ARAMIZDA Yazar/Çizer "Una" - Desen Yayınları

savok

Admin
30 Eki 2009
19,988
83,571
Kasımpaşa
ARAMIZDA.png




Grafik anlatılarında engellilik, psikoz, politik aktivizm ve cinsel şiddet konularını işleyen sanatçı ve akademisyen Una’nın imzasını taşıyan Aramızda, dünyanın istisnasız her yerinde şiddete maruz bırakılan kadınları ve kız çocuklarını, kuşanmak zorunda bırakıldıkları görünmezlik örtüsünü üzerlerinden çıkarıp atmaları yönünde teşvik eden sarsıcı bir grafik roman.

Gazete kupürlerini, illüstrasyonları ve deneysel çizimleri Una’nın gerçek yaşamöyküsüyle buluşturan Aramızda; utancın, suçluluk duygusunun ve korkunun öğretildiği bir kültürde kadın olarak büyümenin anlamını ve kadınların asırlara yayılan varlık mücadelesini içten, hakiki ve güçlendirici bir üslupla aktarıyor.

Aramızda, çocuklara yönelik cinsel istismarın, genç kızların uğradığı flört şiddetinin ve kadınların yaşamlarının her evresinde maruz kalabilecekleri cinsel, psikolojik ve duygusal şiddetin toplumsal boyutlarını gözler önüne sermekle kalmıyor, sınır tanımayan eril tahakkümü ve erkek egemenliğinin kurumsal ve gündelik boyutlarını dile getirmenin özgün bir örneğini de sunuyor. Mağdurların deneyimlerini ön plana çıkararak, “kol kırılır yen içinde kalır” zihniyetinin dayattığı tecrit ve yalnızlığı aşmaya katkıda bulunuyor.

Yıl 1977. Kurbanlarını kadınlar arasından seçen bir seri katilin neden olduğu panik, Kuzey İngiltere’yi etkisi altına almış durumda. Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik sistematik şiddet ve istismarın yeni yeni tartışılabildiği o yıllarda onlu yaşlarındaki Una, bu şiddet girdabının yuttuğu hayatlardan yalnızca biri. Uğradığı zorbalık yüzünden özgüvenini yitiren ve utanç içinde yalnızlaşan Una’nın hikâyesi, failin de mağdurun da aramızda olduğunu gösteriyor.

Güçlü çizimleri ve çokboyutlu anlatısıyla, dünyanın her yerinden kadınları ve genç kızları, mahkûm edildikleri sessizlik ve utanç döngüsünü kırmaları yönünde cesaretlendiren Una, şiddetin bedelini mağdurlara ödeten küresel düzene, başı dik ve sesi gür, meydan okuyor.

"Kadınların güçlenmesine yönelik görsel bir manifesto." Kirkus Review

“Una’nın kişisel deneyimi hikâyenin merkezi olmaktan çok, ‘cinsel şiddetin dört atlısı’ olarak tanımladığı ‘utanç, tecrit, kuşku, alay’ın geniş çaplı sorgulanması için aracı görevi görüyor." New York Times


aram-zda-fiyat.png

 

orpa

Çeviri & Balonlama
23 Tem 2015
1,307
30,074
İzmir
Günümüzün kanayan konusu.
Belki birileri bu kitabı okur ve gerekli adımları atma konusunda bir şeyler yapabilir.
Teşekkürler üstadım...
 

misterno

Onursal Üye
7 Ara 2009
2,378
17,695
Şimdi şiddeti gören kadınlar..
Kimden görüyorlar bu şiddeti ? Erkekler...
Peki bu erkekleri yetiştiren kadınlar ne yaptı bu konuda ??Demek ki hiç birşey yapmamışlar..
Belki de sorun kadına şiddet değilde top yekün toplum.
Malesef bizim toplumun erkeği de aynı kadını da..
Bu yüzden ben bu sorunun düzeleceğine inanmıyorum..
 

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,325
Amacım yeni bir tartışma çıkartmak değil ancak meallerin karşılaştırmasını yazmak istedim.Nisa suresi 34.ayet mealleri
Yorumsuz.

Abdulbaki Gölpınarlı Meali
Erkekler, kadınlardan üstündür, çünkü Allah onları bir çok şeylerde kadınlardan üstün etmiştir, çünkü onlar, kadınları, mallarıyla geçindirirler, doyururlar; iyi kadınlar da itaatli olurlar ve Allah, onların hakkını nasıl korumuşsa onlar da, kocaları yanlarında olmasa bile, iffetlerini korurlar. Kadınlarınızın serkeşliğinden korkunca onlara öğüt verin, onları yatakta yalnız bırakın, dövün onları. Fakat itaat ettikleri takdirde de aleyhlerine bir sebep araştırmayın, şüphe yok ki Allah çok yüce ve büyüktür.

Abdullah Parlıyan Meali
Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması ve mallarından mehir ve her türlü harcamada bulunması sebebiyle erkekler, kadınlar üzerine yönetici ve koruyucudurlar. Dürüst ve erdemli kadınlar gerçekten itaatlı olanlardır. Allah kendi haklarını Kur'ân'da nasıl koruduysa, onlarda öylece kocalarının yokluğunda onların malını, ev sırlarını, namus ve iffetlerini koruyanlardır. Kötü niyetlerinden korktuğunuz kadınlara gelince, önce nasihat edin, vazgeçmezlerse, yataklarında yalnız bırakın ve bununla da yola gelmezlerse, son çare olarak şer'î ölçüyü kaçırmadan dövün. Eğer size itaat ederlerse, onları incitmekten kaçının. Allah gerçekten yücedir, büyüktür.

Ahmet Tekin Meali
Allah'ın, lütufta bulunarak, birbirlerine üstün olmasına vesile kıldığı özellikleri, ailenin nafakasını ve ihtiyaçlarını kendi mallarından, paralarından karşılamaları, mallarından karşılık beklemeden, gönüllü harcamaları sebebiyle erkekler, hanımları üzerinde, ailede, aileyi ayakta tutmakla, eğitimlerini, gelişmelerini, aile fertlerinin İslam’da sebatını temin ile mükellef; denetleyerek sorumluluklarının gereğini yapmalarını sağlayan, hizmet eden, ailede işleyen, kalıcı bir düzen kuran, sorumlu meşrû bir otorite sahibi, aile reisidirler.

Dindar, ahlâklı, hayır-hasenât sahibi Müslüman sâliha kadınlar, itaatkâr, uzun uzun kıyamda durarak sorumluluk şuuruyla namaz kılan, saygılı, kocalarına karşılık vermeyen, aile içindeki dinî, insanî ve vicdanî sorumluluklarını yerine getiren kadınlardır. Allah'ın koruduğu, korunmasını emrettiği hususları, kendilerini, çocuklarını, kocalarının haklarını ve mallarını, kendi haklarını, namuslarını kocalarının bulunmadığı zamanlarda koruyanlardır.

Kafa tutup, başına buyruk hareket ederek, kurulu aile düzenini bozmalarından, şiddete başvurmalarından korktuğunuz kadınların önce gönüllerini alın, öğüt verin, davranışlarının doğuracağı istenmeyen sonuçları anlatın, itaatsizliğe devam ederlerse yataklarında kendilerini yalnız hissedecekleri halde bırakın. Buna rağmen yola gelmeyenlerin kaba yerine (bir demet ot-çöple) vurun, evinizden ayırmayarak, ilişkilerinizi devam ettirin. Eğer size itaat ederlerse, olanları olmamış sayıp, sözle veya fiilen onları incitecek vesileler aramayın. Allah yücedir ve büyüktür.*

Ahmet Varol Meali
Allah'ın kimini kimine üstün kılması ve erkeklerin mallarından harcamalarından dolayı erkekler kadınlar üzerinde söz sahibidirler. İyi kadınlar, Allah'a gönülden itaat eden ve Allah'ın kendilerini koruduğu gibi kendileri de gizliyi koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın ve dövün. [10] Eğer size itaat ederlerse artık aleyhlerine bir yol aramayın. Muhakkak ki Allah çok ulu, çok büyüktür.*

Ali Bulaç Meali
Allah'ın, bazısını bazısına üstün kılması ve onların kendi mallarından harcaması nedeniyle erkekler, kadınlar üzerinde 'sorumlu gözeticidir.' Saliha kadınlar, gönülden (Allah'a), itaat edenler, Allah nasıl koruduysa görünmeyeni koruyanlardır. Nüşuzundan korktuğunuz kadınlara (önce) öğüt verin, (sonra onları) yataklarda yalnız bırakın, (bu da yetmezse hafifçe) vurun. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Doğrusu Allah yücedir, büyüktür.

Ali Fikri Yavuz Meali
Erkekler, kadınlar üzerine idareci ve hâkimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (kadınlarına) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, (Allah'a) itaatkârdırlar ve Allah kendilerini koruduğu cihetle, kocalarının gıyabında ırz ve mallarını muhafaza ederler. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin. Sonra uslanmazlarsa, kendilerini yataklarda yalnız bırakın. Yine dinlemezlerse, (Hafifçe) döğün. Size itaat ettikleri takdirde kendilerini incitmeye bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.

Bahaeddin Sağlam Meali
Allah onları kadınlardan üstün kıldığından ve aile nafakasını temin ettiklerinden, erkekler kadınları yönetirler. Artık kadınların iyileri, itaatkâr olan, gizlilikte dahi –Allah’ın muhafazasıyla- namuslarını koruyanlardır. İtaatsizliklerinden endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onların yataklarını terkedin. Onları dövün(*). Eğer size itaat ederlerse, aleyhlerine yol aramaya kalkmayın. Muhakkak en yüce ve büyük Allah’tır.*

Bayraktar Bayraklı Meali
Erkekler kadınları, Allah'ın kendilerine onlardan daha fazla bağışladığı nimetler ve sahip oldukları servetten yapabilecekleri harcamalarla koruyup gözetirler. Dürüst ve erdemli kadınlar, gerçekten Allah'ın korunmasını buyurduğu mahremiyeti koruyan, sadık ve itaatkâr kadınlardır. Serkeşliklerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince, onlara önce nasihat ediniz, sonra yattıkları yatakta yalnız bırakınız; yine de itaat etmezlerse onları geçici olarak evden uzaklaştırınız. Bundan sonra itaat ederlerse, onları incitmekten kaçınınız. Allah gerçekten yücedir; büyüktür.

Cemal Külünkoğlu Meali
Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Dürüst ve erdemli kadınlar, gerçekten Allah'ın koruduğu mahremiyeti koruyan sadık ve itaatkâr kadınlardır. Kötü niyetlerinden ve aldatmalarından korktuğunuz uslanmayan kadınlara gelince; onlara (önce) nasihat edin; sonra (uslanmazlarsa) kendilerini yataklarında yalnız bırakın; sonra (edepsizliklerine ve ahlaksızlıklarına devam ederlerse) dövün ve bundan sonra itaat ederlerse onları incitmekten kaçının. Şüphe yok ki Allah çok yücedir, çok büyüktür.*

Diyanet İşleri Meali (Eski)
Allah'ın kimini kimine üstün kılmasından ötürü ve erkeklerin, mallarından sarfetmelerinden dolayı erkekler kadınlar üzerine hakimdirler. İyi kadınlar, gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiğini, kocasının bulunmadığı zaman da koruyanlardır. Serkeşlik etmelerinden endişelendiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarında onları yalnız bırakın, nihayet dövün. Size itaat ediyorlarsa aleyhlerine yol aramayın. Doğrusu Allah Yüce'dir, Büyük'tür.

Diyanet İşleri Meali (Yeni)
Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar.[115] Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi kadınlar, itaatkârdırlar. Allah’ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar da “gayb”ı[116] korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek) başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları (hafifçe) dövün.[117] Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Şüphesiz Allah, çok yücedir, çok büyüktür.*

Diyanet Vakfı Meali
Allah'ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılması sebebiyle ve mallarından harcama yaptıkları için erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudur. Onun için sâliha kadınlar itaatkârdır. Allah'ın kendilerini korumasına karşılık gizliyi (kimse görmese de namuslarını) koruyucudurlar. Baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü Allah yücedir, büyüktür. *

Edip Yüksel Meali
Erkekler kadınları gözetirler.* Zira ALLAH herbirine farklı yetenekler ve özellikler vermiştir. Nitekim erkekler evin geçiminden sorumludur. Erdemli kadınlar, (Tanrı'nın yasasına) boyun eğer ve ALLAH'ın korumasını emrettiği (onur ve iffetlerini) tek başlarına bile olsalar korurlar. İffetlerinden endişe duyduğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarınızı ayırın ve nihayet onları çıkarın.** Size itaat ederlerse onlara karşı bir yol aramayın. ALLAH Yücedir, Büyüktür.*

Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Erkekler, kadın üzerine idareci ve hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine) harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.

Elmalılı Meali (Orjinal)
Er olanlar kadınlar üzerinde hâkim dururlar, çünkü bir kerre Allah birini diğerinden üstün yaratmış bir de erler mallarından infak etmektedirler, onun için iyi kadınlar itaatkârdırlar, Allah kenidlerini sakladığı cihetle kendileri de gaybı muhafaza ederler, serkeşliklerinden endişe ettiğiniz kadınlara gelince: evvelâ kendilerine nasıhat edin, sonra yattıkları yerde mehcur bırakın, yine dinlemezlerse döğün, dinledikleri halde incitmeye behane aramayın, çünkü Allah çok yüksek, çok büyük bulunuyor

Hasan Basri Çantay Meali
Erkekler kadınlar üzerine haakimdirler. O sebeble ki Allah onlardan kimini (erkekleri) kiminden (kadınlardan) üstün kılmışdır. Bir de (erkekler onları) mallarından infaak etmektedirler. İyi kadınlar itaatli olanlardır. Allah kendi (hak) larını nasıl koruduysa onlar da öylece göze görünmeyeni koruyanlardır. Şerlerinden, serkeşliklerinden yıldığınız kadınlara gelince: Onlara (evvelâ) öğüt verin (vaz geçmezlerse) kendilerini yataklar (ın) da yalınız bırakın. (Yine kâr etmezse) döğün. Size itaat ederlerse aleyhlerinde bir yol aramayın. Çünkü Allah çok yücedir. Çok büyükdür.

Hayrat Neşriyat Meali
Erkekler, kadınlar üzerine hâkimdir (onların reisidir)ler. (Bu,) Allah'ın(insanlardan) bazılarını (erkekleri), bazısından (kadınlardan) üstün kılması ve (erkeklerin kendi) mallarından sarf etmeleri sebebiyledir. Sâliha kadınlar ise, itâatkâr olanlardır.(1) Allah'ın(kendilerini) korumasına mukabil, gaybı (kocasının yokluğunda, koruması gerekenleri)muhâfaza eden kadınlardır.
İtâatsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince, artık onlara nasîhat edin; sonra (bu fayda etmezse) onları yataklar(ın)da yalnız bırakın; sonra (yine dinlemezlerse fazla incitmeden)dövün!(2) Fakat size itâat ederlerse, artık (onları incitmek için) aleyhlerine bir yol aramayın! Şübhesiz ki Allah, Aliyy (pek yüce olan)dır, Kebîr (çok büyük olan)dır.*

İlyas Yorulmaz Meali
Erkekler, Allah'ın lütfuyla rızık olarak kimini kiminden üstün tutması sebebiyle, kadınların rızıklarının ve ihtiyaçlarının karşılanma sorumluluğu onlarda olduğu için, kadınlardan üstündürler. Salih kadınlar ve itaat eden kadınlar, Allah'ın korunmasını istediği mahremiyetlerini, hiç kimsenin olmadığı (gaybde) yer ve zamanlarda da koruyanlardır. Evlilik ortamını zedeleyecek davranışlarda bulunmasından korktuğunuz kadınlara, öğüt verin, (fayda vermiyorsa) yataklarını ayırın, (buda fayda vermiyorsa) onları dövün. Eğer (Allah'ın emirlerine uygun olarak istediklerinize) itaat ediyorlarsa, onlara eziyet etmek için bahaneler aramayın. Muhakkak ki Allah her şeyden yüce ve büyüktür.

Kadri Çelik Meali
Allah'ın bazısını bazısına üstün kılması nedeniyle ve mallarından harcamalarından ötürü erkekler, kadınlar üzerinde hüküm sahibidirler. (Ama öte yandan da) saliha kadınlar; gönülden boyun eğenler ve Allah'ın korunmasını emrettiği şeyleri (hakları), kocasının bulunmadığı zamanda koruyanlardır. Baş kaldırmalarından endişelendiğiniz kadınlara (önce) öğüt verin, (etkili olmazsa) onları yataklarında yalnız bırakın, (o da olmazsa, son çare olarak sınırları aşmamak şartıyla) onları (iz bırakmayacak şekilde, suçlu oldukları hasebiyle) dövün. Size itaat ederlerse sakın aleyhlerine yol aramayın. (Unutmayın ki) Allah (hepinizden daha) yücedir, büyüktür.*

Mahmut Kısa Meali
Erkekler, hanımlarını koruyup gözetmekle yükümlü olup, onlar üzerinde âmir ve yöneticidirler. Çünkü Allah, insanlardan bazılarını yaratılışça diğerlerinden daha üstün kılmıştır. Daha güçlü, cesaretli ve dayanaklı olan erkek, bu görev için daha uygundur. Tabiatı gereği kadın duygusal, yufka yürekli, zayıf ve nârin olduğundan, aileyi yönetme ve onu dış tehlikelerden koruma görevi onun sırtına yüklenmemelidir. Ayrıca erkekler, çalışıp para kazanmak ve mallarından harcama yaparak ailenin geçimini sağlamakla yükümlüdürler. Yükümlülük de aynı oranda yetki gerektirdiğinden, aile reisi erkek olmalıdır.
O hâlde, iyi kadınlar, Allah’a gönülden boyun eğen, İslâm’a aykırı bir istekte bulunmadıkları sürece kocalarına itaat eden ve Allah’ın koruduğu ve korunmasını emrettiği namuslarını, aile içi mahremiyet ve gizlilikleri koruyan kadınlardır.
Yuvanızın yıkılmasına sebep olabilecek çirkin ve iffetsizce davranışlarından korktuğunuz kadınlara gelince, onlara önce, Allah’ı ve âhiret gününü hatırlatarak ve yaptıkları çirkin davranışların mutlaka cezalandırılacağı konusunda kendilerini uyararak güzelce nasihat edin, isyankârlıklarından vazgeçmezlerse, sizi kaybettikleri takdirde neler hissedeceklerini onlara göstermek için, bir süre ilginizi azaltarak onlarıyataklarında yalnız bırakın, bu da fayda vermeyecek olursa, bir aile faciasını önlemek için son çare olarak, gerekirse onları hafifçe dövebilirsiniz. Eğer bundan sonra size itaat ederlerse, geçmişte olanları affedin; önceki kusurlarını bahane ederek onları incitmeye kalkmayın. Unutmayın ki, sizin bir çok günahınızı affeden ve sizden çok daha güçlü olan Allah yücedir, büyüktür. Siz de yücelik istiyorsanız, âdil ve merhametli olmalısınız.
Ailede iyice huzursuzluk baş göstermişse, o zaman iş büyüklere düşer. O hâlde, ey aile büyükleri, hâkimler ve yöneticiler!

Mehmet Türk Meali
Allah’ın, insanları birbirinden üstün kılması1 ve erkeklerin mallarını (aile fertleri için) harcamaları2 sebebiyle erkekler,3 kadınlar üzerine koruyucu ve yöneticidirler.4 İyi kadınlar, itaatkâr olup, Allah’ın korunmasını (emrettiği) gizli şeyleri korurlar.5 Çirkeflik6 yapmasından korktuğunuz kadınlara, (durumlarına göre) ya öğüt verin ya yataklarda onlardan uzaklaşın ya da dövün.7 Eğer itaat ederlerse, artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allah çok yücedir, çok büyüktür.8*

Muhammed Esed Meali
ERKEKLER, kadınları, Allah'ın kendilerine onlardan daha fazla bağışladığı 42 nimetler ve sahip oldukları servetten yapabilecekleri harcamalarla koruyup gözetirler. Dürüst ve erdemli kadınlar, gerçekten Allah'ın koru[nmasını buyur]duğu mahremiyeti koruyan 43 sadık ve itaatkar kadınlardır. Kötü niyetlerinden 44 korktuğunuz kadınlara gelince, onlara [önce] nasihat edin; sonra yatakta yalnız bırakın; sonra dövün; 45 ve bundan sonra itaat ederlerse onları incitmekten kaçının. Allah gerçekten yücedir, büyüktür.

Mustafa İslamoğlu Meali
ERKEKLER kadınların koruyup gözeticisidirler;[768] çünkü Allah erkeklerle kadınları farklı alanlarda üstün yeteneklerle donatmıştır;[769] bir de erkekler servetlerinden harcama yapmaktadırlar. Dürüst ve erdemli kadınlar hem (Allah’a) boyun eğen, hem de Allah’ın koruduğu (iffeti, eşlerinin) yokluğunda da koruyan kadınlardır.[770] Sadâkatsizlik etmelerinden çekindiğiniz[771] kadınlara gelince: onlara önce öğüt verin, sonra yataklarında yalnız bırakın, nihayet darp edin![772] Ardından size itaat ederlerse, aşırı giderek onlar aleyhine bir yol benimsemeyin! Allah, gerçekten yücedir, büyüktür.[773]*

Ömer Nasuhi Bilmen Meali
Erkekler kadınların üzerinde ziyâde kâimdirler. Çünkü Allah Teâlâ onların bazısını bazısı üzerine tafdil buyurmuştur. Ve mallarından infak etmektedirler. İmdi sâlih kadınlar itaatlidirler. Allah Te-âlâ'nın hıfzı sayesinde gaybı muhafazakardırlar. Serkeşliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince onlara nasihat veriniz, ve onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövünüz. Fakat size itaat ederlerse artık onların aleyhlerinde bir yol aramayınız, şüphe yok ki, Allah Teâlâ çok yücedir. Çok büyüktür.

Suat Yıldırım Meali
Kocalar eşleri üzerinde yönetici ve koruyucudurlar. Bunun sebebi, Allah'ın bazı insanlara bazılarından daha fazla nimet vermesi ve bir de kocalarının mehir verme, evin masraflarını yüklenmeleri gibi malî yükümlülükleridir. O halde iyi kadınlar: itaatli olan ve Allah kendi haklarını nasıl korudu ise, kocalarının yokluğunda, onların hukuklarını koruyan kadınlardır. Dikbaşlılığından yıldığınız kadınlara gelince: Onlara evvela öğüt verin, vazgeçmezlerse yatakta yalnız bırakın ve bunlarla da yola gelmezlerse onları hafifçe dövün. Şayet size itaat ederlerse, onlara yüklenmek için bir sebep aramayın. Unutmayın ki üstünüzde çok yüce ve büyük olan Allah vardır. {KM, I Timote. 11, 12; I Korintos. 11, 3; Efes. 5, 22}*

Süleyman Ateş Meali
Allah, insanları birbirinden üstün kıldığı ve mallarından harca(yıp kadınların geçmini sağla)dıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolayı iyi kadınlar ita'atkar olup, Allah'ın kendilerini korumasına karşılık (Allah'ın verdiği başarı ile) gizliyi korurlar (kocalarına asla ihanet etmezler). Hırçınlık, etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları dövün. Eğer size ita'at ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allah yücedir, büyüktür.

Süleymaniye Vakfı Meali
Erkekler, kadınların koruyucusudurlar. Bu, Allah'ın her birine diğerinden üstün özellikler vermesi ve erkeklerin mallarından (eşleri için) harcamaları[1] sebebiyledir. İyi kadınlar, Allah’a itaat edenler ve Allah'ın korumasına karşılık[2] yalnızken[3] kendilerini koruyanlardır.Boşanıp gitmesinden korktuğunuz kadınlarınıza[*4] öğüt verin, yataklarından ayrılın[*5] ve kendilerini rahat bırakın[*6]. Sizi gönülden kabul ederlerse[*7] onlara karşı başka bir yol aramayın (boşanmaya kalkmayın). Allah yücedir, büyüktür.*

Şaban Piriş Meali
Allah'ın bir kısmını bir kısmına üstün kılması ve erkeklerin mallarından geçimi sağlamaları dolayısıyla, erkekler kadınlar üzerine yöneticidirler. İyi kadınlar, gönülden (Allah'a) boyun eğen, Allah'ın koruduğu gizlilikleri koruyanlardır. Kötü davranışlarından korktuğunuz kadınlara öğüt verin. Daha sonra yataklarında yalnız bırakın ve (sonunda) onları dövün. Eğer size itaat ederlerse onların aleyhine yol aramayın. Elbette Allah yücedir, büyüktür.

Ümit Şimşek Meali
Allah'ın onlara fazladan vermiş olduğu nimetler ve mallarından yaptıkları harcamalar sebebiyle, erkekler kadınlar üzerinde yönetici ve koruyup gözeticidirler. Saliha kadınlar ise itaatkârdırlar;(17) Allah kendilerini nasıl korudu ise, onlar da kocalarının yokluğunda onların hukukunu korurlar. Geçimsizliğinden(18) korktuğunuz kadınlara öğüt verin; sonra onları yataklarında yalnız bırakın; sonra da hafifçe dövebilirsiniz.(19) Eğer size itaat ederlerse, artık onlara karşı bahane aramayın. Çünkü Allah herşeyden yüce, herşeyden büyüktür.*

Yaşar Nuri Öztürk Meali
Erkekler; kadınları gözetip kollayıcıdırlar. Şundan ki, Allah, insanların bazılarını bazılarından üstün kılmıştır ve erkekler mallarından bol bol harcamışlardır. İyi ve temiz kadınlar saygılıdırlar; Allah'ın kendilerini koruduğu gibi, gizliliği gereken şeyi korurlar. Sadakatsizlik ve iffetsizliklerinden korktuğunuz kadınlara önce öğüt verin, sonra onları yataklarında yalnız bırakın ve nihayet onları evden çıkarın/bulundukları yerden başka yere gönderin! Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsızca büyüktür.

M. Pickthall (English)
Men are in charge of women, because Allah hath men the one of them to excel the other, and because they spend of their property (for the support of women). So good women are the obedient, guarding in secret that which Allah hath guarded. As for those from whom ye fear rebellion, admonish them and banish them to beds apart, and scourge them. Then if they obey you, seek not a way against them. Lo! Allah is ever High Exalted, Great.

Yusuf Ali (English)
Men are the protectors(545) and maintainers of women, because Allah has given the one more (strength) than the other, and because they support them from their means. Therefore the righteous women are devoutly obedient, and guard in (the husband´s) absence what Allah would have them guard.(546) As to those women on whose part ye fear disloyalty and ill-conduct, admonish them (first),(547) (Next), refuse to share their beds, (And last) beat them (lightly);(547-A) but if they return to obedience, seek not against them(548) Means (of annoyance): For Allah is Most High, great (above you all).*
 
Son düzenleme:

toxine

Onursal Üye
11 Mar 2013
995
3,267
Tespit edilemedi

Nisa suresinin tamamını vaktiniz varsa okuyun. Bir kitap alındığında
başı sonu okunmadan ortasından bir paragraf okunup kitap ona göre mi
yorumlanır? Surenin tamamı okunmadan yorumlanır mı? Tefsire
bakılırsa daha anlaşılır. Burada anlatılan aileye ve topluma vs.
yakışmayan bir davranışta bulunan bir kadına nasıl bir yaptırım
uygulanması gerektiği hususudur. Durup dururken kimse kimseye el
kaldıramaz.

Diyanet'in meali:
Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü
Allah insanların kimini kiminden üstün kılmıştır. Bir de erkekler kendi
mallarından harcamakta (ve ailenin geçimini sağlamakta)dırlar. İyi
kadınlar, itaatkârdırlar. Allah'ın (kendilerini) koruması sayesinde onlar
da "gayb"ı korurlar. (Evlilik yükümlülüklerini reddederek)
başkaldırdıklarını gördüğünüz kadınlara öğüt verin, onları yataklarında
yalnız bırakın. (Bunlar fayda vermez de mecbur kalırsanız) onları
(hafifçe) dövün. Eğer itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir
yol aramayın. Şüphesiz Allah çok yücedir, çok büyüktür.


Diyanet'in tefsiri:
Burada yalnızca kocaların değil, bütün erkeklerin
koruyucu ve yönetici (kavvâmûn) olmaları iki gerekçeye dayandırılmıştır:
a) Allah insanların bir kısmına diğerlerinden üstün kabiliyetler vermiştir,
bu cümleden olarak koruma ve yönetme bakımından erkekler,
kadınlardan daha uygun özelliklerle donatılmışlardır.
b) Erkekler aile geçimini ve diğer malî yükümlülükleri üstlenmişlerdir. Bazı
müfessirlere göre bu iki gerekçeden birincisi insan tabiatının değişmez
özelliğidir; genel olarak erkeklerde akıl ve mantık ön plandadır,
kadınlarda ise duygu öne çıkar. Koruma bakımından fizikî güç önemlidir
ve erkekler bu yönden daha güçlüdürler. İkinci gerekçe ise yaratılıştan
değil, kültür ve medeniyet şartlarına bağlı alışkanlıklar, âdetler,
tutumlardan kaynaklanmaktadır. İslâm’ın geldiği çağda daha yoğun,
günümüzde ise önemli ölçüde olmak üzere erkeklerin bu fonksiyonları da
devam etmektedir. İslâm hukuk kurallarına göre erkek hem –geniş
mânada– ailenin geçiminden tek başına sorumludur, hem de mehir,
diyet, cihad gibi malî tarafı olan yükümlülükleri vardır. Erkeğin “kavvâm”
olması hangi yetkileri ve vazifeleri ihtiva etmektedir? Bu soruya verilen
cevaplar eskiden yeniye değişik olabilmiştir. Yalnızca âyet ve hadislerin
lafızlarını değil, bunların yanında uygulamayı ve dolayısıyla örf ve âdeti
de göz önüne alan müctehid ve müfessirler, sözlük mânası “bir şeyin
üzerinde duran, hâkim olan, özen gösteren, onunla yakından ilgilenen”
demek olan kavvâmlığa, “reislik, yöneticilik, eğitim, koruma, savunma,
ıslah, kazanma, üretme” mânalarını yüklemişlerdir. Tarih boyunca
erkekler bu işleri ve sıfatları, fiilen kadınlardan daha ziyade
yüklenmişlerdir. Çağımızda kelimeye yüklenen hâkim mâna ise “aile
reisliği”dir. Âyetten erkeklerin yönetim, savunma ve koruma
bakımlarından genel olarak önde oldukları anlaşılmakla beraber, takip
eden cümleler gözönüne alındığında burada, aile kurumunda hâkimiyet ve
yöneticilik mânasının ağır bastığı görülecektir. Ailede kurucu unsur
karı-kocadır. Bu temel kurumu oluşturan, yöneten, yönlendiren dinî,
ahlâkî, hukukî kurallar vardır. Kurallara uyulduğu müddetçe mesele
yoktur. Taraflar kuralları bozar, hakları çiğnerse düzeni sağlamak ve
adaleti gerçekleştirmek üzere çeşitli tedbir ve müeyyideler devreye
girecektir. Bu âyette kadının, 128. âyette ise kocanın hukuku
çiğnemesi ve düzene baş kaldırması (nüşûz) ele alınmıştır. Aile hayatı
içinde kadın, kurallara göre rolünü ifa edip etmemesi yönünden iki
sıfatla nitelendirilmiştir: Sâliha ve nâşize. Sâliha kadınlar hem
kocalarının ve diğer aile fertlerinin yanında (açıkta, zâhirde) hem de
onların bulunmadıkları yerlerde (gayb) vazifelerini hakkıyla yerine getirir;
Allah’ın koyduğu, toplumun benimsediği kuralların dışına çıkmaz, aileye
ihanet etmez, şerefine leke sürmezler. Bazı davranış ve tavırları
sebebiyle yoldan çıkma, hukuka baş kaldırma (nüşûz) belirtileri
gösteren, böylece nâşize olması ihtimali beliren kadınlara karşı ne
yapılacak, aile düzeni ve hukuku nasıl korunacaktır? Bu noktada
Kur’ân-ı Kerîm vazifeyi ailenin reisi sıfatıyla önce kocaya vermektedir.
Öngörülen tedbirlere başvurmasına rağmen koca düzeni sağlayamazsa
ve ailenin dağılmasından korkulursa sıra hakemlere gelecektir. Âyette
hukuka baş kaldıran, meşrû aile düzenini bozmaya kalkışan (nâşize)
kadına karşı erkeğin yapabileceği şeyler öğüt vermek, yatakta yalnız
bırakmak ve dövmek şeklinde sıralanmıştır. Öğüt vermek ve yatakta
yalnız bırakmak, küsmek gibi tedbirler problem teşkil etmemiştir, ancak
dövme tedbiri özellikle çağımızda, kadın hakları ve insanlık haysiyeti
yönlerinden önemli bir tartışma konusu olmuştur. Esasen tefsir ve hadis
kitaplarına bakıldığında kadının baş kaldırma durumunda bile kocası
tarafından dövülmesini, eski tefsirciler arasında da farklı
yorumlayanların, bunun câiz olmadığını ileri sürenlerin bulunduğu
aşağıdaki alıntılarda görülmektedir. Dövme tedbiri ve hükmünün –bu
âyet dışında– en önemli dayanağı ilgili hadislerdir. Bu hadislerin, aksini
söyleyen rivayetlere nisbetle daha sahih ve sağlam olanlarında
Peygamberimiz kadınların dövülmesini menetmekte, eşlerini dövenlere
“hayırsız” demekte, bu davranışla aynı yuvayı ve yatağı paylaşmanın
bağdaşmazlığına, insanî ve ahlâkî olmadığına dikkat çekmektedir
(Buhârî, “Nikâh”, 93). Bu âyetin geliş sebebi olarak zikredilen bir olay
da, esasen Araplar’da âdet haline gelmiş bulunan kadın dövme eylemine
Hz. Peygamber’in olumsuz bakışını ve bunu ortadan kaldırma iradesini
yansıtmaktadır (bk. Cessâs, II, 188; Ebû Bekir İbnü’lArabî, I, 415).
Fıkıh kitaplarında dövmenin şekli ve miktarı üzerinde durulmuş, kadına
zarar vermemesi, iz bırakmaması, yüze vurulmaması genel olarak
kaydedilmiştir. Bazı tefsircilere göre vurma tamamen semboliktir,
meselâ müfessir Atâ’ya göre misvak (dişlerin temizlendiği, fırça
büyüklüğündeki özel, yumuşak ağaç dalı) gibi bir şeyle yapılacaktır
(Cessâs, II, 189; İbn Atıyye, II, 48). İkinci nesil âlimlerinden Atâ,
hukuku çiğneyen kadına uygulanacak müeyyide ile genel olarak kadını
dövme konusundaki hadisleri birlikte değerlendirmiş ve şu sonuca
varmıştır: Erkek, namusu lekeleyecek bir davranışta bulunmayan,
yalnızca nâşize olan karısını dövemez, ancak ona karşı öfkesini ortaya
koyabilir. Atâ’nın bu anlayışını açıklayan –biri eski, diğeri çağdaş– iki
tefsir âlimi farklı dayanaklardan hareket etmişlerdir. Bunlardan Ebû
Bekir İbnü’l-Arabî’ye göre Atâ, âyette geçen dövmenin ibâha (serbest
bırakma) ifade ettiğini, genel olarak erkeğin karısını dövmesini
yasaklayan hadislerin ise kerâhet (mekruh ve çirkin görme) hükmü
getirdiğini tesbit etmiş ve sonuç olarak “Koca, karısını dövemez”
demiştir (I, 420). Çağdaş tefsircilerden İbn Âşûr’a göre Atâ, âyet ve
hadislerin farklı durumlara göre farklı hükümler getirdiği yorumunu
yapmış; öğüt ve küsmenin kocaya, tecavüzün şiddetine göre sopa
vurma vb. müeyyide uygulamanın ise kısmen kocaya, genel olarak da
yönetim ve yargıya (ülü’lemre) ait bulunduğu sonucuna varmıştır. Koca
iyi niyetle (ıslah etmek ve aileyi korumak maksadıyla) ve sınırı aşmadan,
kadına zarar vermeden–nâşize olan eşine– birkaç sopa vurursa buna
izin verilecektir, sınır aşılır, bu izin kötüye kullanılırsa ülü’l-emr kocaların
eşlerini sopalamasını kesin olarak yasaklayabilecektir (V, 43-44).
Kocasına baş kaldırdığı, aile hukukunu çiğnediği, uzun zaman sevdiği ve
kabullendiği kocasını istemez olduğu için karının, kocası tarafından –
belli ölçüler içinde– dövülebileceği hükmüne tarihîlik açısından da
bakılmıştır. İbn Âşûr’a göre dövme izni bazı toplulukların veya toplum
tabakalarının örf, âdet ve ruh hallerine riayet edilerek verilmiştir, her
zamanda ve her durumda geçerli değildir. Nüşûz durumunda kocanın
karısını dövebilmesi için aralarında yaşadıkları toplumda dövmenin ayıp,
anormal, aşağılayıcı, zarar verici, hukuka aykırı telakki edilmemesi,
kocanın öfkesinin karısı tarafından ancak bu vasıta ile hissedilir olması
gerekir, izin böyle topluluklar ve durumlar için geçerlidir. Hz. Ömer’in
Mekke halkı ile Medine halkını, kadınlara hâkimiyet bakımından
karşılaştırdığı şu sözleri de toplum değiştikçe ilişki ve davranışların da
değişebileceğini göstermektedir: “Biz muhacirler kadınlarımıza hâkimdik,
sözümüzden çıkmazlardı, Medine’ye gelince gördük ki, Medine’nin yerli
kadınları kocalarına hâkim durumdalar, bu defa bizim kadınlarımız da
onlara benzemeye, onlar gibi davranmaya başladılar” (Buhârî, “Nikâh”,
83; İbn Âşûr, V, 41-42). Bize göre bu âyette, kadının aile hukukunu
çiğnemesi halinde bir ıslah tedbiri olarak başvurulabilecek belli başlı
yolların insanlığın tecrübeleri ve özellikle içinde yaşanılan topluluğun örf
ve âdeti dikkate alınarak zikredilirken “kocanın karısını dövmesi”
eylemine de yer verilmiş olmakla beraber, bu uygulama Hz. Peygamber
tarafından toplum ıslah edilerek, insanın ve özellikle zevcenin
dövülemeyeceği ifade ve telkin edilerek kötülenmiş, “iyi bir kocanın
karısını dövemeyeceği” kaidesi bu yakışıksız davranışın önüne bir set
olarak konmuştur. Burada sünnet (Resûlullah’ın sözleri ve uygulaması)
âyeti neshetmemiş, yerelliğini ve kültürel bağlamını açıklamıştır.

Bir de şöyle bir yer var:
 
Son düzenleme:
Üst