Kral Conan Alfa Yayınları Sayı 11 Fatih Conan

prince

Onursal Üye
20 Ağu 2012
4,464
26,951


4hdzqg.jpg


Kimmerya yolu gözleyen dostlarımızı bekletmiyelim.Umarım yeni haftamız hepimiz için iyi geçer...

Conan'da mutlaka bayıldığım çizimler oluyor.Görsellik anlamında izninizle konunun içerisinde de sunuma renk katması açısından paylaşmak istiyorum.

35b8mqr.jpg

357hj02.jpg


300 dpi. orjinal taramayı paylaşıyorum.

PROFESöR dostumuzun adına ithafen.

Conan ve çizgilere gönül vermiş dostlarıma saygılarımla...

mega.co



dosya.co



mediafire



 

direnc11

Yönetici
11 May 2009
10,078
36,672
İstanbul
Kapak muhteşem. Şunun gibi bir şeyler çizebilseydim ben de, ah :)

Üstadım sunumuna beğendiğin Conan resimlerini koymakla çok iyi ediyorsun. Dosya ininceye kadar bu resimleri inceliyor, görsel bir şölen yaşıyorum.

Teşekkür ederim.
 

büyük beyaz

Yönetici
Çeviri & Balonlama
E-Dergi Takımı
17 Ağu 2009
17,730
43,945
denize sıfır
Barbar çizimleri pırıl pırıl taramayla daha bir gözalıcı olmuş.:)
Emek verip taramışsınız, çok teşekkürler değerli dostum.:)
 

prince

Onursal Üye
20 Ağu 2012
4,464
26,951
Kapak muhteşem. Şunun gibi bir şeyler çizebilseydim ben de, ah :)

Üstadım sunumuna beğendiğin Conan resimlerini koymakla çok iyi ediyorsun. Dosya ininceye kadar bu resimleri inceliyor, görsel bir şölen yaşıyorum.

Teşekkür ederim.

Bu tip çalışmaları okuduğum Conan'larda da yapıyorum zaman zaman.Sosyal ağlarda da paylaştığım oldu ama çoğunu sildim.
Forumumuzda grup olarak aradım ama bulamadım.Conan'cı bir gurup varsa veya açılırsa oraya da zaman zaman yaptıkça eklerim.
:)
 

serdary67

Onursal Üye
18 Eki 2009
8,726
25,909
ordu-turkey
Valla prince üstadım senin bu harika işlerine şapka çıkarmamak mümkün değil.Şu an indirme modunda yeni yılda yeni mutluluklar seninle olsun.
 

hüseyin aksakal

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
7 Eyl 2010
773
5,727
Kdz. Ereğli


FATİH CONAN'DAN BİR PASAJ...

Aquilonia’da kış bitmişti. Yapraklar ağaç dallarından fışkırıyor, taze otlar ılık güney yellerinin temasıyla tebessüm ediyordu. Fakat çoğu tarla işlenmemiş ve boş duruyor, çoğu yerde kararmış bir kül yığını, mağrur konaklar veya müreffeh kasabaların bulunduğu noktaları işaretliyordu. Kurtlar, çim basmış ana yollar boyunca alenen kol geziyor, cılız, efendisiz insan grupları ormanlarda kol gizlice dolanıyordu. Şölenler, zenginlik ve geçit törenleri yalnızca Tarantia’daydı.

Valerius, delilikten muzdarip biri gibi yönetiyordu. Dönüşünü hoş karşılayan baronların çoğu bile veryansın ediyordu ona. Mültezimleri zengin yoksul demeden eziyor; yağmalanan krallığın zenginliği, bir başkentten çok, mağlup bir ülkedeki galipler garnizonuna dönüşen Tarantia’ya akıyordu. Başkent tacirleri zenginleşiyordu ama tehlikeli bir refahtı bu; çünkü kimse ne zaman uydurma bir ihanetle suçlanıp mallarına el konulabileceğini, kendisinin ne zaman zindana atılacağını veya kanlı kütüğe götürüleceğini bilmiyordu.

Valerius kullarını kazanmak için hiç girişimde bulunmadı. Kendisini Nemedia askeri gücü ve umutsuz paralı askerler sayesinde koruyordu. Kendisinin Amalric’in bir kuklası olduğunu biliyordu. Sırf Nemedialıların müsamahası sayesinde hükmettiğini de biliyordu. Aquilonia’yı hâkimiyeti altında birleştirip efendilerinin boyunduruğundan kurtulmayı asla umamayacağını biliyordu, zira çevre eyaletler kanlarının son damlasına dek ona karşı koyardı. Ona bakarsan, eğer herhangi bir krallığı birleştirme girişimine yeltenmesi halinde Nemedialılar da onu tahttan indirirdi. Kendi mengenesinde sıkışıp kalmıştı. Mağlup gururunun acısı ruhunu kemiriyordu; o da yarını ne düşünen, ne umursayan, günü yaşayan biri olarak bir sefahat krallığına vurdu kendini.

Yine de deliliğinde, derinliğini Amalric’in bile tahmin edemediği bir incelik vardı. Muhtemelen bir sürgün olarak vahşi, kaotik gezi yıllarında ortak anlayışın ötesinde bir acı büyümüştü içinde. Bugünkü durumundan tiksintisi, bu acıyı bir tür deliliğe dek yükseltmişti belki de. Her halükarda tek bir arzuyla yaşıyordu: onunla birlik olan herkesin mahvına yol açmak.

İktidarının Amalric’in hedeflerine yeterince hizmet ettiğinde sona ereceğini biliyordu; Yine biliyordu ki Nemedialı, anayurduna baskısı sürdüğü sürece hükümdarlığına göz yumardı. Çünkü Amalric, Aquilonia’yı nihai teslimiyete dek ezmek, son bağımsızlık kırıntılarını yok etmek, sonra da nihayet onu bizzat eline geçirmek, engin zenginliğiyle keyfine göre yeniden inşa etmek ve insan ve doğal kaynaklarını Nemedia tacını Tarascus’tan zorla almak için kullanmak istiyordu. Çünkü Amalric’in nihai hedefi bir imparatorluk tahtıydı, Valerius da bunu biliyordu. Valerius, Tarascus’un bundan kuşkulanıp kuşkulanmadığını bilmiyordu ama Nemedia kralının onun amansız yöntemini onayladığını biliyordu. Tarascus eski savaşlardan doğan bir kinle nefret ediyordu Aquilonia’dan. O sadece bu batı krallığının yıkılmasını istiyordu.

Valerius da ülkeyi Amalric’in zenginliğinin bile yeniden inşa edemeyeceği kadar mutlak şekilde mahvetmek istiyordu. Barondan da en az Aquilonialılardan nefret ettiği kadar nefret ediyor, sadece Aquilonia’nın mutlak bir enkaz haline geldiği ve Tarascus ile Amalric’in Nemedia’yı tamamen yok edecek umutsuz bir iç savaşa kapıştığı günü görene kadar yaşamayı umuyordu.

Muhalif Gunderland, Poitain ve Bossonia düzlükleri eyaletlerini fethetmenin, kral olarak sonunu getireceğine inanıyordu. O zaman Amalric’in amaçlarını gerçekleştirmiş olacak ve tasfiye edilecekti. Bu yüzden Amalric’in ısrarlarını makul itirazlar ve ertelemelerle karşıladı ve hareketlerini amaçsız akınlar ve baskınlarla sınırlayarak bu eyaletlerin fethini geciktirdi.

Hayatı bir ziyafet ve vahşi eğlence dizisiydi. İster gönüllü, ister gönülsüz, sarayını krallığın en güzel kızlarıyla doldurdu. Tanrılara küfür etti, altın tacı giyerek ziyafet salonunun zeminine sarhoş olarak yattı ve mor kraliyet kaftanını döktüğü şarapla lekeledi. Kana susamışlık patlamaları içinde, pazar meydanındaki idam sehpalarını sallanan cesetlerle süsledi, cellâdın baltasını tıka basa doyurdu ve Nemedialı süvarilerini ülkeyi yağmalamaya ve yakmaya yolladı. Çılgınca yönetilen ülke, vahşice bastırılan çılgın bir isyanın sürekli kargaşası içindeydi. Valerius o kadar yağmaladı, tecavüz ve talan etti ki, Amalric bile ülkenin tamir edilebileceğin ötesinde fakirleştiği ikazını yaparak onu protesto etti. Valerius’un niyetinin zaten bu olduğunu bilmiyordu.

Oysa hem Aquilonia hem Nemedia’da insanlar kralın çılgınlığını konuşurken, Nemedia’da insanlar daha çok maskeli Xaltotun’u konuşuyordu. Yine de birkaç kişi görmüştü onu Belverus sokaklarında. İnsanlar onun zamanının çoğunu, eski bir kavmin—kadim krallıktan geldiklerini iddia eden esmer, sessiz ahali—hayatta kalanlarıyla gizemli toplantılar yaparak tepelerde geçirdiğini söylüyordu. Adamlar, düşsel tepelerin yukarılarında davulların vurduğunu, karanlıkta ateşlerin parladığını, rüzgârların tuhaf ilahiler taşıdığını fısıldıyor, sakinleri vadi halkından acayip şekilde farklı dağ köylerindeki ocak başlarında okunan anlamsız formüller haricinde asırlardır unutulan ilahi ve ayinler mırıldanıyordu.

Bu toplantıların nedenini sık sık Pythonluya eşlik eden ve suratında giderek bir bitkinlik gölgesi büyüyen Orastes dışında kimse bilmiyordu.


Bu metin "Ejderin Saati"nden... Fatih Conan ismi daha sonra verilmiş ki Conan bir fatih değil. Emperyalist düşler görmüyor. Sadece elindekini elinde tutmak istiyor. Bu metinde Conan tahttan indirildikten sonra yerine geçen Valerius'un yönetimi dönemi anlatılıyor.
 
Son düzenleme:

sarkomer

Yönetici
18 Ağu 2009
13,336
302,071
Usta işi "Fatih Conan" okumanın keyfi daha bir başka...
Emekleriniz için teşekkür ediyorum Sayın "prince";
saygılarla...

52308R.gif
 
Üst