Yavuzeli

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,315
50,122
NeverLand
KAZIM_HASIRCI_DSCN3214Yavuzeli1.jpg

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, Gaziantep İli’ne bağlı bir ilçe olan Yavuzeli, kuzeyde Araban, Doğuda Şanlıurfa İli, Kuzeybatıda Kahramanmaraş İli, Güneydoğuda Nizip, Güneyinde ise Merkez Şehitkamil ilçesi ile çevrilidir. İlçenin denizden yüksekliği 650 metre, İl Merkezine uzaklığı 38 km. Yüzölçümü ise 483 km2’dir.

İlçenin ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri ; fıstık, arpa, buğday, mercimek, nohut ve pamuktur. Bunun yanında Antepfıstığı ve bağcılık üretimi oldukça yaygındır. Hayvancılık pek fazla gelişmemiş olmasına rağmen, İlçe genelinde hayvancılıkla uğraşanlar hem büyük ve küçük baş hayvan yetiştiriciliği yapmaktadırlar. İlçe Merkezinde 3 adet Çırçır Fabrikası, 6 adet Briket hane ve 3 adet Değirmen halkın geçim kaynağına katkıda bulunmaktadır

İlçe tarihi hakkında bu rivayetler dışında kayıtlı bir bilgiye rastlanmamıştır. Yalnız ilçe merkezinin 25 km. doğusunda Fırat Nehri’nin kıyısında yer alan ve derebeylik rejiminden kalma kalenin Doğu Roma İmparatorluğu dönemine ait olduğu bilinmektedir.Bu nedenle bu kaleye Rumkale adı verilmektedir. Rumkale’ye Kasaba köyünden ve Halfeti’den teknelerle ulaşılmaktadır. Antik dönemden günümüze kadar Şitamrat, Kal-a Rhomayta, Hromklay, Ranculat, Kal-at el Rum, Kal-at el Müslimin, Kale-i Zerrin (Altın Kale) ve Rumkale gibi bir çok isimle adlandırılmıştır. Rumkale Fırat ve Merzimen kıyılarından itibaren sarp kayalıklarla çevrili yüksek bir tepe üstüne kurulmuştur. Rumkale, Halfeti (Şanlıurfa) ile Gaziantep arasında sınır oluşturan Fırat ırmağı kıyısında yer almaktaydı. Merzimen Çayının suyu Rumkale dibinde, derin ve sarp vadi içinde akan Fırat nehrine karışırdı. Günümüzde üç yanı Baraj gölüyle çevrilmiş olup, yarım ada görünümündedir.

Yavuzeli.jpg

İlçenin tarihi hakkında kayıtlarda kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, eski bir Ceneviz şehri olduğu ve bu şehrin bugünkü ilçe merkezinin 1 km. kuzeyinde Karadağ’ın eteğinde harabe adı verilen mevkiide olduğu söylenmektedir.Bu tarihi geçmişten dolayı ilçenin 1957’den önceki ismi Cingife idi. Yavuz Sultan Selim 1517 yılında Mısır’a Mercidabık Savaşı’na giderken, burada konaklamış, halkın gösterdiği yakın ilgiden dolayı buraya “Yavuz’un ili “ adını verilmesini istemiştir. Cingife yerleşim merkezine ilçe statüsü verilince (1957), ilçenin ismi de 1958’de Yavuzeli olarak değiştirilmiştir.

İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; ilçenin 25 km. doğusundaki Rumkale bulunmaktadır.

Rumkale Kalesi

Gaziantep Yavuzeli ilçesinin Kasaba Köyü yakınında bulunan Rumkale’nin çok eski bir tarihi bulunmaktadır. Rumkale'nin stratejik konumundan ötürü Assur Kralı III.Salmanassar tarafından MÖ.855 yılında ele geçirildiği kitabelerden öğrenilmektedir. XI.yüzyılda da Urfa Haçlı Kontluğu döneminde önemli bir merkez olarak kullanılmıştır. Burası 1113-1292 tarihleri arasında da Ermeniler tarafından Katolikosluk makamı olarak kullanılmıştır. Nitekim Patrik Aziz Nerses 1173 yılında burada ölmüştür.

_rumkale.jpg

Kale, tarihi çağlarda yöre ile birlikte günümüze kadar Şitamrat, Kal-a Rhomayta, Hromklay, Ranculat, Kal-at el Rum, Kal-at el Müslimin, Kale-i Zerrin (Altın Kale) ve Rumkale gibi isimlerle anılmıştır.

Rumkale, Fırat Nehri’ne hakim Merzimen kıyısında oldukça dik ve sarp kayalıklar üzerinde yapılmıştır. Rumkale’nin yapımında ana kayaların oyulması ve düzleştirilmesinin yanı sıra, özellikle sur ve burçlarda moloz taş ve büyük boyutlu düzgün kesme taşlar kullanılmıştır. Karmaşık bir plan ve yapısı vardır. Nitekim General Moltke 1838’de buraya geldiğinde “kayalığın nerede bittiğini, insan eserinin nerede başladığını söyleyebilmek çok zor” demiştir.

Kale üzerinde bulunduğu kayalıkla tam bir uyum içerisindedir. İki ayrı sur duvarları ile çevrelenmiştir. Bunlardan birinci sur kalenin doğu, kuzey ve batısındaki doğal kayaların yontulması ile elde edilmiştir. Böylece burada doğal bir sur oluşturulmuştur. İkinci sur ise, bunun üzerinde oldukça sert kalker ve kesme taşlardan yapılmıştır. Kalenin kuzey ve doğu surları dikdörtgen planlı olup, yedi burç ile takviye edilen duvarlara çok sayıda mazgallar açılmıştır. Kalenin güney yönündeki kayalıklar 30 m. derinliğinde ve 20 m. genişliğinde oyulmuş, burası oldukça sarp hendeklere dönüştürülmüştür. Bütün bunları kapsayan kale 200 m. uzunluğunda, 120 m. genişliğinde oldukça geniş bir alanı kaplamaktadır.

ba.jpg

Kalenin doğu ve batısında iki ana giriş kapısı bulunmaktadır. Bunlardan doğu yönündeki giriş Fırat Nehri’ne, batısındaki giriş ise Merzimen Çayı’na açılmaktadır. Bugün yalnızca köprü ayaklarının görülebildiği bu girişlerle kalenin dışarı ile bağlantısı sağlanmaktadır. Aşağı şehirden kale giriş kapısına patika yollarla çıkılmaktadır. Bu yollardan batı cephesinin üzerinde 20 m. aralıklarla dört kule ile kontrol altına alınmıştır. Böylece kalenin savunması daha da güçlendirilmiştir. Batı surlarında bulunan kapılardan biri dikdörtgen planlıdır. XIX.yüzyılda buraya gelen General Moltke burada bir türbe ve bir de iskele olduğuna değinmiştir. İkinci kapı dikdörtgen planlı ve yarım daire şeklindedir. Üçüncü kapı bütünü ile tahrip olduğundan onunla ilgili yeterli bilgi bulunmamaktadır. Dördüncü kapı kare planlı olup, çapraz tonozludur. Kalenin Fırat’a yönelik doğu cephesinde bulunan beşinci kapısı dikdörtgen planlı olup, içten yuvarlak ve sivri kemerli iki nişin içerisine alınmıştır.

Rumkale içerisinde Aziz Nerses Kilisesi, Barşavma Manastırı, su sarnıçları ve su kuyuları bulunmaktadır. Aynı zamanda kale içerisinden Fırat Nehri’ne kadar inen 8 m. genişliğinde, 75 m. derinliğinde su kuyuları ve girişleri bulunmaktadır. Bu dehlizler savunma sırasında Fırat Nehri’nden su sağlandığı gibi, gizli geçit olarak da kullanılmıştır. Buradaki kuyunun iç yüzüne kayaların oyulması ile helezonik merdivenler oluşturulmuştur. Bunlardan başka kale içerisinde ne amaçla yapıldıkları anlaşılamayan çok sayıda yapı kalıntısı ile de karşılaşılmıştır.

Günümüzde üç yanı Birecik Baraj Gölü ile çevrilmiş olan kale ve üzerinde bulunduğu kayalık alan yarım ada görünümündedir. Kalenin eteklerinde ise bir kent yerleşimi vardır.

Rumkale

Gaziantep İli, Yavuzeli İlçesi, Kasaba köyünün yakınında bulunmaktadır. Yavuzeli’nden 25km. uzaklıktadır. Rumkale’ye Kasaba köyünden ve Halfeti’den teknelerle ulaşılmaktadır.

Antik dönemden günümüze kadar Şitamrat, Kal-a Rhomayta, Hromklay, Ranculat, Kal-at el Rum, Kal-at el Müslimin, Kale-i Zerrin (Altın Kale) ve Rumkale gibi bir çok isimle adlandırılmıştır.

rumkale_giris_kapisi.jpg

Rumkale Fırat ve Merzimen kıyılarından itibaren sarp kayalıklarla çevrili yüksek bir tepe üstüne kurulmuştur. 1838’de Rumkale’yi ziyaret eden Moltke’ye “kayalığın nerede bittiğini, insan eserinin nerede başladığını söyleyebilmek çok zor” dedirtecek kadar doğayla uyumlu mimari özelliğe sahiptir.

Kale iki beden halindedir. Birinci beden; kalenin doğu, kuzey ve batıda doğal kayalığın dik olarak yontulmasıyla, doğal sur meydana getirilerek oluşturulmuştur. İkinci beden ise bu doğal surun üstüne sert kalker kesme taşlarla sur duvarı olarak yapılmıştır. Kuzey ve doğu surlarında dikdörtgen planlı 7 burç ile kuzeyde çok sayıda mazgal pencere yer almaktadır. Kalenin güney yöndeki kayalık uzantısı 12. yüzyılda 30m. derinliğinde ve 20m. genişliğinde oyularak uçurum (hendek) haline getirilmiştir. Böylece, savunmaya yönelik olarak karayla kalenin direkt ilişkisi kesilmiştir. Kale 120m. genişliğinde ve 200m. uzunluğunda bir alanı kaplamaktadır.

00440702.jpg

Rumkale, Halfeti (Şanlıurfa) ile Gaziantep arasında sınır oluşturan Fırat ırmağı kıyısında yer almaktaydı. Merzimen çayının suyu Rumkale dibinde, derin ve sarp vadi içinde akan Fırat nehrine karışırdı.Günümüzde üç yanı Baraj gölüyle çevrilmiş olup, yarım ada görünümündedir.

Rumkale’nin doğu ve batıdan olmak üzere iki ana giriş kapısı mevcuttur. Doğu girişi Fırat nehriyle, batı girişi ise Merzimen çayı üzerine kurulmuştur. Bugün sadece ayaklarının kalıntısı günümüze kadar gelebilen köprü, kara ile irtibatı sağlamaktaydı. Buradan patika yolla kalenin giriş kapısına çıkılmaktadır.

Batı cephesinde yol üzerine 20m. aralıklarla 4 tane kule şeklinde kapı yapılarak savunma açısından büyük kolaylık sağlanmıştır. Batı surları da kuzeyden itibaren birinci kapı dikdörtgen planlıdır. Nöldeke birinci kapının olduğu yerde bir türbe ve bir iskele olduğundan bahsetmiştir. İkinci kapı kareye yakın dikdörtgen planlı yarım daire şeklindedir. Üçüncü kapı çok tahrip olarak günümüze gelebilmiştir. Dördüncü kapı kare planlı haç tonozludur. Beşinci kapı kalenin Fırat’a bakan doğu cephesindedir. Dikdörtgen biçimli bu kapı, içte biri yuvarlak, diğeri sivri kemerli iki niş içine alınmıştır.

Kalede beden duvarları ve burçlardan başka, bugün görülebilen kalıntılar arasında Şair Aziz Nerses kilisesi, Barşavma manastırı, su sarnıçları ve su kuyusu sayılabilir. Kuyu basamaklarla Fırat nehrinin seviyesine kadar inen 8m. genişliğinde ve yaklaşık 75m. derinliğindedir. Fırat nehrinden su temin etmek için yapılmış olan bu kuyunun gizli bir geçit olduğu da söylenmektedir. Kuyunun silindirik iç yüzünde kayanın oyulmasıyla helozonik bir merdiven meydana getirilmiştir.

Bunlardan başka kale içinde işlevi tespit edilemeyen çok sayıda yapı kalıntısı bulunmaktadır. Kaledeki yapıların bir çok bölümü ana kayanın oyulması ve düzleştirilmesiyle yapılmıştır.

Surlarda ve burçlarda örgü malzemesi moloz taş, kaplama malzemesi olarak büyük boyutlu düzgün kesme taşlar, kemerlerde ise tuğla görünümü verilmiş kesme taşlar kullanılmıştır.
 
Üst