Ankara Kalesi

ozaki

Süper Üye
4 Kas 2010
1,577
1,370
Ankara Kalesi kentin sembolüdür. Ankara'nın bekçiliğini yapan kalenin tarihi, kentin tarihi kadar eskidir. Ne zaman ne yapıldığı bilinmemekle birlikte Romalılar, Bizanslılar hakimiyetinde kalan kale, 1073 yılında Selçukluların eline geçmiştir. Selçuklular döneminde kaleye özel itina gösterilmiş olup kale genişletilmiştir.1101 yılında Haçlılarca ele geçirilen kale 1227 yılında tekrar Selçukluların hakimiyetine girmiştir. Selçuklular döneminde onarılan ve eklemeler yapılan kale Osmanlı döneminde 1832'de Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa tarafından onarımdan geçirilmiştir.

Kalenin bulunduğu tepe yanındaki Hatip Çayı - Bent deresinden 110 m. yüksektedir. Osmanlılar zamanında Mısır Valisi Mehmet Muhammet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa'nın aldığı Ankara Kalesini tekrar onarttığı bilinmektedir.Kale iç ve dış kale olarak iki kısımdır. 20' den fazla kulesi vardır. Dış Kale eski Ankara şehrini çevirir. Dört katlı olan iç kale Ankara taşından ve toplama taşlarla yapılmıştır. İç Kalenin iki büyük kapısı vardır.Biri dış kapı, diğeri ise hisar kapısı adını taşır.
Kapı üzerinde bir de İlhanlılar' a ait kitabe bulunur. İç Kaledeki kulelerin yüksekliği 14 ila 16 metre arasındadır. Kuzeybatı kısmında Selçukluların yaptırdığını gösteren bir yazı bulunmaktadır. Bugün kale içindeki değişik dönemlerden kalmış birçok eski Ankara Evi bulunmaktadır. Bazıları çeşitli hizmetlerde kullanılmaktadır.

Ankara Kalesi, tepenin yüksek bölümünü kaplayan iç kale ve çevresini kuşatan dış kaleden oluşur (dış kalenin 20'ye yakın kulesi vardır). Dış kale eski Ankara şehrini çevirir. İç kale yaklaşık 43.000 km2'lik bir yer kaplar. 14-16 m yüksekliğindeki duvarların üstünde çoğu 5 köşeli 42 kule vardır. Dış surları kuzey-güney doğrultusunda yaklaşık 350 m, batı-doğu doğrultusunda ise 180 m. boyunca uzanır. İç kalenin güney ve bati duvarları bir dik açı oluşturur. Doğu duvarı tepenin girinti çıkıntılarını izler.Kuzey yamaç ise farklı tekniklerle yapılmış duvarlarla korunur.Koruma düzeninin en ilgi çekici yani; doğu,batı ve güney duvarları boyunca 15-20 m.'de bir yer alan 42 tane beşgen burçtur. Dışkale ile iç kale,doguda Doğu kalesi'nde batıda hatip çayına bakan yamaçta birleşir. Iç kale'nin güneydoğu köşesinde ise kalenin en yüksek yeri olan Akkale (Halk arasında Alıtaşı)yer alır. Dört katlı olan iç kale Ankara tasından ve toplama taşlarla yapılmıştır. İç kalenin iki büyük kapısı vardır. Biri dış kapı, diğeri ise hisar kapısı adını taşır. Kapı üzerinde bir de İlhanlılar'a ait kitabe bulunur. Kuzeybatı kısmında Selçukluların yaptırdıgını gösteren bir yazı bulunmaktadır. Duvarların alt bölümü mermer ve bazalttan yapılmıştır, üst kesimlerine doğru bloklar arasında tugla bölümlerin büyük ölçüde zarar görmesine karsın, iç kale bozulmadan günümüze kadar gelmiştir. VIII ve IX.yy'larda kent istilalara ugrayınca, kaleyi hızla onarmak için, o sıralarda yıkıntı halinde olan Roma anıtlarının mermer blokları, sütun baslıkları, su yollarının mermer olukları kullanılmıştır. (bunlara özellikle iç kalenin güney yönünde rastlanır)

17.yüzyılın ortasına doğru, 1640 yılında Ankara' ya gelen Evliya Çelebi, kenti ve kentteki yaşamı ayrıntılı biçimde anlatmaktadır. Evliya Çelebi önce ünlü Ankara Kalesinden söz eder. Ankara'nın yüksek bir dağın tepesine dört kat beyaz taştan yapılmış sağlam bir dağın tepesine dört kat beyaz taştan yapılmış sağlam bir kalesi vardır. Kale iç içe üç kat surlarla çevrilidir. İç kalenin çevresi kayalıktır. Bu yalçın kayalardan kaleye tırmanmak çok zordur. İç kalede topları çeşitli silahlar, cephane ve 600 ev bulunur.

İç Kale aşağılarda ikinci sıra surlarla çevrilidir. Dağın eteklerinde ise üçüncü sıra dış surlar yer alır. Bu dış surlarla tüm kent güvenlik altına alınmıştır.

Bugün kale içindeki degisik dönemlerden kalmis birçok eski Ankara Evi bulunmaktadir. Kaleiçi Mahallesi'nde bulunan eski Ankara evleri, sur duvarlari ile çevrili dar ve dik bir alanda konumlandiklari için, planlari dar alanlardan en çok faydalanmayi gözeterek yapilmis. Iki ya da üç katli olarak ahsap, kerpiç ve tugladan insa edilmisler. Arazi yapisinin düz olmamasi, alt kat planlarinin da düzgün olmamasina yol açmis, ama üst katlar cumba tipindeki çikintilarla düzgün bir plana kavusturulmus. Alt katlar kislik olarak, kalin duvarli ve küçük pencereli yapilmis, üst katlar ise yazlik olarak ince duvarli ve havadar yapilmis. Genis saçaklar ve 'Cihannüma' denilen yazlik odalar Ankara evlerinin belirleyici özelliklerinden. Ahsap tavan süslemelerinde geometrik kompozisyonlar kullanilmistir. Bazilari çesitli hizmetlerde kullanilmaktadir. 17.yüzyilin ortasina dogru, 1640 yilinda Ankara' ya gelen Evliya Çelebi, kenti ve kentteki yasami ayrintili biçimde anlatmaktadir. Evliya Çelebi önce ünlü Ankara Kalesinden söz eder. 'Ankara'nin yüksek bir dagin tepesine dört kat beyaz tastan yapilmis saglam bir kalesi vardir. Kale iç içe üç kat surlarla çevrilidir. Iç kalenin çevresi kayaliktir. Bu yalçın kayalardan kaleye tırmanmak çok zordur. Iç kalede toplari çesitli silahlar, cephane ve 600 ev bulunur. Iç Kale asagilarda ikinci sira surlarla çevrilidir. Dagin eteklerinde ise üçüncü sira dis surlar yer alir. Bu dis surlarla tüm kent güvenlik altına alınmıştır.'
 
Üst