GENEL BİLGİLER
Yüzölçümü: 9.958 km²
Nüfus: 828.027 (2000)
İl Trafik No: 60
M.Ö. 4000 yıllarından başlayarak 14 devlet ve birçok beyliğin yaşadığı ve egemen olduğu Tokat; geniş ve sulak vadilerle bunlar arasındaki geçitlerden oluşan bereketli alanların orta yerinde bulunmaktadır.
Kalkotik ve ilk tunç çağlarından sonra Büyük Hitit Devletinin doğu federasyonlarına bağlı birçok kentin, Yeşilırmak'ın kolları Kelkit, Tozanlı ve Çekerek kolu vadileri boyunca kurulması ile başlayan, Pers ve Pontus döneminde doruğa ulaşan derebeylik dönemi, Tokat, Niksar, Zile ve Turhal'da en tipik ve güçlü şeklini almıştır.
İlimiz toprakları üzerinde kurulan Hitit ve Frig yerleşim alanları, M.Ö. 2500 - 4000 yılları arasında, yüksek düzeyde sanat ve kültür yaşamına ulaşmıştır. İç Anadolu yaylalarını aşamayan İon Kültürünün M.Ö. 6. yüzyıldan itibaren, Kolonileri ile birlikte, Karadeniz'den Polemonion ( Ünye) ve Amisos (Samsun ) yolu ile Komana ya ( Tokat ) gelmiş, güneydeki geleneksel "Kapadokya " ve doğudan gelen Pers kültürü ile kaynaşmıştır.
Daha sonra uzun bir dönem içerisinde Roma ve Bizans Egemenliği altına giren Tokat, Danişmend ve Selçuklu Türklerinin siyasi üstünlükleriyle birlikte Maveraünnehir'den gelen Türk İslâm kültürü ile tanışmıştır. 900 yıldan beri de Türk Egemenliği altındadır.
Selçuklular zamanında Anadolu'nun 6. büyük kenti olan Tokat, 12. yüzyılda Bizans ve Haçlı orduları, 1243 yılından itibaren de Moğol baskısı altında olmasına rağmen İlhanlı egemenliği sonuna kadar gelişmesini sürdürmüş, antik dönemlerde olduğu gibi ekonomi ve ticareti gelişmiş, doğu batı yönündeki büyük ticaret kervanlarının konakladığı hanlar, kervansaraylar ile düzenli yol ve köprüler inşa edilmiştir
Selçuklu Türklerinin Anadolu'da yarattığı, özü güzellik ve sabır olan bu uygarlığın kültür, sanat, mimarlık, bayındırlık eserleri ile Tokat'ta hemen yüz yüze gelinir. Moğolların yaptığı büyük tahribatın ardından 14. yüzyıl sonunda Osmanlı egemenliğine giren Tokat, yükselme döneminde bölgenin tarım ve sanayi merkezlerinden biri olmuştur.
Evliya Çelebi'nin uzun uzun anlattığı gibi "Tokat'ın bağ, bahçe ve ovaları Osmanlı Ordularının konaklama ve gıda ambarı olmuş, bakırcılık, ipekçilik, pamuklu dokuma ile çeşitli sanayi ve el sanatları gelişmiş, iş hanları ve çarşıları Bağdat, Bursa ve Halep'tekiler ile kıyaslanır olmuştur." ifadeleri bunun kanıtıdır.
17. yüzyılın bitimi ile beraber gerileyen imparatorluk döneminde, Tokat olumsuz etkilenmiş, gelişme ve canlılığını yitirmiştir. Osmanlı Devleti'nin gelişme devrinde önemini yitiren ve pek çok ekonomik sorunlarla karşılaşan Tokat, hiçbir gelişme gösterememiş, 1863'ten sonra Sivas'a bağlı bucak, 187S'de mutasarrıflık (sancak beyliği) 1920'de müstakil liva ve nihayet Cumhuriyetin ilanı ile beraber il olmuştur.
TARİHÇE
Tokat, Kelkit, Yeşilırmak ve Çekerek Nehri boyunca kurulan Hitit, Frig yerleşim alanları M.Ö. 4000- 2500 yılları arasında yüksek düzeyde kültür ve sanat yaşamına sahip olmuştur. Roma ve Bizans dönemlerinden sonra Danişmend, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı dönemlerini yaşamıştır.
ULUSAL KURTULUŞ SAVAŞINDA TOKAT'IN YERİ
Ulusal Kurtuluş Savaşımızda Tokat'ın önemli bir yen vardır. 16 Mayıs 1919 da Samsun'a hareket eden Bandırma Vapuru'nda Atatürk'ün yanında bulunan 18 kişiden birisi. Tokat'ın yerli eşraflarından Karargah komutanı Mustafa Vasfı Süsoy'dur.
Yeni bir Türkiye'nin tohumlarının atıldığı 26 Haziran 1919 günü, Amasya'dan Tokat'a hareket edildiğinde, Tokat girişinde Mustafa Kemal'i 20 kadar askeriyle bir binbaşı karşılar, Mustafa Kemal " Acaba bu binbaşı beni tevkif etmek için mi burada" düşünceleri içerisindeyken Binbaşının :" Paşam I Hoş geldiniz. Ben Askerlik Şubesi Reisi. 19 nefer, 1 çavuş ve 2 izinli ile emrındeyiz. " sözleri Mustafa Kemal'in kurtuluş aşkını, bir coşkuya dönüştürür.
Düşman kuvvetlerinin Anadolu'yu işgalleri sırasında Tokat halkı da kurdukları örgütlerle bu işgale karşı tepkisini açıkça ortaya koymuştur. 15 MAYIS 1919'da Yunanlıların İzmir'i işgal etmeleri üzerine, Tokat ve ilçelerinde kurulan Redd-ı İlhak Cemıyetierl'nin girişimiyle 20 HAZİRAN 1919'da Niksar'da bir mitingi düzenlenir. Niksar halkı miting sonunda alınan kararları Rsdd-i İlhak Cemiyeti Başkanı Mahir Bey ımzastyia İtilaf Devletleri temsilcilerine ve A.B.D. Cumhurbaşkanı VVilson'a gönderir. Bu kararda " Biz Türk olan her vatan parçasının Türk kalmasını istiyoruz. Sız de buna söz verdiniz. Şimdi ise sözünüzde durmadığınızı görüyoruz. Anadolu'ya uzatılacak bir tecavüz, bİZi öldürmek için atılacak bir adımdır, insaniyet ve adalet namına suikasttan vazgeçiniz.,, denmektedir.
Büyük Önder Atatürk 26 HAZİRAN 1919 dışında, ilimizi 5 defa daha ziyaret etmişlerdir.
COĞRAFYA
Akdağ ve Çamlıbel dağlarının oluşturduğu vadiler arasında bulunan Tokat'ta, Deveci Dağı, Dumanlı Dağı, Canik Dağları olarak sıralayabileceğimiz dağlık alanlar mevcuttur. İlde bulunan ovalardan, Kazova, Turhal Ovası, Erbaa Ovası, Niksar Ovası, Omala Ovası, Artova Ovası ve Zile Ovalarında önemli ölçüde tarım meyve ve sebzecilik yapılmaktadır. Yapılan araştırmalarda kiraz ve vişnenin en önemli gen kaynaklarının Tokat yöresinde olduğu ve Tokat'a özgü "Cerasus İnkana" adlı kiraz türünün endemik bir bitki olduğu görülmüştür.
Tokat'ta iklim hem Karadeniz iklimi hem de İç Anadolu' daki kara ikliminin etkisi altındadır. İlde Tozanlı, Kelkit ve Çekerek Çayı akmaktadır. Zinav Gölü , Güllü Köy Gölü, Kaz Gölü ve Almus Baraj Gölleri ilin doğasına ayrı bir güzellik katmaktadır. Kaz Gölü kuş cenneti konumuna uygun bir göl olup, Almus Baraj Gölü de su sporları için ideal bir parkur alanı oluşturmaktadır.
Atatürk Evi
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün milli mücadele yılları, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluşu sırasında ilimizi teşriflerinde kalmış olduğu, 971.91 m² arsa ve 2 katlı ev Kültür ve Turizm Bakanlığınca 2001 yılında kamulaştırılmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığınca Atatürk evi Rölöve Restorasyon inşaatı tamamlanmış olup, teşhir ve tanzim işleri devam etmektedir.
Ballıca Mağarası
Doğanın gizemli gücünün en büyük örneği olan Ballıca Mağarası, Pazar ilçesinden Akdağ’ ın doruğuna kıvrım kıvrım uzanan yolun 8.km’ sinde yer almaktadır.680 metre boyu, 94 metre yüksekliği, mağara içindeki sarkıt, dikit, sütun, duvar ve örgü damlataşları, Mağara gülleri ve iğneleri, damlataş havuzları ve soğan sarkıtlarıyla dünyanın oluşum yönünden en zengin ve ve en güzel mağaralarından biri kabul edilen Ballıca Mağarası, gezenlerini büyülemektedir.Hele mağaranın ziyarete kapalı yerlerinin gezilen yerlerinden daha fazla olduğunu görenlerin şaşkınlığı bir inanılmazlığın ifadesi olmaktadır.Yaz kış mağara içerisindeki sıcaklığın 18-19 derece olması da insanı hayrete düşüren bir başka olaydır.1080 metre rakım yükseklikteki mağara girişi yanında Valiliğimizce yaptırılan tamamen doğayla uyum içerisindeki ahşap kafeterya ve dinlenme tesislerinde yayık ayranla çökelekli yemek mutluluğun ta kendisidir.
Sulusaray Kaplıcası
Sebastopolis antik kenti içerisindeki Nicepolis harabeleri arasında kaynayan Sulusaray Kaplıcası ilde ve bölgede en önemli olanıdır. Kaplıca suyu 55 °c.dir. Minarellerine göre tuzlu, sülfatlı-hafif acı su olarak isimlendirilmiştir.Sulusaray Kaplıcası şu an romatizmal hastalıklardan rahatsız olanlara şifa vermektedir.1962 yılından sonra modern tesislere kavuşmuş ve yıldan yıla ilaveler yapılmak suretiyle genişletilmiştir. Bugün iki oteli olan kaplıca; özel banyolu, sekiz kabine sahip, erkekler ve kadınlar için ayrı ayrı birer adet umumi havuzlu yıkanma yerleri olan hamamı, lokanta ve gazinosu ve 20 adet motelle hizmet vermektedir.
Reşadiye Kaplıcası
Ortalama sıcaklığı 40-41°C’dir. Romatizma, felçli hastalıklar ve kireçlenme gibi hastalıklara karşı tedavi edici bir özelliği vardır. Kaplıca son derece modern motel, yıkanma havuzları ve tesislere sahiptir. Kasabanın bitişiğindeki kaplıca belediye tarafından yaptırılan motel ile bütünleşmiştir. Motel ile 20 adet banyolu oda bulunmaktadır.
Niksar Ayvaz Suyu
Niksar’a 2 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Membaa suyu 0.5 sertlik derecesine sahiptir. Safra Kesesi ve böbrek taşına yüksek tansiyon ve damar sertliği hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir.
Topçam Yaylası
Tokat'tan 15 km. uzaklıktaki bu yayla 1600 m. yüksekliktedir. Çam kokan havası ve yeşil görüntüsü etkilemektedir.
Selemen Yaylası
Reşadiye-Ordu sınırı arasında tarihi özelliği olan bir yayladır. 1514 yılında Çaldıran seferine çıkan Yavuz Sultan Selim ordusu ile birlikte bu bölgede konaklamış ve bir Cuma namazını bu yaylada kılmıştır. O günden günümüze kadar ilkbahardan itibaren ilk kar düşene kadar her Cuma günü bu yaylada geleneksel yayla pazarı kurulmaktadır. Tokat, Ordu, Samsun, Giresun, Sivas illerine bağlı bölgedeki ilçe insanları ürünlerini bu pazarda satmakta ve ihtiyaçlarını karşılamaktadır.
Batmantaş Yaylası
İl merkezine 48 km. uzaklıkta ve en yüksek tepesi 1850 m. olan bu yaylanın etekleri ormanlarla üst kısımları ise otlaklarla kaplıdır.
Dumanlı Yaylası
İl merkezine 70 km. uzaklıkta ve 2870 m. yükseklikteki bu yaylanın bir bölümü Sivas sınırları içerisindedir. Üzerinde tabii barınakları ve özellikle Suluova denilen bölgedeki dinlenme alanları ile kamp yapmak isteyenlerin ilgisini çekmektedir.
Boğalı Yaylası
Tokat ve Erbaa arasındadır. Tokat'a 50 km. uzaklıkta 1900 m. yüksekliktedir. Sakarat dağındaki otlaktan yöre halkı yararlanmaktadır. Ayrıca, Girlevik, Gümerek, Ceğet, Çamiçi ve Kızılcaören Yaylaları da ildeki önemli yaylalar arasındadır.
Pervane Hamamı
Kitabesi kayıp olan bu büyük hamam, Tokat kent merkezindeki 13. yüzyıl Selçuklu yapılarındandır. Pervane Darüşşifası’nı yaptıran Muineddin Pervane tarafından 1277 yılında yaptırılmış olduğu tahmin edilmektedir. Hamam, bugünkü toprak seviyesinin birkaç metre altında kalmış olduğundan batı yönünden bakıldığında cephe duvarları basık durumdadır.
Kadın ve erkek kısımlarını ayıran mimar, hamamı simetrik olarak planlamıştır. Kesme taşlardan yapılmıştır. 1951 yılında Belediye tarafından yaptırılan restorasyonda orijinal özelliklerini yitirmiştir.
Sultan Hamamı
Kent merkezindeki kitabesi olmayan bu hamamın yapılış tarihi bilinmemektedir. Ancak bazı malzemeleri mimari üslup bakımından Pervane Hamamına benzemektedir.
Paşa Hamamı
İvaz Paşa Mahallesi’nde, Paşa Han’ın hemen üzerindeki dört yol ağzındadır. II. Murat zamanında Yörgüç Paşa tarafından 1437 yılında yaptırılmıştır. Moloz taşlarla yapılmış hamam, 1948 yılında restore edilmiş olup günümüzde de işletilmektedir.
Ali Paşa Hamamı
1572 yılında Ali Paşa tarafından yaptırılan hamam Ali Paşa Camii’nin vakfiyelerindendir. Kadın ve erkek kısımları ayrı olan simetrik yapının, soyunma yeri kare, yıkanma yeri haç planlıdır. Karşılıklı dört eyvanı kubbeli ve beşik tonozlu olan yıkanma yerinin köşe halvetleri basık ve kubbelidir. Kesme taştan yapılmış olan mekân üzerinde sekizgen kasnak üzerine oturtulan büyük kubbeleri 1966 yılında kurşunla kaplanmıştır.
Çay Hamamı
Tek kubbeli, tek bölümlü olan hamam uzun yıllar depo olarak kullanılmıştır. Belediye tarafından 1956 yılında onarılmış olup, halen işletilmektedir.
Kültürel Detaylar
6000 yıllık tarihi boyunca üzerinde barındırdığı medeniyetlerin izlerini taşıyan Tokat; çok çeşitli ve zengin bir kültürel yapı ile yoğrulmuştur. Hititlerden günümüze kadar üzerinde yaşamış tüm medeniyetlerin izlerini ilimizde bulmak mümkündür. Maşat höyükte ki Hitit şehri, Roma, Bizans döneminden kalma Sebaptapolis yerleşim bölgesi, Tokat Kalesi, Taşhan, Beysokağı, Hıdırlık köprüsü, Alipaşa hamamı ve Ali paşa Camii gibi daha birçoklarını sayabileceğimiz tarihi ve kültürel zenginliklerimiz ilimizi daha da güzelleştirmektedir. Yüzyıllardır bozulmadan günümüze ulaşan gelenek ve göreneklerimiz, yemek kültürümüz, giyim kültürümüz, folklorik değerlerimiz, bakırcılık, yazmacılık, halı kilim ve kumaş dokumacılığı günümüzde de aynı disiplin ve aynı hevesle yapıla gelmektedir. Reşadiye’de bulunan Selemen Yayla Pazarında hala değiş tokuş usulü alışveriş yapılmaktadır.
Halkımızın sevincini, hüznünü, sıkıntılarını, mutluluğunu motif motif işleyen folklorik değerlerimiz, Omuz halayı, Geyik oyunu, Ellik halayı, Çekirge oyunu, Tokat ağırlaması, Maşat Halayı ve Semah oyunu gibi daha onlarcası bulunan oyunlarımızın her birinin arkasında bir sosyal olgu yatmaktadır. Orta Asya Türk giyim kültürünün hiçbir değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelmesi ve bu kültürün bazı köylerimizde hala devam etmesi Tokat’a bir ayrıcalık katmaktadır. Bindallı, Şalvar, Çarşaf, Yazma, Çorap Tokat kadın kıyafetlerinin en önemlileridir. Kadife atlas üzerine gümüş telle işlenmiş belden yukarısı dar alt kısmı geniş Bindallı denilen boy elbisesine özellikle kırsal kesimlerde sık sık rastlamak mümkündür. Bele takılan gümüş kemer bu kıyafetin bir aksesuarıdır.
Tokat’ın mahalli erkek kıyafetlerinde en çok dikkat çeken cepkendir. Önceleri gündüz kıyafeti olarak, sonraları düğünlerde ve özel günlerde giyilen cepken yelek boyunda önü düğmesiz etrafı sarma ve ortası kasnak işi ipek ile süslü altına gömlek giyilen bir kıyafettir. Ayrıca yakasız gömlek, pantolon ve bele sarılan kuşak, Tokat’lı erkeklerin mahalli giyim şeklidir.
İlimizin yemek kültürü de oldukça zengin ve iştah açıcıdır. Tokat Kebabı, etli dolma, bakla dolması, keşkek, gendüme çorbası, bacaklı çorba, cevizli çörek, bezli sucuk, bat gibi yemeklerin yanında Tokat şarabı da soframıza ayrı bir renk katmaktadır. Özellikle dünyada sadece Tokat’ta üretilen Mahlep şarabının içimi ayrı bir zevktir.
Tokat türküleri tüm ülkemizde zevkle dinlenen türkülerimizdir. Bu türkülerimizde aşkı, hüznü, kederi, neşeyi, felaketi, hoşgörüyü kısacası halkın tüm yaşam şeklini bulmamız mümkündür. “Sabahın seherinde ötüyor bülbül, Hey onbeşli onbeşli, burçak tarlası, Tokat yaylası “ gibi türkülerimiz ülkemiz folkloründe önemli bir yer tutmaktadır.
Günümüzde yeni bir teknoloji ve şehir kültürünün hızla gelişmiş olduğu çağımızda, ilimizde hala orta Asya kültürünün gelenek ve göreneklerinin bozulmadan devam ediyor olması önemli bir olgudur. Düğün geleneği, oda oyunları, maniler, orta oyunları, batıl inançlar, sosyal ve toplumsal dirliğin ayakta kalmasını sağlayan ahlaki ve insani adetler hala sosyal hayatımıza yön vermektedir.