Nathan Never'da Mars Bütünlemesi Belirginleşmeye Başladı

Lami Tiryaki

Onursal Üye
21 Nis 2009
514
3,748
Nathan Never’da 100. sayıya yaklaşırken 87 ve 88. sayılar itibariyle Mars sagası iyice belirginleşmeye başladı. Çizgi Düşler 13 ve 14. ciltte yayınlanan ve Alberto Lissiero ve Gabriela Cordone’nin deyim yerindeyse “bütünlemeye aşama kaydettirmeye çalıştıkları” Yeraltı Dünyası (çeviri hatalı, “Terrore Dal Sottosuolo - Yeraltında Dehşet!” olmalıydı) ve akabinde devam macerası Mars’ın Efendileri, bizlere yeni ve gizemli bir dünyanın kapılarını açıyor. Bu hikayede Nathan evrenindeki pek çok yeniliğe şahit oluyoruz. Sigmund’un bir kızkardeşi olduğunu ve kardeşlerin yakın ilişkileri olduğunu öğreniyoruz. 15 yıl önce Sigmund ve kardeşinin de aralarında bulunduğu 5 kişilik sıkı bir arkadaş grubu olduğunu öğrendik ve bu grubun bir tür “Martin Mystere macerasında” sürreal bir dehşet yaşadığına tanık olduk. Stria benzeri bir anlatımla yaşanan dehşet, 15 yıl sonrasında gelip grubun-bu arada hem Sigmund’un hem de ağırlıklı olarak kızkardeşinin” yakasına yapışması, Nathan, Legs ve May’in olaya bir tür dedektif-ajan kimliğiyle karışması eğlenceli ve akıcı bir macera deneyimi yaşattı bizlere. Bu arada Sigmund’un kekeleme probleminin nedenini de öğrendik. Her ne kadar hikaye Stria gibi etkileyici, romantik ve dehşetli bir atmosfer yakalamayı başaramasa da, Mars bütünlemesinin ilk dönemleri için önemli bir dönüm noktasını oluşturması açısından önem arz etmektedir. Yine de hikayenin anlatım biçimini soğuk, mesafeli, insanı saran bir gizem taşımaktan uzak olduğunu bir kere daha yinelemekte yarar var. Umarım bütünlemenin devam hikayeleri ağırlıklı olarak yine Medda’nın üzerinde yürür(Lissiero ve Cordone’yi bu bütünlemede, mümkünse, bir daha istemiyoruz!).

Aslında Mars öykülerinin başlangıcı başlara, ta orijinal 14. Sayıya(Lal 4. sayı) uzanıyor. Medda’nın yazdığı muhteşem bir Vadiler Aslanı-Shane’in Nathan uyarlamasıyla(Kavruk Ülke-Çöl Akıncıları) ünlü yüzayaklarla ilk kez karşılaştık. İlginçtir Kozan bu sayının editoryal yazısında Vadiler Aslanı’ndan neredeyse hiç sözetmemiş. Olur mu yahu!? Kim derdi ki yüzayakların kökeni Mars’a uzanan derin bir gizem içeriyor diye. Bu arada Kavruk Ülke pek sözü edilmeyen arada kaynamış bir hikaye gibi duruyor. Ancak Nathan külliyatında ayrıksı bir yeri vardır ve hikayenin işlenişi muhteşemdir. Hele son karede Nathan’a bayılan çocuğun, Joey’in flyerıyla uçup giden Nathan’a “Seni Seviyorum, Nathan!..” diye bağırıp el sallaması öyle kolay unutulur sahnelerden değildir.

Öykünün devamı yine Lal döneminin son sayısı(Lal 38, Orijinal 48. Sayı) Bepi Vigna’nın yazdığı Enfeksiyon (Contagio)’da geçer. Tesla(Dampyr)’dan sonra Roxette solisti Marie’nin ikinci kez ama bu sefer hayatımda gördüğüm en seksi haliyle arz-ı endam ettiği, insana çok kısaymış hissi veren müthiş akıcı bu öyküde Mars’tan gelen dehşetengiz “Strikeshape” virüsüyle tanışırız. Uyurşturucu kaçakçılığını ikinci konu olarak işleyen öykü, bu yönüyle Mars bütünlemesinin-bence-asıl başlangıcını temsil eden 67. Sayı (Çizgi Düşler 7. cilt) Mağaranın Gizemi’ne bağlanır. Total Recall’un bu çok başarılı Fumetti uyarlamasında Nathan’ı önce dünyada “Martin’vari” bir hikayede izleriz. Kendisine başvuran bir bayan müşterisinin kaybolan annesini ararken(Dylan’ın aksine Nathan her müşterisiyle yatmıyor, sakin olalım:) ), ilginç doğa üstü bulgular keşfeder. Kitabın sonlarından itibaren Jerry Lone’un da katıldığı hızlı bir Mars yolculuğu eşliğinde Mars efsanesine en sağlam adımı atarız(68. Sayı Kızıl Gezegen-Il Planeta Rosso). Bu sayıda yaşananlar, anlatımlar Mars hikayelerinin yolunu açan 200’lü sayılara kadar yayılacak ilginç bir efsanenin giriş bölümü gibidir. Mars’taki asıl istilacıların dünyalılar olduğunu anlatan sekanslar, Benim gibi Flash Gordon hastalarının bayılacağı kayıp “Exeter” uzay gemisinin geçmiş Mars yolculuğu hikayesi vs vs... bir dünya ilginç gelişmeler var. Maceranın son karesini iyi hatırlayanlar Yeraltı Dünyası hikayesini de kolayca çözeceklerdir zaten(demek ki, Mars’ın Efendileri’ni bitirmeden Kızıl Gezegen’in son karesine bakmıyoruz, kendimizi spoil etmiyoruz!).

...Ve sonuçta geldik Yeraltı Dünyası’na dayandık. Şimdilik serinin en zayıf halkası olan bu hikayeyle belli bir eşiği aşmış durumdayız. Bakalım bundan sonra neler olacak. Çizgi Düşler yayına devam ederse, okuyup göeceğiz.

Yeri gelmişken Mars bütünlemesiyle ilgili tüm maceraların (Lal’in uyduruk kapakları hariç) istisnasız muhteşem kapakları olduğunu belirtelim

Selamlar
Lami Tiryaki
 
Son düzenleme:

denizkara

Yeni Üye
28 Mar 2010
97
166
denizci
Nathan Never'a inatla önceleri soğuk bakmıştım :mad: sonra forumda "Dur bakayım artık şuna, neymiş bu." dedim ve tamamanı okudum :D Lilith hariç beğenmediğim yeni nesil Bonelli de yok, hatta o bile okunur da (Konuların geçtiği ortamlar vb... çok iyi); konuşan aslan :Z falan pek sarmadı beni, ama Nathan Never en sevdiğim serilerden oldu, çok sağol dostum, okumadığım incelemen yok :)





.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,062
76,073
hiçbiryerde :)
Nathan Never'a inatla önceleri soğuk bakmıştım :mad: sonra forumda "Dur bakayım artık şuna, neymiş bu." dedim ve tamamanı okudum :D Lilith hariç beğenmediğim yeni nesil Bonelli de yok, hatta o bile okunur da (Konuların geçtiği ortamlar vb... çok iyi); konuşan aslan :Z falan pek sarmadı beni, ama Nathan Never en sevdiğim serilerden oldu, çok sağol dostum, okumadığım incelemen yok :)

Kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öldüğüne mi inanmıyorsun :4:
Nathan 14'ü dün bitirdim, seviyorum o evreni, marvel evreniyle
mücadelemse "New Avengers", "House of M" vs okumalarımla
sürüyor, alışacak mıyım bilmiyorum bakalım kim kazanacak, CIA mı, AISE mi:cool:
 
Üst