- 16 May 2009
- 3,906
- 72,077
ix.jpg/file)
ix.jpg/file)
Moderatör tarafında düzenlendi:
Karaoğlan Haftalık Resimli Kahramanlık Dergisi Sayı 119 - Bağan Tigin
- Konuyu Başlatan vefalı
- Başlangıç tarihi
ertuğrul
Admin
- 5 Nis 2009
- 24,851
- 137,143
Eline sağlık değerli üstadım.
Karaoğlan paylaşımların yeri bir başka oluyor.
Emeklerin için teşekkür ederim.
Karaoğlan paylaşımların yeri bir başka oluyor.
Emeklerin için teşekkür ederim.
bes5uc3
Süper Üye
Karaoğlan’ı okurken sanki yer; zaman ve mekân oluşla ruh ikizinizmiş gibi sizinle adeta özdeşleşiyor. Bu neden böyle acaba? Diye düşünmeden edemiyorsunuz.
Kendime göre, kendi algılarıma göre ben, böylesi bir ruh saçılım yapısına göre bunun böyle olmasının bir nedenini şöyle değerlendirmekteyim.
Karaoğlan’ın en güzel özelliği şudur. Sanki kendisi tarihi bir gerçeklikmiş gibi kısmi gerçek olaylara monte edilerek serüvenlerine başlar olması, Karaoğlan’ı Karaoğlan yapan ayrıcalıktır. Karaoğlan maceraları, çizgili anlatımına başlarken sizi zaman ve mekân oluşla olay yerine senkronize ediyor.
Söz gelimi: “ Selâhaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü Haçlılardan geri alması, Hristiyan âlemini altüst etmişti…” Sanki bildiğiniz bir serüveni, kaldığınız yerde hatırlarsınız gibi. “ Kız kardeşi Gülhan İle kaldıkları obaya doğru gitmekte olan oba beyinin oğlu Gürkut…” veya “Ötügen yukarılarında yabanıl bir budun olan Mançular iyice güçlenip…” ya da "… Çin’den daha güneyde, Hint’ten daha doğuda aşılmaz dağlar, geçilmez sular…”
“O sıralarda Hindistan’da Türk Memluk İmparatorluğu hüküm sürüyordu. …”; "1250 Yılında Orta Asya’da Büyük Kağan olan Mengü Han…” ; “Ral Guana Racalığı Doğu Hint ellerinde Küçük fakat zengin…”; "Doğuda Türk Moğol İmparatoru Cengiz’in Batıda Harzem Sultanı Muhammet Şahın…” vs. onlarca anlatım okuduğum şeyle ilintili bana adeta büyüsel bir dünyaya giriş kapısı açmaktadırlar. Üstadın belagati harika.
Anlatılan yer tanımları doğru mu? Bunu bilmiyorum. Ama o anlatım ve çizim görselliğinde serüven sizi o döneme, o şekilde; adeta kilitliyor. Bu az şey değildir. Bu tutum bir eserde atlanmaz denli önemli unsurdur.
Bilmediğiniz yer ve zamanlar, mekân odaklı oluşla; Karaoğlan anlatımıyla, zahiri bir bilinme oluyor. Konu alanı düşüncemizde şöyle böyle bir fikir oluşturulması oluyor. Ki bu durum belki her çizgi romanın okuruna hayal zenginliği katkısıdır. Ama Karaoğlan’la bu katkı belirgince ve nevi şahsına münhasır bir başka anlam, bir başka lezzet ve bir başka tat olmaktadır.
Bu bağıntı bena tarifsiz bir damak tadı verişle beni; olayın içine kattığı gibi olaylara da yer ve zaman oluşla odaklanmamı sağlıyor. Bu odaklanmayı sağladığı gibi yer tanımlı anlatımlar da o serüveni ve o yerleri; sizin muhayyelenizle zamanca anlaşılır ve özdeşleştirilir kılıyor.
Bu da sizin o serüven içine hapsolmanızın, duygusal ve imseldi yaşanmışlığınızı; oldukça güçlendiren bir etki oluyor.
Bu nedenle Karaoğlan maceralarını adeta o günüyle yaşamış gibi oluyorum. Bir Bengalor’u düşlediğimde Karaoğlan sahneleriyle göz önüne getirebilmekteyim. Bir Samara’yı Bayırgülü ile terennüm etmekteyim. Bir Ötügen yaylası Karaoğlan Bayırgülü oynaşışı hoşluğunda belleğimde çağrışımlar yapmaktadır.
Tebrik, takdir, saygı ve selamlarımla…
Kendime göre, kendi algılarıma göre ben, böylesi bir ruh saçılım yapısına göre bunun böyle olmasının bir nedenini şöyle değerlendirmekteyim.
Karaoğlan’ın en güzel özelliği şudur. Sanki kendisi tarihi bir gerçeklikmiş gibi kısmi gerçek olaylara monte edilerek serüvenlerine başlar olması, Karaoğlan’ı Karaoğlan yapan ayrıcalıktır. Karaoğlan maceraları, çizgili anlatımına başlarken sizi zaman ve mekân oluşla olay yerine senkronize ediyor.
Söz gelimi: “ Selâhaddin Eyyubi’nin Kudüs’ü Haçlılardan geri alması, Hristiyan âlemini altüst etmişti…” Sanki bildiğiniz bir serüveni, kaldığınız yerde hatırlarsınız gibi. “ Kız kardeşi Gülhan İle kaldıkları obaya doğru gitmekte olan oba beyinin oğlu Gürkut…” veya “Ötügen yukarılarında yabanıl bir budun olan Mançular iyice güçlenip…” ya da "… Çin’den daha güneyde, Hint’ten daha doğuda aşılmaz dağlar, geçilmez sular…”
“O sıralarda Hindistan’da Türk Memluk İmparatorluğu hüküm sürüyordu. …”; "1250 Yılında Orta Asya’da Büyük Kağan olan Mengü Han…” ; “Ral Guana Racalığı Doğu Hint ellerinde Küçük fakat zengin…”; "Doğuda Türk Moğol İmparatoru Cengiz’in Batıda Harzem Sultanı Muhammet Şahın…” vs. onlarca anlatım okuduğum şeyle ilintili bana adeta büyüsel bir dünyaya giriş kapısı açmaktadırlar. Üstadın belagati harika.
Anlatılan yer tanımları doğru mu? Bunu bilmiyorum. Ama o anlatım ve çizim görselliğinde serüven sizi o döneme, o şekilde; adeta kilitliyor. Bu az şey değildir. Bu tutum bir eserde atlanmaz denli önemli unsurdur.
Bilmediğiniz yer ve zamanlar, mekân odaklı oluşla; Karaoğlan anlatımıyla, zahiri bir bilinme oluyor. Konu alanı düşüncemizde şöyle böyle bir fikir oluşturulması oluyor. Ki bu durum belki her çizgi romanın okuruna hayal zenginliği katkısıdır. Ama Karaoğlan’la bu katkı belirgince ve nevi şahsına münhasır bir başka anlam, bir başka lezzet ve bir başka tat olmaktadır.
Bu bağıntı bena tarifsiz bir damak tadı verişle beni; olayın içine kattığı gibi olaylara da yer ve zaman oluşla odaklanmamı sağlıyor. Bu odaklanmayı sağladığı gibi yer tanımlı anlatımlar da o serüveni ve o yerleri; sizin muhayyelenizle zamanca anlaşılır ve özdeşleştirilir kılıyor.
Bu da sizin o serüven içine hapsolmanızın, duygusal ve imseldi yaşanmışlığınızı; oldukça güçlendiren bir etki oluyor.
Bu nedenle Karaoğlan maceralarını adeta o günüyle yaşamış gibi oluyorum. Bir Bengalor’u düşlediğimde Karaoğlan sahneleriyle göz önüne getirebilmekteyim. Bir Samara’yı Bayırgülü ile terennüm etmekteyim. Bir Ötügen yaylası Karaoğlan Bayırgülü oynaşışı hoşluğunda belleğimde çağrışımlar yapmaktadır.
Tebrik, takdir, saygı ve selamlarımla…