Çizgilerle "Şiddet Portreleri" Radikal Düşüncenin Resimli Bir Tarihi

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
342
7,744
Ne yazık ki, cehaletin siyasal ve kültürel yaşamın belirleyici özelliklerinden birine dönüştüğü bir dönemde yaşıyoruz artık. Cehalet, demokrasiye uygulanan şiddeti normalleştirmek ve içselleştirmek adına bir silaha dönüşmüş halde. İnsanlar ise kamusal kaygıların bireysel takıntılara, tüketim odaklı ve saçma bir eğlenceye dönüştüğü bir medya kültürüyle kendilerinden geçmiş durumdalar.

“Adaletin olup olabilecek en korkunç düşmanı, güçle ittifak yapmış bir cehalettir.”

Cehalet kültürü, insanların siyasete olan ilgilerini yok ederek işler. Bunu da insanları boğazına kadar hız, haz ve heyecan kültürüne batırarak, kişisel takıntılarının kabuğuna çekilmelerini sağlayarak, çekici görünen bir tüketime odaklanıp ünlülere ayak uydurmaya çalıştıkları bir gösteri organize ederek yapar.

Cehalet kültürü, Aklı, muhalefeti, eleştiriyi ve eleştirel düşünceyi, insanların bilgi sahibi olmasını ve demokrasi için elzem olan kolektif mücadeleleri destekleyen kamusal eğitim ile yüksek öğrenim kurumlarını değersizleştiren bir aciliyet kültürü yaratır.

Otoriterliğin o devasa gölgesinin bir kez daha üstümüze düştüğü bu dönemde, düşünceyi hedef tahtasına oturtan toplumsal ve politik saldırılar, insan olma olanağına yapılmış bir saldırı olarak görülmelidir.

Eğitim, sadece eleştirel ve özerk yurttaşlar yetiştirmekle ve bir eleştiri kültürü oluşturmakla sınırlı değildir; aynı zamanda öz-düşünüme ve iktidarı sorgulama kabiliyetine de çağrı yapar. Genç insanların sisteme ilişkin çok daha geniş kapsamlı kaygıları olan bireylerle ilişki kurmasına olanak sağlar. Ayrıca bireyleri tek tek kişiler düzeyinde değil, daha geniş toplumsal bir hareketin parçası olarak ilgilendiren önemli meselelerde, bireylerin gücüne güç katar.

Eleştirel eğitim, kurumsallaşmış şiddetin çeşitli biçimlerine ciddi anlamda meydan okuyabilir: çünkü bireylerin ekonomik ve toplumsal adalet talepleri için baskı yapabilecekleri, kendilerine zarar verdikleri davranışları üretici kolektif eylemlere dönüştürebilecekleri, kudretlerini görünür kılabilecekleri ve hem eleştiri hem olanak söyleminin gelişmesini mümkün kılabilecek araçlar sunar.

Küresel ölçekte yaşanan bireyselleşme, görünmez şiddetin yeni bir biçimini işaret ediyor; çünkü insanları şahsi deneyimlerinin mahkûmu haline getiriyor; insanların hem şekillendirildiği hem de üzerinde çok az sorumluluğu olmasına rağmen hiçbir denetimlerinin olmadığı, çok daha geniş kapsamlı sistemli güçlerle bağlantısını koparıyor.

Mevcut koşullar altında eleştirel düşüncelerin çok ciddi bir önemi olduğunu hatırlatmamızın zamanıdır. Eleştirel düşüncenin büyüyüp boy verdiği bu alanlar, insanların dünyaya açılması, önemli toplumsal sorunları kavraması, daha eşit ve adil bir dünya kurulmasıyla acıların dindirilmesi için gereken asgari koşulları sağlar.

Özgür düşünce, yaşantımızı sadece ömür doldurmak değil, aynı zamanda yeryüzünü herkes için daha iyi bir yer yapabilecek demokratik ideallerin ışığında dünyayı şekillendirmek için harekete geçirilmesi gereken medeni cesaret bakımından da hayati bir öneme sahiptir.

Pedagoji ile eğitimi esas almak, gençleri dünyanın daha iyi bir yer olabileceğine inanmaları sağlayacak bir güvenle donatmak, şiddetin kader olduğu yönündeki imajı yıkmamızı başarabileceğimiz bir şeydir.

Elinizdeki eser, bu yönde atılmış mükemmel bir adımdır.

Önsözden…
4gfkcwxge2qtcvt9g.jpg


 
Son düzenleme:

eankara

Onursal Üye
24 May 2010
1,028
6,037
“Adaletin olup olabilecek en korkunç düşmanı, güçle ittifak yapmış bir cehalettir.”
Müthiş bir cümle diyorum, bu cümle için. Yine çok güzel bir paylaşıma imza attınız Sn. @cagan73 . Ayrıca , önsözün her cümlesi önemli benim için.

Bu fırsattan yararlanarak , sizin '' Pozitif Bilimler '' konulu paylaşımlarınızın sürmesini diliyorum.

Çok teşekkürler Sn. @cagan73 .
 
Son düzenleme:

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
342
7,744
Teşekkürler. "Cehalet, demokrasiye uygulanan şiddeti kabullenmeyi reddetmek için bir silaha dönüşmüş halde." Bu ikinci cümleye göre demokrasiye uygulanan şiddeti kabul etmek mi gerekiyor yoksa reddetmek mi gerekiyor, bir kavram kargaşası yok mu?
Değerli @thycoon , lütfen bu tür öneri ve eleştirilerinizi eksik etmeyiniz, iyi ki sizler gibi insanlar az da olsa var ve olmaya devam edecek...
Hemen düzelttim..
Çok teşekkürlerimle...
 

cagan73

Onursal Üye
17 Kas 2013
342
7,744
“Adaletin olup olabilecek en korkunç düşmanı, güçle ittifak yapmış bir cehalettir.”
Müthiş bir cümle diyorum, bu cümle için. Yine çok güzel bir paylaşıma imza attınız Sn. @cagan73 . Ayrıca , önsözün her cümlesi önemli benim için.

Bu fırsattan yararlanarak , sizin '' Pozitif Bilimler '' konulu paylaşımlarınızın sürmesini diliyorum.

Çok teşekkürler Sn. @cagan73 .
Bu söz Amerikalı yazar James Baldwin'e ait..
Dilimize pek çok kitabı çevrilmiş, en meşhur kitabı "Ben Senin Zencin Değilim" belgesel olarak filme de çekilmiş
1924'te afro Amerikalı olarak doğan ve çok kötü şartlarda, dönemin tüm acı ve kederini sonuna kadar yaşayıp hisseden bir entelektüel olması böylesine anlamlı bir sözü yaratabilmesini sağlamış.
 
Son düzenleme:

Calligrapher

Onursal Üye
5 Nis 2021
1,172
6,943
Noam Chomsky'den Edward Said'e, Hannah Arendt'den Susan Sontag'a, Michel Foucault'dan Judith Butler'a değin çağımızın önde gelen 10 düşünürünün görüşlerinin çizimlerle anlatıldığı harika bir kitap bu. Kanımca kitabın ismi yanlış çağrışım uyandırıyor, bu şiddetin tarihini anlatan bir kitap değil. Zaten orijinal adı da "Portraits of Violence: An Illustrated History of Radical Thinking", yani "Şiddet Portreleri: Radikal Düşüncenin Resimli Bir Tarihi". Dolayısıyla kitapta "şiddet"ten çok, "radikal" düşüncenin kilometre taşları diyebileceğimiz, çağımızın önde gelen düşünürlerinin görüşleri özetleniyor. Bu arada, yeri gelmişken "radikal" kavramına da kısaca değinmek isterim. Radikal kavramı -özellikle ülkemizde- genellikle olumsuz bir çağrışım uyandırıyor. Oysa Oxford Sözlüğüne göre "radikal", "kapsamlı veya tam bir politik veya toplumsal değişimi savunan kişi" veya "bir şeyin temel doğasına ilişkin ya da onu etkileyen ileri boyutlu veya geniş kapsamlı değişiklik ya da eylem" olarak tanımlanmaktadır. Bu durumda, toplumsal değişimlerin önünü açan kişi, düşünce veya olaylar radikal olarak nitelenebilir. (Radikal Gazetesinin yayına başladığında "billboard" reklamlarında Atatürk, Marx, vb. ünlü kişilerin resimlerinin "O bir radikal!" sloganıyla kullanıldığı başarılı reklam kampanyası aklıma geldi.) Bu anlamda, gerçekten de kitapta yer verilen kişiler ve savundukları görüşler -elbette olumlu anlamda- "radikal" olarak nitelendirilebilir, yine de radikal düşüncenin tarihi gibi bir başlık biraz fazla iddialı olmuş diye düşünüyorum. Bununla birlikte, kitapta adı geçen düşünürlerin görüşleriyle ilgili fikir edinmek isteyenler için harika bir kitap.
Değerli @cagan73 'e bu önemli paylaşımı için teşekkürlerimi sunuyorum.
 

thycoon

Yeni Üye
14 Şub 2011
103
379
Noam Chomsky'den Edward Said'e, Hannah Arendt'den Susan Sontag'a, Michel Foucault'dan Judith Butler'a değin çağımızın önde gelen 10 düşünürünün görüşlerinin çizimlerle anlatıldığı harika bir kitap bu. Kanımca kitabın ismi yanlış çağrışım uyandırıyor, bu şiddetin tarihini anlatan bir kitap değil. Zaten orijinal adı da "Portraits of Violence: An Illustrated History of Radical Thinking", yani "Şiddet Portreleri: Radikal Düşüncenin Resimli Bir Tarihi". Dolayısıyla kitapta "şiddet"ten çok, "radikal" düşüncenin kilometre taşları diyebileceğimiz, çağımızın önde gelen düşünürlerinin görüşleri özetleniyor. Bu arada, yeri gelmişken "radikal" kavramına da kısaca değinmek isterim. Radikal kavramı -özellikle ülkemizde- genellikle olumsuz bir çağrışım uyandırıyor. Oysa Oxford Sözlüğüne göre "radikal", "kapsamlı veya tam bir politik veya toplumsal değişimi savunan kişi" veya "bir şeyin temel doğasına ilişkin ya da onu etkileyen ileri boyutlu veya geniş kapsamlı değişiklik ya da eylem" olarak tanımlanmaktadır. Bu durumda, toplumsal değişimlerin önünü açan kişi, düşünce veya olaylar radikal olarak nitelenebilir. (Radikal Gazetesinin yayına başladığında "billboard" reklamlarında Atatürk, Marx, vb. ünlü kişilerin resimlerinin "O bir radikal!" sloganıyla kullanıldığı başarılı reklam kampanyası aklıma geldi.) Bu anlamda, gerçekten de kitapta yer verilen kişiler ve savundukları görüşler -elbette olumlu anlamda- "radikal" olarak nitelendirilebilir, yine de radikal düşüncenin tarihi gibi bir başlık biraz fazla iddialı olmuş diye düşünüyorum. Bununla birlikte, kitapta adı geçen düşünürlerin görüşleriyle ilgili fikir edinmek isteyenler için harika bir kitap.
Değerli @cagan73 'e bu önemli paylaşımı için teşekkürlerimi sunuyorum.
Teşekkürler. Şekil balonları mükemmel tercüme edilmiş fakat önsöz biraz sıkıntılı olmuş. Merak edenler için İngilizce aslı burada:
 

Calligrapher

Onursal Üye
5 Nis 2021
1,172
6,943
Teşekkürler. Şekil balonları mükemmel tercüme edilmiş fakat önsöz biraz sıkıntılı olmuş. Merak edenler için İngilizce aslı burada:
İngilizce aslını paylaştığınız için teşekkür ederim değerli @thycoon . Çeviri kitaplarda, aslıyla karşılaştırmalı okuma yapmak en sevdiğim uğraşlardan biridir. Bu arada, İngilizce versiyonu incelerken kitabın yayıncısının da "New Internationalist" olduğunu görünce çok şaşırdım. New Internationalist'in aylık bir de dergisi var. Yıllar önce aboneydim. Ana akım medyanın görmezden geldiği konulara değinen farklı, tematik bir dergidir, her sayısında farklı bir konuyu (petrol, ilaç sektörü, iklim, yoksulluk vb. gibi) çeşitli yönleriyle ele alır. İlgilenen dostlarımız adresinden derginin güncel ve eski sayılarına göz atabilirler.
 

kemalettin

Onursal Üye
13 Eyl 2011
525
2,703
Tam benlik bir paylaşım olmuş sn @cagan73
İçinde kendisinin hayranı olduğum Chomsky olması bile yeter
Kendisiyle yıllar önce tanışmıştım
Ayrıca Boğaziçi Üniversitesi konferansında da tekrar görüşme fırsatım olmuştu.
Yaşı da bir hayli ileri olduğu için bir daha ne zaman olur çok üzücü bir durum

kitabın yayıncısının da "New Internationalist" olduğunu görünce çok şaşırdım. New Internationalist'in aylık bir de dergisi var. Yıllar önce aboneydim. Ana akım medyanın görmezden geldiği konulara değinen farklı, tematik bir dergidir, her sayısında farklı bir konuyu (petrol, ilaç sektörü, iklim, yoksulluk vb. gibi)
Harika bir saptama Sn @Calligrapher

New Internationalist in bir zamanlar ben de takipçisiydim.
ilk aklıma gelen az gelişmiş bölgelerde turizmin bölgeyi nasıl mahfettiği halkı yozlaştırdığı ile ilgiliydi.
O sayıyı okuyunca insanın o bölgelere seyahat edesi gelmiyor, Yerel halkı kötüye kullanıyormuş hissi verdiği için

Bir diğer sayıda ise 3 beyazdan uzak durma hakkındaydı (Tuz, şeker, un)
bir zamanlar 5 para etmeyen üstelik çok fazla üretim fazlası tuzu piyasaya tabiri caizse kakalamak için dondurma ve her çeşit tatlı da dahil her şeye yıllar boyunca nasıl eklenmeye başlandığı ayrıntıları vardı.
 
Son düzenleme:

yeryüzü

Yönetici
3 Eki 2011
17,054
75,865
hiçbiryerde :)
Uzun süre önce almış ama okumak için bir türlü sıra gelmemişti bu kitaba.
Bu harika paylaşım vesilesiyle şöyle bir bölümlere göz atınca,
gerçekten de tarih boyunca şiddetin türlüsünü çok fazla yaşadığını
görüyoruz masum insanların, halkların... Resmi tarihe, ana akıma
eleştirel bakmak için çok araştıran, kafa yoran düşünürlerin
tarihteki şiddet dolu olaylar üzerinden tarihi, insanlığı, bizi
yorumlamaları çok aydınlatıcı, çok ufuk açıcı.
Bu gibi harika paylaşımlarınızı büyük bir mutlulukla, okuyarak
ve ibret alarak takip ediyorum. Elinize, güzel kalbinize sağlık,
teşekkürler, sevgi ve saygılar "cagan73"...
 
Üst