Taşköprü

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,314
50,050
NeverLand
Takpr.jpg


Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Kastamonu İli’ne bağlı bir ilçe olan Taşköprü, kuzeyde Çatalzeytin ve Türkeli, güneyde Tosya, doğuda Hanönü ve Boyabat ilçeleri, batıda da Kastamonu Merkez ilçe ve Devrekâni ile çevrilidir. Kastamonu’nun doğu kesiminde yer alan ilçenin kuzey, doğu ve güneyi dağlık alanlarla kaplıdır. İç kesimi ise orta yükseklikteki dalgalı düzlüklerden oluşmaktadır. Kuzey kesimini Küre (İsfendiyar) Dağları, güney kesimini de Ilgaz Dağı’nın kuzeydoğu uzantıları engebelendirir. Çangal Dağı (1.585 m.), doğusundaki Elek Dağı (1.540 m.), güneybatısındaki Kiraz Dağı (1.465 m.), güneyindeki Saraycık Dağı (1.350 m.), batısındaki Obrucuk Dağı (900 m.) ilçenin en önemli yükseltileridir. İlçe yakınlarında, Hanönü ilçesinde tabanı genişleyen Gökırmak Vadisi’ndeki düzlükler ilçenin başlıca tarım alanıdır.

Takpr3.jpg


İlçe topraklarından kaynaklanan suları, Kızılırmak’ın kollarından olan Gökırmak toplar. Ilgaz Dağının kuzey yamaçlarında doğup, ilçe toprakları içerisinde Gökırmak’a katılan başlıca akarsular Akkaya Çayı ile Karadere ve Uludere’dir. Gökırmak, Daday, Kastamonu, Karasu, Alpagut, Ağçıkavak, Çit, Çakmak, Çana, Hamzaoğlu, Küre ve Kavakpazarı Çaylarını da alarak Boyabat yönüne doğru devam eder. Kastamonu merkezine 42 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 1.752 km2 olup, toplam nüfusu 16.200’dür.

Doğal bitki örtüsü step görünümündeki ilçenin dağlık alanlarında çam, göknar, kayın, meşe, kavak ve ıhlamur ağaçları ile kaplı ormanlar bulunmaktadır.
İlçede tipik Karadeniz iklimi hüküm sürmekte olup, Yazları sıcak, kışları ise ılık geçmektedir. Her mevsim yağış almaktadır.

İlçenin ekonomisi tarım, orman ve hayvancılığa dayalıdır. Yetiştirilen başlıca ürünler şeker pancarı, buğday, elma, kendir, patates, arpa, soğan, sarımsak, az miktarda da armut, erik ve baklagiller yetiştirilmektedir. İlçenin alçak kesimlerinde sığır, manda, dağlık kesimlerde de koyun yetiştirilir. İlçede kamu kuruluşlarına ait Taşköprü Kendir Sanayii Müessesesi ile Türkiye Selüloz ve Kâğıt Fabrikası bulunmakta olup, ilçede orman ürünlerini işleyen fabrikalar bulunmaktadır. Taşköprü’nün doğal değerleri arasında yer alan karacalar ve geyikler için Elekdağ yöresinde koruma ve üretme alanı kurulmuştur. Ayrıca Elekdağı civarında Demirci Müezzin Köyleri’nde maden suları da bulunmakta olup, ilçe topraklarında bakır, krom, kaolin, demir ve kömür madeni yatakları bulunmaktadır.

İlçenin İlkçağ tarihi ile ilgili kesin bilgi bulunmamakla beraber, M.Ö. 1100-700 yılları arasında Kastamonu ve çevresinde Paflagonialıların egemenlik kurdukları bilinmektedir. Paflagonia’nın sınırları içerisinde yer aldığı sanılan yörede, Hititler, Frigyalılar, Kimmerler ve Lydialıların egemen olmuş, M.Ö.IV.yüzyılda Perslerin eline geçmiştir. M.Ö.IV.yüzyılda Büyük İskender Anadolu’nun büyük bir bölümü ile Kastamonu yöresini de egemenliği altına almıştır. İskender’in ölümünden sonra yöreyi ele geçiren Pontus Krallığı M.Ö.I.yüzyılda Romalılar tarafından ortadan kaldırılmıştır. Taşköprü, Romalılar zamanında I. ve III. Yüzyıllar arasında en zengin dönemini yaşamıştır. Zımbıllı Tepesi akropol olarak kullanılmıştır. Uzun süre Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalan yöre M.S.395 yılında İmparatorluğun bölünmesiyle Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) toprakları içerisinde kalmıştır.

XI.yüzyılın başlarında Bizans’ın Paphlagonia Theması’na bağlı olan yöredeki en önemli yerleşiö Pompeipolis idi. Pompeiopolis , Taşköprü’nün kuzeyinde, Kastamonu’nun 45 km. kuzeyinde yer almaktadır. Pompeiopolis M.Ö. 65-64 yıllarında Pompeius tarafından Amnias vadisinin doğu-batı yolu geçişi üzerinde Bithynia-Pontus’un iki vilayetinde bir şehir eyaleti olarak kurulmuştur. Pompeiopolis, M.S.VI.yüzyılın ortalarında bir piskoposluk merkezi olarak önem kazanmıştır. Kastamonu müzesi tarafından yapılan arkeolojik kazılarda çok sayıda çok iyi durumda mozaik döşemeler ortaya çıkmıştır.

Bizanslılardan sonra, Anadolu Selçuklularının eline geçen ve Bizanslılar ile sık sık el değiştiren yöre, daha sonra Danişmendlerin, XIII yüzyılda Çobanoğullarının ve XIV.yüzyılda da Candaroğullarının egemenliği altına girmiştir. 1392 yılında Osmanlı topraklarına katılmıştır. Ankara Savaşı’ndan (1402) sonra Sinop’ta yaşayan İsfendiyar Bey yöreye hakim olmuştur. Osmanlı birliğini yeniden kurmayı başaran Çelebi Sultan Mehmet İsfendiyar Bey’i kendisine bağlamış ve Candaroğullarının Osmanlılara katılmasını sağlamıştır. Bunun ardından 1461’de Fatih Sultan Mehmet zamanında yöre, kesin olarak Osmanlı toprakları içerisine alınmıştır.

Osmanlılar zamanında kadılık olarak idare edilmiş, 1868 yılında ilçe olmuştur. XIX.yüzyıl sonlarında Kastamonu vilayetinin Merkez sancağına bağlı Taşköprü kazasının sınırları içinde idi.

image009.jpg


İlçede günümüze gelebilen tarihi eserler arasında; Kızlar Kalesi, Mazhar Oluğu Kalesi, Kalekapı Kaya Mezarları, Urgancı Kaya Mezarları, Aygır Kalesi Kaya Mezarları, Bademci Kaya Mezarı, Direkli Kaya Mezarı, Hobu Kayası Mezarı, Kaya Tünelleri, Taş Köprü, Kasım Bey Camisi, Yazıhamit Camisi, Hacı Ahmet Ağa Camisi, Kızılkilise Camisi, Ayvalı Cami, Şeyh Hüsamettin Camisi, Taş Cami, Abdal Hasan Türbesi, Şeyh Musa Türbesi, Yavaşça Sultan Türbesi, Muzaferiddin Bey Hamamı, Yeni Hamam bulunmaktadır.

Kızlar Kalesi

Kastamonu Taşköprü ilçesinde, bir tepe üzerinde bulunan Kızlar Kalesi’nin kitabesi bulunmamakla beraber, yapı üslubundan Roma döneminde, MS.I.-II.yüzyıllarda yapıldığı sanılmaktadır.

Kale moloz taş ve tuğladan yapılmıştır. Sur duvarları yer yer burçlarla kuvvetlendirilmiştir. Kalenin üzerinde 100x40. m. ölçüsünde bir düzlük bulunmaktadır. Kale içerisindeki yapılanmadan günümüze herhangi bir kalıntı gelememiştir.

Mazhar Oluğu Kalesi

Kastamonu Taşköprü ilçesi, Mazhar Oluğu ve Alisaray köyleri arasında bir tepenin üzerinde bulunan bu kalenin ne zaman ve kimin tarafından yapıldığı bilinmemektedir.

Moloz taştan yapılan kale, günümüze yıkılmış olarak gelmiştir. Kalıntılarından herhangi bir bilgi edinilememektedir. Yalnızca kalenin tepesinde 25.00x3.00 m. ölçüsünde bir düzlük olduğu görülmektedir. Kalenin güneyinde yer altında bir yol olduğu söyleniyorsa da bununla ilgili herhangi bir araştırma yapılmamış ve bu yolun üzeri de kapanmıştır.

Pompeiopolis (Taşköprü)

Pompeiopolis , Taşköprü’nün kuzeyinde, Kastamonu’nun 45 km. kuzeyinde yer almaktadır. Zımbıllı tepesi, iki tepeden daha yüksek olanı akropol olarak kullanılmış ve iki tepenin etrafındaki düz alan Pompeiopolis’in yerleşim alanını oluşturmaktadır. Pompeiopolis’in sınırları kuzeyde Küre dağının güney yamaçlarına güneyde Ilgaz dağının kuzey tarafına, doğuda Halys ırmağına ve Osmancık civarına ve son olarak batıda aynı zamanda Amosttris’inde sınırı olan Pınarbaşı vadisine kadar uzanmaktadır.

00463415.jpg


Pompeiopolis M.Ö. 65-64 yıllarında Pompeius tarafından Amnias vadisinin doğu-batı yolu geçişi üzerinde Bithynia-Pontus’un iki vilayetinde bir şehir eyaleti olarak kurulmuştur.

Kentin adı, Pompeus’dan türetilmiş olan Pompeiopolis olarak adlandırılmış ve bu isim, "Pompeius’un Şehri" anlamına gelmektedir.

Bölge M.Ö 6-5 yıllarında Paphlagonia’nın son kralı olan Deiotanos Philadephos’un ölümünden sonra Galatio’nun Roma eyaletine bağlanmıştır. Bu dönemde, Pompeiopolis bir Roma şehri olarak gelişmiştir. Diğer yandan, Paphlagania’nın Eparkhies’indeki şehirler birlik kurmuşlar ve Pompeiopolis’i de toplanma yeri olarak seçmişlerdir. Büyük olasılıkla bu dönemde toplanma yeri olmasına bağlı olarak, Pompeiopolis Antoninus Pius’tan Gallienus’a kadar Paphlagonia’nın başkenti olmuştur.

00463413.jpg


Kent, M.S. 2.yüzyılın ikinci yarısında, Claudius Sevenis tarafından yönetilmiştir. Pompeiopolis Marcus Aurelius ve Lucius Verus döneminde kısa bir süre için Sebaste olarak anılmıştır. Paphlagonia’nın Başkenti Sebaste’ye ait basılan sikkeler sadece bu iki imparator döneminde görülmektedir.

Pompeiopolis, M.S. 6.yüzyılın ortalarında bir piskoposluk merkezi olarak önem kazanmıştır. Antik kent ve civarında herhangi bir kalıntı yoktur. Kastamonu müzesi tarafından yapılan arkeolojik kazılarda çok sayıda çok iyi durumda mozaik döşemeler ortaya çıkmıştır. Taşköprü’ye adını veren köprü de bir Roma dönemi eseri olup, 150 m. uzunluğunda ve beş gözlüdür. Taşköprünün yakın çevresinde, birkaç kaya mezaru bulunmaktadır. Ayrıca bir çok türbe, höyük ve Amnias vadisinde Pompeiopolis’in köylerine ait olduğu sanılan eski kalıntılar bulunmaktadır.

00463416.jpg


Kasabanın kuzeybatısında, Bademci Köyü’nün yakınında ön yüzü sütunsuz, 2 aslan kabartmalı bir kaya mezarı bulunmaktadır. Kara Dere Vadisinde de, Kalekapı denilen kaya mezarı vardır. Ön yüzü kabartma işlemeli, 2 sütunludur. Kabartmalarda aslan, boğa, kartal tasvirleri bulunmaktadır. Mezarın İÖ.7.yüzyıl, kabarmaların ise İÖ.4.yüzyıl yapıtı olduğu sanılmaktadır.

00463412.jpg


Zımbıllı Tepesi olarak da adlandırılan antik Pompeiopolis kentinin kalıntılarının gün yüzüne çıkması için kısmi de olsa kimi çalışmalar çeşitli tarihlerde yapılmıştır. Bu çalışmaların başlıcaları Kastamonu Arkeoloji Müzesi tarafından 1983 ve 1994 yıllarında yapılan kurtarma kazılarıdır.

1983 yılında yapılan kurtarma kazısı alan 1. derecede sit alanı içerisine kurulmuş olan pancar deposu ve kantarlarının antik şehre verdiği zararın giderilmesi için olmuştur. Yapılan çalışmalarda ortaya çıkarılan mekânların neredeyse tümünün mozaikli alanlarla kaplı olduğu görülmüştür. Bu mozaikler içerisinde birçoğu ünik motiflere sahip çalışmalar görülmüştür. Bunlardan biri “Burçlar Mozaiği” olarak adlandırılırken, bir diğeri de muhtemel Gökırmak’ı sembolize eden “Nereid ve Okeanos’un” sahnesidir. Önemli bir mozaikte ise Grekçe Alfabe ile “ EİSELTE EFAGATO-έίσέλτέ έπάγάτω” yani “İYİLİK İÇİN İYİLİKLE GİR” ifadesi bulunmaktadır.

Kazılar sırasında çıkan mozaikler Kastamonu Arkeoloji Müzesine taşınmıştır. Yapılan kısa kazı sırasında bulunan mozaiklerle birlikte çıkan diğer arkeolojik eserler bu antik kentin ne kadar önemli, zengin ve büyük olduğuna dikkay çekmektedir.

1994 yılı kazıları ise antik kentin başka bir kesiminde sürdürülmüş, burada da özellikle Geç Roma ve Erken Bizans olarak adlandırılan dönemde Pompeiopolis’in önemini hala koruduğunu göstermesi açısından önem arz etmektedir. Bunların dışında Taşköprü Belediyesi ilçenin çeşitli yerlerine dağılmış antik kente ait birçok yapı malzemesi, heykel, büyük kaplar gibi arkeolojik parçaları Zımbıllı Tepesi eteklerine kurmuş olduğu mini park içerisinde koruma altına almış ve sergiye açmıştır.

2006 yılında başlayan ve 2007 yılında da devam eden Pompeiopolis kazıları Taşköprü Belediyesi'nin desteğiyle gerçekleşti.

Almanya Münih Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Latife Summerer başkanlığında yürütülen kazılarda kandil, toka, kanalizasyon şebekesi, hamam ve Agustus tapınağı bulunurken, yürütülen jeofizik çalışmaları kapsamında tiyatro, pazar yeri ve sütunlu caddelerin yeri tespit edildi. Geçtiğimiz yıl ulaşılan mozaik ve seramikler ise biraz daha gün ışığına çıkarıldı.

2007 Temmuz ayı sonunda başlayan ve yaklaşık 2 ay süren kazılarda zaman zaman 40 kişiyi bulan bir ekip çalıştı.

Konuyla ilgili bir açıklama yapan kazı başkanı Prof. Dr. Summerer, Agustus Tapınağı'nın bir örneğininde Ankara ve Bergama'da bulunduğunu söyleyerek o tapınağında Roma Agustus Tapınağı olduğunu belirtip, jeofizik çalışmaları yürütülen kazı alanında ayrıca Forum (Pazar yeri) tespit edildiğini ifade etmiş ve “80x25 metre boyutlarındaki ölçümlerden çıkacak sonuçlara göre açmalar devam edecek. Jeofizik çalışmaları kapsamında 6 hektarlık alan ölçüldü. Ölçümlerden gayet iyi sonuçlar aldık. Pompeiopolis, zengin bir tarihe sahiptir." diyerek sözlerini tamamlamıştır.

Bilimsel verilere göre, 2 yıldır yürütülen çalışmalarda, geç Roma dönemine ait villa, hamam, kanalizasyon şebekesi, Agustus Tapınağı, Şamdana, Jeofizik alan tarama sistemi ile de 2 adet antik tiyatro ve Pazaryeri (Forum) ulaşılmıştır.

Kalekapısı Kaya Mezarı

Kastamonu Taşköprü ilçesine 17 km. uzaklıkta bulunan Donalar (Süleyman) Köyü’nde bulunan kaya mezarı ilk kez Prof.R.Leonhard tarafından bulunmuştur. Daha sonra bu mezarı Kastamonu Müzesi Müdürü Ahmet Gökoğlu incelemiş ve yayınlamıştır.

00081603.jpg


Mezar anıtı Gökırmak Çayı’nın ovaya ulaştığı yerdeki yüksek bir kaya kütlesi üzerindedir. Kaya mezarı birisi yatay, diğer ikisi de meyilli olarak üç kirişin birleşmesinden meydana gelmesinden oluşan bir cephe görünümüne sahiptir. Mezar yerden 8 m. yüksekliğinde oyulmuştur. Mezarın girişi 4,5 m. uzunluğunda, 2 m. eninde ve 3.10 m. yüksekliğindedir. Girişte iki sütun bulunmakta olup bu sütunların birbirleri ile ve duvarlarla açıklıkları birbirinin eşidir. Bu sütunlar dört köşe bir kaide üzerinde yuvarlak silmelidir. Sütun gövdesi de yuvarlaktır. Bunlardan soldakinin üzerine bir haç motifi ile Tanrı yazısı Grekçe yazılmıştır. Sütun başlıkları Paphlagonia’daki diğer kaya mezarlarında olduğu gibi dikdörtgen olmayıp, kare şeklindeki tablalar üzerine çökmüş boğalardan meydana gelmiştir. Buna benzer kaya mezarlarına Boyabat’ın Direklikaya Mezarında da rastlanmaktadır. Buradaki boğaların ön yüzleri dışarıya, arkaları da mezara doğru çevrilmiştir. Giriş yerinin duvarları ve tavanı son derece muntazam oyulmuştur. Bu girişten sol taraftaki mezar odasına geçilmektedir. Bu oda 4.60x2.30 m. ölçüsünde olup, yüksekliği de 1.80 m.dir. Oda içerisinde ölü sediri (kline) bulunmaktadır. Bu odadan 1.20x0.45 m. ölçüsünde bir kapıdan sağ taraftaki odaya geçilmektedir. Bu oda da 3.80x2.70 m. ölçüsünde olup, yüksekliği 1.80 m.dir. Odanın duvarları düz, tavanı ise düzdür. Girişe bakan duvarda bir de pencere bulunmaktadır.

Bu kaya mezarının en önemli noktası da alınlığın tepesinde bulunan kartal, bunun altında iki aslan, onların altında da karşılıklı iki aslan figürüdür. Ayrıca köşelere de griffonlar (Mitolojik aslan vücutlu, kuş başlı, kanatlı yaratıklar) yerleştirilmiştir. Burada bir de hörgüçlü bir öküz kabartması bulunmaktadır. Bu kaya mezarındaki hayvan gruplarının değişik zamanlarda buraya konulduğu düşünülmektedir.

Kaya mezarının MÖ.VII.yüzyılda yapıldığı, kabarmaların ise MÖ.IV.yüzyılın başlarında buraya yerleştirildiği ileri sürülmektedir.

Urgancı Kaya Mezarı

Kastamonu Taşköprü ilçesi, Urgancı Köyü’nün yukarısındaki kayalık alanda bir kaya mezarı bulunmaktadır. Bu mezarın da Paphlagonialılar zamanında yapıldığı sanılmaktadır.

Günümüze gelememekle beraber, mezar girişinde iki sütun bulunduğu kalıntılarından anlaşılmaktadır. Sütunların üzerindeki alınlık zamanla aşınmış olup, burada herhangi bir kalıntı olup olmadığı anlaşılamamıştır.Girişin arkasındaki mezar odasında üç tane ölü sediri (kline) bulunmaktadır.

Aygır Kalesi Kaya Mezarı

Kastamonu Taşköprü ilçesi, Ağcıkişi Mahallesi’nde Aygır Kayası denilen kayalar üzerinde bulunan bu mezarın Paphlagonialılar tarafından MÖ.VI.yüzyılda yapıldığı sanılmaktadır.

Kaya mezarının giriş kısmının sağ tarafı zamanla yıkılmış, sütunların bir kısmı aşağıya devrilmiştir. Sütunların taşıdığı cephedeki üçgen alınlık da zamanla yok olmuştur. Ancak buradaki silmelerden bütün mezar cephesinin çerçeve içerisine alındığı izlerden anlaşılmaktadır.

Giriş kısmının tavan ve duvarları düz olup, burada yer yer yuvarlak silmelerin izleri görülmektedir. Mezar odasında ölü sediri (kline) bulunmaktadır.

Direkli Kaya Mezarı

Kastamonu Taşköprü ilçesi Alasökü Köyü, Eşek Deresi Mevkiinde, 8 m. yüksekliğinde bir kayaya oyulmuş olan bu mezarın önünde tek sütunlu bir giriş bulunmaktadır. Dört köşe kaide üzerindeki bu sütun yukarıya doğru genişlemektedir. Mezar odası kare şeklinde olup, üzeri tonozludur.

Mezar odasının girişinin sağında bir ölü sediri (kline) bulunmaktadır. Mezar odasının MS.I.yüzyılda Romalılar tarafından yapıldığı sanılmaktadır.

Bademci Kaya Mezarı

Kastamonu Taşköprü Bademci Köyü’nün üst tarafındaki kayalıklara yerden 30 m. yükseklikte bir kaya mezarı yapılmıştır. Roma döneminde yapıldığı sanılan bu mezarda, girişten sonra 1,5x1,5 m. ölçüsünde bir mezar odası bulunmaktadır.

Hobu Kayası Mezarı

Kastamonu Taşköprü ilçesi Çaycevher Köyü’nde kayalar üzerindeki bu mezarın MS.I.-II.yüzyılda, Roma döneminde yapıldığı sanılmaktadır.

Dikdörtgen şeklindeki mezarın girişi zamanla bozulmuştur. Mezar odası 1.65x1.80 m. ölçüsünde olup, yüksekliği 1.85 m.dir. Mezarın üstü beşik tonoz şeklinde kayalara oyulmuştur. İçeride ölü sediri (kline) bulunmaktadır.

Kaya Tünelleri

Kastamonu Taşköprü ilçesinde, Donalar Köyü’nde Kalekapısı denilen mevkideki kayaların üzerinde at nalı şeklinde bir tünel bulunmaktadır. Bu tünel 2.20 m. genişliğinde, 2.00 m. yüksekliğindedir. Girişten sonra kaya içerisine doğru uzanmaktadır. Üzeri tonozlu olan bu tünele çıkan merdivenler zamanla aşınmıştır.

00081606.jpg


Bu tünelin doğusundaki diğer tünelin içerisi toprak ile dolduğundan bu konuda yeterli bilgi bulunmamaktadır.

Kale Kapısı denilen kayanın karşısındaki kayalıklarda bulunan üçüncü tünel bulunmaktadır. Ayrıca Kornapa Köyü’nün kuzeyindeki kayalara da yine at nalı şeklinde girişi olan 2 m. eninde 3 m. yüksekliğinde Kılıç Kaya Tüneli vardır. Bu tünel kayaların içerisine doğru kıvrımlar yaparak uzanmaktadır.

Muzafferüddin Bey Hamamı

Kastamonu Taşköprü ilçesinde bulunan bu hamamı XIII.yüzyılda Çobanoğulları döneminde Muzaferüddin Yavlak Aslan yaptırmıştır. Daha sonra bu hamam oradaki cami ve medreseye vakfedilmiştir.

Hamam moloz taştan yapılmıştır. Soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiştir. Soğukluktan sonra girilen ılıklık kısmının ortası kubbeli, yanları da tonozludur. Sıcaklık kısmı birbirini izleyen iki kubbe ile örtülmüştür. Hamam günümüze iyi bir durumda gelebilmiştir.

Yeni Hamam

Kastamonu Taşköprü ilçe merkezinde bulunan bu hamamı kimin ve ne zaman yaptırdığı konusunda herhangi bir bilgi bulunmamaktadır.

Moloz taştan yapılan bu hamam soğukluk, ılıklık ve sıcaklık bölümlerinden meydana gelmiş olup, üzeri kubbe ile örtülü idi. Hamamın soğukluk kısmı 4.20x2.70 m. ölçüsünde olup ahşaptandır. Hamam günümüzde halen işlevini sürdürmektedir.

Taş Köprü

Kastamonu Taşköprü ilçesinde, ilçeye ismini veren bu köprü ilk Osmanlı döneminde yapılmış köprüler arasındadır. Kitabesi bulunmadığından kimin tarafından yaptırıldığı kesinlik kazanamamıştır.

00080091.jpg


Gökırmak üzerindeki bu köprünün uzunluğu 101.25 m., eni 6.00 m. olup, altı kemerlidir. En büyük kemer açıklığı ise 9.80 m.dir. Köprünün ilk yapımında iri kesme taşlar kullanılmış, sonradan yapılan onarımlarla köprünün orijinalliği zedelenmiştir. Yuvarlak kemerlerin altında üçgen şeklinde selyaranlar bulunmaktadır. Bu selyaranların köprünün bütünü ile bağdaşmadığından sonradan yapıldığı sanılmaktadır. Köprünün orijinal korkulukları yıkılmış, yerlerine demir korkuluklar konulmuşsa da 1968 yılında Karayollarının yaptığı onarım sırasında bunlar da kaldırılmış, yerlerine tek sıra halinde büyük blok taşlardan korkuluklar yerleştirilmiştir. Bu onarım sırasında tabliyeler orijinalinden daha genişletilmiştir.

Şeyh Musa Türbesi

Kastamonu Taşköprü ilçesinin kuzeyinde, Kornapa Köyü’nde bulunan Şeyh Musa Türbesi’nin ne zaman yapıldığı kesinlik kazanamamıştır. Giriş kapısının sağındaki kitabede Kuran’dan alınma bir ayet yazılıdır. Bu ayetten sonra “Şekur Oğlu Zâde Emin Ağa 1250 (1834)” yazılıdır. Ancak bu ismin ne amaçla ve türbeyle bağlantısının ne olduğu anlaşılamamıştır. Ayrıca türbe içerisindeki mihrapta bir başka kitabe daha bulunmaktadır.

Bu[kitabede,

I] ”Nasrun minallahi ve fethun karib ve başşir
El-mü'minine ya Muhammed, Vakafe Haz
El-ayn Detlu Hatun ahade aşare semanimiye”[/I] yazılıdır.

Ancak bu kitabe buraya ait olmayıp, 1408 yılında yapılmış bir çeşme kitabesidir. Bu kitabe sonradan çeşmeden alınarak buraya konulmuştur.

Abdal Hasan Türbesi

Kastamonu Taşköprü' ilçesinin güneyinde Abdal hasan Köyü’nde bulunan bu türbede gömülü olan Abdal Hasan’ın kim olduğu bilinmemektedir. Eski tapu kayıtlarında bu köyün ismi Totaş olarak geçmekte, buradaki dergahın şeyhlerinden birinin Muhammed Veledi Veli Dede, diğerinin de Muzaffer bin Seydi olduğu yazılıdır. Ayrıca bu tapu kayıtlarında Sultan Beyazıt döneminde burada bir zaviye yapıldığı da belirtilmiştir. Ancak bu padişahın Yıldırım Beyazıt mı yoksa Sultan II.Beyazıt mı olduğuna açıklık getirilmemiştir.

Türbe moloz taştan yapılmış duvar örgüsüne yer yer tuğla hatıllar yerleştirilmiştir. Türbe 5.00x5.00 m. ölçüsünde kare planlı olup, üzeri çatı ile örtülüdür. Basit bir girişi olan türbe kapısının solunda bir onarım kitabesi bulunmaktadır.

Onarım Kitabesi:

“Feth-i bab et gir içeru
Kıl namazı et tazarru
Rabbine eyle niyazı”

Türbe moloz taştan yapılmış olup, üzeri harçla sıvanmıştır. Mimari yönden herhangi bir özellik taşımamaktadır.

Günümüzde halen kullanılan köprünün üzeri asfaltlanmıştır.

Yavaşça Sultan Türbesi

Kastamonu Taşköprü ilçesi, Akdoğan Tekkesi Köyü’nde bulunan bu türbenin, Horasan erenlerinden İsa Bey Zâde’ye (Yavaşça Sultan) ait olduğu kitabesinden öğrenilmektedir. Yavaşça Sultan 1484 yılında ölmüştür. Türbenin de aynı tarihte yapıldığı sanılmaktadır.

Türbe moloz taştan yapılmış, üzeri ahşap bir çatı ile örtülmüştür. Mimari yönden son derece basit bir yapıdır. Türbe içerisinde Yavaşça Sultan’ın mezarından başka bir sanduka daha bulunmakta olup, bunun kime ait olduğu bilinmemektedir.
 
Üst