Bafra

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,314
50,040
NeverLand
Bafra.jpg


Karadeniz Bölgesi’nin orta kesiminde, Samsun İline bağlı bir ilçe olan Bafra, batıda Alaçam, güneyde Vezirköprü, Havza ve Kavak ilçeleri, doğuda Merkez ilçe ve Karadeniz, kuzeyinde de yine Karadeniz ile çevrilidir. İlçe toprakları denizden yüksekliği 20 m. olan ve Kızılırmak’ın taşıdığı alüvyonlardan oluşan Bafra Ovası üzerinde yer alır.İlçe toprakları kuzeyde geniş bir delta ovası niteliğinde olup, güneyini Nebyan Dağı (1.224 m.) ile Canik Dağlarının uzantıları engebelendirir. Bu dağlar, Kızılırmak’a dökülen birçok çay ve derenin açtığı vadilerle parçalanmıştır. Üst kesimlerinde küçük yayla düzlükleri yer alır.

00157444.jpg


Bafra Ovası Karadeniz Bölgesi’nin orta kesiminde alüvyal bir delta ovasıdır. Kızılırmak’ın alüvyonları ile oluşan ve kuzeyden güneye doğru basamaklar halinde yükselen ovanın yüzölçümü 560 km2.dir. Delta alanı içerisinde yükseklikleri yer yer değişen kumullar vardır. Deltanın doğusunda, denizden doğal kumul setleri ile ayrılmış küçük göller ve bataklıklar bulunmaktadır.

İlçe topraklarını Sivas’taki Kızıl Dağdan doğup, Bafra’dan denize dökülen Kızılırmak sulamaktadır. Bafra Burnundan denize dökülen Kızılırmak, ilçe sınırları içerisinde genelde kuzey-güney doğrultusunda akmaktadır. Kızılırmak’ın denize döküldüğü yerde oluşan göller, ırmağın her iki kıyısında yer almaktadır. Batıdaki göl Karaboğaz, doğudaki ise balık gölleridir. Dutdibi, Liman, Hayırlı, Çernek, Uzungöl, Tombul göl, İnce göl, Ulugöl, Şehbetdede Gölü, Küçük lendirek Gölü, Büyük lendirek Gölü, Tatlı Göl, Kıcı Gölü, Liman Gölü, Sülüklü Göl, Bataklı Göl ırmağın doğusunda yer alan başlıca göllerdir. Göllerin çevresi sazlık ve bataklıktır. Deniz seviyesinden 15-20 m. yükseklikteki ilçe, İl merkezine 48 km. uzaklıktadır. Yüzölçümü 1.673 km2 olan ilçenin toplam nüfusu 229.384’tür.

Bitki örtüsünü makiler oluşturmaktadır. Makilerin gerisinde ormanlar bulunmaktadır. Yaklaşık 700 m. yüksekliğe kadar yapraklı ağaçlar, özellikle akçaağaç, kızılağaç, kestane, ıhlamur, meşe türleri, gürgen, dişbudak, çınar ve nemli yerlerde de kayın bulunmaktadır. 1.000 m.den sonra karaçam, göknar ve sarıçam ağaçlarına rastlanır.

İlçede Karadeniz iklimi hüküm sürmektedir.Yazları serin, kışları soğuk ve yağışlı geçer.

İlçe ekonomisi genellikle bitkisel üretime dayalı olup, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık da yapılır. Son derece verimli toprakları olan Bafra Ovasında yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler; mısır, buğday, ayçiçeği, şeker pancarı, tütündür. Sebze ve meyvecilik de yapılmaktadır. Hayvancılıkta sığır, koyun ve tavuk yetiştirilmekte olup, hayvancılığın gelişmesinde Karaköy Harasının büyük önemi vardır. İlçedeki süt üretimi ekonomisinde önemli olup, elde edilen sütün bir kısmı özel sektöre ait süt fabrikasında değerlendirilmektedir.

Su ürünleri bakımından zengin olan ilçede, Karadeniz kıyılarında hamsi, istavrit, palamut, lüfer, kefal, barbunya, mezgit ve kalkan gibi balıklar avlanır. Göllerde ise tatlı su balıkları üretilmektedir.

İlçede enerji, Kızılırmak üzerinde kurulu iki Hidro-elektrik santralinden sağlanmaktadır. Aşağı Kızılırmak Projesi kapsamındaki Altınkaya Hidro-elektrik santrali ile Derbent Hidro-elektrik santrali ilçe sınırları içerisinde Kızılırmak üzerindedir. İlçe sanayi tesislerinin de yoğun olduğu bir merkezdir. Sanayii kuruluşu olarak; özel sektöre ait altı çeltik, üç un, bir kereste, salça ve yağ fabrikaları bulunmaktadır.

Bafra adının; Kızılırmak’ın denize açıldığı yerde (M.Ö. 521 yıllarında Fenikeliler zamanında) ticaret gemilerini yanaştığı koylara kurulan, ticaret evlerine, Bafira denilmesinden geldiği sanılmaktadır.

_bafra.jpg


Bafra yöresine ilk yerleşenler MÖ.4.000’lerde, orta Asya’dan göç eden Kaşkalardır. İkiztepe ören yerinde yapılan araştırmalarda Kalkolitik Döneme (M.Ö. 5000-4000) ait yerleşmelerin izine rastlanmıştır. İkiztepe ören yerinde İ.Ö. 4000 yıllarından İ.Ö. 1700 yıllarına kadar 2300 yıl boyunca sürekli yerleşim yapıldığı anlaşılmıştır. Burada Eski Tunç Çağı (M.Ö. 3000-2000) ve Erken Hitit (M.Ö. 1900-1800) dönemi kültürlerinin izlerinin taşıyan çok sayıda eser ve kalıntı bulunmuştur. M.Ö.VI.yüzyılda Lydialıların eline geçen yöre M.Ö. 546’da Perslerin, MÖ.47’de Romalıların, ardından da Bizanslıların hakimiyetine girmiştir.

Malazgirt Savaşı’ndan (1071) sonra; II.Kılıç Arslan döneminde Anadolu Selçuklularının eline geçen yöreye 1214 yılında Anadolu Selçuklu Hükümdarı İzzettin Keykuvas Türkmen aşiretlerini yerleştirmiştir. 1243’de başlayan Moğol istilaları Selçuklu İmparatorluğunun yıkılması ve Türk beyliklerinin kurulmaya başlamasına neden olmuştur. Canik Beyleri döneminde bölgede küçük bir Selçuklu Beyliği olan Bafra Beyliği kurulmuştur. 1460’da ise Osmanlı topraklarına dahil olmuştur.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Trabzon iline bağlı Canik Sancağına bağlı idi. 1854 yılında kaza durumuna getirilmiştir.

Şemseddin Sami Kamusü’l Âlam’da (1890) Bafra’yı “Trabzon Vilayetinin Canik sancağında nahiye merkezi bir kasaba” olarak tanımlamaktadır.

bafrahamam1930.jpg


Osmanlı-Rus (1876-1877) Savaşı’ndan sonra Kırım’dan Bafra’ya çok sayıda göçmen gelmiştir. Daha sonraları çıkan Balkan ve I. Dünya Savaşları Türk halkının azalmasına, Rum ve Ermenilerin iktisadi hayatı ellerine geçirip zenginleşmelerini sağlamıştır. Rum- Pontus İmparatorluğu’nu kurma hevesine kapılan Ermeni ve Rumlar mavri mira cemiyetini kurmuşlardır. Fakat 1919’da Milli Mücadelenin başlamasıyla bu amaçları gerçekleşmemiş, daha sonra Batı Trakya’daki Türklerle değiştirilmişlerdir.

Cumhuriyetin ilanından sonra da ilçe konumunu sürdüren Bafra’da günümüze gelebilen tarihi eserler arasında;

İkiztepe, Kelpeş Tepe Höyüğü, Katırdamı Höyüğü, Zahna Höyüğü, Tödüğün tepe Höyüğü, Tepecik Höyüğü, Kapı Kaya Kalıntısı, Hacı Baba Tepesi Höyüğü, Elmalık tepe Höyüğü, Cevizlik Höyüğü, Böğürtlen Höyüğü, Asar Kalesi, Büyük Cami (Cami-i Kebir) (1670), Tayyar Paşa Camisi (1869), Bedesten (XVII.yüzyıl), Hızır Bey Türbesi, Emir Mirza Bey Türbesi, Emir Efendi Türbesi, Tatlı Çeşme (1840), Şifa Hamamı, Mescit Çeşmesi, Kadı Çeşmesi, Ali Bey Çeşmesi, Çetinkaya Köprüsü bulunmaktadır. Ayrıca Gölleri, Kuş Cenneti ve sahilleri ilçenin doğal güzellikleri arasındadır.

Paura, Bafra

Bafra'nın tarihi M.Ö. 5000 yıllarına kadar uzanmaktadır. Bafra adının; Kızılırmak’ın denize açıldığı yerde (M.Ö. 521 yıllarında Fenikeliler zamanında) ticaret gemilerini yanaştığı koylara kurulan, ticaret evlerine, Bafira denilmesinden geldiği sanılmaktadır.

Bafra yöresine ilk yerleşenler MÖ.4.000’lerde, orta Asya’dan göç eden Kaşkalardır. İkiztepe ören yerinde yapılan araştırmalarda Kalkolitik Döneme (M.Ö. 5000-4000) ait yerleşmelerin izine rastlanmıştır. İkiztepe ören yerinde İ.Ö. 4000 yıllarından İ.Ö. 1700 yıllarına kadar 2300 yıl boyunca sürekli yerleşim yapıldığı anlaşılmıştır. Burada Eski Tunç Çağı (M.Ö. 3000-2000) ve Erken Hitit (M.Ö. 1900-1800) dönemi kültürlerinin izlerinin taşıyan çok sayıda eser ve kalıntı bulunmuştur. M.Ö. VI. yüzyılda Lydia’lıların eline geçen yöre M.Ö. 546’da Perslerin, MÖ.47’de Romalıların, ardından da Bizanslıların hakimiyetine girmiştir.

00004617.png


Bafra İkiztepe’de Helenistik döneme (M.Ö. 330-30) ait bir anıt mezar bulunmaktadır. Kentten günümüze bir Ortaçağ kalesinin kalıntıları gelebilmiştir. Bu kaleden, kaya içine oyulmuş merdivenli bir gizli geçit ile ırmak kıyısına iniliyordu. Bunun dışında kalenin altında, Paphlagonia türü görkemli anıtsal kaya mezarları bulunmaktadır.

00004618.png


İkiztepe örenyeri 1941 yılında Samsun yakınındaki Dündartepe de kazı yapan arkeologlar tarafından keşfedilmiştir. İkiztepe’deki ilk sistemli kazılar Prof. Dr. U.Bahadır Alkım tarafından 1974 yılında başlatılmış, 1981 yılından beri de Prof. Dr. Önder Bilgi tarafından yürütülmektedir. Örenyerine İkiztepe denmesine rağmen yerleşme alanı iki büyük, ikide küçük tepeden oluşmaktadır. 375x175 m. boyutlarında bir alanı kaplayan değişik büyüklükteki bu tepeler değişik kültür katlarına sahiptir.

Tepe I’ de İlk Tunç Çağı I, İlk Tunç Çağı II ve geçiş veya Er-Hitit Çağı, Tepe II, de Geç Kalkolitik Çağ, İl Tunç Çağı I ve İlk Tunç Çağı II; Tepe III’ de İlk Tunç Çağı III ile Geçiş veya Er-Hitit Çağı; Tepe IV’ de Geçiş veya Er-Hitit Çağının izleri saptanmıştır.

Tepe I, İlk Tunç Çağı III zamanında bir mezarlık olarak kullanılmıştır. 600’den fazla basit toprak tipinde mezar ortaya çıkarılmıştır. Mezarlara ölünün özel eşyası veya hediye olarak tunçtan yapılmış silahlar, aletler, takılar, semboller, pişmiş topraktan kaseler, kadın figürinleri, çıngıraklar, taş kolyeler ve biley taşları bırakılmıştır.

00004621.png


Tepe I, İkiztepe örenyerinin geçiş veya Erken-Hitit Çağı kültür katının sonunda tamamen terk edilmesinden sonra bir kez daha iskan edilmiştir. Bu son kültür, yerleşmede tümülüs tipi 2 odalı ve dromoslu bir anıt mezarla temsil edilir. Mezarın dromosunda ele geçirilen ve İstanbul’da Trakya Kralı Lysimakhas adına (M.Ö.3/6-281) basılmış altın bir sikkeden Helenistik çağa ait olduğu anlaşılmıştır.

Kazılar sonucunda ikiztepe örenyerinde Geç Kalkolitik Çağdan Eski Hitit Devletinin kuruluşuna kadar, yani (M.Ö.4000 yılından M.Ö.1700 yılına kadar kesintisiz yerleşmeler bulunduğu anlaşılmıştır.

Ali Bey Çeşmesi

Samsun ili Bafra ilçe meydanında bulunan bu çeşme Ali Bey tarafından yaptırılmıştır. XIX.yüzyılın son yıllarına tarihlendirilen çeşme, yakın tarihlerde restore edilmiştir.

00157208.jpg


Çeşme arkasındaki duvara dayalı olup, iki yanındaki iki sütun ve bunları birleştiren yuvarlak bir kemer içerisinde ayna taşı ve yalak taşından meydana gelmiştir. Üzerinde talik yazılı kitabesi bulunmaktadır.

Büyük Cami

Samsun Bafra ilçesinde bulunan bu camiyi Köprülü Mehmet Paşa’nın eşi Ayşe Hatun 1670 yılında yaptırmıştır. Bu caminin bulunduğu yerde daha önce İsfendiyaroğulları döneminde yapılmış ahşap bir caminin olduğu kaynaklardan öğrenilmektedir. Ancak bu cami ile ilgili yeterli bir bilgi bulunamamıştır.

00156481.jpg


Cami Klasik Osmanlı mimarisi üslubunda kesme taştan, kareye yakın dikdörtgen planlıdır. İbadet mekânın üzeri kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. Mihrap ve minberi kısmen orijinalliğini korumuştur. Caminin yanında taş kaide üzerinde yuvarlak gövdeli tek şerefeli bir minaresi bulunmaktadır.

Tayyar Paşa Camisi

Samsun Bafra ilçesinde, Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan bu camiyi Tayyar Paşa 1869 yılında yaptırmıştır. Yapılışından sonra değişik zamanlarda onarım geçirmiş olmasına rağmen özgünlüğünü korumuştur.

Cami kesme ve moloz taştan dikdörtgen planlı olarak yapılmıştır. İbadet mekânını önüne XX. yüzyılın ilk yarısında bir son cemaat yeri eklenmiştir. Mihrap ve minberi bir özellik göstermemektedir. Yanında taş kaide üzerine yuvarlak gövdeli tek şerefeli minaresi eklemiştir.

Emir Mirza Bey Türbesi

Samsun Bafra ilçesine 5 km. uzaklıktaki Emir Mirza Bey Türbesi, Türbe Köyü’nde bulunmaktadır. Kitabesinden öğrenildiğine göre Emir Mirza Bey’in veba salgını sırasında ölen yakınları için 1381 yılında yaptırılmıştır.

00156491.jpg


Türbe moloz taştan ve dikdörtgen planlı olarak yapılmış üzeri sivri bir kubbe ile örtülmüştür. Türbenin kubbe dışındaki alanlar tonoz örtülüdür.

Türbe içerisinde Selçuklu üslubunda altı sanduka bulunmaktadır.

Hızır Bey Türbesi

Samsun Bafra ilçesine 2 km uzaklıkta Hasırlı (Mardal) Köyü’nde bulunan bu türbe İsfendiyar Bey’in oğlu Hızır Bey’e aittir. Türbenin mimari yapısı ve tarihi belgeler XIV. yüzyılda yapıldığına işaret etmektedir.

Türbe moloz taştan yapılmış kare planlıdır. Ancak kaçak define kazıcıları tarafından tahrip edilmiştir.

Bafra Gölleri

kizilirmakdelta46820031.jpg


Samsun da çok sayıda göl bulunmaktadır. Kızılırmağın ikiye böldüğü Bafra Ovasının çevresinde geniş çukurluk alanlar bulunmaktadır. Bu çukurluk alanlarda irili ufaklı göller oluşmuştur.Bunların başlıcaları Kızılırmağın batısında Karaboğaz Gölü ile doğusundaki Balık Gölü, Dutdibi Gölü, Liman Gölü, Uzungöl, Hayırlı Göl, İncegöl, Çernek ve Tombul Gölüdür. Bu göllerin çevresi çoğunlukla saçlık ve batıklık alanlardır. Ayrıca çevrelerindeki ormanlık alanlar da doğal bir güzellik oluşturmuştur. Bunlardan Balık Gölü balık üretiminde, Liman Gölü de su ürünleri yönünden oldukça zengindirler.
 
Üst