LÜK-LÜK
Orhan Tolon tarafından 25 İkinci Teşrin/Kasım 1935 tarihinde yayınlanan 309 numaralı Çocuk Sesi dergisi için yaratılmış Lük-Lük, çizerin aynı dergide daha önce basılan üç başlığında olduğu gibi yarı reel-yarı karikatürize çizgi stilinde hazırlanmıştır.
'Lük-Lük Altın Arıyor' başlıklı bu macera, Lük Lük adlı bir köylünün zengin olmak için İstanbul'a gitmesini anlatmaktadır. Karısını, kundaktaki bebeğini geride bırakan Lük Lük, trene atladığı gibi yola çıkmış, ancak biletlerini yanındaki kazlara kaptırıp ilk istasyonda indirilmiş ve yolculuğuna maceralar içinde devam etmek zorunda kalmıştır. Köylü kurnazlığını fütursuzca sergileyerek kendisine çıkar sağlamayı mubah gören bir düşünce yapısındaki karakterin bu davranışları belli ölçülerde kabul görmüştür.
Sonunda bir balina gemisinde mahsur kalan Lük-Lük, burada kaptanı her seferinde çileden çıkarmış ve kutuplara yakın seyreden rotasında batan gemiden dostu ayı sayesinde kurtulmuştur . Kuzey Kutbuna ulaşan ikili buradan bir buzdağında bir müddet yaşadıktan sonra bir denizaltıyla kendisini kurtaran Amerikan sakız kralının yerine geçmiştir. İkizi kadar benzediği bu adamın düşmanları tarafından kaçırılan Lük-Lük, sonradan hem onunla hem de bir altın madeni bulan Mişon'la ortak olmuş ve Karun kadar zengin olarak evinin yolunu tutmuştur.
Çocuk Sesi dergisinde yayınlanan bir Lük-Lük Altın Arıyor macerası sayfası.
Tolon'un bu başlığında öncekilerden farkı, çizdiği devekuşu gibi hayvanları da konuşturmuş olmasıdır. Dile gelen hayvan karakterler de öyküde birey haline gelmiş ve konuşma balonlarında sarfettikleri mantıklı laflarla köylü kahramana kılavuzluk etmişlerdir. Hatta çizer bir gemiyle beraber güneşe kaş, göz ve ağız çizerek olayı iyice akılalmaz boyuta ulaştırmıştır. İnanılmaz ve zorlama tesadüfler zincirlerine meraklı olan Tolon'un senaryosundaki bu naifliklere rağmen, kurgudaki akıcılık sayesinde Lük-Lük de öncülleri gibi okurlar tarafından ilgiyle izlenmiştir.
Orhan Tolon tarafından 25 İkinci Teşrin/Kasım 1935 tarihinde yayınlanan 309 numaralı Çocuk Sesi dergisi için yaratılmış Lük-Lük, çizerin aynı dergide daha önce basılan üç başlığında olduğu gibi yarı reel-yarı karikatürize çizgi stilinde hazırlanmıştır.
'Lük-Lük Altın Arıyor' başlıklı bu macera, Lük Lük adlı bir köylünün zengin olmak için İstanbul'a gitmesini anlatmaktadır. Karısını, kundaktaki bebeğini geride bırakan Lük Lük, trene atladığı gibi yola çıkmış, ancak biletlerini yanındaki kazlara kaptırıp ilk istasyonda indirilmiş ve yolculuğuna maceralar içinde devam etmek zorunda kalmıştır. Köylü kurnazlığını fütursuzca sergileyerek kendisine çıkar sağlamayı mubah gören bir düşünce yapısındaki karakterin bu davranışları belli ölçülerde kabul görmüştür.
Sonunda bir balina gemisinde mahsur kalan Lük-Lük, burada kaptanı her seferinde çileden çıkarmış ve kutuplara yakın seyreden rotasında batan gemiden dostu ayı sayesinde kurtulmuştur . Kuzey Kutbuna ulaşan ikili buradan bir buzdağında bir müddet yaşadıktan sonra bir denizaltıyla kendisini kurtaran Amerikan sakız kralının yerine geçmiştir. İkizi kadar benzediği bu adamın düşmanları tarafından kaçırılan Lük-Lük, sonradan hem onunla hem de bir altın madeni bulan Mişon'la ortak olmuş ve Karun kadar zengin olarak evinin yolunu tutmuştur.
Çocuk Sesi dergisinde yayınlanan bir Lük-Lük Altın Arıyor macerası sayfası.
Tolon'un bu başlığında öncekilerden farkı, çizdiği devekuşu gibi hayvanları da konuşturmuş olmasıdır. Dile gelen hayvan karakterler de öyküde birey haline gelmiş ve konuşma balonlarında sarfettikleri mantıklı laflarla köylü kahramana kılavuzluk etmişlerdir. Hatta çizer bir gemiyle beraber güneşe kaş, göz ve ağız çizerek olayı iyice akılalmaz boyuta ulaştırmıştır. İnanılmaz ve zorlama tesadüfler zincirlerine meraklı olan Tolon'un senaryosundaki bu naifliklere rağmen, kurgudaki akıcılık sayesinde Lük-Lük de öncülleri gibi okurlar tarafından ilgiyle izlenmiştir.