Aktarma Sözlüğü

buzancar

Kıdemli Üye
12 May 2014
114
943
AKTARMA SÖZLÜĞÜ

Diğer Türk dillerinden Türkiye Türkçesine aktarma sözcükler
Hepsi halk dilinden alınma. Orjinal bir çalışma

1.

2.

3.

4.

5.

Yeni Versiyon:


Aktarma Sözlüğü 26.000 kelimeye ulaştı.
650 dipnot kullanıldı.
Mançuca sözlük tarandı. Türkçe kelimeler seçilip eklendi.
Yakutça ve Çuvaşça sayılar tablosu eklendi.

380 Sayfa
GGKEY: C9T6PFHKJPD-E

Örnek alıntılar

Abide-mezar: Anıtkurgan
Afiyet olsun!: Aşolsun!
Artezyen: Yuşuk
Atıf: Atav
Balina: Alabuğa
Beste: Sarın
Bisiklet: Tuguy
Cin: Yelpin
Demokratik: Aratçıl
Destan: Üliger
Deterjan: Açalga
Diyet: Açır
Efsane: Anız
Ehliyet: Yeterge
Ejderha: Evreğen
Elektrik: Çakılgağan
Elektron: Yalçırak
Enfeksiyon: Alız
Fal: Bakav
Fil: Yağna
Gazi: Alpavut
Güfte: Koşun
Harf: Üsük
Hayalet: Yör
Helalleşme: Adaldaşma
Heykel: Yontav
Hipopotam: Araman
Hurç: Aşmag
İftar: Ağzaçar
İthaf: Adav
İyon: Yüküt
Jokey: Atçapar
Kainat: Açan
Kanguru: Yepelek
Kanunname: Yasarga
Kommemerasyon: Anıştay
Kongre: Hural
Konsey: Keneş
Koordinat: Yönter
Kutup: Yiğdiz
Kurye: Yalavaş
Lades: Yeteş
Lanet: Yeksek
Lif (temizlik): Yunça
Mahkeme: Yarganak
Manyetizma: Yiğdeme
Mersiye: Yuğut
Meteorit: Ağmazak
Motor: Yörter
Muska: Yomdar
Mühür: Yuzak
Nadas: Ahtar
Nüfus: Arat
Olimpiyat: Yarıştay
Oruç: Baçağ
Örümcek adam: Ağalcan
Özür dileme: Ağzınma
Parlamento: Yasatay
Patates: Yumurgan
Pelerin: Arkaç
Penguen: Ağkarın
Petrol: Yakız
Planör: Yarkanat
Polemik: Ağzalak
Polen: Ürleç
Polis: Yasavul
Radyan: Yayçan
Radyo: Sesbeğen
Rota: Yöney
Reçete: Yorlav
Seyis: Atbakar
Sörf: Yelder
Steril: Arılçak
Süvari: Atavul
Şarj: Yüklenç
Tabir (rüya): Yorav
Teselsül: Ardışma
Teşekkürler!: Bayartay!
Televizyon: Gözbeğen
Vaha: Yeşerge
Vahiy: Açış
Vampir: Vupar
Veda: Yolgar
Virüs: Yukuz
“Y” (bilinmeyen değer): Yiğrek
Yakamoz: Yaldırak
Yarasa adam: Bavbagay
Yılbaşı günü: Yılgayak
Zürafa: Anağaş
 
Son düzenleme:

Motion

Kıdemli Üye
31 Mar 2013
613
3,374
vjRdaz.jpg
 
Son düzenleme:

abolardis

Onursal Üye
12 Şub 2011
6,630
24,405
Etimolojik araştırmalar iç içe geçmiş topluluklarda çok sağlıklı sonuçlar vermiyor.Örneğin Strata kelimesi Roma da yol olarak kullanılırken Arapça ya Sırat olarak geçebiliyor.Yada Hafi batı dillerinde mafia olarak görülebiliyor.Ekol kelimesi bizde okul olabiliyor.
Hatta bazı deyimlerde günlük anlam kazanabiliyor.
Tam olarak sonuç alınamazsa da dilde muhafazakar yaklaşımların dilin gelişimini engellediğinide kabul etmek gerekir.Öz Türkçe deyimi bile sanki Türkçe kelime yokmuş gibi garip bir anlam kaymasına sebebiyet verebilir.O dilde kullanılan her kelime artık Türkçedir.Şİmdi İngilizcenin 120.000 kelimeden 100 yılda 180.000 kelimeye gelmesi başka türlü açıklanamaz.Hamburgerin kökeni önemli değildir yada kola nın o artık halk tarafından kullanılıyorsa Türkçedir.Osmanlı Devleti tarafından 800 sene kullanılmış her kelime bana göre Özbe öz Türkçedir.Şİmdi ibadet meselesine bakalım Namaz kelime olarak Farsça orayada Hintçe Namasteden gelmiş Abı - Dest farsçadan gelmiş ellerin suyla yıkanması temizlenmesi anlamında.Sarhoş hepimizin bildiği üzere ser - hoş farsça kelimelerden türetilmiş.Ser baş demek hoş zaten biliyoruz.Padişah kelimesi yine farsça.Kökenlerine takılmadan bir dilin kullandığı kelimelerin o dile ait olduğunu düşünüyorum.Ve bununda en büyük delili İngilizce deki dev kelime havuzudur.Sürekli gelişim istiyorsak mutlaka ama mutlaka dile giren devşirilen kelimeleri bizim olarak kabul etmeliyiz.
Bu anlamda kök kelime arayışlarının çok yerinde olmadığı düşüncesini taşıyorum.Belki yeni kelimeler türetmek için yeni buluşlar için kullanılabilir.Ancak mesela Dinozor kelimesi yerine ne kullanacağız.Gerekte yok alıp devşireceksiniz hemen.Yada Astronot kelimesi yerine ne kullanılacak.Gerekte yok devşirmek daha yerinde bana göre.Türkçe de yerinde duran bir dil değil sürekli diğer dillerden kelimeleri alıp bünyesine katarak büyümeye gelişmeye devam ediyor.Ne kadar çok kelime devşirirsek o kadar iyidir.
Bu konu hakkında ki görüşlerim. Kitabı incelemedim ancak uygun bir zamanda kontrol etmek isterim.Kelime köklerine çok takılmam halk kullanıyorsa öz be öz Türkçe olmuştur diye düşünüyorum.Nereden alındığı nasıl geldiğinin bir önemi yok.Bir ara bu konuda gerekli gereksiz bir sürü tartışmalar yapıldı kitaplar yazıldı.Hatta Oktay SİNANOĞLU bile kitap yazdı.Aslında bu yapılanlar ülkemizde ki kutuplaşmaların arttırılmasına hizmet dışında bir işe yaramadı halk kullanmaya devam etti.Oktay beyin iyiniyetinden şüphem olmasa da yanlış bir kitap olduğunu düşünmüşümdür.Dile müdahale hakkı kimsenin olmamalı halk nerede duracağını bilir neyi kullanacağını kendi takdir eder.Binlerde yıllık dilini unutmaz.Farklı çevrelerini gereksiz hassasiyetleri ülkemizdeki farklı azınlık ve etnik kökenlere mensup insanları rahatsız edebilir.
Türkçe güzel ve zor bir dildir.Hem dil olarak konuşulması emek ister hemde zeka ürünü olarak farklı kelimelere birden fazla anlam yüklemeye gayet uygun bir yapısı ile zekayı bile arttırdığını düşündüğüm gayet hoş bir dildir.
Gerisi gereksiz tartışmalar yumağıdır.Halkı oyalamaya halkı birbirinden koparmaya çalışan bilinçli bilinçsiz garip hareketlerdir.Halk hiç bir zaman Türkçeye bye bye demez korkmayın bu halka inanın bu halk çok değerlidir.Halkımız gözbebeğimizdir.Ferasetine güvenin.Ne yapılması gerektiğini çok iyi bilir.
Selamlar.
 

ekenciz

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
13 Eyl 2009
2,993
13,517
Etimolojik araştırmalar iç içe geçmiş topluluklarda çok sağlıklı sonuçlar vermiyor.Örneğin Strata kelimesi Roma da yol olarak kullanılırken Arapça ya Sırat olarak geçebiliyor.Yada Hafi batı dillerinde mafia olarak görülebiliyor.Ekol kelimesi bizde okul olabiliyor.
Hatta bazı deyimlerde günlük anlam kazanabiliyor.
Tam olarak sonuç alınamazsa da dilde muhafazakar yaklaşımların dilin gelişimini engellediğinide kabul etmek gerekir.Öz Türkçe deyimi bile sanki Türkçe kelime yokmuş gibi garip bir anlam kaymasına sebebiyet verebilir.O dilde kullanılan her kelime artık Türkçedir.Şİmdi İngilizcenin 120.000 kelimeden 100 yılda 180.000 kelimeye gelmesi başka türlü açıklanamaz.Hamburgerin kökeni önemli değildir yada kola nın o artık halk tarafından kullanılıyorsa Türkçedir.Osmanlı Devleti tarafından 800 sene kullanılmış her kelime bana göre Özbe öz Türkçedir.Şİmdi ibadet meselesine bakalım Namaz kelime olarak Farsça orayada Hintçe Namasteden gelmiş Abı - Dest farsçadan gelmiş ellerin suyla yıkanması temizlenmesi anlamında.Sarhoş hepimizin bildiği üzere ser - hoş farsça kelimelerden türetilmiş.Ser baş demek hoş zaten biliyoruz.Padişah kelimesi yine farsça.Kökenlerine takılmadan bir dilin kullandığı kelimelerin o dile ait olduğunu düşünüyorum.Ve bununda en büyük delili İngilizce deki dev kelime havuzudur.Sürekli gelişim istiyorsak mutlaka ama mutlaka dile giren devşirilen kelimeleri bizim olarak kabul etmeliyiz.
Bu anlamda kök kelime arayışlarının çok yerinde olmadığı düşüncesini taşıyorum.Belki yeni kelimeler türetmek için yeni buluşlar için kullanılabilir.Ancak mesela Dinozor kelimesi yerine ne kullanacağız.Gerekte yok alıp devşireceksiniz hemen.Yada Astronot kelimesi yerine ne kullanılacak.Gerekte yok devşirmek daha yerinde bana göre.Türkçe de yerinde duran bir dil değil sürekli diğer dillerden kelimeleri alıp bünyesine katarak büyümeye gelişmeye devam ediyor.Ne kadar çok kelime devşirirsek o kadar iyidir.
Bu konu hakkında ki görüşlerim. Kitabı incelemedim ancak uygun bir zamanda kontrol etmek isterim.Kelime köklerine çok takılmam halk kullanıyorsa öz be öz Türkçe olmuştur diye düşünüyorum.Nereden alındığı nasıl geldiğinin bir önemi yok.Bir ara bu konuda gerekli gereksiz bir sürü tartışmalar yapıldı kitaplar yazıldı.Hatta Oktay SİNANOĞLU bile kitap yazdı.Aslında bu yapılanlar ülkemizde ki kutuplaşmaların arttırılmasına hizmet dışında bir işe yaramadı halk kullanmaya devam etti.Oktay beyin iyi niyetinden şüphem olmasa da yanlış bir kitap olduğunu düşünmüşümdür.Dile müdahale hakkı kimsenin olmamalı halk nerede duracağını bilir neyi kullanacağını kendi takdir eder.Binlerde yıllık dilini unutmaz.Farklı çevrelerini gereksiz hassasiyetleri ülkemizdeki farklı azınlık ve etnik kökenlere mensup insanları rahatsız edebilir.
Türkçe güzel ve zor bir dildir.Hem dil olarak konuşulması emek ister hemde zeka ürünü olarak farklı kelimelere birden fazla anlam yüklemeye gayet uygun bir yapısı ile zekayı bile arttırdığını düşündüğüm gayet hoş bir dildir.
Gerisi gereksiz tartışmalar yumağıdır.Halkı oyalamaya halkı birbirinden koparmaya çalışan bilinçli bilinçsiz garip hareketlerdir.Halk hiç bir zaman Türkçeye bye bye demez korkmayın bu halka inanın bu halk çok değerlidir.Halkımız gözbebeğimizdir.Ferasetine güvenin.Ne yapılması gerektiğini çok iyi bilir.
Selamlar.

Sizinle hemen hemen paralel (koşut) düşünüyorum. Dilde tasfiyecilik iyi bir şey değil, doğru da değil. Ama zaten aynı kavramın çok yakın anlamlısı dilinizde varsa bunu tam olarak ifade etmek maksadı ile başka dildeki karşılığını kullanmaya kalkmak hiç doğru değil. Birileri güzel demiş; Plaza Dili diye, o dili konuşmamak gerek. Kendi dilini iyi bir şekilde okuyup yazamayanların bir başka dili derinliğine öğrenirken sıkıntı çektiği hep söylenmiştir ve özellikle de yetişkinlikte ikinci bir dil öğrenilirken bu kesinlikle doğrudur. Çocuklukta ise durum biraz farklı. Çocuk ikinci dili öğrenmiyor, o dili ediniyor ve bilinç altındaki beyin bölgelerine kadar indiriyor bu da onun otomatik bir biçimde konuşmasını ve algılamasını sağlıyor. İki dilde de yeterli yetkinliğe henüz erişememiş ise iki dili birbirinin yerine geçecek şekilde aktaramayabiliyorlar. Küçük anlam farklıkları için farklı kelimeler sahip olmak ve bu kelimleri bu farkları koruyarak kullanmak dile derinlik kazandırır. Aynı kelimleri farklı bağlamda kullanarak değişik anlamlar katmak da benzer sonuç doğurur ve dile özellikle kelime oyunları yapmak konusunda zenginlik katar.

Sayın motion aktarma kelimesine itiraz etmekte haklı olabilir. Ama abaza kelimesinin cinsel açlık çeken kimse anlamında kullanılmasının belki de Abhazlar ile hiç de ilgisi olmayabilir. Şu adresteki açıklamada çingenece aç anlamından geldiği söylenmekte ama çingenece aslında bir X ki sanırım h olarak okunan bir sesin neden Türkçede kaybolduğunun izaha muhtaç olduğu belirtiliyor. İlk yazılı kaynak yaklaşık 130 yıl öncesine giden abazan kelimesinin ilk kez Trakya civarında Türkçeye geçmiş olmasının; Türklerle Çingeneler arasında burda temas daha fazla olduğu için, kuvvetle muhtemel ve herkesçe de bilinir ki trakyalılar kelime başlarında "h" sesini pek sevmez ve kullanmazlar.
Hülasa dil yaşayan bir organizmadı ve devamlı değişir, evrilir. O dili konuşan insanlar dilin DNA'sında değişiklik yapan radyasyon ya da virüsler gibidir ama onlardan farklı olarak iyi yönde de değişiklikler meydana getirirler. Her dil konuşuldukça ve yazdıkça daha gelişkin bir dil haline gelir.
 

buzancar

Kıdemli Üye
12 May 2014
114
943
Örnek alıntılar

Uzanot: “Astronot” anlamına gelen sözcük aslında herhangi başka bir basılı veya dijital derleme kaynağından alıntılanmış değildir. Büyük olasılıkla dilde özleştirme çalışması yapan bir kişi tarafından türetilmiş olan ve büyük bir şans eseri tamamen tesadüfen rastlanılmış bulunan bu kavramın bilinçli ve özenli bir biçimde üretildiği görülerek esere dahil edilmiştir. Rusça “Kozmonot” ve “Çinçe “Taykonot” gibi bu kelimede de sondaki –not (Batı dillerindeki –naut) eki Latince kökenlidir. Baştaki kısım ise “Uzay” sözcüğündeki “Y” harfinin düşmesinden ibarettir. Günümüzde küreselleşen Dünya’da melez/hibrit sözcüklere rastlamak kaçınılmaz bir durumdur. Bu nedenle “Uzanot” sözcüğü Aktarma Sözlüğü içerisindeki (Giriş bölümünde anlatılan) alıntılama kriterlerine istisna teşkil eden iki kavramdan birisidir. Diğeri ise bu sözcüğün (ek de dahil) tam Türkçesi nasıl olmalıdır sorusuna yanıt olarak türetilmiş olan “Uzavul” kelimesidir. (Ek bilgi: Hibrit/melez sözcükler de yeni değildir. Örneğin “Çaydanlık” sözcüğünde “Çay” Çince, –dan eki Farsça –lık eki ise Türkçe’dir.)

Uzavul: “Astronot” anlamına gelen sözcük Aktarma Sözlüğü’ndeki alıntılama kriterlerine istisna teşkil eder. “Uzanot” sözcüğünün (ek de dahil olmak üzere) tam Türkçesi nasıl olmalıdır sorusuna yanıt olarak türetilmiştir. (Bakınız: Uzanot)
 
Son düzenleme:
Üst