murtaza5
Yönetici
- 15 Tem 2009
- 12,048
- 318,498
LeMan - Sayı 0543 ( 6 Nisan 2002)
- Konuyu Başlatan murtaza5
- Başlangıç tarihi
sarkomer
Yönetici
- 18 Ağu 2009
- 13,336
- 302,187
Filistin bugünlere nasıl geldi?
1897 yılında 1. Siyonizm Kongresinde alınan karar gereği 1914 yılına değin 65 bin Yahudi, Filistin'e göç etmiş. İngiliz bakan Balfour, siyonistlerin lideri Rotshild'e resmi bir mektup göndermiş; kendisinin ve İngiltere'nin Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması için siyonistleri sonuna kadar destekleyeceğini yazmış. Bu mektup 'Balfour Deklarasyonu' olarak tarihe geçmiş. 1917 yılındaki bu deklarasyon uyarınca Filistin'de çoğalan Yahudi nüfusuna karşı 1920 yılında iki büyük Filistin ayaklanması da yaşanmış.
Burada ilginç, manidar ve ibretlik bir konu var ki, o da şu; I. Dünya Savaşı sırasında Filistin ve çevresi Osmanlı idaresindeymiş. İngiltere'nin desteklediği Arap güçleri Osmanlı hakimiyetine son verene kadar da bu durum sürmüş.Yani Osmanlı hakimiyetinin kalkmasında Arap güçleri mücadele etmiş ve sonuçta da İngiltere 1918'de bölgeyi işgal etmiş.
1947 yılında İngiltere, Filistin sorununun çözümünü Birleşmiş Milletler'e devretmiş, Birleşmiş Milletler ise Filistin'i iki parçaya bölüp %56.5' unu Yahudilere, %43.5' unu Araplara vermeyi teklif etmiş ve bu teklif 33 ülkenin oyuyla kabul edilmiş. 1948 yılında da İngiltere Filistin'de mandalık yönetimini bitirmek istediğini duyurmuş. Bunun üzerine Yahudi militanlar 1948 yılının Aralık ayında Filistin'in Arap köylerinde etnik temizlik başlatmışlar. 14 Mayıs 1948 yılında ise İsrail bağımsızlığını ilan etmiş.
Özetin özeti böyle...
Ne demiş Milli Şairimiz:
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
"Yabancılara toprak satımında, yabancıları vatandaşlığa kabul etmede, yabancıların bir bölgede yerleşip çoğalmasında Devlet denetimi, tüm denetimlerin önünde ve öncelikli olmalıdır" diye düşünüyorum.
İbret alalım ki, tekerrür etmesin...
Paylaşım ve emeğiniz için sonsuz teşekkürler kardeşim;
saygılarımla...
1897 yılında 1. Siyonizm Kongresinde alınan karar gereği 1914 yılına değin 65 bin Yahudi, Filistin'e göç etmiş. İngiliz bakan Balfour, siyonistlerin lideri Rotshild'e resmi bir mektup göndermiş; kendisinin ve İngiltere'nin Filistin'de bir Yahudi devleti kurulması için siyonistleri sonuna kadar destekleyeceğini yazmış. Bu mektup 'Balfour Deklarasyonu' olarak tarihe geçmiş. 1917 yılındaki bu deklarasyon uyarınca Filistin'de çoğalan Yahudi nüfusuna karşı 1920 yılında iki büyük Filistin ayaklanması da yaşanmış.
Burada ilginç, manidar ve ibretlik bir konu var ki, o da şu; I. Dünya Savaşı sırasında Filistin ve çevresi Osmanlı idaresindeymiş. İngiltere'nin desteklediği Arap güçleri Osmanlı hakimiyetine son verene kadar da bu durum sürmüş.Yani Osmanlı hakimiyetinin kalkmasında Arap güçleri mücadele etmiş ve sonuçta da İngiltere 1918'de bölgeyi işgal etmiş.
1947 yılında İngiltere, Filistin sorununun çözümünü Birleşmiş Milletler'e devretmiş, Birleşmiş Milletler ise Filistin'i iki parçaya bölüp %56.5' unu Yahudilere, %43.5' unu Araplara vermeyi teklif etmiş ve bu teklif 33 ülkenin oyuyla kabul edilmiş. 1948 yılında da İngiltere Filistin'de mandalık yönetimini bitirmek istediğini duyurmuş. Bunun üzerine Yahudi militanlar 1948 yılının Aralık ayında Filistin'in Arap köylerinde etnik temizlik başlatmışlar. 14 Mayıs 1948 yılında ise İsrail bağımsızlığını ilan etmiş.
Özetin özeti böyle...
Ne demiş Milli Şairimiz:
Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
"Tarih"i "tekerrür" diye tarif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?
"Yabancılara toprak satımında, yabancıları vatandaşlığa kabul etmede, yabancıların bir bölgede yerleşip çoğalmasında Devlet denetimi, tüm denetimlerin önünde ve öncelikli olmalıdır" diye düşünüyorum.
İbret alalım ki, tekerrür etmesin...
Paylaşım ve emeğiniz için sonsuz teşekkürler kardeşim;
saygılarımla...
abolardis
Onursal Üye
- 12 Şub 2011
- 6,630
- 24,406
Ortadoğunun kaderi böyle galiba.
Emperyal köşe kapmaların satranç tahtası.
Rus atasözüydü sanırım ; Bu hayatta bir çok kez şah dersin ancak bir mat yapabilirsin şeklindeydi.
Çok teşekkür ederim üstadım.
Emperyal köşe kapmaların satranç tahtası.
Rus atasözüydü sanırım ; Bu hayatta bir çok kez şah dersin ancak bir mat yapabilirsin şeklindeydi.
Çok teşekkür ederim üstadım.