti. 1530'da Andrea Doria'nın işgal ettiği Mora'daki Koron kalesini geri aldı. Aynı yıl Budin'i kuşatan Alman mareşalini yendi. 1531 yılında Avusturya akınında 15.000 esirle geri geldi. Peç'i Almanlardan geri aldı. 1535'de tekrar Semendire sancakbeyi oldu ve 8 yıl görev yaptı. 1537 yılında Vertizo Savaşı'nda 45.000 kişilik Alman ordusunu imha etti. Bu zaferde kardeşi Yahyapaşazade Malkoçoğlu Ahmet Bey ile oğlu Şifalı Arslan Paşa da vardı. 1538'de Boğdan seferine katıldı. 1541'de Budin seferine katıldı. 1543'de ölen abisi Koca Bali Paşa'nın yerine üçüncü Budin Beylerbeyi oldu. 4.5 yıl görevde kaldı. 1566 yılında Budin'de vefat etti.
Yahyapaşazade Malkoçoğlu Ahmet Bey
Malkoçoğlu Damat Yahya Paşa’nın oğludur. İnebahtı sancakbeyi olarak bilinir. 1537 yılında Vertizo Savaşı'na katıldı. 1543'de Belgrad sancakbeyi oldu.
Şifalı Arslan Paşa
Yahyapaşazade Malkoçoğlu Mehmet Bey'in oğulları Arslan Bey ve Derviş Bey olarak bilinmektedir.
Arslan Bey, Şifalı Arslan Paşa şeklinde anılır. 1537 yılında Vertizo Savaşı'na katıldı. 1537'de Pojega sancakbeyi oldu. 1565'de Budin'in ondördüncü beylerbeyi oldu. Kendisi aynı zamanda şairdir. 1566 yılında Sokollu Mehmet Paşa tarafından idam edildi. Ömer Seyfettin'in Kütük adlı hikâyesinde anlattığı Arslan Bey bu kişidir.
Derviş Bey
Malkoçoğlu Damat Yahya Paşa’nın torunu, Mehmet Bey’in oğludur.
Yavuz Ali Paşa
Malkoçoğlu soyundan son olarak bilinen kişidir. Çok cesur, fevri ve deli dolu biriydi. 1603 yılına kadar Mısır Beylerbeyliği görevini yaptı. Bu sırada 1603 yılında İstanbul'a çağırıldı ve sadrazamlığa getirildi. İlk iş olarak İran meselesini ele aldı. 1604 yılında Macaristan seferi sırasında Sofya'da rahatsızlandı. Belgrad'a ulaştığında da vefat etmiştir. Mezarı Yozgat'ın Yerköy ilçesindedir.
Malkoç (Yavuz) Ali Paşa'nın hayatı; Kelâmî ve Muhyî mahlaslı şairler tarafından mensur olarak yazılan ve Süleymaniye Kütüphanesi, Halet Efendi Bölümü no. 612’de kayıtlı "Vekâyi-i Alî Paşa" isimli minyatürlü gazâvât-nâme eserde anlatılmıştır. 17. yüzyıldan bugüne ulaşan bu eser iki kişi tarafından ortaklaşa yazılmıştır ve yazarların kaleme aldıkları bölümlerin ilk sayfalarında altın yaldız zemin üzerinde serlevhalar bulunmaktadır.

(1371) Çirmen Muharebesi birkaç Sırp ve Bulgar lordlar Osmanlı vasalları olma sonuçlandı Sırp İmparatorluğu için bir felaket oldu. [1] Malković Müslüman oldu Hıristiyan Sırp kökenli bir savaşçı ailesi oldu. [1] [2 ] Malkoç, kendi adını taşıyan kurucusu (1396) Kosova (1389) de ve Niğbolu de mücadele Sultan I. Murat ve Bayezid I komutanlarından biri olmuştur iddia ediliyor. [kaynak belirtilmeli]

Avrupa sınırlarına daha Osmanlı genişleme en önemli Anadolu Hıristiyan kökenli her ikisi de Evrenosoğulları, Mihaloğulları, belirlenemeyen Hıristiyan kökenli Turahanoğulları ve Malkoçoğulları dört aile olmak, yarı bağımsız savaşçılar ile paylaşıldı. [1 ] Bu dört aile gazi (savaşçı) asalet uydurdum. [3] akıncı karşı askeri yüz ilk bölümlerinden biridir ve savaşta kahramanlık için biliniyordu. Ödenmemiş yaşadıkları ve yağmaya tamamen subsisting, Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları üzerinde akıncılar olarak işletilmektedir.
Malkoçoğlu ailesi
Malkoçoğlu ailesi veya Malḳočoghullari̊ (Türkçe: Malkoçoğulları, Malkoçoğlu ailesi) 14-16 yüzyıllar arasında Osmanlı İmparatorluğu'nda akıncı kolordu led ailelerin biriydi. Onlar imparatorluğun Balkan fethi esas görev yaptı. ailenin üyeleri genellikle beyleri, sancak-beylerinden, beylerbeys, Paşalar ve kale komutanları olarak görev yaptı. Daha sonra çeşitli görevlerde Osmanlı Ordusu saflarına katıldı ve soyundan biri Sadrazamı oldu.

(1371) Çirmen Muharebesi birkaç Sırp ve Bulgar lordlar Osmanlı vasalları olma sonuçlandı Sırp İmparatorluğu için bir felaket oldu. [1] Malković Müslüman oldu Hıristiyan Sırp kökenli bir savaşçı ailesi oldu. [1] [2 ] Malkoç, kendi adını taşıyan kurucusu (1396) Kosova (1389) de ve Niğbolu de mücadele Sultan I. Murat ve Bayezid I komutanlarından biri olmuştur iddia ediliyor. [kaynak belirtilmeli]

Avrupa sınırlarına daha Osmanlı genişleme en önemli Anadolu Hıristiyan kökenli her ikisi de Evrenosoğulları, Mihaloğulları, belirlenemeyen Hıristiyan kökenli Turahanoğulları ve Malkoçoğulları dört aile olmak, yarı bağımsız savaşçılar ile paylaşıldı. [1 ] Bu dört aile gazi (savaşçı) asalet uydurdum. [3] akıncı karşı askeri yüz ilk bölümlerinden biridir ve savaşta kahramanlık için biliniyordu. Ödenmemiş yaşadıkları ve yağmaya tamamen subsisting, Osmanlı İmparatorluğu'nun sınırları üzerinde akıncılar olarak işletilmektedir.
****Malkoç Bey (fl. 1389-1396 [kaynak belirtilmeli]), Sultan Bayezid I. komutanlarından biri [4] O, ailenin adını taşıyan kurucusu oldu. [Kaynak belirtilmeli] Malkoç Bey Kosova'da ve Niğbolu savaştı. [ kaynak belirtilmeli]
********G1 Malkoçoğlu Mustafa Bey'in (Mustafa Malkoçoğlu), Malkoç oğlu, sol taraf okçu komutanı olarak Kosova'da babasının yanında savaştı. Anadolu'nun Timur işgali sırasında Sivas kale komutanı idi ve 18 gün boyunca Timur'un 200.000 erkeğe karşı 3000 asker ile savundu. Timur sahte barış sunan onu aptal ve Mustafa dahil olmak üzere tüm Türk askerini öldürdü.
************G2 Malkoçoğlu Hamza Bey (Hamza Malkoçoğlu), Mustafa oğlu. O Mehmed II döneminde Niğbolu sancak beyi idi. Eflak Voyvodası Vlad III Voyvoda, pusu ve 1461 yılında onu kazığa.
****************G3 Malkoçoğlu Bali Bey (Bali Malkoçoğlu), Hamza oğlu. O Fatih Sultan Mehmed tarafından Osmanlı Sarayı içinde bir üniversite olarak kurulan Enderun-i Hümayun mezun oldu. O Mehmed II döneminde Silistre BeylerBey olarak görev yaptı. O Lechia, Bilhorod-Dnistrovskyi Savunma ve Petrovaradin fetih yoluyla yaptığı baskınlar ünlüdür.
********************G4 Malkoçoğlu Ali Bey: Malkoçoğlu Bali Bey oğlu. O Sofya sancak beyi olarak görev yapmış ve onun güçleri ile Çaldıran Savaşı katıldı. İsmail Çaldıran Savaşı'nda, 1514 yılında onu öldürdü.
********************G4 Malkoçoğlu Turali Bey: Malkoçoğlu Bali Bey oğlu. O Silistre sancak beyi ve kardeşi Malkoçoğlu Ali Bey gibi o Çaldıran Savaşı'nda, 1514 yılında İsmail I tarafından öldürüldü.
********G1 Malkoçoğlu Mehmet Bey, (Mehmet Malkoçoğlu), Malkoç genç oğlu, tüm kampanyalarda babasının yanında savaşmış ve Mezarı bir Türbe Gebze'de ise 1385. yılında, Malkoç önce öldü.
****Malkoçoğlu Damat Yahya Paşa, şecere belirsiz
********Yahyapaşazade Malkoçoğlu Bali Bey:
********Yahyapaşazade Malkoçoğlu Mehmet Bey:
************Şifalı Arslan Paşa:
********Gazi Kızan Mehmet Paşa:
********Yahyapaşazade Malkoçoğlu Ahmet Bey:
****Derviş Bey, Damat Yahya Paşa'nın torunu
****Yavuz Ali Paşa, 16 Ekim, 1603 Temmuz 26, 1604, Sadrazam.
Üyeler

****Malkoç Bey (fl. 1389-1396 [kaynak belirtilmeli]), Sultan Bayezid I. komutanlarından biri [4] O, ailenin adını taşıyan kurucusu oldu. [Kaynak belirtilmeli] Malkoç Bey Kosova'da ve Niğbolu savaştı. [ kaynak belirtilmeli]
********G1 Malkoçoğlu Mustafa Bey'in (Mustafa Malkoçoğlu), Malkoç oğlu, sol taraf okçu komutanı olarak Kosova'da babasının yanında savaştı. Anadolu'nun Timur işgali sırasında Sivas kale komutanı idi ve 18 gün boyunca Timur'un 200.000 erkeğe karşı 3000 asker ile savundu. Timur sahte barış sunan onu aptal ve Mustafa dahil olmak üzere tüm Türk askerini öldürdü.
************G2 Malkoçoğlu Hamza Bey (Hamza Malkoçoğlu), Mustafa oğlu. O Mehmed II döneminde Niğbolu sancak beyi idi. Eflak Voyvodası Vlad III Voyvoda, pusu ve 1461 yılında onu kazığa.
****************G3 Malkoçoğlu Bali Bey (Bali Malkoçoğlu), Hamza oğlu. O Fatih Sultan Mehmed tarafından Osmanlı Sarayı içinde bir üniversite olarak kurulan Enderun-i Hümayun mezun oldu. O Mehmed II döneminde Silistre BeylerBey olarak görev yaptı. O Lechia, Bilhorod-Dnistrovskyi Savunma ve Petrovaradin fetih yoluyla yaptığı baskınlar ünlüdür.
********************G4 Malkoçoğlu Ali Bey: Malkoçoğlu Bali Bey oğlu. O Sofya sancak beyi olarak görev yapmış ve onun güçleri ile Çaldıran Savaşı katıldı. İsmail Çaldıran Savaşı'nda, 1514 yılında onu öldürdü.
********************G4 Malkoçoğlu Turali Bey: Malkoçoğlu Bali Bey oğlu. O Silistre sancak beyi ve kardeşi Malkoçoğlu Ali Bey gibi o Çaldıran Savaşı'nda, 1514 yılında İsmail I tarafından öldürüldü.
********G1 Malkoçoğlu Mehmet Bey, (Mehmet Malkoçoğlu), Malkoç genç oğlu, tüm kampanyalarda babasının yanında savaşmış ve Mezarı bir Türbe Gebze'de ise 1385. yılında, Malkoç önce öldü.
****Malkoçoğlu Damat Yahya Paşa, şecere belirsiz
********Yahyapaşazade Malkoçoğlu Bali Bey:
********Yahyapaşazade Malkoçoğlu Mehmet Bey:
************Şifalı Arslan Paşa:
Gazi Kızan Mehmet Paşa:
Yahyapaşazade Malkoçoğlu Ahmet Bey:
Derviş Bey, Damat Yahya Paşa'nın torunu
Yavuz Ali Paşa, 16 Ekim, 1603 Temmuz 26, 1604, Sadrazam.
:wbtr:
 

Malatyalı

Aktif Üye
15 Şub 2016
287
577
speedforce
Şu an bakıldığında çok tırt bir teknoloji ile yapılmış olsa da her izlediğimde kötülerin filmin sonunda cezasını çekmesi sebebi ile çok mutlu oluyorum. Cüneyt Arkın'ın aynı anda 5 okla 5 kişiyi öldürmesi, bir sıçrayışta 40 metrelik duvara atlaması, daha kılıç değmeden düşmanların ölmesi bir kenara bir dönemin matriksiydi bu filmler. Beni en çok etkileyen de kılıçla traş olmasıydı. Hele de ödlek kelleni almaya geldim Dimitri lafı efsanedir. :)
 
Üst