KARAOĞLAN Haftalık Gençlik Ve Kahramanlık Dergisi Sayı 166 Kafkas Çiçeği 06.04.1967

12 Şub 2010
15,006
543,756

file



Sevgili bay_x ve Colinmccay şahsında
Tüm çizgi roman tutkunlarına
Saygılarımla​
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

hadon

Onursal Üye
Çeviri & Balonlama
10 Mar 2010
3,056
9,086
Kastamonu
Efsanenin dönüşü:

Hocam yine Karaoğlan paylaşmaya başladı. Bu iyi bir haber...

Teşekkür ederiz Hocam; elinize sağlık.
 

bes5uc3

Süper Üye
11 Ara 2011
965
1,975
Kırşehirli
İlk kez Karaoğlan'ın bildiğim ama hiç okumadığım bir macerası. Doğrusu ilaç gibi oldu.

Sevgili profesör gerçekten bizleri şaşırtıyor. Üştelik ilk kez bir Karaoğlan macerası sanırım ilk kez dijital ortamda. Hem de birinci seriden bir nadide...

Teşekürler sevgili profesör...
 
Son düzenleme:

sarkomer

Yönetici
18 Ağu 2009
13,336
302,177
Bu da harika,
bundan önceki de,
daha öncekiler de...
Teşekkürler, teşekkürler, teşekkürler...
Saygılarımla...

bayrakzaf.gif
 
Son düzenleme:

KARAOĞLAN

Onursal Üye
2 Şub 2010
3,004
20,646
Gaziantep
Kendimi iyi bir Karaoğlan okuyucusu sanıyordum.Değilmişim. Bu seriyi aldığımı hatırlıyorum ama macerayı hatırlayamadım. 47 yıl sonra geçmişin hazzını tattırdığınız için teşekkürler.
 

Bay_X

Onursal Üye
30 Haz 2012
1,672
17,185
İşte buna inanmam mümkün değil diyeceğim; ama indirdim ve okuyorum! Hemde Sayın Colinmccay ile bana ithaf edilmiş!
Karaoğlan'ın en uzun soluklu olan ve 1964 yılında çıkmaya başlayıp, 186 fasikül süren ikinci serisine ait bir kitap.
İkinci serinin ilk 165 fasikülünü bulmak mümkün; 166 ve sonrası sayılara ulaşmaksa imkansız.
Yıllarca aradığım halde bulamadığım bu fasikülü paylaşmak suretiyle, imkânsızı mümkün kılan Sayın profesör'e, minnetimi ifadeye kelimelerim kifayet etmez.
Ağabey; önünüzde eğiliyor ve sonsuz saygılarımı sunuyorum.
 

bes5uc3

Süper Üye
11 Ara 2011
965
1,975
Kırşehirli
Merhaba Sevgili Üstad,

Karaoğlan okuduğum 60'lı yıllarda Karaoğlan ve Bahadır faskül boyutu değişince o günün dünya ve alışması içinde oluşla tepkisel olarak alıp okumamıştım. sanırım ilk faskül boyutu değişen macera "Kaplanın Adaleti'ydi" Bundan sonra çizgi romanla bağım kopmuştu.

Bu büyük boy seri hakkında bilgim de yok büyük boy içerikli maceraları da okumadım.

Bu nedenle ilk seri küçük boy (bu formata göre küçük boy) 20 sayfalık Karaoğlan çizimlerine göre bu büyük boyların kaç sayfa olduğunu bilmiyorum . taramanızda 12 sayfada sonlanmış gibi ama devamı var yazısı yok. ve 11. sayfa 2 kez eklenmiş. bu nedenle Güneş yayını gibi 13 sayfa olup devamı var olan sayfa bir dalgınlığa mı denk geldi diye danışmak istedim.

Üstadın bunca yoğun koşuşturması içinde bu danışma belki biraz abes olacak ama işinin tutukunu olan üstad eminim bunu da açıklığa kavuşturacaktır. sevgilerimle...

Fasikülü indirdim.
 
12 Şub 2010
15,006
543,756
Merhaba Sevgili Üstad,

Karaoğlan okuduğum 60'lı yıllarda Karaoğlan ve Bahadır faskül boyutu değişince o günün dünya ve alışması içinde oluşla tepkisel olarak alıp okumamıştım. sanırım ilk faskül boyutu değişen macera "Kaplanın Adaleti'ydi" Bundan sonra çizgi romanla bağım kopmuştu.

Bu büyük boy seri hakkında bilgim de yok büyük boy içerikli maceraları da okumadım.

Bu nedenle ilk seri küçük boy (bu formata göre küçük boy) 20 sayfalık Karaoğlan çizimlerine göre bu büyük boyların kaç sayfa olduğunu bilmiyorum . taramanızda 12 sayfada sonlanmış gibi ama devamı var yazısı yok. ve 11. sayfa 2 kez eklenmiş. bu nedenle Güneş yayını gibi 13 sayfa olup devamı var olan sayfa bir dalgınlığa mı denk geldi diye danışmak istedim.

Üstadın bunca yoğun koşuşturması içinde bu danışma belki biraz abes olacak ama işinin tutukunu olan üstad eminim bunu da açıklığa kavuşturacaktır. sevgilerimle...

Fasikülü indirdim.

Selam sevgili dostum;
11. sayfanın ilk taraması içime sinmediği için bu sayfayı ikinci kez taradım ama içime sinmeyeni silmeyi unutmuşum:)
Bunun dışında kitaptan eksik taranan sayfa yok ve 166. sayıdan itibaren 186. sayıya kadar 28 sayfalık fasiküller...
Fasiküllerdeki Karaoğlan bölümünün son sayfasında " devamı gelecek sayıda " gibi bir ibare yok, bu konuda haklısınız, ben de şaşırdım buna.

Benzer sebeplerle ben de çok kez çizgi romanı protesto ederek kimi çizgi romanları okumayı bırakmışımdır. Bizim kuşağa mı mahsus bilmiyorum ama çizgi roman konusunda çok hassas ve tutucu oluyoruz:) Alıştığımız ve sevdiğimiz format dışında yayınlandığında veya sevdiğimiz kahraman maskara edildiğinde tahammül edemiyoruz:). Mesela bendeniz essegesse'den sonraki Teksas ve Tommiksleri hala sevemiyorum. Essegesseden sonraki Tom Braksları hele bir de dolgu yapılıp maceralar ikiye bölününce bırakmıştım. Tek istisnası Teks'tir. Kim çizerse çizsin Teks'i bırakamadım.

Karaoğlanı önce Akşam Gazetesinde yayınlandığında tanıdım ve sonra ilk yayınlandığında okumaya başladım. Büyük boy fasiküller ve o tarihe kadar görmediğim bir tarzda yayınlanıyordu. İlk maceralardan sonra içinde çizgi roman olmayan okuyucu köşesi, Teksas Tommikslerde olmayan dolgu çizgi roman mesela Red Kit'i ilk kez Karaoğlan dolgusu olarak okumuşumdur. Yine tek sayfalık Bobizoros, Radyolu Polisler vardı Karaoğlan'da. Ayrıca çizgi olmayan korku veya macera romanları da yayınlanıyordu.
Benim içimden geçen ise, tamamının Karaoğlan olmasıydı ve diğer unsurlara gıcık:) oluyordum. Red Kit hariç:)
Sonradan yayınlanan küçük boy Karaoğlanlara, çizgi roman forumlarına rastlayıncaya kadar hiç iltifat etmedim, yüz vermedim.
Güneş Kararoğlanların boyu bana göreydi ama renkli Karaoğlana da mesafeli durdum. Bir sebep de fasiküllerin ince olması ve bir maceranın çok sayıda fasiküle bölünmesi de bıkkınlık veriyordu. Almayı bırakmıştım. Tam maceradan yanayım ben:) Rahmetli Oğuz Aral gibi " huysuz bir ihtiyar " oluyorum devamı var deyince. Bu nedenle Karaoğlanları mümkün olduğunca tez paylaşmaya çalışacağım başkaca " huysuz ihtiyar " yaratmamak için:)

166. Sayıdan 186 sayıya kadar fasikül boyları azman boyutunda. 1001 Roman ve Ceylan dergileri ebatında yayınlanmış. Bayılırım bu ebata. Çünkü resimler ferah, yazılar rahat okunuyor. Suat Yalaz bu fasiküllerdeki çizimlerde, yine kendisinin yayınladığı Korku Magazinlerden gördüğüm çizim tarzına yönelmiş. Resim uzmanı olmadığım için teknik adını bilmiyorum ama işte bu fasiküldeki çizimler gibi. Keskin ve kesin hatlar yok, yumuşak geçişli çizimler, gölgeler... İlk bu formatla karşılaşınca kararsız kalmıştım ama çabuk sevmiştim bu formatı.

Bay_x dostumla çok dedikodusunu yaptık bu fasiküllerin. Şimdi bunları paylaşmakla çok mutluyum. Çizgi roman hepimizin:)

Saygılarımla...
 

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,047
75,607
hiçbiryerde :)
Derginin sayfalarını çevirirken bir an yanlış
dergiye mi geçtim diye düşündüm, çocukluğumuzun
iki "artist"i Cüneyt Arkın ve Yılmaz Güney'den haberler
aynı sayfada, Korku çizgi romanlarından bir örnek,
karikatürler ve bir Beatles röportajı bile varmış...
Vay be! Daha neler göreceğiz...
Saygıyla eğiliyorum sevgili Profesörümüzün önünde,
selamlar, saygılar.
 

bes5uc3

Süper Üye
11 Ara 2011
965
1,975
Kırşehirli
Sevgili üstadım,

Onca koşuşturma içinde vakit ayırıp, cevap yazdığınıza ve hele hele duygularımıza tercüman paylaşımda bulunduğunuza tarifsiz memnun oldum.

Üslendiğiniz fahri çalışmanın gereklerini yerine getireceğinizden; gıyabınızda da olsa bu üslenmeyi yarım bırakmayacağınızda, adım gibi emindim. Yanılmamış olmaktan da bir kez daha mutlu oldum.

Çizgi Roman üzerine paylaşım yapan görüşlerinize katılıyorum. Büyük ölçekte benzer duyguları yaşamış, taşımış olmanın kesişmeleri içindeyiz.

Yabancı resimli romanlardan Teks benim de çok beğendiğim ama her nasılsa en az okuduğum çizgi romandır. ha keza Kinova'da öyle.

En beğendiğim yerli çizgi roman her nedense Karaoğlandır. Kültüre ve tarihe vurgusuyla oluşan nesnel gerçeklikten midir nedir, beni çok etkilemektedir.

Karaoğlan çizimlerindeki perspektif ve kendi dil sel cümle kuruluşundaki anlatımlarıyla bütünleşince bu etkilenme tarifsiz olmaktadır. Hata çizgi romanı kare kare inceler adeta çizimler üzerinde iğneyle kuyu kazardım, kendi kendime.

Bu çizgi hayalleri içinde alıp vermelerle uğraşırken savrukluklara ifrit olurdum.

Sanki, Karaoğlan'ı zaman tünelinden çıkıp gelecek bir kahraman gibi hayal ederimdim hep. Bu duyguyu başka hiç bir çizgi roman kahramanına duymadım.

Ama Karaoğlan'ın çok keyifli çizgilerine de manyaklık(!) derecesinde bakardım hep.

Akbulut Kaan'a da ayrı bir sempatim vardı. Anlatımı ve çizgi uslubu çok farklı sakin tonda, sizi sadece hikaye içine sokabiliyordu. Öyle fazla bir kültür ve otantik doku içinde bir tarihi tasavvur ve tarihi gerçekliği olmayışla ya da tarihi perspektife uygun bir Karaoğlan'daki "Ölüm yoldaşı" gibi olağan üstü dokuları içeren girift emekli bir çalışma olmayıp; bir çerez niyetine ve kapak resimlerine tutkudan, hayranlıkla okurdum.

Çizgi romanla bağım kopunca bir süre ara sıra okuduğum Teksas Tommiks ve Swing'i okudum. Teksas ve tommiks'in essegesse yayınları dışındaki, diğer eme verilmiş çizimleri ne yazık ki sizi çizgi romanda soğutan bir muhteva olmaktalar. Bu konuda da size aynen katılıyorum. Zaten bu edisyonlar çok kez çizim ve bant oluşla, anlatım oluşla, essegesse logosu bulunmamakla; sizi kendisinden uzaklaştırmaktadır.

Değişmez saygı sevgi ve selamlarımla değerli üstadım...
 

savok

Admin
30 Eki 2009
19,991
83,653
Kasımpaşa
Nostalji..
Eğer bugünlerde yaşadıklarım(ız) ayrıntıya girmeden konuşuyorum o günlerden daha güzel olsaydı kim arardı o günleri..
Eğer bugünlerde okuduğum(uz) çizgi romanlar ayrıntıya girsem de bir şey değişmez o zamankilerden güzel olsaydı kim bakardı bunlara..
Haluk Abi olmasa istediğin kadar nostaljik takıl, kim paylaşırdı bunları..
Sen, ben, bir de Nihat..
 
Üst