Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Karaoğlan Haftalık Kahramanlık Dergisi Sayı 091 - Ergenekon
Nasıl anlatsam bilmiyorum
En azından şimdilik layıkıyla anlatamayacağımı biliyorum.
Ergenekon macerasını ilk yayınlandığında okumuştum,
Türklerin çoğaldıktan sonra demir dağları eritip bir çığ gibi akıp gittikleri sahne çok etkilemişti
Daha sonra da bir kaç kez okudum muhtelif zamanlarda
Ama şimdiki okumam tamamen farklı olacak
Çünkü Suat Yalaz ustayla bir kaç kez uzun sohbetler sonunda ve Suat Yalaz ustanın gerek kendi kişiliği ve gerekse de Karaoğlan hakkındaki düşüncelerini bire bir tanıyıp anladıktan sonra Karaoğlan'ı bambaşka bir gözle okuyorum artık. Özellikle Ergenekon gibi maceralarını.
İşte anlatmakta zorlanacağım şey bu. Nasıl bir gözle okuyorum?
Bir kaç cümle ile anlatmayı, hiç olmazsa şu anda yapamıyorum.
Paylaşıma devam ilkesini hiç bırakmayan sarkomer hocama teşekkür ve saygılarımı sunuyorum.
Suat Yalaz gibi bir ustayı yakından tanıyıp onunla sohbet etmiş dostlar eminim ki bu paylaşımları daha bir derinden okuyacaklardır.Ergenekon türkün tarihte en büyük destanı bence aslında kurt figürü sadece bizde değil eski mısırda da var olduğu düşünülürse ve çinde şu an var olan beyaz piramitler de mısırdan önce türklerin mumyalamayı bildiği tarihte sabit iken akla şu soru geliyor.Acaba türk ve mısır uygarlığının bağlı olduğu ana bir köken var mıydı?İşte büyük önder bunu anlamak için tahsin maya peteki zamanın da meksikaya maya-aztekleri incelemeye göndermiştir.Sebebi james churcwaldın Atlantis ve mu uygarlığı ile ilgili 5 ciltlik kitabıydı.Bu kitaba göre mu tufanda batmadan önce orada ki kavimler dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış bir kısmı amerikaya,mısıra giderken bir kolda ortaasya ya bering boğazını aşarak geçmiş olduğunu iddia etmektedir.belki de ergenekon bir efsane değil bir gerçeğin saklanarak günümüze yansımasıdır.Sayın sarkomere bu gayet güzel tarama için teşekkürler.
Her ne kadar, kapak çizimi içerikten olmayıp; her hangi bir karaoğlan enstantanesi gib ise de; Karaoğlan maceralarıyla örtüşmediği gibi hiç bir macera bandını ya da macera karesini de çağrıştıran aşinalığa da pirim vermiyor.
Ama derginin içeriği ve Karaoğlan tutkusu değerli yorumcuların belirttiği evsafta olup, bu bağdaşmazlığı bizlere sidirtiyor doğrusu.
Üstadın bitmez enerjisine ve beklenti var eden potansiyel durumuna çok çok teşekürler.