Elif Şafak - AŞK

ateşbükücükız

Kıdemli Üye
8 Nis 2011
99
2
Elif Şafak´ın mart başında çıkan yeni romanı "Aşk" kısa sürede en çok okunanlar arasındaki yerini aldı. Şafak önceki romanlarında olduğu gibi yine toplumsal kuralların, geleneklerin, göreneklerin kıskaca aldığı insana yoğunlaşıyor.



"Aşk", roman içinde roman. İç içe geçmiş bir kurguyla aşkın kuralları ve aşka varış yolları anlatılıyor. Olaylar çok geniş bir coğrafyada, farklı zaman dilimlerinde geçiyor, farklı kültürleri anlatıyor ve iki farklı düzlemde ilerliyor. Doğu-Batı, gerçek-gerçeküstü, dünyevi aşk-ilahi aşk zıtlıklarını bir potada eritiyor. Farklılıkların birbirini besleyip beslemediğini, varolan çatışmaları, uzlaşmaları sorguluyor.



Kahramanları da Amerikalı Yahudi asıllı ev kadını Ella, Hollanda´da yaşayan İskoç kökenli ateist, sonradan Müslüman olan Aziz A. Zahara, Tebrizli Şems, Konyalı Mevlana, Mevlana ile evlendikten sonra Rum Ortodoksluktan Müslümanlığa geçen Kerra. Hepsi sizi alıp kendi dünyalarına götürüyor.



Elif Şafak, yüzyıllar arası yolculuğuna okuyucuyu da ortak ediyor. "Aşkı ve tekliği" kimi zaman ete kemiğe büründürüyor, kimi zaman uhrevi bir dünyada dolaştırıyor. Kimi zaman Ella, kimi zaman Kerra, kimi zaman Aziz Zahara kimi zaman da Şems´le özdeşleşiyorsunuz.



Ancak Aşk, "Okudum bitti" denilecek türden bir roman değil, okurken de sonradan da üzerinde uzun süre düşündürüyor. Belki de bu yüzden "Aşk" her yaştan, her sosyal gruptan ve inancını farklı düzlemlerde yaşayan insanlar tarafından aynı ilgiyle okunuyor. Kimi romanın edebi, kimi felsefi, kimi de siyasi boyutuna odaklanıyor.



Şafak, "Aşk"ı yazıya dökmeden önce neredeyse on beş yıla yakın bir süre mayalandırmış bu konuyu. Onun için de tasavvuf felsefesinin özünü okuyucuya yalın bir dille aktarabiliyor. Tabii ki bunun arkasında genç yaşta başlayan romancılık yetisi kadar uluslararası ilişkilerde lisans, kadın çalışmalarında yüksek lisans ve siyaset biliminde doktora gibi akademik bir geçmiş de var.



Tezini Bektaşi ve Mevlevilik üzerine yazan Şafak´ın, Pinhan´dan bu yana her romanında kendine küçük de olsa bir yer bulan tasavvuf felsefesi bu kez merkeze oturmuş. Ayrıca, "Aşk" romanının matematiği de çok iyi kurgulanmış. Haziran 2008´de Ella ile Aziz´in yakınlaşmasından Ekim 1244´te Konya´da Rumi ile Şems´in karşılaşmasının gelmesi gibi bölümler arası geçişler, paralel kurguyla verilmiş. Aşk söz konusu olduğunda zaman ve mekân farklılığı anlamını yitiriyor.



Elif Şafak dün ve bugün arasında kurduğu bağlarda ve toplumlardaki farklı düşünce kalıplarını yansıtan insan tiplemelerinde de çok başarılı. Kadının 800 yıldır boğuştuğu sorunların benzerliği de hepimizin üzerinde düşünmesi gerekli bir konu. İlahi aşk, dünyevi aşk boyutuna sınırları kaldıran sanal aşkın katılması da küresel dünyanın bir diğer gerçeğine işaret ediyor.



Aşk, iyi bir roman olmanın ötesinde tasavvufla ilişkisi sınırlı okuyucuya tasavvuf felsefesi hakkında bir ön okuma işlevi de görüyor. Mevlana ile Şems´in aşkının uhrevi mi dünyevi mi tartışmalarını da bambaşka bir boyuta çekiyor. Yüzyıllar boyu haksızlığa uğrayan Şems´i daha yakından tanımamızı sağlıyor.



Bundan 800 yıl önce Mevlana, "Aşk şeriatı bütün dinlerden ayrıdır.Âşıkların şeriatı da Allah´tır, mezhebi de" dese de hâlâ birçokları için şeriat kesilen parmaklar, taşlanan kadınlardır. Elif Şafak bizlere bu romanı sayesinde şeriatın kural, yol, mezhep anlamına geldiğini de hatırlattı.



Ancak, kitabın içinde Aşk Şeriatı´nda yer alan 40 kural tasavvuf felsefesinden beslense de tamamen Elif Şafak´ın hayalgücünün ürünü. Benim için ise kurallardan çok Ella´nın birey olma savaşını kazanması önemli. Sahip olduğumuz değerleri hatırlatan bu kucaklayıcı romanı hâlâ okumadınızsa mutlaka okuyun, eminim seveceksiniz...

bsr7os6dlyqn37kff.jpg
 

virgo_bsk

Süper Üye
13 Haz 2012
100
322
bu kitabı konya da ikamet ederken okumuştum çok keyifliydi zaten Mevlana ya cok sık gidem biriydim ama ilk defa Şems ile bu kadar içli dışlı olmuştum :)
 

Kemikdilli

Kıdemli Üye
2 Ocak 2012
194
538
Elif Şafak şişirilmiş bir yazar. Aslında kibarlığımızdan yazar sıfatı veriyoruz. Normalde yazar bile sayılmaz. Türkçe'si çok zayıf. Yerli yersiz eski deyimler kullanmaya çalışıyor. Bu çaba çoğunlukla komik bir duruma yol açıyor. Tasavvuf konusunda en ufak bir fikri yok. Hadi haksızlık etmeyelim, turistler için hazırlanmış el kitabını okuyan ortalama bir Amerikalı evkadınını kadar anlıyor bu işlerden.

Aşk isimli kitabını pembe kapak ile çıkardı. Kadınlar bu kitaba ilgi gösterdi. Halbuki "erkek pazarı"na da hitap etmek istiyordu. Bu sebeple bir de gri renkli kapakla baskı yaptırdı. Erkekler pembe kapaklı kitap okuyamaz diye düşünmüştü bu çakma tasavvufçu hanım.

Velhasılı bu hanımın kitaplarını okumak için harcayacağınız zamana yazıktır. O süreyi pencereden dışarıyı seyrederek geçirseniz bile daha çok şey kazanırsınız.
 

hadramut

Aktif Üye
19 Eyl 2009
387
863
sevgili kemik dilli

ben tam okumağa niyetlenmişken farklı bir eleştiri getirdin.
bir iki paragrafla eleştirilerini açıklığa kavuştursan
nasıl olur.

selam
 

Kemikdilli

Kıdemli Üye
2 Ocak 2012
194
538
Okumaya niyetlendiyseniz okuyun canım. Neticede ben edebiyat eleştirmeni değilim.

Elif Şafak (benzeri iki tane daha yazar var) siyasi amaçlarla şişirilmiş bir yazar. Belli siyasi odakların, okumaya meraklı Türkler'in düşünce yapısını dönüştürmeye dönük operasyonlarda kullanılan bir kişi. Dikkat ederseniz, ünlü olma aşamasında yayınladığı kitapların hepsi belli bir siyasi misyona yöneliktir. Burası bu tip yazılar için uygun bir platform olmadığı için çok detaylı yazmayacağım.

Edebiyatçıların siyasi görüşü olmasına itirazım yok. Benim paylaşmadığım siyasi görüşleri de romanları aracılığı ile yayma hakları olabilir. Nitekim bahsini ettiğim diğer iki yazar da aynı işi yapıyor. Ancak bu üçlü içinde, en yeteneksizi bu hanım. Ciddi edebiyat eleştirmenleri, bu hanımefendiyi edebiyat dışı olarak görme eğilimindedir. Not tutma adetim olmadığı için örnekleri paylaşamayacağım ama okuduğum birkaç yazısında, kullandığı deyim ve atasözlerinin anlamını bilmediğini gördüm. Nitekim birçok romanını önce İngilizce yazdığını biliyorum. Sonra Türkçe'ye çevriliyor. Haliyle olmayan edebiyat değeri iyice aşağı iniyor.

Tasavvuf konusunda ise, gerçekten hiç bir fikri yok. Aşk kitabında tasavvufla ilgili içerik olduğunu biliyorum. Ancak tasavvufu bir kişisel gelişim metodu olarak algılayan bir kişi, nasıl bu konuda roman yazabilir, aklım almıyor. Tasavvuf, hayal kırıklıklarımızı teskin etmek amacı ile kullanılabilecek bir kılavuz mudur? İnsaf ya hu!

Edebiyat dışı kabul edilen kitaplar da okunabilir şüphesiz. Ben polisiye romanları, bilimkurgu romanlarını, best seller tabir edilen kitapları falan da zevkle okurum. O kitapların birçoğunda derinlemesine kişilik portreleri çizilmez belki ama, güzel hikaye örgüleri kurulur. Cümleler çok artistik değilse de en azından hatalı değildir. Peki o kitapları B kategorisi kabul ediyorsak, konu örgüsü zayıf, Türkçesi berbat olan bu metinleri niçin edebiyat kabul ediyoruz? Bu haksızlık değil mi?

Neyse. Okumaya niyetlendiyseniz okuyun. En güzel karar, sizin vereceğiniz karardır.
 

Kadri Balta

Aktif Üye
27 Mar 2012
406
2,221
Elif Şafak Kimdir ?Yazarmıdır??


Elif Şafak'tan bir aşırma daha


elifsafaksemspareasirma.jpg



Kitabın kapağının İspanyol sanatçıların sergisinden aşırıldığı belirlendi.


Kitaplarına koyduğu ABD ve Avrupa Birliği’nin hoşuna giden, Türkleri aşağılayan eleştirileriyle ününe, parasına para katan Elif Şafak’ın son kitabı Şemspare, Habertürk’te çıkan yazılarından oluşuyor.




Türklüğü alenen aşağılamaktan dolayı yargılanan ve beraat eden Elif Şafak gündemdeki yerini koruyor. Peki, AB'nin, hükümetin, içimizdeki sözde aydınların ve yazarların ceza almaması için uğraş verdiği bu sözde yazar "Baba ve Piç" adlı romanında neler söylemişti?Romanı okuduğunuz zaman tepki göstermemek mümkün değil!Okuyun da Elif Şafak'?a kimlerin sahip çıktığını görün!Türk milletine ve atalarına karşı küstahça sözler kullanan sözde yazarın kitabından iddianameye taşınan bölümlere bir bakın.




....... 63. sayfa:
"Bütün akrabalarını 1915'te kasap Türklerin ellerinde kaybetmiş soykırımzede bir sülalenin torunuyum. Köklerime ihanet etmeyi öğrenip, soykırımı inkar etmek üzere yetiştirildim."



65. sayfanın 4. paragrafı:


"sen kalk gel Orta Asya?dan, dal dosdoğru Anadolu?nun bağrına, sonra bir bakmışsın her yerdeler! Orada yerleşik olan milyonlarca Ermeni'ye ne oldu peki? Asimile edildiler! Eridiler! Yetim bırakıldılar! Sürüldüler!Mal mülklerinden oldular! " "

130. sayfanın 7. paragrafında:
"... Sıradan Türklerle ne konuşacaksın? Eğitim görmüşleri bile ya milliyetçi ya cahil. Sıradan insanlar tarihi gerçekleri kabul eder mi sence? Sizi KATLİAMDAN geçirip sürdüğümüz, sonra da bütün bunları inkar ettiğimiz için özür dileriz mi diyecekler sanıyorsun? "

170. sayfanın 1.paragrafı:
"... Ayaş'ta sağ kalan olmamış. Çankırı'ya götürülenler de peyderpey öldürülmüşler. Sopalarla, balta saplarıyla dövülmüşler.?

171. sayfanın 6. paragrafı:
"...bazıları açlıktan ölmüş, bazıları da öldürülmüş."

172. sayfanın 3. ve 7. paragrafı:
"Türkler yapmış, dedi Armanuş, söylediklerinin ucunun nereye vardığına dikkat etmeden...." "...Türklerdi 1915?te bunları
Ermenilere yapanlar.?

185. sayfanın 10. ve 186. sayfanın 1. paragrafı:
"... 1909 Adana katliamlarından ya da 1915 tehcirinden.. Bunlar sana bir şey hatırlattı mı? Ermeni soykırımı diye bir şey duymadın mı? Hiç..."

192. sayfanın 1.paragrafı:
".... toprağımızdan kovulduk, eşyalarımızdan olduk, hayvan muamelesi gördük, koyun gibi kesildik. Doğru düzgün haysiyetli bir ölüm bile esirgendi bizden...?

238. sayfanın 3. paragrafı:
"...Erkek bırakmıyorlar ortada. Silah arama bahanesiyle Ermenilerin evlerine girip, sonra da yağmalıyorlar..."


elifsafakiskender.jpg






Benim ülkemin insanları Fransa'da, İsviçre'de benim atalarımı savunurken "Türkler Ermeni soykırımı yapmamıştır" sözlerine yargı yolu gösterilip tehdit edilirken, benim ülkemde üstelik Türk kimliği taşıyan bir sözde yazarın böylesine Türklüğü alenen aşağılaması, soykırımcı göstermesine karşılık ülkemi yönetenler de dahil medyanın büyük bir kesiminin fikir özgürlüğü altında bu kadına sahip çıkmasını şiddetle kınıyorum.




17437esh5151.jpg







Beraat kararının ardından iki gün geçmeden o kadının, bir İtalyan gazetesine demeç verip, kendisine tepki gösteren Türk milletini küçük bir azınlık olarak gösterip, "Küçük bir grubun linç kültürü"değerlendirmesi yaparken kitabını da Ermenilerin acısını paylaştım"diye küstahça savunma cesaretini kendinde bulması devletimize meydan okumak değil mi?
Bu ülkeyi yönetenler Elif Şafak'ın sözlerinden kitaptaki alçakça ifadelerinden rahatsız değiller.






12409095181safak.jpg
 
Son düzenleme:

virgo_bsk

Süper Üye
13 Haz 2012
100
322
bence Elif Şafak 'a haksızlık etmişsiniz ben gerçekten kendimi iyi bir okuyucu diye tanımlayabilirim ve yazarların siyasi görüşleri asla beni ilgilendirmez.Türkçesi zayıf demişsiniz misal Araf kitabını zaten ingilizce yazmıştır ve Türkçeye başkası çevirmiştir.Yiğidi öldür hakkını yeme derler aynen öyle.Zaten okuduğu fakülteyi de derece yaparak bitirmiş bir yazardır.Ayrıca Aşk kitabını yazmak için defalarca Konya'ya gelmiş ve bu atmosferi yaşamıştır kitabı okurken bunu hissediyorsunuz zaten.En sevdiğim yazarlardan biridir.Köşe yazıları ise bilhassa öyle.Kısacası tavsiye ediyorum :)not : hiç bir siyasi gruba dahil olmamakla birlikte yazarların siyasi düşüncelerini kitap seçerken umursamıyorum :)
 

virgo_bsk

Süper Üye
13 Haz 2012
100
322
yanlış anlaşılma da olmasın ben hiç bir şeyi savunmuyorum ben sadece şunu söylemek isterim ben okurken keyif aldım.Ben Elif Şafak'ın yazarlığını savunabilirim :)
 

Kemikdilli

Kıdemli Üye
2 Ocak 2012
194
538
Değerli virgo, şüphesiz ki okumuşsunuzdur ama, bu hanımın bir yazısını okuduktan sonra bir de gerçek bir edebiyat metnini tekrar okumanızı tavsiye ederim. Ağzınızdaki keçiboynuzu tadının yerini mükemmel bir aroma aldığını fark edeceksiniz.

Edebiyat ile B kategorisi kitapları nasıl birbirinden ayırabiliriz? Kriter nedir? Bir kitabın kapağına büyük puntolarla, altın yaldızlı harflerle ismi yazılmışsa o kitabı "best seller" ya da B kategorisi kabul ediyoruz. Peki aslında kriterimiz nedir?

Bence en önemli kriterlerden biri samimiyettir. Kitabı yazan kişi, kafasında kurguladığı hikayeyi ya da konuyu herhangi başka bir kaygı gütmeden yazıyorsa, onu edebiyat olarak görebiliriz. Şüphesiz bu aşamadan sonra estetik ölçütlere göre de değerlendirilecektir. Ama bir kitap, falanca sosyo ekonomik statüdeki insanlara göre yazılmışsa edebiyat eseri sayılmamalıdır. Şu konular popüler diye düşünüp, bu kitabı kim okur diye hesaplayıp kitap yazılıyorsa, o edebiyat eseri sayılmaz. Bir eğlenceliktir. Eğer insanları belli görüşlere yönlendirmek amacı ile, edebiyat formları kullanılarak yazılıyorsa ise, propaganda kitabıdır. Yani C kategorisidir.

Bu hanım, bundan birkaç sene önce Fransa devletinden ödül aldı. Ödül kendisine verilirken, Fransız devlet görevlisi şöyle dedi "Türkiye okumuş sınıflarını Ermeni Soykırımı fikrine ısındırmak yolunda gösterdiği çabalardan dolayı bu ödülü veriyoruz" ifade bu değil, ama tam olarak bu anlama geliyor. Edebiyatçı olarak kabul görmesi istenen kişi, psikolojik harp konusundaki başarılarından dolayı ödül alıyor. Başka söylenecek söz var mı?
 

tuzla

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
3 Şub 2010
684
34,775
Kemikdilli arkadaşımın söylediklerine katılıyorum. Ayrıca şunu da eklemek istiyorum, duymuşsunuzdur, Elif Şafak'ın İskender adlı eserinin İngiliz yazar Zadie Smith'in İnci Gibi Dişler romanından intihal olduğu anlaşılmış. Bu durum Elif Şafak'a sorulmuş ama bildiğim kadarıyla bu konuda bir açıklaması yok. Varsa da ben duymadım.
 

hadramut

Aktif Üye
19 Eyl 2009
387
863
ne ise

"kara siyasa"yı sevenler yapsın.

ben kitaplarım ile daha iyiyim.
susulmuştur.

selam
 
Üst