bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,310
49,914
NeverLand
KÜÇÜK PRENS
(Johan et Pirlouit)



Çizeri Peyo'nun 1947 yılında haftalık Spirou dergisi için yarattığı Johan et Pirlouit/Küçük Prens, şövalyelik dönemine ait konulan mizahi bir dille işleyen karikatürize bir çizgiromandır.

Johan et Pirlouit, yayına girmesinden sonra hiçbir zaman Spirou dergisinin lokomotif başlıklarından biri haline gelememiş olsa da, oldukça sıkı bir hayran kitlesi yaratmayı başarmıştır. Ancak Johan et Pirlouit, asıl şöhretini 1958 yılında çizilen bir macerasında ortaya çıkan küçük, mavi yaratıklardan sonra yapmıştır. Başlığın yaratıcısı olan Peyo, yeni bir Johan et Pirlouit serüveni hazırlamak için tasarladığı minik insanların yaşadığı minicik bir köy halkına, hiçbir dilde karşılığı olmayan Schtroumpfs adını vermişti. Sonradan Şirinler adıyla ünlenecek ve popülaritesi ilk ortaya çıktıkları çizgiroman olan Johan et Pirlouit'i dahi sollayacak, hatta çizerinin onu bırakmasına neden olacak bu mavi renkli yaratıklar Peyo'ya hayatının şansını getirmişlerdir.

JohantetPirlouit14.jpg

İkiliden güler yüzü ve uzun boyuyla öne çıkan Johan, ülkemizde Küçük Prens adını almış, kısa boylu ve ancak eline gürültülü biçimde çaldığı telli veya üflemeli bir çalgı geçirdiğinde yüzü gülen Pirlouit ise sarı saçları, yerinde durmayan, çabuk kızan, hemen bağırıp çağırmaya başlayan karakterinden dolayı Afacan adını almıştır. Kocaman bir şatoyu yöneten ve Majeste olarak anılan kişiye olan bağlılıkları vardır, Küçük Prens beyaz bir ata binerken, Afacan'ın bineği -kendi boyuna göre olan- Karakaçan adlı siyah bir keçiden ibarettir.

izgiromanAnsiklopedisi369a.jpg


1960 tarihli Bilgi Yayınlarından çıkan bir Küçük Prens kapağı.

Johan et Pirlouit, Türkiye'de ilk kez 1960 yılında Adnan Şakrak'ın sahibi olduğu Bilgi Yayınları tarafından Küçük Prens adı altında yayınlanmış, onu 1966'da kardeşi Bilge Şakrak'ın çıkardığı haftalık seri izlemiştir. Bilge Şakrak, 1965 yılında küçük boy cep kitabı formatındaki farklı bir seriye sonraki yıllarda yenilerini eklemiştir. 1972, 1978, 1981 ve 1984'de ilki fasikül, diğer üçü ciltli formatta Şilliler Yayınevi tarafından maceraları Türk okurlanna ulaştırılmıştır.

izgiromanAnsiklopedisi370.jpg


1966 tarihli Küçük Prens dergisinin kapağı.
 

stoktan

Guest
27 Nis 2010
613
969
Acıbadem - İstanbul
Türkçe baskılara bir anahtar çalışma

Fransız klasik seri kronolojisi, Türkiye baskısı karşılıkları ve Şirinler ile ilgili küçük notlar;

■*1*Le Châtiment de Basenhau,*Dupuis,*Marcinelle,*Ocak*1954-------Dikenbaş'ın İhaneti
****Senaryo ve Çizim*:*Peyo
■*2*Le Maître de Roucybeuf,*Dupuis,*Marcinelle,*Ocak*1954-----------Esrarengiz Şato
****Senaryo ve Çizim*:*Peyo
■*3*Le Lutin du Bois aux Roches,*Dupuis,*Marcinelle,*Ocak*1956-----Ormanlar Hayduduna Karşı
****Senaryo ve Çizim*:*Peyo
■*4*La Pierre de lune,*Dupuis,*Marcinelle,*Ocak*1956------------------Sihirbazın Kulübesi
****Senaryo ve Çizim*:*Peyo
■*5*Le Serment des vikings,*Dupuis,*Marcinelle,*Ocak*1957-----------Vikinglerin İntikamı
****Senaryo ve Çizim*:*Peyo
■*6*La Source des dieux,*Dupuis,*Marcinelle,*Ocak*1957---------------Devle Karşı Karşıya
****Senaryo ve Çizim*:*Peyo
■*7*La Flèche noire,*Dupuis,*Marcinelle,*Ocak*1959---------------------Kara Ok
****Senaryo ve Çizim*:*Peyo
■*8*Le Sire de Montrésor,*Dupuis,*Marcinelle,*Ocak*1960--------------Sarı Peçe
****Senaryo ve Çizim*:*Peyo
■*9*La Flûte à six schtroumpfs,*Dupuis,*Marcinelle,*Ocak*1960 ------Sihirli Flüt_(Schtroumpfs (şirinler) adının ilk geçtiği hikâye. Türkiye'deki baskının sonu 23 kare eksiktir. Flütü şirinlere götürmek yerine denize atıp, kestirmeden şatoya dönmeye karar verir arkadaşlar.)
****Senaryo ve Çizim*:*Peyo
■*10*La Guerre des sept fontaines,*Dupuis,*Marcinelle,*Ocak*1961---Hayaletler Şatosu_(Sihirli flüt ve şirinlerle başka bir hikâyede tekrar karşılaşıyoruz)
****Senaryo ve Çizim*:*Peyo
■*11*L'Anneau des Castellac,*Dupuis,*Marcinelle,*Ocak*1962-----------Esir Dük
****Senaryo ve Çizim*:*Peyo
■*12*Le Pays maudit,*Dupuis,*Marcinelle,*Ocak*1964--------------------Sihirli Ülke_(Şovmenin elinde esir olan şirinle birlikte tehlikedeki şirin ülkesine gidiş)
****Senaryo ve Çizim*:*Peyo
■*13*Le Sortilège de Maltrochu,*Dupuis,*Marcinelle,*Ocak*1970
****Senaryo ve Çizim*:*Peyo
■*14*La Horde du corbeau,*Le Lombard,*Bruxelles,*Ocak*1994
****Senaryo*:*Yvan Delporte*- Çizim*:*Alain Maury*- Renklendirme*:*Studio Leonardo
■*15*Les Troubadours de Roc-à-Pic,*Le Lombard,*Bruxelles,*Ocak*1995
****Senaryo*:*Thierry Culliford,*Yvan Delporte*- Çizim*:*Alain Maury*- Renklendirme*:*Studio Leonardo
■*16*La Nuit des sorciers,*Le Lombard,*Bruxelles,*Mayıs*1998
****Senaryo*:*Yvan Delporte*- Çizim*:*Alain Maury*- Renklendirme*:*Nine
■*17*La Rose des sables,*Le Lombard,*Bruxelles,*Mayıs*2001
****Senaryo*:*Luc Parthoens*- Çizim*:*Alain Maury*- Renklendirme*:*Nine

Not: Benim tesbit ettiğim, Peyo'nun sağlığında kendi çizdiği Dupuis basımı 13 kitabın 12si Türkçe basılmış.
Eklemeyi veya düzeltmeyi uygun gördüğünüz bir konu varsa lütfen bildirin.

"Sihirli Flüt"ün sonu ile ilgili aktarım;
(Sarkomer'in Şilliler taramasından ve orijinal Fransız baskıdan alınmış taramadan yararlanılmıştır.)

2rw5la9.jpg
2cg2efn.jpg

xf0wt2.jpg
akbzg1.jpg
 
Son düzenleme:

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,310
49,914
NeverLand
(Schtroumpfs (şirinler) adının ilk geçtiği hikâye. Türkiye'deki baskının sonu 23 kare eksiktir. Flütü şirinlere götürmek yerine, arkadaşlarımız kestirmeden şatoya dönmeye karar verirler.)

Eksik gediği en kısa zamanda tamamlamak dileğiyle.
Güzel çalışma olmuş.
Tebrikler.
 

gurselileri

Guest
18 Tem 2010
2,226
2,298
LÜLEBURGAZ
çocukluğuma ait anılarımda küçük prensin çok özel bir yeri vardır... ilk sıradaki 14 numaralı cilde hasta oldum... eskiyecek diye böyle bir kitabı insan okumaya kıyamaz... koy kitaplığına seyret:) sanırım fransızca... ama yine de eskimiş yıpranmış sarı kağıda basılı çocukluğumdan beri sakladığım bir kaç cildin manevi değeriyle boy ölçüşemez:)
 

stoktan

Guest
27 Nis 2010
613
969
Acıbadem - İstanbul
Artık boynumuzun borcu tamamlamak ama bunda en çok sen yorulacaksın gibime geliyor Bakunin üstadım. :)

Lafta kalmasın deyip, "Sihirli Flüt"ün sonu ile ilgili dökümanı da ekledim.
Saygılar...
 
12 Şub 2010
15,006
543,758
Teşekkürler stoktan; beni o yıllara geri götürdün. Şimdi düşünüyorum da, Küçük Prens zevkle okuduğum kitaplardandı ve çikolata için mutluluk hissi verir derler ya, öyle bir etkisi vardı. Bir de çevirisi ile Türk malı gibiydi. Şimdi orijinal metne sadık kalınarak çeviri yapılmasından yanayım, ama o yıllarda çizgiroman çevirilerinin çoğunda serbest uyarlama yapılmaktaydı. O yıllarda bu konuda benim en fazla dikkatimi çeken çeviriler Temel Reis 'teydi. İnanın o zaman Temel Reis ' i gerçekten karadenizli sanıyordum ilkokul yıllarımda.
 

stoktan

Guest
27 Nis 2010
613
969
Acıbadem - İstanbul
Çok haklısın Profesör arkadaşım, evet zaman zaman çeviriden çok adaptasyon oluyordu. Bu, o içe kapalı dünyamızda mazur görülebilecek bişeydi dediğin gibi. Tabi yeryer uydurmalara kadar iş gitmese... Yukarda örneklediğim final gibi; ":DBu flütler adamın başına derdaçar, en iyisi denize atalım da bu hikaye de burda bitsin:D" babında oldumu da şimdi artık gülen suratları diziyoruz işte.
Temel Reis'le verdiğin örnek çok müthiş. Hakkaten öyleydi ve belki de o koşullarda iyiki de öyleydi. :)
Sevgiler.
 
12 Şub 2010
15,006
543,758
Sevgili stoktan; aklımda kalan bir Temel Reis'ten Safinaz ' a : " Bakacağum haritaya, dar midur, geniş midur Kayseri'nin limanu ". Kimbilir orijinali nasıldı. Keşke bu konularda araştırma yapacak birileri olsa. Keşke üniversitelerimizin birinde çizgiromanla ilgili bir enstitü kurulsa. Sahi Amerika veya İtalya'da böyle bir enstitü var mıdır?
 

stoktan

Guest
27 Nis 2010
613
969
Acıbadem - İstanbul
:D:D:D Sevgili Profesör, akşam akşam beni iyi güldürdün, dedim de akşamı kalmamış, sabaha gidiyoruz, saatten haberim yok. :)
Doğru hakikaten, bu işlerde akademik araştırma gerek. Eh biz de ufak ufak araştırmalara burada başladık sayılır, :) akademik sayılır mı bilmem...
Üstat Bakunin'in hem kendi işleri, hem de yaptığı kimi aktarımlar, bu hususta umut verici bir faaliyetin olduğunu gösteriyor.
Fakat bir gerçek var ki, resmen canımı yakıyor. Yabancı çizgi roman dünyasına (batı tabi) daldığımda öylesine bir zenginlikle karşılaşıyorum ki, bu hususta ciddi olarak kültürel zayıflık içinde olduğumuzu üzülerek görüyorum. 1900lerin başlarından bu yana öylesine bir derinlik oluşmuş ki bu alanda batıda, insan içinde kendini kaybediyor.
O ülkelerde çok evvelden kurumsallaşmış, akademikleşmiş bir sanat alanı. Bizde ise henüz ciddiye alınır bir hal yok işin doğrusu. Ama son yıllardaki hızlı silkinişin bu konuda da etkisini göstereceğini umuyorum.
Ne diyelim, hayırlısı...
 
12 Şub 2010
15,006
543,758
İş geliyor ekonomiye dayanıyor sevgili stoktan. Zenginleştikçe insanlar kültüre, sanata eğilebiliyorlar. Sanat ve kültür zevki gelişkin olup buna zamanını ayırabilen ve ekonomik sorunu olmayan kişiler iz bırakacak çalışmalar yapabilir. Ekonomik durumu yeterli olmayanlardan ancak istisnai sayıda ve özelliği olan kişiler kültüre, sanata ses getirecek katkı sağlayabilir.

Bakunin usta hakkında hep senin gibi düşünmüşümdür. Ansiklopedi çalışması, taramalara getirdiği yorumlar büyük bir birikimi ve sevgiyi yansıtıyor. Özel bir üniversite sahibi olsam, mutlaka çizgiroman konusunda bir kürsü veya enstitü ihdas eder, kurucu ve öğretim üyesi olarak en başta Bakunin ustayı ve arkadaşlarını kadro olarak davet ederdim.
 

bakunin

Admin
12 Mar 2009
6,310
49,914
NeverLand
Artık boynumuzun borcu tamamlamak ama bunda en çok sen yorulacaksın gibime geliyor Bakunin üstadım. :)

Lafta kalmasın deyip, "Sihirli Flüt"ün sonu ile ilgili dökümanı da ekledim.
Saygılar...

Yorulmak değil de zaman sorun oluyor dostum.
Bu arada son karede hakikaten zamanında neleri eksik okuduğumuzu öğrenmek gerçekten de çok şaşırtıcı.
 

stoktan

Guest
27 Nis 2010
613
969
Acıbadem - İstanbul
Evet Profesör arkadaşım, bence de refah seviyesiyle ilintili.
Aslında bizim pekçok sorunumuz geç sanayileşme ile bağlantılı (100 sene kadar). Batılı kardeşler, bu sayede sanatla, çevreyle, bireysel hak ve özgürlüklerle vs. daha entellektüel boyutlarda uğraşırken, biz şimdilik arayı kapatmaya çalışıyoruz.
Bu arada aklıma gelmişken; bizde de Anadolu Üniversitesinde Güzel Sanatlar Fakültesi, Grafik Bölümü altında temel bir eğitim programı var bildiğim kadarıyla.

Bakunin üstadım, zaman hakikaten hiçbir durumda yetmiyor. "Emekli olunca herşeye acaip zamanım olacak" diye düşünürdüm. Emin ol doğru değilmiş. Gene yetmiyor, her zaman yapacak çok şey var.
O son sayfanın orijinalini ilk gördüğümde, tabi şimdi güldüğüm gibi gülmemiştim. Kötü bir aldatılmışlık hissi sarmıştı içimi.
 
Son düzenleme:
Üst