Çakırcalı Mehmet Efe - Mehmet Tekdal (1951)

Kolibri

Onursal Üye
E-Dergi Takımı
16 Haz 2012
423
6,831
Fatih İstanbul

1951 tarihinde Son Telgraf Gazetesinde haftada bir tam sayfa renkli olarak tefrika edilen Çakırcalı Mehmet Efe'nin hikayesinin anlatıldığı çizgiromanın daha önce 6 sayfasını kolibri.özel facebook sayfamda paylaşmıştım. Devamını merak edenler için tamamını cbr olarak paylaşıyorum.

Murat Sertoğlu'nun romanından Faruk Kenç'in uyarladığı 1950 Ekim ayında vizyona giren sinema filminin başarısından 6 ay sonra gazetede yayınlanmaya başlanmış ve yaklaşık 9 ayda tamamlanmıştır.

Aynı adlı,Kartal Tibetin oynadığı Yılmaz Atadeniz filmi 1969 tarihlidir.

 
Son düzenleme:

akrep069

Süper Üye
14 Ara 2009
527
648
dostum teşekkurler sandık takı gün yüzüne çıkmaya devam ediyor sağolasın
teşekkurler
 

gandor08

Yönetici
6 Ocak 2013
18,367
141,608
Abi tarihi paylaşıyorsunuz, romanlarını büyüyerek okuduğumuz kitapların çizgilerini okumak bir o kadar güzel olur.

Teşekkürler, her şey gönlünüzce olsun.
 

savok

Admin
30 Eki 2009
19,991
83,644
Kasımpaşa
Balonsuz çizgi romanlar bazen daha güzel oluyor... Balonlamanın bazen usta işi tablo gibi karelerde görselliği bozduğu oluyor... Çok keyifle okudum... Çizgilerini pek beğendim... Bu değerli arşivlik çalışmayı bizlerle paylaştığı için sayın kolibri'ye çok teşekkür ederim. Saygılarımla!..
 

serdary67

Onursal Üye
18 Eki 2009
8,731
25,949
ordu-turkey
Nette kolibri demek tarih demektir.Şahsen tanışma şerefinde bulunduğum bu ender yürekli dostuma ne yazsam onu tarife yetmez tıpkı palio68-ozan barış gibi çizgiseverlerin yüreğinde damgasını vurmuş ender adamlardan birisidir.Zaten bu forumda köyün delileri forumu.
 

erdallll

Onursal Üye
24 Eyl 2009
1,450
7,068
gün gün okuyordum birden yayını kesiyorum deyince üzülmüştüm ama bugün tam macera okuma şansına kavuştuk saygılar vede emekleriniz için teşekkürler.
 

dedo11

Onursal Üye
8 Nis 2013
1,844
4,994
[B]Sayın Kolibri ;

Hep derim sen "Çizgi romanın en önemli arkeologlarından birisin."

Taa 1951 yılındaki Son Telgraf Gazetesi'nin tefrika olarak verdiği bu güzelim çizgi romanı sayende okuyabileceğiz.

Sayın Savok'un balonsuz çizgi roman konusundaki saptaması ne kadar da yerinde...



Emeğine ve paylaşım isteğine teşekkür ederim.[/B]
 

ertuğrul

Admin
5 Nis 2009
24,851
137,094
Çakırcalı Mehmet Efe (d. 1872, Ödemiş – ö. 17 Kasım 1911, Karıncalıdağ), İzmir Ödemiş ilçesine bağlı Türkönü Köyü'nde doğmuş Ege efelik kültürünün en ünlü simalarından biridir.

Çakırcalı' yı Hacı Mustafa'nın öldürdüğünü, veya çatışma esnasında bir serseri kurşuna kurban gittiğini öne sürenler de bulunmaktadır.

Belirtildiğine göre, zaptiyelerle başlayan müsademede öldürülmüştür. Kızanları başını keserek tanınmasını engellemişlerdir. Cesedi ilk karısı Iraz (Raziye) Hanım tarafından tanınmıştır. Başsız cesedi Karıncalıdağ'da gömülmüştür. 1948 senesinde en küçük kızı Hatice Akkaş tarafından Karıncalıdağ'dan alınarak dedelerinin vakfı olan Ödemiş Kayaköy mezarlığına defnedilmiştir.

Efeliği süresince birçoğu kendisi tarafından tam 1080 kişiyi öldürdüğü öne sürülmektedir. Adına yakılmış meşhur Ödemiş Kavakları türküsünde Çakıcı olarak anılan Çakırcalı Mehmet Efe 'dir (türküde "Kamalı Zeybek" şeklinde anılan da bir başka efedir).

Çakıcı olarak da tanınan Çakırcalı Mehmet Efe, 1872 yılında İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Türkönü Köyünde dünyaya geldi. Annesi Hatice, babası eski Zeybeklerden Çakırcalı Ahmet Efe idi.

Baba–oğul her iki zeybeğin de kullandıkları Çakırcalı lakabının, birtakım kaynaklarda mensup oldukları bir Yörük aşiretinden gelme olduğu belirtilir.

Babası eşkıyalığı bırakmış, düze inmiş, kendi halinde bir köylü olarak yaşarken bu durumdaki eski zeybeklerin yeniden dağa çıkmalarını önlemek amacıyla verilen gizlice öldürülmeleriyle ilgili bir emir doğrultusunda zaptiye çavuşu Boşnak Hasan tarafından öldürüldü. Babasının öldürüldüğünde Mehmet, henüz 11 yaşındaydı. Uzun süre tütün kaçakçılığı yaparak yaşamını sürdürdü. Bu işte en büyük yardımcısı babası Ahmet Efe'ye de yardım etmiş olan Eşkıya Mustafa idi. Bir zaman sonra Hacı Eşkıya'nın geçmişte kendisini bırakarak başka bir gençle kaçan karısını ve kaçtığı genci Ödemiş'teki evinde öldürür. Kısa bir süre sonra da babasını da tuzağa düşürerek öldüren Boşnak Hasan Çavuş tarafından yakalanarak hapse atıldı. Ancak delil yetersizliğinden dolayı mahkemede beraat ederek serbest kaldı.

Çakırcalı'nın bir gün başına bela olacağını bilen Hasan Çavuş'un yıllar önce işlenen bir hırsızlık olayını da ona mal edip takibe düşmesi ve köyüne baskın düzenleyerek annesi ve diğer akrabalarına türlü hakaretlerle işkence yapması Çakırcalı'yı çileden çıkardı. Bu olaylar ve babasının da öcünü almak amacıyla Çakırcalı, yanında Hacı Mustafa, Çoban Mehmet, Harmanlıoğlu Ahmet, Koca Mehmet, Arap Mercan, Kara Ali gibi yiğitlerle dağa çıktı ve Çakırcalı Mehmet Efe dağa çıktı, Osmanlı gelip de yakalasın diye Osmanlı'ya haber salar.

Halk arasında ün kazanan ve öyküsü destanlaşan Çakırcalı, diğer birçok efe gibi o da varlıklı kişilerden aldığı paraları kendisine yardım eden yoksullara dağıttı. Çevredeki birçok varlılık kişiyi köprü, çeşme gibi yararlı işler yapmaya zorladı. Bu sayede halkın gözünde kısa bir sürede yüceldi. Çakırcalı, bir ara peşine düşmüş olan Hasan Çavuş ile Mülazım Hüsnü Efendi'yi de bir pusuda öldürdü.

Ünü Osmanlı ve sınırlarını aşarak Avrupa'ya kadar yayılan ve Avrupalı birçok gazetecinin kendisiyle söyleşiler yaptığı Çakırcalı Efe ile baş edemeyen Osmanlı kendisine çeşitli defalar af çıkarttı.

1911'de Nazilli yakınlarındaki Karıncalıdağ mevkisinde yönetim güçlerince girdiği bir çatışma sonucu ölmüştür. Kendisinin 'eğer bana bir şey olursa sizi öldürürler, o yüzden benim başımı yok edin' tembihiyle kafası kesik şekilde Karıncalı Dağ' da gömülmüş. Adına yakılmış pek çok türkü bulunan Çakırcalı için söylenen en ünlü türkünün sözleri ise şöyle:

Ödemiş kavakları/Dökülür yaprakları/Bize de derler Çakıcı/Yar fidan boylum/Yıkarız konakları.

Değerli dostum;
Çok güzel ve gerçek bir tarihi paylaşmışsın.
Bu güzel paylaşım ve emeklerin için teşekkür ederim.
Tam Kolibri paylaşımı.
 
12 Şub 2010
15,006
543,718
Daha bir kaç gün önce Son Telgraf Gazetesinde yayınlanmış olan Çakırcalı Mehmet Efe çizgi romanının ilk sayfasını gördüğümde kolibri dostumdan, bunu paylaşmasını dilemiştim. Sağolsun her zamanki inceliği ve lütufkarlığı ile kırmayıp paylaşmış.
Paylaşımı öğlene doğru görmekle birlikte indirip okumak için uygun zamanı bekledim.
Rahmetli büyük üstad Murat Sertoğlu'nun kaleminden ve Mehmet Tekdal'ın çizgileriyle bu adını bildiğim ama öyküsü hakkında hiç bir şey bilmediğim, adı türkülere konu olmuş Çakırcalı'nın eşkiya mı kahraman mı olduğu meçhulüm olan bir kişiyi tanıyacaktım ve acele etmemeliydim.
Murat Sertoğlu'nu pehlivan tefrikalarından biliyordum. Hergeleci İbrahim, Koca Yusuf, Kurtdereli Mehmet, Filiz Nurullah ve daha nice pehlivanı onun tefrikalarından öğrenmiştim. Dili akıcı ve kendisini okutan bir üslubu vardı. Ortaokuldayken bana tuğladan daha kalın gelen Horasanlı Ebu Müslüm romanını iki günde okumuştum.
Mehmet Tekdal da, bilgi dağarcığıma son yıllarda yerleşen ve ben doğmazdan önce çizgi romanlara kapaklar çizmiş olmasıyla tanıdığım bir çizerimiz. Yani ortak eserlerinin senaryo ve çizgilerini görmeden, okumadan kalitesinden emin olduğum bir çizgi roman okuyacağımı biliyordum.
Gerçek bir yaşam öyküsünden daha güzel bir şey olmasa gerek. Sıkılmak bir yana doruktaki ilgiyle okunan bir çizgi roman. Gerçekçiliğin azameti var Çakırcalı çizgi romanında.
Diyardaki dostlarla birlikte yaşıyor, öğreniyor ve şaşkınlıktan şaşkınlığa sürükleniyoruz yerli çizgi romanımız hakkında. Bilmediğimiz ne kadar çok şey varmış; bildiğimiz ve zannettiğimizin çok üzerinde sayıda ve kalitede çizgi roman yayınlanmış meğerse.
Günümüzde adı sanı bilinmeyen Son Telgraf diye bir gazete o dönemin en ünlü bir yazarı ve çizerine çizgi roman hazırlatıyor ve hem de renkli olarak yayınlıyor.
Şimdiki holding patronu gazete sahiplerinin kulaklarını çınlatıyorum.

Bir başka konuya da değinmek gereğini duyuyorum. Çağlar öncesinin hayali kahramanlarına abuk subuk senaryolarla heba edilen usta çizgilerin tarihimizin elle tutulur, gözle görülür kahramanlarına, yaşanmış gerçek olaylara yönelmesi için biz okurların baskı yapması mı gerekiyor? Şayet gerekli olan buysa sesimizi duyurmak için çizgi roman severlerin bir adım atmasının zamanı gelmiştir diye düşünüyorum.
Masa başında oturup defalarca muhtelif serileriyle okumaktan ezberlediğimiz çizgi romanları bir kez daha yayınlamaya karar veren yayıncıların kararlarını etkilemek ve asıl okumak istediğimiz çizgi romanları yayınlamalarını istemek zamanı gelmemiş midir?

Bu güzelim çizgi romanlarımız gazete arşivlerinde unutulup gidecek mi? Ya kolibri gibi yüce gönüllü bir üstadımız olmasaydı?

Şanslıyız ki kolibri var

Sana o kadar teşekkür borçluyuz ki, yine kuru bir teşekkür yavan gelecek.
 

Kolibri

Onursal Üye
E-Dergi Takımı
16 Haz 2012
423
6,831
Fatih İstanbul
1950 de Ratip Tahir Burak'ın Hürriyet'te başlattığı haftalık ekte tam sayfa renkli çizgiroman tefrikaları halk tarafından çok sevilince rakip gazeteler de aynı yoldan gitmişlerdir.Şahap Ayhan,Sururi Gümen Şevki Çankaya gibi isimler tam sayfalık renkli süper prodüksiyon sayılabilecek işlere imza atmışlardır.
Televizyonun olmadığı,sinemaya herkesin ulaşamadığı bir dönemde insanların hayatını renklendiren en önemli unsurlardan birisi gazetelerin tefrikalarıymış.


Resimde gördüğünüz gibi dünyadaki trend de bu yöndeymiş.
Güngörmüşlerin çizeri George Mc Manuss tam 12.000.000.-Dolar kazanmış. O zamanki Doların değeri dikkate alındığında bu dehşet bir para.
Gazeteler bu potansiyeli gayet iyi değerlendirmiş.
Fatoş (Blondie) ve Güngörmüşler (Bring Up Father) gibi bantlar şimdiki sitcom dizilerin yerini tutmuş.
Şimdi bu potansiyel olsa holding patronları yine dört elle sarılırlar eminim...5 kişiden 4 ü değil 1 i bile olsa çizgiromanlar gazetelerde tefrika edilmeye devam ederdi sanırım.



Son Telgraf,Ethem İzzet Benice'nin patronluğunda Yeni Sabah'ın zıt kutubunda bir gazetedir. Tirajı düşük,baskı kalitesi de nispeten kötüdür.


Mehmet Tekdal bu gazeteye yukarıdaki çizgiromanı da çizmiştir.
Gazetenin sahibi,ünlü romancı, aynı zamanda milletvekili de olan Benice'nin ''Çıldırtan Kadın'' romanı nedense Çıldıran Kadın başlığıyla basılmıştır.

Çakırcalı gibi harika tam sayfa renkli tefrikayı 63 yıllık yıpranmışlığı olmadan okumayı isterdim.
Aynı dönemde Hürriyet Gazetesinde Ratip Tahir'in ''Koca Yusuf Avrupa'da'' adlı çizgiromanı tefrika edilmiştir.

Mehmet Tekdal Çocuk Haftası Dergisinde Boz Aygırlı gibi dede Korkut Hikayeleri çizmiş,Ceylan Dergide de Son Kale renkli çizgiromanı yayınlanmıştır.
Birazdan bunu paylaşacağım.Eski bir paylaşımım düzenleme tatmin edici olmayabilir.
 
Son düzenleme:
12 Şub 2010
15,006
543,718
Sarı Kale 'deki Mehmet Tekdal çizgilerine bakar mısınız? Tarihi çizgi romanda Mehmet Tekdal'ın da var olduğunu Sarı Kale ile öğrenmiş oluyoruz.
Sevgili Ramazan Türkmen'in haklı olarak laf saydığı eciş bücüş çizgili saçma sapan senaryolu çizgi romanlardan ibaret değilmiş. Ama hepsini bir arada görmekte incelemekte yarar var.

Sevgili kolibri'nin tarih dersi anlatır gibi ellili yıllar gazatelerinin çizgi romana verdiği değeri ve ünlü yazar çizerleri çizgi roman için istihdam ettiklerini zevkle ve içimi çekerek okudum. Bir de bugünü düşündüm. Resmen geriye gitmişiz.
Daha bir kaç yıl önceki gazetelerin tencere tava savaşlarını hatırladım. Bugün ise gazetelerin çok satmak için yaptıkları şeyler ibret verici. Holdinglerin çıkarları, kapacakları ihaleler, özel hayatın içine eden dinlemeler, kimin eli kimin cebinde kavgaları, skandallar. Hep çıkar üzerine kurulu.
Kar hırsıyla işçinin güvenliğinden kısılan harcamalar.. Öff bu konulara daldık mı sonu gelmez. Onun tartışmasını başka zemine bırakalım. Kültür, sanat, bilim de o konulardan az önemli değil ve burada kültür tarihimizden neredeyse unutulan ve kolibri sayesinde gün ışığına çıkan hazinelerimizden söz etmeye devam edelim.
Altmış yıl öncesinde de kötü koşullar vardı, ama bugünkünden daha verimli bir çizgi roman üretimi, okuyucusu, yazarı, çizeri varmış.
Bugün olmamasının sebeplerinden birisini çok iyi ortaya koymuş üstadımız. Patronların bu işten kazanç kokusu almaları gerekiyormuş.
Sarı Kale'yi de bekliyoruz sevgili dostum:), şimdiden teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.
 

homeric

Çeviri & Balonlama
19 Eyl 2009
338
3,202
Kütahya
Okuyunca, aslında yaptığım hem okumak hem resimlere dalıp gitmekti, ne kadar şanslı olduğumu anladım. Bu yüzden kolibri'ye çok teşekkürler.
Resimlere bakarken nedendir bilmem eskiden evlerde asılı olan ve genellikle ceylanların su içtiği duvar halıları aklıma geldi. Renklerinde olabilir diye düşünüyorum.Bir de keşke bu işlerden anlayanlar tarafından orijinalliği bozulmadan pırıl pırıl hale getirilse diye düşündüm. Bu hali de mükemmel ama yeni teknolojilerle renklendirilse nasıl olacağını merak etmedim değil.
Tekrar teşekkürler...
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,044
75,440
hiçbiryerde :)
Aslında bugün de okunur gazetelerde çizgi roman tefrikaları
ama gazetelerin çoğu gazetelikten çıkmış, propaganda ve reklam aracı olmuşlar.
Bir "gazete" alıyorsunuz 150 sayfa!!! Çoğu reklam, bir kısmı manipulasyon
haberleri, az bir kısmı da gerçek haberler... Bu bilgi kirliliği içinde gerçekten
"çizgi roman" gibi sanat ve estetik değerlere yer vermeyi aklından geçirmiyor
editörler, gazete sahipleri de insanlar ne istiyorsa onu verelim diyor maalesef....
Neyse bitmez bu mevzu, teşekkür ederim sevgili Kolibri üstadım...
 

denizkara

Yeni Üye
28 Mar 2010
55
74
denizci
Bu ilk sayfayı sunumda okuyunca devam etmemek mümkün olamaz; Hasan çavuşun aklında ne geçiyor, ellerine sağlık üstadım.
 
Üst