Kariyer Planlaması Ne Zaman Başlar?

SaydeK44®

Süper Üye
7 Ocak 2013
309
694
izmiR
Kariyer Planlaması Ne Zaman Başlar?


Yrd.Doç.Dr. Aşkın Keser




Yaşam Dizisi

İnsanlar, doğdukları andan itibaren sosyal bir çevrenin (atmosferin) içinde bulurlar kendilerini... Ailesi ile tanışır ilkin, daha sonra oyun arkadaşları alır sırayı ve derken okul çağı ile birlikte okul arkadaşlıkları başlar. Ailesi ile tanıştığı anda -ilk sosyalleşme dediğimiz- birinci sosyalleşme dönemi de kendiliğinden başlamış olur. Oyun arkadaşları da bu süreçte belli bir süre sonra yerini alır. Ne zaman ki okula başlarız, o zaman da ikinci sosyalleşme sürecine merhaba denir. Okulda sosyalleşmeye devam ederiz, bu dönemde yaşanan değişik aşamalar, gençlik dönemlerini de içine alarak üçüncü sosyalleşme sürecine taşır bireyleri. Bu aşama tabii ki iş yaşamına geçtiğimiz süreçtir.

Bir yaşam silsilesi halinde aktardığım yukarıdaki süreç, şu an çoğumuzun yaşamından birer kesiti ifade etmektedir. Özellikle eğitimlerini tamamlamak üzere olan ya da tamamlamış olanlar için üçüncü sosyalleşme aşamasına merhaba demek çok yakındır. Çünkü kendisine belirlemiş olduğu yönde eğitimini tamamlayarak diğer bir ifade ile mesleğini seçerek, iş yaşamındaki yerini almak istemektedir. Ancak mesleğini seçmemiş olanlar için ise daha zorlu bir yol görünmektedir.

Global Rekabet

Yoğun küresel rekabet, artan ve farklılaşan müşteri talepleri, ve dünya şirketlerinin global baskıları, (Bu konudaki dönüşümler hakkında ayrıntılı bilgi almak için bakınız: “Çalışma Yaşamında Dönüşümler” Derleyen:Aşkın KESER, Ezgi Kitabevi, Bursa , 2002) günümüzde pek çok işletmeyi doğru işe doğru işgören seçmeye zorlamaktadır. Bu konuda işletmelerin doğru seçim yapmak için tüm maddi imkanlarını seferber ettiklerin görülmektedir. Bu tutumu, işletmeler açısından, rekabete bağlı olarak geliştirdikleri son derece rasyonel bir davranış olarak görmek mümkündür.

Kariyer Başlangıcı

Kişilerin eğitimleri sonrası yapılacak işe yerleşme (üçüncü sosyalleşme olarak bahsedilen süreç) süreci için, kişilerin eğitimlerinin önemi son derece büyüktür. Özellikle alınan eğitime paralel bir iş seçimi yapmak ve bu işi severek yapmak oldukça önemli bir ön koşuldur. Çoğu kez etrafınızda aldığı eğitime paralel olmayan hatta tamamen farklı işlerde çalışan kişilere rastlarsınız. Kişilerin aldıkları eğitimin dışındaki meslek ya da alanlarda çalışmalarını olumsuzlamak doğru olmayacaktır ancak; çoğunlukla aldıkları eğitime uygun iş / meslek seçmemelerinde, kişilerin istemedikleri alanda eğitim almalarının rolü büyüktür. Kişi eğitimini tamamladıktan sonra aslında meslek olarak yapmak istemediği bir eğitimi aldığını fark edebilmektedir. Bu konuya örnek olarak öğretmenlik ve hekimlik mesleği sıkça verilmektedir. Bu noktada alınan eğitimin bireyin gelecekte yer alacağı iş ortamı ile ne kadar yakından ilgili olduğu ortaya çıkmaktadır. O halde kariyer kavramına baktığımızda aslında iş yaşamında başladığı düşünülen kavramın daha bireyin iş yaşamına adım atmadığı dönemlerde, -özellikle eğitim görmeyi düşündüğü alanı seçme ve karar verme sürecinde- kariyer kavramının yaşama girmeye başladığı düşünülmektedir. Bu süreç kariyer safhalarında keşif olarak nitelendirilmektedir. (Bu konuda ayrıntılı bilgi için bakınız; Serpil AYTAÇ, “Çalışma Yaşamında Kariyer Yönetimi, Planlaması, Geliştirilmesi ve Sorunları” Epsilon Yayıncılık, İstanbul, 1997) Dolayısıyla, kariyerin bireyin iş yaşamına girişiyle başlayan bir süreç olarak nitelendirmek, geleneksel bir bakış açısını ortaya koyacaktır.

Kariyer Seçimi

Doğru meslek tercihinin çoğunlukla bireyin kişisel özellikleri ile ilgili olduğu iddia edilse de bu konuda pek çok subjektif faktörün (aile, arkadaş vb. çevre baskısı, mesleğe biçilen toplumsal değer, mesleğin ekonomik itibarı) bireyin doğru seçim yapmasını engellediği bilinmektedir. Çoğu zaman üniversitede okunulacak bölümü ya da fakülteyi bireyler yerine ebeveynleri seçmektedir. Gerek ekonomik imkanları, gerekse toplumsal saygınlıklarını dikkate alan ebeveynler, çocuklarının ilgi alanlarını dikkate almaksızın onlar adına karar verebilmektedirler. Sosyalleşmenin eksik yaşandığı toplumlarda, bireysel karar alabilme yeteneğinin gelişmemesi ve çoğunlukla kendisi adına alınan kararları onaylama yetisiyle yetinen bireyler, kendileri adına yapılan tercihler konusunda duyarsız kalabilmektedirler. Dolayısıyla kendi adına tercih yapılmasına karşı çıkmayan bireylerin bu seçime kabullenmeleri sıkça görülmektedir. Bu noktada, bireyin kendi seçimlerinin gerek alacakları eğitim gerekse seçecekleri mesleğin kendi kararlarıyla alınmasının önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır. Yani kendi kariyerinizi kendiniz seçmelisiniz, başkalarının sizin yerinize kariyer seçiminizi yapmasına izin vermemek de diyebiliriz bu duruma. Eğer kariyer seçiminizde zorlanıyor iseniz ne yapmanız gerektiğine yönelik üç aşamalı bir öneri dizisini aşağıda bulacaksınız.

1. Kriterleri ortaya koyun

Bireylerin seçim yaparken dikkate almaları gereken kriterleri sıralamak gerekirse, öncelikle bireyler ilgi duydukları alanı saptamakla işe başlanmalıdır. Örneğin tıp, mühendislik gibi fen/matematik ve teknik alanları seçmek ya da hukuk, işletmecilik, konservatuar gibi sosyal alanları tercih etmekle işe başlamak doğru olacaktır. Bu tür bir sınıflandırmayı daha da alt basamaklara indirerek, birey hangi mesleği yapmak istediğini (örneğin avukat olmayı) seçebilir. Bu yönde birey, kendisine bir kariyer hedefi tespit edebilir. Ancak doğru bir tespit için de kişinin kendisini iyi tanımasını gerektiğini söylemek mümkündür.

2. Kendinizi iyi tanıyın

Kişinin kendisine uygun meslek seçmesinin önemi vurgularken, unutulmaması gereken husus, bireyin kendisini iyi tanıyabilmesi gerçeğidir. Birey, kişilik yapısı, ilgi alanları ve yeteneklerini de dikkate alarak bir mesleğe yönelimde bulunmalıdır. Örneğin beşeri ilişkileri oldukça iyi olan bireyin halkla ilişkiler, insan kaynakları, öğretmenlik gibi alanlara yönelmesi, teknik kabiliyeti yüksek olan kişinin mühendislik, sanatsal yetenekleri ağır basan bireyin de konservatuar ve bunun gibi ilgili bölümlerine yönelmeleri uygun olacaktır. Kişilik özellikleri ile meslek seçme konusu arasındaki ilişki konusunda bilimsel çalışmalar da bize yön verebilmektedir. Meslek seçimi konusunda kişilik kavramını dikkate alan en önemli teorik yaklaşım; HOLLAND'ın "mesleki tercih modeli"dir. (Bu konuda ayrıntılı bilgi almak için bakınız: Serpil AYTAÇ, “Örgütsel Davranış Açısından Kişiliğin Önemi”, İşgüç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, Cilt:3 Sayı:1 2001

Holland'ın meslek tercihi modeli üç temel özelliği içermektedir. (1) İnsanlar farklı meslek tercihlerinde bulunmaktadır. (2) Kişilikleriyle uygun işlerde çalışanlar, uygun olmayan işlerde çalışanlara göre daha başarılı ve daha mutludurlar. (3) İnsanlar arasında doğuştan gelen kişilik farklılıkları mesleki ilgilerini belirlemektedir. Dolayısıyla Holland'ın modelinde de görebildiğimiz gibi bireyle kişilik özelliklerine göre farklı mesleki ilgi alanlarına yönelebilmektedirler. Bu noktadan hareketle Holland altı değişik kişilik tipi ve mesleki eğilimden bahsetmektedir. (1) Gerçekçi (2) Araştırmacı (3) Sanata Eğilimli (4) Sosyal (5) Girişimci (6) Geleneksel Böylelikle Holland her bir mesleğin yukarıdaki altı kişilik özelliğinden birisine mutlaka uyduğunu ileri sürmektedir. Kişilik özelliklerine yönelik meslekleri örneklendirmek gerekirse sırasıyla; Gerçekçi bir kişilik yapısına sahip bireylerin, mekanik ilgileri olduğu, somut işlere değer verdiği için mühendislik gibi alanlara, araştırmacı yapıdaki bireyin, bilim adamlığı, kimyagerlik gibi alanlara ilgi duyduğu, sanata eğilimli bireyin, müzik, tiyatro, reklam, tasarım gibi alanlara, sosyal eğilimli bireylerin, sosyal çalışma, insan kaynakları uzmanlığı ve öğretmenlik gibi alanlara, girişimci kişiliğe sahip bireyin, işletme yöneticiliği, hukuk, politika gibi alanlara ve son olarak geleneksel yapıdaki bireyin de bankacılık, büro işleri ve muhasebe gibi kurallı ve düzenli iş alanlarına yöneldikleri ileri sürülmektedir.


3. Meslekleri tanıyın

Bireylerin kendilerini (kişilik yapılarını) tanımaları ile birlikte meslekleri tanımaları da diğer bir aşamayı oluşturmaktadır. Bireylerin, hangi mesleğin kendi kişilik yapılarına uygun olduğu konusunda etkin bir karar vermeleri gerekmektedir. Meslek seçiminde sadece ekonomik gelir düzeyinin tercih edilmesine dayalı olarak istenilmeyen alanın tercih edilmesi, bireylerin gelecekte yaptıkları işten doyum almamalarına yol açacaktır, yani yanlış bir kariyer seçimi ve başlangıcı daha ilk aşamadan problemlerle bireyin yaşamına girecektir. Bu nedenle kişilerin bazı meslekleri seçerken, mesleklerin “ekonomik imkanların yüksekliği”, “popülerliliği” gibi kriterler, bireylerin ilgi duymadıkları alanlara yönelmeleri yönündeki önemli tuzaklardır. Bu açıdan neyi istediğinizi bilerek, gelecekte gerçekleştirmek istediğiniz kariyer hedeflerinizi de düşünerek; meslek seçimi yapmak, hayatınızla ilgili oldukça önemli bir karardır.

Sonuç

Sonuç olarak, hayatınızla ilgili önemli bir karar aşamasında olduğunuz [kariyer seçimi] şu dönemlerde dikkate almanız gereken pek çok husus vardır. Seçtiğiniz işin/mesleğin yakın gelecekte ortadan kalkan bir iş olmaması gerektiği gibi, sadece ekonomik temelli beklentilerle karar verilmiş olan seçimin sizi rahatsız edeceği (tatminsizliğe sürükleyeceği) unutulmaması gereken konulardan bir kaçıdır.

Kriterlerinizi belirleyip, kendinizi iyi bir şekilde tanımaya çalışarak ve meslekleri tanıyarak yapacağınız seçim iyi bir kariyer planlaması süreci olacaktır. Bu aşamaların sonrasında yaptığınız seçim sizi doğru işe ve mesleğe yöneltecek ve yaşamınızın çok önemli bir kesitini oluşturacak yeni bir yolculuğa doğru bir araçla çıkmanızı sağlayacaktır. Nihayet, engin denizlere açılmanızın vaktidir artık ve siz doğru rotada doğru araçla ilerlemektesinizdir.
 
Üst