LeMan - Sayı 621 ( 3 Ekim 2003)

hadon

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
10 Mar 2010
3,056
9,088
Kastamonu
pkpRdh.jpg


 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,406
Hönk hönk öksürmek deyişi vardır.
Şimdilerde bu durum biraz değişti.
Doktor sayısında ki artışa paralel bir biçimde hasta sayısı da arttı.Aslında önemli olan doktor sayısında ki artıştan ziyade hasta sayısında ki artış galiba.
Bir paradoksun ying ve yang kutupları gibi.
Horozmu yumurtadan çıkar yada tavukmu yumurtadan çıkmıştır.Yoksa her ikisi de aslında yumurtadan çıkmaz mı yumurtanın faziletlerimi fazladır sarısı kolestrol yaparmı beyazının proteini fazlamıdır ?
Bir çok soru işareti.
D vitamini vitaminmidir ? Geçenlerde adı gibi büyük profesör dostlarımız ekranlarda müthiş tartışmalara imza attılar.D vitamini ortalaması ne olmalıdır raşitizm konusu ele alınmıştı.Canan hocaya şiddetli ve hiddetli saldırılar da oldu.Birbirlerine de farklı alanlarda olma suçlamaları yapıldı.Kim haklıydı bilmiyorum ama ekranlar bu konuya yer vermese daha iyi olur.Her şeyin araştırıldığı bir ortamda ekranlarda bilimsel olmayan tartışmaların saatlerce yapılması araya da ünlü bir jinekoloğun bayanları taciz etmesi haberleri alınınca garip bir ortam oluşmuştu.
Ama son dönem en büyük tartışma Haktan Akdoğan ve Erhan Kolbaşı arasında ki sorun galiba.
Regresyon'un kitap haline getirilerek vaka incelemeleri üzerinden dünya dışı yaşamın melezleme çalışmaları yaptığı sonucunun bilimsel olup olmadığı konusunda ki tezler üzerinden yürüyen açıkçası beni oldukça üzen bir ayrılık oldu.Her ikisinden de çok şeyler bekliyorduk ama istenmeyen bir ayrılık meydana geldi.Umarım kırgınlıkları yoktur birbirlerine ve yeniden bir arada çalışmalarına devam ederler.
Uzaylı melezleme ve klonlama çalışmaları konusunda benimde yakın çevremden dinlediğim ve inanmakta zorlandığım vakalar var.Ancak hipnoz altında geriye gidişlere bilimsellik yüklemek çok zor bilim dışı demekte mümkün değil bu konu daha çok tecrübi bir alan haliyle.
Nereden nereye geldik.
Leman'dan ufolara kadar uzun bir yolculuk yaptık.
Papağana dünyada şiddet uygulama becerisi gösterebilen nadide şahsiyetleri yetiştirdiğimiz bir ortamda buda normaldir.
Bu adamlar nereden yetişiyor çocukluğunda başka ne tür şiddet hareketleri olmuştur acaba.
Geçenlerde de yaşlı bir teyze sürükleyerek getirdiği köpeği çöp tenekesine atmıştı.
Bir diğer şiddet sever kardeşimizde arabanın arkasına bağladığı köpeği sürüklemişti.
Çocukken hiç unutmuyorum civcivlerini yedi diye kuyruğundan yakaladığı kediyi duvarlara çarpan insana benzeyen bir yaratık vardı mahallede hala tiksinirim bu kişilerden.
Hayvanları geçtik bu deyyuslar yakında böceğe , bitkiye bile şiddet uygular.
Çiçek seviyorum ayağıyla bitkinin orasını burasını kesen , kolunu bacağını koparan kişinin ki şiddet hareketi sayılmıyor galiba.
Yada antibakteriyel sabun ayağıyla çevremizde ki faydalı mikro canlıları yok etmekte bir beis yok galiba.Hele birde çamaşır suyu konusu var ki bütün mikroplar pismiş gibi anlatılarak canlı yaşamını aşağılamakla kalmıyor zihinlere zarar da veriyor.Halbuki saprofit bakteriler olmasa dünya yaşamı bir kaç yıl içinde sona erer.Yada bağırsaklarda ki bakteriler olmazsa vitamin sentezleyemez ve kısa sürede tahtalı köyün deniz manzaralı bir odasında yerimizi ayartırız.
Yani mikro yaşam faydalı ve gereklidir.Sadece hayvanlara değil mikro yaşamada saygı gösterelim aynı zaman da bitki yaşamına da saygı gösterelim.Seviyor sevmiyor falı için papatyanın yaşamına son vermeyelim bırakalım yaşasın çiçeklerin , ağaçların yapraklarını koparmayalım , gereksiz yere çimi bile ezmeyelim.
Futbol sahalarına çim ekip sonrada ezerek top koşturmak bana göre canlı yaşamına saygısızlıktır.
Gereksiz yere yaşam alanlarına zarar vermektir.
Papağana şiddet uygulayabilen angutların , köpeği çöpe atan ihtiyar cadıların şerrinden Allah canlı yaşamını korusun.Amin seslerini duyar gibiyim.


 
Son düzenleme:
Üst