![]() |
#1 |
Süper Üye Üyelik tarihi: 07.Ocak.2013
Bulunduğu yer: izmiR
Mesajlar: 309
•Rep Puanı : 56621
•Rep Seviyesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Başarı Yöntemleri
Temel Başarı Prensipleri Eleştirme, erteleme, suçlama, şikayet etme... Karşınızdakini dürüstlük ve içtenlikle övün... Karşınızdakinde güçlü bir istek uyandırın-yüreklendirin... Karşınızdakine içten bir ilgi duyun... Gülümseyin... Karşınızdakine ismiyle hitap edin... İyi bir dinleyici olun.Karşınızdakine, kendinden bahsetmesi için cesaret verin... Karşınızdakinin ilgilendiği şeylerden bahsedin... Karşınızdakinin kendini önemli hissetmesini sağlayın bunu içtenlikle yapın... Bir tartışmadan en iyi sonucu almanın tek yolu, tartışmadan kaçmaktır... Karşınızdakinin fikrine saygı gösterin ve asla ‘’yanılıyorsun’’ demeyin... Eğer hatalıysanız bunu hemen kabul edin... Konuşmaya dostça başlayın... Karşınızdakinin size hemen’’evet’’ demesini sağlayın... Bırakın konuşmanın çoğunu karşınızdaki yapsın... Empati kurun... Karşınızdakilerin düşünce ve isteklerine anlayışla yaklaşın... Fikirlerinizi canlandırın... Rekabet yaratın... Konuşmaya içten bir iltifat ve övgüyle başlayın... Karşınızdakinin hatalarına üstü kapalı bir şekilde değinin... Karşınızdakini eleştirmeden önce kendi hatalarınızdan bahsedin... Doğrudan emir vermek yerine sorular sorun... Karşınızdakinin gururunu kurtarmasın izin verin... Övgü ve takdirlerinizde içten ve cömert olun... Karşınızdakine koruması gereken bir ün verin... Karşınızdakine cesaret verin, hataların kolay düzeltilebilirmiş gibi görünmesini sağlayın... ve Karşınızdakine SEVGİ gösterin...
__________________
Suya atılmış asprin Gibiyim.. DağınıK ve HoşurtulU..
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] BenimFikrimGeldi |
![]() |
Facebook'ta Paylaş
![]() |
![]() |
#2 |
Süper Üye Üyelik tarihi: 07.Ocak.2013
Bulunduğu yer: izmiR
Mesajlar: 309
•Rep Puanı : 56621
•Rep Seviyesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Sınavlara Hazırlanırken Başarıya Götüren 15 İpucu
1.Okunacak materyali her zaman zamanında okuyun ki sınav öncesi çalışma ve hazırlık sadece bildiğiniz materyalin tekrarından ibaret olsun. Son dakikada yapılan yoğun yepyeni materyalin çalışılması hatalı kavrama ve konuyu yanlış ve eksik kavramaya yol açar. Bu şekilde çalışılan materyali iyi hatırlayamazsınız ve sınavlarda düşük nota neden olur. 2.Yıl sonu ödevlerini ve projelerini zamanında bitirin ki sınav öncesinde sınavlara yoğunlaşacak zamanınız olsun. 3.Öğretmeninize sınavda hangi materyalin kapsanacağını sorabilirsiniz; hangi konular, laboratuvar deneyleri, ders notları, ödevler ya da okunacak materyal gibi. Aklınızı karıştıran soruular varsa bunları mutlaka sınavdan önce çözmeye çalışın. Derslerden önce ve sonra öğretmeninizden yardım alabilir ya da arkadaşlarınızdan yararlanabilirsiniz. Anlamadığınz birşeyi sınavda yanıtlamanız imkansızdır. 4.Sınava hazırlanmak için harcayacağınız süreyi planlayın. Çalışırken saatte bir 5-10 dakikalık aralar verin. 5.Önceden verilen okuma ödevlerini her seferinde baştan sona okumamak için önemli yerleri işaretleyin ve kendiniz notlar ekleyin. 6.Haftada bir tekrarlanması gerekenleri tekrarlayın. Dersin açıklamalı notları, okunacak materyal, örnekler, problem çözümleri gibi. 7.Geri dönen ödevleri, quizleri ve sınavları saklayın, inceleyin ve düzeltin. Yanlış yapmış olduğunuz soruların doğru cevaplarını şimdi bildiğinizden ve anladığınızdan emin olun. Doğru cevaplar için açıklamaya ihtiyacınız varsa öğretmeninizden yardım alabilirsiniz. 8.Öğretmeninizin sınav hazırlama ya da sınavda soru sorma yöntemine dikkat edin. 9.Önceden sanki sınavı siz hazırlıyormuş gibi olası soruları hazırlayın. Ve sınavı cevaplayın. 10.Çoktan seçmeli sorulara farklı, açık uçlu sorulara farklı şekilde hazırlanın. Çoktan seçmeli sorularda size verilen seçenekler arasından doğru cevabı seçeceksiniz. Açık uçlu sorularda ise kendinizin bildiklerinizden yeni bilgileri kendi ifade tarzınızla yeniden üretmeniz gerekecektir. 11.Çalışacağınız materyali yeniden işlemek ve güçlendirmek için yeniden düzenleyin. Örneğin tarih dersi notlarınız kronolojik olarak düzenlenmiş ise bu sefer sebep/ sonuç, problem ve çözümü ya da biyografik olarak yeniden düzenleyin. Ya da matematik dersi notlarınızı kavramlara göre ya da verilen örneklerin türüne göre yeniden düzenleyebilirsiniz. Bu şekilde notlarınızı yeniden yazmanız gerekir ve bu da daha iyi hatırda kalmalarına ve öğrenmeyi arttırmaya yarar. 12.Konuyu daha iyi anlamak için daha derinlemesine algılamaya ve işlemeye çalışın ve bakış açınızı değiştirin. Bu şekilde bilgiler daha iyi yerleşecek ve ilişkilendirilebilecektir. Özellikle size hatırlama düzeyinde sunulmuş bilgileri uygulamaya çalışın. Örneğin Jung ya da Freud un psikanalitik teorilerini çalışıyorsanız bir miti ya da masalı bu teorilere göre çözümleyin. 13.Arkadaş çalışma grubunuzda (2-4 kişi) önce tek başınıza çalıştıktan sonra örnek soruları birlikte çözün. Birbiriniz test edin ve çözümleri birlikte geliştirin. Ders notlarınızı ortaklaşa kullanın. 14.Problem çözme sınavlarında da aynı yöntemi kullanabilirsiniz. 15.Sınavdan önceki gece uykunuzu alın. Bu şekilde bildiklerinizi daha iyi kullanabilirsiniz ve sınav performansınız daha iyi olur. Araştırmalar en az 4 saatlik bir uyku ve proteinli bir öğün yemeğin sınav öncesinde en iyi hazırlık olduğunu göstermektedir
__________________
Suya atılmış asprin Gibiyim.. DağınıK ve HoşurtulU..
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] BenimFikrimGeldi |
![]() |
Facebook'ta Paylaş
![]() |
![]() |
#3 |
Süper Üye Üyelik tarihi: 07.Ocak.2013
Bulunduğu yer: izmiR
Mesajlar: 309
•Rep Puanı : 56621
•Rep Seviyesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Yönetimde Başarı İçin Altın Kurallar
ADALETLİ DAVRANMAK Personel arasında adaletli davranmak yöneticilerin ihmal etmemesi gereken bir görevdir. Gerek işlerin yürütülmesi sırasında aynı seviyedeki personele eşit oranda yetki ve sorumluluk vermek, gerekse hak ve menfaatlerden eşit olarak yararlanmaları sağlanmalıdır. Kendisine adaletli davranılmadığını sezen bir personel kuşkusuz görevini zevkle yapamaz. Adaletli olmak eşit olmak manasına gelmez. İki personel arasında mutlaka farklılıklar bulunabilir. Olmaması gereken yaklaşık ayrı özelliklere sahip personel arasında verim ve kariyer özellikleri dikkate alınmadan yapılan subjektif değerlendirmelerde birinin kaydırılması durumudur. Adalet ve eşitlik prensiplerine uyulmayan işletmelerde de çalışmak adeta işkencedir ve istenilen verim elde edilemez. AKRABAYI İŞE ALMAK Akrabaları ve arkadaşları işe almak yararlı veya sakıncalı olabilir. Ancak tecrübeler göstermiştir ki sakıncaları yararlarından daha fazladır. İş verilen akrabanın çok iyi eleman olması önemli değildir. Sizin ona farklı davranacağınız düşüncesi en güvendiğiniz adamlarınızın sizi terk etmeleri ile sonuçlanabilir. ALÇAK GÖNÜLLÜ OLMAK Örgütlerde bencil olmayan hoş sözlü karşısındakilere saygı gösteren ve fikirlerine değer veren insanlar herkes tarafından sevilmektedir. Özellikle yönetici pozisyonunda bulunanların sorumlu oldukları personele karşı sevgi ile itina ile alçakgönüllülükle yaklaşması onların çalışmalarını olumlu etkiler. Yönetici mütevazı çok iyi bildiği konularda bile iddiasız karşısındaki insanın belki daha iyi bir görüş öne sürebileceğini düşünerek hareket etmelidir. Her şeyi yalnız ben bilirim, ben yaparım düşüncesi hoş olmayan ve ekip çalışmasını engelleyen bir sonucu ortaya çıkaracaktır. Çalıştırdığı insanlara sert davranan ve işyerini yaşanılmaz bir havaya sokan yönetici iyi bir yönetici değildir. AMAÇLAR, PLANLAR, HEDEFLER Yöneticilikte başarılı olmanın temel şartlarından olan amaçların belirlenmesi ve hedeflerin tespit edilmesi personelin enerjisini aktif olarak yönlendirmede etkili olabilmektedir. Belirlenen hedeflere ulaşabilmek için her şeyden önce gerçekçi bir plan çalışmasına ihtiyaç vardır. Belirsiz hedefler amaca ulaştırmayacağından hedefler belirgin olmalıdır. Genel olarak personelin önüne güç ancak erişilebilir hedefler konmalıdır. Bir bilim adamına göre yobazlık amacımızı belirledikten sonra onu bir kenara itip gelişigüzel, iki misli sonra dört misli daha sonra sekiz misli enerji harcamaktır. Gerçekte ise hedefler dışında kalan herhangi bir fikir yöneticinin kendi tarafından veya personelin ağzından kullanacak olursa hemen orada o fikri etkisiz kılabilmek gereklidir. ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME Araştırma ve geliştirme yeni bilgiler elde etmek yada mevcut bilgileri ortaya çıkarmak amacıyla yapılan ve bilginin sistematik olarak toplanmasını, analizini ve yorumunu gerektiren bir çalışmadır. İşletmeler varlıklarını sürdürebilmek için devamlı araştırma ve geliştirme eylemlerine girişmelidirler. Araştırma ve geliştirmede işletmenin izleyeceği strateji devamlı yenilik yaparak büyümeyi sağlamak olmalıdır. BAŞARI DEĞERLEME İşletmenin başarısının devamı, üyelerinin başarılarına bağlıdır. Personelin her yaptığı çalışma başarılı veya başarısız olarak nitelendirilir. İşletmelerde başarı değerleme; personelin işiyle ilgili davranışların gözden geçirilmesi, terfisiyle ilgili bilgilerin sağlanması ve maaş artışlarına baz olmak üzere yapılabilir. BAŞKALARININ İŞİNİ YAPMAMAK Yönetici bütün çalışanların görev yetki ve sorumluluklarını tam ve kesin olarak belirlemeli ve yazılı olarak kendilerine bildirmelidir. Her işin bir sorumlusu herkesin bir sorumluluğu olmalıdır. Bütün yetki ve sorumlulukların tepe yöneticilere bırakılması büyük bir sorumsuzluktur. Herkes kendi işine sahip çıkmalı. Başkalarının işine yardımcı olmak, ancak ilgili kişinin talep etmesi halinde söz konusu olmalıdır. BİLGİ Elektronikteki gelişmeler kişi ve kurumların birbiriyle haberleşmesini belirli merkezlerden bilgi ve haber alınmasını kolaylaştırmıştır. Teknoloji o kadar ilerlemiştir ki yenilik getiren kendi buluşunu rafa kaldıracak başka bir yenilikle karşı karşıya kalmadan ancak çok kısa bir süre soluk alabilmektedir. Bu günü yarının koşulları içinde düşünmenin gerekliliği teknolojinin hayati önemi dikkatsizliğe yer bırakmamaktadır. Yeni yönetici kuşağının kazanacağı tek şey düşünmektir. CESARET İnsanların bilmediği şeylerden birisi de cesaretin öğrenilebilir olduğudur. Örnek olarak pilotlar uçtukça korkularının gittiğini görmelidir. İnsanlar çoğu hedeflerine ulaşmada başarısız olmaktadır. Çünkü önlerindeki işlerden korkmakta ve onları aşabileceklerine inanmamaktadırlar. Her şey hesaplanmalı gerçekler araştırılmalı ve başarı şansı varsa cesaretli olup risk göze alınmalıdır. CEZALANDIRMA Cezalandırma en çok bilinen ve uygulaması en kolay olumsuz teşvik unsurudur. Ceza tehdidi bazı insanları korkutabilir ama kimseyi motive etmez. Yönetici çalışanları sevk etmek için olumlu motivasyon yöntemlerini kullanmaya dikkat etmeli son çare olarak gerekiyorsa cezalandırmaya başvurmalıdır. ÇALIŞKANLIK Kazandığımız sahip olduğumuz her şeyi çalışmaya bir enerji efor sarf etmemize borçluyuz. Hayatta kaybettiklerimizin tamamı o ise gereği gibi önem vermemizden kaynaklanmaktadır. Yılmadan ,düzenli her gün kendimiz gayeye yönelik çalışmalıyız. Japonların başarısının sırrı ciddi ve sistemli çalışmakta yatmaktadır. Pıcasso’da “Çalıştığımda rahatlıyor ve dinleniyorum beni esas yoran hiçbir şey yapmamak yada gelen anlayışsız misafirleri ağırlamak oluyor.” demektedir. Çalışma Ortamıetrafının çepeçevre kuşatan çalışma ortamı kişinin verim ve morali ile yakından ilgilidir. İnsanoğlunun sadece %20 verimli çalışmaktadır. Gerçekte insan %20 gibi verimle çalışmak üzere yaratılmamıştır. Bu verim düşüklüğünün bir kısım insanın kendi gelişimi ile ilgili iken , önemli bir kesimi de çalıştıkları ortamla ilgilidir. Personelin çalışmalarını sınırlayan etkileri ortadan kaldırma imkanı sonuçların şaşırtıcı derecede düzeldiği görülmüştür. Bundan dolayı yöneticiler işletmelerini kapalı kapılar ardından yönetmemeli iş alanını dolaşmalı ve işletmenin gidişatı , iş ve işlemlerin yapılışından haberdar olmalıdır. Çalışma Sözleşmesi İşletmemize aldığımız personelin dosyasına ,işe alma döneminde karşılıklı olarak anlaşılan görev ve sorumlulukları gösteren bir sözleşmeyi de koymak gerekir. Bu durumda her iki tarafta yetki ve sorumluluklarını bilecek ve örgütün amaçlarını gerçekleştirmesinde daha etkin katılım söz konusu olacaktır. Çatışma ve Çözümü İşletmelerde elemanlar arasındaki görüş ayrılığının bir yere kadar faydası vardır. Bu durum zeki insanların var olduğunu gösterir. Bu fikir ayrılığı tartışmalara neden olduğu zaman yöneticiler olaya müdahale etmelidir ve bütün tartışmalar yüz yüze olmalıdır .Çatışma ve tartışmalı işletmeye zarar vermeden gerçekleştirilmelidir. İşletmelerde tartışmaların bitmesi için her iki tarafta dinlenmelidir. Çevrenin Analiz edilmesi Çevrenin analiz edilmesi stratejik bir yönetimin bize sunduğu bir fonksiyondur işetmemizin içinde bulllunduğu dünya sistemi ülkenin ekonomik politik siyasi ve ddiğer şartalar ayrıca çevre dediğimiz pazarımız müşterilerimizin değişmesi ile ilgili değişme ve gelişmeler davamlı olarak incelenmelidir.Çevrenin sürekli değişmesi işletmelere iki seçenbek sunmaktadır .Fırsatlar ve Tehdidler Çevredeki değişme ve gelişmeler bir fırsat mı teşkil ediyor yoksa bir tehdit mi teşkil içeriyor bunları ancak devamlı bir inceleme ile anlayabiliriz. İşletmeler öncelikle rekabet edebilecek istenilen endüstri alanının şu anki ve gelecekte ki durumunun araştırmalıdır . Çevre çok hızlı gelişteğinden ve değiştiğinden hiçbir belirti ve işaret vermeden yeni bir buluş yeni rakip işletmelerin önüne geçebilir. Bunlara karşı hızlı hareket ederek doğru önlemleri almak en iyi çözüm yollarından biridir. Değişim ve dönüşüm Yönetim süreçlerinde üretim ,pazarlama ve finansman ve faalitetlerimizle ilgili her konuda takip etmekte güçlüklerle karşılaştiğımız değişiklikler yaşanmaktadır. İşletmeler çevreden etkilenen açık sistemlerdir. Çevremizdeki değişime işletmede bir dönüşüm yaparak karşılık vermeliyiz. Aksi takdirde etkin rekabet edemiyeceğimiz gibi belkide personelimizi dahi tatmin edemiyebiliriz. Değişimin yöneltilmesinde her örgüt kaendisine ait iki sistemetik uygulama yerleştirilmelidir.. Öncelikle her yaptığı işte sürekli ve düzenli iyleştirmelere ihtiyaç vardır. İkincisi her örgüt kendi bazaılkarınddan yararlanmalı yani onlardan bir şey öğrenmeli ve yeni uygulamalar gerçekleştirmelidir. Denetim Denetim faliyetlerinin en önemli amacı işletme amaclarının gerçekleştirilmesinde rasyonellik sağlamaktır.Denetim ; örgütlerin faliyet sonuölarını amaçlar ,politikalariplanlar ve stratejilerle k arşılaştırılarak kabul edilebilir sınırlar içinde tutulması olarak tanımlanabilir. Denetim sürekli bir baskı altına getirilmemelidir. Bu hem ekibin hem sizin moralinizi vesağlığını bozabilecektir. Denetim ceza vermek için bir araç haline getirilmemelidir. Dürüstlük ve şeffaflık Yöneticiler sözleri ve davranışlarında dürüst oldukları süre personelin sevgi , saygı ve güvenini kazanır. Çağdaş şyönetim şeffaf olmalıdır.Daima açık samimi davranışlar huzurlu bir ortamın belirleyicileri olmaktadır. Eğitim ve geliştirme İnsan yaptığı şey her ne olursa olsun öğrenmeyi sürsürürse kendisini geliştirebilir .İşletmeler içinde benzeri bir durum sözkonusudur. Bir işte ustalaştığına inanç getirildipi , konuyla ilgili her şeyin öğrenildipini sanılıp mücadele bırakıldığı takdirde rakipler sizin önünüze geçeceklerdir. İşletmelerde personeller kongreye veya seminerlere katılma fırsatı verilmelidir.İşletmler persom-nellerini en az bir yöne uzmanlaşmış şekilde yetiştirilmek zorundadır. İşe almadan önce bir eğitim programından geçirmelidir. Eğitim başkalarının deneyimlerinden birşeyler öğrenmenin yolu olark söylene bilir. Tabibler sıkı bir eğitimden geçmeden bizi tedavi etmeye kaksalar çok canımız yanardı. Başarılı yöneticiler her elemanı sistematik olarak geliştirirler bunu sadece onları düşündüklerinden değil ,işletmeye yararlı olacağı için yaparlar. Eğitimli yöneticiler ve elemeanlar eğitim görmemiş rakiplerini kolayca geçmektedirler. Eğitim hızlandırılmış bir deney olarak düşünülmelidir.kedronu başkalarının yanlışlıklarında ve başarılarınde ders alır; uzun ve güç yollarla öğrenmenin zorluğundan ve maliyetinden kaçmış olurlar.Eğitimin sonunda elde edilen sonuçlar değerlendirilmelidir. İstenilen başarılmış mıdır?Başarılmamışsa nedeni nedir ?Eğitime başlamadan ,eğitim devam ederken ,ve eğitim tamamlandıktan sonra personelden bilgi alınmalı ve gelişmeler kontrol edilmelidir. Eleştiriler ve eleştirilere değer vermek Kişinin kendini bir eleştiriyle doğruya yönlendiren insanlar nezaketle ve anlayışla karşılaması ,olgunluğunun belirtisidir. Bizim kolay kolay elde edemiyeceğimiz bir bilgi veya hiç düşünmediğimiz bir husus eleştiriler vasıtasıyla ortaya çıkabilir ESNEKLİK :İnsanyönetimde başarılı olabilmesi için edsnek ddavranabilmeli Herkes birki Allah (c.c)’a insan nefesince yol vardır. Amaçlara ulaşmadada bir çok yol vardır. Eğer tek yolda ısrar edilip bürakratik yapı msıkı tutulura insanlar rencide olur. Bu sebeble programlar sık sık gözden geçirilmelidir. Yönetenler kararlarının şartlar değişirse değiştirmeyi bilmelidir. Tek strateji ile hareket tek vitesli araba gibidir. ETKİN OLMAK :etkinlik kalıtsal değil öğrenilebilen bir konudur. Doğru şeyler yaptırma yapma geleneğidir. Yöneteicinin etkin olması, kaliteli kadro kurması, ise plan ile değil zamanının gerçekte neye harçadığını bulması gerekmektedir. Yöneticinin bilinenen en büyük başarısızlığı ise bir konumun gereksinimlerine göre kandini değiştirmemesidir. Etkin yönetici olabilmek için P.arucher’in beş zihin alışkkanlığı; 1. O zamanını neye harcadığını bilir. 2.Çabasını çalışmaktan çok sonuç almaya yöneltir. 3. Sahip olduğu güçlere dayalı olarak çalışır. 4. Daha yüksek başarının olağan üstü sonuçlar vereçeğini birkaç büyük alan üzerinde yoğunlaşır. 5. Etkili kararlar alırlar. Eyleme geçmek :Eylem harekete geçmektir. Alvin Totler bürakrasinin değişen çağda yetersisizliğinden , insanların bürokrasiyi bilmemesinden yakınmaktadır. Bunu aşmak lazımdır. Aşılmazsa eylemsizlik ortaya çıkar . Büyük şirketlerde yüzlerce kurmay kalın , sıkıcı raporlar hazırlar.Bunlar düşüncelerin sıkımış suyudur. Yöneticieler satış ,üretiş, pazarlayış işlerini görmeyip bilmediklerinden bu raporları gerçek zannederler. Böyle raporlardan çok zor “yenilik” çıktığından da şirkette durgunluk oluşur. Buda kötüdür bu yüzden akıcı bir yapıya ihtiyaç vardır.Bu konudabilinmesi gereken bir kaç şey vardır; •Eylem ; sonuçları hazırlayandır. •Bilgi ; iyi kullanıldığında potansiyel güçtür. •Güç ; (kelime anlamı) eylem yeteneği •Kendini özerk hissedenler başarılı olurlar. •İnsanların çok azının düşledikleri hayatı yaşaya bilmelerinin sebebi; çaba ve eylem gerektirmesi •Başarı eylemin sonucudur. FİYATLANDIRMA: Fiyat teşşekkülünün bir çok nedeni vardır “geleneksel fiyatlandırmada “da fiyatı girişimi belirler.”Rekabet sistemin”de duruma göre fiyat nbe kadar düşükse o kadar iyidir. Maliyet düşünen ayakta kalır. Genelde fiyat belirleme karmaşıktır.Kimi insanlar fiyatı bilmediklerinden , aynı fiat bazılarına pahalı bazılarına ucuz gelir. Ancak tekrarlı alımlarda kalite ve güven istenir. Fiyat belirlemede bazı kurallar vardır. •rakiplerin fiyatı •Maliyetler •Müşterinin tercihi •rekabetin yapısı •maliyet, miktar, kar kendi arlarında ilişkilidir.
__________________
Suya atılmış asprin Gibiyim.. DağınıK ve HoşurtulU..
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] BenimFikrimGeldi |
![]() |
Facebook'ta Paylaş
![]() |
![]() |
#4 |
Süper Üye Üyelik tarihi: 07.Ocak.2013
Bulunduğu yer: izmiR
Mesajlar: 309
•Rep Puanı : 56621
•Rep Seviyesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
GERİ BİLDİRİM: Sonuçların değerlendirilmesi ve bunllarla değişikliğe gidilmesinden geri bildirim denir.Hatalı ürün varsa ilgili mekanızmaya bildirilir. Hatalar önlenir.
İşletme faliyetlerinden sonuç elde edilir. Sonuç arzu edilen yada edilmeyen bir şekilde olabilir. Sonuç almamak başarısızlık değil geri beslemedir. Tecrübeyle daha verimli hale gelebilir. Geri bildirim genel olarak kontrole benzesede dinamik süreç olması özelliğiyle ondan ayrılır. GİRİŞİMCİLİK: Girişimci mal ve hizmety üretmek ve/veyz pazarlamak üzere sahip olduğu üçüncü şahıslardan elde ettiği sermayeyi riske atarak faliyette bulunan,, sürekli güven hissi oluşturduğu için önemini çevresine anlatan tez canlı olna, sorun çıkmadan çözüm bulmaya çalışan, gündemini belirleyen işlerin gelişme hızını ayarlayan , Şirket yönetimine ağırlıklarını koyan , her işe yalnız girişip kimsenin işine burnunu sokmasına izin vermeyen, sermaye sahibinin sermayesinden sorumlu olan kişidir. Çağdaş işletmeciklikte girişimcilik vve yöneticilik birbirinden gittikçe uzaklaşan iki daldır. 20’yy da bu kuralı en iyi bir şekilde uygulayan ve şirketlerini küçük özerk yapıya büründürenler ayakta kalacaktır. GÜVEN(90-92) : Güven insanlar arası karşılıklı pirensiblerin sadece birisidir. Samimiyeti gerçekleştiremeyen toplumlar asla rahat ve mükemmel bir ortam oluşturamazlar. Bir örgütü yöneten kişi astlarının güvenini kazanmışsa işler ahenkli olur. Formalitelerde ortadan kalkar. Formaliteler aalınca tasarruf artar.Güven karşılıklıdır “Güvenmiyorsanız çalışmayınız “ sözü yerindedir. GÖZLEM VE ANALİZ (93-93) : Yöneticilerin masa başında politika ürettikleri dönem bitmiştir. İnsanın vazifesi ne olursa olsun sorunlara her bakışında ,değişik açıdan bakmasını bilmelidir. Daima başarısız olanın başarılı olana bakıp örnek olamalıdır. Daima yenilikte kar vardır. Herkesin kendisiyle yarışması gerekir. İşlerimizde birinci basamak izlemek; ikinci basamak eylemdir. Böyle yaparsak büyük ihtimalle başarırız. Başarısız olarak izleyeceğimiz son yol elde ettiğimiz neden sonuç ilişkisiyle hatalarımızı en hızlı şekilde gözlemleyip analiz etmektir. HALK’LA İLİŞKİLER(95-97): Halk’la ilişkiler örgütün kendi çevresiyle ilişki kurmasıdır. Tanımı b”bir örgütün kendi ,amaç politika ve faaliyetlerini tanıtmak, buna karşılık ilgili kişi ve grupların güç ve desteğini sağlamak amacıyla çevresiyle karşılıklı ilişki kurması ve bu ilişkiyi geliştirerek sürekli kılması için giriştiği sürekli ve planlı çabaların maharetle uygulanması sürecidir.”şeklindedir. Halkla ilişkiler karşılıklı etkileşim sürecidir. Asla reklam değildir. Reklam ücretle satış yapmak ;halkla ilişkiler de karşılıklı etkileşim sürecidir, İşletmenin imajını güçlendirmedir. HİZMET ANLAYIŞ VER TUTKUSU(98-99) :Hizmet tutkusu eşittir başarıdır. Hizmet tutkusu müşterinin problemini 24 saat içinde çözmek ve cevap vermektir. Yüzde elli kabiliyeti olan insan yoğunlaştırılınca başarı sağlar. İlgilenmede devamlı haberleşme başarı getirir. HOŞGÖRÜ OLMA, ZAMAN TANIMA (100-105): Yunus ; “Yaratılanı hoşgör yaratandan ötürü.” Demiştir. Herkesin çok iyi veya yapamadığı konular vardır. İnsanın yapamadıklarına tolerans gösterilmeli ama birdaha olmaması şartışla. Unutulmamalıdır ki hata yapanı yerden yere vurmak onu kötü durumun en alt tabakasına atmaktır. Bu problemleri çözmez. Konuşarak problerin kayğağına inilmeli, gerçekçi çözümler getirmeli, sevgi beslemeli, hizmet atmosferi çekilmez hale getirilmemeli, kalpler kazanılmalı, kendimizinde aynı hale düşebileceğimizi düşünmelidir. Yenilik için başarısızlığa uğrama yeteneği lazımdır. Hayat insanı kendi güç ve kapasitesiyle aşabileceği bir iş değildir. Asmanın çaresi hoşgörüdür. Toplumsal problemler hoşgörüsüzlükle başlar. Başaraısızlığın verdiği en büyük ders; Başarısızlıktan korkmamadır. (Öldürmeyen herşey güçlü kılar.) Hata yapılıp ders almak lazımdır, ancak bununda bir sınırı vardır. Astlara hata yapabilme emkanı tanınırısa gelecek için güçlü yöneticiler yetiştirilmiş olur. Siz kibarsanız ekibinizde kibar olacaktir. Personelin başarıları takdir edilirse hatalarında da eleştiri yapabilme imkanı olur. Kabul edilemez davranışlara karşı açıkça konuşmak lazımdır. Ekibin elemanını değerlendirirken ona açıkça ondan nefret etmediğiniz hissettirmelisiniz. Çünkü konu onunu kişiliği değil iştir. Hiç yanlış yapmadığını savunan dar görüşlü kendisiyle sınırılı insanlarala iş yapılmaz. İŞ BİRLİĞİ, EKİP ÇALIŞMASI, TAKIM RUHU: (106-110): Bu konuda şunu bilmek yeterlidir sanıyorum:”Bir zincir en kuvvetli halkası kadar değil, en zayıf halkası kadar güçlüdür. Verimli bir işbirliğinin şartı ahenkli bir gruptur. Ekip kuran yöneticiler daha başarılıdır. Örgüt herşeyden önce gelir. İnsanlara saygı ve sevgi besleyenler mükemmel bir ortam ve işbirliği sağlar. Başarının sırrı, insanlara saygı ve sevgidir. Makinanan uyumlu çalışması hayat için öucudun sağlıklı olması, insanlardan ne istediğini açıkça belirtmek, ekip çalışmasının teşvik edilmesi, ekip çalışanlarına zor zamanlarında yardımcı olmak, kin ve nefret beslememek diyaloğlarda sen ben değil, siz-biz ifadesi kullanmak, ekip toplantılardında, başarılı olanların haklarını vermek, ekibe teşekkkür etmek, başarıların üste iletmeyi ihmal etmemek, sakin tavırlı olmak, hoş bir çalışma ortamı sağlamak, beceriye göre adam kullanmak lazımdır. İLETİŞİM (111-123) :Etkileşimde kullanılan bir araçtır. En az iki birimin birbiriyle alış-verişidir. Hedef birimin cevabına geri iletim denir. Mesajların gidip geldiği yolam kanal denir. Ne kadar çok duyu organı varsa kanal verdır demektir. İşletmenin başlıca iki hedefi vardır: 1-Olup bitenler hakkında bilgi alıp vermek, 2- Kişilerin tutumunu etkilemek. İMAJ (124-126): İmaj, bir kişi veya kurumun diğer kişi ve kurumların zihinlerinde isteyerek ve istemeyerek bırakmış olduğu, hizçmetle ilgili personel, kullanılan araç gereçler çevresi hakkındaki fikirler, anlayış ve değerler şeklinde ifade edilir. Kuvvetli ve kalıcı bir imaj oluşturulmasında şirketin kendisi hakkındaki öz düşüncesi önemlidir. İmaj sadece müşterileri değil işletmede çalışanlarıda etkilemek için kullanılır. Başarılı olmanın kaliteden sonraki şartı: imajdır. İNSANLARI ANLAMAK(127-130) : Bir insanı etkili ve verimli yaptırabilmek için onu tanımak gerekirdi. İnsan çok yönlü ve bütünüyle anlaşılması zor bir varlıktır. İnsanını hareketleri sadece göründüğü gibi değerlendirimemelidir. İnsanları anlamak için gözlem gücü ve o insanın değer yargıları bilinmelidir. Herkes için para önemli olmayabilir. Bu yüzdenede güven sağlamak gereklidir. İŞ DEĞERLEME (131-132) : İş değerleme, yapılan işlerin ayrıntıl analiz ve tnımını yapıp kendi aralarındaki tanımını da yaparak, aralarındaki farklılıkların kolaylık ve zorluk esasına göre nesnel olarak ortaya konmasıdır. Önce işlerin analizi yapılmalıdır. Bilimsel ücret düzenenide iş değerlemeden yararlanılır. İŞE GÖRE ADAM MI? ADAMA GÖRE İŞ Mİ? (133-142): Yöneticinin başarısı işe alıp çalıştirdiği iyi elemanla oratlııdır. Bu sebeple kadro seçerken dikkat edilmelid. Ekibiniz iyi ise sizde iyisinidir. Değer hükümleri sarsılmış, değerleri sarsılmış, bir sisteme sahif olamamış, mevki ve makamlard*** hak etmeyenlerce adeta talan edildiği ülkelerde bilgiye ve bilgili insana önem verilmez. Böyle ülkelerde herkes birbirinden şikayetçidir ve oturup serzenişte bulunurlar. Sonraları ise felakettir. İş ve hizmet yerleri insana toplumun emanetidir. O emanet emin ellere verilmezse çarçur edilir. Toplum kaynayan kazana dönüşür, ehil olanlar safdışı bırakılır. Mücadele etmeleri dahi engellenirse o ülkede kıyamet kopmuştur. İŞLERİN ÖNCELİK SIRASI (143-144): Herşey zamanında yapılmalıdır. Zamanında yapılmayan iş yanlıştır.Aylık yıllık ,günlük planlar, programlar yapılmalı işleri öneme göre sıralamalıdır. Ortaya konulan pek çok fikir kötülüğünden değil hatta iyi icra ve ifa edilmemesinden değil kötü zamanlamadan dolayı istenilen sonucu vermez. İŞLETME-ÖRGÜT(145-150):İşletme herşeyden önce mal ve hizmet üreten iktisadi bir birimdir. Organizasyon belirli amaçları gerçekleştirmek için oluşturulmuş sosyal bir gruptur,mekanik bir araç değildir. Yapı organizasyon ortak amacı doğrultusunda bireylerin ilişki kurnmasını sağlayan çevredir.Kuruluş bir insanlar grubudur. İşletmede aşırı örgütlenme olmamalı , sıkıntıya sebeb olan hiç kimse Honda’nın nasıl bir örgüt yapısına sahip olduğunu bilmez. Sadece bir çok araştırma grubu vardır.Yeniliiikçi ve esnektir. Ekibin yapacağı hedef belirleme, organizasyon hedefe ulaşmadır.
__________________
Suya atılmış asprin Gibiyim.. DağınıK ve HoşurtulU..
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] BenimFikrimGeldi |
![]() |
Facebook'ta Paylaş
![]() |
![]() |
#5 |
Süper Üye Üyelik tarihi: 07.Ocak.2013
Bulunduğu yer: izmiR
Mesajlar: 309
•Rep Puanı : 56621
•Rep Seviyesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
İŞİ EHLİNE SORMAK, UZMANLARA DANIŞMAK(151-154): Kendini yetiştirmiş ve alanında söz sahibi olmuş bir insana danışmak , insanı yanlışlardan korur. İştişarenin önemi insanlık tarihinde ne kadar önemli , büyük iş ve hadiseler meydana gelmişse hepsi ortak bir düşünce ve tecrübenin işığında olmuştur. Kendinize daha akıllı bir danışman bulup ona danışın
Bir çok insanla uğraşan ilk insan siz değilsiniz . Bilen bir insana danışın. Her şeyi kendi başına yapmaya çalışmamalısınız, ve potansiyel kaynaklardan mahrum olmamalıyız. KALİTE ÇEMBERLERİ(155-158): Kalite çemberleri personelin yaptıkları işle ilgili çeşitli sorunları kaynakları ve sebeblerini birlikte çalıoşarak ve çeşitli toplantılar yaparak araştıran, bulan ve tepe yönetimine rapor eden gönüllü kişilerden oluşan bir gruptur. Kalite çemberlerinin 5 grubu vardır.1. Yütrütme komitesi 2. Grup rehberi 3.Kalite grup lideri 4.Kalite grup üyeleri 5.tepe yönetimi ve onun yaklaşımı . Kalite çemberlerinin en önemli özelliği tasarrufu sağlamasıdır. KALİTE TUTKUSU(159-169): Müşterilerde ilişkilerde hiçbir şey kusurlu maldan daha yıkıcı olamaz. Müşteriden kalite konusund yorum istenmeli ve bu yorumlar çerçevesnde değişiklikler yapılmalıdır. Eğer mallarınız kalitesi sebebiyle alınıyorsa kaliteniz düştüğü anda kaybedersiniz. KARARLILIK SAMİMİYET; HEYECAN(161-166): İnsanların davranışları arasında ki farkın sebebi problemlere karşı insanların farklı tepki vermesidir. Bir işe başlamadan önce kuvvetli bir arzu ile başlanmalıdır. İleriye bakmalı ve geri dönmek imkanını elinden geldiğince güçleştirmelidir. İnanç; Yaşama anlam kazandıran ve yön veren yönlendirici bir itakat yargı,hırs yada prensiptir. İnançlar amacımıza giden yol haritamız pusulamız ve amacımıza ulaşabilmeyi garantiliyen aracımızdır. İnançlar, ne istediğinizi görmenize ve onu elde etmenize yardımcı olacaktır. KARAR VERME(167-170): Başarılı yönetici hızlı karar vermenin cazibesine, zamanına göre, kapılmaz. Başarılı yönetici kararın ne zaman bir ilkeye dayanması ve ne zaman durumununu iyi ve kötü tarafları göz önünde tutularak ve pragmatik biçimde (izlenecek yol, yöntem) verilmesi gerektiğini bilir. _ Bir karar “Uygulamaya geçilmedikçe” karar değil iyi niyietli bir girişimidir. _Karar verirken doğru seçimi yapmak için atılacak adımlar: _Hangi temelde karar verilecinini belirlenmesi _Karar vermek için gerekli bütün verilerine toparlanması _Mevcut verilerin çözümlenmesi _Alternatif çözümlerin tanımlanması _Her alternatif ilgili ihtimalin araştırılması _Alternatiflerin birbiriyle kıyaslanması _Alternatiflerden birinin seçilip gereğinin yapılması _Kötüde olsa bir karar almak hiç karar almamaktan yeğdir. _Üzüntü korku ve baskı ananda karar alamamlı _Muhatabların hoşuna gitmeyecek kararlar için nedenelerinin açıklanması _İnsanlara otorite vererek sorumluluk yüklenmeli. KAPINIZ HER ZAMAN HERKESE AÇIK MI?(171-172): *Öğrenilmesi gereken ilk dil tatlı dildir.(Barış Manço) *Herkes saygı bekler. Siz saygılıysanız onlarda size karşı saygılıdır ve onu etkilersiniz. *Bir insanın kalbine girmenin yolu kendisinin iyi yönlerini bilmek ve saygılı olmaktır. *Hiç bir çalışanınızın, size söylemek istediği şeyi sizin tavırlarınızdan dolayı söylemekten vazgeçmemelidir. *Kapı açık olarak yönetim ama alalede gelenleri engelleme KOLTUĞU BIRAKABİLMEK (173-175): *Normal bir insan hangi mevkide olursa olsun vazifesinin hakkını veremiyorsa vazifeyi teslim etmeyi bilmeli yoksa daha kötü sonuçlara azledilir. *En yugun hareket tarzı, yapamayacağı vazifeyi en uygun şahsa teslim etmek. *Emekli olduktan sonra kılavuzluk sırası sizdedir. Bunu ziyan etmeyip kullanmalısınız. Sizden sonraki insanların işlerini kolaylaştırmak kadar iyi bir miraş az bulunur. KOORDİNASYON(176-178):*Koordinasyon; örgüt üyelerinin çabalarını birleştirmek, zaman açısından uyumlu kılmak amaca varmak için iş ve eylemleri birbiri ardına getirmek ve birbirini tamamalamak için en önemli fonksiyondur. *Örgütün bölümlerinin birbiriyle uyumlu çalışması şarttır. Yoksa bozulur ve geriler. *Örgüt büyüdükçe komplekleşir ve haberleşme zorlaşır. (Dikkat lazım).*Koordinasyon fonksiyonun duyarlı ve düzenli yürüyebilmesi için temel ilkeleri 1-Sorumlu kişilerin yüzyüze görüşmelerinin sağlanması 2-Çeşitli bölümlerin bir problem hakkında uzlaştırılması 3-Koordinasyon fonksiyonun sürekli uygulanması *Büyüyüp kompleksleşen örgütlerin işlevlerinin kaybetmemesi için yapılacaklar: 1-İyi ve yalın örgüt kurulmalı 2-Plan ve programlar uyumlaştırlmalı. 3-İyi bir iletişim düzeni kurulmalı, 4-Örgütte işbirliği anlayışı geliştirmeli 5-Çalışanların koordinasyona gönüllü katılımların sağlanılması. KRİZ (179-185): Kriz çözmede yararlı sorular: _Durum ne kadar kötü? _Olabilecek en kötü şey nedir? _Bu karmaşanın ana etkenleri ne? _Seçenekler ne? _Elimizdeki seçeneklerin hağgileri aynı anda geçerlidir. Krizin çözümü için takip edilecek dokuz aşamalı süreç. 1_ Problem öğrenilmelidir. 2_Problem öngörülen amaç çerçevesinde belirlenmelidir. 3_Soru sormalı ve veriler toplanmalıdır. 4_Eldeki veriler titizlikle incelenmelidir. 5_En uygulanabilir seçenekler ortaya çıkarılmalıdır. 6_Bir deneme çözümü seçilmelidir. 7_Çözümün işlerliği pilot bir noktada denenmelidir. 8_Son çözüm biçimi hazırlanmalıdır. 9_Çözümün önerisi uygulanmalıdır.
__________________
Suya atılmış asprin Gibiyim.. DağınıK ve HoşurtulU..
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] BenimFikrimGeldi |
![]() |
Facebook'ta Paylaş
![]() |
![]() |
#6 |
Süper Üye Üyelik tarihi: 07.Ocak.2013
Bulunduğu yer: izmiR
Mesajlar: 309
•Rep Puanı : 56621
•Rep Seviyesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
KUSURSUZLAŞMA, MÜKEMMELLEŞME: (186-190): Çoğu kişi kendisi istemediği için yöneticilikte başarılı olamaz. Yöneticilikte başarılı olmak için gerekli şartlar sonradan kazanılabilir, geliştirilebilir, mükemmelleştirilebir.
Kusursuz yenilikçi şirketleri diğerlerinden ayıran 8 nitelik : 1-İşin üstesinden gelebilmek için eylemden yana olmak 2-Müşteriye yakın olmak, 3-Özerklik ve girişimcilik, 4-İnsanlar aracılığıyla verimlilik, 5-İşin içinde olmak insanlara yönelmek, 6-En iyi beceriler işe bağımlı kalmak, 7-Yalın biçimli ve az kurmaylı kalmak, 8-Gevşek ve sıkı yapı özelliklerinin bir arada bulunmasını sağlamak. MALİYETLERİMİZ(191-199): İşletme kar getirmiyorsa o işten kurtulmak lazım. İşletme bütçesi düzenlemekle aile bütçesi düzenlemek arasında çok benzerlik var. Azıcık hata çok masraf demektir. Artan masraf ise mutlaka kar demek değildir. Ekibi kontrolünü mutlaka, tamamen muhasebeye bırakılmalıdır. MAAŞLAR ÜCRETLER (194-196): Her yıl astların maaşlarının adilliği kontrol edilmeli maaş tespit edilerken geçim şartları gözden geçirilmeli. Herkese fazla ödeme yapılabilir. Ama o ileriye yatırımdır. Ücretlerden yapılan kesinti sıkıntı veya kar değildir. İyi eleman kim fazla verirse onun yanıda çalışır. MİSYON (197-204): Örgütler birtakım amaçları gerçekleştirmek için faaliyetlerde bulunurlar. Tanımı yapılmayan, analiz edilmeyen ve üyelerince benimsenmeyen örgütün amaçlarını gerçekleştirmesi güçtür. Kişilerin ve işletmeler amaçları kişiliği ve tarzı misyonla açıklanır. Herhangi bir amaçı gerçekleşmeyi isteyen örgüt strateji belirlemeli. Bir hafta, beş hafta, bir yıl, on yıl sonra ne olacağı tanımlanmalı ve çaba sarfetmeli. Misyon(Kelime anlamı): Bir kişi veya topluluğun üstlendiği özel görevdir. (Terim anlamı): Örgüt üyelerine bir istikamet vermesi ve anlam kazandırması maksadıyla belirlemiş ve örgütü diğer benzer örgütlerden ayırmaya yarayacak uzun dönemli görev veya araçtır. MODELLEME (205-208): Modelleme iç temsilcilerin sırasını ve bir kişinin bir görevi başarmasının sağlayan davranışları keşfetme sürecidir. Bir şeyi yapmak yada başarmak için herşeyi yeniden keşfetmeye gerek yoktur. Deneme yanılma bir şeyin dışında iyi bir yöntemdir. MOTİVASYON (209-211): Motivasyon insanların başarılı olmalarına kişisel tatmine ulaşmalarına yardımcı olmaktır. Yöneticiler her ekip elemanını işlerinden bekleneni bulmalarına yardımcı olmak zorundadırlar. Yanımızdaki insanların neyin mütlu ettiğini bilip onları mutlu etmelidirler Personeli cesaretlendirip takviye etmek ona değer verildiğine hissetdirmek takdirlerinizi meslektaşlarınız arasında yapmanız gereklidir. MUHASEBE (212-214) : -Bütçeler hiç bir zaman en alt kademedekilerin yöneticiler tarafından hazırlanıp alt kademedekilere dağıtılmamalıdır. -Bütçe ile ilgili bilgiler ve görüşler herkesin kolayca anlayacağı bir dilde olmalı. _ Her yeni harcamaya göstermelik mi gerekli diye bakılmalı. -Muhasebesi mazeretiçi ise dikkatli olunmalı. - Sonsuz sayıda muhasebe sistemi vardır. Biri seçilmeli ve değiştirilmemelidir. -Muhasebeci imzaladığı her evrakı anlamış ve doğruluna inanmış olmalıdır. -Muhasebeye o işin kurdu olan birini istihdam etmek lazımdır. MÜŞTERİ ODAKLI OLMAK (215-220): -İşletmeler hizmet ettikler insanlardan çok şey öğrenir.-Başarılı olmak isteyen işletmeler müşterilerine yakındır. -Müşteriyi anlamayan için de anlayamaz. _Başarılı işletmeler çok iyi dinleyicilerden. -Müşterilerin başarılarımızı bilmeleri lazımdır. -Müşterileri elde tutmak için onlardan hatırlanmayı ve başkalırna tavsiye edilmesi istenmeli. MÜZAKERE (221-223): -Günümüz dünyasında en çok karşılaşılan insanlar arası ilişki biçimidir. - Müzakere; çıkarları birbiri ile çatışan en az iki yada çok kişinini yada grubun söz konusu çıkan çatışmasına neden olan konu üzerinde nasıl bir davranışta bulunacaklarına iliştin ortak karar verme sürecidir. -Müzakerede arzulanan sonuca ulaşmak için ön hazırlık. OBJEKTİFLİK(224):- İfadelerde yanlış anlaşılması muhtemel sözler kullanmazdı. -Olaylardaki sıkıntıları başka olaylara yansıtılmamalı. -Duygularla değil akıllı hareket etmesi. -Peşin hükümlerden kaçınılmalı. ORGANİK YAPILAR (225-226): -Organik yapıdan emir komuta zinciri denen şey anlaşılır. -Organik yapılar insan ağırlıklı yapılardır. -Organik yapılarda maliyetle değil nitelikte odaklaşmadır.-Organik yapılarda yönetim eylencelidir. OTO KONTROL (227-231): Oto kontrol genel olarak bütün yaşamımızda, özel olarak iç yasamımızda ne yapmak istediğimize karar vermek ile başlar. _Oto kontrol problemleri: 1. Hergün yapmamız gereken şeyler nelerdir? 2-Periyodik olarak yapmamız gereken şeyler nelerdir? 3-Arada sırada yapmamız gereken şeyler nelerdir? -Ama ve hedeflere ulaşmak için zaman, değil yapılanları düzene koymak lazımdır. ÖDÜLLENDİRME:İnsanlar zaman zaman örgütten birşeyler bekler işini iyi yapana teşekkür önemsiz bir ödüllenme iyi kullanılırsa mali ödüllerden daha etkilidir. Hijyen faktörleri ; çalışma şartlarının niteliği etkili denetim eşitliği gösteren şirket politikaları adil yönetimdir. Bunların eksikliği motivasyonu düşürür beklenmeyen aralıklı ödüller daha etkilidir. Ödüllendirmeye alakalı sistem kurmaya çalışmalıdır . ÖNDERLİK:Herhangi bir konuda birikimimiz ve bigimiz arttıkça güvenimiz de artar.Önderlikte böyledir.Karizma;Kesin şekilde belirlenmiş hedefe varmak için güçlü bir istek ve kararalılık ve gruplarla iletişim kurabilme ustalığının karışımıdır.Gerçek önderler kendilerini değişik duruma uyarlamasını bilenlerdir.Önderlik;sabır dikkatli bir şekilde dinlemek sık sık cesaretle konuşmak, inandırıcı eylemlerle sözleri pekiştirmek zamanında sert olmaktır. ÖRGÜT GELİŞTİRME:Örgüt bir çevre içinde faaliyet gösteren ve pekçok alt sistemelerden oluşan bir bütündür.Örgütün çevresi sürekli değişir ve gelişir.Kendilerine hayat veren bir çevre içinde yaşarlar.Bu çevre son yıllarda karmaşıklaşmıştır.Bu da gelişimi zorlar. ÖRGÜT KÜLTÜRÜ:Örgüt kültürü;kurallar politikalar adet ve gelenekler gibi resmi yapı ve kişiler arası ilişkilerde açıklık, güven, kabul etmeme grup süreçlerine katılma gibi birtakım değerler ve tutumlardan meydana gelir. Her örgütün belirli bir fiziksel yapısı ve açıklığı olmayan kültürü vardır. Her örgütün kültürü farklıdır Kültürün temelini hazırlayan özellikler; 1.Kişisel özellikler 2.Yapı 3.Destek 4.Kimlik 5.Performans-ödül 6.Çalışma toleransı 7.Risk toleransı -Her örgütte bu kültürler farklıdır.bir örgütün stratejisi ve kültürü uyum içinde ise yönetim kabiliyeti yüksek olur.PAZARLAMAazarlama işletme amaçlarını gerçekeştirmek, mevcut potansiyel müşterilerin istek ve arzularını tatmin etmek için mal ve hizmetleri üreticilerden tüketiciye yönlendiren faaliyetlerin tümüdür.Pazarlama faaliyetleri üretimden önce başlar ve satış faaliyetlerinden sonra da devam eder. PERSONEL ÇIKARMAK:İşletmedeki ortamı cehenneme çeviren elemanlar kovduklarımız değil kovamadıklarımız ve kovmadıklarımızdır.Personel çıkarmaya yöneticiler tatsız bir iş olduğundan, girişmek istemezler ancak işletmenin yararı için bu lazımdır. PERSONELE DEĞER VERMEersonelin kıymetini bilmek gerekir.Bir sanayici iflas etmiş ise; a)Elemanları yok olmamışsa en az üç senede toparlanır b)Elemanları gitmiş ise artık onun ömrü yetmez PERSONELE ÖZERKLİK VE İNSİYATİF TANIMAK:Bir işletmenin verimi bütün çalışmaların toplamıdır.Personele ne yapılacağı söylenmelidir.Astların insiyatifini ortadan kaldırmak gelişmelerini ve sorumluluk üstlenmelerini engeller. PLANLAMA:Nereye gideceğinizi bilmiyorsanız hiç bir yol dsizi oraya götürmez .Planlama yönneticinin geleceğe bakmasına ve uygun olan hareket yollarının incelenmesini sağlayan süreçtir. İyi bir planın belli başlı özellikleri; Açıktır, Kesin ve geçerli bir amaca yöneliktir, en az giderle yapılır. PROBLEMLERİN ÇÖZÜMÜ: Yönetici problemi çözen kişiş demektir başarılı işleetmelerin temel özelliklerinden birisi karmaşık öğelerin oluşturduğu baskıya karşı işleri basite indirmeleridir. Problemleri çözme sorumluluk ister. Personelin sadece şikayetini dinlememeli çözüm istemelidir. PROFOSYONEL DÜŞÜNMEKiğerlerini bilenler akıllıdırlar ama kendini bilenler daha akıllıdır. Profosyonel düşüncede işin incelenmesidir. İşcilerle ortak olarak yapılması bile en azından onların düşünceleri alınarak yapılması şartır. Profosyonel düşünceye sahip olanların en büyük rakibi kandileridir., PROJE TAKIMLARI OLUŞTURMAK: Çeşitli nitelikteki personelin bir araya gelip grup çalışması yapmasıdır. Başarılı birer organizasyon olurlar. REKABET: Aynı amaca ulaşmak isteyenlerin birbirleri arasındaki mücadeledir. Rakiplerin güçlü ve zayıf tarafları bilinmelidir. REKLAM: Potansiyel tüketicinin dikkatini çekmek için yürütülen faliyetlerdir.Önemli olan nokta cazip bir özellik ortaya çıkarmaktır. SABIR : Sabır bizde olaylara karşı uyanan direnme gücü insanın belli bir yaşa olgunluğa ve seviyeye gelmekle elde edebileceği kuvvetir. Kendiliğinden ortaya çıkmaz. SATIN ALMA: Alırken kazanmak lazımdır. Önemli olan aynı kalitedeki malın daha iyi şartlarda nasıl alına bileceğidir . Satın alma işini ne kadar uzatırsanız . Okadar yararlıdır. SATIŞLAR: Bazı insanlar doğuştan satıcıdırlar . Cazip satışlar yapmaya çalışmalıdır. Satış için bazı kurallar : 1.Karşınızdan tepki gelmiyorsa ilgisizlik olarak yorumlamayın 2.Soru sorun ve akıllıca olsun 3.Çok hızlı konuşmayın 4.Ürünü mantıklı bir plna çerçevesinde sunun 5.Müşterinin itirazının hal etmeye çalışın 6.Söylediklerinizi sık sık tekrarlamayın STRATEJİK YÖNETİM : Stratejik yönetim algılanabilmesi ve gerçekleşe bilmesi için beş evreli model 1. Başlangıç durumunun analizi 2. stratejileri,n formule edilmesi 3. fonksiyuonel politikaların hazırlanması 4. Organizasyon hazırlanması STRATEJİ GELİŞTİRME : Strateji geliştirmek için sorulacak sorular. 1. Nereye varmak istiyoruz ? 2. Neredeyiz 3. Ne yapmalıyız 4. Nasıl ilerliyoruz STRES : Stres insan vücudunda yer lan kimyasal bir süreç olmakla beraber aynı zamanda vücudun çevreden gelen baskılara uyum sağlamasının normal bir sonucudur. TECRÜBE VE DENEYİM:İnsanların hata yapması onların doğal zayıflığı bunalrı bir daha yapmamak tecrübedir.Deneyim kusursuz bir öğretmendir. TEMİZLİK VE DÜZEN:Temizlik ve düzen imaj toplar.İşletme içindeki müşterilerin iş takibini kolaylaştırmak için yerleştirilmiş olan yön levhaları pırıl pırıl mekanlar örgütün tekrar tercih edilmesinde ölçüdür. TESLİMAT VE SUNUM:Teslimatı zamanında yapmak şirketin imajı açısından çok önemlidir.Genel olarak malların tüketiciye ulaştırılmasına teslimat, hizmetin tüketiciye ulaştırılmasına ise sunum denir. TEŞEKKÜR VE TAKDİR:Teşekkür ve takdir gönülleri alır ve içi ısıtır.Başarılı olan yöneticileri takdir edersek onu vazifesine bağlamış oluruz. TERFİ:Terfi genel olarak ileriye doğru yükselme olup personelin örgüt içinde daha üst kademedeki bir işe atanmasıdır.Personelin gördükleri ve öğrenim düzeyi vefaları, samimiyetleri, deneyimleri, başarabilme durumları kontrol edilmeli ve çıkan sonuca göre de terfi yapılmalıdır. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ:Günümüzde kalite şirketleri rakipleri karşısında üstünlük sağlamakla birlikte ayakta kalmalarını sağlar.Kalite yönetim programı şu aşamalardan geçmelidir: 1. Yönetim sürecinin her yanını programlama 2. Organizasyon şemaları 3. Sistem 4. Ölçüm 5. Araçlar 6. Müşteri 7. Tasarım 8. Satın alma 9. İmalat 10. Yardımcı hizmetler 11. Personel TOPLANTI SANATI:Toplantılar bazen zaman israfına yol açan etken olmaktadır.Buna dikkat edilmelidir. Toplantılar insanlar için yönetilir. Ona insanlar katılır. TÜKETİCİYE SAYGI VE KORUNMASI:Hedef yalnızca kendi amaçlarını gerçekleştirmek olamamalı bulunduğumuz toplumda hizmet etmeliyiz.Tüketici korunmasında üç önemli husus vardır;Üretici, tüketici ve devlettir. VİZYON:Vizyon, realist güvenli bir örgüttür. İnsan grupları tarafından benimsenmiş bir idealdir.Doğru bir vizyon personeli eyleme geçirir. YENİ FİKİRLERaima yenilikler peşinde koşmak kar getirir.Bir işletmede farklı fikirlerin ortaya atılması hayal gücünün gelişmesi için gereklidir.Yeni fikirlerin ortaya çıkmasını engellememek lazımdır. YETERİNCE PERSONEL:Mükemmel bir işeltme yönetimi en az çalışanla en büyük imkanı sağlayandır. YETKİ DEVRİ:İşletmede faaliyetlerin sürdürülmesi için personelin uyumla ve bir düzen içinde yaşamasıdır.Yetki devri yönetimin olmazsa olmaz şartlarından biridir.Personelin işine karışanlar yanılırlar.Başarı olursa sahiplenilir olmazsa işler iyi gitmez. YERİMİZE GEÇECEKLER VAR MI:Alternatif eleman yetiştirilmelidir.Bir kadro için birden fazla eleman yetiştirilmeli 1-5-10 yıllık planlar yapılmalıdır. YÖNETİCİ: Yönetici genel olarak bir iş veye bir işletmenin veya bir bölümün belirlenmiş amaçalrı etrefında yönlendirilmesi , faaliyetlerin sonuçlarının değerlendirilmesi görevini yürüten kişidir. İyi bir yönetici insanlarla diyalog kurmalı problemleri ile ilgilenmeli çözüm için elinden geleni yepmallıdır . YÖNETİM : Yönetim faaliyeti insanın var olmasıyla ortaya çıkan bir olgudur .Yönetim insanların tek tek gerçekleştiremiyecekleri amaçlarına ulaşabilmek için yürüttüklleri grup faalişyettir. Karmaşık ve çok aşamalı bir süreçtir. YÖNETİME KATILMA : İşletmeler ve bunların nasıl yönetilmesi gerektiği üzerinde durmaktadır. Kararlar da rol oynayacak kişilerin oluşturduğu bir grup yönetimi türüdür.Yönetim katılma dört türlü olmalıdır. 1. gönüllü katılma 2. Temsili katılma 3. Eşit sayıda katılma 4. Sendikal katılma ZAMANIN YÖNETİMİ : Zaman hiçbir ayrım yapmadan bütün insanlara etki eden yegana kaynaktır. Zamanın etkili olarak kullanılabilmesi için 1. Bir zaman kütüğü hazırlanmalı 2. Günlük zamanın nasıl kullanılacağı gösteren bir plan hazırlanmalı 3. Hazırlanan plan uygulanmalı 4. Günün bitiminde zamanın nasıl harcandığı kontrol edilmeli ve günün değerlendirilmesi yapılmalı Dr. Mustafa Gümüş
__________________
Suya atılmış asprin Gibiyim.. DağınıK ve HoşurtulU..
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] BenimFikrimGeldi |
![]() |
Facebook'ta Paylaş
![]() |
![]() |
#7 |
Süper Üye Üyelik tarihi: 07.Ocak.2013
Bulunduğu yer: izmiR
Mesajlar: 309
•Rep Puanı : 56621
•Rep Seviyesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Başarılı Olmak İçin...
1 - Amaç Belirleyin ( A.Baltaş - Üstün Başarı) Başarı için, öğrencinin hayattan ne beklediğini amacının ne olduğunu bilmesi gerekir. Başarılı olmanın tek ve mutlak ölçüsü iyi bir üniversiteye girmek, herkesin gıpta ettiği bir mesleğe sahip olmak geğildir. İnsan, yetenekli olduğu çok değişik alanlarda, severek yapabileceği çeşitli işlerde kendini ortaya koyabilmişse, yaşamdan zevk alan biri ise, başarılı olmuş demektir. Hayatta en büyük amaç mutlu olmaktır. Her şey bunun uğruna yapılmaktadır.Ancakherkesin mutlu olmak için kullandığı araçlar farklıdır. Sizler, üniversite sınavlarına hazirlanırken, sizi mutlu edecek, severek yapabileceğiniz bir mesleği elde etmeye çalışıyorsunuz. Ancak sizi mutlu edecek mesleği ya da meslekleri önceden belirlemiş olmanız, çalışmanız için size çok önemli bir yol gösterici olacaktır. Çalışmanızın yönünün belirlemek ve çalışma isteğinizi sürekli tutmak için yapmanız gereken en önemli şey, sizi ilerde ymutlu edecek yolu belirlemektir.Neye ulaşmak için çalıştığınızı bilmeniz gerekir.(Bkz. “Meslek Seçimi ile İlgili Bilgiler” Bölümü) 2. Planlı ve Programlı Çalışın Amacınıza ulaşmak için hangi dersi ne kadar çalışacağınızı, ne zaman çalışabileceğinizi, ne kadar gayret göstermeniz gerektiğini bilmelisiniz. Zamanı israf etmemek, en sağlıklı şekilde değerlendirmek için, her etkinliği planlayarak yapmak gerekir. En kullanışlı çalışma planı, haftalık olandır. Haftalık çalışma planı yaparken, her gün, hangi saatlerde hangi etkinliği yaptığınızı düşünerek, her etkinlik için belli zamanlar ayırın. Dersi en verimli çalışabilmeniz için yapmanız gereken şey, dersinizi engelleyecek etkenlerin en az olduğu satleri çalışmaya ayırmaktır. Bunu saptadıktan sonra yapacağınız şey ise, çalışmanız gereken dersleri, belirlediğiniz saatlere dengeli olarak dağıtmaktır. A. Planlı Çalışmanın Yararları a. Her işe daha rahat zaman ayırmanızı ve yapmak istediğiniz şeyleri dahahuzurlu yapmanızı sağlar. b. Hangi dersi çalışacağınıza karar vermemekten dolayı zaman kaybetmenizi, bir dersi bıkarıp diğerine geçmenizi önler. c. Herderse yeterince zaman yayırmanın verdiği bir güven sağlar. d. Günü gününe çalışma nedeniyle,sınav öncesi çalışma süresini kısaltır, sınav paniğini önler ve çalışma verimini yükseltir. e. Öğrenilecek konunun kısa birzamana sıkıştırılması yerine, uzun zamana yayılarak daha kalıcı ve etkili olmasını sağlar. f. Anne-babanız ile aranızda ders çalışma konusunda çıkabilecek anlaşmazlıkları önler. g. Bilinçli bir plan yapmanız, derse kendinizi daha kolay vermenizi sağlar. A. Plan Yaparken Nelere Dikkat Etmeniz Gerekir? a. Derslerin planını dengeli olarak yapın, belli derslere ağırlık vererek, çalışılması gereken diğer dersleri ihmal etmeniz, amacınıza ulaşmanızı güçleştirir. b. Günde kaç saat çalışılması gerektiği, öğrenciden öğrenciye değişmektedir. Günlük çalışma süresi, öğrencinin öğrenme kapasitesine, temel bilgisine, derslerdeki eksiğine göre değişir. Bugüne kadar hiççalışma alışkanlığı edinmemiş bir öğrenci, başlangıçta daha az bir çalışma ile başlayıp, gittikçe arttırabilir. Günlük ortalama çalışma süresi olarak 4-5 saat verilebilir. Bu ihtiyaca göre azalır ya da artabilir. c. Ara vermeden yapılan uzun süreli çalışma da, sık aralarla, uzun dinlenmeli olarak yapılan kısa çalışma da verimsiz olur. En uygunu, 40-50 dakikalık çalışma sonunda 5-10 dakika bir ara vererek derse devam etmektir. Farklı özellikteki derslere geçerken verilen arabiraz daha uzun olabilir. d. Planınızda derslere vereceğiniz çalışma sürelerini, öğrenceğiniz dersin özelliğine ve sizin o dersteki başarı durumunuza göre ayarlamanız gerekir. e. Aynı tür çalışma gerektiren ydersleriny ard arda gelmesi yerine, değişik çalışma gerektiren derslerin ard yarda gelmesine çalışın. Örneğin problem çözme gerektiren bir dersin arkasına okuma, anlatma, yazma gerektiren derslerin gelmesi uygun olabilir. f. Zor dersleri en rahat anlayabileceğiniz saatlere yerleştirin. Araştırmalar, en verimli çalışma saatlerinin sabahın erken saatleri, öğleden sonra 14-16 arası olduğunu ayrıca, yatmadan önce yapılan tekrarların yararlı olduğunu ortaya koymakla birlikte, verimli çalışma saatleri öğrenciden öğrenciye değişmektedir. g. Tekrar için ayırdığınız saatler, genellikle dersin sınıfta öğrenildiği zamana yakın saatler olmalıdır. Çünkü dersin sınıfta işlendiği gün tekrar edilmesi unutma olasılığını azaltır, öğrenmeyi pekiştirir. Ayrıca derse gitmeden önce hazırlık yapılması da öğrenmeyi kolaylaştırır, dersi daha iyi izlemeye yardımcı olur. h. Çalışma planınızda, derslerinizi mümkün olduğunca günün aynı saatlerine yerleştirmeniz yararlı olur. Böylece her gün o saatlerde derse kendinizi daha kolay verebilirsiniz. i. Planınızda ilk çalışacağınız saate sevdiğiniz bir dersi koymanız, yine planınızı daha kolay uygulamanıza, kendinizi derse daha kolay vermenize yardımcı olacaktır. j. Yemeklerden hemen sonra çalışmaya başlamayıp, yemekten yaklaşık yarım saat kadar sonra derse oturmanız daha yararlı olacaktır. k. Planınızda, televizyon, müzik, arkadaşlık, kitap okuma gibi etkinliklerle ders çalışma saatlerini birbirinden ayırarak, bu etkinliklere de belli süreler vermeniz, çalışma saatlerinde aklınızın diğer etkinliklere takılmasını önleyecektir. Şunu da önemle belirtmek gerekir ki, yeterince uykuya, dinlenmeye, rahatlatıcı, keyif verici etkinliklere zaman ayırmadan çalışmaya gereğinden fazla zaman ayırmak, bir süre sonra bıkkınlığa neden olabilir. Bu nedenle asıl dikkat edilmesi gereken şey, çalışmaya çok fazla yer verip, bunun bir bölümünü verimsiz geçirmek yerine, çalışma sürelerini en verimli şekilde kullanma yollarını bilmektir. Bu durum da, çalışma için daha az süre yeterli olur. Ders çalışmaya başlayabilme davranışı “karar vermeyi” gerektirir. Çalışmaya başlamak için karar verebilmemiz ise ders çalışmaya yönelik olarak bildiklerimiz ile inandıklarımız arasındaki uyuma bağlıdır. Programlı bir çalışmanını temelinde yatan en yönemli unsur “zaman denetimi”dir.Bizler zamanımızı planlayarak geleceğimizi bugüne taşırız. Aslında her öğrenci için zaman aynıdır. Her öğrenci için bir gün 24 saat, bir hafta 7 gündür. Önemli olan bu zamanı saptadığımız hedefler ve öncelikler doğrultusunda kullanmamızdır. Hedeflerimizi belirleyebilmemiz için şöyle bir liste yapabiliriz. Hayat Amaçları Bir yıllık amaçlar Bir aylık amaçlar (Uzun Vadeli) (Orta vadeli ) (Kısa vadeli) 10 yıl sonra neleri 1 yıl sonra neleri 1 ay sonra neleri başarmış olmayı başarmış olmayı başarmış olmayı isterdiniz? Isterdiniz? Isterdiniz? Elektirik Mühendisi Üniversiteyi Deneme sınavında olmak isterdim. Kazanmak isterdim. Başarılı olmak isterdim. Görüldüğü gibi bu hedeflerin hepsi birbirini tamamlayan ve biri olmazsa diğerinin de olamayacağı türdeki hedeflerdir. Belirlediğimiz amaçlara ulaşabilmemiz için günlük faaliyetlerimizi “öncelik sırasına” almamız gerekir. Bir gün içinde yapılabilecek faaliyetleri alt alta yazalım. TV seyretmek Arkadaşlarla buluşmak Ders çalışmak Müzik dinlemek Yemek Uyku Şimdi de her faaliyetin önem derecesini belirleyelim. A. En yüksek öncelik (önem) derecesine sahip (olmazsa olmaz grubu) B. Orta derecede öneme sahip (olmalı grubu) C. Düşük önem (öncelik) derecesine sahip (olsa da olur olmazsa da grubu) TV seyretmek Arkadaşlarla buluşmak Müzik dinlemek Yemek Uyku Ders çalışmak Planlama yapabilmemiz için kuralımız, A grubu faaliyetleri bitmeden B; B grubu faaliyetleri bitmeden, C grubu faaliyetlerine geçmemek. Bizler programlı çalışarak daha önce belirlediğimiz önceliklere göre hareket etmiş oluruz. Böylece ilk önce sosyal faaliyetlere evet, derse hayır demek yerine; ders çalışmaya evet demeyi, sosyal faaliyetleri de ödül olarak almayı başarabiliriz. Çalışma programı, zamanımızı kontrol altına almamız konusunda bize yardım ederken, aynı zamanda ”hangi dersin hangi konusundan” çalışmaya başlayacağımızı da tespit eder. Planlamamızı yapıp, hedeflerimizi belirledikten sonra, bizi hedefimize ulaştıracak olan çalışma programı hazırlayabiliriz. “Ders Çalışacağım “ düşüncesiyle giden bir öğrenci bu dersin hangi konusundan çalışmaya başlayacağını düşünerek zaman kaybedecektir. Oysa “Ben bugün Matematik dersinin Sayılar konusunu çalışacağım.” Derse, daha sağlıklı bir yol izlemiş olacaktır. Çalışma programı denince aklımıza gelen şey “tekrar programı” olmalıdır. Sadece belirli saatlerde derse oturulan, belirli saatlerde mola alınan bir çizelge akla gelmemelidir. Programımız günlük tekrarı mutalaka içermelidir. Unutmayın ki öğrendiklerimizin %40’ını ilk 20 dakikada, % 55’ini 1 saatte, %65’ini 9 saatte, %80’ini 24 saatte unuturuz. Günlük yaşamda kontrol altına alamadığımız durumlarla karşılaşılabileceği dikkate alınmalıdır. Programımız günlük ya da haftalık olarak düşünülmeli, her programın ybir amacının olması sağlanmalıdır. Programı derslere verdiğimiz önemli bir randevu gibi düşünebilir, çalışmaya daha kolay başlayabiliriz. Programımızı oluştururken dikkat edeceğimiz noktalar arasında konuları bilme oranımız ve amacımıza göre hangi konulara öncelik vereceğimizin belirlenmesi gerekir. Programlı çalışma size bir pusula görevi görecek ve hedefinize ulaşmada size yardım edecektir. Günlük çalışma programı, • O gün öğrenilen konuların tekrarı ve test çözümü, • Ödevlerin tamamlanması, • Bir gün sonra işlenecek konuların ön hazırlığını içermelidir. Öyleyse; Program • Zamanı etkin şekilde kullanmanızı, • Neye, nereden başlayacağınıza karar vermenizi, • Bilgilerinizi ne kadar özümsediğinizi görmenizi, • Ne zaman dinlenip, ne zaman çalışacağınıza karar vermenizi, • Geleçeğinize biradım daha yaklaşmanızı kolaylaştıran çok önemli bir araçtır. A. Planınızı Uygulamakta Güçlük Çekiyorsanız: Tüm bu sıraladığımız özelliklere dikkat ederek plan yaptığınız halde kendinizi derse veremiyorsanız; temel bilgi eksikliği nedeniyle ya da dersi anlayamadığınızdan çalışmayı istemiyor olabilirsiniz. Bu durumda “Sosyal Dersleri Çalışırken” ve “Matematik-Fen Derslerine Çalışırken” bölümlerini inceleyin ve yazılanları uygulamaya çalışın. Böyle bir durum söz konusu değil de güvensizlik, kazanamama korkusu vb. olumsuz duygu ve düşüncelerle kendinizi derse veremiyorsanız öncelikle bundan kurtulmaya çalışın. Bu durumda, elinizdeki kitapçığın “Sınav Kaygısı” bölümünü dikkatlice okuyun, önerileri uygulamaya çalışın. 3-Belirli Bir Çalışma Odası yada Köşesi Düzenleyin Evin değişik yerlerini değil, belli bir yerini çalışma yeri olarak hazırlayın. Hep aynı yerde çalışmak, çalışacağınız yere geldiğinizde kendinizi derse daha kolay vermenizi sağlar. Çalışma davranışı için uyarıcı bir rol oynar. En uygun çalışma ortamı şöyle olmalıdır: a. Üzerinde çalışmak için tüm araç ve gereçlerin (kitap, defter, kalem, kağıt, silgi vb.) b. Oda ısısı ne çok soğuk, ne çok sıcak olmamalıdır. c. Oda sık sık havalandırılmalı, düzenli ve temiz olmalıdır. d. Çalışma orrtamında radyo, teyp, televizyon gibi dikkat dağıtabilecek nitelikte fazlaresim, fotoğraf, afiş, poster gibi uyarıcılar olmamalıdır. e. Çalışma masası ve odası sadece ders çalışmak için kullanılmalıdır.
__________________
Suya atılmış asprin Gibiyim.. DağınıK ve HoşurtulU..
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] BenimFikrimGeldi |
![]() |
Facebook'ta Paylaş
![]() |
![]() |
#8 |
Süper Üye Üyelik tarihi: 07.Ocak.2013
Bulunduğu yer: izmiR
Mesajlar: 309
•Rep Puanı : 56621
•Rep Seviyesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
4- Masa Başında Oturarak Çalışın
Uzanarak ya da yatarak çalışmak yerine masa başında oturarak çalışmak, dikkatin daha uzun süreli derste kalmasını kolaylaştırır. Uzanarak, yatarak, masanın üzerine abanarak ya da sandalyede geriye yaslanarak çalışmak, çalışırken kısa sürede dikkatin dağılmasına, hemen gevşemeye ve uykuya neden olan davranışlardır. Çalışma masanızda, ders dışı faaliyetlerde (mektup yazmak, kitap okumak, hayal kurmak, günlük yazmak, şiir yazmak vb.) bulunmayın. 5- Dersi Ezberlemeden Öğrenmeye Çalışın Öğrenmeye çalıştığınız konuyu ezberlemekten kaçının. Ezberleyen öğrencide yorum yapma, bağlantı kurma, sebep-sonuç ilişkisini görme, anafikir bulma gibi yetenekler gelişmez. Ayrıca ezberlenen bilgi ile sınav soruları arasında bağlanltı kurmak zor olur. Bu nedenle mutlaka çalışılan konularla ilgili bol ve değişik soru örnekleri çözmek gerekir. Çözülemeyen sorular mutlaka tekrar edilmelidir. Sosyal Bilimler Derslerini Çalışırken: Sosyal dersler, amaçsız okunduğu zaman, kısa sürede sıkıcı hale gelir, uyku getirir ve derse istek azalır. Bu nedenle çalışmanız gereken konuyu, mutlaka hangi amaçla okuduğunuzu, size gerekli bilgilerin neler olduğunu belirleyerek okuyunuz. Böylece, hem amacınıza ulaşmak için daha yoğun dikkat harcadığınız için uyanık kalacaksınız, bu sıkılmanızı önleyecek, hem de okuduğunuz bölümlerde size gerekli bilgileri ararken, gereksiz ayrıntıları ezberlemekten uzaklaşacaksınız. Sosyal dersleri çalışırken şu sırayı takip edebilirsiniz: a. Önce konuyu, geriye dönüşler yapmadan, duraklamadan süratle bir kez okuyun.(Çok kısa bir zaman alır.) b. Tekrar başa dönerek ara başlıklardan, ana başlıklardan koyu yazılmaş yerlerden yararlanarak konunun size ne kazandıracağını, hangi amaçla okuyacağınızı belitmek üzere sorular çıkarın, varsa başka kaynaklardan konu ile ilgili soruları ekleyin. Böylece, konunun size hangi soruların cevabını vereceğini belirlemiş olursunuz. c. Sorularınız, konudaki bilgilerin özelliğine göre; tanımlarla, benzerlik ve ayrılıklarla ilgili ne, nasıl nerede, ne zaman şeklinde, örneklerle ilgili sorular olabilir. d. Çıkardığınız soruların cevabını bulmaya çalışarak konuyu daha dikkatli olarak tekrar okuyun. Böylece ayrıntıları daha kolay atarsınız, bir sorunun cevabını aradığınız için daha dikkatli okursunuz ve daha az sıkılırsınız. e. Bulduğunuz cevapları, daha önce çıkardığınız soruların karşısına yazın. f. Ţema haline getirilebilecek bölümleri ţema haline getirin. g. Çıkardığınız soru ve cevaplarla, varsa şemaya bakarak konuyu bir kez anlatın. h. Son kez parçalar, sorular arasında bağlantı kurmaya çalışarak konuyu bütünleştirip, hafızadan tekrarlayın. i. Hatırlayamadığınız bölümleri tekrar ele alın. Bu şekilde çalışma, bir konuyu uzun süre çalışıp zaman kaybetmenizi, ezberlemenizi, gereksiz ayrıntıları yüklenmenizi önleyecek, aynı zamanda elinizde konu ile ilgili önemli notların olması da, sınav öncesi tekrarlarda size zaman kazandıracaktır.
__________________
Suya atılmış asprin Gibiyim.. DağınıK ve HoşurtulU..
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] BenimFikrimGeldi |
![]() |
Facebook'ta Paylaş
![]() |
![]() |
#9 |
Süper Üye Üyelik tarihi: 07.Ocak.2013
Bulunduğu yer: izmiR
Mesajlar: 309
•Rep Puanı : 56621
•Rep Seviyesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
5. Çalışmanızı Değerlendirin
Çalışmanızın sonunda, kendinizi değişik sorularla, problemlerle değerlendirin. Cevaplayamadığınız soruların ait olduğu konuları tekrar ele alın. Özellikle, ara ve deneme sınavları sonunda, boş bıraktığınız, yanlış yaptığınız sorular üzerinde durarak, bu konuları tekrar çalışın. Çalışırken şunlara dikkat edin. a. Soruların hangi konudan ve konunun hangi bölümünden çıkarıldığını belirleyin. b. Tuttuğunuz notlardan, kaynak kitaplardan, ders kitaplarından o bölümü inceleyin. c. Soruları çözmekte yine güçlük çekiyorsanız, önceki yıllardan konu ile ilgili temel bilgi eksikliğiniz olup olmadığını inceleyin. Eksiğiniz varsa Lise-1 ve Lise-2 kitaplarından da ilgili bölümleri tekrar gözden geçirin. d. Anlama gücünüzü geliştirin. Öğrenme anlamaktır. Öğrenmekte olduğunuz konu ile ilgili bilgileri nerede ve nasıl uygulayabileceğinizi kendinize sorun. e. Yine anlamakta güçlük çekiyorsanız. Ilgili ders öğretmenine sorun. 5. Kaynaklardan Yararlanma Çalıştığınız dersle ilgili, anlamakta güçlük çektiğiniz konu olduğunda, değişik kaynaklardan yararlanın. Elinizin altında test kitapları, yardımcı kitaplar, ders kitapları, sözlük, ansiklopedi gibi kaynaklar bulunsun. 6. Zorlandığınız Dersi Bir Kenara Bırakmayın Özellikle Matematik ve bazı Fen derslerinde zorlanan öğrencilerin, o dersleri tamamen bırakıp hiç çalışmadıklarını görüyoruz. Bu öğrenciller, bu derslerin içinde mutlaka kolay anlayabilecekleri konular olduğu bilmelidir. Çok zorlandığınız bir dersin, tüm konularını öğrenmeye çalıyıp, güveninizi yitirerek dersten uzaklaşmak yerine, anlayabileceğiniz konulardan çıkabilecek soruları çözerek, kazanma şansınızı arttırabilirsiniz. 7. Kendinizi Çalışmaya Zorlayın Yukarıda açıklamaya çalıştığımız verimli ve etkili ders çalışma yöntemlerini uygulamak, tamamen bir irade ve iç disiplin olayıdır. Ders çalışmak için iyi bir nedeniniz varsa, kendinizi biraz zorlayarak, çalışma sırasındaki güçlükleri tek tek ortadan ykaldırmanız zor olmaz. Yeter ki ne istediğinizi bilin, çalışmak için kendinize iyi bir zemin hazırlayın ve öğrenmeyi isteyin. Gerisi kendiliğinden gelecektir. Fizik Egzersizinin Öğrenmeye Etkisi Yapılan araştırmalar, düzenli bir fizik egzersizinin, öğrenme üzerinde çok olumlu etkiler yaptığını göstermektedir. Uzmanlar fizik egzersizinin yararlarını şu şekilde sıralamaktadırlar: a. Kas gevţemesi b. Zihinsel gevţeme c. Yapılan işte etkinliğin artması d. Enerjide artış e. Duygusal boşalma ve rahatlık f. Daha iyi uyku g. Kendine güven artışı h. Endiţelerde azalma i. Daha iyi sağlık j. Bel ve sırt ağrılarından korunma k. Kalp hastalığı riskinin azalması Özellikle yogun ysınav stresi yaşayan öğrenciler için fizik egzersizlerinin önemi büyüktür. Gerginlik, damarlarda daralmaya sebep oldugu için, hücrelerin kanla beslenmesini zorlaştırır. Gerginlik sırasında vücutta fazla miktarda adrenalin salgılanır ve bu da öğrenme için gerekli protein zincirinin kurulmasını güçleştirir. Düzenli fizik egzersiz, adrenalinin kullanılarak kaygının azalmasına ve rahatlamaya sebep olur. Ayrıca düzenli fizik egzersizleri sonunda vücutta, serotonin denilen bir madde salgılanır. Bu madde kişide huzur, rahatlama duygusu yaratan bir maddedir. (A.Baltaş - Üstün Başarı) Öğrenmeyi engelleyen stres, kaygı ve endişelerden kurtulmaya yardımcı olması bakımından, her sabah 10-15 dakika beden hareketleri yapmak yararlıdır. Ancak bu hareketleri yaparken aşırıya kaçmamak gerekir. Yani fizik egzersizleri sonunda kendini daha yorgun hissetmek, bir yanlışlık yapıldığını gösterir. Uygulanan egzersiz programı sonucunda rkişi kendini dinlenmiţ huzurlu hissetmelidir. En Etkili Öğrenme Sınıf İçinde Oluşur Eğitim-öğretim olayı bir bütün olarak ele alınır, ayrı ayrı düşünülemez. İleri gitmiş toplumlarda da devletin denetimi ve gözetimi altında yapılır. Fert ve toplumu esas alır. Bu nedenle de fert ve toplum için çok önemlidir. Bilimsel olarak yapılır. Bilimsel olmayan eğitim-öğretim etkinlikleri fertlere de, topluma da istenen yararı sağlamaz. Aksine zararlı olabilir. Eğitim-öğretim olayının ele alan, bilimsel araştırmalar yapan eğitim biliminin bulguları sonunda en etkili öğrenmenin sınıf içinde, karşılıklı tartışarak, öğrencilerin öğrenme olayının içine aktif olarak girmeleriyle, yaparak yve yaşayarak oluştuğu ortaya çıkmıştır. Sınıfta öğretmenin gözetiminde konuların ele alınması, irdelenmesi, tartışılması, öğrencilerin konu ile ilgili görüşlerini rahatça söyleyerek düşüncelerini savunabilmeleri, eksik kalabilecek noktaların çok kişi tarafından daha kolay sezilebilmesi, sorularla bu eksikliklerin de giderilebileceği dikkate alındığında öğrenmenin sınıf içinde daha verimli oluştuğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Kısaca öğrenme olayı yiki kişinin karşılıklı direkt iletişimi ile değil, sınıf içinde, doğrular yanlışlar tartışıldığında dolaylı olarak en iyi biçimde oluşmaktadır. Öğrenme Zihinsel Yorgunluk Yaratmaz İnsan öücudundakihücrelerin önemli bir özelliği arka arkaya gelen uyarılara cevap verme sürelerindeki faklılıktır. Kas hücrelerinde bu süre, sinir hücresine oranla çok uzundur. Kas hücresi bir uyaranı aldıktan hemen sonra ikinci bir uyarana cevap veremez ve bu süreye "cevapsızlık süresi" denir. Eğer kas hücresine uyarıcılar arka arkaya gelir ve kas hücresi buna cevap vermezse yorgunluk meydana gelir. Buna karşılık sinir hücresinin cevapsızlık süresi, kas hücresine göre çok daha kısadır. Yani sinir hücresi arka arkaya gelen uyaranlara cevap verebilir ve kas hücresi gibi yorulmaz. Bu nedenle "çok öğrendim yoruldum" dugusu yanlıştır. Yorgunluk varsa kas yorguluğudur, zihni yorgunluk değildir. Ancak öğrenme için gerekli protein zincirinin iyi kurulması için, sürekli değil aralıklı ders çalışmak gerekir. (A.Baltaş- Üstün Başarı) Mersin'deki Bir Özel DershanemizdeYapılan Bir Anket Araştırması Bu yıl istediğiniz fakülte ve yüksek okula giremeyişinizin nedenleri sizce neler olabilir? Sorusunu yanıtlayan 648 lise mezunu öğrencinin verdiği yanıtlar sıralandığında; 1. Yetersiz çalışma %73 2. Plansız, programsız çalışma %63 3. Temel bilgi eksikliği %53 4. Zamanı sınavda iyi kullanamamak %35 5. Sınav kaygısı, aşırı heyecanlanma %24 Aynı anket araştırmasındaki; Bu yıl sınava yeniden girdiğinizde en çok dikkat edeceğiniz noktalar neler olacaktır? Sorusuna verilen yanıtlar sıralandığında da; 1. Planlı, programlı çalışma %75 2. Temel bilgi eksikliğini tamamlama %64 3. Daha çok verimli çalışmak %63 4. Zamanı iyi kullanmak %39 5. Sınav kaygısını yenmek %15 Olarak ortaya çıkmıştır. Anket araştırması sonucunu irdelediğimizde , istedikleri başarıya ulaşamayan öğrencilerin, verimli ders çalışma yöntemlerine uygun çalışmadıkları için başarılı olamadıklarını ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. Öğrencilerin bu anket araştırması sonuçlarını dikkate alacaklarını umarız. Okuma ve Öğrenme İsteği Sonsuzdur ama Zaman Sınırlıdır. Öğrenmek Sormakla Baţlar. Öğrenmek Yorgunluk Yaratmaz, Önemli Olan Bir Konu Nasıl Öğrenilir , Bunu Bilmektir. Söylemek Öğretmek Değildir. Dinlemek Öğrenmek Değildir. Öğrenme Yapmak ve Uygulamakla Olur. Hızlı ve Etkin Okuma Rehberlik servisine öğrencilerden gelen bazı sorunları incelediğimizde, bu sorunların, çoğunlukla okuma hızının çok düşük olmasından kaynaklandığı sonucuna varmaktayız. Ayrıca, öğrencilere zaman zaman uygulanan çeşitli konulardaki anketlerde cevaplama hızının düşük olması ve 1987-1988 öğretim yılı içerisinde 3025 öğrenciye okuma hızı ile ilgili uygulanan bir anket sonucunda % 60 oranında öğrencinin okuma hızının çok düşük olduğunun belirlenmesi de, gözlemleri doğrulayan sonuçlardır. Öğrencilerin, okuma hızının düşük olmasına bağlayabileceğimiz başlıca sorunlarını şöyle sıralamak mümkündür: 1. Sınavlarda zamanı yetiştirememek, 2. Sınavda, soruları enlemekte güçlük çekmek, 3. Ders çalışırken vekitap okurken, okuduğunu anlamakta güçlük çekmek, 4. Okurken çabuk sıkılmak ve dikkat dağılması, 5. Anafikri bulmakta güçlük çekmek (özellikle paragraf sorularında) 6. Boş zamanların, ders çalışmaya yetmemesi. Yukarıda sıralanan gözlem ve bulgular değerlendirildiğinde, öğrencilerin okuma süratlerinin istenilenden düşük olduğu,. Bunun da başarılarını olumsuz etkilediği ortaya çıkmaktatır. Los Angeles'deki Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde okuyan, dünyanın en genç üniversitelisi Mariel Aragon, dakikada 6000 kelime okuması, yine Türkiye ' de Yönetim Geliştirme Merkezi'nin 1978-1988 yılında açtığı "Süratli ve Etkili Okuma" seminerinde, okuma hızlarının dakikada 600-1200 kelimelik okuma hızına ulaştıklarının gözlenmiş olması, okuma hızının arttırılmasının mümkün olduğunu ortaya koymaktadır. Mersin Test Teknik Dershanesi Rehberlik Servisince (21 Ağustos-1Eylül 1995),(15-30 Ağustos 1996) tarihleri arasında açılan hızlı okuma seminerine katılan 600'ü aşkın öğrencinin okuma hızlarının 150-200 kelimeden 500-1200 kelimeye çıktığı, kavrama güçlerinin de arttığı görüldü. Görüldüğü gibi sizler de düzenli bir çalışma sonucu okuma ve anlama hızını istenilen düzeye ulaştırabilir ve buna bağlı olan sorunlarınızı ortadan kaldırabilirsiniz. Okuma hızını arttırmak için uyulması gereken esasları sıralamadan önce, okuma hızınızın ne oldugunu ölçmenizi öneriyoruz. Bugüne kadar okuma hızınızı ölçmedinizse, gelin şimdi ölçün. Bunu şu şekilde yapabilirsiniz: Daha önce hiç okumadığınız bir hikaye, roman vb. bir kitaptan bir paragraf seçip dakika tutarak okuyun. 1. okuma metnini okumaya başlamadan önce, başlangıç sürenizi bir yere (Sağ üst köşe olabilir.) not edin. Örneğin saatiniz 08.12'15"yi gösteriyorsa, saati 08.13 olarak not ediniz. Saat 08.13'e gelinceye kadar bekleyiniz. Saat 0.13 olduğunda okumaya başlayınız. 2. Okuma parçasını, yanlış okuma alışkanlıklarınızı yapmadan okuyunuz. 3. Okuma parçasını bitirdikten sonra, saatinize bakınız ve bitirme sürenizi parçanın sonundaki ayrılan yere kaydediniz. 4. Okuma sürenizi saniye ile belirtiniz. Örneğin 08.13'te başladığınız parçayı 08.18'.20" de bitirmişseniz, okuma süreniz 5 dakika 20 saniyedir.(Toplam 320sn.) 5. Okuma metnindeki toplam sözcük sayısı belirlenmiş olsun. 6. Okuduğunuz metindeki toplam sözcük sayısını (TSS), saniyelerle belirlediğiniz okuma sürenize (SOS) bölerseniz, okuma hızınızı (OH) bulursunuz. Sonucu 60 ile çarpın. Bu sizin bir dakikada okuduğunuz sözcük sayısıdır. Bulduğunuz okuma hızınızı aşağıdaki cetvelle karşılaştırın. Dereceler Gruplar Kötü Orta İyi Pekiyi İlkokul Mezunları 70-80 81-97 98-126 127+ Ortaokul Mezunları 85-91 92-122 123-146 147+ Lise Mezunları 101-121 122-146 147-192 192+ Üniversite Öğr. 146-151 152-186 187-227 227+ Üniversite Mezunları 159-180 181-219 220-280 281+
__________________
Suya atılmış asprin Gibiyim.. DağınıK ve HoşurtulU..
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] BenimFikrimGeldi |
![]() |
Facebook'ta Paylaş
![]() |
![]() |
#10 |
Süper Üye Üyelik tarihi: 07.Ocak.2013
Bulunduğu yer: izmiR
Mesajlar: 309
•Rep Puanı : 56621
•Rep Seviyesi :
![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]()
Şekil: Hızlı okuma tekniğini bilmeyenler için belirlenmiş okuma hızları (dk/kelime)
Okuma hızınız düşükse ya da daha çok arttırmak istiyorsanız öncelikle yanlış okuma alışkanlıklarınızı belirlemeniz gerekir. Bunun için de aşağıdaki YANLIŞ OKUMA ALIŞKANLIKLARINI BELİRLEME CETVELİNİ dikkatlice kendinize uygulayın. Uygulama sonunda yanlış okuma alışkanlıklarınız ortaya çıkacaktır. Yanlış Okuma Alışkanlıklarını Belirleme Cetveli (Yanlış alışkanlıklarınızın önüne x işareti koyun.) 1. Sesli okuyorum. 2. İçimden okuyorum(Ses tellerim kımıldıyor.) 3. Kelimeleri teker teker okuyarak ilerliyorum. 4. Okurken geri dönme ihtiyacı duyuyorum. 5. Okurken ayrıntılara takılıyorum. 6. Aktif olarak okuyamıyorum. (Okuduğuma konsantre olamıyorum.) 7. Bazı kelimelerde yavaşlıyorum. 8. Hızlı okuduğumda anlayamayacağımı düşünüyorum. 9. Hızlı okumak beni rahatsız ediyor. 10. Anafikri kolay bulamıyorum. Okuma yanlışlarınızla ilgili olan aşağıdaki açıklamaları iyi inceleyip, gerekli çalışmaları titizlikle ve usanmadan yaptığınız takdirde okuma ve anlama hızının arttığını göreceksiniz. Okuma Hızınızı Arttırmak İçin Aşağıdaki İşlemleri Yapınız. 1. Okuma Hızınızı Engelleyen, Anlamayı Azaltan Nedenleri (Yanlış Okuma Alışkanlıkları) Ortadan Kaldırın. Sesli okumak, ilkokul çağlarında daha iyi anlamamıza yardımcı olacağını zannederek geliştirdiğimiz ve okuma hızını önemli derecede yavaşlatan bir unsurdur.Ortalama konuşma hızı 200 kelime/dakikadır. Sesli okuduğumuz zaman kendimizi bu limite sınırlamış olur ve bu hızın yüstüne çıkamayız. Oysa okuduğumuzu anlamak için kelimeleri dil ve kulak yollarından geçirerek beyine göndermenize gerek yoktur. Göz, çektiği fotoğrafları dilimizden yüzlerce defa süratli olarak beyine göndermekte ve beyin almaktadır. Sesli okuduğumuz zaman 200 kelime / dakikada sınırlanan okuma hızımız, çok daha hızlı olan beyin ykapasitemize yetişememekte, arta kalan beyin kapasitemiz, boşluğunu başka düşüncelerle doldurmaya çalıştığından konsantrasyonumuz ve okuma etkinliğimiz azalmaktadır. İçten sesli okumak da sesli okumanın bir türüdür. Herne kadar bunda dudaklarımız kelimeleri tek tek telaffuz etmiyor ise de, ses tellerimiz kımıldıyor ve okuma hızımızı 500 kelime / dakikada sınırlıyoruz. Bunu önlemek için uzmanlar okurken çiklet çiğnemeyi öneriyorlar.(Gözle görme alışkanlığı edinene kadar) Okurken çiklet çiğneme temponuz hiç değişmezse bu yanlış alışkanlığını yenebilir ve gözle okumaya başlayabilirsiniz. Her kelimeyi okumak da okumayı yavaşlatan nedenlerden biridir. Başka dillerde de, Türkçe'de de çümle yapılarında anlam birkaç kelimede toplanmış, diğer kelimeler onları düzenli bir cümle halinde birleştirmek için kullanılmıştır. Ve,gibi, ile, için vs. gibi sık sık tekrarlanan ve okuduğumuzu anlamamıza büyük katkısı olmayan bu kelimeleri her seferinde okumak, bize büyük zaman kaybettirmektedir. Başlangıçta hangi kelimelerin gereksiz olduğunu doğru tespit ederek okumadan atlamakta büyük güçlük çekecek, ama zamanla bu konuda da yetenek geliştirerek 300 kelimelik bir yazının 100 kelimesini okuyarak anlayabilirsiniz. Geri dönmek, bize en fazla zaman kaybettiren bir alışkanlıktır. Konsantrasyon eksikliğinden olur ve geri dönme imkanı olduğu sürece de konsantrasyonumuz azalır. Öncelikle kendinize geri dönmeyi yasak etmelisiniz.Geri dönme şansınızın olmaması konsantrasyonunuzu arttırır. Başlangıçta bazı paragrafları anlayamadığınızı hissedeceksiniz. Endişelenmeyin ve geri dönmeyin. "Bugüne kadar geri dönerek okuduğum her paragrafı anladım mı? Şimdi hatırlıyor muyum?" soruları size endişelerinizi gidermekte yardımcı olacaktır. Göz eğitimsizliği; gözün satırlar üzerinde düzenli hareket etmemesidir. Okuma eğitimini yeterince alamayan bir göz , satırlar üzerinde gezinir, durur. Sıçramalar ve duraklamalar düzenli olmaz. Kişi sık sık geri dönüşler yapar. Bu nedenle de satırdaki düşünceleri birbirine bağlayarak bütünleştirip anlamlandırmakta zorlanır. Bunun için gözü, sürat ve çabukluk kazandırıcı birtakım yardımcılarla eğitmek gerekir. Örneğin; bir vasıtada giderken ilenleri hızlı okuyarak ve varsa videoda 2-3 kat hızlandırılmış ait yazılı filmleri seyrederek küçük göz egzersizleri yapabilirsiniz. Başlangıçta yoğun ykonsantrasyon ynedeniyle boşnız ağrıyacak, ama bir süre sonra alışacaksınız ve alt yazılı bir filmi normal hızında seyrettiğinizde size çok yavaş gelecek ve canınız sıkılacaktır. Pasif okumak; okuyacağınız yazıya zihninizi yönlendirmeden, anafikri, yazarın ydüşünce ve olaylara bakış biçimini, üslubunu anlamadan yapılan okumadır. Okuduğunuz yazıyı ne amaçla okuduğunuzu bilmeden yapılan okumalar da okuma hızını düşürür. Dikkat yoğunlaşması olmadığı için de anlama olayı oluşmaz. O nedenle önce okunacak konuyu niçin okuyacağınızı belirlemeniz gerekir. Sonra bir ön okuma yaparak sorular belirlemek, soruları yanıtlamak için tekrar dikkatinizi yoğunlaştırarak yeniden okumak, etkili okumayı sağlar. Bilgi ve kültür düzeyi eksikliği ; okuma hızınızı yavaşlatan önemli nedenlerden biridir. Yeni edinilmek istenen bilgilerin iyi kavranabilmesi, daha önce o konu ile ilgili kavramların kazanılmış olmasına bağlıdır. Hiç temel bilgimiz olmadığı bir konuyu anlamak çok zor olur. Kısacası temel olmadan inşaat yapılmaz. Yani bilgi ve kültür eksikliği, okunacak konunun anlaşılmasını zorlaştırdığı için okuma hızı da düşer. Bunun için parçada geçen, anlamını bilmediğiniz kelimelerin anlamını öğrendikten sonra dikkatle okumanız anlamanızı kolaylaştırır. Hızlı okursak anlamayacağımızı zannetmek, okumamızı en fazla yavaşlatan en önemli psikolojik etken ve yaygın olan yanlış bir kanıdır. Kağnı arabaları saattte 3-5 kilometreden hızlı gidemezdi, otomobil bu hızı 100-200 kilometreye çıkardı. Eski insanlar bu hızlara ulaşabileceğini düşünemezlerdi. Ay’a gidilebilceğini, bilgisayarlar ve daha nice gelişmelerin olabileceğini akıllarına getiremezlerdi. Biz de bugün, yarın kabulleneceğimiz gelişmelere inananmıyor ve direnç gösteriyoruz. Dakikada 6000 kelime okuyarak 13 yaşında üniversiteye giren Mariel aragon, dakikada 2500 kelime okuyarak A.B.D.’ni yöneten Jhon Kennedy, hızlı okuyarak daha iyi anlanabileceğinin kanıtlarıdır. Öyleyse bu şartlanmayı bir kenara bırakarak okuma hızınızı arttırınız. Anlama hızınız başlangıçta düşecek, ama hızınız arttıkça eski derecenizi yakalayıp geçerek daha iyi anlayacaksınız. Okumanın Ne Anlama Geldiğini İyi Bilin: Okumak, yalnızca sözcük ve cümleleri görmek demek değildir. Okumak yazarlarla aktif bir söyleşi şeklinde sürdürülen zihinsel bir süreçtir. Bu anlamda okuyabilmek için görmenin ötesinde zihinsel beceriler gereklidir. Bu zihinsel beceriler de öğrenme yolu ile gerçekleştirilebilir. Örneğin bir metne bir bakışta en fazla iki-üç sözcük algılayabilen bir okuyucu, belirli bir eğitim programı sonucunda bir bakışta cümlenin ya da paragrafın tümünü algılayabilir hale gelebilir. Yine öğrenme sonucunda, sürekli olarak her okuma çabasında yazarla aktif bir söyleşi içinde yazarın görüşlerini açığa çıkarmayı öğrenerek etkin bir okuyucu olabilir. Okumanın gerçek amacı, anlamı çabuk ve doğru kavramaktır. Bu okumanın geliştirilmesi için, etkili okumanın temeli olan hız kavrama ve bellek arasında bağ kurulmasını gerektirir. Okumada kavrama ile hız arasında yakın bir ilişkinin varlığı kabul edilmekte, kavramaya ilişkin becerilerin artması hızlı okuma ile olasılı görülmektedir. Ancak Kee(1956)’nın de önemle vurguladığı gibi hız, yeterli bir şekilde kavrama hızı olarak düşünülmeli, kavrama ile birlikte ele alınmalıdır. Hızlı Okuma Hızlı okuma için, okuma yanlışlarımızı düzelterek kendimizi hazırladık. Şimdi de hızlı okuma yöntemlerine geçmeden önce, düşünce olarak atmamız gereken adımlar var. 1. Adım : Gözlerimizle aklımızı birlikte çalışmaya alıştırmak. 2. Adım : Bir metinde her sözcüğü okumak zorunda olmadığımıza inanmaktır. 1. Adım : Her metnin ya da kitabın aynı değerde olmadığını kabul etmek. Yani, bazı metinlerin daha kolay, bazılarının daha zor, kitapların da ayrı olduğunu bilmektir. 2. Adım : Okuyacağınız her metin ve kitapta amaçlarınızın farklı olduğunu kabul etmek, okuma hızınızı da buna göre ayarlamak gerektiğini bilmek. Hızlı Okuma Yöntemleri: 1. Göz Devinimlerimiz : Daha hızlı okumak, etkili bir okuycu olabilmek için gözlerimizle aklımızı birlikte çalıştırmaya alıştırmamız gerekiyor. Okuma sırasında, gözümüz satırlar üzerinde soldan sağa, sağdan sola, yukarıdan aşağıya (bazen aşağıdan yukarıya) göz sıçramaları ile ilerler. Okuma olayı, işte bu sıçramalardaki duraklamalar (saptama) sırasında, yakalayabileceğimiz sözcük kümesini algılayarak gerçekleştirir. Bu yüzden hızlı ve usta bir okuyucu olabilmek için, göz sıçramalarını hızlandırmak, duraklama süresini kısaltmak, duraklama süresinde çok sayıda sözcüğü görebilmek (4-5 sözcük) , yani görme yelpazemizi genişletmek gerekiyor. Bu üç özelliği kontrol etmek beyin işidir. Zihnimizin kontrolü dışında gekçekleşen sıçrama ve duraklamalardan görüş alanına girenleri algılamak olanaksızdır. Öyleyse aklımız sürekli emir veren, kontrol eden ve gönderilenleri algılayacak biçimde hazılkıkta ve işlerlikte olmalıdır. 2.Saptamalar : Daha çok sayıda sözcük kümesi algılayıp, anlamlandırabilmek için sözcük kümelerinde, gözün belli bir noktaya saptanarak sağında ve lolundaki sözcükleri mümkün olduğu kadar çok sayıda algılama ve anlamlandırmayı kolaylaştırmaktadır. Örneğin: Aşağıdaki cümleyi iki saptama noktasıyla okumak mümkündür: Başarılı ve yararlı hizmetler yapması mümkündür. 3. Kolon Okuma: Günümüzde metinler gittikçe daha dar kolonlar halinde basılmaktadır. Gazetelerde dergilerde ve büyük magazinlerde bu kolonlara daha sık rastlanmaktadır. Söz konusu kolonlar, ortalama 5-7 santimetreden oluşan sıfatlardan meydana gelmektedir. Dar kolonlar, büyük bir gidiş ve gelişi zorunlu kılan geniş tarıtlardan daha koluy gözden geçirilmektedir. Diğer yandan yukarıdan aşağı okuma dikkati daha çok uyarmaktadır. Dar kolonlar genellikle her satırda bir ya da iki saptamayı gerektirdiğinden, ritim konusunda büyük yarar sağlamaktadır. 4. Göz Gezdirme: Görme yelpazeniz genişledikçe metnin bütününü dikkatli bir şekilde görme, düşünceleri yakalama hızlılığına da ulaşırsınız. Etkili okuyucu, metnin özelliklerine göre hızını ayarlayabildiği gibi, her metinle ilgili ihtiyaç ve amaçlarının farklı olacağını kabul eder. Amacını belirledikten sonra metnin bütününe yönelik yaptığı “Göz Gezdirme” tekniği ile dikkatli bir okuma yapabilir. Aynı zamanda, kısa bir zamanda amacına ulaşabilecek bilgileri edinebilir. Göz gezdirme ile çok yüksek hızlar elde edersiniz. Neye ve nasıl göz gezdireceğimizi iyi belirleyebilirsek, bu hız kavrayışımızı da düşürmez. Göz gezdirme, bir metni okumaya başlamadan önce yapılan “Göz Atma”dan farlıdır. Göz gezdirmede amacımız belirli olduğu için, dah dikkatli bir inceleme yaparız. Okunan metin çok kolay ve okuyucunun bildiği konuyu içeriyorsa göz gezdirme ile yeterli bilgi edinilebilir.
__________________
Suya atılmış asprin Gibiyim.. DağınıK ve HoşurtulU..
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] BenimFikrimGeldi |
![]() |
Facebook'ta Paylaş
![]() |
![]() |
Bookmarks |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|
![]() |
||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevaplar | Son Mesaj |
Kehanet yöntemleri | harp55 | Bilgi Deposu | 3 | 28.Ekim.2012 00:17 |
Başarı Ekip İşidir | Kadri Balta | Karikatürler | 1 | 06.Temmuz.2012 23:23 |
Powered by vBulletin® Version 3.8.11
Copyright ©2000 - 2023, Jelsoft Enterprises Ltd. SEO by vBSEO 3.6.0 ![]() |
|